18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 12 ŞUBAT 2009 PERŞEMBE 4 HABERLER DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Şaşkınlar Diyarında Savaş ve Barış Demokrasilerde, seçimlerin sorunları çözdüğü, sıkça yinelenen, çoğu zaman da gerçekle ilgisi olmayan bir tekerlemedir. Son yıllarda Türk hal- kı bu gerçeği yaşadı. Herkesin şiddete, ölüme davetiye çıkardığı İs- rail seçimleri de bu olgunun bir başka örneği. İsrail’de sandıktan barış çıkmadı, çıkamazdı da... Her ne kadar Kadima lideri Livni’nin çok az farkla gerisinde kalmış olsa da, Likud’un bağnaz şiddet yanlısı önderi Netanyahu, sandıktan diz- ginleri elinde tutan kişi olarak çıkmıştır ve aşırı sağcı Liebarman ile kuracağı bir koalisyon ile ba- rışı gömüp, İsrail’in baskıcı politikasını yeniden sürdürerek bölgeyi bir süre daha kan ve ateşe bo- ğacaktır. İsrail’i frenleyecek, dengeleyecek herhangi bir güç de ufukta görülmüyor. Arap dünyası Filistin’i hiçbir zaman destekle- medi, şimdi de desteklemiyor. Yüz milyonluk Arap dünyasının, bu durumda, kıymeti harbiyesi “sı- fır”dır. Arap olmayan Müslüman Ortadoğu kovboyu- nun dizginleri ise Washington’da, bir ölçüde de İsrail’de olduğu için onun desteği de lafı güzaf- tır. ABD’nin İsrail’e şu anda “dur bakalım biraz!” demesini beklemek düştür. Batı dünyası ise dozu çok aşırı bulsa da özde, zavallı İsrail’in, kendini koruma hakkına sahip ol- duğunu düşünmekte, bu oyunda İsrail de maz- lum rolü için Hamas’tan yeterince istifade et- mektedir. Geçmişin kurbanlarını bugünün cellatlarına çe- viren koşullarda herhangi bir değişiklik yok. Paranoya, toplumsal histeri almış başını gidi- yor, bu yolun akıl yolu olmadığını anlatacak kim- se yok, onu bulsak bile kendisine kulak verecek olanı bulmak mümkün değil. Filistin Cephesi’nde durum bundan da hazin. Ertuğrul Özkök’ün 10 Şubat günkü köşesin- de belirttiği gibi, Kudüs Medya ve İletişim Mer- kezi adlı İsrail kuruluşunun yaptırdığı anketle il- gili olarak AFP’nin 5 Şubat günü yayımladığı ha- berde bildirildiğine göre, “Gazze savaşını kim ka- zandı” sorusuna, savaşın dışında kalan Batı Şeria’da yaşayanların yüzde 53.2’sinin yanıtı şu olmuş: - Hamas! Oysa savaşı tepesine inen bombalarla yaşa- yan Gazze’de ise “Savaşı Hamas kazandı” di- yenlerin oranı yüzde 35.2’de kalmış. Yani savaşı yaşayanların çoğunluğu bir şey ka- zanmadıklarını, kaybettiklerini düşünmüşler. Doğrusu Filistinlilerin iki bölümü arasındaki em- pati yokluğu da dikkat çekici; tuzu kuru olan Ba- tı Şerialıların çoğunluğu, Gazze dramını yaşa- yanların acılarını pek fazla içlerinde hissetmiyorlar, bu katliamdan Hamas’ın galip çıktığını söyleye- biliyorlar. İsrail bombalarını yiyip, kan ve ateşinden na- sibini alan, Gazze’nin bir zamanlar en fazla oyu Hamas’a veren halkı arasında ise yapılacak ye- ni bir seçimde Hamas’ı destekleyeceklerini söy- leyenlerin oranı yüzde 28 olurken, geçen se- çimden büyük yenilgiyle çıkmış olan El Fetih’i des- tekleyeceklerini söyleyenlerin oranı yüzde 33.6’ya çıkmış. Bu durumda, Gazze’ye Hamas’ı çökertmek için saldırdığını söyleyen İsrail’in kasap takımı, so- nuçlara bakıp, “Gördünüz mü, haklıydık” demezler mi? Tabii ki haklı değiller. Ama Gazze ve Batı Şe- ria’da oluşan anket sonuçları, İsrailli kasapları seç- menleri önünde güçlendirmez mi? Biraz daha düşünelim, “Tepesine bombayı yi- yen Hamas’tan vazgeçiyor, yemeyen ise Hamas’a meylediyor” görüşü egemen olursa, Hamas’ı tas- fiyeyi isteyen güç, Hamas’a desteği kesmek için ne yapar dersiniz? İsrail - Filistin sorununu kim anlıyor, kim me- kanizmaları çözüyor? Bilemem, ben bir türlü an- layamıyor ve akıl ile sağduyunun bu denli ken- dini göstermediği bir bölgenin geleceğinin ne ol- duğunu kestiremiyor, “Acaba Tanrı bütün pey- gamberlerini bu eksiklikleri dolayısıyla mı bu kavimlere gönderdi?” diye düşünmekten kendi- mi alamıyorum. [email protected] DenizFenerivebasõnayönelikbaskõylailgilieleştirilerDõşİlişkilerKomisyonu’nunraporunayansõdõ AP’den sert uyarılarÇİMEN TURUNÇ BATURALP BRÜKSEL - Avrupa Parla- mentosu (AP) Dõş İlişkiler Ko- misyonu’nda kabul edilen Türki- ye raporunda, Deniz Feneri ve İs- lami holdinlerin gerçekleştirdiği yeşil sermaye vurgunlarõyla mü- cadele konusunda hükümetin ad- li makamlarla daha sõkõ işbirliği yapmasõ istendi. Deniz Feneri ve basõna yönelik baskõ ile ilgili maddelerin sonra- dan ilave edildiği AP taslak ra- poru, Dõş İlişkiler Komisyonu, gö- rüşüldükten sonra ilave edilen değişiklik önergeleriyle dörde karşõ altmõş beş oyla kabul edil- di. Hollanda milletvekili Hristiyan Demokrat Ria Oomen- Ruijten tarafõndan hazõrlanan Türkiye ra- poru, martõn son haftasõ AP genel kurulunda oylanacak. AP Dõş İlişkiler Komisyo- nu’nda taslak raporda Türki- ye’deki basõn özgürlüğüne yöne- lik kaygõlarõnõ oldukça sert bir dil- le ifade etti. Raporda isim ver- meden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’õn basõnõ hedef almasõ da eleştirilerek, “Demokratik ve çoğulcu toplumlarda basın öz- gürlüğü ne internet sitelerinin sık sık kapanması ile ne de eleştirel basına uygulanan bas- kı ve davalar yoluyla sağlana- maz” sözlerine yer verildi. İşbirliği çağrısı Raporunda hükümetin Deniz Feneri ve yeşil sermaye vurgun- larõ konusundaki tutumu da yer buldu. Deniz Feneri ve yeşil ser- maye dolandõrõcõlõğõ davalarõn- da AB vatandaşlarõnõn ve AB ül- kelerinde yaşayanlarõn mağdur olduklarõ ifade edildi ve bu da- valar için hükümet ve adli ma- kamlardan daha sõkõ işbirliğine gi- dilmesi istendi. Raporda, Ergenekon davasõna ilişkin yer alan, “Örgütün devlet kurumlarına sızan uzantılarının bütünüyle ortaya çıkarılması için yetkilileri soruşturmayı sürdürmeye teşvik ediyoruz. Sanıklar olumsuz muameleyle ilgili haberlerden endişe du- yuyor. Türk makamlarından sanıklara adil yargılanma hak- kı sunmalarını ve hukukun üs- tünlüğü ilkelerine sıkıca bağlı kalmalarını istiyoruz” ifadesinin sonuna Hrant Dink’in öldürül- mesi gibi çözümlenemeyen da- valarda “Ergenekon’un rolü ol- duğu” tezinin ciddiye alõnmasõnõ içeren ifadeler eklendi. Raporda ayrõca Türkiye’den, tehdit altõnda olan azõnlõklara düşmanlõk besleyen bütün örgüt ve gruplara karşõ önlem alõnma- sõ da istendi. Raporda, Leyla Za- na örneği verilerek muhalif kişi- lerin yasal kovuşturmaya tabii tutulmasõ eleştirildi. Raporda, AB’nin Türkiye adõ- na kendi kendisinden de bir tale- bi olmasõ dikkat çekti. Tek oy far- kõyla kabul edilen değişiklik öner- gesinde, AB’ye üye ülkelerden öğrenciler, akademisyenler ve işadamlarõna vize konusunda ko- laylõk sağlamalarõ istendi. HUKUKÇULAR: Bilgisayar verileri de tartışmalı MELTEM YILMAZ Telefon dinlemelerin- den sonra bilgisayar veri- lerinden elde edilen delil- ler de tartõşmalõ hale gel- di. Hukukçular, bilgisa- yar kayõtlarõndan elde edi- len delillerin, hukuka uy- gunluğunun “adil yargı- lanma hakkı, özel haya- tın gizliliğini ihlal etme riski bulunduğu gerek- çesiyle” tartõşmaya açõk olduğunu, konuyu kapsa- yan 134 ile 135. madde- lerin yeniden tanõmlan- masõ gerektiğini belirttiler. Yargõtay 11. Hukuk Dairesi Üyesi Ahmet Gürkan Gençkaya, adli bilişimde bilgisayar ka- yõtlarõ incelemesinin olay- dan hemen sonra yapõl- masõ ile verilerin sõcağõ sõ- cağõna tespit edilerek top- lanmasõ gerektiğini, “ak- si takdirde mahkeme- nin davayı reddedebile- ceğini” söyledi. Yargõtay 19. Hukuk Dairesi Üyesi Adnan Değnekli “bili- şim alanında görevlen- dirilen bilirkişi kurulu- nun, uzman öğretim üyeleri ile hukukçular- dan oluşmasını” istedi. Kızılaslan: Gizliliği devlet sağlamalı Ankara Cumhuriyet Savcõsõ Hakan Kızılaslan son iki yõldõr adli bilişim alanõnda çalõştõğõnõ ifade ederek “Bu alanda yaşa- dığımız en büyük so- runlar elimizde güncel- lenmiş, metadolojik bir karar indeksinin olma- ması. Delillerin toplan- ması aşamasında hak ih- lalleri, adil yargılanma hakkı, özel hayatın giz- liliği gündeme geliyor. Herkes gizliliği hak eder, devlet bunu sağlamalı” dedi. Kolluk kuvvetlerinin etik davranma konusunda hassas olmasõ gerektiğini belirten Kõzõlaslan, “Sav- cıyla işbirliği yapan kol- luk kuvvetleri güçlü, etik, hukuki değerlerle donatılmadıkça suçla mücadele mümkün de- ğil” ifadesini kullandõ. İstanbul Barosu Bilişim Hukuku Merkezi Başkanõ Gökhan Ahi ise savcõla- rõn bilişim dosyalarõna iliş- kin yeterli bilgi sahibi ol- mamasõ nedeniyle delille- rin, polisin getirdiği şek- liyle iddianameye girebil- diğine dikkat çekti. Anavatan’ın İstanbul adayı Ahmet Özal Sosyalistlerden laiklik vurgusu BRÜKSEL (ANKA) - Avrupa Parlamentosu (AP) Sosyalist Grubu Başkan Yardõmcõsõ Jan Marinus Wiersma, Türkiye’nin AB sürecinde laikliğin “olmazsa olmaz” kural olduğunu söyledi. Wiersma, AP’de İngiliz İşçi Partisi önderliğinde kurulan Türki- ye’nin Dostlarõ Grubu’nun açõlõşõnda yap- tõğõ konuşmada, Türkiye’nin AB sürecinde laikliğin korunmasõnõn şart olduğunu vur- guladõ. ABHaber’e göre, CHP Genel Baş- kanõ Deniz Baykal’õn onur konuğu olarak katõldõğõ toplantõda söz alan Wiersma, şun- larõ söyledi: “CHP gibi biz de Türkiye’nin modernleşmesini istiyoruz. Türkiye- AB sürecinde bilhassa Avrupa değerle- ri açısından laiklik çok önemlidir. Unu- tanlar varsa bunu bir kez daha hatırlat- malıyım. Bu süreçte laikliğin muhafaza edilmesi şarttır. Bu çerçevede CHP ner- de duruyorsa biz de orada duruyoruz.” BÜYÜKŞEHİR İÇİN YARIŞACAK ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Anavatan Partisi, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlõğõ ’na, 8. Cumhurbaşkanõ Turgut Özal’õn, eski milletvekili de olan oğlu Ahmet Özal’ı aday göstermeye hazõrlanõyor. Ahmet Özal’õn adaylõk için başvurusunu Anavatan Partisi Genel Merkezi’ne yaptõğõ bildirildi. Anavatan Partisi tarafõndan cumartesi günü İstanbul’da düzenlenecek törende hem Özal’õn adaylõğõ, hem de İstanbul’daki ilçe belediye başkan adaylarõ açõklanacak. Öte yandan, eski bakanlardan İlhan Aşkın’õn da Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlõğõ’na aday gösterileceği öğrenildi. Baykal, Brüksel temaslarını tamamladı AVRUPA PARLAMENTOSU İstanbul Haber Servisi - CHP Genel Başkanõ Deniz Baykal, “Türkiye bugün AB’nin standartlarını yakalamış bir toplum, siyaset ve hukuk düzeni içinde değildir” dedi. Ata- türk Havalimanõ’nda bir gazetecinin Brük- sel’deki görüşmelerinizde “Ergenekon ile il- gili soru geldi mi?” sorusu üzerine Baykal, “Onlar da görüyor burada ciddi hukuk ih- lalleri olduğunu. Uluslararası hukuk stan- dartlarının kesinlikle ihlal edildiği açık bir gerçektir. Telefon dinlemeye dayalı bir da- va sürecinin kabul edilemez olduğu ortadadır” dedi. Baykal temaslarõ konusunda ise, “Görüşmelerde Türki- ye’nin AB ile müzakere sürecinin kesintiye uğramadan sürdürülmesinin taşıdığı büyük önemi vurguladık” dedi. Hukuksuzluğu AB görüyor
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle