Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 25 ŞUBAT 2009 ÇARŞAMBA
6 HABERLER
AVRUPA
GÜRAY ÖZ
Amerikan Rüyası
Bitti mi?
Amerika Birleşik Devletleri, kısa yazılışıyla ABD
bizim için çok önemlidir. Önemli olması her şey-
den önce bizim iç düzenimizde, ekonomimizde,
politikamızda çok etkin olmasından ileri gelir. Bu
ABD, aynı zamanda tüm dünyada ve bizim bu-
lunduğumuz bölgede de etkin emperyalist bir güç-
tür. Bu nedenle de önemi daha fazladır.
“Emperyalist ABD” denilince bazı arkadaşlar
kızıyorlar, “o eskide kaldı, artık böyle bir em-
peryalizm yoktur, silahlı sömürgecilik olma-
yınca emperyalizm olmaz” gibi nev’i şahsına
münhasır tezler geliştiriyorlarsa da ABD’nin em-
peryalistliği silahıyla külahıyla ortada bir şeydir.
Bu nedenle de orada olup biten her şey bizi ya-
kından ilgilendirir.
ABD’de son seçimleri, destekçileri öteki ülke-
lerde ABD’den daha fazla olan Obama kazandı.
Bush‘un Cumhuriyetçi Partisi gitti, Demokratik
Parti Temsilciler Meclisi ve Senato’da çoğunlu-
ğu kazandı. Yani emperyalist ABD’de liberaller ik-
tidara geldiler. Bu sonuç ABD halkı için önemli-
dir. Çünkü kendisi için “liberal” sıfatını yeterli gör-
meyen, “ilerici” olmak gerektiğini savunan, özel-
likle sağlık politikalarında köklü değişiklikler ya-
pılmasını isteyen, gelir dağılımında iyice açılmış
makasa karşı çıkan Nobel ödüllü liberal iktisatçı
Paul Krugman gibi uzmanlar, durumları sarsılmış
Amerikan orta sınıfı için, eğer krizin üstesinden ge-
linebilirse önemli bir gelişmenin müjdecisi gibi du-
ruyorlar.
Bir paradigma yıkılıyor, yenisinin arayışı başlı-
yor.
Bu çevrelerde yeni bir “yeni düzen”, yeni bir
“New Deal” arayışı var. Özetin özetini söyleye-
lim: Cumhuriyetçilerin daha Reagan döneminde
yaygınlaştırdıkları ve tüm dünyayı saran “sorun-
ların çözümü devlette değildir, devletin kendisi
sorundur” görüşü, yaşanan ağır krizin tetikledi-
ği iktidar değişikliğiyle birlikte ağır bir yenilgi al-
mış görünüyor.
Peki, bu çok mu önemli?
Çok önemlidir. Türkiye’de henüz etkin olmayan,
olamayan sol açısından değil, her ne kadar Av-
rupacı gibi görünseler de daha çok Amerikancı
olan “liberal” aydınlarımız açısından büyük önem
taşıyor bu yeni durum, bu henüz istikrar kazan-
mamış yeni “New Deal”.
Ne yapacaklarını doğrusu çok merak ediyorum.
Obama’yı seviyorlar. Onda yeni ufuklar görüyorlar,
itiraf etmeye de dilleri pek varmıyor ama, hayal kı-
rıklıkları büyüktür. Obama’yı seviyor, ama Krug-
man gibi liberal olmayı yeterli bulmayan ilerici, hat-
ta “partizan”, yani militan olmak gerektiğini sa-
vunan bu yeni “New Deal” takımına da o kadar
kızıyorlar.
Aslında çok da fazla kızmaları gerekmez.
Serbest piyasa düzenini terk etmeyi aklına bi-
le getirmeyen Amerikalıların ABD’sinin, emperyalist
özü hiç değişmemiş dış politikasındaki üslup de-
ğişikliklerine aldırmazlarsa, huzur içinde söylem-
lerini ve yalakalıklarını sürdürebilirler. Burası
başka bir ülke ne de olsa ve ABD Türkiye’den ye-
ni “yeni politikalar” istemeyecektir. Onun için
önemli olan emperyalist planlara uygun bir Tür-
kiye’dir. Bu nedenle ABD’nin “sıkı” bir Erdoğan
rejimine itirazı bile olmayabilir. Avrupa ise bu gi-
bi konularda “büyük birader”e bakar ve demok-
ratik görünüşü, biçimleri, formları koruyan “sıkı re-
jimlerle” arasını bozmaya hiç niyetlenmez, çok
pragmatiktir. İdeolojik olarak Ortadoğu’ya yer-
leşmiş, “ayrıcalıklı ortak” statüsüne razı, sıkı bir
Erdoğan rejimi onu neden rahatsız etsin ki?
Ama bizim liberaller krizin getirdiği ve ABD’de
boy gösteren ideolojik kırılmanın kendi iktidarla-
rını, yani kendilerine duyulan ihtiyacı ortadan kal-
dırmasından kaygılanıyorlar. Soldan çark ederek
yalnız ABD’ye değil, son yüzyılın son çeyreğinde,
bir uzun yüzyıl süreceğini sandıkları neoliberaliz-
me kapılanmış oldukları için şimdi kendilerini de-
rin bir boşluk içinde hissediyorlar.
Hırçınlıkları, sola duydukları öfkenin zirveye çık-
ması bundandır.
e-posta: guray@cumhuriyet.com.tr
‘Saygısızlık
yapmam’
İstanbul Haber
servisi - Devlet
Bakanõ ve
Başmüzakereci
Egemen Bağõş,
geçtiğimiz pazar günü
Beşiktaş’taki çarşõ
esnafõnõ ziyareti
sõrasõnda eski
cumhurbaşkanõ
hakkõndaki söylediği
“Hatõrlõyorsunuz,
adamõn biri anayasa
fõrlatmõştõ, faizler bir
gecede yükselmişti.
Halledeceğiz inşallah”
sözlerine açõklõk
getirdi. Özel Pangaltõ
İlköğretim Okulu ve
Lisesi’nde Ermeni
vatandaşlarõn kanaat
önderleri ile yaptõğõ
toplantõ sonrasõnda
gazetecilerin
sorularõnõ yanõtlayan
Bağõş, “Benim
cumhurbaşkanlarõmõza
saygõsõzlõk yapmak
gibi bir düşüncem
olmamõştõr, olmaz da”
dedi.
AKP adayını
gizliyor
İZMİR
(Cumhuriyet) - AKP
İzmir Büyükşehir
Belediye Başkanõ
Adayõ Taha Aksoy,
seçim için hazõrlattõğõ
gazetede AKP
logosuna yer
vermiyor. Geçen hafta
kentin çeşitli
semtlerinde evlere ve
esnafa dağõtõlan
tanõtõm gazetesinde
Aksoy’un hangi
partiden aday olduğu
baş sayfa başta olmak
üzere gazetenin hiçbir
yerinde belirtilmedi.
16 sayfa olarak
basõlan tabloit
gazetede, Aksoy’un
seçim sloganõ “İzmir
için değişim şart”
büyük puntolarla
yazõlõrken, bunun
altõna fotoğrafõ
konuldu.
8285 eğitimci
atanacak
ANKARA
(Cumhuriyet
Bürosu) - Milli
Eğitim Bakanlõğõ,
bugün 8 bin 285
öğretmen atayacak.
Milli Eğitim Bakanlõğõ
Başöğretmen
Salonu’nda bugün
Milli Eğitim Bakanõ
Hüseyin Çelik’in
katõlõmõyla yapõlacak
atamalar, bilgisayar
ortamõnda
gerçekleştirilecek ve
aynõ gün bakanlõğõn
internet sayfasõndan
duyurulacak.
Eğitim
müfettişliği
ANKARA
(Cumhuriyet
Bürosu) - İlköğretim
müfettişliğinin eğitim
müfettişliği adõ altõnda
yeniden
yapõlandõrõlmasõnõ
öngören tasarõ,
TBMM Başkanlõğõ’na
sunuldu. Tasarõya
göre, eğitim
müfettişliğine
atanmak isteyenler, en
az 4 yõl süreli yüksek
öğrenimli öğretmenler
arasõndan seçme
sõnavõyla, eğitim
müfettişi yardõmcõsõ
olarak mesleğe
alõnacak. Bu görevde
3 yõllõk yetişme
döneminin ardõndan
yapõlacak yeterlik
sõnavõnda başarõlõ
olanlar eğitim
müfettişi kadrolarõna
atanacak.
Cumhuriyet Savcõsõ Pekgüzel iddianamedeki ‘krokiler’e ilişkin notun kendisinin olduğunu söyledi
Savcõdan yanlõş not itirafõ
HATİCE TUNCER/
HİLAL KÖSE
Ergenekon davasõnda tutuklu
yargõlanan İşçi Partisi Genel
Sekreteri Nusret Senem’in çap-
raz sorgusu tartõşmalara neden
oldu. Cumhuriyet Savcõsõ Meh-
met Ali Pekgüzel, iddianame-
de yer alan imzasõz ve tarihsiz
“Yargıtay krokileri”ne ilişkin
notun kendisine ait olduğunu ve
yanlõşlõkla dosyaya girdiğini
söyledi. Senem, arama tutanak-
larõnda yer almayan CD’lerin İs-
tanbul Emniyeti’nde hazõrlan-
dõğõnõ öne sürerken savcõlarõ
“Fethullahçı medyaya servis
yapmak için soruyorsunuz”
diye suçladõ.
Ergenekon davasõnõn 55. otu-
rumunda yapõlan, tutuklu sa-
nõk Nusret Senem’in çapraz
sorgusu “yasaya aykırı elde
edilmiş kanıt” tartõşmalarõyla
geçti. Savcõ Pekgüzel, İP’nin
Ankara’daki genel merkez bi-
nasõnda ele geçirildiği iddia edi-
len CD’lerin içeriğine ilişkin, da-
va dosyasõnõn 213. klasörün-
deki imzasõz, tarihsiz ve el ya-
zõlõ nota ilişkin açõklama yaptõ.
Belgedeki “Yargıtay binası-
na ait kroki ve krokinin açılı-
mı görülmüştür” şeklindeki
yazõnõn kendisine ait olduğunu
belirten savcõ Pekgüzel, şunla-
rõ söyledi: “İşçi Partisi’nde ele
geçirilen CD’lerin içeriği ne-
deniyle ilgili kurumu uyarmak
üzere aldığım müsvette yan-
lışlıkla dosyaya girmiştir. Ka-
ralama yazısıdır.”
Senem de “Yargıtay kroki-
lerinin içeriğine ilişkin imza-
sız ve tarihsiz bir belge dos-
yada olursa arama tutanak-
larında olmayan CD’leri de
‘savcõlar koymuştur’ diye dü-
şünürüm. İP’de bu CD’lerin
bulunduğuna ilişkin tutanak
yok” diye konuştu. Pekgüzel’in
aramalardan sonra delillerin çu-
vallara doldurulup mühürlendi-
ğini ve sanõklarõn huzurunda
açõldõğõnõ belirtmesi üzerine Se-
nem, “Delil çuvalları sanıklar
huzurunda açılmadı. Genel
Başkan Doğu Perinçek de ara-
mada yoktu, odasında bulu-
nuyordu. Çuvallar aramada
bulunan şahısların önünde
açılmadı” diye itiraz etti.
Perinçek de tepki gösterdi
İP Genel Başkanõ Doğu Pe-
rinçek de söz alarak “Bu ne bi-
çim yargılama? Biz son dere-
ce anlayışlı davrandık. Savcı-
ların hukuk dışı zihniyeti ser-
gilensin diye ‘Hukuka uygun ol-
mayan delilleri de sorun’ dedik.
Ama sürekli tutanakta olma-
yan CD’ler soruluyor. Bizim
başka güvencemiz var mı?
Arama tutanağında olmayan
bir şeyi sormasınlar” şeklinde
tepki gösterdi. Doğu Perinçek,
içeriği ne olursa olsun 1047
CD’yi kabul ettiklerini, ancak tu-
tanakta bulunmayan 4 CD’yi ka-
bul etmediklerini bir kez daha
vurguladõ.
Savcõ Pekgüzel de 50 kişinin
imzaladõğõ, 31 sayfalõk arama tu-
tanağõndan sorduğunu, söz ko-
nusu CD’lerin bu tutanakta bu-
lunduğunu söyledi. Senem ise
“Hiçbir CD’nin numarası yok,
milyonlarca CD var” dedi.
Bunun üzerine arama tutanağõ-
nõ inceleyen mahkeme heyeti
başkanõ Köksal Şengün, “Sav-
cı Bey numaraları yok” derken
savcõ Pekgüzel de “Hiçbirinin
numarası yok” dedi.
Senem’e ajandasõndaki “Ka-
rargâhta subaylarla görüş-
me” şeklindeki notu anõmsatan
savcõ Pekgüzel, “Hangi su-
baylarla görüştünüz” diye sor-
du. Senem, “Bu konu benim
baktığım bir dava ile ilgilidir.
Milli Savunma Bakanlığı ile
bir Rus şirket arasındaki silah
satışına ilişkin anlaşmazlığın
çözümüyle ilgili görüşmeler
yapılıyordu. Rusya’da Serco
adlı şirketten alınan silahlar-
la ilgili dava idi. Bu nedenle sık
sık Milli Savunma Bakanlı-
ğı’na gittim. Nottaki ‘karargâh’
diye bahsedilen de Milli Sa-
vunma Bakanlığı’dır” dedi.
Oturumun öğleden sonraki
bölümünde savunmasõnõ yapan
tutuklu sanõk emekli Kurmay
Albay Fikri Karadağ 2007 yõ-
lõnda Antalya’da Kuvayõ Mil-
liye Derneği’nin bir toplantõ-
sõnda silah ve Kuranõkerim’e el
basarak “ölme ve öldürme
üzerine” ettirdiği yeminle ilgi-
li olarak açõklamalar yaptõ.
Karadağ, “Mersin’de katıldı-
ğımız bir iftar yemeğinde ye-
min merasimi yaptık. Bu ye-
min Atatürk’ün Erzurum’da
yaptırmış olduğu bir yemin-
dir. Biz sadece bir kelime ek-
ledik. Yeminin orjinalinde
ölme ve öldürme geçmiyor.
Ne var bunda?” diye konuştu.
‘Azmettiriciler dışarda’
Karadağ, iddianamede Baş-
bakan’õn bacanağõ Nuri Var-
darbaşı’nõn Kuvayi Milliye
Derneği’nin yönetim kurulun-
da bulunduğu ve Vardarba-
şõ’nõn Başbakan Erdoğan’dan
talimat aldõğõna ilişkin belgeyi
anõmsatarak “Bu durumda
gerçek azmettiriciler dışarda,
dünyayı dolaşıyorlar. Keyif-
leri yerinde. Ya onları da tu-
tuklayın, ya da beni tahliye
edin. Bu belgeye tesadüfen
buldum. İddianame çölde
kum, kuyuda iğne...” diye ko-
nuştu.
Duruşmada söz alan Veli
Küçük’ün kõzõ ve avukatõ Zey-
nep Küçük, Silivri Devlet Has-
tanesi’nin başhekimi hakkõnda
savcõlõğa suç duyurusunda bu-
lunduğunu söyledi. Zeynep Kü-
çük babasõyla ilgili doktorun ay-
rõntõlõ tetkik istemesine karşõn
başhekimin babasõnõn sevkine
izin vermediğini savundu. Söz
alan Veli Küçük, “13 aydır tu-
tukluyum. 13 aydır paşa pa-
şa yatıyorum. Lütfen beni
rahat bıraksınlar” dedi.
Mahkeme, Silivri Devlet Has-
tanesi’nden Veli Küçük’ün sağ-
lõk kayõtlarõnõn istenmesine ka-
rar vererek duruşmayõ perşem-
be gününe erteledi.
ÖĞRETİM GÖREVLİSİ ABDURRAHİM DOĞRU TUTUKLANDI
DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) -
Ergenekon soruşturmasõ kapsamõnda
gözaltõna alõnan Dicle Üniversitesi (DÜ)
öğretim görevlisi Abdurrahim Doğru
tutuklandõ. İstanbul Cumhuriyet
Başsavcõlõğõ’nõn talimatõ doğrultusunda
Diyarbakõr’da gözaltõna alõnan Abdurrahim
Doğru, sorgusunun ardõndan nöbetçi
mahkemeye çõkarõldõ. Doğru, nöbetçi
mahkemece tutuklandõ. İstanbul’a gönderilen
Doğru’nun Silivri Cezaevi’ne konulduğu
belirtildi. DÜ öğretim görevlisi Doğru’nun
geçen yõl bir süreliğine Diyarbakõrspor
asbaşkanlõğõ görevini yürüttüğü öğrenildi.
AİLE HAKLI BULUNDU
Din dersi
için emsal
karar
Antalya 3. İdare
Mahkemesi, ilköğretim
okuluna giden çocuklarõnõn
din kültürü ve ahlak bilgisi
dersinden muaf tutulmasõnõ
isteyen Alevi ailenin
lehine yürütmeyi durdurma
kararõ verdi.
GÜRSU KUNT
ANTALYA - Din kültürü ve
ahlak bilgisi dersinden muaf tu-
tulma istemiyle açõlan davaya
ilişkin Antalya 3. İdare Mahke-
mesi, öğrenci lehine yürütmeyi
durdurma kararõ verdi. Türkiye
genelinde bugüne kadar 7 dava
açõldõğõnõ anõmsatan avukat Nus-
ret Gürgöz, hükümetin Anaya-
sa Mahkemesi’ndeki ilgili mad-
deyi değiştirmesi gerektiğini be-
lirterek “Dava emsal teşkil edi-
yor. Yasa maddesi değiştiril-
mezse, önümüzdeki süreçte
çok sayıda benzer dava açıla-
bilir” dedi.
Antalya’da yaşayan Alevi bir
aile, ilköğretim 5. sõnõf öğrenci-
si kõzlarõ S.E.D’nin zorunlu din
kültürü ve ahlak bilgisi dersinden
muaf tutulmasõ istemiyle önce
Muratpaşa Kaymakamlõğõ’na
başvurdu.
Ancak talepleri reddedilince bu
kez yargõya başvurdular. Ailenin
avukatõ Nusret Gürgöz, dava di-
lekçesinde anayasanõn 24. mad-
desinin birinci fõkrasõnõn, “Her-
kes vicdan, dini inanç ve ka-
naat hürriyetine sahiptir” de-
diğini anõmsattõ. Antalya 3. İda-
re Mahkemesi de gerek anaya-
sanõn 24. maddesi, gerekse İnsan
Haklarõ ve Temel Özgürlüklerin
Korunmasõna İlişkin Sözleş-
me’nin 9. madde hükümlerinin
herkesin dini inancõnõ ve özgür-
lüğünü koruduğunu vurgulayarak
öğrenci lehine yürütmeyi dur-
durma kararõ verdi. Kararda şu
ifadelere yer verildi:
“Din kültürü ve ahlak bilgisi
dersinin dini ve felsefi inanç-
larına uygun olmadığını be-
lirten davacıların herhangi
bir din mensubu olduğuna
bakılmaksızın, temel hak ve
hürriyetlerden olan dini inanç
özgürlüğünün uygulanması
kapsamında çocuğunun zo-
runlu sayılan dersten muaf
tutulması gerektiği sonucuna
varıldığından, bu istemin red-
dine ilişkin dava konusu iş-
lemde hukuka uyarlık bulun-
mamaktadır. Hukuka aykırı-
lığı açık olan dava konusu iş-
lemin uygulanması halinde
telafisi güç zararlar doğabile-
ceğinden, yürütmesinin dur-
durulmasına oybirliğince ka-
rar verilmiştir.”
Yargılanan çocukların, büyükler tarafından yönlendirildiği belirtildi. (AA)
Diyarbakõr’dakiolaylardapolisetaşatmaktanyargõlanõyorlar
6 çocuk yine yargı önünde
DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Diyarbakõr’da çõkan olaylara ka-
rõştõklarõ ve polise taş attõklarõ gerekçe-
siyle haklarõnda dava açõlan 6 çocuğun
yargõlanmasõna devam edildi.
Diyarbakõr Çocuk Ağõr Ceza Mahke-
mesi’ndeki duruşmada, tutuksuz yargõ-
lanan çocuklar ve avukatlarõ hazõr bu-
lundu. Duruşma, heyet değişikliği ne-
deniyle önceki beyan ve belgelerin okun-
masõyla başladõ.
Ankara Kriminal Polis Laboratuvarõ
Müdürlüğü’nden gönderilen ekspertiz ra-
poru da okunarak dava dosyasõna kondu.
Sanõk avukatlarõndan Canan Atabay, di-
lekçeleri ve sosyal inceleme raporlarõna
karşõ olan beyanlarõnõ yinelediklerini
vurguladõ.
Daha sonra söz alan uzman bilirkişi
Ümit Biçer ise şöyle konuştu:
“Çocukların iddia edilen fiillerin
hukuki anlam ve sonuçlarını kavrayıp,
davranışlarını buna göre yönlendirme
yetenekleri bulunmamaktadır. Ayrı-
ca şu hususu da belirtmek isterim: Ta-
nık olarak dinlenen polis memurları-
nın çoğu, verdikleri ifadelerde ço-
cukların yaşı büyük başkaları tara-
fından yönlendirildiklerini belirtmiş-
lerdir. Ayrıca bu yaştaki çocuklar taş
atmanın yanlış bir davranış olduğunu
bilirler, ancak örgüte yardım etmek
suretiyle terör örgütü üyeliğinden
yargılanacaklarını bilemezler.”
Mahkeme heyeti, duruşmayõ ertelerken
oturumun ardõndan Çocuklar İçin Ada-
let Girişimi üyelerince adliye önünde ba-
sõn açõklamasõ yapõldõ. Açõklamayõ oku-
yan avukat Muharrem Erbey, sanõk ço-
cuklar hakkõnda 25 yõla kadar hapis is-
tenmesinin toplumda derin yaralar açtõ-
ğõnõ ifade etti.
Bekaroğlu, AKP’nin ülke yönetiminde bir kölelik sistemi yarattõğõnõ belirtti
‘AKP’nintekölçütüparadõr’
TARKAN TEMUR
Saadet Partisi (SP) İstanbul
Büyükşehir Belediye Başkan
adayõ Mehmet Bekaroğlu,
AKP’nin dağõttõğõ seçim rüş-
vetleriyle “sadaka” gibi top-
lumun önemli kültürel değer-
lerinin erozyona uğratõldõğõnõ
belirterek “AKP, sadaka kül-
türünden de öte ülke yöne-
timinde ve yerel yönetim-
lerde neoliberal politikalar-
la beslenen bir kölelik siste-
mi yarattı” dedi. AKP’li İBB
Başkanõ Kadir Topbaş’õ
“krallık” kurmakla eleştiren
Bekaroğlu, dindar görünen
AKP’nin tek ölçütünün “pa-
ra” olduğunu söyledi.
29 Mart yerel seçimleri
yaklaşõrken, AKP’nin İBB
adayõ Topbaş ve CHP’nin
adayõ Kemal Kılıçdaroğlu
arasõndaki yarõşa girmeye ça-
lõşan SP adayõ Bekaroğlu,
Cumhuriyet’in sorularõnõ ya-
nõtladõ. 1994 seçimlerinde
anketlerde çõkmayan RP’nin
“umulmadık başarısını”
anõmsatan Bekaroğlu, 29
Mart’õn sürpriz sonuçlara ge-
be olduğunu söyledi. AKP’yi,
toplumun kültürel ve ahlaki
değerlerini erozyona uğra-
tan uygulamalarõn mimarõ
olmakla eleştiren Bekaroğlu,
“AKP her şeyi para olarak
görür, İnsan AKP’nin um-
runda değil” dedi.
Dinen önemli olan “Sa-
daka” kavramõnõn içinin,
inançlara hassasiyet göster-
diği sanõlan bir parti tarafõn-
dan boşaltõlmasõnõn, muha-
fazakâr toplum kesimleri üze-
rinde ciddi tepkiler yarattõğõ-
nõ belirten Bekaroğlu, “Te-
mel insanlık değerleri yok
ediliyor. Buna yardım değil,
insanları çaresiz hale geti-
rerek kuşatmak, neolibe-
ral politikalarla köleleştir-
mektir” diye konuştu.
İstanbul’da 1 milyon yurt-
taşõn kamu hizmetlerinden
ücretsiz yararlanacak kadar
yoksul olduğunu belirten Be-
karoğlu, “Yoksul aileler su-
yun 10-15 metreküp kulla-
nımına kadar ücret öde-
meyecek. Ulaşımdan üc-
retsiz yararlanmalarını sağ-
layacağız. İşte sosyal devlet
budur” dedi.
3. köprü, İETT arazisinin
satõşõ ve bu arazinin nasõl
kullanõlacağõ, metrobüs pro-
jesi gibi önemli kararlarda
halkõn “by-pass” edildiğini
belirten Bekaroğlu, “SP, İBB
seçimlerini kazanması ha-
linde kent için alınacak
önemli kararları halka so-
racak, önemli projelerde
referandum gibi geniş oy-
lamalar yapacak. İnternet
kullanarak geniş katılımlı
anketler düzenleyecek.
İETT arazisi satılırken, İs-
tanbul halkına sorulsaydı,
halk belki de o bölgenin
yeşil alan olarak düzenlen-
mesi istenecekti” dedi.
Saadet Partisi İstanbul büyükşehir
belediye başkan adayõ Bekaroğlu,
AKP’nin rüşvetleriyle “sadaka” gibi
toplumun önemli kültürel değerlerinin
erozyona uğratõldõğõnõ söyledi.
YÖK DİSİPLİN KURULU
Prof. Döndüren’e
zamanaşımı kıyağı
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - YÖK Disiplin
Kurulu, kõz çocuklarõn dokuz yaşõnda evlene-
bilmesi ve erkeklerin 4 eş alabilmesi gibi şe-
riat uygulamalarõnõ savunan Uludağ Üniversi-
tesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr.
Hamdi Döndüren hakkõnda “soruşturmanın
zamanaşımına uğradığı” gerekçesiyle ceza
vermeme kararõ aldõ. Döndüren hakkõndaki so-
ruşturma raporu Nisan 2007’den beri tam 23 ay-
dõr YÖK’te bekletiliyordu.
YÖK Disiplin Kurulu dün YÖK Başkanõ Yu-
suf Ziya Özcan’õn başkanlõğõnda toplandõ. Top-
lantõda, “Delilleriyle Aile İlmihali” adlõ 635
sayfalõk şeriat propagandasõnõn yapõldõğõ ve
2006 yõlõnda İstanbul Tuzla Belediyesi tara-
fõndan dağõtõlan kitabõn yazarõ Prof. Dr. Dön-
düren hakkõndaki soruşturma raporu gündeme
geldi. Toplantõda oy çoğunluğuyla Döndüren
hakkõnda, “soruşturmanın zamanaşımına
uğradığı” gerekçesiyle ceza verilmemesi ka-
rarlaştõrõldõ. 3 üyenin karşõ çõktõğõ karar 11 üye-
nin oyuyla alõndõ.
Prof. Dr. Döndüren’in yazdõğõ kitapla ilgili
olarak Uludağ Üniversitesi, 3 Mayõs 2006’da
soruşturma başlatmõştõ. Üniversite, YÖK’e
“kamu görevinden çıkarma” cezasõ veril-
mesini önermişti. Soruşturma raporu, Nisan
2007’de YÖK’e ulaşmõştõ. Ancak aradan geçen
23 ay boyunca YÖK, Prof. Dr. Döndüren ko-
nusunda bir karar vermeyerek soruşturmanõn za-
manaşõmõna uğramasõnõ bekledi.