25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 11 NİSAN 2009 CUMARTESİ 14 HABERLER Bir ekonomi yorumcusu, gazetesinde yerel se- çimlere ilişkin şunları yazmış: “Peş peşe gelen seçimlerin ekonomiyi boğduğunu ve disiplini or- tadan kaldırdığını anlamıyorsak saçmalıyoruz.” İfade saçma; ama cüretkâr da. Beş yılda bir yapılan seçimler bile gözlerine batıyor bu gibilerin. Üstelik toplumsal muhale- fet gerilemiş, sendikal örgütlülük düzeyi düşmüş, özgür basın son derece sınırlı bir alana hap- solmuş, böylece siyaset ve devlet üzerinde top- lamsal denetim imkânları çok sınırlı iken bun- ları ifade edebiliyor. Ağır bir toplumsal soruna doğru yol alan kriz koşullarında siyasetin, ekonominin gidişatını bozduğunu ifade eden bu cürete doğrusu şapka çıkartıyorum! Kriz sürecinde en etkili si- lah siyaset iken bu sözleri edebilmek doğrusu ilginç. Dünya kapitalizminin en önemli piyasacı, hatta piyasayı Tanrı düzeyinde tanımlayan ideologları bile şu derinleşen kriz koşullarında, devletin müdahalesine teslim olmadılarsa da bu- raya doğru dönüş yaparken, siyaset yeni eko- nomik politikalar üzerinde enerjik bir tutum alır- ken ve bu tutumun kendisi siyaset-ekonomi iliş- kisini yeniden tarif ederken, bizimkilerin hâlâ es- ki plakları çalmaya çalışmaları da tuhaf! Demek ki bizdeki taklitçilikte de bir sorun var. Belki de bu taklitçiler çok yönlü oldukları için ori- jinal köklerini yeterince iyi izleyemiyorlar. Kolay değil, hem akademide ders vermek, hem şirket yönetim kurulunda değerli fikirlerini zikretmek (Uğur Mumcu bunlara holding profesörleri derdi) hem televizyonlarda askılı bir görünüm- le yorum yapmak ve gazeteler için kalem oy- natmak enerji tüketiyor olmalı ki repertuvarla- rını genişletmeye bir türlü fırsat bulamıyorlar. Aynı plak çalınıp durulduğu halde, ekonomi kamuoyu, üniversite ve siyasetin tepki verme- mesi üzerinde de durulabilir. Zaten bu tepkisizlik nedeniyle, bu piyasa iktisatçıları bu bilgi dü- zeyleriyle bu kadar cüretkârlar. Bir adım daha ileri gidip, bunların yüklü maaş, jestiyon, yolluk vb. aldıkları kesimlere de hizmet edemedikle- rini söyleyecek değilim. Bu krizden sonra, ekonomi ve siyaset bağ- lantısı muhakkak ki yeniden ama eskiye göre çok farklı biçimde kurulmuş olacak. Bütün mesele, bu bağlantıda, sosyal boyutun belirle- yici hale gelmesidir. Bunu belirleyecek olan kuş- kusuz sendikaların ve yeni bir dünyayı kavra- mış olan siyasetin müdahalesi olacak. Daha öz- gür ve daha sosyal, bir dünyanın tesis edilmesi de buradan geçecek. erankara@hotmail.com Siyasetsiz Bir Ekonomi G Ö R Ü Ş ERHAN BİLGİN Küresel imalatçõ olmak kolay değil YAHYA ARIKAN malicozum@ismmmo.org.tr YAŞAMDA MALİ ÇÖZÜM Çocuğunuzun dershane faturasõ gider kaydedilebilir E konomik kriz ortamında zam yapamayan şirketler, çalışan- larının verimini arttırmak, mo- ral ve motivasyonunu yükselt- mek için çeşitli şekillerde mad- di destekler sağlayabiliyorlar. Şirket per- sonelinin bakmakla yükümlü olduğu ço- cuklarına ait özel dershane eğitim gider- leri şirket tarafından karşılanırsa Kurum- lar Vergisi matrahının tespitinde gider olarak kaydedilmesi mümkün. 5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 6’ncı maddesinin (1) ve (2)’nci fıkralarında, kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum ka- zancı üzerinden hesaplanacağı ve safi ku- rum kazancının tespitinde, Gelir Vergisi Ka- nunu’nun ticarî kazanç hakkındaki hüküm- lerinin uygulanacağı, hüküm altına alınmış- tır. 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 40’ıncı maddesinin 1’inci bendinde ticari ka- zancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderlerin; safi ticari kazancın tespitinde gider olarak indirileceği hükme bağlanmıştır. Ücret giderlerini bu kapsam- da değerlendirmek gerekir. Yine aynı ka- nunda ücret tarif edilirken çalışana sağlanan bütün olanaklar tanıma dahil ediliyor. Bursun vergiden düşülmesi İstanbul Defterdarlığı’nın konuya ilişkin (24.02.1993 tarih ve B.07.4.DEF.0.34.11- GVK 2812-2750-3214 sayılı) özelgesinde, özel müessese ve şahıslar hesabına Türki- ye’de tahsilde bulunan öğrencilere yiyecek, barınma ve eğitim gideri ile burs olarak ya- pılan ödemelerin gider olarak indirilmesinin koşulları şöyle: Bursun işle ilgili olması, yani burs ve- rilen kişilerin okulu bitirdikten sonra işletmede yükümlülükleri nedeniyle çalışacaklarını gösteren bir sözleşme düzenlenmesi ve bu durumun herhangi bir inceleme anında inceleme elemanına kanıtlanması, Burs verilecek kişilerin, Türkiye’nin her tarafından eğitim gören öğrencilerin katılabileceği bir yarışma sınavı sonunda sı- navı kazanabilen kişilerden olması, Verilen burs miktarının işin ehemmiyeti ve genişliği ile orantılı olması. Bu koşulları taşırsa ödemelerin gelir ver- gisinden istisna olacağı ve kurum kazancı- nın tespitinde gider olarak hasılattan indiri- lebileceği belirtiliyor. Yukarıdaki şartların sağlanamaması ha- linde ise; firma personelinin bakmakla yü- kümlü olduğu çocuklarına ait özel dersha- ne eğitim giderlerine ilişkin ödemeler per- sonele sağlanan menfaat kapsamında üc- ret olarak değerlendirilmeli. KDV dahil tutar üzerinden brütleştirilerek Gelir Vergisi Ka- nunu’nun 94/1 maddesi uyarınca brüt tutar üzerinden gelir vergisi kesintisi yapılmalı. Per- sonele sağlanan bu menfaatın ücret kap- samında değerlendirilerek kurum kazancı- nın tespitinde gider olarak indirimi mümkün. Renault Türkiye Genel Müdürü Tarõk Tunalõoğlu KOBİ niteliğinde tedarikçilerine önerilerde bulundu Emekli öğretmenim, eşim de bankadan emekli. İkimizin ortak olduğu limitet şirkette 16 yıldır ticaret yapıyoruz. Sosyal güvenlik destek priminden dolayı 10 bin lira cezalı ödeme gel- di. Ağustos 2008’de aftan yararlanarak ödedik. Bundan sonra sizden kesilecek dendi, ancak ke- silmiyor. Ne yapmamız gerekir? Nihat TAN Memur ve banka sandõğõ emeklisi için destek primi 2004 Şubat ayõ sonrasõ için ödenir. Bu du- rumda, 2004 Şubat ayõ itibarõyla destek primi ödenmesi gerekmektedir. 2004-30.09.2008 dönemi için 12. basamağõn yüzde 10’u ve 01.10.2008 itibarõyla maaşõnõzõn yüzde 12’si, 2009 yõlõnda yüzde 13’ü (üst sõnõrõn matrahõ en yüksek Bağ-Kur emekli maaşõdõr) ka- dar SGDP ödemeniz gerekmektedir. Yüzde 12 oranõ 2009 yõlõnda yüzde 13, 2010 yõlõnda yüz- de 14, 2011 ve izleyen yõllarda yüzde 15 olarak uygulanacaktõr. Ve artõk bu prim emekli maa- şõndan kesilecektir. Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan emekli olmam nedeni ile SGKB’nin ge- nelge ve tebliğlerini internetten takip etmekteyim. 2008/115 sayılı ek genelge ile 02/01/2009 tarihinden itibaren yurtdışı borçlanmasında kesin dönüş şartı kaldırıldığını okudum. Osman Pınar Yurtdõşõnda Geçen Sürelerin Borçlandõrõlmasõ ve Değerlendirilmesine İlişkin Yönetmelik uyarõnca, (63. madde) “Aylõğa hak kazanma ve aylõ- ğõn başlama tarihi”, değerlendirilen sürelerin aylõk bağlanmasõnda dik- kate alõnabilmesi için; a) Yurda kesin dönülmüş olmasõ, b) Tahakkuk et- tirilen borcun tamamõnõn ödenmiş olmasõ, c) 5510 sayõlõ Kanunla mülga kanunlarõn yürürlükteki hükümlerine veya sosyal güvenlik kanunlarõna gö- re aylõğa hak kazanõlmõş olmasõ, ç) Kuruma yazõlõ başvuruda bulunulmasõ şarttõr. Kesin dönüşten ise, aylõk tahsis talebinde bulunanlarõn yurtdõşõn- daki çalõşmalarõnõn sona ermesini, ikamete dayalõ bir sosyal sigorta ya da sosyal yardõm ödeneği almamalarõ durumu ifade edilmektedir. Sorularınız için malicozum ism mmo.org.tr ad- resine mail ata- bilirsiniz. Tüm sorular e-posta ile tek tek ce- vaplanacaktır. Yurtdõşõndan kesin dönüşün koşullarõ nelerdir? ŞİRKET ORTAĞI EMEKLİ MEMURUN DESTEK PRİMİ MAAŞTAN KESİLECEK Yapı Kredi’den KOBİ’lere kredi desteği 5510 sayılı yasadan önce her üç mevzuatta (SSK’li, Bağ-Kur’lu ve memurlar için) farklı tutarlar üzerinden cenaze yardımı yapılmaktaydı. Cenaze ödeneği; 1) İş kazası veya meslek hastalığı sonucu, 2) Sürekli iş göremezlik ge- liri, malullük veya yaşlılık aylığı almakta iken, 3) Kendisi için en az 360 gün malullük, yaş- lılık ve ölüm sigortası primi bildirilmiş iken ölen sigortalının ailesine verilir. Kendisi için en az 360 gün prim bildirilmiş iken ölen sigortalı- ya verilecek cenaze ödeneğinde ölüm tari- hinde sigortalı olma şartı aranmaz. Cenaze ödeneği sigortalının sırasıyla eşi, yoksa çocuklarına, o da yoksa ana veya ba- basına, o da yoksa kardeşlerine verilir. Ce- nazenin bu kişiler dışında gerçek veya tüzel kişiler tarafından kaldırıldığının belgelenme- si durumunda, masraflar, söz konusu gerçek veya tüzelkişilere ödenir. Cenaze ödeneği verilebilmesi için, hak sa- hiplerince ölüm tarihini belirten bir dilekçe ile SGK’ye başvurulması gerekir. Sigortalının ölüm tarihi nüfus kütüğüne kaydedilmemiş- se dilekçeyle birlikte sigortalının ölüm tarihini belirten ilgili makamlarca usulüne göre dü- zenlenen bir belgenin Kuruma verilmesi ge- rekir. Cenaze ödeneğinin, SGK Yönetim Kuru- lu’nca belirlenip Çalışma ve Sosyal Güven- lik Bakanı tarafından onaylanan tarife üze- rinden ödeneceği öngörülmüştür. Bakan tarafından onanan 26 Aralık 2008 tarih ve 2008/508 sayılı SGK Yönetim Kurulu kararı ile 1 Ocak 2009’dan itibaren ölen sigortalı- lar için 289.00 TL cenaze ödeneği verilecektir. Memur sayılanlardan ölenlerin hak sahiple- rine kendi kurumlarınca ilgili mevzuat gere- ği ölüm yardımı hariç cenaze gideri, cenaze nakil gideri ödeneği veya bu mahiyette bir ödemenin yapılması halinde, Kurum tara- fından cenaze ödeneği ödenmeyecek. Sigortalõya 289 TL cenaze yardõmõ Emekli işçiye rapor parasõ artõk yok Yapõ Kredi Perakende Bankacõlõk Yönetimi Genel Müdür Yardõmcõsõ Muzaffer Öztürk, Yapõ Kredi’nin KOSGEB Cansuyu Destek Programlarõ’nõn tümünde yer aldõğõnõ belirte- rek, son programla birlikte 4 bin 700 KOBİ müşterisine 430 milyon TL’lik kredi kullandõrdõklarõnõ söyledi. Yapõ Kredi’nin KOBİ banka- cõlõğõyla ilgili düzenlediği top- lantõda konuşan Öztürk, özellikle son dönemde KOBİ’lerin hem finans- man kaynağõna ulaşmada hem de ürün ve pazar çeşitlendirme konusunda daha çok desteğe ihtiyaç duyduğunu ifade etti. 2007’de yeniden yapõlanmayla birlikte KO- Bİ’leri VIP statüsüne aldõklarõnõ dile getiren Öz- türk, “Son üç yıldır KOBİ’lere geri ödeme- siz fonlar, araştırma geliştirme destekleri, bilişim ve teknoloji gibi konularda bilgi- lendirme toplantıları düzenliyoruz. Bu çer- çevede Avrupa Birliği, TÜBİTAK, TTGV gi- bi kuruluşların açtığı hibe fonları hakkın- da 8 bin KOBİ’ye tanıtım yaptık. 684 KOBİ’nin proje yazımına danışmanlık sağlayarak 25 milyon Avro’luk geri ödemesiz kaynağı aktardık” dedi. Finansman desteği alanõnda KO- Bİ’lerin ilk tercihi haline geldiklerini vur- gulayan Öztürk, 2008’de nakdi krediler yo- luyla ekonomiye 38.9 milyar TL’lik finansman kaynağõ sağladõklarõnõ, bu yõl bunu yüzde 10 oranõnda arttõrmayõ hedeflediklerini ifade etti. Yapı Kredi Genel Müdür Yardımcısı Muzaffer Öztürk KOBİ’leri VIP statüsüne aldıklarını söyledi. 5510 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 01 Ekim 2008’den önce iştirakçi veya sigortalı olanlar, vazife malullüğü, malullük ve yaşlı- lık veya emekli aylığı bağlananlar ve kanunun yürürlüğe girdiği tarihte sosyal güvenlik des- tek primi ödeyerek çalışmaya devam eden- ler, sosyal güvenlik destek primine tabi ça- lışmaya devam ediyor. SSK’ye bağlı (4-1/a) çalışanlar için sosyal güvenlik destek primi, “prime esas kazançlar üzerinden kısa vade- li sigorta kolları prim oranına yüzde 30 ora- nının eklenmesi suretiyle” bulunan toplam üzerinden prim ödenecek. Yüzde 30 oranı- nın dörtte biri (7.5) sigortalı, dörtte üçü (22.5) işveren hissesidir. Bu kapsamda sayılan kişilerden sosyal gü- venlik destek primine tabi olanların prim öde- me yükümlüsü işverendir. Bunlar hakkında sadece iş kazası ve meslek hastalığı sigor- tası hükümleri uygulanır. Emekli olduktan sonra sosyal güvenlik des- tek primi ödeyerek çalışan işçiler sadece iş kazası ve meslek hastalığı yardımlarından ya- rarlanabiliyor. Dolayısıyla hastalıktan veya do- ğumdan dolayı rapor alan emekli işçilere her- hangi bir rapor parası ödenmez. Eğer iş ka- zasından dolayı rapor almış olsaydı söz ko- nusu çalışana istirahat parası ödenirdi. SORU-CEVAP O yak Rena- ult’nun 120 tedarikçisin- den 50’sinin KOBİ sõnõfõ- na girdiğini belirten Renault Türkiye Genel Müdürü Tarık Tunalıoğlu geçmişte bu sa- yõnõn yarõ yarõya azaldõğõnõ bunun da ekonomik boyut değişikliği ve teknolojik ek- sikliklerden kaynaklandõğõnõ söyledi. Fransõz Kalkõnma Ajansõ (AFD) ve Dünya gazetesi iş- birliğinde, Halkbank spon- sorluğunda gerçekleştirilen “Küreselleşen Dünyada KOBİ’ler: Fırsatlar-Büyü- me İmkânları Konferan- sı”nda KOBİ’lerin küresel imalatçõ olmalarõnõn zorluklarõ değerlendirildi. Mali açõdan güçlü ve yabancõ ortakla uyumlu çalõşmada başarõlõ olanlarõn ayakta kaldõklarõnõ ifade eden Tunalõoğlu, bun- dan sonraki etapta da küresel imalatçõ olma kabiliyetini gösterenlerin bu ligde kal- mayõ başaracağõ görüşünü bildirdi. Türkiye’deki KOBİ’lerin üretim esnekliği, lojistik alt- yapõ, ihracat ve ithalat dene- yimi, ortaklõk yapabilme kabiliyeti, genç ve eğitimli işgücü ile endüstriyel yönelimli aile şirketleri olma gibi güçlü yanlarõ bu- lunduğunu kaydeden Tunalõoğlu, zayõf yönlerin ise Ar-Ge, küresel aktörlüğe yönelik çekince, hammadde tedariğinde yaşanan sorunlar olduğunu söyledi. Kon- feransa video bağlantõsõ ile katõlan Fran- sa Ticaretten ve KOBİ’lerden Sorumlu Devlet Bakanõ Herve Novelli de Fran- sa’da 20 KOBİ’den 1’inin ihracat yaptõ- ğõnõ kaydetti. Novelli, “İhracat ve yurt- dışında şirket sahibi olmak, KOBİ’le- re bir maliyet getiriyor. Uluslararası alanı bir fırsat olarak değil, belirsiz bir getiriye sahip bir zorluk olarak görü- yorlar. Bu durumda iç pazara çekilme eğilimi oluşuyor” diye konuştu. Fransõz Kalkõnma Ajansõ Üst Yöneticisi (CEO) Jean-Michel Severino AFD ola- rak faaliyet gösterdikleri ülkelerde bü- yüme, uluslararasõ ve ulusal eşitsizlikle- ri azaltma ile çevre konularõna yönelik ola- rak bu sene için 5 milyar Avro fona sa- hip olduklarõnõ söyledi. Severino, “Geçen 4 sene içerisinde Türkiye ekonomisine yaklaşık 1 milyar Avro’luk katkıda bu- lunma imkânımız oldu. Bunun 500 milyon Avro’sunu KOBİ sistemlerine yönlendirdik” dedi. Severino, önü- müzdeki aylarda yeni garanti ve özser- maye araçlarõ geliştirmeye çalõşacaklarõ- nõ kaydetti. Yeşil ekonomi kavramõnõn giderek önem kazandõğõna işaret eden Severino, bunun, tasarlanmakta olan yeni ekonomik paketlerin önemli bir aktörü olacağõnõ, Türkiye’nin de bu gelişmeden etkilene- ceğini, bu yeni döneme adapte olmanõn kolay olmayacağõnõ, ancak krizi aşmanõn ve rekabetçiliği arttõrmanõn yolunun bu- radan geçtiğini anlattõ. Halkbank Genel Müdürü Hüseyin Aydın, kre- di yapõlandõrmasõ çalõşmalarõ kapsamõnda ilk 6 günde 4 bin 119 kişinin, 100 milyon TL’lik bor- cun yeniden yapõlandõrõlmasõ talebiyle başvur- duğunu bildirdi. Aydõn, 2008 sonu itibarõyla KO- Bİ’lere kullandõrõlan kredilerin miktarõnõn 80 mil- yar TL olduğunu, bunun toplam krediler içindeki payõ yüzde 21 iken, Halkbank’ta bu oranõn yüz- de 50’ye ulaştõğõnõ söyledi. Kredi yapõlandõr- masõna ilişkin sorularõ yanõtlayan Aydõn, bu iş- lemin bireysel borçlular ve şirketler dahil edil- diğinde 57 bin kişiyi ilgilendirdiğini bildirdi. Hüseyin Aydõn, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bizim toplam takipteki alacağımız 1 mil- yar 350 milyon TL. Bunun yüzde 45-50’si 2001 öncesine ait. Kredi yapılandırması talebinde ilk 6 günlük sonuç, 100 milyon TL ve borçlu adedi de 4 bin 119 kişi. Temerrüt faizi almı- yoruz. 3 ay içerisinde yapılan ödemeyi, peşin ödeme kabul ediyoruz. Peşin ödemede de faizden indirim yapıyoruz. Faizden yaptığımız indirim, kredinin yaşına göre değişiyor. 2001 ve öncesiyse yüzde 50, 2003-2004 arasında yüz- de 40, 2005-2007 aralığında yüzde 30, 2008 ve sonrası ise yüzde 20 indirim yapıyoruz. Eğer tamamını peşin ödeyemez de, yüzde 50’sini öderse, ödediği miktarda da bu oranlarda bir indirim uyguluyoruz. Bireysel kredilerde 60 ay vade veriyoruz. Konut kredisi olursa, va- de süresini 120 aya kadar çıkarıyoruz.” Aydõn, bunu, işletme dõşõ gayrimenkule sahip olan ya da başka imkânlarõ bulunan firmalarõn, onlarõ piyasa koşullarõnda paraya çevirerek, ödemelerini hukuki sürece aktarmadan gerçek- leştirebilmeleri amacõyla böyle bir uygulamaya gittiklerini ifade etti. Halkbank’õn sorunlu kredilerinin toplam kre- dilere oranõnõn 2008 sonu itibarõyla yüzde 4.7 ol- duğunu kaydeden Aydõn, “Bu, yüzde 3.6 olan sektör ortalamasının üzerinde çünkü biz 2001 krizinin stokunu taşıyoruz. Varlık yö- netimi şirketlerine satmadık. Yoksa, 2003’ten sonra Halkbank’ın takibe gitme oranı yüzde 2.5’ler civarında” dedi. Halkbank Genel Müdürü Hüseyin Aydın 6 günde 4 bin kişi başvurdu AFD CEO’su Severino: 4 yõlda Türkiye’ye 1 milyar Avro’luk katkõda bulunduk. Bunun 500 milyon Avro’sunu KOBİ sistemlerine yönlendirdik. Tunalõoğlu: Türkiye’deki KOBİ’lerin güçlü yanlarõ: üretim esnekliği, lojistik altyapõ, ihracat ve ithalat deneyimi, ortaklõk yapabilme kabiliyeti, genç ve eğitimli işgücü. Zayõf yönleri: Ar-Ge, küresel aktörlüğe yönelik çekince, hammadde tedariğinde yaşanan sorunlar. ‘ ‘
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle