22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 24 ŞUBAT 2009 SALI 6 HABERLER SALI ORHAN BURSALI Bakan Bey’in İtirafı Demokrasi? Ülkenin neresinde? Siyasetin dı- şında, belki de her yerde demokrasi bulabilirsiniz de, tek bulamayacağınız yer siyasetin ta kendisi ola- bilir! Hele hele iktidar olmuş partinin yönetim anlayı- şında demokrasiyi ara ki bulasın. TV’de Sinoplu Diyojen kılığına girerek, elinde fe- ner ülkede demokrasi arayan bizim Musa haklı... Bakan Bey, Mehmet Ali Şahin ne demiş dün? “Hükümetimizle kavga eden, zıtlaşan yerel yöne- timler her projelerini Ankara’dan geçiremiyor. Maalesef bu Türkiye’nin gerçeği. O nedenle halkıyla barışık, hükümetiyle barışık, devletiyle barışık ma- halli yöneticiler işbaşında olursa bizim sorunlarımız daha çabuk çözülür.” Bunu, Antalya’da AKP’nin seçim bürosu açılı- şında söylüyor! Meclis’ten geçirdikleri ve ormanların önemli bir kısmını ormanlıktan çıkartıp yerleşime, kullanıma açan 2B Yasası’nı da koz olarak kullanıyor... Şim- di bu alanlarda kimlerin oturduğunu tespit ediyo- ruz, sonra yasa ile bunları kullananlara devredeceğiz, bu nedenle oy verirken dikkat edin!.. Mehmet Ali Şahin kim? Sıradan bir insan değil, Adalet Bakanı! Adalet dağıtacak, ülkenin en temel, sistemin nirengi noktasını oluşturan bir mekaniz- manın başında oturuyor! Bizi eleştiren insanları değil bizden olanları seçin ki işleriniz yürüsün, hizmet alasınız! Yoksa, kendilerinden olmayan muhalif beledi- yeleri, tercümesini yaparsak dediklerinin, ümüğü- nü sıkarak süründürmekle tehdit ediyor! Ayıptır, saygısızlıktır; çok partili sistemin altını oy- maktır; muhalefetin varlığını devlet ve hükümet eliy- le kazımaya kalkışmaktır... Düşünelim: Diyelim ki, millet sindi, Bakan’ın teh- ditlerini ciddiye aldı, oyunu silme AKP’ye verdi! Ortaya çıkacak tablo, bir totalitarizmdir; bir tek parti yönetimi, diktatörlüğüdür. Muhalefetin olmadığı, muhalefetin çeşitli baskı- larla silinip süpürüldüğü bir yerde demokrasinin d’si bulunmaz... Bu tür sistemler faşizm üretir... Bu ik- tidarların sonunu da, seçimlerden çok, başka yöntemler belirler. Demokrasinin yok edildiği yer- de, sistem, demokratik araçlar üretemez! Bu ne- redeyse sosyal bir yasa gibidir! Mehmet Ali Şahin ve iktidar, toplumu nasıl bir re- jime zorluyor, doğrusu merak ediyorum. Şahin ayrıca bu demeciyle, ülkeyi nasıl bölüp par- çaladıklarının ve kendilerinden olmayan herkesi na- sıl ötekileştirdiklerinin de tipik bir örneğini verdi... Ya bizdensin, ya da bizdensin! Bu anlayış, AKP’nin iktidara geldiklerinden bu ya- na uyguladıkları politikadır. Bunu o kadar yazıp çiz- dik, Şahin, şimdi bu politikayı itiraf ediyor. AKP iktidarı, kendi cemaatini kayırıyor 6 yıldır. Kendi işadamlarını yaratmaya ve kendilerinden ol- mayanları dışlamaya yöneldi. Bürokraside atamalarının ezici çoğunluğunda ara- dığı kriterler, kendi mezhebine uygunluktur. Bütün bakanlıklar, belediyeler, belediye işletmeleri... Egemenliği altına giren her yer AKP’nin izini taşı- yor. Bütün Türkiye’yi bütünüyle AKP’nin, Tayyip Erdoğan ve adamlarının çiftliğine dönüştürme pro- jesi uygulanıyor. Erdoğan ve iktidarının basına saldırısı, boykot çağrısı, akıl almaz cezalarla sindirme, susturma, kendisileştirme çabası ile Adalet Bakanı’nın seç- menlere yönelik tehdidi, 6 yıldır uygulanan bu po- litikanın yansıması, birbiriyle örtüşmesidir. Ya bizdensin, ya bizdensin! Onlardan olmayanlara hayat hakkının tanınma- dığı, yaşama alanlarının giderek daraltıldığı bir Tür- kiye tasarlanıyor adım adım! Satılmış şakşakçılar, yandaşlar ise, giderek büyüyen ve genişleyen bir demokrasiye gittiği- mizi vaaz ediyorlar! Demokrasi mi? AKP iktidarında, bu sözcüğü oluşturan harflerin, birer birer düştüğünü görüyoruz. Çünkü demokrasi gerçek anlamda yoktu... Şim- di ise yaldızları döküldüğü gibi, harfler de ortadan kayboluyor.. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, 895 bin TL’ye ye- ni bir villa aldõğõnõ ortaya çõkardõ- ğõ Ankara Anakent Belediye Baş- kanõ Melih Gökçek’e “Bu para- yı nasıl ödedin?” sorusunu yö- neltirken, Başkent Doğalgaz’õn özelleştirme ihalesinde, yü- kümlülüğünü yerine getir- meyen Global-Erengaz Or- tak Girişimi’nden 50 mil- yon dolarlõk geçici temi- natõ neden “irat” kaydet- mediğini açõklamasõnõ da istedi. Oktay Vural, par- lamentoda düzenle- diği basõn toplantõ- sõnda, Gökçek’le il- gili yeni iddialarõ gün- deme getirdi. Vural, Gökçek’in daha önce di- le getirdiği iddialara yanõt vermek yerine işi “parmak he- sabına” dökerek geçiştirmeye ça- lõşmasõnõ kõnadõğõnõ bildirdi. Gök- çek’e 895 bin TL’ye aldõğõ villa- nõn parasõnõ nasõl ödediğini soran Vural, “Şu parmak hesabını bı- rak. Villanın parasını nasıl öde- din? Çantada mı götürdün? Bu- nun teslim belgesini, bankayla yaptıysan, bunun dekontunu kamuoyuna açıklamaya davet ediyorum” dedi. Vural, Gökçek’e aldõğõ villanõn 4.6 bin liralõk ver- gisini niçin ödemediğini de sordu. Vural, daha sonra 2003 yõlõnda doğalgaz sayaç alõm ihalesiyle il- gili oluşturulan bir komisyon usul- süzlüğünü gündeme getirdi. İhale için oluşturulan komisyonun, ye- terli katõlõm olmadõğõ için ihaleyi iptal ettiğini belirten Vural, buna rağmen Melih Gökçek’in Elektrik Makine ve Malzemeleri İkmal Daire Başkanõ Mehmet Acar ve Başkan Yardõmcõsõ Orhan Ekin- ci, Bütçe ve Mali İşler Dairesi Baş- kanõ Aydın Şahin, Abone İşleri Dairesi Başkanõ Atilla Türkyıl- maz ve Bilgi İşlem Daire Baş- kanvekili Yusuf Sipahi’den olu- şan 5 kişilik bir ikinci komisyon kurdurup, ihalenin devam etmesi kararõ aldõğõnõ bildirdi. ‘50 milyon dolar ne oldu?’ Vural ikinci olarak ise Mart 2008’de yapõlan Başkent Doğal- gaz’õn özelleştirme ihalesiyle ilgili yeni bir iddiayõ gündeme getirdi. Vural, Başkent Doğalgaz ihalesi- ne giren Global Yatõrõm Holding Bünyesi’ndeki Global-Erengaz Ortak Girişimi’nin, sözleşmede öngörülen yükümlülüklerini yeri- ne getirmediğine dikkat çekti. Ya- põlan sözleşmede, taraflarõn yü- kümlülüklerini yerine getirmeme- si durumunda 50 milyon dolarlõk “geçici teminat mektubu”nun irat kaydedileceğinin öngörüldü- ğünü belirten Vural, ancak Bü- yükşehir Belediyesi’nin bir türlü bu parayõ “irat kaydetmediğini” söyledi. Vural şu görüşleri dile ge- tirdi: “Şartnameye göre, 45 gün içinde anonim şirketi kurul- mazsa, bu teminat irat kayde- dilecekti. Melih Gökçek’e soru- yorum, ne oldu 50 milyon dolar? Aradan 11 ay geçti, daha ano- nim şirket kurulmadı. Bu 50 milyon doları neden irat kay- detmediniz? Neyi bekliyorsu- nuz, kimi bekliyorsunuz? Bu konuyu kamuoyuna açıklamaya davet ediyorum. Elinizi kolu- nuzu bağlayan nedir? Melih Gökçek, bunu anlatırken, ‘İs- tanbul Ticaret Mahkemesi’nden tedbir kararõ var’ diyor. Tedbir kararını gösterin. Sizin elinizi ko- lunuzu bağlayan mahkeme ka- rarı mıdır, yoksa başka bir şey mi? Bununla ilgili firmayla gö- rüşme yaptınız mı yapmadınız mı?” DENİZ TATARER İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanõ Kadir Topbaş’õn imar danõş- manõ ve İDO Yönetim Kurulu üyesi Fethi Turgut’un Yalova Armutlu’da gayrimenkul zengini olduğu ortaya çõktõ. Armutlu’da büyük bir kõsmõ ima- ra kapalõ olan, deniz kõyõsõndaki bir ar- sayõ da 90 bin TL’ye satõn alan Tur- gut, iki ayda imara açtõrdõğõ ara- zisinin fiyatõnõ da 500 bin TL’ye yükseltti. Fethi Turgut, 31 Ekim 2006’da satõn aldõğõ yakla- şõk bin metrekarelik ar- sanõn imar hakkõnõ art- tõrmak için 28 Aralõk 2006’da Armutlu Be- lediyesi’ne başvur- du. Turgut, dilekçe- sinde Yõlandar mevkiinde bulunan ar- sasõnõn büyük bir kõsmõnõn planlarda “Bölge Otopark Alanı” olarak görül- düğünü ve inşaat yapõlacak alan kal- madõğõ gerekçesiyle arsasõnõn imara açõlmasõnõ istedi. Turgut, kendi parse- linde görülen otopark alanõnõn ise ken- di parseline 500 metre uzaklõktaki “or- man arazisi” içine alõnmasõnõ istedi. Turgut’un başvurusu, bir hafta sonra be- lediye meclis gündemine alõnarak, hiç- bir değişiklik yapõlmadan kabul edildi. Meclis kararõnõn ardõndan Turgut arsa- ya yarõm milyon TL değerinde 4 katlõ bir villa inşa etti. Arsanõn eski sahibi İs- mail Kurt ise plan tadilatõndan önce ar- sanõn ancak 40-50 metrekarelik bölü- müne inşaat izni verildiğini belirterek, “Ben belediyeye defalarca başvur- dum. Başvurularım reddedildi. Bana bir bayi ya da büfe yapabileceğimi söylediler. Ben de ucuz yollu sattım. Şimdiyse oraya malikâne yaptılar” dedi. Köyevinden villaya Turgut’un ayrõca kendisi ve eşine ait Armutlu Mecidiye Köyü’nde havuzlu bir villasõ, Armutlu merkezde küçük bir çiftlik evi, Armutlu Bozburun’da bir devremülkü ve Armutlu Tavşante- pe’deyse bir arsasõ bulunuyor. Eski Armutlu Belediye Başkanõ Celal Göç, Turgut’un Armutlu’ya ilk geldiği dö- nemde ekonomik durumunun kötü ol- duğunu belirterek “Turgut’un son yıl- larda bu denli mülk sahibi olması dik- kat çekicidir. AKP’li belediyenin Turgut’a sağladığı imar ayrıcalıkla- rı da büyük bir yolsuzluktur” dedi. Fethi Turgut’a iddialarla ilgili yönelt- tiğimiz sorularsa yanõtsõz kaldõ. İBB Başkanõ Kadir Topbaş’õn imar danõşmanõnõn Yalova Armutlu’da mülk zengini olduğu ortaya çõktõ Turgut’un imar kurnazlõğõ MHP’li Vural, Gökçek’e 895 bin TL’ye aldõğõ villanõn bedelini nasõl ödediğini sordu Gökçek için yeni iddialar MURAT KIŞLALI ANKARA - Ankara Anakent Belediye Başkanõ Melih Gökçek’in, binasõnõ satõn aldõğõ müteahhidin arsalarõnõ, ya- nõndaki ilkokulun arsasõyla birleştirerek Ankara’nõn en de- ğerli boş alanlarõndan birisi olan Çankaya Yõldõz Kavşa- ğõ’nda 16 dönümlük Merkez İş Alanõ (MİA) haline çevirdiği ve emsalini 1.20’den 1.50’ye art- tõrdõğõ ortaya çõktõ. Düzenlemeyle önceden şerhli ve problemli olan Köşk’e cepheli ar- sanõn değeri 30 milyon dolara çõktõ. Gök- çek’in başõnda bulunduğu Anakent Belediye- si İl Genel Meclisi, Ankara Çankaya’da cad- deye cepheli Muazzez Karaçay İlköğretim Oku- lu’nun yaklaşõk 4 dönümlük arsasõnõ, daha değersiz bir yerde daha büyük bir okul inşa etmek şartõyla, vekâletini aldõ- ğõ okulun yanõndaki yaklaşõk 36 dönümlük 6 ada/parsel ile birleş- tirdi. Özel eğitim alanõ Merkez İş Alanõ’na çevrildi. Ziaur Rah- man Caddesi ile Kahire Caddesi’nin birleştiği köşede yer alan Çankaya Köşkü manzaralõ arsada “ticaret ve yüksek konut” plan değişikliği yapõlarak emsal 1.20’den 1.50’ye çõkarõldõ. Köşk manzaralı iş merkezi TERÖR VE TOPLUM / MEHMET FARAÇ Türkiye, ABD ve Irak’ın çabalarıyla PKK’nin kumpasa alınmasını hedefleyen “üçlü me- kanizma”nın örgüt üzerinde olumsuz etkiler yapacağı anlaşılıyor. O halde karşımızda artık solunum ve beslenme yolları kesilmiş, lojistiği darbe almış ve eylem yeteneği za- yıflamaya başlayan bir PKK mi duruyor?.. Bu sorunun diplomasi ve örgüt eylemselliği açı- sından kritik yanıtları bulunuyor!.. Gerçekten de PKK’nin Kuzey Irak’tan çı- karılabilmesi, en az Öcalan’ın 15 Şubat 1999’da Kenya’da yakalanması kadar Tür- kiye’nin iç güvenliği ve siyasetine etki ya- pabilir. Stratejik kurumlar işte tüm hedefle- rini bu beklentiye göre şekillendiriyor. Tür- kiye bu planı pratiğe dökmek için yaklaşık bir yıldır diplomasi yürütüyor. Kuzey Irak’taki Kürt yönetimi de ABD’nin baskısı nedeniy- le istemeye istemeye ve belki de kendi ge- lecekleri uğruna bu planın başarısı için hiz- met ediyor. Üçlü mekanizmanın hedefinde aslında PKK’nin Kürtler eliyle tasfiyesi planı bulu- nuyor. Geçen hafta sonuçlandırılarak eyleme geçirilen plan gereği ilk etapta PKK’nin Ku- zey Irak’taki legal faaliyetlerinin daraltılma- sı amaçlanıyor. Örgütün Irak kolunu oluştu- ran Kürdistan Demokratik Çözüm Partisi’nin (PÇDK) Erbil ve Süleymaniye’de son dö- nemde hareket alanını iyice yitirmiş olması, planın etkili olabileceğini gösteriyor. PKK, peşmerge kentlerindeki milis yapılanmasını güçlendirmek, yayılmak ve bölgesel diplo- matik girişimlerde kullanmak için kurduğu bu partinin zayıflamasının endişesini yaşıyor. Üçlü müdahalenin yöneleceği ikinci önem- li aşama ise PKK’nin kent ve dağ arasında- ki bağlantılarının kesilmesi. Bu hedefte de önemli aşama sağlanacağı düşünülüyor. Özellikle PKK’nin “Medya Savunma Alanla- rı” olarak nitelediği Kandil Dağı çevresinde- ki denetiminin yüzde 50 oranında zayıfladı- ğı belirtiliyor. PKK’liler artık yol ve kimlik kont- rolü ile lojistik koordinasyonunu peşmerge denetiminin yoğunlaşması nedeniyle yürü- temiyor. Örgütü bu çıkmaza sürükleyen asıl sürecin, TSK’nin 2007’nin Aralık ayından itibaren düzenlediği sınır ötesi operasyonlar olduğunu özellikle vurgulamak gerekiyor. Örgüt her ne kadar hava operasyonlarının etkisiz kaldığı yolunda propaganda yürütse de, teröristle- rin bu müdahalelerde yaşam alanlarıyla ilgi- li en az 600 tahribat yaşadığı biliniyor. İran’ın son bir yılda yoğunlaştırdığı ope- rasyonlar da PKK’yi ciddi biçimde zora so- kuyor. Örgüt, Irak-İran arasındaki devinimi- ni eskisi kadar kolay yaratamıyor. Tüm bun- lar PKK’nin eleman kazanma çabalarını da ciddi biçimde sekteye uğratıyor. Suriye, İran ve Türkiye’den militan getirtmekte zorlanan örgüt, var olan gücünü de bu yüzden daha temkinli kullanıyor. Son 8 ayın terör bilançosundaki rakamlar örgütün geriye çekilmesi bir yana hem eylem yeteneğinin zayıfladığını hem de içine ka- panmak zorunda kaldığını gösteriyor. Ge- nelkurmay verilerine göre 1 Ocak 2008-20 Şubat 2009 tarihleri arasında terörle müca- deleyle ilgili 489 müdahale yapıldı. Haziran 2008’den bugüne kadar ise sağ, ölü ve tes- lim olanlar dahil 416 terörist etkisiz hale ge- tirildi. Aynı dönemde 21 asker şehit oldu. Ra- kamlar geçmişle kıyaslandığında örgütün eylemlerinin iyice yavaşladığı kanıtlanıyor. Siyasallaşmış PKK!.. Planın son hedefi, örgütü Ku- zey Irak’tan çıkarmak olacak. Bu amaçla yürütülen çalışmalara Türkiye artık MİT ve askeri gö- revliler aracılığıyla direkt müda- hale ediyor. Önümüzdeki gün- lerde Türk komandoları ve is- tihbaratçıları peşmerge güçle- riyle birlikte Kandil Dağı çevre- sindeki terör hareketlerini ta- mamen kontrol altında tutmak ve militanların yayılmasını en- gellemek için etkin görevler üst- lenecek. Bu konuda Erbil’de kurulan koordinasyon karargâ- hı, ABD görevlilerinin de desteğiyle örgütü Kandil Dağı’ndaki dar bir alana sıkıştırıp hareket kabiliyetini tamamen enterne et- meye çalışacak. Ancak yine de tüm bunlardan PKK’nin ta- mamen zayıflayacağı anlamı çıkmıyor. Çün- kü gözden kaçan çok önemli bir ayrıntı, PKK’nin dağda olmasa da iç politikada iyi- ce güçlendiğini gösteriyor. Özellikle örgütün “Edi besse” (Yeter artık), “Sayın Öcalan” ve “İrademiz Öcalan” sloganlarıyla yoğunlaştır- dığı sosyo-politik çabalar, PKK’yi siyasal- laşma yolunda ilerletiyor. Örgüt, yaklaşan ye- rel seçimler dolayısıyla şiddet yerine siyaseti bir dayatma aracı olarak kullanmayı tercih ediyor... PKK’nin tasfiyesi planında en büyük çe- kinceyi Kuzey Kürtleri yaşıyor. Peşmergeler, Kandil’de sıkı- şan örgütün Kuzey Irak içle- rinde KDP ve KYB’yi hedef alabileceğinden endişe ediyor. Kürtler bu kaygıyla hem PKK ile çatışmaktan kaçınıyor hem de diplomasinin daha etkin kulla- nılmasında ısrar ediyor. Onlar PKK’nin hareket alanının iyice kısıtlanmasından sonra lider kadronun Avrupa ülkelerine il- ticasının sağlanmasını istiyor. Yani peşmergeler, bir Kürt ör- gütünün yine Kürtler tarafından imha edilmesinin Kuzey Irak’ın devletleşme çabalarına önümüzdeki süreçte darbe vura- cağından kaygılanıyor. Uygulanmaya başlanan tasfiye planı PKK’yi iyice endişelendiriyor. Kandil Dağı’ndakiler, Henry Berkey’in ABD yönetimine sunduğu 117 sayfalık PKK raporunun üçlü mekaniz- ma tarafından rehber olarak kullanıldığını dü- şünüyor. Örneğin PKK’nin üst düzey yöne- ticilerinden Duran Kalkan’ın son açıklama- ları da örgütün sosyal, siyasal ve ekonomik açıdan nasıl kuşatıldığını anlatıyor. Örgütün yayın organlarından ANF’ye konuşan Kalkan, PKK’nin tasfiyesini hedefleyen planın psi- kolojik yönü için hem “Ergenekon” ilişkisi ya- ratılmak istendiğini hem de Kürt aydınlarının örgüte karşı kullanıldığını önü sürüyor!.. Ye- rel seçimlerin PKK’nin geleceği açısından ne denli önem kazandığına ilişkin tartışmalar sor- gulandığında, Kalkan’ın şu sözleri de dikkat çekiyor: “İzolasyon politikasının herhalde son aşa- ması 29 Mart yerel seçimleri olacak. Güya se- çimlerde AKP’nin kazanması sonucu, yurt- sever ve demokratik güçler marjinal konuma düşürülerek izolasyon tamamlanmış olacak.” PKK’nin Kuzey Irak’tan çıkarılma çabala- rı siyasi ve askeri açıdan sonuç verirse ve ör- güt yerel seçimler sonrası legal siyasette yı- kıma uğratılabilirse üçlü mekanizmanın ge- liştirdiği planın son aşamasına geçilecek. Lo- jistik yolları kapatılmış, militan sayısı azalmış, peşmerge tarafından dışlanmış ve eylem- selliğini yitirmiş bir örgüt tamamen köşeye sı- kıştırıldığında “silahsız PKK” için düğmeye ba- sılacak! Önce 152 PKK yöneticisinin bir Av- rupa ülkesine iltica etmesi sağlanacak. Son- ra üst düzey bazı isimler İmralı’da inşa edi- len yeni koğuşlara konulacak. Başıboş kal- mış militanlar da eve dönüş yasasına sığı- nacak!.. 2009, yalnızca PKK’yi değil onu yok etmeye yönelik uluslararası beklentileri de sürprizlere boğacak!.. Bekleyelim görelim!.. mfarac@cumhuriyet.com.tr - www.mehmetfarac.com Silahsız PKK’ye Doğru Uygun Adım!.. Duran Kalkan. obursali@cumhuriyet.com.tr KILIÇDAROĞLU’NUN İDDİALARI ‘Bilanço gizli değil’ İstanbul Haber Servisi - İstanbul Büyük- şehir Belediyesi’nden (İBB) CHP İstanbul adayõ Kemal Kılıçdaroğlu’nun İBB’nin bazõ gelirlerinin 2022’e kadar ipotek altõnda olma- sõyla ilgili “21. yüzyılda Düyunu Umumiye İdaresi belediyede taht kurmuştur” yoru- muna yanõt geldi. İBB’den yapõlan açõklama- da “Türk Hazinesi’ni Düyunu Umumiye İdaresi’ne benzeten bu talihsiz açıklamala- rı kamuoyu takdir edecektir” denildi. İBB’den dün yapõlan yazõlõ açõklamada, İBB’ye bağlõ şirketlerin mali tablolarõ ile bi- lançolarõnõn gizli olmadõğõ, Kõlõçdaroğlu’nun gizli saklõ bilgileri açõklõyor intibasõ uyandõr- ma çabasõnda olduğu ileri sürüldü. Kõlõçda- roğlu’nun İDO ile ilgili “283 milyon 741 lira kanunen kabul edilemeyen gider söz konu- sudur” ifadelerine de yer verilen açõklamada, İDO’nun diğer şirketlerden farklõ olarak istis- nai bir durumunun bulunduğu ve filosundaki gemilerin Türk Loydu Kanunu kapsamõnda ikinci sicile kayõtlõ olduğu belirtildi. Açõkla- mada, “İstisna kapsamındaki bu kazançla- rın elde edilmesi için yapılan tüm harca- maların kanunen kabul edilmeyen gider olarak yazılması gerekmektedir. ‘Kanunen kabul edilmeyen giderler’, bizzat kanunun tanımladığı bir ‘gider türü’ olup, kanunsuz değildir. İDO’nun Kanunen Kabul Edil- meyen Giderleri yakıt, işçilik, kira, sigorta giderlerinden oluşmaktadır” denildi. Açõklamada 2022’e kadar ipotekli olduk- larõ kaydedilen gelirlerle ilgili ise kõsaca şu bilgilere yer verildi: “Hazine garantili borçlanmalar için 2002’de kabul edilen bir yasa ‘Dõş Borç Ödeme Hesabõ’ açılma- sını öngörmektedir. Tamamen belediye- nin tasarrufunda olan bir hesaptır ve bazı gelir kalemleri bu hesapta toplanmakta ve takip edilmektedir. Sadece Hazine ga- rantili borçlanma için gereken bir şekil şartıdır. Gelirlerinin ipotek altına alınma- sı kesinlikle söz konusu değildir. İBB’nin 1 liralık bile ipoteği yoktur.”
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle