18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 24 ŞUBAT 2009 SALI 8 DIŞ HABERLER [email protected] CMYB C M Y B KAVŞAK ÖZGEN ACAR Ulusoy’a Teşekkür! Türkiye Seyahat Acentaları Bir- liği (TÜRSAB) Başkanı Başa- ran Ulusoy’a, bazı gazetelerin ya- nı sıra Cumhuriyet çalışanları adı- na ne kadar teşekkür etsem azdır! 17 Şubat Salı günü bu köşede Kültür ve Turizm Bakanlığı ile TÜR- SAB’ın çıkar ilişkilerini sorgulayan bir yazım çıktı. 20 Şubat Cuma günü CHP’nin İs- tanbul Büyükşehir Belediye Başkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, bera- berinde CHP İl Başkanı Gürsel Tekin ile Ulusoy’u TÜRSAB’da zi- yaret ederek turizme destek vere- ceğini açıkladı. 21 Şubat Cumarte- si günü gazeteler, bu ziyareti izleyen basın mensuplarının soru- larını yanıtlayan Kılıç- daroğlu’nun Büyük- şehir Belediye Baş- kanı Kadir Topbaş’a meydan okurcasına “bilançolarını açıkla” çağrısı yaptığını baş- lıklara çıkarttılar. 22 Şubat Pazar günü Hürriyet ga- zetesinde tam sayfa TÜRSAB’ın, başta Başbakan, aralarında Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Gü- nay’ın da bulunduğu bazı bakanlar ile Topbaş’a, “bağlılık” iletisi içeren teşekkür ilanı yayımlandı. 23 Şubat Pazartesi günü, aynı ilan Cumhuriyet’in 2. sayfasında ve ba- zı başka gazetelerde de boy gös- terdi. Ayrıca Kılıçdaroğlu’nun ziyareti- nin TÜRSAB’da AKP karşıtı bir or- tama girdiği gibi bir izlenim yara- tacağından kaygılanmış olacak ki Ulusoy, gazetelere seçim arifesin- de “AKP’nin izindeyiz” olgusunu vurgulayan tam sayfa ilan verme yo- lunu seçti! (Ulusoy, onarımı yapılmadan Efes antik tiyatrosunu TÜRSAB’ın çı- karcı etkinliklerine açma girişimi nedeniyle yazdığım yazı üzerine beni Yönetim Kurulumuzun Başkan Yardımcısı, eski Turizm Bakanı Dr. Alev Coşkun’a sözlü ve yazılı ola- rak şikâyet etmişti! Sayın Coşkun, şikâyetnameyi anında yönlendire- rek beni bilgilendirmişti. Doğrusu, bu kez Ulusoy’un şikâyetine mu- hatap olan Cumhuriyet yönetici- sinden de böyle bir bilgilendirme beklerdim!) Bu “ekonomik bunalımda” TÜR- SAB’ın tam sayfa ilanının Cumhu- riyet çalışanları için ne kadar mak- bule geçtiğini algılayan bir insan ola- rak Ulusoy’a asıl ben teşekkür ederim. TÜRSAB’da pişen Cum- huriyet’e de düş-müştü! TÜR- SAB’da pişenlere yine döneceğiz! Dün Vatan gazetesinin 5. sayfa- sında “Londra’daki bir antika- cıda olduğu tespit edilip el konuldu” üst başlığı altında “ABD ve İngiliz ajan- ları kurtardı, 5’i de sağ salim” başlık- lı bir haberi okuyunca gülmekten kendimi alamadım. İngilizlerin şöyle bir deyişi var: “Brekfast after supper! (Akşam ye- meğinden sonra kahvaltı)” ya da Türkçesi ile “Üsküdar’da çoktan sabah oldu!” anlamında… Haber şöyle sürüyor: “1997’de Ye- nikapı Mevlevihanesi’nde çıkan yan- gın, nefes kesen bir kaçakçılık hi- kâyesinin de başlangıcı oldu. Yangından önce çalınan 800 yıllık 5 ahşap pano, yıl- larca ABD ve İngiltere’yi dolaştı. İşte filmleri arat- mayan FBI’lı, Scotland Yard’lı tarihi eser kaçakçılı- ğının öyküsü.” Niye güldüm? Cumhuriyet okurları, tam tarihini anım- samasalar bile, bu öyküyü 27 Mart 1998’de benim imzamla ilk kez duymuşlardı. İlk kez duyan yal- nızca okurlar değildi. Kültür Bakanlı- ğı, Vakıflar Genel Müdürlüğü ve Di- yanet İşleri Başkanlığı da olayı ilk kez Cumhuriyet’ten öğ- renmişlerdi. O tarihte Nev York’ta düzenlenen bir uluslararası sa- nat fuarında, bu pa- nolardan birinin sa- tıldığını gördüm. Satan, Londra’lı an- tikacı Oliver Hoare idi. Bu antikacı, Lady Diana ile bo- şanma arifesindeki Prens Charles’ın Türkiye’de mihmandarlığını yapmış- tı. Evliydi, ama basına Lady Diana ile kısa süreli bir aşk yaşadığı, ayrıca es- ki eser kaçakçılığından hüküm giymiş Ayşegül Tecimer’in de sevgilisi ol- duğu yansımıştı. 39.5 cm. çapındaki bu pano, dün- yanın sayılı İslam mimarisi yapıtlarından 13. yy Sıvas Divriği Ulu Camisi’nin ah- şaplarından biriydi. Cami 14 Nisan 1997’de soyulmuş, bazı önemli parçalar koruma amacıyla İstanbul’da Yenika- pı Mevlevihanesi’ne getirilmişti. Ancak orada çıkan bir yangında pek çok ta- rihi eser ve halı yanmıştı. Sonradan yan- gının, bu yeni soygunu örtbas etmek için kundak olduğu saptanmıştı. İlk haberimden sonra olayın geliş- melerini okurlarımız yine Cumhuri- yet’te izlemişlerdi. Nev York Başkon- solosluğu, Türk hükümetini “Karun Ha- zinesi, Elmalı Definesi” davalarında ba- şarıyla temsil eden “Herrick & Feins- tein Hukuk Bürosu’ndan” Larry Ka- ye’yi devreye sokmuştu. Kaye, Türki- ye’den gönderilen belgeler ve benim aktardığım bilgilere dayanarak Fede- ral Savcı Mary Joe Vhite ile FBI’yı harekete geçirerek fu- ardaki parçaya el koydurt- muştu. FBI, Londra’daki antika galerisinde bulu- nan öteki parçaları ver- memesi durumunda, Hoa- re hakkında Scotland Yard’dan tutuklama isteminde bulunmuştu. Hoare, dört parçayı Scotland Yard’ın sanat hırsızlığı dedektifleri- ne teslim etmek zorunda kalmıştı. Bu arada Amerikan basınının ya- nı sıra bir İngiliz TV kanalı da “Lady Diana’nın sevgilisinin(!)” adının ka- rıştığı bu olay nedeniyle benimle yaptığı mülakatı “Türk gazeteci, Lady Diana’nın sevgilisi Oliver Hoare’un tutuk- lanmasını istiyor” sözleri ile yayım- lamıştı. Dönemin Kültür Bakanı İstemihan Talay, yanına o za- manki Diyanet İşle- ri Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz’ı alarak Nev York’a gitmişti. Bayan savcı Vhite, törenle ahşap panoyu Yıl- maz’a teslim etmişti. Daha sonra dört parça da Londra’da Vakıflar Temsilcisine verilerek Ankara’ya ge- tirilmişti. Parçaların, Ulus’ta geçen yıl açılan Vakıflar Müzesi’nde sergilen- mesine başlanmıştı. 11 yıl önce ortaya çıkarıp sonuç- landırdığımız bu olayı, sanki bugün ol- muşçasına kamuoyuna duyuran genç meslektaşımıza “Geçti Bor’un paza- rı, sür eşeğini Niğde’ye!” diyoruz! Geçti Bor’un Pazarı! Yarım yüzyıldan da önce Türki- ye’de bazı ünlü sanatçıların “ko- kain” kullandıklarına ilişkin haberler ma- gazin dergilerine yansırdı. Sonra, ko- kain gündemden düştü. Kokain iki yıl önce ünlü şarkıcı İb- rahim Tatlıses ile yeniden gündeme çıktı. Tatlıses, 4 yıl kokain kullandığı- nı açıkladı. Son günlerde İstanbul’da emniyet güçlerince, özellikle bazı“ün- lü bayan sanatçıların” kokain kullanma, bulundurma, satma gibi suçlamalar- la ifadelerine başvuruldu. Gözaltına alı- nanlar “ünlü” olunca haberler gaze- telerin birinci sayfalarına taşındı. Ne var ki basınımız, ister polis, ister magazin muhabirleri, “kokain” bağlantılı ha- berleri cehaletten “uyuşturucu” söz- cüğü ile okurlarına duyurdular. Kokain, “uyuşturucu” değil “uyarı- cı”dır. Haşhaş’ın özündeki “afyon”un türevi olan “eroin”, “uyuşturucu”dur. Kokain “varsılların”, eroin ise “yoksul- ların” sözde “yapay zevkleri” olan ze- hirlerdir! Bir başka deyişle, kokain “yüksek sosyetenin”, gazetelerin ma- gazin sayfalarında boy gösteren ün- lülerin kısa süreli de olsa yapay ve ge- çici coşkunluk, cinsel dürtü, neşeli taş- kınlık elde etmek için başvurdukları bir “uyarıcı”dır. Kokain, “viagra” değildir! Ancak tedavi görmezlerse beyinsel ye- tilerinde azalmanın ardından, kokain- manlarda aşırı yorgunluk ve ruhsal çö- küntü ile ahlak dışı davranışlar boy göstermeye başlar. Kolombiya’da “koka” bitkisinde üre- tilen kokainin çoğu ABD’de tüketilirken, son yıllarda Avrupa’da ve bu arada Türkiye’de de önemli artış gözlen- mektedir. Kokain, Türkiye’ye genelde turist trafiğinin yoğun olduğu yaz ay- larında, başta İstanbul Atatürk olmak üzere havaalanlarından yolcu bera- berinde girmektedir. Taşıyıcıların her ikisinden biri Afrika kökenlidir. Bu tür zehirlerin “uyarıcı” mı, “uyuş- turucu” mu olduğunu çok iyi bilmek ge- rekir ki ona göre aileler doğru dürüst mücadele edebilsinler! Bu konuda ba- sına, kamuoyunu doğru bilgilendirme- de önemli, bilinçli görev düşüyor. ‘Uyuşturucu’ ve ‘Uyarıcı’! Elmek: [email protected] Faks: 0312. 442 79 90 Arap-Kürt kavgasõ kõzõşõyor Irak’õn petrol zengini bölgesi için Bağdat yönetimiyle Kürtler arasõndaki mücadele sertleşirken, Independent kuzeyde başlayan çatõşmalara dikkat çekti Dış Haberler Servisi - Irak’õn Kürt- Arap savaşõna sahne olmasõndan kay- gõ duyuluyor. Washington yönetiminin Irak’tan çekilme planlarõ ülkede yeni- den barõş umutlarõnõn filizlenmesine neden olurken petrol zengini kuzeydeki topraklarõn Kürtlerle Arap gruplar arasõnda yine yeni bir mücadale alanõna sahne olacağõ belirtiliyor. İngiliz In- dependent gazetesinin yazarlarõndan Patrick Cockburn, Irak’õn güneyin- de ve başkent Bağdat’ta şiddet olay- larõnda azalma yaşanõrken, kuzeyde Araplar ve Kürtler arasõnda Suriye’den İran sõnõrõna uzanan bölgede çatõş- malarõn başladõğõna dikkat çekti. Yazõda, çatõşmalarõn nedeni olarak ül- kede daha etkili olmaya başlayan ve ağõrlõğõ Araplardan oluşan Irak ordusu- nun etkinliğini Kürtlerin kontrolündeki kuzeye yayma çabasõ gösterildi. Cockburn, Musul kentinden kaleme aldõğõ yazõsõnda, Araplar ve Kürtler ara- sõndaki çatõşmalarõn ABD’nin Irak’tan çekilme planlarõnõ içinden çõkõlmaz bir hale getirebileceği görüşünü dile ge- tirdi. Yazõda çatõşmalarõn yeniden alevlenmesinin ABD işgali ve 2005- 2007 arasõndaki Sünni-Şii mezhep ça- tõşmalarõ sonrasõnda iyileşme yoluna giren ülkeyi yeniden ciddi bir istik- rarsõzlõğa sürükleyebileceği kaydedil- di. Şii Nuri el Maliki başkanlõğõnda- ki hükümetle Kürtler arasõndaki krizin arkasõnda, kuzeydeki topraklarõn kont- rolünün elde edilmesi yarõşõnõn yattõ- ğõ belirtildi. Kuzeydeki bölgenin 2003’te eski devlet başkanõ Saddam Hüseyin’in devrilmesiyle Kürtlerin hâkimiyetine girdiği, ancak şimdi güç kazanan Irak ordusunun da bu top- raklarda etkinliğini arttõrma peşinde ol- duğu ifade edildi. ‘Savaş çıkar’ Haberde görüşlerine yer verilen Kürt yetkililer, hükümeti bölgede yüzde 80’i Araplardan oluşan birlikleri konuşlan- dõrmakla suçlarken, kuzeydeki Kürt böl- gesel yönetiminin başbakanõ Neçirvan Barzani’nin “eğer anlaşmazlıklar Ame- rikalılar çekilene kadar çözülemezse ta- raflar arasında bir savaş yaşanacağı” yönündeki sözlerine dikkat çekildi. Haberde Diyala ve petrol zengini Ker- kük bölgesindeki Kürtlerin intihar sal- dõrõlarõna hedef olduğu, Araplarõn da Kürtleri kendilerine karşõ etnik temizlik kampanyasõ yürütmekle suçladõklarõ ifa- de edildi. İsmi verilmeden bir Kürt’ün de “Gelmesinden korktuğumuz günleri yaşıyoruz. Amerikalılar giderken ken- dimizi bir kez daha izole edilmiş ve Bağdat’la karşı karşıya kalmış bir halde buluyoruz” dediği aktarõldõ. Çoğunluğunu Araplarõn oluşturduğu Irak ordusuyla Kürt peşmergeler arasõn- da çok sayõda çatõşmanõn yaşandõğõ, an- cak uluslararasõ dikkatin daha çok ABD- Irak savaşõ veya Şii-Sünni çatõşmasõna yo- ğunlaştõğõ belirtiliyor. Araplarla Kürtler arasõndaki çatõşmanõn tam anlamõyla bir savaşa dönüşmesi halinde bu ABD Başkanõ Barack Obama yönetimi- nin 16 ay içinde 142 bin askerin çe- kilmesi planõnõ zora sokacak. Kimi görüşe göre Arap-Kürt savaşõnõn halihazõrda başladõğõnõn altõ çizilerek, Kürt liderlerin Ninova vilayetinde Sünni Arap silahlõ kişilerin son 6 yõl- da 2 bin Kürt’ü öldürdüğü, 127 bin kişinin de mülteci olmasõna neden ol- duklarõnõ öne sürdükleri ifade edildi. ‘Kürt olmayan güçler kabul edilemez’ Bağdat ve Basra’nõn son yõllarda daha güvenli hale gelmezsine karşõn Ninova bölgesindeki ve ülkenin en büyük üçüncü kenti olan Musul’un Irak’õn en çok şiddet yaşanan yerle- ri arasõnda bulunduğuna işaret edil- di. Ninova’nõn Kürt vali yardõmcõsõ Hasro Goran’õn, Kürt olmayan or- du birliklerinin tartõşmalõ topraklar- da hareket etmelerini “kabul edile- mez” olarak değerlendirdiği sözlerine yer verildi. Musul’un El Kaide’nin Irak’taki son kalesi olduğu kayde- dilen yazõda, ABD ve Irak hükümet güçlerinin militanlara karşõ yeni bir operasyon başlattõklarõ belirtildi. Independent’õn başyazõsõnda da “Irak, sonuçları bu kez ülke sınır- larının ötesine geçecek yeni iç ça- tışma riskiyle karşı karşıya” denil- di. Iraklõ Araplarla Kürtler arasõnda şiddetin artmasõnõn “Kürt devleti konusunu” yeniden gündeme geti- receği belirtilen yazõda, bunun Tür- kiye’de tedirginliğe ve hatta daha da fazlasõna neden olacağõ kaydedildi. Yazõda şu ifadeler yer aldõ: “Irak’ın diğer kesimlerindeki huzur orta- mının bir diğer çatışmayı ve belki de ilkinden çok daha tehlikeli bir gerilimi tetiklemesi bir trajedidir. Ama Musul ve Kerkük’ün statüsü ihtilaflı kaldığı sürece, Irak sava- şının bittiğini söyleyebilmek çok er- ken olacaktır.” Guardian gazetesinde Türk profili Haber Merkezi - İngiliz The Guardian ga- zetesi, Konda araştõrma şirketinin yaptõğõ Tür- kiye anketine geniş yer verdi. Gazete, araş- tõrmanõn Türkleri, “yabancı düşmanı, ender kitap okuyan, kadınları ikinci sınıf olarak gören ve demokrasi konusunda zıt duy- guları olan sosyal muhafazakâr insan- lar” olarak gösterdiğini yazdõ. Türkiye muhabiri Robert Tait imzalõ “Türkler, ankette yabancı düşmanı, mu- hafazakâr tavırlarını ortaya koydu” baş- lõklõ haberde, “Türkler, ‘Yabancõ düşmanõ, ender kitap okuyan, kadõnlarõ ikinci sõnõf ola- rak gören ve demokrasi konusunda zõt duy- gularõ olan sosyal muhafazakâr insanlar’ ola- rak” yer aldõ. Gazete, Türklerin yüzde 73’ünün yabancõlarõn mülk almasõna karşõ çõktõğõna, yüzde 70’e yakõn bir bölümünün hiçbir zaman kitap okumadõğõna dikkat çekti. Başörtüsü konusundaki görüşlere de yer veren gazete, “Türkiye’nin yüzde 53’ünün Türkiye’nin laik anayasasının yasakladığı, kamu görevlilerinin görevde İslami başörtüsünü kullanmasına izin verilmesinden yana” ifadesini kullandõ. Türklerin yüzde 88’i ülkenin demokratik sis- temle yönetilmesi konusunda mutabõk ol- masõna karşõn, yüzde 48 gibi önemli bir bö- lümünün ordunun “gerekli olduğunda” müdahale etmesi gerektiğini düşünüyor. KAVUŞMA HEYECANI Irak’ın başkenti Bağdat’ta dün ABD askerlerinin elinde bulunan tutsaklardan 64’ü serbest bırakıldı. Tutsakların uzun aradan sonra ailelerine kavuşmaları sırasında duygusal anlar yaşandı. (Fotoğraf: AP) PAKİSTAN ABD’den müttefikine gizli destek Dış Haberler Servisi - ABD’den 70’ten fazla askeri danõşman ve teknik uzmanõn, Pakistan’õn batõsõndaki aşiret bölgelerinde El Kaide ve Taliban’a karşõ yürütülen operasyonlar için Pakistan askeri birimlerine gizlice yardõm ettiği bildirildi. ABD’de yayõmlanan New York Times gazetesi, adõ açõklanmayan kaynaklara dayanarak verdiği haberde, danõşmanlarõn büyük bölümünün ABD Özel Kuvvetler’den olduğunu kaydetti. ABD Merkez Komutanlõğõ ile Özel Operasyonlar Komutanlõğõ’na bağlõ olan danõşmanlar, Pakistan ordusuna istihbarat ve eğitim desteği sağlõyor, ancak operasyonlara katõlmõyor. Habere göre, Amerikalõ danõşmanlar Pakistan hükümeti ve ordusunun desteğiyle geçen yaz oluşturulan gizli bir eylem gücüne eğitim ve istihbarat veriyor. Bu işbirliği alenen kabul edilmese de, yeni bir Pakistan komando birliğinin, geçen 7 ayda Merkezi Haberalma Teşkilatõ’ndan (CIA) gelen istihbaratla aralarõnda 5 üst düzey ismin de bulunduğu 60 militanõ yakaladõğõ ya da öldürüldüğü belirtiliyor. Gazete, komandolarõn 4 hafta önce El Kaide’yle bağlantõlõ bir Suudi militanõ yakaladõğõnõ yazdõ. Ancak Beytullah Mesud dahil Pakistan’daki Taliban örgütünün asõl liderleri ile Svat’taki lideri Maulana Fazlullah henüz yakalanmõş değiller. Gazete, ABD’li askeri yetkililerinin, askeri eğitimi bütün bir Pakistan ordusuna yaymak konusunda Pakistan ordusunu ikna edememiş olmaktan kaygõ duyduklarõnõ ifade etti. Kılıçdaroğlu ve Ulusoy. Panonun devir teslim töreni. Divriği ahşap panosu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle