25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 10 MART 2009 SALI 4 HABERLER DÜNYADABUGÜN ALİ SİRMEN “Zilan Bulvarı” 29 Mart yerel seçimlerinin en çok ilgi çeken yer- lerinden biri de Kürt kökenli vatandaşlarımızın ço- ğunlukta olduğu Güneydoğu bölgesi. Biliyorsunuz bu bölgede her ikisi de ulus dev- lete karşı olan iki siyasal parti kıyasıya çekişiyorlar; bunlardan birincisi Abdullah Öcalan formülüy- le ulus devleti tasfiye etmek isteyen DTP, ikinci- si ise sureti haktan görünürken, aynı sonucu Şeyh Sait formülüyle elde etmeye çalışan AKP. Seçimler yaklaştıkça bu iki kuruluş birbirlerine üstünlük sağlayabilmek için biri etnik yönden, öbü- rü de dinci siyaset üstünden kendi tabanları ola- rak kabul ettikleri seçmenlerine selam gönderi- yorlar. Batman’ın DTP’li Belediye Meclisi’nin, Onun- cu Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in adıyla anılan bulvarın adının Zilan Bulvarı olarak değiştirilmesi kararını alması da bu çerçeve için- de değerlendirilmesi gereken bir olay. Bütün görünürdeki söylemlerine karşın, kendisini bir türlü terör örgütünden ayırmayı beceremedi- ğine, daha doğrusu böyle bir kaygısı olmayıp PKK’ye desteğini fütursuzca ilan ettiğine göre, DTP’den Ahmet Necdet Sezer’in siyaset sahne- sinde ve Türkiye tarihinde neyi simgelediğini an- lamasını beklemek, hem onların düzeylerini hem de niteliklerini yanlış değerlendirmek olur. Bu yüzdendir ki Ahmet Necdet Sezer adının bu zatlar tarafından değiştirilmesine söylenecek bir şey yoktur. Ama aynı muhterem zatların, bu değişiklikle ora- yı “Zilan Bulvarı” olarak adlandırmalarının üstünde durmak gerek. Ama Batman Belediye Başkanı Hüseyin Kal- kan, Zilan adının kahramanlık ve direnişi çağrış- tırdığını söylemiştir. Bu ismin çağrıştırdığı kah- ramanlık ve direniş olayları ise; 1930 yılında Seyyid Mevlana Muhammed Kasım-i Zilan’ın Sason ilçesinde güvenlik kuvvetlerine karşı isyan çıkarıp 100 askeri şehit etmesiyle, 1996’da inti- har saldırısı düzenleyerek 6 askeri şehit edip, 33’ünün de yaralanmasına yol açan Zilan kod ad- lı Zeynep Kınacı’nın eylemleridir. Hüseyin Kalkan, bakın başka neler söylüyor: - Bu isim iyi de oldu. Zilan isyanı, Zilan köyü ve Tunceli’deki militanın adıyla bağlantı kurulabilir. Önemli olan bu isme bakış açısıdır. Doğrusu, Hüseyin Kalkan’ın bu açıklaması, par- tisinin adı takıyye kokan başkanı Ahmet Türk’ün TBMM kürsüsünden Kürtçe konuşması kadar ya- rarlı olmuştur bizler açısından. Bütün bunlar sanırım, DTP’ye yaklaşımımızı dü- zeltmemize neden olması gereken hareketlerdir. Evet, nasıl ki Kürtçe yayın yapan TRT Şeş’in var olduğu bir ortamda, Ahmet Türk’ün girişimi, as- lında bunların amaçlarının başka olduğunu, ne ya- parsanız yapın, hangi özgürlüğün önünü açarsanız açın, ayrılıktan başka hiçbir şeyin onları tatmin et- meyeceğini düşündürüyorsa, Hüseyin Kalkan’ın son çıkışları da bunların gerçek istemlerinin ne ol- duğunun ciddi biçimde sorgulanması ve bunla- ra karşı gerçekçi davranılması gerektiğini gös- termektedir. DTP veya herhangi bir başka partinin, Kürt kö- kenli olan veya Kürt kimliğine sıkı sıkıya bağlı bu- lunan insanların özlemlerini dile getirmek üzere siyaset sahnesinde var olmalarının gerekliliğine her zaman inanmış olan bizler de bundan böy- le, bize karşı düşmanca his ve düşüncelerini her fırsatta ortaya koyan bu insanlar karşısındaki mah- cup tutumumuzu bırakarak, açık tavrımızı orta- ya koymak ve; - Lafı geveleme arkadaş, gerçek düşüncen ney- se açık açık söyle, yutmuyorum! demek zorun- dayız. DTP’nin Genel Başkanı Ahmet Türk, Sayın Ru- hat Mengi’nin birlikte katıldığımız bir TV prog- ramında, bizlere şu çağrıyı yapmıştı: - Lütfen konuşurken bölgenin hassasiyetlerine de saygı gösteriniz. Bu çağrıyı saygıyla karşılamıştım. Şimdi bizden böyle bir beklentisi olan Türk’e ben de bir çağrı yapıyorum: - Sayın Türk, siz ve parti üyeleriniz lütfen ko- nuşurken ve davranırken, Türkiye’nin hassasi- yetlerine saygı gösteriniz! [email protected] 1.DERS (10.00 - 11.15) 2.DERS (11.30 - 12.45) 4.DERS (15.00 - 16.15) 3.DERS (13.30 - 14.45) ZEYNEL ABiDiN A/GÜL ‹leti?im ve foto¤rafçılık VALİ YARDIMCISI AKYOL ‘Mitinge vatandaş kimliğimlekatıldım’ SEDAT KURT DENİZLİ - Denizli’de Demokrasi Platfor- mu’nun, “İşsizlik ve yoksulluğa karşı birleşik mücadele” adõ altõnda hafta sonu düzenlediği mitinge katõlan Vali Yardõmcõsõ İsmet Akyol, “Eyleme vali yardımcısı kimliğimle değil, va- tandaş İsmet Akyol kimliğimle katıldım. Kal- dı ki eylem, yasal ve içinde kamu çalışanları- nın da yer aldığı bir mitingdir” dedi. Konuyla ilgili gazetemize değerlendirmede bulunan Akyol, eyleme katõlmasõnda yasal bir engel olmadõğõnõ, vatandaşlõk haklarõnõ çok iyi bildiğini dile getirdi. İşsizliğe karşõ düzenlenen mitinge programlõ bir şekilde katõlmadõğõnõ, o saatlerde miting alanõ yakõnõndan geçerken TMMOB üyelerini görerek miting alanõ kenarõn- da bir süre onlarla sohbet ettiğini dile getiren Akyol, “Bu arada mitingi de izledim. Konuş- maları dinledim. Orada benimle birlikte çok sayıda devlet memuru da vardı. Ben vali yar- dımcısı da olsam, devlet memuruyum ve o an her şeyiyle yasal bir etkinlikte idim. Katılım- cılar da, konuşmacıların bazıları da devlet memurlarıydı. Konuşmadım, yasalara aykırı bir duruşta bulunmadım” diye konuştu. TÜBİTAK yönetimi, Bilim ve Teknik’in ‘evrim teorisi’ kapağõyla yayõmlanmasõnõ engelledi Dergiye Darwin vetosuAKP iktidarõ döneminde kadrolaşma iddialarõ artan TÜBİTAK yö- netimi tartõşmalõ bir karara imza attõ. Mart sayõsõnda “Charles Darwin ve evrim teorisi”ni kapak yapan dergi, TÜBİTAK Başkan Yardõmcõsõ Cebeci’nin “uygunsuz bulmasõ” nedeniyle Darwin’le ilgili yazõlar çõ- katõlarak dağõtõldõ. Derginin 10 binlerce baskõsõnõn imha edildiği ileri sürüldü. Derginin genel yayõn yönetmeni de görevden alõndõ. ORHAN BURSALI / MAHMUT LICALI İSTANBUL / ANKARA - TÜBİ- TAK tarafõndan hazõrlanan “Bilim ve Teknik” dergisinin mart sayõsõ yaklaşõk bir hafta geç yayõmlandõ. Gecikmeye, derginin “Charles Darwin ve evrim teorisi” konulu kapağõnõ veto eden TÜ- BİTAK Başkan Yardõmcõsõ Prof. Ömer Cebeci’nin yeni bir konu istemesinin ne- den olduğu belirtildi. Bilim ve Teknik’in mart sayõsõnda “Küresel İklim Deği- şikliği” konusu işlenirken, Darwin’in 200. doğum günü ve evrim teorisine iliş- kin tek bir yazõ bile yer almadõ. TÜBİTAK tarafõndan aylõk olarak 42 yõldõr yayõmlanan Bilim ve Teknik’in son sayõsõ okuyuculara bir hafta geç ulaştõ. TÜBİTAK yetkilileri gecikmeye ge- rekçe olarak teknik sorunlarõ gösterirken, asõl nedenin Prof. Cebeci’nin derginin ev- rim teorisiyle ilgili kapak konusunu ve- to etmesi olduğu ortaya çõktõ. Edinilen bilgiye göre, Bilim ve Tek- nik’in Yayõn Kurulu’na Prof. Cebe- ci’nin de dahil olmasõnõn ardõndan der- ginin içeriğine müdahale edilmeye baş- landõ. Mart ayõnda Darwin’in 200. doğum günü ve evrim kuramõnõn 150. yõlõnõn kut- lanmasõ nedeniyle Bilim ve Teknik’in ka- pak konusu “Darwin ve Evrim Teori- si” olarak belirlendi. Cebeci’nin henüz yayõmlanmayan mart sayõsõnõ görmesi- nin ardõndan kapak konusunun değişti- rilmesini istemesi üzerine dergiden ev- rim teorisine ilişkin yazõlarõn tamamõ çõ- karõldõ. Yaklaşõk 15 sayfa uzunluğundaki yazõlarõn yerine küresel iklim değişikli- ğine yönelik yazõlarõn hazõrlanmasõ der- ginin geç yayõmlanmasõna neden oldu. Mart ayõnõn birinci ya da ikinci gü- nü abonelere ulaştõrõlmasõ ve bayilerde bulunmasõ gereken derginin baskõsõ 6- 7 Mart tarihleri arasõnda yapõlõrken, der- ginin dağõtõmõna ise önceki gün baş- landõğõ öğrenildi. 45 bin tirajõ olan derginin Darwin ve evrim teorisinin iş- lendiği 10 binlerce baskõsõnõn çöpe atõldõğõ iddia edildi. Editör kadrosu sıkıntılı Öte yandan Bilim ve Teknik’te yak- laşõk bir yõl önce genel yayõn yönet- menliğine getirilen ve Bilim ve Toplum Daire Başkanlõğõ’nõ da vekâleten yürü- ten Çiğdem Atakuman’õn da evrim teorisini kapak konusu yapmasõ üzerine görevinden alõndõğõ öğrenildi. Görev yeri değiştirilen Atakuman’a kararõn henüz resmi olarak değil sözlü olarak bil- dirildiği kaydedilirken derginin editör kadrosunun, AKP’ye yakõn isimlerden oluşan TÜBİTAK yönetimi nedeniyle sõ- kõntõ yaşadõğõ vurgulanõyor. JİTEM’in öldürdüğü ileri sürülen kişilerin cesetleri aranõyor Kuyularda kemik bulundu DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - Şõr- nak’õn Silopi ilçesinde bulunan Botaş tesislerin- deki “ölüm kuyularında” 5 Mart’ta güvenlik gerekçesiyle ertelenen kazõlara dün başlandõ. Şõr- nak Barosu, kazõlarda 2 kemik ve kumaş parçala- rõ bulunduğunu açõkladõ. PKK itirafçõsõ Abdülkadir Aygan ve Tuncay Güney’in JİTEM’in 1990’lõ yõllarda kaçõrdõğõ ve öldürdüğü bazõ kişilerin cesetlerinin Silo- pi’deki BOTAŞ tesisleri ve Sinan Lokantasõ’nda bulunan kuyulara atõldõğõnõ iddia etmesi üzerine 70 kayõp yakõnõ ve Şõrnak Barosu kuyularõn açõl- masõ için geçen aylarda Silopi Cumhuriyet Baş- savcõlõğõ’na başvurdu. BOTAŞ tesisleri ve lo- kantada inceleme başlatan savcõlõk, Şõrnak Baro- su avukatlarõnõn talebiyle şüpheli bulunan bazõ noktalarõn açõlmasõna karar verdi. Kuyularõn 5 Mart’ta açõlmasõ planlandõ, ancak savcõlõk “ba- sının kazı tarihini öğrenmesi, provokasyon ve güvenlik gerekçesiyle” çalõşmalarõ erteledi. Açıklama Baro’dan yapıldı Kamuoyundan gelen tepkiler üzerine dün yeni- den harekete geçen savcõlõk kentte etkili olan kum fõrtõnasõna karşõn sabah erken saatlerde kazõ çalõşmalarõnõ başlattõ. Çalõşmalarõ, Silopi Cum- huriyet Başsavcõsõ Atilla Öztürk, Şõrnak Baro Başkanõ Nurşivan Elçi ve bir grup avukat izledi. İl Özel İdare’ye ait kepçe, greyder ve vidanjörler BOTAŞ Karakolu’na girdi. Kazõlacak alanda be- ton dökülmüş yerleri tespit eden Savcõ Atilla Öz- türk, İl Özel İdare’den ayrõca hafriyatõ taşõyacak damperli makine de istedi. Akşam saatlerinde ise Şõrnak Barosu konuyla ilgili açõklama yaptõ. Ba- ro, kuyularda bulunan kumaş ve kemik parçalarõ- nõn adli tõp’a gönderildiğini açõkladõ. CHP MİLLETVEKİLİ PROF. DR. SACİD YILDIZ: Rotasyon değil hekimlere sürgün SİBEL BAHÇETEPE Yükseköğretim Kuru- lu’nun (YÖK) Anado- lu’daki 13 tõp fakültesi için 26 üniversiteden 250’den fazla doçent ve profesör istemesi ve he- kimleri rotasyona (yer değiştirmeye) tabi tut- masõ, “AKP hükümeti söz konusu kararla ken- dilerine yakın olmayan hekimleri bir nevi sür- güne gönderecek” diye yorumlandõ. CHP İstanbul Millet- vekili, Sağlõk, Aile, Ça- lõşma ve Sosyal İşler Komisyonu üyesi Prof. Dr. Sacid Yıldız, “Ro- tasyonda akademis- yenlerin hangi kriter- lere göre atanacağı bi- le belli değil. Rektör kendi gibi düşünme- yen akademisyenleri söz konusu kararla üni- versiteden uzaklaştırabilecek” dedi. YÖK’ün 26 Şubat tarihindeki kara- rõna göre, öğretim elemanõ eksikliği bu- lunan üniversitelere diğer illerdeki akademisyenlerin yollanmasõ kararõna tepkiler giderek büyüyor. CHP İstan- bul Milletvekili Prof. Dr. Yõldõz, ro- tasyonun başta hekimlere yapõlmak istendiğini, ardõndan diğer akademis- yenleri de kapsayabileceğini belirterek “Öğretim üyesi rotasyonu kabul edilebilir bir şey değil. AKP iktida- ra geldikten sonra hızla ve plansız bir şekilde her ilde üniversite açtı, bu- nunla da övündü. Şimdi altyapısı ol- mayan bu üniversitelere zorla öğre- tim üyesi yollayacak, bu kabul edi- lemez” dedi. Altyapısız uygulama Anadolu’nun çeşitli il ve ilçelerinde açõ- lan tõp fakültelerinin altyapõlarõnõn ol- mamasõnõn söz konusu kararõn çõkmasõ- na neden olduğunu vurgulayan Yõldõz, “Açılan bu üniversitelere öğrenciler al- dılar. Ama onlara eğitim verecek öğ- retim üyeleri yoktu. Şimdi gelişmiş üniver- sitelerden öğretim üye- leri isteniyor. Mesela Marmara Üniversite- si’nden bir tane olan endokrinog öğretim üyesini Kahramanma- raş Sütçü İmam Üni- versitesi’ne veriyorlar. Peki, buradaki öğren- ciler ne yapacaklar” so- rusunu yöneltti. Yõldõz, yerel seçim öncesinde söz konusu kararõn çõkmasõnõ da, “YÖK hükümete des- tek için bunu yapmış, hekimsiz ve öğretim üyesiz yer kalmaya- cak imajını vermiş ola- bilir” şeklinde değer- lendirdi. YÖK’ün tõp fakültesi öğretim üye- lerini rotasyona tabi tut- masõnõn “sürgün” ol- duğunu savunan Yõldõz, kararõn antidemokratik olduğunu kaydetti. Ameliyathane yok, cerrah var İstanbul Tabip Odasõ Başkanõ Prof. Özdemir Aktan ise kararõn rotasyon de- ğil, mecburi hizmet olduğunu vurgula- yarak “Oda olarak zamanında bu tür tıp fakültelerinin kurulmasına karşı çıkmıştık. Buraların altyapısı, öğretim üyesi ve binası yok. Sonuçta bizim de- diğimize gelindi” dedi. Rotasyona tabi tutulanlarõn çoğunun klinisyen olduğunu anõmsatan Özdemir, “Tıp fakültelerinin ihtiyacı hep temel bilimlerdir. Ama kli- nisyenlerin istenmesi, buralarda he- kimlerin eğitim değil, hizmet verme- sinin amaçlanmasıdır” diye konuştu. 12 Eylül’den sonra 1982’de çõkarõlan ro- tasyon kararõnõn hekimlere ceza amaçlõ uygulandõğõnõ anõmsatan Özdemir şunlarõ söyledi: “İstanbul Tıp Fakültesi’nde- ki bir göğüs cerrahı Afyon Kocatepe’ye isteniyor. Ameliyathanesi bile olmayan Kafkas Üniversitesi’ne de 3 plastik cer- rah gidecek. Oda olarak bu iş ile ilgi- li imza kampanyası başlatacağız.” CHP’li Sacid Yõldõz, altyapõsõ olmayan üniversitelere zorla öğretim üyesi yollamanõn sürgünden başka bir anlamõ olamayacağõnõ belirtti. Silopi Cumhuriyet Savcılığı, kentte etkili olan kum fırtınasına karşın dün sabah erken saatlerde BOTAŞ kuyularındaki kazı çalışmalarını başlattı. (Fotoğraf: AA) TÜBİTAK Bilim Kurulu’na üye atamasõnda Başbakan’a geniş yet- kiler vererek “siyasi kadrolaş- ma” yolunu açan yasa, 1 Ağustos 2008’de TBMM’de kabul edilmiş- ti. Yasayla, TÜBİTAK Bilim Ku- rulu üyelerinin atamalarõnda Baş- bakan yetkili oldu. Üyelerden 5’i, Bilim Kurulu tarafõndan belirlenen 10 aday, üyelerden biri ise YÖK Genel Kurulu tarafõndan belirle- nen 2 aday arasõndan Başbakan ta- rafõndan seçiliyor. 10. Cumhur- başkanõ Ahmet Necdet Sezer’in daha önce veto ettiği Prof. Dr. Nü- ket Yetiş, 2003’ten beri vekâleten yürüttüğü TÜBİTAK Başkanlõğõ görevine Cumhurbaşkanõ Abdul- lah Gül tarafõndan 18 Ağustos 2008’de asaleten atanmõştõ. AKP GÖLGESİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle