19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B GÜNDEM MUSTAFA BALBAY Baştarafı 1. Sayfada Ne var ki, pek çok alanda olduğu gibi burada da olması gerekenle olan aynı değil. Medyanın bu- günkü baskın yapısı, yukarıda aktardığımız işlevi şöyle değiştirdi: Topluma verilmesi gereken haberi vermek! Buna kim karar verecek? İktidar! Yaşanmakta olan gerilimin başlıca nedeni bu. İktidar gücünü elinde tutanlar, haberlerin doğru- luğunu, yanlışlığını şöyle saptıyorlar: Lehimize olan haber doğrudur, aleyhimize alan haber yalandır! Geçen hafta iktidar medya ilişkilerini sütuna ya- tırmıştık. Bu bağlamda iktidar, medyayı sadece kontrol etmekle de yetinmek istemiyor. Doğrudan kendi güdümünde olsun istiyor. Ancak o zaman toplumu istediği gibi biçimlendirebileceğini dü- şünüyor. Bir başka deyimle iktidarlar medyayı ade- ta bir “maya” olarak kullanmak istiyor. Öyle ya, yo- ğurt, çalınan mayaya göre oluşur! İktidar sözcüğünü biraz daha geniş kapsamlı ele almak gerekirse... Siyasal iktidar kavramının yanına ekonomik ik- tidarı, toplumsal iktidarı da koymalıyız. Günümüzde ekonomide büyümek, yükselmek isteyen hemen her girişim grubu, mutlaka bir “med- ya planlaması” da yapmak durumunda. O yap- mazsa, rakibi yapacak. Medyayı ekonomik iktidarın bir aracı olarak gören, topluma nasıl bakar? Müşteri gibi! Bu bağlamda “okur ya da izleyici yok, müşteri var” desek, sanırım abartmış olmayız! Toplumsal iktidar derken de Türkiye’deki tari- katların, cemaatlerin, din gücünü tekellerine alıp toplumu tümüyle kendi eksenleri etrafında tutmak isteyenlerin hedeflerinden söz ediyoruz. Bu yapı üç ayak üzerinde duruyor: Okul çağındaki çocuklar, yoksul yığınlar, med- ya... Üç kesimi elimizde tutarsak, hangi parti yöne- timde olursa olsun, iktidar biziz, diyorlar. Haksız da sayılmazlar. Onlar için “fikir gazete- ciliği” değil, deyim yerindeyse “zikir gazeteciliği” geçerli desek yeridir. Zira, topluma yeni bilgiler ver- mekten çok kendi anlayışlarını ezberletmeyi amaçlıyorlar. Toplum ne yapıyor? Bu tablo içinde yapabilecekleri elbette sınırlı. Ama yine de insan “biraz duyarlılık” demeden ede- miyor. Örneğin bir gazetenin sahibinden yazarla- rına, yayın anlayışından haber başlıklarına kadar her şeyi değişiyor, bir tek şeyi değişmiyor? Okuru! Böyle bir durum ancak, toplum robotlaşmışsa olabilir! Acaba öyle mi olduk? Bir insan düşünelim; önüne et konsa da ot kon- sa da, bunlar pişmiş olsa da, pişmemiş olsa da tü- münü aynı yüz ifadesiyle yiyebilir mi? Bir gün önüne dondurmalı çorba getirseler, er- tesi gün tuzlu revani koysalar, hep bildiği tattay- mış gibi yiyebilir mi? Sanmıyorum... Ama aslında eline aldığı gazete de öyle bir şey. Bu konuda Cumhuriyet okurunun duyarlılığına diyeceğimiz hiçbir şey yok. Ama ya geniş top- lumsal yığınlar. Onlar olup bitenlere birazcık du- yarlılık gösterseler; medya ve iktidar böylesine ku- ralsız hareket etme hakkını kendisinde görebilir miydi? Başlıktaki “duyarsızlık” sözcüğünde “duy”dan sonra tire koyacaktım, içim elvermedi ama... Kabahatin bir kısmı da senin, sevgili toplum! [email protected] SAYFA 23 ŞUBAT 2009 PAZARTESİCUMHURİYET 16 HABERLERİN DEVAMI İstanbul K 6 Edirne B 4 Kocaeli K 7 Çanakkale B 5 İzmir B 11 Manisa B 9 Aydın B 11 Denizli Y 7 Zonguldak Y 7 Sinop B 10 Samsun B 9 Trabzon B 10 Giresun B 10 Ankara K 3 Eskişehir K 2 Konya K 2 Sıvas K 3 Antalya Y 14 Adana Y 13 Mersin Y 9 Diyarbakır K 7 Şanlıurfa K 9 Mardin Y 6 Siirt Y 6 Hakkâri B -3 Van B 2 Kars K 0 Oslo PB 3 Helsinki PB - 4 Stockholm K 1 Londra B 1 0 Amsterdam K 7 Brüksel K 6 Paris B 8 Bonn K 4 Münih Y 5 Berlin Y 6 Budapeşte K 4 Madrid B 1 7 Viyana Y 5 Belgrad B 1 3 Soyfa PB 4 Roma Y 1 3 Atina Y 1 0 Zürih Y 6 Moskova PB - 8 Aşkabat Y 1 2 Astana PB - 6 Taşkent Y 2 0 Bakû B 6 Bişkek Y 1 0 Tiflis PB 1 0 Kahire PB 1 8 Şam Y 1 1 Ülke geneli parçalı çok bulutlu, Marmara’nın doğusu, İç Ege, Akde- niz, İç Anadolu, Kara- deniz’in iç kesimleri, Doğu Anadolu’nun ba- tısı, Güneydoğu Ana- dolu çevreleri yağışlı geçecek. Hava sıcak- lığı karla karışık yağ- mur, diğer yerlerde kar şeklinde olması bekle- niyor. AÇI MÜMTAZ SOYSAL Göçük İKİ hafta önce Zonguldak’taki Türkiye Taşkö- mürü Kurumu’nun Karadon Müessesesi’ne bağ- lı Gelik İşletmesi’ndeki ocakta göçük olmuş, madene iki ay önce girmiş deneyimsiz genç iki iş- çi ölmüş, ikisi de ağır yaralı olarak kurtarılmıştı. Çö- ken yer, yerin 260 metre derinliğinde bir damar. Oralarda yer yer 800 metreye kadar bile inilir ama, 260 metre yine de az değil. Düşünün, grizu patlayıp damarın üstündeki yer- yüzü kabuğu üstünüze çöküyor ve siz o koca ağır- lığın altında işsizlik fırtınasında maden işi bulabilmiş olmanın mutluluğunu yaşarken çaresizlikten öl- mekte olan bir insancıksınız. Korkunç değil mi? Kutsal kitaplar başka türlü yazar ama, gerçek cennetle cehennem insanın içindedir ve onun ya- şamında yaşanır. Bazen kendi iradenizle, bazen de toplumun kararlarıyla. Kimine göre ise, hepsi kader ya da alınyazısı- dır. Ama, kim ne derse desin, olup bitenlerin için- de insan iradesinin payı yabana atılmayacak bir yer tutar. Yaşananları cennete ya da cehenneme dönüştüren, çoğu zaman bizleriz. Medyadaki haberlere bakılırsa, KKTC’nin ku- rucu cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ı Erge- nekon’a bulaştırmaya çalışanlar varmış. Güya, bir Taş Demir adında biri televizyon kanallarından bi- rine Kıbrıs frekansı verilmesi için ona üç-beş bin dolar ödediğini söylemiş, ayrıca arsa alımlarıyla ilgili birtakım iddialarda da bulunmuşmuş. Denktaş, ki böyle konularda son derece titizdir ve her şeyi kâğıda döker, “O dönemin randevu defterlerini araştırdım, öyle bir görüşmem olma- mış” diyor. Aslında, bu gibi durumlarda, yani herkesin “falanca işi Denktaş yaptı ya da yapmadı, Denk- taş öyle söyledi söylemedi, Denktaş şöyle davrandı davranmadı” dendiği ve adının dillerden düşü- rülmediği anlarda pek uzun boylu konuşmaz, “Denktaş kadar taş düşsün başınıza” der, çıkar- dı işin içinden. Sorumsuzca sözlerle düşürülmüş öyle bir ağır- lığın altında bütün başların ezileceğini iyi bildiği için. Farkındaysanız, sonsuza kadar yaşatmaya ant içildiği söylenen Cumhuriyet şu günlerde sü- rekli sallanıyor. Çiğnenen hukukuyla, yıkılan ilke- leriyle, yıpratılan değerleri ve insanlarıyla. Nereden estirildiği az çok belli rüzgârların baş- larını döndürdüğü anlaşılan bazı çevreler o çiğ- neme-yıkma-yıpratma çabaları yüzünden bu sal- lantılarla Cumhuriyet’i feci bir göçüşe sürükle- diklerini, bunların bir büyük depremi haber veren ön belirtiler sayılabileceğini ve göçük altında kendilerinin de kalacağını biliyorlar mı acaba? [email protected] 1. KOŞU: F: Şahidekaya (8), P: Ezdar (4), PP: Kõ- sasyeli (9), S: Dünyaper (2). 2. KOŞU: F: Nefise (6), P: Zirvekaya (10), PP: Belgincan Kõzõ (2), S: Kara- kõzõm (5). 3. KOŞU: F: Babette (12), P: Can I Touch (3), PP: Coşkunyel (4), S: Hümanist (6). 4. KOŞU: F: Tatlõkaya (8), P: Koparal (12), PP: Bilgealp (1), S: Cengiz Subay (3). 5. KOŞU: F: Ezhatõm (5), P: Babasalim (3), PP: Kandemirkõr (2), S: Adlahanõm (8). 6. KOŞU: F: Turuvalõ (4), P: End Of Silence (1), PP: Burat (2), S: Peetee (3). 7. KOŞU: F: Ab- jora (2), P: Sahil (8), PP: Elifs Girl (5), S: Takyanus (12). 8. KOŞU: F: Orkun (5), P: Haberyõldõzõ (12), PP: Kuruşkaya (9), S: Fakiru (4). ALTILI GANYAN 12 8 5 4 2 5 3 12 8 12 4 1 5 6 3/13 12 1/10 17/2 4/6 Nereye Gidiyoruz?.. Bu yolda başarı ka- zanabilecek midir? 29 Mart’ta başarı kazansa bile Sayın Er- doğan’ın, bu yolda ba- şarı kazanabileceğini sanmıyoruz. Çünkü AKP iktida- rının başarısı, Atatürk Cumhuriyetinin so- nuyla özdeşleşmiş bir anlam kazanmaktan da öte, Türkiye’de hu- kuk devletinin sonu gi- bi görünmeye başladı. C Baştarafı 1. Sayfada Adalete ‘harç’ engeli Yurttaşlarõn her yõl zamlõ olarak ödediği harçlardan sermaye kuruluşlarõ muaf tutuldu MURAT KIŞLALI ANKARA - Hükümet, tüm yurttaş- larõn her yõl artarak ödedikleri harçlar- dan, geçen yõl haziran ayõnda geçirdiği bir yasayla bankalar, yurtdõşõ kredi ku- ruluşlarõ ve uluslararasõ kurumlarõ mu- af tutmasõnõn anayasaya aykõrõ olduğu- nu belirtti. Ankara Barosu avukatlarõn- dan Sedat Vural, düzenlemenin Ana- yasa Mahkemesi’ne götürülmesini istedi. Ekonomik kazançlarõ katrilyonlarla ifade edilen yurtiçi ve yurtdõşõ banka ve sermaye kuruluşlarõna ayrõcalõk tanõ- nõrken 70 milyon vatandaşõn harçlarõnõ arttõrma ve yeni harç koyma niteliğin- deki yasada, “Yargıtay ve Danıştay’a temyiz başvurularında 60 YTL, böl- ge idare ve bölge adliye mahkemele- rine yapılan itirazlarda 40 YTL, ağır ceza mahkemelerine yapılan itiraz- larda 30 YTL başvuru harcının alın- masına ilişkin” yeni düzenlemeler yer aldõ. Aynõ yasaya göre tüm yurttaşlarõn her yõl artarak ödedikleri ve sermaye ku- ruluşlarõnõn istisna tutulduğa harçlar şöyle: “Yargı, Noter, Vergi Yargısı, Tapu ve Kadastro, Konsolosluk, Pa- saport, İkâmet Tezkeresi, Vize ve Dış İşleri Bakanlığı Tasdik, Gemi ve Liman, İmtiyazname, Ruhsatname ve Diploma ile Trafik Harçları.” Avukat Vural, Ankara 9. Asliye Ti- caret Mahkemesi Başkanlõğõ’na verdi- ği dilekçe ile “düzenlemenin Anaya- sanın başlangıç hükümleri ile 2, 5, 10, 13 ve 36. maddelerine aykırı bulu- narak iptali amacıyla Anayasa Mah- kemesi’ne gönderilmesine” karar ve- rilmesini istedi. Vural’õn dilekçesinde şu görüşler yer aldõ: ? İtiraz konusu kuralla getirilen sõ- nõrlama; adil yargõlanmaya en çok ihti- yacõ bulunan dar gelirli yurttaşlarõmõzõn hak arama özgürlüğünü maddi ölçütle- re bağlayarak kõsõtlamakta; bu kõsõtlama “toplumda adalete ancak parası olan- lar ulaşır” anlayõşõnõn yaygõnlaşmasõ- na neden olacağõndan sosyal hukuk devleti ilkesine aykõrõlõk taşõmaktadõr. ? Anayasanõn 10. maddesi “herkesin kanun önünde ayrım gözetilmeksizin eşit olduğu; hiçbir kişiye, aileye, züm- reye veya sınıfa imtiyaz tanınmaya- cağı” hususunu hüküm altõna almakta- dõr. Yasalarõn uygulanmasõnda dil, õrk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din ve mezhep ayrõlõğõ gözetilmesi ve bu nedenlerle eşitsizliğe yol açõlma- sõ anayasa katõnda geçerli görülemez. Moskova’da ‘Gülen’ krizi Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül’ün ziyareti öncesi Rus yetkililere iletilen ‘kapatõlan Türk okullarõ da görüşülsün’ önerisi reddedilince konu görüşmelerde gündeme getirilmedi BAHADIR SELİM DİLEK ANKARA - Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül’ün “devlet ziyareti” kapsamõnda çõktõ- ğõ Rusya gezisi öncesinde, “Fethullah Gülen” krizinin yaşandõğõ ortaya çõktõ. Ziyaret önce- sinde yapõlan ön görüşmelerde, ele alõnacak konularõn belirlenmesi aşamasõnda Türk yet- kililer, “Rusya’da ve Tataristan’da kapa- tılan Türk okullarını da gündeme alalım” önerisini getirince, Ruslardan “Bu konunun gündeme alınmasını istemiyoruz. Bu ko- nudaki tavrımız bellidir” yanõtõnõ aldõ. Rus yetkililerin bu tavrõ üzerine, Gül, Moskova zi- yareti sõrasõnda Gülen bağlantõlõ okullarõn ka- patõlmasõ konusunu açmamayõ tercih etti. Cumhuriyet’e ulaşan bilgilere göre, Gül’ün ziyareti öncesinde kamuoyundan saklõ tutulan krizin ayrõntõlarõ şöyle: Rusya Devlet Başkanõ Dmitri Medvedev’in geçen yõl Abdullah Gül’ü Moskova’ya davet et- mesinden sonra iki ülkenin dõşişleri bakan- lõklarõ arasõnda ziyaretin ayrõntõlarõnõn sap- tanmasõna ilişkin ön görüşmeler başlatõldõ. Rusya’nõn, temaslarõn “devlet ziyareti” kapsamõnda yapõlmasõ önerisine Türki- ye’nin “evet” yanõtõ vermesinden sonra hem ziyaret sõrasõnda yayõmlanacak ortak bil- diri hem de görüşmeler sõrasõnda ele alõna- cak gündem başlõklarõ üzerinde ön görüş- meler başlatõldõ. Türk tarafõ ele alõnmasõnõ gerekli gördüğü konularõ, hükümetten gelen siyasi talimatlar çerçevesinde oluşturup gündem başlõklarõnõ Rus tarafõna iletti. ‘Eğitim sistemimize uymuyorlar’ Bu gündem başlõklarõ arasõnda, “Mosko- va’da yapılacak görüşmelerde, Rusya’da ve Tataristan’da kapatılan Türk okulla- rı konusu da ele alınsın” önerisi de yer al- dõ. Ancak, Rus yetkililer, Gülen bağlantõlõ okullarõn kapatõlmasõ konusunun yapõlacak görüşmelerin gündemine alõnmasõna karşõ çõ- kõnca kriz baş gösterdi. Rus diplomatlar Türk meslektaşlarõna, “Bu konuyu daha önce çe- şitli şekillerde konuştuk. Bizim Rusya ola- rak bu konudaki tutumumuz bellidir. Biz konunun siyasi olduğunu düşünmü- yoruz. Bu bir eğitim sorunu. Bu okullar Rusya Federasyonu’nun eğitim sistemine uymadıkları için kapatılıyorlar. Rusya Eğitim Bakanlığı’nın koşullarını yerine ge- tirenler kapatılmıyor” görüşünü ilettiler. Rus yetkililerin yanõtõ Türk tarafõnda ra- hatsõzlõk yaratsa da ziyaretin profilinin düşü- rülmesini göze alamayan Dõşişleri Bakanlõğõ, Gülen bağlantõlõ okullarõn kapatõlmasõna iliş- kin konu başlõğõnõn ziyaret gündeminden çõ- karõlmasõnõ kabul etmek zorunda kaldõ. Bu ne- denle Gül, gerek Medvedev gerekse Başba- kan Vladimir Putin ile yaptõğõ görüşmeler- de Gülen ve bağlantõlõ okullarõn kapatõlmasõ konusunu açmamayõ tercih etti. Kadıköy civarında her düzeyde matematik dersi verilir. 0505 664 26 12 Ümraniye civarında her düzeyde fizik dersi verilir. 0505 696 15 11 Yurttaş önlem peşinde Dinleme cihazlarõnõ etkisiz hale getiren cihazlarõn satõşõnda patlama yaşandõ MELTEM YILMAZ Son 6 ayda dinleme cihazlarõ ile ortam dinlemesini engelleyen ci- hazlarõn satõşõnda patlama yaşa- nõyor. Casus Böcek Teknoloji Hizmetleri Firmasõ sahibi Öz- can İnan, son 6 ayda böcek ses kayõt cihazlarõ ile ortam dinlemeyi engelleyen cihazlarõn satõşõnda yüzde 60 artõş olduğunu belirtti. Ergenekon operasyonuyla bir- likte ortaya çõkan yasadõşõ telefon ve ortam dinlemeleri, yurttaşõn günlük yaşamõna da yerleşmekte gecikmedi. Casus Böcek Tekno- loji Hizmetleri Firmasõ sahibi İnan, çeşitli ses kayõt cihazlarõ ile dinlemeyi engelleyen cihazlar arasõnda en fazla rağbet görenle- rin sõrasõyla böcek ses kayõt ci- hazlarõ, böcek engelleyiciler (or- tam dinlemeyi engelleyen cihaz- lar), casus kameralardan oluşan kalem kameralar ile böcek telefon yazõlõmlarõnõn olduğunu belirtti. Yüzde 60 arttı Böcek ses kayõt ile böcek en- gelleyicilerin satõşlarõnda son 6 ay- da yüzde 60 artõş olduğunu söy- leyen İnan, ürünlerin en fazla Ankara ve İstanbul’dan alõcõ bul- duğunu ifade etti. İnan, ses kayõt cihazlarõnõ talep eden müşterile- rin çoğunlukla personelini takip etmek isteyen işadamlarõ ile al- datõldõğõnõ düşünen eşlerden oluş- tuğunu, böcek tespit cihazlarõ- nõn ise genellikle bürokratlar ta- rafõndan talep edildiğini belirterek en sõk karşõlaştõklarõ sorunun ise “cihaz ya da yazılımın incelen- mesi durumunda tespit edilip edilemeyeceği” yönünde oldu- ğunu söyledi. Söz konusu ürünlerin fiyatlarõ 110 TL’den başlayõp 5 bin TL’ye kadar artabiliyor. Böcek telefon yazõlõmlarõ 750 ile 4 bin 500 TL arasõ, böcek ses kayõt cihazlarõ 110 ile 1090 TL arasõ, böcek dinleme cihazlarõ 190 ile 2 bin 200 TL ara- sõ, böcek tespit ve engelleyici ci- hazlar ise 800 ile 5 bin TL ara- sõnda değişiyor. 300 metreden yayın ? “Böcek Verici” diye tabir edilen ve uzaktan dinlenebilen mi- ni cihazlar, kibrit kutusu büyük- lüğünde olup 300 metre mesafe- den yayõn yapabiliyor. ? Mesafe sõnõrõ olmadan yayõn yapan “GSM Böcek Vericiler” kibrit kutusundan biraz daha bü- yük olup elektrikli bir cihazõn içi- ne saklanabilme özelliğine sahip. ? “Böcek GSM Oto” adõ al- tõnda satõşa sunulan ve arabanõn içine yerleştirilen sõnõrsõz mesa- feli dinleme cihazlarõ, enerjiyi arabanõn aküsünden aldõğõ için uzun süre takip yapabilen bir sis- tem olma özelliği taşõyor. ? “Böcek Telefon Yazılımı” adõ altõnda satõlan telefon dinleme yazõlõmlarõ, dinlemek istenen ki- şinin telefonuna yükleniyor. Bu- nun için telefonun uyumlu bir mo- del telefon olmasõ gerekiyor. Ge- nelde Nokia’nõn Symbian mo- dellerine yüklenebiliyor. Yükle- nebilmesi için telefonun elinizde olmasõ şart çünkü bu yazõlõmlar uzaktan yüklenemiyor. Bazõ ya- yõnlarda telefona SMS göndere- rek bu yazõlõmõn yüklenebildiği- ni söyleniyor ancak bu doğru değil, yazõlõm hiçbir şekilde uzak- tan yüklenemiyor. ? “Böcek Ses Kayıt Cihazı” ise bir demir para büyüklüğünde olup ortamdaki sesi kaydediyor. Çok ufak olduğu için her yere giz- lenme şansõ bulunuyor. Hassas mikrofonu sayesinde 15 metre- kare alandaki sesleri net olarak kaydediyor. Yaklaşõk 3 gün kayõt süresi var. Karlı Köyü’nde yaptırılacak olan cemevine yardım sağlamak amacıyla Sıvas Hafik Karlı Kö- yü Derneği tarafından düzenlenen “Dayanışma Gecesi” önceki gün Okmeydanı’ndaki Simge Dü- ğün Salonu’nda gerçekleştirildi. Gecenin açılış konuşmasını yapan dernek yönetim kurulu başkanı Kemal Acar, dış güçler tarafından Türkiye ve Aleviler üzerinde birtakım oyunlar oynandığını belirtti. Acar, “Alevi yurttaşlar, Cumhuriyetin ve laikliğin korunması amacıyla var gücüyle mücadele etmiştir. Atatürk’ün gös- termiş olduğu hedefler doğrultusunda oluştu- rulacak bir birliktelik ülkemiz üzerinde oyna- nan oyunları boşa çıkaracaktır” dedi. CHP Milletvekili Çetin Soysal da Mustafa Kemal yo- lunun aydınlanma, çağdaşlaşma ve insanlık üzerine kurulduğunu, Alevi yurttaşların da bu yoldan ilerlediklerini söyledi. (ALİ AÇAR) Aleviler dayanõşma gecesinde buluştu CHP’li gence dayak MUĞLA (Cumhuriyet) - Bodrum’un Kona- cõk beldesinde CHP belediye başkan adayõ Ha- san Hüseyin Özmert tarafõndan kurulan ve se- çim bürosu olarak kullanõlan çadõrda bekleyen CHP Bodrum Gençlik Kollarõ Başkanõ Yalçõn Aktaş, dün gece saatlerinde kimliği belirsiz ki- şilerin saldõrõsõna uğradõ. Ülkücü olduğu öne sürülen 8-10 kişilik grup tarafõndan yaklaşõk bir saat boyunca öldüresiye dövülen Aktaş’õ, gürültü üzerine balkona çõkõp bağõran yurttaş- lar kurtardõ. Aktaş saldõrganlarõn kaçmasõnõn ardõndan olay yerine gelen ambulansla hasta- neye kaldõrõldõ. Aktaş’õn çenesi, burnu, elma- cõk kemikleri ve kaburgalarõ ile sol kolunun kõrõk olduğu, kafa travmasõ geçirdiği bildirildi. Dergi dağıtımına müdahale İstanbul Haber Servisi - Halk Cephesi ta- rafõndan Ferhat Gerçek’in polis kuruşunuyla sakat kalmasõnõn ardõndan “Adalet istiyo- ruz” başlõğõyla her hafta düzenli olarak ger- çekleştirilen basõn açõklamasõ sonrasõnda dergi dağõtõmõ yapmak isteyen göstericilere polis müdahale etti. Esenler ve Kadõköy İs- kelesi önünde yapõlan açõklamanõn ardõndan Gülseren Karademir, Selçuk İçke, Umut Abay ve Ersin Kip ile Selman Tökü ve Çağ- rõ Avcõ gözaltõna alõndõ. Halk Cephesi ko- nuyla ilgili bir açõklama yaparak gözaltõna alõnan üyelerinin serbest bõrakõlmasõnõ istedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle