Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
GÜNDEM MUSTAFA BALBAY
Baştarafı 1. Sayfada
Ne var ki, pek çok alanda olduğu gibi burada
da olması gerekenle olan aynı değil. Medyanın bu-
günkü baskın yapısı, yukarıda aktardığımız işlevi
şöyle değiştirdi:
Topluma verilmesi gereken haberi vermek!
Buna kim karar verecek?
İktidar!
Yaşanmakta olan gerilimin başlıca nedeni bu.
İktidar gücünü elinde tutanlar, haberlerin doğru-
luğunu, yanlışlığını şöyle saptıyorlar:
Lehimize olan haber doğrudur, aleyhimize alan
haber yalandır!
Geçen hafta iktidar medya ilişkilerini sütuna ya-
tırmıştık. Bu bağlamda iktidar, medyayı sadece
kontrol etmekle de yetinmek istemiyor. Doğrudan
kendi güdümünde olsun istiyor. Ancak o zaman
toplumu istediği gibi biçimlendirebileceğini dü-
şünüyor. Bir başka deyimle iktidarlar medyayı ade-
ta bir “maya” olarak kullanmak istiyor. Öyle ya, yo-
ğurt, çalınan mayaya göre oluşur!
İktidar sözcüğünü biraz daha geniş kapsamlı ele
almak gerekirse...
Siyasal iktidar kavramının yanına ekonomik ik-
tidarı, toplumsal iktidarı da koymalıyız.
Günümüzde ekonomide büyümek, yükselmek
isteyen hemen her girişim grubu, mutlaka bir “med-
ya planlaması” da yapmak durumunda. O yap-
mazsa, rakibi yapacak. Medyayı ekonomik iktidarın
bir aracı olarak gören, topluma nasıl bakar?
Müşteri gibi!
Bu bağlamda “okur ya da izleyici yok, müşteri
var” desek, sanırım abartmış olmayız!
Toplumsal iktidar derken de Türkiye’deki tari-
katların, cemaatlerin, din gücünü tekellerine alıp
toplumu tümüyle kendi eksenleri etrafında tutmak
isteyenlerin hedeflerinden söz ediyoruz.
Bu yapı üç ayak üzerinde duruyor:
Okul çağındaki çocuklar, yoksul yığınlar, med-
ya...
Üç kesimi elimizde tutarsak, hangi parti yöne-
timde olursa olsun, iktidar biziz, diyorlar.
Haksız da sayılmazlar. Onlar için “fikir gazete-
ciliği” değil, deyim yerindeyse “zikir gazeteciliği”
geçerli desek yeridir. Zira, topluma yeni bilgiler ver-
mekten çok kendi anlayışlarını ezberletmeyi
amaçlıyorlar.
Toplum ne yapıyor?
Bu tablo içinde yapabilecekleri elbette sınırlı.
Ama yine de insan “biraz duyarlılık” demeden ede-
miyor. Örneğin bir gazetenin sahibinden yazarla-
rına, yayın anlayışından haber başlıklarına kadar
her şeyi değişiyor, bir tek şeyi değişmiyor?
Okuru!
Böyle bir durum ancak, toplum robotlaşmışsa
olabilir!
Acaba öyle mi olduk?
Bir insan düşünelim; önüne et konsa da ot kon-
sa da, bunlar pişmiş olsa da, pişmemiş olsa da tü-
münü aynı yüz ifadesiyle yiyebilir mi?
Bir gün önüne dondurmalı çorba getirseler, er-
tesi gün tuzlu revani koysalar, hep bildiği tattay-
mış gibi yiyebilir mi?
Sanmıyorum...
Ama aslında eline aldığı gazete de öyle bir şey.
Bu konuda Cumhuriyet okurunun duyarlılığına
diyeceğimiz hiçbir şey yok. Ama ya geniş top-
lumsal yığınlar. Onlar olup bitenlere birazcık du-
yarlılık gösterseler; medya ve iktidar böylesine ku-
ralsız hareket etme hakkını kendisinde görebilir
miydi?
Başlıktaki “duyarsızlık” sözcüğünde “duy”dan
sonra tire koyacaktım, içim elvermedi ama...
Kabahatin bir kısmı da senin, sevgili toplum!
ankcum@cumhuriyet.com.tr
SAYFA 23 ŞUBAT 2009 PAZARTESİCUMHURİYET
16 HABERLERİN DEVAMI
İstanbul K 6
Edirne B 4
Kocaeli K 7
Çanakkale B 5
İzmir B 11
Manisa B 9
Aydın B 11
Denizli Y 7
Zonguldak Y 7
Sinop B 10
Samsun B 9
Trabzon B 10
Giresun B 10
Ankara K 3
Eskişehir K 2
Konya K 2
Sıvas K 3
Antalya Y 14
Adana Y 13
Mersin Y 9
Diyarbakır K 7
Şanlıurfa K 9
Mardin Y 6
Siirt Y 6
Hakkâri B -3
Van B 2
Kars K 0
Oslo PB 3
Helsinki PB - 4
Stockholm K 1
Londra B 1 0
Amsterdam K 7
Brüksel K 6
Paris B 8
Bonn K 4
Münih Y 5
Berlin Y 6
Budapeşte K 4
Madrid B 1 7
Viyana Y 5
Belgrad B 1 3
Soyfa PB 4
Roma Y 1 3
Atina Y 1 0
Zürih Y 6
Moskova PB - 8
Aşkabat Y 1 2
Astana PB - 6
Taşkent Y 2 0
Bakû B 6
Bişkek Y 1 0
Tiflis PB 1 0
Kahire PB 1 8
Şam Y 1 1
Ülke geneli parçalı çok
bulutlu, Marmara’nın
doğusu, İç Ege, Akde-
niz, İç Anadolu, Kara-
deniz’in iç kesimleri,
Doğu Anadolu’nun ba-
tısı, Güneydoğu Ana-
dolu çevreleri yağışlı
geçecek. Hava sıcak-
lığı karla karışık yağ-
mur, diğer yerlerde kar
şeklinde olması bekle-
niyor.
AÇI
MÜMTAZ SOYSAL
Göçük
İKİ hafta önce Zonguldak’taki Türkiye Taşkö-
mürü Kurumu’nun Karadon Müessesesi’ne bağ-
lı Gelik İşletmesi’ndeki ocakta göçük olmuş,
madene iki ay önce girmiş deneyimsiz genç iki iş-
çi ölmüş, ikisi de ağır yaralı olarak kurtarılmıştı. Çö-
ken yer, yerin 260 metre derinliğinde bir damar.
Oralarda yer yer 800 metreye kadar bile inilir ama,
260 metre yine de az değil.
Düşünün, grizu patlayıp damarın üstündeki yer-
yüzü kabuğu üstünüze çöküyor ve siz o koca ağır-
lığın altında işsizlik fırtınasında maden işi bulabilmiş
olmanın mutluluğunu yaşarken çaresizlikten öl-
mekte olan bir insancıksınız. Korkunç değil mi?
Kutsal kitaplar başka türlü yazar ama, gerçek
cennetle cehennem insanın içindedir ve onun ya-
şamında yaşanır. Bazen kendi iradenizle, bazen
de toplumun kararlarıyla.
Kimine göre ise, hepsi kader ya da alınyazısı-
dır. Ama, kim ne derse desin, olup bitenlerin için-
de insan iradesinin payı yabana atılmayacak bir
yer tutar. Yaşananları cennete ya da cehenneme
dönüştüren, çoğu zaman bizleriz.
Medyadaki haberlere bakılırsa, KKTC’nin ku-
rucu cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ı Erge-
nekon’a bulaştırmaya çalışanlar varmış. Güya, bir
Taş Demir adında biri televizyon kanallarından bi-
rine Kıbrıs frekansı verilmesi için ona üç-beş bin
dolar ödediğini söylemiş, ayrıca arsa alımlarıyla
ilgili birtakım iddialarda da bulunmuşmuş.
Denktaş, ki böyle konularda son derece titizdir
ve her şeyi kâğıda döker, “O dönemin randevu
defterlerini araştırdım, öyle bir görüşmem olma-
mış” diyor.
Aslında, bu gibi durumlarda, yani herkesin
“falanca işi Denktaş yaptı ya da yapmadı, Denk-
taş öyle söyledi söylemedi, Denktaş şöyle davrandı
davranmadı” dendiği ve adının dillerden düşü-
rülmediği anlarda pek uzun boylu konuşmaz,
“Denktaş kadar taş düşsün başınıza” der, çıkar-
dı işin içinden.
Sorumsuzca sözlerle düşürülmüş öyle bir ağır-
lığın altında bütün başların ezileceğini iyi bildiği için.
Farkındaysanız, sonsuza kadar yaşatmaya ant
içildiği söylenen Cumhuriyet şu günlerde sü-
rekli sallanıyor. Çiğnenen hukukuyla, yıkılan ilke-
leriyle, yıpratılan değerleri ve insanlarıyla.
Nereden estirildiği az çok belli rüzgârların baş-
larını döndürdüğü anlaşılan bazı çevreler o çiğ-
neme-yıkma-yıpratma çabaları yüzünden bu sal-
lantılarla Cumhuriyet’i feci bir göçüşe sürükle-
diklerini, bunların bir büyük depremi haber veren
ön belirtiler sayılabileceğini ve göçük altında
kendilerinin de kalacağını biliyorlar mı acaba?
mumtazsoysal@gmail.com
1. KOŞU: F: Şahidekaya (8), P: Ezdar (4), PP: Kõ-
sasyeli (9), S: Dünyaper (2). 2. KOŞU: F: Nefise (6),
P: Zirvekaya (10), PP: Belgincan Kõzõ (2), S: Kara-
kõzõm (5). 3. KOŞU: F: Babette (12), P: Can I Touch
(3), PP: Coşkunyel (4), S: Hümanist (6). 4. KOŞU:
F: Tatlõkaya (8), P: Koparal (12), PP: Bilgealp (1),
S: Cengiz Subay (3). 5. KOŞU: F: Ezhatõm (5), P:
Babasalim (3), PP: Kandemirkõr (2), S: Adlahanõm
(8). 6. KOŞU: F: Turuvalõ (4), P: End Of Silence
(1), PP: Burat (2), S: Peetee (3). 7. KOŞU: F: Ab-
jora (2), P: Sahil (8),
PP: Elifs Girl (5), S:
Takyanus (12). 8.
KOŞU: F: Orkun
(5), P: Haberyõldõzõ
(12), PP: Kuruşkaya
(9), S: Fakiru (4).
ALTILI GANYAN
12 8 5 4 2 5
3 12 8 12
4 1 5
6 3/13 12
1/10 17/2 4/6
Nereye
Gidiyoruz?..
Bu yolda başarı ka-
zanabilecek midir?
29 Mart’ta başarı
kazansa bile Sayın Er-
doğan’ın, bu yolda ba-
şarı kazanabileceğini
sanmıyoruz.
Çünkü AKP iktida-
rının başarısı, Atatürk
Cumhuriyetinin so-
nuyla özdeşleşmiş bir
anlam kazanmaktan
da öte, Türkiye’de hu-
kuk devletinin sonu gi-
bi görünmeye başladı.
C
Baştarafı 1. Sayfada
Adalete ‘harç’ engeli
Yurttaşlarõn her yõl zamlõ olarak ödediği harçlardan sermaye kuruluşlarõ muaf tutuldu
MURAT KIŞLALI
ANKARA - Hükümet, tüm yurttaş-
larõn her yõl artarak ödedikleri harçlar-
dan, geçen yõl haziran ayõnda geçirdiği
bir yasayla bankalar, yurtdõşõ kredi ku-
ruluşlarõ ve uluslararasõ kurumlarõ mu-
af tutmasõnõn anayasaya aykõrõ olduğu-
nu belirtti. Ankara Barosu avukatlarõn-
dan Sedat Vural, düzenlemenin Ana-
yasa Mahkemesi’ne götürülmesini istedi.
Ekonomik kazançlarõ katrilyonlarla
ifade edilen yurtiçi ve yurtdõşõ banka ve
sermaye kuruluşlarõna ayrõcalõk tanõ-
nõrken 70 milyon vatandaşõn harçlarõnõ
arttõrma ve yeni harç koyma niteliğin-
deki yasada, “Yargıtay ve Danıştay’a
temyiz başvurularında 60 YTL, böl-
ge idare ve bölge adliye mahkemele-
rine yapılan itirazlarda 40 YTL, ağır
ceza mahkemelerine yapılan itiraz-
larda 30 YTL başvuru harcının alın-
masına ilişkin” yeni düzenlemeler yer
aldõ. Aynõ yasaya göre tüm yurttaşlarõn
her yõl artarak ödedikleri ve sermaye ku-
ruluşlarõnõn istisna tutulduğa harçlar
şöyle: “Yargı, Noter, Vergi Yargısı,
Tapu ve Kadastro, Konsolosluk, Pa-
saport, İkâmet Tezkeresi, Vize ve
Dış İşleri Bakanlığı Tasdik, Gemi ve
Liman, İmtiyazname, Ruhsatname ve
Diploma ile Trafik Harçları.”
Avukat Vural, Ankara 9. Asliye Ti-
caret Mahkemesi Başkanlõğõ’na verdi-
ği dilekçe ile “düzenlemenin Anaya-
sanın başlangıç hükümleri ile 2, 5, 10,
13 ve 36. maddelerine aykırı bulu-
narak iptali amacıyla Anayasa Mah-
kemesi’ne gönderilmesine” karar ve-
rilmesini istedi. Vural’õn dilekçesinde şu
görüşler yer aldõ:
? İtiraz konusu kuralla getirilen sõ-
nõrlama; adil yargõlanmaya en çok ihti-
yacõ bulunan dar gelirli yurttaşlarõmõzõn
hak arama özgürlüğünü maddi ölçütle-
re bağlayarak kõsõtlamakta; bu kõsõtlama
“toplumda adalete ancak parası olan-
lar ulaşır” anlayõşõnõn yaygõnlaşmasõ-
na neden olacağõndan sosyal hukuk
devleti ilkesine aykõrõlõk taşõmaktadõr.
? Anayasanõn 10. maddesi “herkesin
kanun önünde ayrım gözetilmeksizin
eşit olduğu; hiçbir kişiye, aileye, züm-
reye veya sınıfa imtiyaz tanınmaya-
cağı” hususunu hüküm altõna almakta-
dõr. Yasalarõn uygulanmasõnda dil, õrk,
renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi
inanç, din ve mezhep ayrõlõğõ gözetilmesi
ve bu nedenlerle eşitsizliğe yol açõlma-
sõ anayasa katõnda geçerli görülemez.
Moskova’da ‘Gülen’ krizi
Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül’ün ziyareti öncesi Rus yetkililere iletilen ‘kapatõlan Türk
okullarõ da görüşülsün’ önerisi reddedilince konu görüşmelerde gündeme getirilmedi
BAHADIR SELİM DİLEK
ANKARA - Cumhurbaşkanõ Abdullah
Gül’ün “devlet ziyareti” kapsamõnda çõktõ-
ğõ Rusya gezisi öncesinde, “Fethullah Gülen”
krizinin yaşandõğõ ortaya çõktõ. Ziyaret önce-
sinde yapõlan ön görüşmelerde, ele alõnacak
konularõn belirlenmesi aşamasõnda Türk yet-
kililer, “Rusya’da ve Tataristan’da kapa-
tılan Türk okullarını da gündeme alalım”
önerisini getirince, Ruslardan “Bu konunun
gündeme alınmasını istemiyoruz. Bu ko-
nudaki tavrımız bellidir” yanõtõnõ aldõ. Rus
yetkililerin bu tavrõ üzerine, Gül, Moskova zi-
yareti sõrasõnda Gülen bağlantõlõ okullarõn ka-
patõlmasõ konusunu açmamayõ tercih etti.
Cumhuriyet’e ulaşan bilgilere göre,
Gül’ün ziyareti öncesinde kamuoyundan
saklõ tutulan krizin ayrõntõlarõ şöyle: Rusya
Devlet Başkanõ Dmitri Medvedev’in geçen
yõl Abdullah Gül’ü Moskova’ya davet et-
mesinden sonra iki ülkenin dõşişleri bakan-
lõklarõ arasõnda ziyaretin ayrõntõlarõnõn sap-
tanmasõna ilişkin ön görüşmeler başlatõldõ.
Rusya’nõn, temaslarõn “devlet ziyareti”
kapsamõnda yapõlmasõ önerisine Türki-
ye’nin “evet” yanõtõ vermesinden sonra
hem ziyaret sõrasõnda yayõmlanacak ortak bil-
diri hem de görüşmeler sõrasõnda ele alõna-
cak gündem başlõklarõ üzerinde ön görüş-
meler başlatõldõ. Türk tarafõ ele alõnmasõnõ
gerekli gördüğü konularõ, hükümetten gelen
siyasi talimatlar çerçevesinde oluşturup
gündem başlõklarõnõ Rus tarafõna iletti.
‘Eğitim sistemimize uymuyorlar’
Bu gündem başlõklarõ arasõnda, “Mosko-
va’da yapılacak görüşmelerde, Rusya’da
ve Tataristan’da kapatılan Türk okulla-
rı konusu da ele alınsın” önerisi de yer al-
dõ. Ancak, Rus yetkililer, Gülen bağlantõlõ
okullarõn kapatõlmasõ konusunun yapõlacak
görüşmelerin gündemine alõnmasõna karşõ çõ-
kõnca kriz baş gösterdi. Rus diplomatlar Türk
meslektaşlarõna, “Bu konuyu daha önce çe-
şitli şekillerde konuştuk. Bizim Rusya ola-
rak bu konudaki tutumumuz bellidir.
Biz konunun siyasi olduğunu düşünmü-
yoruz. Bu bir eğitim sorunu. Bu okullar
Rusya Federasyonu’nun eğitim sistemine
uymadıkları için kapatılıyorlar. Rusya
Eğitim Bakanlığı’nın koşullarını yerine ge-
tirenler kapatılmıyor” görüşünü ilettiler.
Rus yetkililerin yanõtõ Türk tarafõnda ra-
hatsõzlõk yaratsa da ziyaretin profilinin düşü-
rülmesini göze alamayan Dõşişleri Bakanlõğõ,
Gülen bağlantõlõ okullarõn kapatõlmasõna iliş-
kin konu başlõğõnõn ziyaret gündeminden çõ-
karõlmasõnõ kabul etmek zorunda kaldõ. Bu ne-
denle Gül, gerek Medvedev gerekse Başba-
kan Vladimir Putin ile yaptõğõ görüşmeler-
de Gülen ve bağlantõlõ okullarõn kapatõlmasõ
konusunu açmamayõ tercih etti.
Kadıköy civarında her düzeyde
matematik dersi verilir.
0505 664 26 12
Ümraniye civarında her düzeyde
fizik dersi verilir.
0505 696 15 11
Yurttaş önlem peşinde
Dinleme cihazlarõnõ etkisiz hale getiren cihazlarõn satõşõnda patlama yaşandõ
MELTEM YILMAZ
Son 6 ayda dinleme cihazlarõ ile
ortam dinlemesini engelleyen ci-
hazlarõn satõşõnda patlama yaşa-
nõyor. Casus Böcek Teknoloji
Hizmetleri Firmasõ sahibi Öz-
can İnan, son 6 ayda böcek ses
kayõt cihazlarõ ile ortam dinlemeyi
engelleyen cihazlarõn satõşõnda
yüzde 60 artõş olduğunu belirtti.
Ergenekon operasyonuyla bir-
likte ortaya çõkan yasadõşõ telefon
ve ortam dinlemeleri, yurttaşõn
günlük yaşamõna da yerleşmekte
gecikmedi. Casus Böcek Tekno-
loji Hizmetleri Firmasõ sahibi
İnan, çeşitli ses kayõt cihazlarõ ile
dinlemeyi engelleyen cihazlar
arasõnda en fazla rağbet görenle-
rin sõrasõyla böcek ses kayõt ci-
hazlarõ, böcek engelleyiciler (or-
tam dinlemeyi engelleyen cihaz-
lar), casus kameralardan oluşan
kalem kameralar ile böcek telefon
yazõlõmlarõnõn olduğunu belirtti.
Yüzde 60 arttı
Böcek ses kayõt ile böcek en-
gelleyicilerin satõşlarõnda son 6 ay-
da yüzde 60 artõş olduğunu söy-
leyen İnan, ürünlerin en fazla
Ankara ve İstanbul’dan alõcõ bul-
duğunu ifade etti. İnan, ses kayõt
cihazlarõnõ talep eden müşterile-
rin çoğunlukla personelini takip
etmek isteyen işadamlarõ ile al-
datõldõğõnõ düşünen eşlerden oluş-
tuğunu, böcek tespit cihazlarõ-
nõn ise genellikle bürokratlar ta-
rafõndan talep edildiğini belirterek
en sõk karşõlaştõklarõ sorunun ise
“cihaz ya da yazılımın incelen-
mesi durumunda tespit edilip
edilemeyeceği” yönünde oldu-
ğunu söyledi.
Söz konusu ürünlerin fiyatlarõ
110 TL’den başlayõp 5 bin TL’ye
kadar artabiliyor. Böcek telefon
yazõlõmlarõ 750 ile 4 bin 500 TL
arasõ, böcek ses kayõt cihazlarõ 110
ile 1090 TL arasõ, böcek dinleme
cihazlarõ 190 ile 2 bin 200 TL ara-
sõ, böcek tespit ve engelleyici ci-
hazlar ise 800 ile 5 bin TL ara-
sõnda değişiyor.
300 metreden yayın
? “Böcek Verici” diye tabir
edilen ve uzaktan dinlenebilen mi-
ni cihazlar, kibrit kutusu büyük-
lüğünde olup 300 metre mesafe-
den yayõn yapabiliyor.
? Mesafe sõnõrõ olmadan yayõn
yapan “GSM Böcek Vericiler”
kibrit kutusundan biraz daha bü-
yük olup elektrikli bir cihazõn içi-
ne saklanabilme özelliğine sahip.
? “Böcek GSM Oto” adõ al-
tõnda satõşa sunulan ve arabanõn
içine yerleştirilen sõnõrsõz mesa-
feli dinleme cihazlarõ, enerjiyi
arabanõn aküsünden aldõğõ için
uzun süre takip yapabilen bir sis-
tem olma özelliği taşõyor.
? “Böcek Telefon Yazılımı”
adõ altõnda satõlan telefon dinleme
yazõlõmlarõ, dinlemek istenen ki-
şinin telefonuna yükleniyor. Bu-
nun için telefonun uyumlu bir mo-
del telefon olmasõ gerekiyor. Ge-
nelde Nokia’nõn Symbian mo-
dellerine yüklenebiliyor. Yükle-
nebilmesi için telefonun elinizde
olmasõ şart çünkü bu yazõlõmlar
uzaktan yüklenemiyor. Bazõ ya-
yõnlarda telefona SMS göndere-
rek bu yazõlõmõn yüklenebildiği-
ni söyleniyor ancak bu doğru
değil, yazõlõm hiçbir şekilde uzak-
tan yüklenemiyor.
? “Böcek Ses Kayıt Cihazı”
ise bir demir para büyüklüğünde
olup ortamdaki sesi kaydediyor.
Çok ufak olduğu için her yere giz-
lenme şansõ bulunuyor. Hassas
mikrofonu sayesinde 15 metre-
kare alandaki sesleri net olarak
kaydediyor. Yaklaşõk 3 gün kayõt
süresi var.
Karlı Köyü’nde yaptırılacak olan cemevine
yardım sağlamak amacıyla Sıvas Hafik Karlı Kö-
yü Derneği tarafından düzenlenen “Dayanışma
Gecesi” önceki gün Okmeydanı’ndaki Simge Dü-
ğün Salonu’nda gerçekleştirildi. Gecenin açılış
konuşmasını yapan dernek yönetim kurulu
başkanı Kemal Acar, dış güçler tarafından
Türkiye ve Aleviler üzerinde birtakım oyunlar
oynandığını belirtti. Acar, “Alevi yurttaşlar,
Cumhuriyetin ve laikliğin korunması amacıyla
var gücüyle mücadele etmiştir. Atatürk’ün gös-
termiş olduğu hedefler doğrultusunda oluştu-
rulacak bir birliktelik ülkemiz üzerinde oyna-
nan oyunları boşa çıkaracaktır” dedi. CHP
Milletvekili Çetin Soysal da Mustafa Kemal yo-
lunun aydınlanma, çağdaşlaşma ve insanlık
üzerine kurulduğunu, Alevi yurttaşların da bu
yoldan ilerlediklerini söyledi. (ALİ AÇAR)
Aleviler dayanõşma gecesinde buluştu
CHP’li gence dayak
MUĞLA (Cumhuriyet) - Bodrum’un Kona-
cõk beldesinde CHP belediye başkan adayõ Ha-
san Hüseyin Özmert tarafõndan kurulan ve se-
çim bürosu olarak kullanõlan çadõrda bekleyen
CHP Bodrum Gençlik Kollarõ Başkanõ Yalçõn
Aktaş, dün gece saatlerinde kimliği belirsiz ki-
şilerin saldõrõsõna uğradõ. Ülkücü olduğu öne
sürülen 8-10 kişilik grup tarafõndan yaklaşõk
bir saat boyunca öldüresiye dövülen Aktaş’õ,
gürültü üzerine balkona çõkõp bağõran yurttaş-
lar kurtardõ. Aktaş saldõrganlarõn kaçmasõnõn
ardõndan olay yerine gelen ambulansla hasta-
neye kaldõrõldõ. Aktaş’õn çenesi, burnu, elma-
cõk kemikleri ve kaburgalarõ ile sol kolunun
kõrõk olduğu, kafa travmasõ geçirdiği bildirildi.
Dergi dağıtımına müdahale
İstanbul Haber Servisi - Halk Cephesi ta-
rafõndan Ferhat Gerçek’in polis kuruşunuyla
sakat kalmasõnõn ardõndan “Adalet istiyo-
ruz” başlõğõyla her hafta düzenli olarak ger-
çekleştirilen basõn açõklamasõ sonrasõnda
dergi dağõtõmõ yapmak isteyen göstericilere
polis müdahale etti. Esenler ve Kadõköy İs-
kelesi önünde yapõlan açõklamanõn ardõndan
Gülseren Karademir, Selçuk İçke, Umut
Abay ve Ersin Kip ile Selman Tökü ve Çağ-
rõ Avcõ gözaltõna alõndõ. Halk Cephesi ko-
nuyla ilgili bir açõklama yaparak gözaltõna
alõnan üyelerinin serbest bõrakõlmasõnõ istedi.