18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 10 MART 2009 SALI 10 DIŞ HABERLER [email protected] CMYB C M Y B KAVŞAK ÖZGEN ACAR Deniz Feneri’ne Karartma, Balbay’a... Gözümüz aydın! Bir Alman federal mahkemesi, Türkiye bağlantılı “Deniz Feneri yolsuzluğu” davasını “kamuya açık” görüştü, karara bağladı, suçluları cezalandırdı. Muhalefetin ve basının dürtüklemeleri sonucunda “kamuya açık” görülen davanın dos- yası nihayet Ankara’ya ulaştı. Dışişleri Bakanlığı, dosyayı Adalet Bakanlığı’na iletti. Oradan da gereğinin yapılması için Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na teslim edil- di. Bu arada İşçi Partisi, “Deniz Feneri yolsuzluğu” için Ankara’da dava açtı. Anımsanacağı üzere, Ankara Cumhuriyet Baş- savcısı Hüseyin Boyra- zoğlu Suudi Arabistan’da “umre ziyaretinde” olduğu için davanın Türkiye ayağı ile bağlantılı soruşturmanın açılması ertelenmişti. Boy- razoğlu’nun, Almanya’dan gelen dava dosyası ile ilgili soruşturmanın gizli tutulması için yaptığı başvuru istemini sulh ceza mahkemesi reddetti. Başsavcının iti- razını, üst mahkeme olan asliye ceza ise kabul etti. Bu karara göre, davaya taraf olan İşçi Partisi dahi dosyanın belgelerine ulaşamayacak. Ayrıca, Başsavcı “Bu tür soruşturmalarda bazen ‘speküla- tif (kuramsal)’ haberler yapılabiliyor” di- yerek haber yapanlar hakkında dava açılacağını söyledi! Başsavcı haklı! Bunun en güzel ör- neğini gazetemizin yazarı ve Anka- ra Temsilcimiz Mustafa Balbay’ın tutuklanmasına ilişkin haberlerde gördük. Bazı örnekler verelim: Haber Turk: Sekiz sütuna bir başlık: “Balbay’a CIA ve MOS- SAD ajanlığı suçlaması”! Ar- dından yargısız infaz: “İşte Balbay’ı yakan ifadeler”! Sabah: “Balbay darbe yapmakla suçlanıyor”! Hürriyet: “Komşu bir ülkenin kara kuvvetlerine ilişkin doküman”! Radikal: “Cumhuriyeti ortadan kal- dırmaya teşebbüs ithamıyla tutuklandı”! Akşam: “Anayasal düzeni silahla değiştirmeye teşebbüs suçlaması”! Vatan: “Bilgisayarından ‘sildi’ san- dığı gizli belgeler tutuklattı”! Oysa, tutuklama nedeni TCK’nin 312. maddesi: “Cebir ve şiddet kul- lanarak TC hükümetini ortadan kal- dırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs eden kimseye ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilir.” Hukukun el koyduğu, gizli soruş- turmanın sürdüğü bir olayda yorum yapacak değiliz. Ankara Başsavcısı’nı da böylesine bilgi kirlenmesini önle- me titizliğini gösterdiği için kutluyoruz! Peki, ünü sınırları aşan, 21 yüzyıl Türk hukukunun güvenilirliğine gölge dü- şüren Ergenekon davasında, tüm so- ruşturmaların, neredeyse “basın bül- teni” halinde bazı yandaş gazetelere sızdırılmasına ne demeli? Ankara’daki “belgelere karartma” kararını veren hukuk başka, İstanbul’da- ki hukuk başka mı? Bu iki kent farklı ülkelerde mi? Yoksa “Ben bu davanın başsavcısıyım” diyen AKP Genel Başkanı ve Başba- kan Recep Tayyip Erdo- ğan’ın ülkesinde, “yan- daşlarının yolsuzluğuna ka- rartma”, “senin davalarına sızdırma” mantığı hukuk alanında çifte standart ya- ratmıyor mu? Atatürk’ün “laik, demokratik” Tür- kiye Cumhuriyeti’ni savunan Cum- huriyet yazarları vaktiyle öldürülü- yorlardı. O terörün yerini bugün Er- genekon davası aldı. Laik, demok- ratik Türkiye Cumhuriyeti’ni savu- nanlar, 28 Şubat’la İslam cumhuriyeti tehlikesini ortadan kaldıranlar, bugün bu davanın sanıkları! Bu dava intikam almadan da öte bir boyuta ulaştı! Ata- türk’ün Türkiyesi, adım adım, yargı- yı bölme, orduyu karalama, basını satın alma, YÖK’ü tezgâhlama, la- ik demokratik kurumları kadro- laştırma amaçlı bir satranç tahta- sına dönüştürüldü! Balbay’ın tutuklanmasını her- kes şu ya da bu biçimde al- gılayabilir, görebilir! Ama önemli olan “enbaşsavcının” Balbay’ı nasıl gördüğüdür! Yazarımız ve gazetemizin imtiyaz sahibi İlhan Selçuk 80’li yaşlarında “terör örgütü- nün başı” denilerek tutuklandı. Selçuk, sağlık sorunlarından dolayı salıveril- dikten sonra ağır bir kalp ameliyatı ge- çirdi. Geçirmeseydi, Balbay’ın yerine onun tutuklanması işten bile değildi. Bu gazetede Cumhuriyetin bayrak yarışı sürüyor. Yunus Nadi, Nadir Na- di, Selçuk, kuşaklarının temsilcileri ola- rak Atatürk ilkelerinin bayrağını bu- güne taşıdılar. Enbaşsavcı, gelecek kuşağın bayrağını taşıması olasılığı gördüğü Balbay’ı Selçuk yerine tu- tuklattı. Aslında tutuklanan Balbay de- ğil, Cumhuriyet gazetesinin ta kendi- si… Bu böyle biline… Türkçede bir söz vardır: “Perşem- benin gelişi çarşambadan bellidir!” ABD Dışişleri Bakanı Hillary Rodham Clinton’un Ankara ziyaretinin nasıl ge- çeceği büyükelçisi James F. Jeff- rey’nin davranışlarından belliydi! “Kara şahin” George V. Bush tay- fasının Türkiye’ye biçtiği “ılımlı İslam cumhuriyeti kaftanı”, Irak tezkeresi, çu- val olayı ile Türk halkının küstürül- mesinin ne demek olduğunu Büyük- elçi Jeffrey çok iyi biliyor. Büyükelçi- nin, Türkleri yeniden kazanmak ama- cıyla Anıtkabir defterine yazdığı Ke- malist övgü, Sakarya Savaşı’nın baş- ladığı noktaya karlar altında ziyareti so- mut girişimleri oldu. Jeffrey, bu bağ- lamda, çalışma ziyareti olduğu halde, “ak güvercin” olarak göstermek iste- diği Clinton’u da özellikle Anıtkabir’e gönderdi. Dünya Kadınlar Günü arifesinde canlı yayında kadınca soruları yanıt- lattırdı. “Ilımlı İslam” söylemini kul- lanmaktan özellikle kaçınıp “laik de- mokrasiden” söz et- tirdi. Clinton da Baş- kan Barack Husein Obama’nın gelecek ay Türkiye’ye bir zi- yaret yapacağını açıkladı. Öncülü Condoleezza Ri- ce’ın “trajedi” mas- kesinin yerine güleç bir “komedi” mas- kesi ile görünerek Türk kamuoyunu kazanmaya yönelik önemli adımlar attı. ABD’nin “petrol ve doğalgaz ülkeleri” çevresindeki çıkarları, 11 Eylül “İkiz Kuleler” olayı- nın ardından doğan İslam terör “me- galomani”si ile çelişiyor. Bush’ın Irak işgali bu çelişkiyi derinleştirmişti. Or- ta Asya petrol yatakları yakınlığı ile Af- ganistan’daki İslam terörü ise bu çe- lişkiyi daha da derinleştirdi. Şimdi ba- kıyoruz, Obama bu çelişkiyi düzeltmek için Irak’tan çekilmeye hazırlanıyor. Clinton’un ziyaretinin arifesinde Vashington’da, Obama’nın düşünür- lerinden oluşan “Liderler Grubu’nun”, “Rotayı Değiştirmek: ABD’nin Müs- lüman Dünyasıyla İlişkilerinde Yeni Bir Yön” başlıklı raporu açıklandı. Rapor bir yandan “laiklere” göz kır- parken, Erdoğan’ın da ağzını kulak- larına vardıracak biçimde “Türk or- dusunun siyaset dışı kalmasının ce- saretlendirilmesini” öneriyor. Böylece Clinton ve Jeffrey, Anıtkabir’de boy gösterirlerken, Obama’nın düşünür- lerinin de Erdoğan’a destek çıkarak Irak, İran, Suriye, İsrail, Afganistan ko- nusunda Ankara’ya yeni siparişleri devreye sokacakları anlaşılıyor. Bu arada “Kıbrıs’ın yalıtımlaşması da ön- lenmelidir” açıklaması ile de Türk hükümetine “soyut” bir destek veriyor. Vashington, Afganistan’da Taliban karşıtı “kabilelerle” uzlaşma görüş- melerine başlıyor. Osmanlı İmpara- torluğu’nu petrolden uzaklaştıran, ünlü casus T.S. Lavrence’in şu sö- zünü uygulamaya hazırlanıyor: “He- deflerime ulaşmada, Araplardaki de- ğişik etnik mozaiği birbirine karşı kul- lanarak başarılı oldum”! Tahran’ın aşırılığını önlemek için ba- zı çalışmalar başlatıldı. Birincisi, 31 Mart’ta yapılacak Afganistan toplan- tısına İran da davet edildi. İkincisi, Tah- ran’ın Erdoğan üzerinden Vashing- ton’a “görüşebiliriz” iletisine Clinton, Ankara’da olumlu yanıt verdi. Bu ya- nıtı alan Dışişleri Bakanı Ali Babacan Tahran’a uçtu. Bu- gün de Cumhur- başkanı Abdullah Gül, Tahran’da 10 üyeli “Ekonomik İş- birliği Örgütü’nün (EİÖ)” 10. doruğuna katılacak, konuyu Cumhurbaşkanı Mahmud Ahme- dinejad ve dinsel önder Ayetullah Hamaney ile gö- rüşecek. Yanıtı Ah- medinejad pazar- tesi günü İstan- bul’daki Dünya Su Forumu toplantı- sına getirecek. Üçüncüsü, İran’ın nükleer silah yapımından vazgeç- mesi koşulu ile Doğu Avrupa’ya fü- ze kalkanı yerleştirilmeyeceğini Mos- kova’ya bildirdi. 6 Ağustos’ta Jeffrey’nin Ankara’ya atanmasını şöyle yorumlamıştık: “Bi- ze göre bu atama, JJ’yi yalnız Anka- ra Büyükelçisi yapmakla kalmıyor. Pergelin sivri ucunu Ankara’ya koyup öteki ucuyla Tahran’dan başlayıp Şam’a kadar uzanan bir yay çizelim. Yayın içinde kalan ve Türkiye’nin üç komşusu İran-Irak-Suriye’nin oluş- turduğu ‘terör hilaline’ de ‘dolaylı büyükelçi’ olarak geliyor. Bir başka deyimle JJ, bölgedeki ‘başkentlerin başkenti’ konumuna getirilecek An- kara’ya sanki ‘bölge büyükelçisi’ gi- bi atanıyor...” Ankara Bölge Başkenti! Elmek: [email protected] Faks: 0312. 442 79 90 Kuzey İrlanda’daki saldõrõda ölen askerlerden birisinin Cengiz Azimkar olduğu belirtildi Öldürülen asker Türk kökenliDış Haberler Servisi - Kuzey İr- landa’da cumartesi günü düzenlenen saldõrõda hayatõnõ kaybeden askerle- rin Cengiz Azimkar ve Mark Quin- sey olduğu açõklandõ. Amatör fut- bolculuk yapan Azimkar’õn babasõ- nõn Türk, annesi Geraldine Azim- kar’õn ise İrlandalõ olduğu öğrenildi. Çevresinde “Patrick” adõyla tanõnan Azimkar’õ sadece doğramacõlõkla uğ- raşan babasõ Mehmet Azimkar’õn “Cengiz” diye çağõrdõğõ belirtildi. Massareene Üssü’nün kapõsõnda düzenlenen saldõrõda hayatõnõ kaybeden ve Londra’da yaşayan 21 yaşõndaki Azimkar’õn, İngiliz ordusuna 2005’te katõldõğõ belirtildi. 38. İstihkâm Alayõ as- kerlerinin Afganistan’a gönderilmek üzere olduklarõ kaydedildi. Bölük komutanõ Binbaşõ Darren Wo- ods, Azimkar’õn gerçek bir profesyonel asker ve herkesin sevdiği bir kişi olduğunu ifade ederek “Bu kalitede bir askere komuta etmek, her zaman gururla hatırlayacağım büyük bir ayrıcalıktı” dedi. Woods, Quinsey’den de övgüyle bahsetti. Kuzey İrlanda’da 1998’de varõlan barõş anlaşmasõndan bu yana yaşanan ilk kanlõ saldõrõ eylemini, silah bõrakan İr- landa Cumhuriyet Ordusu’ndan (IRA) ayrõlan küçük bir grup olan “Gerçek IRA” örgütü üstlendi. İngiltere Başbakanõ Gordon Brown, saldõrõnõn gerçekleştiği üssü ziyaret ederken Kuzey İrlanda’daki İngiliz kuvvetlerine komuta eden Tuğgeneral George Norton, bölgedeki 5 bin aske- rin esas görevinin “sınır dışı operas- yonlara hazırlık olduğunu” hatõrlata- rak terörle mücadelenin polisin görevi olduğu mesajõnõ verdi. Kuzey İrlanda’nõn bağõmsõzlõğõnõ sa- vunan Katolik İrlandalõlar ile İngiltere yanlõsõ Protestanlar arasõnda 30 yõl sü- ren çatõşmalarda 3 bin 600’den fazla ki- şi ölmüş, barõşõn sağlanmasõnõn ardõn- dan Kuzey İrlanda yerel iktidarõ, IRA’nõn siyasi kanadõ Sinn Fein ile İn- giltere yanlõsõ Demokratik Birlikçi Par- ti arasõnda paylaşõlmaya başlanmõştõ. Eski bir IRA üyesi olan Kuzey İr- landa Başbakan Yardõmcõsõ Martin McGuinness, herkesin Kuzey İrlan- da’yõ eski sorunlu günlerine döndüre- cek davranõş ve sözlerden kaçõnmasõ gerektiğini belirtirken Sinn Fein Baş- kanõ Gerry Adams, saldõrõyõ gerçek- leştirenlere ve İngiltere’ye şiddetten uzak durma çağrõsõ yaptõ. Dış Haberler Servisi - Suudi Arabistan’da 75 yaşõndaki bir kadõn, akrabasõ olmayan iki erkekle aynõ yerde bulunduğu gerekçesiyle kõrbaç ve hapis cezasõna çarptõrõldõ. El Vatan gazetesinin haberine göre, Suriye uyruklu Hamise Muhammed Sevvadi evinde Fahd ve Hadyan adlõ iki kişiyi misafir etti. Bu sõrada eve giren din polisi akraba olmamalarõna rağmen bir arada bulunan iki erkek ile yaşlõ kadõnõ tutukladõ. 24 yaşõndaki Fahd savunmasõnda ekmek götürmek için ziyaret ettiği Sevvadi’nin süt annesi olduğunu ve bu nedenle akraba sayõldõklarõnõ, arkadaşõ Hadyan’õn ise kendisine eşlik ettiğini söyledi. Ancak bunun doğru olmadõğõna hükmeden yargõç, Sevvadi ve Fahd’a 4 ay hapis ve 40 kõrbaç cezasõ verdi. Hadyan ise 6 ay hapis ve 60 kõrbaç cezasõna çarptõrõldõ. Sevvadi kararõ temyize götüreceğini belirtirken, Suudi kadõn haklarõ savunucusu Vecihe el Hüveydir, “Bu karar herkesi öfkelendirdi çünkü bu bir büyükanne. 40 kırbaç; bu acıya nasıl dayanabilir?” diye tepki gösterdi. Din polisini suçlayan Hüveydir, “Sürekli insanları izliyor ve onların kötü olduğunu düşünüyorlar. Bunun dinle ilgisi yok. Bu tamamen kontrol için. İnsanlar arasında korku yaydıkça onları daha fazla kontrol edersiniz” dedi. Yumuşama beklentisi Fazileti Sağlama ve Şerri Önleme Komisyonu tarafõndan yönlendirilen birkaç bin kişilik din polisi, kişilerin İslami kurallara göre giyinmesini ve “harem - selamlık” uygulamasõnõ denetliyor. Suudi Arabistan’da kadõnlarõn araç kullanmasõ ve bir erkek akrabasõndan izin almadan seyahat etmesi yasak. Geçen hafta din polisinin bir kitap fuarõnda, kadõn yazar Helime Muzaffer’e kitabõnõ imzalatmak istedikleri gerekçesiyle iki romancõyõ sorgulamasõ tepki toplamõştõ. Sevgilisinin yanõndayken kaçõrõlarak 7 kişinin tecavüzüne uğrayan 19 yaşõndaki bir kadõnõn, “akrabası olmayan bir erkekle aynı ortamda bulunduğu” gerekçesiyle 6 ay hapis ve 200 kõrbaç cezasõna çarptõrõlmasõ dünya çapõnda yankõ yaratõnca, Suudi Kralõ Abdullah bin Abdülaziz mağdurlarõn cezalarõnõ kaldõrmõştõ. 2005’ten beri iktidarda olan kralõn geçen ay Adalet Bakanõ ve din polisinin başõndaki kişi dahil olmak üzere birçok kabine üyesini görevden almasõ, dini baskõlarõn yumuşayacağõ beklentisi yaratmõştõ. Kore Yarımadası ısınıyor Dış Haberler Servisi - Kuzey Kore, dün başlayan Güney Kore- ABD ortak askeri tatbikatõ önce- sinde ordusunu alarma geçirdi. Pyongyang yönetiminin, Güney Ko- re topraklarõnda 20 Mart’a dek devam edecek tatbikatõn “süresi ve katılan güçlerin sayısı bakımından geçmiş yıllardakine benzemediği düşün- cesincesinde olduğunu” bildiren Kuzey Kore resmi ajansõ KCNA, bu nedenle başomutanlõğõn bütün kuv- vetlere “çatışmaya hazır olma” emri verdiğini duyurdu. KCNA’nõn yayõmladõğõ resmi açõklamada, tat- bikatõn “İkinci Kore Savaşı”nõ baş- latmak amaçlõ olduğu savunuldu. Telefon hatları kesildi Ayrõca açõklamada Kuzey Kore Genelkurmay Başkanlõğõ sözcüsü- nün, “fırlatmayı planladıkları ba- rışçıl amaçlı uydunun vurulması veya engellenmesine yönelik her- hangi bir girişimi de açıkça savaş nedeni” sayacaklarõ ifadesi dikkat çekti. Tatbikata tepki gösteren Ku- zey Kore, Güney Kore ordusu ile olan telefon hatlarõnõ kesti ve iki Ko- re’nin ortak girişimiyle Kuzey Ko- re’de kurulan endüstri kompleksine gitmek isteyen yaklaşõk 700 Güney Koreliye de geçiş izni vermedi. Güney Kore ve ABD, Kuzey Ko- re’nin uydu fõrlatma projesi adõ al- tõnda, uzun menzilli füze denemesi planladõğõ görüşünü savunuyor. Pyongyang ise fõrlatmayõ planla- SUUDİ ARABİSTAN Yaşlı nineye kırbaç cezasıGüney Kore’nin ABD ile yapacağı tatbikat ve tatbikata katılan ABD askerleri, Seul’de düzenlenen gösterilerde protesto edildi. (Fotoğraf: AP) Amatör futbolculuk yapan 21 yaşõndaki Azimkar’õn babasõnõn Türk, annesinin ise İrlandalõ olduğu öğrenildi. Çevresinde “Patrick” adõyla tanõnan Azimkar’õ sadece doğramacõlõkla uğraşan babasõ Mehmet Azimkar “Cengiz” diye çağõrõyordu. Londra’da yaşayan gencin, İngiliz ordusuna 2005’te katõldõğõ kaydedildi. Güney Kore-ABD tatbikatõna sert tepki gösteren Pyongyang, ‘Fõrlatacağõmõz uydunun vurulmasõnõ savaş nedeni sayarõz’ dedi dõklarõnõn, bir iletişim uydu- su olduğunu söylüyor. ABD ve Japon yetkililer daha önce, Kuzey Kore’ye ait bir füzenin gerekirse düşü- rüleceğini ima eden açõkla- malar yapmõşlardõ. ABD ve Güney Kore’nin ortak aske- ri tatbikatõna yaklaşõk 50 bin asker katõlõyor. İki ülkenin yetkilileri, tatbikatta, Kore Yarõmadasõ’nõn savunulma- sõnõn provasõnõn yapõldõğõnõ söylüyor. Kuzey Kore ise iki ülkenin her yõl yaptõklarõ bu tatbikattan duyduğu ra- hatsõzlõğõ sõk sõk dile getiriyor ve bunu ülkenin işgaline yö- nelik bir girişim olarak de- ğerlendiriyor. ‘BARIŞIN YOLU FİLİSTİN’DEN GEÇER’ Dış Haberler Servisi - Suriye Devlet Başkanõ Beşşar Esad, İsrail ile barõş sağlamalarõnõn, Filistin sorununun çözümüne bağlõ olduğunu söyledi. Birleşik Arap Emirlikleri’nde yayõmlanan El Halic gazetesine konuşan Esad, İsrail yönetimi ile Türkiye aracõlõğõyla yaptõklarõ 4 turluk dolaylõ barõş görüşmelerini değerlendirdi. Esad, “İsrail’e kapsamlı bir barış veya hiçbir değeri olmayan bir barış anlaşması seçeneklerini sunduklarını” belirterek “Barış anlaşmasıyla barışın kendisi arasında bir fark vardır. Barış anlaşması, imzaladığınız bir kâğıt parçasıdır. Bu ticareti ve normal ilişkileri, sınırları veya başka şeyleri getirmez” dedi. Suriye’de halen İsrail tarafõndan topraklarõndan atõlan yarõm milyon Filistinli mültecinin yaşadõğõnõ hatõrlatan Esad, “Bu koşullarda normal olarak barışı sağlamak olası değil” diye konuştu. Mustafa Balbay Ahmedinejad ve Gül. İyi bir Cumhuriyet Okuru; Sıdıka ve Arif Şimşek’in sevgili yavruları, Burçak Selen Şimşek’in Biricik kardeşi, Cumok Ülker Taylan’ın yeğeni, Kemal Alp Taylan’ın kuzeni, SEÇİL BURÇİN ŞİMŞEK’i bir trafik kazası sonucu, yaşamının baharında yitirdik. Yakınlarının acılarını yürekten paylaşır, başsağlığı dileriz. Işıklar içinde yatsın CUMOK İSTANBUL BAŞSAĞLIĞI www.cumokistanbul.org ACI KAYBIMIZ Cemiyetimiz üyesi, 2004 Burhan Felek Basõn Hizmet Ödülü ve Basõn Şeref Kartõ sahibi, değerli ustamõz İLHAN ÇEVİK 9 MART 2009 Pazartesi günü vefat etmiştir. Kaybõ topluluğumuzda üzüntü yaratan Çevik’in cenazesi 10 Mart 2009 Salõ günü (bugün) öğle namazõnõn ardõndan Kocatepe Camii’nden alõnarak Karşõyaka Mezarlõğõ’nda toprağa verilecektir. İlhan Çevik’i sevgi ve saygõyla anarken, ailesine, basõn topluluğuna başsağlõğõ dileriz. TÜRKİYE GAZETECİLER CEMİYETİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle