26 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
GÜNDEM MUSTAFA BALBAY Baştarafı 1. Sayfada Erdoğan’ın uçakta verdiği mesajlar ise oldukça ha- vada! Başbakan’ın uçağına aldığı gazetecilere açtığı konulardan biri medya-hükümet ilişkileri. Erdoğan Sa- bah temsilcisine şunu söylüyor: “Doğan işiyle ilgimiz yok.” Gazetenin birinci sayfasındaki başlık bu. İç sayfa- daki başlık ise şöyle: “Sadece Maliye değil, özerk SPK de Doğan’ı in- celiyor!” Hem ilgisi yok hem de Maliye dışındaki kimlerin uğ- raştığını açıklıyor. Geçelim... Başbakan’ın uçağında Doğan Gru- bu’ndan hiç gazeteci yok. Eskiden olurdu, şimdi ni- ye yok? Biraz daha derin bakalım; Başbakan 3 haftadır par- tisinin grup toplantılarından seçim meydanlarına kadar sürekli medyaya çatıyor. Boykot edin, diyor. Boykotun tutmadığı konuşulurken, Doğan Grubu’na vergi cezası geliyor! Birbiriyle ilgisiz olaylar işte... Başbakan’ın Ergenekon’a ilişkin görüşleri de mu- halefetin bugüne kadar yaptığı değerlendirmelerin ne- redeyse tümünü doğrular nitelikte. Diyor ki: “Ergenekon’un peşini bırakmayacağız. Sonuna kadar takip edeceğiz... Gelecekte bizim için de be- del olacak, ama bunu düşünmüyoruz... Bölge halkı- nın çok mutlu olduğu açılımlardan biri de Ergenekon... Nereye varırsa varsın devam edecek... Ergenekon’da durmak yok... Bu bir arınma operasyonu... Biz yasa- mada, yürütmede varız, yargıya müdahale edemeyiz...” Başbakan’ın sözlerini uçakta tek tek konuştuğu ga- zetecilerin yazdığı haberlerden derledik. Bunun özeti şudur: Ergenekon, tamamen siyasallaştırılmıştır. Başba- kan, kendisini işin başında gördüğünü açıkça söylüyor! Bu anlatım savcılıktan da öte; adeta Başbakan ka- rarı vermiş, hukuk kurumları sadece yazılım kısmını yerine getiriyor! Ucunun nereye kadar uzanacağına ise henüz tam olarak karar vermemişler! Erdoğan bu açıklamaları Başbakanlık’a ait ATA uça- ğında yapıyor. Nereden dönerken? Partisinin seçim mitinglerinden... Farkındayım, Türkiye bu tartışmaları çoktan aştı di- yeceksiniz ama, bir başbakanın parti çalışmalarında devletin olanaklarını kullanması hukuki değil. Moda deyimle etik de değil! Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, bir bakanın ne yapmaması gerektiğini çok iyi biçimde topluma an- latıyor! Deniz Feneri dosyası için bugüne kadar 4 defa ta- rih verdi. Kesin bilgi almadan bunu yapmaması ge- rekiyor ama, olsun. Son olarak Antalya’dan seslendi: “Hükümetimiz- le zıtlaşan yerel yönetimler her projelerini Anka- ra’dan geçiremiyor. Hükümetle barışık mahalli yö- neticileri işbaşına getirin.” Bakan bu konuşmayı ne zaman yapıyor? AKP’nin seçim bürosunu açarken! İşin içine artık ucu kaçmış seçim yardımlarını da kat- tığınızda bu seçim süreci şöyle özetlenebilir: AKP-devlet koalisyonuna karşı, muhalefet partileri! Hukuksal tartışmalara son verebilecek kurum, YSK... O da topu savcılara atıyor. Savcılar da “Ne ya- pılması gerektiğine YSK karar versin” diyor! Sağ olsun Başbakan bu kurumları da yormuyor; ne yapılması gerektiğine kendisi karar veriyor! GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada iki genel başkan yardımcın görevlerinden istifa etti. Bu istifaları kabul ettin, hatta kuliste kışkırttın da... Lakin bugün söylediğin gibi şayet bu belgeler bi- rer iftira belgesi ise sen, hukuk devletinden durma- dan söz eden başbakan, müfterileri neden yargıya götürmedin?” CHP’nin, Devlet Hazinesi’nden aldığı yardımın bir trilyonunu usulsüz sarf ettiğini Anayasa Mahkeme- si’nin saptadığını söylemek, özrü kabahatinden büyük davranışlara bir örnek. Muhalifi bir partiyi Anayasa Mahkemesi kararıy- la karalarken çuvaldızı kendine batırması gerekmi- yor mu? Elbette gerekiyor, devlet adamlığı iddiasında olan birine yakışan da bu. Ne ki bir partiyle ilgili kararına sığındığı Anayasa Mahkemesi’nin ülkenin temel konusunda AKP’yi mahkûm ettiğini açıklamak koşuluyla… Anımsamak istemediği kararı anımsatalım: Senin partin laiklik karşıtı hareketlerin odak nok- tası! Ana muhalefet liderini durmadan Ergenekon te- rör örgütü ve benzerlerinin avukatlığını yapmakla suç- luyor ve fakat: Ne hikmetse, RTE’nin anlamsız suçlamasına kar- şı Baykal, Başbakan’ın siyasal bir dava olan Erge- nekon olayında savcılık görevi üstlendiğini söyle- memeye adeta gayret ediyor... CHP Genel Başkanı, RTE’yi -ABD’de olduğu gi- bi- TV’lerde tartışmaya çağırıyor. Yalakalık yolundaki gazetenin temsilcisinin yaz- dığı habere göre, öneriyi geri çevirmiş. Haklı elbette. Zira, AKP Genel Başkanı ağzı yan- dığı için artık yoğurdu üfleyerek yiyor, yemek zo- runda. Zira 2002 yılında bir kez Baykal’la TV’de tartışmaya çıktı. Çıktığına çıkacağına pişman oldu. O tartışmada iktidara gelirse milletvekili doku- nulmazlıklarını kaldırmayı vaat etti. Altı buçuk yıldır iktidarda. Dokunulmazlıkları kal- dırmaktan fellik fellik kaçıyor. Türban sorununa son vermenin namus borcu ol- duğu vaadinden başlayarak… 2002’den bugüne pek çok temel konuda vaadini yerine getiremediğini mil- yonlarca izleyici önünde kabul edebilir mi RTE? Tabii vaatleri yerine getirmediği, toplumu aldat- tığı, yalan söylediğinin yüzüne vurulmasından kor- karak ayağına kızgın demir değmiş gibi TV’de tar- tışmaktan kaçacak, kaçıyor! Muhalefeti yerle bir etmeye çalışıyor. Ancak TBMM’de çoğunluğu olmasına karşın Başbakan Yar- dımcısı Çiçek Cemil’e yeni bir anayasa yapabilmenin tek koşulu olarak CHP’siz olmaz, dedirtiyor. Politika anlayışı ne Şam’ın şekeri ne Arap’ın yü- zü özdeyişine benziyor. Böyle bir Başbakan’la demokrasilere aykırı olay- lardan aykırı sorular çıkıyor. Aykırı sorulara da ay- kırı yanıtlar… Örneğin; RTE parti mitinglerinde devletin makam arabasını, uçağını kullanıyor. Aykırı soru: Devlet desteğiyle miting olur mu? Aykırı yanıt: AKP iktidarında olur! Aykırı soru: Kafası dinci, ağzı kerhen laik RTE’den başbakan olur mu? Aykırı yanıt: 2007 seçimlerinde toplumun yüzde 53’ü olmaz, dedi. Ne çare… ne yazık ki… ama oldu, oluyor! [email protected] SAYFA 24 ŞUBAT 2009 SALICUMHURİYET 16 HABERLERİN DEVAMI İstanbul K 7 Edirne B 5 Kocaeli K 8 Çanakkale B 6 İzmir B 11 Manisa B 11 Aydın B 11 Denizli Y 10 Zonguldak K 6 Sinop Y 7 Samsun Y 8 Trabzon Y 11 Giresun Y 10 Ankara K 4 Eskişehir K 3 Konya K 4 Sıvas K 4 Antalya Y 14 Adana Y 13 Mersin Y 13 Diyarbakır K 9 Şanlıurfa K 10 Mardin K 6 Siirt K 8 Hakkâri K 1 Van B 5 Kars B 0 Oslo B 0 Helsinki B 0 Stockholm B 2 Londra B 14 Amsterdam K 7 Brüksel B 6 Paris B 9 Bonn K 3 Münih K 4 Berlin K 5 Budapeşte B 3 Madrid B 18 Viyana K 2 Belgrad B 6 Soyfa B 1 Roma Y 10 Atina Y 11 Zürih B 3 Moskova B -7 Aşkabat B 12 Astana PB -4 Taşkent B 12 Bakû PB 8 Bişkek Y 8 Tiflis PB 6 Kahire B 18 Şam B 13 Ülke geneli parçalı çok bulutlu, Marmara’nın do- ğusu, İç Ege, Akdeniz, İç Anadolu, Karadeniz, Doğu Anadolu’nun batısı yağış- lı geçecek. Doğu Akdeniz, Doğu Anadolu’nun gü- neybatısı ile Kayseri ve Sıvas çevrelerinde kuv- vetli olarak görülecek ya- ğışlar Güneydoğu Anado- lu’nun güneyinde yağmur ve sağanak diğer yerlerde karla karışık yağmur ve kar şeklinde olacak. ‘Kontrgerilla hukuku’ HATİCE TUNCER/ HİLAL KÖSE Ergenekon davasõnda tutuklu yargõlanan İşçi Partisi (İP) Genel Sekreteri Nusret Senem, Erge- nekon soruşturmasõnda “kontr- gerillanın yazılı olmayan hu- kukunun” uygulandõğõnõ belir- terek “Bu sahteciliği, bu komp- loyu yapanlar, Abdullah Gül, Tayyip Erdoğan ve Fethullah Gü- len’dir” diye konuştu. Senem, kontrgerillanõn bütün haşmetiyle iktidarda olduğunu savunarak “Amerika bölgemizdeki etkin- liğini sürdürmesi için faaliyet- lerine hiçbir hukuk tanımadan devam ediyor” dedi. Davanõn 54. duruşmasõnda sa- vunmasõnõ yapan Senem, “So- ruşturmada savcılık kanun maddelerini çiğnemiştir. Sav- cılar yargılama safhasında da kanunları çiğnemeye devam ediyor” diye konuştu. Sanõklarõn bilgisayarlarõnõn kopyalarõnõn kendilerine verilmesi talebinin savcõlar tarafõndan “teknik ve fiziki koşulların yetersizliği” gerekçesiyle reddedilmesini anõm- satan Senem, “Savcılar CMUK’u değiştirebilme gücü- nü nereden buluyorlar? 30 yıl- lık hukukçuyum, kanunun amir hükümlerinin böyle keyfi bi- çimde değiştirildiğini görme- dim. Savcının ‘teknik ve fiziki yetersizlik’ gerekçesi CMUK’un birçok hükmünü çiğnediğini kanıtlamaktadır.” Hükümetin doğrudan Ergene- kon davasõnõn içinde olduğunu söyleyen Senem, “Hükümet bü- tün gücüyle emniyetteki Fet- hullahçı kadrolara bu soruş- turmayı yaptırtıyor. Bu ‘asrõn davasõ’ değil asrın komplosudur. Hükümet, Emniyet Genel Mü- dürlüğü, İstihbarat Dairesi, MİT gibi kurumlarla devlet, vatandaşlarına komplo kuru- yor” dedi. “Ergenekon” diye bir örgütün olmadõğõnõ söyleyen Senem, “12 Mart işkencehane- lerinde ‘Burada anayasa babayasa yoktur’ derlerdi. İnsanları tu- faya getirerek deliller oluştur- dular” diye konuştu. Emniyet içindeki kadrolaşmanõn başõnda Hrant Dink cinayetinin organi- zatörü olan Ramazan Akyü- rek’in olduğunu söyleyen Se- nem, “Emniyet içerisindeki ya- pı, Amerika’nın NATO ülkele- rinde kurduğu kontrgerillanın Türkiye’deki merkezi duru- munda. Bunu CIA istasyon şe- fi Graham Fuller diyor” dedi. İddianamede Yargõtay üyeleri- ne ilişkin kişisel verileri kaydet- tiğinin, Alevi-Sünni, Kürt-Türk gibi ayrõmlarda bulunduğunun öne sürüldüğünü anlatan Senem, IŞIL ÖZGENTÜRK 2010 Kültür Kenti İstanbul Baştarafı Arka Sayfada beni hiç ilgilendirmez, ülkemde daha fazlasõ var.. ama ülkemde ol- mayan, okul çocuklarõ- nõn ellerinde resim def- terleri, renkli boyama kalemleriyle saatlerce herhangi bir heykelin ya da bir resmin önün- de kendilerinden geç- miş, çalõşma halleri. Çocuklardan vaz- geçtim, İstanbul’un en güzel çinilerine sahip Mimar Sinan’õn en güzel eserlerinden Rüstem Paşa Camii’ni kaç yetişkin biliyor? Çevremde küçük bir anket yaptõm, yirmi ki- şi içinden bir kişi. Bu meraksõzlõk, bu boşvermişlik neden? Bu kent binlerce hikâ- yeyle dolu, 2010 bu hi- kâyelerin anlatõldõğõ, kültüre en uzak kesim- lerin kent kültürüne ka- tõldõğõ bir yõl olmalõ. Örneğin yõllar önce, İstanbul-Hakkâri Kül- tür Köprüsü projesiyle Hakkâri’ye gitmiştik. Resim, şiir, sinema atölyeleriyle, fotoğraf kamyonuyla ben o gün- leri hiç unutmam.. yüz- lerce çocuk fotoğraf kamyonunun önünde sõraya girmişti kendi fotoğrafõnõ çekmek için.. resim atölyesinde muhteşem resimler or- taya çõkmõştõ ve ben en güzel kõsa film senar- yolarõnõ orada topla- dõm. Şimdi bu örnekleri 2010’da bulacağõmõ umuyorum. İstanbul’un yurtdõşõnda tanõtõlmasõ elbette önemli.. ama yazõmõn başõnda da de- dim, İstanbul kendili- ğinden bir kültür baş- kenti. Bunu bize, Tür- kiye’ye anlatmak önemli. 2010’a yüzler- ce projenin başvurdu- ğunu biliyoruz ama.. ne, nasõl yapõlõyor, ne- rede neler oluyor bun- dan pek bir bilgimiz yok. Daha çok bilgi- lendirilmek istiyoruz; ayrõca çok açõk söyle- meliyim, atölye olarak bir projeyle biz de baş- vurduk. On yõl içinde uluslararasõ dört proje yönetmiş biri olarak söylemeliyim ki, çok güzel bir proje. 2010 kabul etmese bile ben bunu gerçekleştirmek konusunda son derece kararlõyõm.. ama uma- rõm birlikte yaparõz. Herkese kolay gel- sin. isilozgenturk gmail.com Sakarya’nın Karasu ilçesinde, belediyeden kiraladıkları iş makinesiyle izin- siz kazı yaptıkları iddia edilen 6 kişi gözaltına alındı. Jandarma ekipleri, Yas- sıgeçit köyü Ayı Deresi mevkisinde iş makinesiyle define bulmak amacıyla izinsiz kazı yaptıkları belirlenen Y.Ç, A.B, T.Ç, R.E, S.S. ve M.Ş’yi suçüs- tü yakaladı. Zanlıların kullandıkları 54 ES 433 plakalı otomobil ile 54 NE 835 plakalı traktöre el konuldu. Zanlıların iş makinesini, kanal kazacakla- rını belirterek Limandere Belde Belediyesi’nden kiraladıkları öğrenildi. CMYB C M Y B DENİZ FENERİ e.V. DAVASI Dosya gelebildi kanalõyla bugün Ankara Cumhuriyet Başsavcõlõ- ğõ’na iletileceğini belirtti. 2 ülke arasõnda adli ko- nularõn görüşüldüğünü ifade eden Adalet Bakanõ Şahin, Avrupa Birliği hukukunun Türkiye’nin iç hukukuna yansõmasõ konusunda Almanya ile yürü- tülen çalõşmalarõn 2009-2010 yõlõnõ kapsayan programõnda mutabakata varõldõğõnõ bildirdi. Şa- hin, “Görüşmede Deniz Feneri e.V. davası ve dava dosyası gündeme geldi mi” sorusunu yanõt- larken, her 2 bakanlõğõn da adli yardõmlaşma konu- sunda yalnõzca aracõlõk görevi yaptõğõnõ ifade ede- rek “Deniz Feneri davası ile bizim yaptığımız, bu dosyayı talep eden cumhuriyet savcılığına gönderilmesinden ibarettir” dedi. Konuk bakan ile görüşmede, 2 ülkenin adli yardõmlaşma alanõn- da ilişkilerinin ağõr işlediğine dair şikâyetlerin de ele alõndõğõnõ kaydeden Şahin, bu konularõn hõz- landõrõlmasõ için mutabakata vardõklarõnõ söyledi. Baştarafı 1. Sayfada TÜBİTAK GÜVENLİ BELLEK GELİŞTİRDİ NATO’ya 600 ‘SIR’ ANKARA (AA) - TÜBİTAK araştõrmacõlarõ, tamamen milli ve özgün tasarõmla, NATO’ya üye ülkeler arasõnda gizli bilgi ve bel- gelerin saklanmasõnda yüksek güvenlik sağlayan cihaz geliştirdi. NATO’ya, kendi alanõndaki tek kripto cihazõ “Güvenli USB Bellek Cihazı”dan (SIR) 600 adet gönderilecek. TÜBİTAK’õn Gebze’deki Ulusal Elektronik ve Kriptoloji Araştõrma Enstitü- sü’nde (UEKAE) görevli elektronik ve haberleşme mühendisi Ko- ray Arıkan, NATO’nun tedarik edeceği bilgi güvenliği ürünlerinin değerlendirmesini gerçekleştiren SECAN birimi tarafõndan uygula- nan testlerden başarõyla geçen SIR’õn, ocak ayõnda teknik ve ope- rasyonel ihtiyaca uygunluğun değerlendirildiği OPEVAL testlerin- den de tam puan aldõğõnõ söyledi. Arõkan, şöyle devam etti: “Ci- haz, bir şekilde açılmaya çalışılırsa içerisindeki gizli bilgiler otomatik olarak siliniyor. Yanlış şifre girilmesi durumunda ya da istenildiğinde cihaz üzerindeki tek tuşla bilgiler silinebiliyor. Ürünün tasarımının ve üretiminin yüzde yüz yerli mühendislik ve kaynaklarla gerçekleştirilmesi de TÜBİTAK ve Türkiye adı- na gurur verici bir olay. Bu özellikleriyle ürün, sahip olduğu güvenlik kabiliyetleriyle dünyada bir ilk olma özelliği taşıyor.” Belediyenin makinesiyle izinsiz kazı Peker’den iddialara yalanlama İstanbul Haber Servisi - Er- genekon davasõ sanõklarõndan Se- dat Peker, “İlhan Selçuk’a yö- nelik suikast planladığı ve bu amaç doğrultusunda da gaze- temize molotof attırdığı” iddia- larõnõ yalanladõ. Peker, avukatõ Mehmet Do- ğurga aracõlõğõyla yaptõğõ yazõlõ açõklamada, gazetemiz imtiyaz sahibi ve başyazarõ İlhan Sel- çuk’a yönelik herhangi bir saldõ- rõ planõ olmadõğõ ve İstanbul Özel Yetkili Ağõr Ceza Mahkemeleri Cumhuriyet Savcõlõğõ’nõn açtõğõ bir dava nedeniyle gazetelerde bu yönde haberlerin yer aldõğõ belir- tilerek şu ifadelere yer verildi: “Son günlerde basın yayın organlarında sıkça yayımlanan bir habere göre, şahsımın Sayın İlhan Selçuk’u öldürtmek iste- diği, aynı amaç doğrultusunda gazetesine molotof attırdığım haberleri yapılmaktadır. Ha- berin gerekçesi olarak da ‘İs- tanbul Özel Yetkili Ağõr Ceza Mahkemeleri C. Savcõlõğõ’nın aç- tığı bir dava gösterilmektedir. Bu dosyada yazıldığına göre Sayın İlhan Selçuk şahsıma za- rar veriyormuş bu yüzden do- layı bazı kişiler kendisini öl- dürmeyi düşünüyormuş. Bu- nun için de sözde harekete ge- çerek bu eylemi yapmışlar. Siz- lerin de bileceği üzere, Sayın İl- han Selçuk’la ne uzak ne yakın hiçbir ilişkim yoktur. İddia edil- diği gibi bana zarar verdiği bir durum da söz konusu değildir. Tüm samimiyetimle söylüyo- rum ki böyle bir şey olsa bile ya- ni Sayın İlhan Selçuk bana za- rar verse bile kendisi yine de şahsımdan saygı görür. Değil kendisine kötülük yapmak ‘İlhan Abi’ haricinde bir hitap şekli da- hi kullanmam mümkün ola- maz. Gazetenin başyazarı Sayın İlhan Selçuk, şahsımı tanımaz. Hakkımda duyduğu asılsız şey- lerden dolayı sıcak bakmadığı- nı da hissedebiliyorum. Ancak yine de biraz önce belirttiğim gi- bi kendisi benim için İlhan Ağa- bey’dir. Aklınıza gelmez, ancak ben yine de bir açıklama yap- mak istedim. Dava açıldığı için böyle söylüyor olabilirim diye bir anlığına düşündüğünüzü varsayıyorum. Ancak açılan da- vanın sanığı değilim, yargılan- dığım davaların yanında bu da- va çok basit kalır. Ayrıca son olarak söyleyeceğim, ben ceza- evinde yatmaktan mutsuz ola- cak yaşı çoktan geçtim.” İlhan Selçuk’a suikast planladõğõ ve gazetemize molotof attõrdõğõ ileri sürülmüştü bu iddialarõ hakaret olarak gör- düğünü söyledi. Senem, “Erge- nekon işi” Maraş, Çorum, Sõvas katliamlarõ, Doğan Öz ve Eşref Bitlis’in ölümünün aydõnlanma- sõ için mücadele verdiğini söyle- di. Bu davada sanõk olarak yargõ- lanan İbrahim Çiftçi’nin 6 kez idam cezasõna çarptõrõldõğõnõ be- lirten Senem, “En sonunda As- keri Yargıtay tarafından bera- at ettirildi. Kontrgerilla, ada- mını astırmadı. Bu da Askeri Yargıtay’ın kamburudur. Bu karar, 12 Eylül darbesinden sonra verilmiştir. Kontrgerilla böyle bir şeydir. İdam verseniz de asamazsınız” diye konuştu. ‘Allah da olsa tutuklanır’ Mahkemenin kendisini sadece “devlete ait gizli belgeleri temin etmek suçundan” tutukladõğõnõ söyleyen Senem, “Bu durumda ben ‘hürriyeti tahdit’ edilmiş bir insanım. Savcılar tutuksuz yar- gılanmamı istemeliydi. Beni ni- ye tutukladılar? TCK uygulan- madığı, gladyo hukuku uygu- landığı için. Avukat da olsanız Allah da olsanız tutuklanırsınız. Gladyo hukuku bu” dedi. YENİ DAVA YENİ SALONDA Silivri Cezaevi Kampusu’nda, Ergenekon davasõnõn görül- mesi için yapõlan spor salonunun bir ayda duruşma yapõlabile- cek hale geleceği öğrenildi. Soruşturmasõ devam eden 25’i tu- tuklu 60 şüpheli hakkõnda açõlacak olan davanõn yeni duruş- ma salonunda yapõlmasõ bekleniyor. 15 gün içerisinde iddia- namenin tamamlanmasõ beklenen yeni dava ile, 38’i tutuklu 86 sanõklõ davanõn, 60’õ tutuklu 146 sanõklõ olmasõ bekleniyor. Ergenekon sanõğõ İP’li Nusret Senem, Gül, Erdoğan ve Gülen’i komplo ile suçladõ ABD NSA BAŞKANI GELDİ ‘Sır’ ziyaret BAHADIR SELİM DİLEK ANKARA - Dünyanõn en büyük elektronik is- tihbarat örgütü olan ABD Ulusal Güvenlik Ajan- sõ’nõn (NSA) Başkanõ Keith Alexander’õn An- kara’ya sessiz sedasõz yaptõğõ ziyaret soru işaret- lerini de beraberinde getirdi. İki ülke arasõnda stratejik önemi büyük konularõn ön planda oldu- ğu bir dönemde, ABD Başkanõ Barack Oba- ma’nõn neden siyasal düzeyde doğrudan temas kurmak yerine en üst düzeyde “teknik bir uz- man” gönderdiği sorusu yanõtsõz kalõrken söz konusu ziyaretin “gizli” yapõlmasõnõn planlandõ- ğõ, ancak Esenboğa’da yaşanan aksaklõk (!) nede- niyle basõna sõzdõğõ ortaya çõktõ. Obama’nõn Ale- xander’a Türkiye’ye gitme talimatõ vermesinin zamanlamasõ dikkat çekti. ABD, ağustos ayõnda Afganistan’da yapõlacak seçimler öncesinde özellikle NATO üyesi ülkelerin bu ülkedeki as- ker sayõlarõnõ arttõrmasõnõ isterken, Washington yönetiminin Kõrgõzistan’da kapatõlan üsleri için yeni bir merkez aradõğõ da biliniyor. Bunun yanõ sõra ABD’nin gündeminde Irak’tan çekilecek as- kerlerin Türkiye üzerinden geçirilmesi de yer alõrken, Ankara-Washington hattõnda, PKK ile mücadele bağlamõnda işbirliği ile İran’õn nükleer dosyasõna ilişkin konu başlõklarõ tartõşõlõyor. Mitchell perşembe günü geliyor Öte yandan daha önce Türkiye’ye yapacağõ zi- yareti erteleyen Obama’nõn Ortadoğu Özel Tem- silcisi George Mitchell’õn, perşembe günü Tür- kiye’ye gelerek Cumhurbaşkanõ, Başbakan ve Dõşişleri Bakanõ ile görüşmesi öngörülüyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle