25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 25 ŞUBAT 2009 ÇARŞAMBA 6 HABERLER AVRUPA GÜRAY ÖZ Amerikan Rüyası Bitti mi? Amerika Birleşik Devletleri, kısa yazılışıyla ABD bizim için çok önemlidir. Önemli olması her şey- den önce bizim iç düzenimizde, ekonomimizde, politikamızda çok etkin olmasından ileri gelir. Bu ABD, aynı zamanda tüm dünyada ve bizim bu- lunduğumuz bölgede de etkin emperyalist bir güç- tür. Bu nedenle de önemi daha fazladır. “Emperyalist ABD” denilince bazı arkadaşlar kızıyorlar, “o eskide kaldı, artık böyle bir em- peryalizm yoktur, silahlı sömürgecilik olma- yınca emperyalizm olmaz” gibi nev’i şahsına münhasır tezler geliştiriyorlarsa da ABD’nin em- peryalistliği silahıyla külahıyla ortada bir şeydir. Bu nedenle de orada olup biten her şey bizi ya- kından ilgilendirir. ABD’de son seçimleri, destekçileri öteki ülke- lerde ABD’den daha fazla olan Obama kazandı. Bush‘un Cumhuriyetçi Partisi gitti, Demokratik Parti Temsilciler Meclisi ve Senato’da çoğunlu- ğu kazandı. Yani emperyalist ABD’de liberaller ik- tidara geldiler. Bu sonuç ABD halkı için önemli- dir. Çünkü kendisi için “liberal” sıfatını yeterli gör- meyen, “ilerici” olmak gerektiğini savunan, özel- likle sağlık politikalarında köklü değişiklikler ya- pılmasını isteyen, gelir dağılımında iyice açılmış makasa karşı çıkan Nobel ödüllü liberal iktisatçı Paul Krugman gibi uzmanlar, durumları sarsılmış Amerikan orta sınıfı için, eğer krizin üstesinden ge- linebilirse önemli bir gelişmenin müjdecisi gibi du- ruyorlar. Bir paradigma yıkılıyor, yenisinin arayışı başlı- yor. Bu çevrelerde yeni bir “yeni düzen”, yeni bir “New Deal” arayışı var. Özetin özetini söyleye- lim: Cumhuriyetçilerin daha Reagan döneminde yaygınlaştırdıkları ve tüm dünyayı saran “sorun- ların çözümü devlette değildir, devletin kendisi sorundur” görüşü, yaşanan ağır krizin tetikledi- ği iktidar değişikliğiyle birlikte ağır bir yenilgi al- mış görünüyor. Peki, bu çok mu önemli? Çok önemlidir. Türkiye’de henüz etkin olmayan, olamayan sol açısından değil, her ne kadar Av- rupacı gibi görünseler de daha çok Amerikancı olan “liberal” aydınlarımız açısından büyük önem taşıyor bu yeni durum, bu henüz istikrar kazan- mamış yeni “New Deal”. Ne yapacaklarını doğrusu çok merak ediyorum. Obama’yı seviyorlar. Onda yeni ufuklar görüyorlar, itiraf etmeye de dilleri pek varmıyor ama, hayal kı- rıklıkları büyüktür. Obama’yı seviyor, ama Krug- man gibi liberal olmayı yeterli bulmayan ilerici, hat- ta “partizan”, yani militan olmak gerektiğini sa- vunan bu yeni “New Deal” takımına da o kadar kızıyorlar. Aslında çok da fazla kızmaları gerekmez. Serbest piyasa düzenini terk etmeyi aklına bi- le getirmeyen Amerikalıların ABD’sinin, emperyalist özü hiç değişmemiş dış politikasındaki üslup de- ğişikliklerine aldırmazlarsa, huzur içinde söylem- lerini ve yalakalıklarını sürdürebilirler. Burası başka bir ülke ne de olsa ve ABD Türkiye’den ye- ni “yeni politikalar” istemeyecektir. Onun için önemli olan emperyalist planlara uygun bir Tür- kiye’dir. Bu nedenle ABD’nin “sıkı” bir Erdoğan rejimine itirazı bile olmayabilir. Avrupa ise bu gi- bi konularda “büyük birader”e bakar ve demok- ratik görünüşü, biçimleri, formları koruyan “sıkı re- jimlerle” arasını bozmaya hiç niyetlenmez, çok pragmatiktir. İdeolojik olarak Ortadoğu’ya yer- leşmiş, “ayrıcalıklı ortak” statüsüne razı, sıkı bir Erdoğan rejimi onu neden rahatsız etsin ki? Ama bizim liberaller krizin getirdiği ve ABD’de boy gösteren ideolojik kırılmanın kendi iktidarla- rını, yani kendilerine duyulan ihtiyacı ortadan kal- dırmasından kaygılanıyorlar. Soldan çark ederek yalnız ABD’ye değil, son yüzyılın son çeyreğinde, bir uzun yüzyıl süreceğini sandıkları neoliberaliz- me kapılanmış oldukları için şimdi kendilerini de- rin bir boşluk içinde hissediyorlar. Hırçınlıkları, sola duydukları öfkenin zirveye çık- ması bundandır. e-posta: guray@cumhuriyet.com.tr ‘Saygısızlık yapmam’ İstanbul Haber servisi - Devlet Bakanõ ve Başmüzakereci Egemen Bağõş, geçtiğimiz pazar günü Beşiktaş’taki çarşõ esnafõnõ ziyareti sõrasõnda eski cumhurbaşkanõ hakkõndaki söylediği “Hatõrlõyorsunuz, adamõn biri anayasa fõrlatmõştõ, faizler bir gecede yükselmişti. Halledeceğiz inşallah” sözlerine açõklõk getirdi. Özel Pangaltõ İlköğretim Okulu ve Lisesi’nde Ermeni vatandaşlarõn kanaat önderleri ile yaptõğõ toplantõ sonrasõnda gazetecilerin sorularõnõ yanõtlayan Bağõş, “Benim cumhurbaşkanlarõmõza saygõsõzlõk yapmak gibi bir düşüncem olmamõştõr, olmaz da” dedi. AKP adayını gizliyor İZMİR (Cumhuriyet) - AKP İzmir Büyükşehir Belediye Başkanõ Adayõ Taha Aksoy, seçim için hazõrlattõğõ gazetede AKP logosuna yer vermiyor. Geçen hafta kentin çeşitli semtlerinde evlere ve esnafa dağõtõlan tanõtõm gazetesinde Aksoy’un hangi partiden aday olduğu baş sayfa başta olmak üzere gazetenin hiçbir yerinde belirtilmedi. 16 sayfa olarak basõlan tabloit gazetede, Aksoy’un seçim sloganõ “İzmir için değişim şart” büyük puntolarla yazõlõrken, bunun altõna fotoğrafõ konuldu. 8285 eğitimci atanacak ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Milli Eğitim Bakanlõğõ, bugün 8 bin 285 öğretmen atayacak. Milli Eğitim Bakanlõğõ Başöğretmen Salonu’nda bugün Milli Eğitim Bakanõ Hüseyin Çelik’in katõlõmõyla yapõlacak atamalar, bilgisayar ortamõnda gerçekleştirilecek ve aynõ gün bakanlõğõn internet sayfasõndan duyurulacak. Eğitim müfettişliği ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - İlköğretim müfettişliğinin eğitim müfettişliği adõ altõnda yeniden yapõlandõrõlmasõnõ öngören tasarõ, TBMM Başkanlõğõ’na sunuldu. Tasarõya göre, eğitim müfettişliğine atanmak isteyenler, en az 4 yõl süreli yüksek öğrenimli öğretmenler arasõndan seçme sõnavõyla, eğitim müfettişi yardõmcõsõ olarak mesleğe alõnacak. Bu görevde 3 yõllõk yetişme döneminin ardõndan yapõlacak yeterlik sõnavõnda başarõlõ olanlar eğitim müfettişi kadrolarõna atanacak. Cumhuriyet Savcõsõ Pekgüzel iddianamedeki ‘krokiler’e ilişkin notun kendisinin olduğunu söyledi Savcõdan yanlõş not itirafõ HATİCE TUNCER/ HİLAL KÖSE Ergenekon davasõnda tutuklu yargõlanan İşçi Partisi Genel Sekreteri Nusret Senem’in çap- raz sorgusu tartõşmalara neden oldu. Cumhuriyet Savcõsõ Meh- met Ali Pekgüzel, iddianame- de yer alan imzasõz ve tarihsiz “Yargıtay krokileri”ne ilişkin notun kendisine ait olduğunu ve yanlõşlõkla dosyaya girdiğini söyledi. Senem, arama tutanak- larõnda yer almayan CD’lerin İs- tanbul Emniyeti’nde hazõrlan- dõğõnõ öne sürerken savcõlarõ “Fethullahçı medyaya servis yapmak için soruyorsunuz” diye suçladõ. Ergenekon davasõnõn 55. otu- rumunda yapõlan, tutuklu sa- nõk Nusret Senem’in çapraz sorgusu “yasaya aykırı elde edilmiş kanıt” tartõşmalarõyla geçti. Savcõ Pekgüzel, İP’nin Ankara’daki genel merkez bi- nasõnda ele geçirildiği iddia edi- len CD’lerin içeriğine ilişkin, da- va dosyasõnõn 213. klasörün- deki imzasõz, tarihsiz ve el ya- zõlõ nota ilişkin açõklama yaptõ. Belgedeki “Yargıtay binası- na ait kroki ve krokinin açılı- mı görülmüştür” şeklindeki yazõnõn kendisine ait olduğunu belirten savcõ Pekgüzel, şunla- rõ söyledi: “İşçi Partisi’nde ele geçirilen CD’lerin içeriği ne- deniyle ilgili kurumu uyarmak üzere aldığım müsvette yan- lışlıkla dosyaya girmiştir. Ka- ralama yazısıdır.” Senem de “Yargıtay kroki- lerinin içeriğine ilişkin imza- sız ve tarihsiz bir belge dos- yada olursa arama tutanak- larında olmayan CD’leri de ‘savcõlar koymuştur’ diye dü- şünürüm. İP’de bu CD’lerin bulunduğuna ilişkin tutanak yok” diye konuştu. Pekgüzel’in aramalardan sonra delillerin çu- vallara doldurulup mühürlendi- ğini ve sanõklarõn huzurunda açõldõğõnõ belirtmesi üzerine Se- nem, “Delil çuvalları sanıklar huzurunda açılmadı. Genel Başkan Doğu Perinçek de ara- mada yoktu, odasında bulu- nuyordu. Çuvallar aramada bulunan şahısların önünde açılmadı” diye itiraz etti. Perinçek de tepki gösterdi İP Genel Başkanõ Doğu Pe- rinçek de söz alarak “Bu ne bi- çim yargılama? Biz son dere- ce anlayışlı davrandık. Savcı- ların hukuk dışı zihniyeti ser- gilensin diye ‘Hukuka uygun ol- mayan delilleri de sorun’ dedik. Ama sürekli tutanakta olma- yan CD’ler soruluyor. Bizim başka güvencemiz var mı? Arama tutanağında olmayan bir şeyi sormasınlar” şeklinde tepki gösterdi. Doğu Perinçek, içeriği ne olursa olsun 1047 CD’yi kabul ettiklerini, ancak tu- tanakta bulunmayan 4 CD’yi ka- bul etmediklerini bir kez daha vurguladõ. Savcõ Pekgüzel de 50 kişinin imzaladõğõ, 31 sayfalõk arama tu- tanağõndan sorduğunu, söz ko- nusu CD’lerin bu tutanakta bu- lunduğunu söyledi. Senem ise “Hiçbir CD’nin numarası yok, milyonlarca CD var” dedi. Bunun üzerine arama tutanağõ- nõ inceleyen mahkeme heyeti başkanõ Köksal Şengün, “Sav- cı Bey numaraları yok” derken savcõ Pekgüzel de “Hiçbirinin numarası yok” dedi. Senem’e ajandasõndaki “Ka- rargâhta subaylarla görüş- me” şeklindeki notu anõmsatan savcõ Pekgüzel, “Hangi su- baylarla görüştünüz” diye sor- du. Senem, “Bu konu benim baktığım bir dava ile ilgilidir. Milli Savunma Bakanlığı ile bir Rus şirket arasındaki silah satışına ilişkin anlaşmazlığın çözümüyle ilgili görüşmeler yapılıyordu. Rusya’da Serco adlı şirketten alınan silahlar- la ilgili dava idi. Bu nedenle sık sık Milli Savunma Bakanlı- ğı’na gittim. Nottaki ‘karargâh’ diye bahsedilen de Milli Sa- vunma Bakanlığı’dır” dedi. Oturumun öğleden sonraki bölümünde savunmasõnõ yapan tutuklu sanõk emekli Kurmay Albay Fikri Karadağ 2007 yõ- lõnda Antalya’da Kuvayõ Mil- liye Derneği’nin bir toplantõ- sõnda silah ve Kuranõkerim’e el basarak “ölme ve öldürme üzerine” ettirdiği yeminle ilgi- li olarak açõklamalar yaptõ. Karadağ, “Mersin’de katıldı- ğımız bir iftar yemeğinde ye- min merasimi yaptık. Bu ye- min Atatürk’ün Erzurum’da yaptırmış olduğu bir yemin- dir. Biz sadece bir kelime ek- ledik. Yeminin orjinalinde ölme ve öldürme geçmiyor. Ne var bunda?” diye konuştu. ‘Azmettiriciler dışarda’ Karadağ, iddianamede Baş- bakan’õn bacanağõ Nuri Var- darbaşı’nõn Kuvayi Milliye Derneği’nin yönetim kurulun- da bulunduğu ve Vardarba- şõ’nõn Başbakan Erdoğan’dan talimat aldõğõna ilişkin belgeyi anõmsatarak “Bu durumda gerçek azmettiriciler dışarda, dünyayı dolaşıyorlar. Keyif- leri yerinde. Ya onları da tu- tuklayın, ya da beni tahliye edin. Bu belgeye tesadüfen buldum. İddianame çölde kum, kuyuda iğne...” diye ko- nuştu. Duruşmada söz alan Veli Küçük’ün kõzõ ve avukatõ Zey- nep Küçük, Silivri Devlet Has- tanesi’nin başhekimi hakkõnda savcõlõğa suç duyurusunda bu- lunduğunu söyledi. Zeynep Kü- çük babasõyla ilgili doktorun ay- rõntõlõ tetkik istemesine karşõn başhekimin babasõnõn sevkine izin vermediğini savundu. Söz alan Veli Küçük, “13 aydır tu- tukluyum. 13 aydır paşa pa- şa yatıyorum. Lütfen beni rahat bıraksınlar” dedi. Mahkeme, Silivri Devlet Has- tanesi’nden Veli Küçük’ün sağ- lõk kayõtlarõnõn istenmesine ka- rar vererek duruşmayõ perşem- be gününe erteledi. ÖĞRETİM GÖREVLİSİ ABDURRAHİM DOĞRU TUTUKLANDI DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - Ergenekon soruşturmasõ kapsamõnda gözaltõna alõnan Dicle Üniversitesi (DÜ) öğretim görevlisi Abdurrahim Doğru tutuklandõ. İstanbul Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’nõn talimatõ doğrultusunda Diyarbakõr’da gözaltõna alõnan Abdurrahim Doğru, sorgusunun ardõndan nöbetçi mahkemeye çõkarõldõ. Doğru, nöbetçi mahkemece tutuklandõ. İstanbul’a gönderilen Doğru’nun Silivri Cezaevi’ne konulduğu belirtildi. DÜ öğretim görevlisi Doğru’nun geçen yõl bir süreliğine Diyarbakõrspor asbaşkanlõğõ görevini yürüttüğü öğrenildi. AİLE HAKLI BULUNDU Din dersi için emsal karar Antalya 3. İdare Mahkemesi, ilköğretim okuluna giden çocuklarõnõn din kültürü ve ahlak bilgisi dersinden muaf tutulmasõnõ isteyen Alevi ailenin lehine yürütmeyi durdurma kararõ verdi. GÜRSU KUNT ANTALYA - Din kültürü ve ahlak bilgisi dersinden muaf tu- tulma istemiyle açõlan davaya ilişkin Antalya 3. İdare Mahke- mesi, öğrenci lehine yürütmeyi durdurma kararõ verdi. Türkiye genelinde bugüne kadar 7 dava açõldõğõnõ anõmsatan avukat Nus- ret Gürgöz, hükümetin Anaya- sa Mahkemesi’ndeki ilgili mad- deyi değiştirmesi gerektiğini be- lirterek “Dava emsal teşkil edi- yor. Yasa maddesi değiştiril- mezse, önümüzdeki süreçte çok sayıda benzer dava açıla- bilir” dedi. Antalya’da yaşayan Alevi bir aile, ilköğretim 5. sõnõf öğrenci- si kõzlarõ S.E.D’nin zorunlu din kültürü ve ahlak bilgisi dersinden muaf tutulmasõ istemiyle önce Muratpaşa Kaymakamlõğõ’na başvurdu. Ancak talepleri reddedilince bu kez yargõya başvurdular. Ailenin avukatõ Nusret Gürgöz, dava di- lekçesinde anayasanõn 24. mad- desinin birinci fõkrasõnõn, “Her- kes vicdan, dini inanç ve ka- naat hürriyetine sahiptir” de- diğini anõmsattõ. Antalya 3. İda- re Mahkemesi de gerek anaya- sanõn 24. maddesi, gerekse İnsan Haklarõ ve Temel Özgürlüklerin Korunmasõna İlişkin Sözleş- me’nin 9. madde hükümlerinin herkesin dini inancõnõ ve özgür- lüğünü koruduğunu vurgulayarak öğrenci lehine yürütmeyi dur- durma kararõ verdi. Kararda şu ifadelere yer verildi: “Din kültürü ve ahlak bilgisi dersinin dini ve felsefi inanç- larına uygun olmadığını be- lirten davacıların herhangi bir din mensubu olduğuna bakılmaksızın, temel hak ve hürriyetlerden olan dini inanç özgürlüğünün uygulanması kapsamında çocuğunun zo- runlu sayılan dersten muaf tutulması gerektiği sonucuna varıldığından, bu istemin red- dine ilişkin dava konusu iş- lemde hukuka uyarlık bulun- mamaktadır. Hukuka aykırı- lığı açık olan dava konusu iş- lemin uygulanması halinde telafisi güç zararlar doğabile- ceğinden, yürütmesinin dur- durulmasına oybirliğince ka- rar verilmiştir.” Yargılanan çocukların, büyükler tarafından yönlendirildiği belirtildi. (AA) Diyarbakõr’dakiolaylardapolisetaşatmaktanyargõlanõyorlar 6 çocuk yine yargı önünde DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bü- rosu) - Diyarbakõr’da çõkan olaylara ka- rõştõklarõ ve polise taş attõklarõ gerekçe- siyle haklarõnda dava açõlan 6 çocuğun yargõlanmasõna devam edildi. Diyarbakõr Çocuk Ağõr Ceza Mahke- mesi’ndeki duruşmada, tutuksuz yargõ- lanan çocuklar ve avukatlarõ hazõr bu- lundu. Duruşma, heyet değişikliği ne- deniyle önceki beyan ve belgelerin okun- masõyla başladõ. Ankara Kriminal Polis Laboratuvarõ Müdürlüğü’nden gönderilen ekspertiz ra- poru da okunarak dava dosyasõna kondu. Sanõk avukatlarõndan Canan Atabay, di- lekçeleri ve sosyal inceleme raporlarõna karşõ olan beyanlarõnõ yinelediklerini vurguladõ. Daha sonra söz alan uzman bilirkişi Ümit Biçer ise şöyle konuştu: “Çocukların iddia edilen fiillerin hukuki anlam ve sonuçlarını kavrayıp, davranışlarını buna göre yönlendirme yetenekleri bulunmamaktadır. Ayrı- ca şu hususu da belirtmek isterim: Ta- nık olarak dinlenen polis memurları- nın çoğu, verdikleri ifadelerde ço- cukların yaşı büyük başkaları tara- fından yönlendirildiklerini belirtmiş- lerdir. Ayrıca bu yaştaki çocuklar taş atmanın yanlış bir davranış olduğunu bilirler, ancak örgüte yardım etmek suretiyle terör örgütü üyeliğinden yargılanacaklarını bilemezler.” Mahkeme heyeti, duruşmayõ ertelerken oturumun ardõndan Çocuklar İçin Ada- let Girişimi üyelerince adliye önünde ba- sõn açõklamasõ yapõldõ. Açõklamayõ oku- yan avukat Muharrem Erbey, sanõk ço- cuklar hakkõnda 25 yõla kadar hapis is- tenmesinin toplumda derin yaralar açtõ- ğõnõ ifade etti. Bekaroğlu, AKP’nin ülke yönetiminde bir kölelik sistemi yarattõğõnõ belirtti ‘AKP’nintekölçütüparadõr’ TARKAN TEMUR Saadet Partisi (SP) İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayõ Mehmet Bekaroğlu, AKP’nin dağõttõğõ seçim rüş- vetleriyle “sadaka” gibi top- lumun önemli kültürel değer- lerinin erozyona uğratõldõğõnõ belirterek “AKP, sadaka kül- türünden de öte ülke yöne- timinde ve yerel yönetim- lerde neoliberal politikalar- la beslenen bir kölelik siste- mi yarattı” dedi. AKP’li İBB Başkanõ Kadir Topbaş’õ “krallık” kurmakla eleştiren Bekaroğlu, dindar görünen AKP’nin tek ölçütünün “pa- ra” olduğunu söyledi. 29 Mart yerel seçimleri yaklaşõrken, AKP’nin İBB adayõ Topbaş ve CHP’nin adayõ Kemal Kılıçdaroğlu arasõndaki yarõşa girmeye ça- lõşan SP adayõ Bekaroğlu, Cumhuriyet’in sorularõnõ ya- nõtladõ. 1994 seçimlerinde anketlerde çõkmayan RP’nin “umulmadık başarısını” anõmsatan Bekaroğlu, 29 Mart’õn sürpriz sonuçlara ge- be olduğunu söyledi. AKP’yi, toplumun kültürel ve ahlaki değerlerini erozyona uğra- tan uygulamalarõn mimarõ olmakla eleştiren Bekaroğlu, “AKP her şeyi para olarak görür, İnsan AKP’nin um- runda değil” dedi. Dinen önemli olan “Sa- daka” kavramõnõn içinin, inançlara hassasiyet göster- diği sanõlan bir parti tarafõn- dan boşaltõlmasõnõn, muha- fazakâr toplum kesimleri üze- rinde ciddi tepkiler yarattõğõ- nõ belirten Bekaroğlu, “Te- mel insanlık değerleri yok ediliyor. Buna yardım değil, insanları çaresiz hale geti- rerek kuşatmak, neolibe- ral politikalarla köleleştir- mektir” diye konuştu. İstanbul’da 1 milyon yurt- taşõn kamu hizmetlerinden ücretsiz yararlanacak kadar yoksul olduğunu belirten Be- karoğlu, “Yoksul aileler su- yun 10-15 metreküp kulla- nımına kadar ücret öde- meyecek. Ulaşımdan üc- retsiz yararlanmalarını sağ- layacağız. İşte sosyal devlet budur” dedi. 3. köprü, İETT arazisinin satõşõ ve bu arazinin nasõl kullanõlacağõ, metrobüs pro- jesi gibi önemli kararlarda halkõn “by-pass” edildiğini belirten Bekaroğlu, “SP, İBB seçimlerini kazanması ha- linde kent için alınacak önemli kararları halka so- racak, önemli projelerde referandum gibi geniş oy- lamalar yapacak. İnternet kullanarak geniş katılımlı anketler düzenleyecek. İETT arazisi satılırken, İs- tanbul halkına sorulsaydı, halk belki de o bölgenin yeşil alan olarak düzenlen- mesi istenecekti” dedi. Saadet Partisi İstanbul büyükşehir belediye başkan adayõ Bekaroğlu, AKP’nin rüşvetleriyle “sadaka” gibi toplumun önemli kültürel değerlerinin erozyona uğratõldõğõnõ söyledi. YÖK DİSİPLİN KURULU Prof. Döndüren’e zamanaşımı kıyağı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - YÖK Disiplin Kurulu, kõz çocuklarõn dokuz yaşõnda evlene- bilmesi ve erkeklerin 4 eş alabilmesi gibi şe- riat uygulamalarõnõ savunan Uludağ Üniversi- tesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hamdi Döndüren hakkõnda “soruşturmanın zamanaşımına uğradığı” gerekçesiyle ceza vermeme kararõ aldõ. Döndüren hakkõndaki so- ruşturma raporu Nisan 2007’den beri tam 23 ay- dõr YÖK’te bekletiliyordu. YÖK Disiplin Kurulu dün YÖK Başkanõ Yu- suf Ziya Özcan’õn başkanlõğõnda toplandõ. Top- lantõda, “Delilleriyle Aile İlmihali” adlõ 635 sayfalõk şeriat propagandasõnõn yapõldõğõ ve 2006 yõlõnda İstanbul Tuzla Belediyesi tara- fõndan dağõtõlan kitabõn yazarõ Prof. Dr. Dön- düren hakkõndaki soruşturma raporu gündeme geldi. Toplantõda oy çoğunluğuyla Döndüren hakkõnda, “soruşturmanın zamanaşımına uğradığı” gerekçesiyle ceza verilmemesi ka- rarlaştõrõldõ. 3 üyenin karşõ çõktõğõ karar 11 üye- nin oyuyla alõndõ. Prof. Dr. Döndüren’in yazdõğõ kitapla ilgili olarak Uludağ Üniversitesi, 3 Mayõs 2006’da soruşturma başlatmõştõ. Üniversite, YÖK’e “kamu görevinden çıkarma” cezasõ veril- mesini önermişti. Soruşturma raporu, Nisan 2007’de YÖK’e ulaşmõştõ. Ancak aradan geçen 23 ay boyunca YÖK, Prof. Dr. Döndüren ko- nusunda bir karar vermeyerek soruşturmanõn za- manaşõmõna uğramasõnõ bekledi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle