25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
[email protected] SAYFA CUMHURİYET 15 ŞUBAT 2009 PAZAR 12 PAZAR KONUĞU CMYB C M Y B Washington’da American Jewish Committee’nin (AJC) Direktörü Jason Isaacson sert konuştu: Washington’da American Jewish Committee’nin (AJC) merkezinde kuruluşun en tepe yöneticilerinden Jason Isaacson’la konuşuyoruz. Isaacson, Davos’ta İsrail Cumhurbaşkanõ Şimon Peres’e yaptõğõ ağõr çõkõşõn ardõndan Başbakan Erdoğan’a beş Yahudi kuruluşunun gönderdiği mektuba imza atanlardan birisi. Belli ki AKP Hükümeti’nin özellikle Gazze olaylarõyla birlikte Hamas’õn yanõnõ tutup İsrail’e ağõr tepkiler göstermesine fena halde sõkõlmõş. Konuşurken sözcükleri kesinlikle özenle seçmiyor. Hatta sözlerinin ve ifadesinin epeyce ağõr kaçmasõnõ tercih ettiği de anlaşõlõyor. Söyleşinin sonunda sözde Ermeni soykõrõm tasarõsõnõn Kongre’den geçmemesi için Yahudi lobisinin bu yõl da Türkiye’ye yardõmcõ olup olmayacağõ soruma muğlak bir yanõt veriyor. Anladõğõm kadarõyla ise ABD’deki Yahudi lobisi tasarõyõ geçirtmeme çabasõ göstermekten tamamõyla vazgeçmiş gibi. - Gazze’deki savaşta Türk tarafından İsrail’e yöneltilen ağır eleştiriler, ardından da Davos’ta Başbakan Tayyip Erdoğan’ın İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres’e yaptığı sert çıkış ikili ilişkileri nasıl etkiler? Başbakan Erdoğan’ın o sert çıkışını nasıl karşıladınız? J.I. - Türkiye-İsrail ilişkileri iki taraf için yararlõdõr. Bu ilişkiler her iki ülke için hayati önemdedir. Bu ilişkiler ortak tehditler ve bu tehditlerin üstesinden gelmek için karşõlõklõ yardõmlaşma temeli üzerine inşa edilmiştir. İlişkilerimizin ekonomik, kültürel, çeşitli boyutlarõ vardõr. Bu ilişkiler korunmalõ ve güçlendirilmelidir. Türkiye’deki Yahudi toplumunun çok önemli ve eski bir tarihi vardõr. Yahudi toplumunun Türkiye’deki varlõğõ güven altõna alõnmalõ, korunmalõdõr. Bu hem Türkiye hem de Türkiye’nin, çok kültürlü, çok dinli, hoşgörülü bir ülke olarak dünyadaki algõlanmasõ açõsõndan yararlõdõr. Üçüncü olarak, onlarca yõldõr NATO üyesi olan Türkiye’yle ilişkiler ABD için her açõdan hayati önemdedir. Türkiye Müslüman dünyada önde gelen bir oyuncudur. Bu ilişkiler de çok dikkatle korunmalõdõr. Bu girizgâhtan sonra olanlarõ irdelemeye çalõşayõm. Başbakanõnõzõn şiddetli, duygusal tepkisi, bu tepkinin Gazze çatõşmasõna karşõ Türkiye’deki toplumsal yansõmalarõ derin üzüntü yaratmõştõr. Türkiye’nin pek çok dostu gibi ben de bu tepkiyi akõl ve mantõk çerçevesinde anlamaya çalõşõyorum. Bu sert çõkõşlar Türkiye’nin dünyadaki algõlanmasõ ve Türkiye’nin çok kültürlü, çok etnisiteli hoşgörülü kimliğine zarar vermektedir. - Meydana gelen zarar çok mu derin? - Bir kere zarar verildi. Dünyadaki Türkiye algõlanmasõ, Türkiye’de yaşayan Yahudi toplumunun güven ve güvenlik duygusu, yõllardõr Türkiye’yi savunmak için çaba harcayanlar ya da Türkiye’yi dünyaya tanõtmaya çalõşanlar zarar görmüştür. Bütün bunlarõ konuştuklarõmdan öğrendim. ‘İsrail’in kendini savunma hakkı yoktur’ diyemezsiniz - Peki, sizin söylediğiniz bu derin hasar onarılamaz mı? - Hiçbir şeyin onarõlmasõnõn imkânsõz olmadõğõna inananlardanõm. İnsan tarafõndan hasar gören yine insan eliyle onarõlõr. Ama bir kere ağõr bir zarar verildi. Bu da çok açõk. Ne kadar onarõlsa da her zaman bir iz kalacaktõr. Verilen bu zararõ onarmak için çok çalõşmak gerekiyor. Ama ben verilen zararõn onarõlmasõ için gereken çabanõn gerçekten gösterilmediğini görüyorum. Evet, bazõ adõmlar atõldõ. Ama bunlar açõlan o çok derin yarayõ tedavi etmeye yetmeyecek kadar az. Şimdi söyleyeceklerimi belki baştan söylemeliydim. Herkes İsrail’in siyasetine karşõ çõkmakta özgürdür. Kimi İsrailliler kimi Amerikalõlar bile İsrail’in siyasetine karşõ çõkõyorlar. İslam dünyasõnda da bu böyle. Türkiye Hükümeti de tabii ki Gazze’de olanlarõ onaylamadõğõnõ açõklayacaktõr. Ancak Türk Hükümeti’nin, İsrail’in kendisini tehdit altõnda hissetmesiyle bağlantõlõ olmayan sözler söylemek gibi bir özgürlüğü yoktur. Buna ek olarak hiç kimsenin yõllardõr Hamas roketlerinin saldõrõsõ altõnda yaşayan İsrail halkõnõn çektiklerini göz ardõ etme hakkõ yoktur. Başbakanõnõz, Dõşişleri Bakanõ’nõz ve Cumhurbaşkanõ’nõz Gül açõkça böyle düşünmüyor. Hiçbir şekilde, hiç kimsenin İsrail’in kendini savunma hakkõ olmadõğõnõ söyleme özgürlüğü yoktur. İsrail’in kendini savunma biçiminin kötü olduğunu söyleyebilirsiniz. Savunma sõrasõnda hata üstüne hata yaptõğõnõ da beyan edebilirsiniz. Kendini savunurken Filistinlilere kötülük yaptõğõ görüşünü de savunabilirsiniz. Bu sizin görüşünüzdür. Ama, “İsrail’in kendini savunma hakkı yoktur” diyemezsiniz. Başbakanõnõz İsrail’i eleştirirken hep ,”Vahşi İsrail, İsrail’in BM’de yeri yoktur, İsrailliler katildir. Siz öldürmeyi çok iyi bilirsiniz” gibi cümleler kullandõ ki bu sözler kabalõğõn ötesine geçiyor. Dostlarla konuşmanõn tarzõ bu değildir. Ayrõca da bölgede olan biten gerçeklerle ilgisi olmayan konuşmalardõ. - İyi de İsrail sizce barış isteyen bir ülke mi? - Evet. İsrail barõş istiyor. İsraillilerin çoğunun Filistinli komşularõyla barõş içinde yan yana yaşama istekleri sorgulanamaz bile. İsrail uzun zaman güvenebileceği Filistinli ortaklar aradõ. Ayrõca şu gerçeği unutmayõn ki İsrail yõllardõr saldõrõ altõnda yaşõyor. İsrail’in yõllardõr her gün yaşadõğõ güvenlik açmazõndan Başbakanõnõz hiçbir şekilde söz etmedi. İsrail’in, vatandaşlarõnõ savunan bir devlet olarak yaşama hakkõ bulunmaktadõr. Kullanõlan cümleler yõllardõr devam eden ve her iki ülkeye de hizmet eden iyi ilişkiler ruhunun ihlalidir. Bu durum insana derin üzüntü veriyor. Her şeyin üstünde de, İsraillileri ağõr suçlu, caniler, bebek katilleri olarak tanõtan sözlerin Türk toplumunda yarattõğõ yansõmalar çok kötü. Bunlarõ yaptõğõnõz zaman o bölgenin ortamõna en ağõr zehri akõtmõş olursunuz. Ayrõca da 500 yõldan uzun bir zamandõr Türk toplumunun bir parçasõ olan bir topluluğu ciddi olarak tehlikelere maruz bõrakõrsõnõz. Bu durum kabul edilemezdir. Olaylarõ izledikten sonra AJC olarak Türk Yahudi toplumundaki dostlarõmõza danõşmaktan başka çaremiz olmadõğõnõ gördük. İşlerin çok tehlikeli bir dönemece girmesini engellemek için önce biraz kapalõ kanallardan, sonra da açõkça mesajlar gönderdik. Bu mesajlarõn duyulduğunu umuyorum. Dış politika iç siyasete malzeme yapıldı - Son yaptığım söyleşide İsrail’in Ankara Büyükelçisi Gabby Levy, Başbakan Erdoğan’ın ve hükümet yetkililerinin bu tür konuşmalarla Türkiye’nin dış politikasını iç politika malzemesi yapmayı amaçladığını söyledi. Siz buna ne diyorsunuz? - Benzer bir yorumu bir makalede de okumuştum. Aslõnda ben burada okuyucularõnõza Türk siyasetinin çetrefilli yollarõ konusunda cahil olduğum izlenimini vermek istemem. Burada sadece dõşardan bakan bir gözlemci olarak görüşlerimi söyleyebilirim. Ben yapõlan açõklamalar, ortalõğõn karõşmasõnõn nasõl akõlcõ bir dõş siyasete hizmet edebildiğini anlayabilmiş değilim. Türkiye’nin İsrail’in siyasetiyle ilgili fikir ayrõlõklarõnõ beyan etmekte yerden göğe kadar hakkõ vardõr. Ülkeler böyle durumlarda telefona sarõlõr, görüş ayrõlõklarõnõ bildirir, dolaylõ ya da doğrudan demarşlar yaparlar. Başbakanõnõz bunu bir miting haykõrõşõna çevirmemeli, halkõ galeyana getirmemeliydi. O ne görüntülerdi öyle... Partisine bir hatip edasõyla hitap ediyor. Ellerinde pankartlar sallayan binlerce parti üyesi tarafõndan havaalanõnda bir kahraman olarak karşõlanõyor. Bütün bunlar bende bunun siyasi bir kampanya olduğu izlenimini uyandõrdõ. Burada aşõrõya kaçmak istemiyor, dikkatli davranmaya çalõşõyorum. Ama olan biten Türkiye-İsrail ilişkilerinde çok talihsiz gelişmelerdir. Türkiye dostlarõ olarak bizlerde ne kadar ileriye gidebileceği ve gerçekte kafasõnda neler olduğu konusunda soru işaretleri yaratõyor. Bu yolda ilerlemeye devam mõ edecek? İsrail gibi Başbakanõnõzõn da son derece stratejik, politik ve kültürel bu ilişkileri güçlendirmek konusunda kendisini bağlamasõ, bu konuda güvence vermesi gerektiğini düşünüyorum. Ama ne yazõk ki bu doğrultuda hiçbir işaret görmedik. BaşbakanErdoğan’õnHamas’õnkanlõgeçmişinibilmediğiiçinböylekonuştuğunuumuyoruz - Siz Türk Hükümeti’nin ve Başbakan Erdoğan’ın El Fetih değil de Hamas’ı desteklemeyi tercih etmesinin nedenini nasıl izah ediyorsunuz? - İsrail devletini yok etmek ve Yahudileri öldürmekte kararlõ olan Hamas’õn ideolojisini paylaşmalarõ nedeniyle olamaz, diye düşünüyorum. Türk liderlerinin Hamas’õ desteklemekte bu kadar õsrarlõ olmalarõnõn nedeni bu olamaz. Belli statüsü ve pozisyonu olan liderlerin böylesine radikal ve canice düşünceleri paylaşmalarõ olanaksõzdõr. Belki bunun nedeni, Hamas’õn, Filistinlilerin daha güçlü olan fraksiyonu olmasõ konumundandõr. Ama bu düşünceyi de tartõşabilirim, tabii. Hamas’õn bugün El Fetih’ten daha güçlü olduğu açõk. - Ama Filistin Yönetimi El Fetih. O zaman ne olacak? - Evet, öyle. Ben şimdi bu doğrultuda düşünmeye çalõşõyorum. Filistin Yönetimi El Fetih.. ama dişleri sökülmüş, güçsüz ve Filistin halkõnõn ihtiyacõ olan barõşõ sağlamaktan aciz. Bunu yapabilecek güçlü bir harekete ihtiyaç var. Hamas daha güçlü. Hamas canice emelleri olan bir örgüt. Dine dayalõ bir Filistin devleti kurmayõ amaçlõyor. Filistin halkõnõn çoğunluğu böyle bir devleti amaçlamõyor. Ayrõca böyle bir devlet bölge barõşõnõn çõkarlarõna hizmet etmekten çok uzak olur. Ama reel politika güçlüyle ilişkiyi öngörür. Bugün güçlü olan Hamas’tõr. Umarõm Ankara’nõn niyeti budur. Aksi halde son bir aydõr dinlediklerimizden daha korkutucu bir durum ortaya çõkar. - Erdoğan sanki seçimlerde alınan oy çoğunlukları nedeniyle Hamas’la AKP arasında paralellik kuruyor ve “Mademki Hamas Filistin halkının oylarının çoğunluğunu aldı, o zaman Filistin halkı onun isteklerine boyun eğmeli. İsrail Hükümeti de Hamas’ı muhatap almalıdır” yaklaşımı içinde. İç politikada da aynı şeyi, AKP’nin bütün isteklerinin kayıtsız şartsız kabul edilmesini istiyor.. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz? - Başbakan Erdoğan bunu her halde Hamas’õ iyi tanõmadõğõ için söylüyor. Keşke Hamas’õn programõnõ okuma fõrsatõ olsaydõ. O zaman Hamas’õn hedefinin neler olduğunu anlardõ. Anladõğõm kadarõyla AKP’nin böyle hedefleri yok. Hamas demokratik bir hareket değil. Hamas gelecekte kurulacak bir Filistin devletinin komşularõyla barõş içinde yaşamasõna izin vermez. Onun, İsrail devletiyle ikili ilişkileri sürdürürken Filistin devleti ve Türkiye arasõnda karşõlõklõ çõkara dayalõ, sõcak ikili ilişkiler kurulmasõna göz yummayacağõ açõktõr. Bu durum Filistin halkõ için bir çõkmazdõr. Hamas’õn amaçlarõ demin de söylediğim gibi son derece caniyanedir. Başbakan Erdoğan bunlarõ söylediyse mutlaka Hamas’õn marifetlerini, eli kanlõ geçmişini bilmediğindendir. Hiçbir zaman AKP’nin intihar bombacõlarõnõ, terorizmi desteklediğine inanamam. - Burada, gerek ABD, gerek Yahudi lobisi gerekse de İsrail’in Türk Hükümeti’nden öç almaya hazırlandıkları konuşuluyor. Bunun gerçeklik payı nedir? - Bakõn, açõlan yaralarõn kapanmasõ ve iyileşmesi için epeyce zamana ihtiyaç vardõr. Çok yüksek düzeyde çok ciddi adõmlar atõlmadõğõ sürece kõsa zamanda eskisiyle aynõ düzeyde bir güven duygusunu yerleştirmek kolay olmayacaktõr. Bunun için Türk Hükümeti’nde Başbakan ve diğer yetkililerin neler yapabilecekleri açõkça bellidir. Özellikle de kendini güven altõnda hissetmeyen, kaygõlõ Türk Yahudi cemaatine, Türk demokrasisinin sağlõğõndan kaygõ duyanlarõ sakinleştirmeleri, ona güvence vermeleri zorunludur. Çeşitli biçimlerde jestler yapõlabilir. Belki bu jestleri şu aşamada açõkça konuşmak yararlõ olmayabilir. Ama aklõmda çeşitli fikirler var. Başkalarõnõn da bu doğrultuda çeşitli fikirleri olabilir. Bazõ kişilerin bu fikirlerini Türk Hükümeti’ne ilettiklerini düşünüyorum. Hükümette çok yaratõcõ, bilge insanlar var. Onlar Türkiye-İsrail ilişkileri ve Türk Yahudi cemaatine taahhütlerin gerçekleştirilmesini sağlayabilirler. Ama bunlar sözde kalmamalõ. “Türkiye kendi topraklarında yaşayan Yahudi vatandaşlarının her zaman iyiliğini istemektedir ve anti- semitizme karşı çıkmaktadır” gibi bir basõn açõklamasõ yeterli değildir. Şu ana kadar başka adõmlar atõldõğõnõ görmedim. Ama pek çok şey yapõlabileceği açõktõr.O zaman insan çok daha inandõrõcõ olur. JASON ISAACSON New York doğumlu. 1975’te Vassar College’de siyaset bilimi ve İngilizce konularõnda lisansüstü derecesini aldõ. Uzun yõllar gazetecilik yaptõ. Bir dönem Demokrat Senatör Christopher Dodd’un özel kalem müdürlüğü görevini yürüttü; özellikle Ortadoğu, Doğu Avrupa ve Latin Amerika’yla ilgili danõşmanlõğõnõ yaptõ. 1991’de ABD’nin en etkili Yahudi lobi kuruluşlarõndan American Jewish Committee’ye (AJC) katõldõ. 1991-92 arasõ Madrid, Moskova ve Washington’da düzenlenen Ortadoğu barõş görüşmelerinde yer aldõ. 1993’te Viyana’daki İnsan Haklarõ Konferansõ’nda AJC’yi temsil etti. Zaman içinde Ortadoğu’yla ilgili pek çok toplantõya AJC adõna katõldõ. Amerikan Yahudi Komitesi’nde (AJC) 17.5 yõldõr çalõşõyor. Şimdiki görevi ABD Hükümeti’yle İlişkiler ve Uluslararasõ İşler Direktörü. SÖYLEŞİ LEYLA TAVŞANOĞLU - Nasıl destekler zaten? Türkiye’nin onlarca yıldır PKK’ye karşı verdiği bir savaş var… - Ben de buna işaret etmek istemiştim. Çağdaş Türkiye tarihi hep terorizmle mücadeleyle doludur. Türkiye’nin bir terör örgütünü desteklemesi mümkün değildir. O nedenle de bir terör örgütüyle sorumluluk sahibi bir siyasi parti arasõnda böyle bir paralellik kurmak olanaksõzdõr. Bakõn, bu Gazze çatõşmalarõ sõrasõnda Başbakanõnõz, hükümet yetkilileri, hatta Dõşişleri Bakanlõğõ’ndan yapõlan açõklamalar, Türkiye’nin terörle mücadelede kendi tarihini göz ardõ etmesi bakõmõndan da çok talihsizdi. Herkes Türkiye’nin ve Türkler’in yõllardõr kendi içinde terörden nasõl acõ çektiğini biliyor. Hatta Türk Silahlõ Kuvvetleri (TSK) çok fazla ileri gidildiğinde uluslararasõ bir sõnõrõ aşõp (Kuzey Irak’õn bombalanmasõ) çok sert tepki göstermişti. TSK’nin bu sert müdahalesi dünyada pek de memnunlukla karşõlanmamõştõ. Aslõnda kendisi terörden çok çekmiş bir ülkenin benzer müdahaleyi başka bir ülke yaptõğõ zaman anlayõşla karşõlamamasõ çok şaşõrtõcõ. Bütün dünyadaki Türkiye’nin dostlarõ da bunu böyle karşõladõlar. - Peki, bütün bu olanların ışığında sorayım. Sözde Ermeni soykırım tasarısı ABD Temsilciler Meclisi’nin bu yıl da gündemine gelirse buradaki Yahudi lobisi geçmişte olduğu gibi Türkiye’nin tezlerini destekleyip tasarının geçmemesi için yine çaba harcayacak mı? - Bu tasarõ yõllardõr Kongre’nin gündemine getiriliyor. Bu yõl da getirilmemesi için bir neden yok. Son kez Temsilciler Meclisi Dõş İşleri Komitesi’ne geldikten sonra geri çekilmiş, Meclis Genel Kurulu’na inmemişti. Bildiğim kadarõyla, dõş destekler haricinde Washington’daki siyasi atmosfer bu tasarõyõ bir hayli destekliyor. Unutmayõn ki son seçimlerden sonra Demokratik Parti, Kongre’de çok daha güçlü bir çoğunluğa sahip oldu. Tasarõ Kongre’ye geri gelirse ABD’deki herhangi bir etnik grubun buna karşõ sesini yükseltip yükseltmeyeceği konusunda spekülasyon yapmak istemiyorum. Bekleyip görmek lazõm. Olanlar Türkiye - İsrail ilişkilerinde çok talihsiz gelişmelerdir. Türkiye dostlarõ olarak bizlerde Başbakanõnõzõn ne kadar ileri gidebileceği ve kafasõnda neler olduğu konusunda soru işaretleri yaratõyor. Başbakanõnõz İsrail’i eleştirirken hep ‘İsrailliler katildir. Siz öldürmeyi çok iyi bilirsiniz’ gibi cümleler kullandõ ki bu sözler kabalõğõn ötesine geçiyor. Dostlarla konuşma tarzõ bu değildir. İlişkilere verilen ağõr zararõn izi kalõr TürkYahudicemaatine güven telkin edilmeli P O R T R E Ermeni soykırımı tasarısına ilişkin net bir karar yok
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle