22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
ekonomi@cumhuriyet.com.tr 14 MART 2009 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ 15 CMYB C M Y B İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Taşıma Suyla... Maliye reddetti, Doğan Yayõn Holding yeni teminat verdi Ekonomi Servisi - Maliye Bakanlõğõ, Doğan Yayõn Holding’in (DYH) faiziy- le birlikte 914 milyon TL’lik vergi ceza- sõ için gösterdiği teminatõ kabul etmeyince, DYH yeni bir teminat gösterdi. Maliye, DYH’nin cezasõ için gösterdi- ği Kanal D’nin yüzde 45’i, Star TV’nin yüzde 92’si ve İstanbul Beyoğlu’ndaki bir iş merkezinden oluşan teminatõ reddede- rek, yeni teminat talebinde bulundu. Star TV ve Kanal D’deki hisseleri teminat ola- rak kabul edilmeyince, DYH toplam de- ğeri 1.12 milyar lira olan “Kanal D” ve “Star” tescilli markalarõnõ teminat olarak gösterdi. Böylece DYH’ye kesilen vergi cezasõnda yeni bir sürece girilmiş oldu. DYH, konuyla ilgili İMKB’ye bir açõk- lama yaptõ. DYH Yönetim Kurulu Üye- si Soner Gedik ve Koordinatörü Dursun Ali Yılmaz imzalõ açõklamada, Halkalõ Vergi Dairesi Müdürlüğü tarafõndan, şir- ketin teminat olarak gösterdiği hisse se- netlerinin, teminat olarak kabul edilme- sinin uygun görülmediğinin yazõlõ olarak kendilerine bildirildiğine işaret edilerek “Yazının şirketimize ulaşmasını taki- ben teminat olarak gösterilmesi müm- kün bulunan Kanal D ve Star tescilli markaları, Halkalı Vergi Dairesi Mü- dürlüğü’ne teminat olarak gösteril- miştir” denildi. Bu arada, nisandan itibaren, Doğan Yayõn Holding ve İş Gayrimenkul Yatõ- rõm Ortaklõğõ hisseleri İMKB Ulusal- 30 Endeksi’nden çõkarõlõrken, BİM ve Anadolu Sigorta hisseleri alõnacak. Yapõ Ürünleri Grubu, yeni marka ve şirket alma girişimlerini sürdürecek. Hedef Avrupa üçüncülüğü Kriz Eczacõbaşõ’nõn hõzõnõ kesmedi HASAN ERİŞ FRANKFURT - Son 2-3 yõl- da Villeroy&Boch, Burgbad ve Engers gibi Avrupa’nõn önde ge- len markalarõnõ bünyesine katan Eczacõbaşõ Yapõ Ürünleri Gru- bu, yeni marka ve şirketleri al- ma çabalarõnõ krize karşõn dur- durmadõ. Eczacõbaşõ Yapõ Ürün- leri Grubu Başkanõ Hüsamettin Onanç ile Genel Müdürü Haluk Bayraktar, “Büyüme strate- jilerimiz içinde yeni marka ve şirket alımları var” mesajõ verdi. Eczacõbaşõ Holding Yö- netim Kurulu Başkanõ Bülent Eczacıbaşı, şirket alõmõ konu- sunda fõrsatlarõ değerlendire- ceklerini, ancak küresel kriz nedeniyle adõmlarõnõ dikkatli atacaklarõnõ söyledi. Holding CEO’su Erdal Karamercan da VitrA’nõn dünya markasõ ol- ma yolunda attõğõ adõmlarõn ya- rarõnõn krizde daha iyi ortaya çõ- kacağõnõ söyledi. 1.2 milyar dolar ciro Eczacõbaşõ Yapõ Ürünleri Gru- bu, Frankfurt’ta katõldõğõ ISH’de (Uluslararasõ Yapõ, Enerji, Sağ- lõk Donanõmõ ve Havalandõrma Fuarõ) bu yõl 1000 metrekarelik stantta vitrine çõktõ. Hüsamettin Onanç, Eczacõbaşõ Yapõ Ürünleri Grubu’nun 2008 cirosunun 1.2 milyar dolar ol- duğunu ifade ederek şöyle ko- nuştu: “Ciromuzun yarısını ihracat oluşturuyor. Kriz Av- rupa’ya dönük ihracatı olum- suz etkiliyor. Biz de bu ne- denle Rusya, BDT ülkeleri, Kuzey Irak, Ukrayna, Azer- baycan, Suudi Arabistan, Bah- reyn, Dubai ve Libya gibi pa- zarlara daha fazla yüklenme- ye başladık. Ayrıca Çin ve Hindistan’da üretim dahil ya- tırım için araştırmalar yapı- yoruz. VitrA’nın dünyada kendisine ait 9 mağazası, 2 binden fazla satış noktası var.” Ar-Ge merkezi kuruyor VitrA’nõn Türkiye’de pazar li- deri olduğunu kaydeden Hüsa- mettin Onanç, şunlarõ dile ge- tirdi: “Avrupa’da Roca, Gro- he, Sanitex, Ideal Standart ve Marazzi’den sonra 6’ncı sı- radayız. Hedefimiz 3 yıl için- de Avrupa’da ilk 3’e girmek.” Onanç ve Bayraktar, her yõl Ar-Ge ve tasarõma 3 milyon Avro yatõrdõklarõnõ ve Bozö- yük’te 2010’da devreye girecek Ar-Ge merkezinde 50-55 kişi ça- lõşacağõnõ kaydettiler. BRUCE WILLS MOD SERİSİNİ İSTEDİ Eczacõbaşõ Holding Yönetim Kurulu Başkanõ Bülent Eczacıbaşı, Yapõ Ürünleri Grubu Başkanõ Hüsamettin Onanç ile Genel Müdür Haluk Bayraktar’õn, “VitrA, gerçek anlamda Türkiye’den çıkabilecek tek global marka olma şansına sahip” sözleri üzerine şu de- ğerlendirmeyi yaptõ: “Türkiye’den sadece VitrA’nın değil, başka markaların da global sahnede olması gerekiyor. Biz VitrA’ya Türkiye ligini tek başına ye- terli görmüyoruz. VitrA’nın dünya markası olma- sının koşulları epey oluştu... ‘Dünya markasõ olaca- ğõz’ demek kolaydır ama olmak zordur. Çok ihra- cat yapmakla dünya markası olunamıyor. Buna, ge- lirlerin önemli bölümünün yurtdışından sağlana- bilmesini, dünyada marka bilinirliğinin oluşması- nı da eklemek gerekiyor.” Eczacõbaşõ Yapõ Ürünleri Grubu’nun 9’u Almanya, İrlanda ve Fransa’da, 16’sõ da Türkiye’de olmak üze- re 25 üretim tesisi bulunuyor. Grubun yõllõk üretim kap- asitesi 5 milyon adet seramik sağlõk gereci, 35 milyon metrekare seramik kaplama malzemesi, 373 bin modül banyo mobilyasõ, 3 milyon adet armatür, 350 bin adet banyo küveti, 2.5 milyon adet banyo aksesuvarõ, 150 bin adet gömme rezervuar, 550 bin adet klozet kapağõ ve 100 bin ton yapõ kimyasallarõndan oluşuyor. VitrA’nın ülkelerdeki payı  Almanya: % 13  Avusturya: % 10  Yeni Zelanda: % 10  İsrail: % 8  İskandinav ülkeleri: % 8  İngiltere: % 7  ABD: % 3  Fransa: % 3  İtalya: % 2 Eczacıbaşı Yapõ Ürünleri Grubu, başta VitrA olmak üzere, bu alandaki ürünleriyle ISH’de (Uluslararasõ Yapõ, Enerji, Sağlõk Donanõmõ ve Ha- valandõrma Fuarõ) bu yõl 1000 metrekareye yakõn bir stantta vitrine çõk- tõ. VitrA Pazarlama Müdürü Berna Erbilek, fuar turu sõrasõnda, dünya- ca ünlü tasarõmcõ Ross Lovegrove’un kendileri için tasarladõğõ MOD se- risi ürünlerin Bruce Wills’in rol alacağõ yeni filmde kullanõlacağõnõ bildirdi. Erbilek, Wills’in MOD serisi banyo ürünlerini internetten tesadüfen gör- düğünü, bu şekilde kendileriyle bağlantõ kurduğunu belirtti. Dünyaca ünlü İngiliz tasarõmcõ Ross Lo- vegrove, Eczacõbaşõ Yapõ Ürünleri Grubu bünyesindeki VitrA’nõn banyo ürünleri ta- sarõmõ için 5 yõl önce ilk görevi aldõğõnõ be- lirterek, şu değerlendirmeyi yaptõ: “Önce İstanbul’a geldim. 9 ay boyunca sektörü, VitrA’yõ tanõmaya çalõştõm, İstanbul’u in- celedim. Sonra 150 parçalõk ‘İstanbul’ se- risini tasarladõm. Eczacõbaşõ Yapõ çalõ- şanlarõ tasarõmlarõmõ başarõyla seri ürün haline getirdi. Arkasõndan 2007’de MOD serisini ortaya çõkardõk. 2009 ISH Fuarõ’na ise ‘Freedom’ adõnõ verdiğimiz seriyi ha- zõrladõk. Bu seri, VitrA için yaptõğõm tasa- rõmlar arasõnda benim açõmdan ‘Everest te- pesi’ diye tanõmlanabilecek noktadõr.” LOVEGROVE: FREEDOM, BENİM İÇİN EVEREST İşin içinde iktidar gücü, kamu kaynaklarının yasalar ayaklar altına alınarak kullanılması söz konusu ol- duğunda, taşıma suyla (sonsuza dek olamasa da) değirmen dön- dürülüyor... Dün Başbakan Erdoğan’ın, ye- rel seçimlere dönük, hatları ta- mamlanmamış olsa da, gerçek- leştirdiği hızlı tren açılış töreni var- dı. Her gün olduğu üzere kalabalı- ğa seslenecekti. Her gün olduğu üzere, yerine, durumuna göre ka- labalığın oluşturulmasında kullanı- lan yöntemlere bir yenisi eklendi. Açılışı yapılan, tamamlanması, ger- çek seferleri çok sonraya kalacak hızlı tren olunca, bu kez demiryol- ları çalışanları Ankara, İzmir, İstan- bul’dan özel tren seferleri ile miting alanına taşındılar... Bir gün önce Başbakan Erdoğan karayolu açılışı yapmıştı. Bu kez de görüntüleriyle televizyon kanalları- na bile yansıyan örgütlenmeyle Ankara, başka illerden Karayolları çalışanları, mesai saatleri içinde ol- mak üzere işyerlerinden otobüslerle alınarak aileleri ile birlikte şehirler- arası uzun yolculukla miting alanı- na taşınmışlardı. İşyerlerinin arka kapılarından çıkarılan çalışanların otobüslere binişlerinde, şehirler- arası uzun yolculuk için kumanya- ları bile hazırdı... Başbakan Erdoğan’ın yine ta- mamlanması seçimin ardından uzun aylar sonrasına kalmış İs- tanbul metro ek hat açılışlarında, el- bette en kalabalık kitle o saatlerde mesaide olması gereken belediyeler çalışanlarından oluşturulmuştu. Açılışı aslında pek çok yıl gecikmeli olarak yapılan metronun Maslak’a açılan uzantı hattının normal se- ferlerinin gelecek normal seçimle- re kadar tamamlanması umutla bekleniyor. Başbakan Erdoğan devlet kesesinden AKP seçim kam- panyasını ucuza düşürmek üzere, kimi önceden bitmiş, kimi yarım bir açılış eklediğine göre, bir sonraki seçim kampanyasında da metro açılış törenine gereksinim duyabi- lir. Sayısız TOKİ temel atma ve açı- lışları örneğinde olduğu üzere... Söğütlüçeşme’ye uzanan hızlı otobüs seferlerinin ayrı bir parlak tö- renle yapılan açılışında ise Başba- kan Erdoğan’a bilindiği üzere “Son Osmanlı Padişahı” unvanı verilmiş bulunuyor. O günden bugüne de radikal İslami akımlarla ikinci cum- huriyetçilerin, ABD’nin Ortadoğu se- naryoları üreten düşünce kulüple- rinin.. “çağımıza uyarlanmış Os- manlı imparatorluğu” modeli üze- rinden tezleri, güncel tartışmalarında patlama yaşanıyor. Gerçi ABD ve AB’den gelen kimi son sinyallerde radikal İslami akımların hızlı yol alışı karşısında Osmanlı şeriatına, Amerika’da yerleşik ılımlı İslamcı ta- rikata verilmiş öncü rol model üze- rinde kaygılar olduğu da anlaşılıyor. Ne de olsa insan hakları, demok- rasi, siyasi partiler algılamalarında ırk ve dinciliği sonuna kadar kul- lanmanın tersine tepme halleri de yaman oluyor. ABD eliyle oluşturulmuş radikal İslami örgütlerin sonunda terör ör- gütüne dönüşmüş halleriyle em- peryal projelere zarar veriyor ol- maları olgusu, komünizm tehdidi- ne karşı kullanılmış bu örgütlerden vazgeçilmesini, en azından eskisi gibi desteklenmemelerini getir- mişti. Ilımlı İslamı yaratma, laik Türkiye’yi de bunun jandarmalığı uğruna feda etme fikri eskisi gibi çe- kici görünmüyor. Din, ırk üzerinden yürütülen siyasette istenilen es- neklikte sınırlar çizilemediği, sayı- sız pahalıya mal olmuş örnekle yaşanmış bulunuyor. Şimdilerde ABD’nin ırklar, mezhepler üzerinden parçalanmış Irak projesini çıkarla- rına uygun görmediği görüşünün yanında, sivil darbe ile yaratılacak ılımlı İslamcı Türkiye Cumhuriyeti ile İslam dünyasını denetleme proje- sinin de pazarlandığı kadar parlak bir fikir olmadığının tartışılmakta ol- duğu dillendiriliyor. Kim bilir belki de bu nedenle merkezi ABD’de gücünü ABD em- peryal çıkar politikalarından alan ılımlı İslamcı cemaat ve laik Cum- huriyet karşısında güç birliği yapan Türkiye’deki her renkten İslami odaklar, beğenseler de beğenme- seler de yerel seçimler için bugünkü iktidarı desteklemekte yeniden ke- netlenmiş görünüyorlar. Laik Tür- kiye Cumhuriyeti için yeni tehdit ise, en çok krizin, işsizliğin, yoksun- laşma, yoksullaşmanın dipten ge- len dalga olarak vurduğu Erdoğan hükümetinin Bush iktidarından al- dığı desteği Obama iktidarında da sürdürebilmek için sınırsız ödün vermeye hazır sıkışık konumu... Sadece Ortadoğu değil, emper- yal dünya politikalarının tümünde, ekonomik kriz ve Bush dönemin- deki kanlı işgallerden, insan hakları, savaş suçları ihlallerinden çok faz- la yara almış ABD jandarmalığındaki emperyal güç odakları, Obama ik- tidarı ile yakaladıkları geçiş döne- mi şansını iyi kullanma çabasında- lar. Dünya kamuoyuna dönük çok yönlü politikalar, olasılıklar, planla- rı yansıtan birbirinin tersi bomba ha- berlerle iyice kafa ve kavram kar- gaşası yaratmanın peşindeler ki.. savunma refleksleri, ülkelerin ken- di çıkarlarına dönük alabilecekleri gardları düşürülsün... Obama’nın ne yapacağı, Türki- ye’yi nasıl kullanmak isteyeceği ne ölçeklerde belirsizse, bizimkile- rin koşulsuz bağımlılıkları o ölçek- lerde ortada sırıtıyor... soner@cumhuriyet.com.tr Bülent Eczacıbaşı, Hol- ding CEO’su Karamer- can (ortada) ve şirketin üst düzey yöneticileri, dünyaca ünlü tasarımcı Lovegrove (solda 1.) ile. ‘Çok ihracatla dünya markası olunamıyor’
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle