25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
İLHAN TAŞCI ANKARA - Eski Adalet Bakanõ Prof. Dr. Hikmet Sami Türk, genellikle ikti- darlarõn basõndan rahatsõzlõk duyduğuna, ancak bu dönemde geçmişten farklõ olarak “doğrudan yargının da devreye sokul- duğuna” işaret etti. Türk, Ergenekon so- ruşturmasõnda gözaltõ ve tutuklama iş- lemlerinin anayasa ile Ceza Muhakemesi Kanunu’nda (CMK) öngörülen usullere uyulmaksõzõn gerçekleştirildiğini bildirdi. Türk, gazetemizin Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay’õn durumunun doğrudan basõn özgürlüğünün varlõğõ ya da yokluğu ile eşanlamlõ hale geldiğini vurguladõ. Prof. Dr. Türk, Ergenekon soruştur- masõndaki gelişmeleri ve Mustafa Bal- bay’õn tutuklanma gerekçelerini değer- lendirdi. Türk, Ergenekon kapsamõnda gözaltõ ve tutuklamalarõn CMK’de öngö- rülen usullere uyulmaksõzõn gerçekleşti- rildiğini vurguladõ. Anayasada, insanlara tanõnan birey öz- gürlüğünün genel haklarõn başõnda geldi- ğine işaret eden Türk, “Bu, yaşama hak- kıyla eşanlamlı bir özgürlüktür. Hangi durumlarda, nasıl sınırlandırılacağı, kişinin ne zaman gözaltına alınabilece- ği ve tutuklanabileceği hem anayasa- mızın 19. maddesinde hem de CMK’de ayrıntılı olarak gösterilmiştir. Ancak bu- rada bu usullere uyulmadığı görülüyor” dedi. Devletin bireye sağladõğõ temel hak ve özgürlükler ihlal edildiği zaman, o ül- kede hukuk devletinin ciddi biçimde ze- deleneceğine işaret eden Türk, “Hukuk devleti ilkesi de ihlal edilmiş demektir” dedi. Prof. Dr. Türk, yapõlan uygulamalarõn hukuk devleti açõsõndan son derece yanlõş olduğunu belirterek şu değerlendirmeyi yaptõ: “Basındaki haberlerden öğrendiğim kadar Balbay’a yöneltilen suçlama giz- li ve resmi belgeleri temin etmek. Bu TCY’de düzenlenmiş. Ama burada ayırmak gerekir. Bir gazeteci, mesleği- nin gerektirdiği haber alma ve bilgi top- lama işlemlerini yapmakta özgürdür. Bir suçun oluşması için bu bilgilerin ale- nileşmesi yani yayımlanması gerekir. Ki- mi bilgilerin silinmiş olduğu anlışılıyor. Kendisi de kullanmama sonucuna var- mış. Böyle bir kişinin suçlanması ya- dırgatıcı ve doğrudan doğruya kişi öz- gürlüğü yanında gazetecinin görevini ya- pabilmesi ve halka toplumu ilgilendiren bilgileri ulaştırması için gerekli olan ba- sın özgürlüğü de ciddi biçimde ihlal edil- miştir. Sadece bu bilgilerin toplanmış ol- ması ve kimsenin ulaşamayacağı bi- çimde kaydedilmesi suç değildir.” “Balbay hakkında adaletin en kısa za- manda sağlıklı bir karar vermesi hepi- mizin umududur” diyen eski Adalet Bakanõ, “Balbay’ın durumu doğrudan basın özgürlüğünün varlığı ya da yok- luğu sorunu ile eşanlamlı bir duruma gelmiştir. Var mıdır, yoksa sadece ba- sın özgürlüğü vardır diye kendimizi mi avutuyoruz?” dedi. CMYB C M Y B 14 MART 2009 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 9 GÜNER YÜREKLİK BERLİN - Federal Alman Sol Parti Milletvekili ve Avrupa Bir- liği Komisyonu üyesi Prof. Dr. Hakkı Keskin, gazetemiz yaza- rõ ve Ankara Temsilcimiz Mus- tafa Balbay’õn tutuklanmasõyla il- gili olarak “Avrupa Parlamen- tosu (AP) yetkilileri bu geliş- meleri endişeyle yakından izli- yorlar” dedi. Cumhuriyet’e görüşlerini açõk- layan Keskin, Türkiye’deki geliş- meleri Avrupalõ siyasilerin bugü- ne kadar belli bir merakla izledi- ğini ancak son gelişmelerden son- ra bu merakõn yerini şimdi endi- şenin aldõğõnõ belirtti. Balbay’õn tutuklanmasõnõn gerek tutuklama şekli, gerekse gerekçe- si açõsõndan tamamen hukuk dõşõ bir eylem olduğuna dikkat çeken Keskin, bütün bunlarõn öç alma ruh haliyle yapõldõğõna inandõğõnõ, ka- ralama politikasõ güdüldüğünü, insanlarõn susturulmak ve bir kor- ku havasõ yaratõlmak istendiğini söyledi. “Ben bu gelişmelerden büyük endişe duyuyorum. Bu endişeyi şimdi, son gelişmelerden sonra Avrupa da duymaya baş- ladı. Mustafa Balbay’ın tutuk- lanması galiba Avrupa’da bar- dağı taşıran son damla oldu” şeklinde görüş bildiren Keskin, Türkiye’deki gelişmelerin artk daha büyük bir titizlikle izlendi- ğini, bağõmsõz yargõnõn olmadõğõ- nõn farkõna varõldõğõnõ görüşlerine ekledi. Keskin, Ergenokon soruş- turmasõnõn insan onuruna ve hukuk devleti ilkelerine yaraşõr bir bi- çimde sürdürülmesinin gereklili- ği üzerinde durdu ve “Basını dış- lamak, hedef olarak göstermek, baskılar uygulamak hiçbir de- mokratik hukuk anlayışıyla ve Avrupa Birliği ilkeleriyle bağ- daşamaz. Toplumda saygınlık kazanmış bir gazeteciyi, yazarı ya da bir paşayı paldır küldür al götür, saatlerce sorgula sonra sudan bahanelerle tutukla, ay- larca tutuklu bırak sonra delil yetersizliğinden serbest bırak. Böyle hukuk devleti olmaz. Bü- tün bunlar artık dikkat çeker bir hale geldi. Benim konuştuğum milletvekilleri Türkiye’deki ge- lişmelerden endişe duymaya başladıklarını açıkça belirt- mekteler. Büyük bir ihtimalle önümüzdeki haftalarda Türki- ye’ye yönelik serzenişler ve tep- kiler yoğunluk kazanacaktır” dedi. Keskin görüşlerini şu şekil- de tamamladõ: “Önümüzdeki günlerde federal meclise bu ge- lişmelerle ilgili bir gensoru öner- gesi vereceğim. Bu arada ilişki- de olduğu AB milletvekilleriyle görüşeceğim ve üyesi olduğum Avrupa Komisyonu’na da Tür- kiye’deki endişe verici gelişme- ler üzerine bir rapor sunacağım, konuyu tartışmaya açacağım.” Keskin, tepkilere örnek olarak Federal Al- manya Parlamentosu Avrupa Birliği Ko- misyonu Başkanõ Gunther Krichbaum’un, Avrupa Komisyonu Başkanõ Jose Manuel Barroso’ya kõsa bir süre önce yazdõğõ mektubu gösterdi. Keskin, Alman millet- vekilinin Türkiye’de basõna ve gazetecile- re yapõlan baskõlardan söz ettiğini ve hu- kuk dõşõ bu gelişmelere karşõ AB’de gere- kenin yapõlmasõnõ istediğini anõmsattõ. Prof. Dr. Keskin, Türkiye’deki gelişmeleri Avrupalõ siyasilerin bugüne kadar belli bir merakla izledi- ğiniancaksongelişmelerdensonrabumerakõnye- rini şimdi endişenin aldõğõnõ belirterek Avrupa Ko- misyonu’na bir rapor sunacağõnõ söyledi. BALBAY’A MEKTUP ‘Gözlerin yeniden ışıyacak’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara Cumhuriyet okurlarõ (Ankara CUMOK) Ankara Temsilcimiz Mus- tafa Balbay’a bir mektup yazarak, “Çok yakında yeniden buluşacağız. Kimseden kaçırmadığın gözlerin, şimdi hüzünlü olsa bile çok yakın- da hukukun üstünlüğü ile yeniden, daha çok ışıyacak. Kalemin özgür düşüncenin simgesi olacak... Seni çok özledik. Özlemimizi öfkeyle de- ğil, Cumhuriyetçilere yaraşır bir di- rence dönüştürerek, kavuşacağı- mız günlere hazırlanacağız” görü- şünü dile getirdiler. Okurlar, duygularõnõ şöyle paylaş- tõlar: “Hepimiz üzgünüz ama ka- ramsar değiliz, yılgın değiliz. Acı- masızca öldürülen Uğur Mumcu’nun ‘Gözlem’ köşesine yine ‘göz değdi.’ Bir süredir, ‘Gündem’deki yazılarını okuyamıyoruz ama seni sevgiyle, öz- lemle düşünüyoruz. Biliyoruz, Cum- huriyet’e çok uzun bir zamandır yalnız gözler değil; eller de değiyor. Senin ve öteki Cumhuriyetçilerin yurtseverlik bilinciyle kullandığınız kalemin türünü, ne işe yaradığını bilmiyorlar. Dahası kalemin nasıl kullanılacağını bile bilmiyorlar. Çünkü kendi ellerindeki, emekle, bilgiyle kazanılmış kalemler değil, eğreti kalemle yazılan senaryo da eğreti oluyor Sevgili Balbay. Oysa si- zin kalemleriniz emeğe, hak ve öz- gürlüklere, hukukun üstünlüğüne, yurtseverliğe adanmış yediveren dalında yapılmış gibidir; biri sus- turulsa öteki işler... Biri kurutu- lursa, öteki yeniden filizlenir.” Mektupta, “İlhan Selçuk’u sustur- mak, Balbay’ı susturmak... Niye” di- ye soran okurlar, “Ah Balbay ah, baksana ne işlere soyunmuşsunuz. Bunca yıldır yazı ve kitaplarınızı okuruz; bunca Cumhuriyet okuru, sizlerin birer kalkışmacı olduğunu- zu anlayamamışız. Bizler anlaya- madık da her yazdığınızdan nem ka- pan, her biri ‘Tanrõ’nõn ülkemize eş- siz birer bağõşõ olan’ birileri, şıp diye çözdü sizleri. İlhan Selçuk’u ve seni” dediler. Kültür Servisi - Uğur Mumcu’nun “Sakõncalõ Piyade” ad- lõ oyunu, Su Gösteri Sanatlarõ Sahnesi’nin kuruluş yõldö- nümü olan 12 Mart’ta PERPA Kültür Salonu’nda gazete- miz Ankara Temsilcisi ve yazarõmõz Mustafa Balbay’a des- tek olmak amacõyla sahnelendi. Makina Mühendisleri Odasõ Şişli Temsilciliği’nin düzenlediği, çok sayõda kişinin izlediği oyun büyük alkõş topladõ. Oyunun Genel Sanat Yö- netmeni Orhan Aydõn, “12 Mart’la bu toplum hesaplaşa- bilseydi eğer bugün Mustafa Balbay içeride olmazdõ. Bu yalanlarla memleket bu kadar meşgul edilmezdi. Bugün bu oyunu ona adõyoruz destek olsun diye. Bugün buradan al- kõş göndereceğiz ona” dedi. (Fotoğraf: CEREN ÇIPLAK) ‘Sakõncalõ Piyade’ Balbay için oynandõ Prof. Dr. Hakkı Keskin. ‘Balbay’õn bebeği hukuk bekliyor’ İstanbul Haber Servisi - Birçok köşe yazarõ, dün sütunlarõnõ “Dayanışma Günü”ne ayõrdõ. Melih Aşık - (Milliyet): Kimi okurlar yeni bir Cum- huriyet mitingi düzenle- mekten söz ederken, bir bilge hanõmefendi dõşarõ- daki kalabalõğõ göstererek, “Gerek yok bu da zeten yeni bir Cumhuriyet mi- tingi oldu” demesin mi? Sabah 10’dan beri sürüyor- muş okur akõnõ. Doğrusu bir gazeteci olarak bir gazete- ye ve yazarõna bu sevgiyi görmek bizi mutlu etti. Bekir Coşkun - (Hür- riyet): Mustafa’nõn bebeği evde hukuk bekliyor. Hu- kuk varsa, bebek babasõnõn kucağõnda belki bir gün melekler gibi uyuyabile- cek. Öyle şaşkõn, çaresiz, sessiz bekleyecekler mi tu- tuklular bir gün suçlarõnõ öğ- renip yanõt vermeyi... Türk hukuku böyle mi? Ben bi- liyorum o evde babasõnõn kokusunu ala ala uyumak için hukuku bekliyordur Mustafa’nõn bebeği. Yalçın Bayer - 60 Yazar ve 7500 Kitap (Hürriyet): Bu Türkiye’de bir uyarõ ve tepki bakõmõndan bir ilkti; belki de dünyada. Tufan Türenç - (Hürri- yet): Mustafa Balbay, Sedat Simavi’nin dediği gibi “ka- lemine daima efendi kal- dı.” Uşak olmadõ. Mecbur kaldõğõ zaman da kõrdõ ama satmadõ. İşte Mustafa’nõn suçu bu. Onun için onu tõk- tõlar içeri. Mustafa Mutlu - Mus- tafa Mustafa Balbay! (Va- tan): Eğer izin veriyorlarsa ve eğer bu yazõyõ tesadüfen de olsa okursan, okurlarõnõn selamõ var... Rüzgârõn sağa sola savurduğu, savurama- dõğõ onlarca yazar soyadla- rõmõzdan vazgeçtik dün... Hepimiz Mustafa Balbay olduk. Hikmet Bila - (Vatan): Bu yönüyle olay, Mustafa Balbay’õ da Ergenekon da- vasõnõ da aşan bir olaydõr. Sadece Türkiye değil dün- ya için bir örnek olaydõr. Türk basõnõ için dün (önce- ki gün), fikir ve görüş ayrõ- lõklarõnõn gölgeleyemediği bir dayanõşma günü olarak tarihe geçmiştir. Oray Eğin - (odatv. com): “yan- daş basın” ve Sabah’tan sadece Mehmet Barlas gelmişti. Tüm medyaya bir meslek dersi vermiştir, ora- da bulunmanõn gazeteci öz- gürlüğü için olduğunu, bu özgürlüğün fikir-ideoloji farkõ olmaksõzõn bütün ga- zetecilerin özgürlüğü ol- duğunu anlatmak için gel- diği için. Federal Alman Sol Parti Milletvekili Prof. Dr. Hakkõ Keskin, meclise gensoru önergesi vereceğini söyledi ‘AP endişeyle izliyor’ Eski Adalet Bakanõ Prof. Dr. Türk, doğrudan yargõnõn devreye sokulduğunu söyledi ‘Artõk düşünce de cezaevinde’ Genellikle iktidarlarõn basõn özgürlüğünü he- def aldõğõna işaret eden Türk, şunlarõ söyle- di: “Bu kez dikkati çeken bir şey var. Doğ- rudan yargõ da devreye sokulmuştur. Yargõ- nõn yapacağõ değerlendirmeleri çok dikkat- li yapmasõ, aslolanõn kişi ve basõn özgürlü- ğü olduğunu, çok istisnai durumlarda suç or- taya çõkabileceğini göz önünde bulundur- masõnda yarar var. Yargõ bu noktada dikkatli olmalõ. Türkiye özgürlüklerine sahip bir devlet midir, yoksa baskõ rejimi kurulmakta mõdõr? Yargõnõn vereceği karar, bu sorunun cevabõnõ oluşturacaktõr. İddia makamõnõn çok dar bir çerçeve içerisinde gazetecinin yaz- dõklarõ, yazmadõklarõ, topladõğõ bilgileri da- hi değerlendirdiği görülüyor. Bu ölçüler çok dar. Eğer bu anlayõşla hareket edilirse insanõn her hareketi suç oluşturabilecek noktaya gelebilir. İddia makamõnõn Türki- ye’nin bir hukuk devleti olduğu ve özgür- lüklerin devletin temelinde bulunan özgür- lüklerden olduğunu unutmamasõ lazõm.”Prof. Dr. Hikmet Sami Türk.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle