18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 11 ŞUBAT 2009 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ [email protected] Sevgili Türkel, Geçen hafta aramızdan ayrıldın. Ayrılık haberi bir ka- rabasan gibi bizlere ulaştığı o günlerde Brezilya’nın Amazonya eyaletinin Belém kentinde 9. kez toplanmış bulunan Dünya Sosyal Forumu kapanış bildirgesini ya- yımlıyordu. DSF katılımcıları şunları yazmışlardı Türkel: “Bizler burada, Latin Amerika’da toplandık. Son on yıldır bu topraklarda dünyanın hemen her yerinden sos- yal hareketler ve özgün direniş grupları bir araya geli- yor ve kapitalist sistemi radikal biçimde sorguluyorlar. Son birkaç yıl içerisinde Latin Amerika’da yeşermiş bu- lunan yoğunlukla radikal sosyal mücadeleler bir dizi ül- kede neoliberal hükümetleri devirmeyi başardılar ve bu ülkelerde çekirdek sektörlerin ulusallaştırılmasını ve de- mokratik anayasal reformları içeren bir dizi pozitif re- forma imza atmayı başardılar.” “Şu günlerde doğrudan doğruya kapitalist sistemin kendisinin yaratmış olduğu küresel bir kriz yaşamaktayız. Krizi aşmak için bugüne kadar uygulanmış ve uygu- lanması düşünülen bütün tedbirler sadece özünde stra- tejik sektörlerin, kamu hizmetlerinin, doğal ve enerji kay- naklarının özelleştirilmesini savunan ve yaşamın her ala- nını ticarileştiren; emeğin ve doğanın sömürüsünü sür- dürmeyi hedefleyen ve dünya ölçeğinde kaynakların çev- re ülkelerinden merkezlere ve emekçilerden kapitalist sınıfa aktarılmasını öngören bir sistemin ayakta kala- bilmesi için gerekli girişimlerden ibarettir.” “Mevcut sistem sömürüye, yıkıcı rekabete, kolektif çıkarlar yerine bireyci, özel çıkarların yerleştirilmesine ve bir avuç zengin insan tarafından çılgın bir şekilde ser- vet birikiminin sürdürülmesine dayanmaktadır. Bu sü- reç kanlı savaşların, ırkçılığın ve inanç köktenciliğinin ana nedenidir. Bu sistem ayrıca kadının sömürülmesini yo- ğunlaştırmakta; ve sosyal hareketleri iğdiş etmektedir.” “Bu krizi aşmak için sorunun kaynağına inmeli ve eli- mizden geldiğince hızlı bir şekilde mevcut kapitalist sis- teme radikal bir alternatif dünya sisteminin kurulması için çaba sarf etmeliyiz”...(*) Türkel, tam da geçen hafta Third World Network yöneticisi ve küresel muhalif Walden Bello, El Cezire televizyonuna şu demeci veriyordu: “Burada Dünya Sosyal Forumu’nda yüz binlerce ses Davos’ta topla- nan Dünya Ekonomik Forumu’nu endişeye sevk eden alternatif dünyanın umudunu haykırdılar. Öyle sanıyo- rum ki insanlar artık Dünya Sosyal Forumu’na her za- mankinden daha şiddetle bir alternatif sistemin ihtiya- cı ile bakıyorlar. Bütün dünya artık neoliberalizmin tü- kendiğini ve kapitalizmin şiddetli bir kriz içerisine gö- müldüğünü görüyor; bu sistem artık meşruiyetini yitir- miş durumdadır. Davos’ta Ekonomik Forum artık geç- mişte kalmıştır; Dünya Sosyal Forumu üstün çıkmıştır.” Işıklar içinde yat Türkel. Prof. Dr. Sayın Türkel Minibaş’ın köşesi doldurula- mayacaktır. Cumhuriyet gazetesi okurlarının ve tüm an- tiemperyalist devrimcilerin başı sağ olsun. ____________________ (*) Dünya Sosyal Forumu kapanış bildirgesi: www.fsm2009amazonia.org.br EKONOMİ POLİTİK ERİNÇ YELDAN Dünya Sosyal Forumu’nun Ardından, Türkel Minibaş’a... Hükümeti sert bir dille eleştiren TİSK, ‘işletmeler oksijen çadõrõna alõnmadan’ kapsamlõ paket çağrõsõ yaptõ Türkiye İşveren Sendikalarõ Konfederasyonu AKP hükümetini topa tuttu. TİSK Danõşma Konseyi toplantõsõnõn ardõndan yayõmlanan bildiride hükümet yerel seçimlere odaklanmak ve krizi yönetememekle suçlandõ. Ekonomi Servisi - Türkiye İşveren Sendikalarõ Konfederasyonu (TİSK), AKP hükümetini yerel seçim ve dõş politik ge- lişmelere öncelik vererek krize karşõ kap- samlõ paket hazõrlamamak ve bu süreci yö- netememekle suçladõ. TİSK, kamuoyuna verdiği birçok olumlu mesaja ve aldõğõ kõs- mi önlemlere karşõn, sanayi işletmelerini korumaya dönük adõm atmayan hüküme- tin “krizi tam karşılayacak paketi orta- ya koyamadığına” vurgu yaptõ. TİSK Danõşma Konseyi dün İstanbul’da toplandõ. “Artık beklemeye tahammü- lümüz kalmamıştır” diye biten bir bildi- ri yayõmlayan TİSK Danõşma Konseyi üyesi işadamlarõ bildirinin yumuşatõlmasõ yönünde tartõşõrken Başkan Tuğrul Ku- datgobilik, amaçlarõnõn siyasi polemik yaratmak olmadõğõnõn altõnõ çizdi. Ku- datgobilik, konuşmasõnda, “Makro gös- tergeler yanında mikro veriler de re- sesyona işaret etmekte. Kısaca bütün göstergeler reel sektörü üretim yap- maktan vazgeçirme noktasına getir- mektedir” dedi. Danõşma Konseyi’nde Limak İnşaat’õn sahibi Nihat Özdemir’in, “Hükümet krizi yönetememiş ve gerekli güven or- tamını sağlamamıştır. Yerel seçim ve dış politik gelişmelere öncelik vererek sanayi işletmelerinde yaşanan ciddi sorunlara, adeta ‘kendi çözüm yolunu bul’ yaklaş- ması hatadır” ifadelerinin çõkarõlmasõ- nõ önerdiği bildiri aynen yayõmlandõ. TİSK Eski Başkanı Refik Baydur (solda), Koç Holding Onursal Başkanı Rahmi Koç ile Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanvekili Temel Atay (ortada), TİSK Danışma Konseyi toplantısı oylama sonucu basına açık olarak yapıldı. (AA) TİSK Danõşma Konseyi, 6 yõl aradan sonra kriz gün- demiyle toplandõ. Başkan Kudatgobilik’in açõlõş ko- nuşmasõyla başlayan toplantõda TİSK Şeref Başka- nõ Refik Baydur, Ekonomik ve Sosyal Kon- sey’de yer alan işçi örgütleri ve diğer bü- tün sivil toplum örgütleriyle ortak hareket çağrõsõ yaptõ. Kudatgobilik şunlarõn altõnõ çiz- di: “Yangındaki çam kozalakları misali üstümüze gelen her ateş to- pu, o sektörü ya da iş- letmeyi eritiyor. Türk sanayinin küçük büyük her işletmesi bu ateşi his- sediyor. İşçisi, işvereni alevler içinde. Bu belirsizlik sürecinde hükümetten bize yöneltilen öneriler ağır krize çözüm getirememiştir. Bugün durumun ciddiyeti hükümetçe de anlaşıldı. Geçen hafta apar topar toplanan Ekonomik Sosyal Konsey’de kri- zin varlığını gördüklerini ortaya koydular. Evet bazı tedbirler aldılar ama bütün tedbirler palya- tif ve dağınık kaldı. Kriz halen iyi yönetilmiyor. Güven yeniden sağlanmalıdır. İvedilikle bir ted- birler paketine ihtiyaç vardır.” Sanayiciler 3 istekte ısrarlı TİSK Başkanõ Kudatgobilik, hazõrlanan “Küresel Krize Karşı Alınması Gereken Önlemler” başlõklõ raporda yer alan öneriler arasõnda da yer verilen önceliklerini şöyle sõraladõ: 1- Reel sektör ve finans sektörü arasõnda sorunlarõn giderilmesi için IMF’den gelmesi olasõ kaynağõn ciddi bir bölümünün, yüzde 50- 60’õnõn banka kanallarõyla reel sektöre kullandõrõlmasõ. 2- Tüketici talebinin canlandõrõlmasõ ve çarkõn dönmesi için kaynaklarõn bir bölümünün de bankalara taze kan verilerek kredilerin dönüşünün sağlanmasõ. 3- İşsizlik Sigortasõ Fonu’nda toplanan yüzde 2’lik işveren payõnõn en azõndan nemasõnõn bu dönemde reel sektörün işgücü maliyetlerinin hafifletilmesinde kullanõlmasõ. 2009ihracatçıyızorlayacak Ekonomi Servisi - 2008’deki 44.8 milyar dolarlõk ihracatla Türkiye’nin ihracatçõ birlikleri arasõnda amiral ge- misi olan İstanbul Maden ve Metal İh- racatçõ Birlikleri (İMMİB), 2009’un zor geçeceğini açõkladõ. Birlik 2009’da dõş satõşta miktar bazõnda azalma ya- şanmayacağõnõ ancak gelir anlamõnda düşüşler olabileceğini öngörüyor. İMMİB’yi oluşturan Maden, Demir ve Demirdõşõ Metaller, Değerli Maden ve Mücevherat, Kimyevi Maddeler, Elektrik Elektronik ihra- catçõ birliklerinin başkan- larõ düzenledikleri toplan- tõ ile 2009’u değerlendirdi. İMMİB Başkanlar Kurulu Başkanõ Tahsin Öztirya- ki, “Halkımızın Türk ürünlerini almada hassas olmalarını istiyorum. ‘Yerli malõ Türkün malõ herkes bunu kullanmalõ’ modunda değil. Ama Türk malına güvenerek bunu kullanmalıyız. Dünya bunu kullanıyor” dedi. Öztiryaki, gelir ka- yõplarõnõn önüne geçebil- mek için de tüm sektörle- rin birlikte hareket etmesi gerektiğini ve global krizden dolayõ sa- tõşa çõkan uluslararasõ zincir mağaza- larõn nasõl satõn alõnabileceğinin veya ortak olunabileceğinin firsatlarõnõn kollanmasõ gerektiğini vurguladõ. İMMİB olarak dünyada 120 ülkeye ve belki de 100 milyon insana mal sat- tõklarõnõ kaydeden “Belki bu yıl ih- racat rakamında azalma olacak ama sadece bu rakamlara göre de- ğerlendirme yapmayın” diye ko- nuştu. ‘Bir firma üzerinden sektörü karalamayın’ Değerli Maden ve Mücevherat İhracatçõlarõ Bir- liği Başkanõ İnan Altınbaş, Erdoğan’õn oğlunun Ata- say’õn sahibi Cihan Kamer ile otaklõğõ ile ilgili şu değerlendirmeyi yaptõ: “Bir firma üzerinden sek- törü karalamaktan uzak durulmalı. Sektörümüz KDV vermiyor ama yüzde 20 ÖTV veriyor. Sek- tör binlerce firmadan oluşuyor. Sektörün önü- nü açan marka, tasarım ve gerekli insan kay- nağını oluşturmak için verilen çabalara destek olan her türlü kanun, mevzuat ve uygulama sa- dece tek bir firma için değil sektörün tamamı için olumlu bir gelişme olarak adlandırılmalıdır.” Ekonomi Servisi - Acõbadem Sağlõk Grubu’nun İs- tanbul-Maslak’ta 115 milyon dolarlõk yatõrõmla kurduğu yeni hastanesinin açõlõşõna ilişkin düzenlenen basõn top- lantõsõnda konuşan Acõbadem Sağlõk Grubu Yönetim Kurulu Başkanõ Mehmet Ali Aydınlar, Maslak Has- tanesi dõşõnda, Beşiktaş, Adana, Kayseri, Eskişehir ve Bodrum hastanelerinin de hizmete girecek olmasõyla bir- likte çalõşan sayõsõnõ 10 bine çõkarmayõ hedefledikleri- ni söyledi. Aydõnlar, “Maslak Hastanesi için 115 mil- yon dolar, Adana Hastanesi için 70 milyon dolar, Kayseri Hastanesi için 55 milyon dolar olmak üze- re toplam 240 milyon dolarlık yatırım yaptık. 2009 yılında da Beşiktaş Hastanesi için 30 milyon dolar, Eskişehir Hastanesi için 20 milyon dolar, 2010 yılında ise Bodrum Hastanesi için ise 20 milyon dolar yatı- rım yapmayı planlıyoruz” dedi. ŞAHAP AVCI ALİAĞA - Aliağa Petkim’de çalõşan işçiler, top- lu iş sözleşmesi görüşmelerinin sürdüğü dönemde işverenin bazõ keyfi uygulamalarõnõ protesto etmek amacõyla dün eylem başlattõlar. İşyeri kapõsõnda bu- luşan yaklaşõk 1000 çalõşana seslenen Petrol-İş Sen- dikasõ Aliağa Şube Başkanõ Salih Mehmet Aydın, özelleştirmeyle birlikte 500’e yakõn işçinin Petkim’le ilişiğinin kesildiğini söyledi. Aydõn, “Petkim yö- neticilerinin amacı kıdemli işçileri işten uzak- laştırıp, onun yerine taşeron eliyle asgari ücretli ve sendikasız işçi çalıştırmak” dedi. Ekonomi Servisi - Bul- garistan’da süt fabrikasõ sa- tõn alarak burayõ dondurma üreticisi haline getiren Mado, 2010 yõlõnda Singapur’da kesinleşmiş olmak üzere Su- riye ya da Fas’la birlikte yurtdõşõnda toplam dört üre- tim tesisine ulaşacak. Kuru- lacak üretim tesisleriyle ilgili fizibilite çalõşmalarõnõn devam ettiğini belirten Ma- do Genel Koordinatörü Mehmet Yılmazoğlu, Bulgaristan’da kurduklarõ tesisin henüz deneme üre- timi gerçekleştirdiğini, yõl sonuna kadar devreye alõ- nacağõnõ söyledi. Yõlmazoğlu, yurtiçi ve yurtdõşõnda bundan sonra yüzde yirmi büyüme haddi koy- duklarõnõ belirterek, 2010 yõlõna kadar Asya paza- rõnda altõ ülkede yirmişer olmak üzere toplam yüz yirmi, Avrupa pazarõnda ise tahmini yüz şube aça- caklarõnõ kaydetti. Kahramanmaraş’taki fabrika- larõnda kapasite arttõrõmõna gittiklerini bildiren Yõl- mazoğlu, yõl sonunda üretim tesislerindeki çalõşan sayõsõnõn yaklaşõk iki katõna çõkacağõnõ söyledi. 191 yatak kapasitesiyle, yaklaşık 40.000 m² kapalı alana sahip olan Acıbadem Maslak Hastanesi, başta kanser olmak üzere tüm branşlarda hizmet veriyor. [email protected] Boş verin, krizler gelip geçer, iş kayıpları da, ke- mer sıkmalar da... Evet, sarsar, kırıp, döküp hal- laç pamuğuna çevirir ama geçer sonunda... Yeter ki siz hayallerinizi ve hedeflerinizi kay- betmeyin... Toplum olarak kaybetmeyin; birey olarak kay- betmeyin... Peki biz hayallerini ve hedeflerini kaybetmiş bir toplum muyuz? Sevgili Türkel’i Cunda’da son yolculuğuna uğur- larken bu soru bambaşka bir anlama büründü be- nim için... Fırtınanın sesi, azgın dalgaların gürül- tüsüne karışır, bardaktan boşanırcasına yağan yağmurdan sırılsıklam şekilde mezarlığa doğru iler- lerken İstanbul’dan, İzmir’den, Denizli’den, Balı- kesir’den, Bursa’dan gelen Çağdaş Yaşamı Des- tekleme Derneği’nin (ÇYDD) onlarca üyesi ve gö- nüllüsünün gözlerinde buldum sorunun yanıtını. Onlarca serçenin, kekliğin, ispinozun, leyleğin bakışlarında... Yok ben uydurmuyorum, onlar ken- dilerini böyle tanımlıyorlar. Örneğin Ayvalık ve Ed- remit bölgesinde örgütlenen Çağdaş’ların adı Ser- çe Grubu. İçlerinden biri “Türkel Hoca gelir ve be- raber önce hayal kurar sonra projeler üretirdik” der- ken yaşlı gözlerle gülümsüyor ve ekliyor “artık onu düşünerek biz yeni hayaller kuracağız...” Kolay değil 10 yılda 36 bin 600 çocuğa ulaşa- rak burs verebilmek. Hedef 100 bin çocuğa ula- şarak okumalarını sağlamak. Hele kız çocukları... Turkcell ile “Kardelenler”, Milliyet gazetesi ile “Baba beni okula gönder” kampanyala- rı... Ve şimdi de Metro Grup’un “İmkânsız Pe- riler” projesi. ÇYDD Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Filiz Meriçli bunun için daha çok şirketin işbirliği ve desteği- ne ihtiyaçları olduğunu söylüyor. Ve ne yazık ki iş yalnızca finansal destekle bit- miyor. Çünkü sorun yalnızca yoksulluk ile mücadele sorunu değil. Aynı cephede laiklik-dincilik mü- cadelesi de tüm hızıyla sürüyor. Tarikatların, Fethullah Gülen tayfasının açtıkları yurtlar ve ev- lerin, saçtıkları bursların yanında ÇYDD’ninkiler de- vede kulak kalıyor. Üstelik böyle olmasına karşın kimi yerlerde ÇYDD’nin burs duyurularının okul- lara bile ulaşmadığını bazen kaymakamlıklar ba- zen de okul müdürleri tarafından gerekli bilgilen- dirmelerin yapılmadığını öğreniyoruz. Laik dü- şüncenin engellenmesi için ne gerekiyorsa yapı- lıyor anlayacağınız... Serçe grubundan emekli öğretmen bir hanım, otobüste önünden geçtiğimiz, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu (SHÇEK) Ayvalık Ali- bey Adası Çocuk Yuvası’nda kimsesiz çocukla- ra ÇYDD’nin verdiği eğitimleri anlattıktan sonra ek- liyor, “Ne yazık ki bu bile göze battı. Şimdi çocukları gruplar halinde başka yerlere naklediyorlar. 120 çocuk vardı, şimdi 30 kadar çocuk kaldı burada”. Aslında bunların hepsi bir deniz yıldızını kur- tarmak gibi. Sabır istiyor, mücadele ruhu istiyor, örgütlülük istiyor, daha çok üye ve gönüllü, da- ha çok para ve destek istiyor. Ama hepsinden önemlisi hayal kurmaktan ve hedef koymaktan asla vazgeçmemeyi gerektiri- yor. Hem toplum olarak, hem birey olarak... Türkel bunu başarabilmiş bir insandı. Türkan Saylan hâlâ amansız hastalığına karşın başarıyor... Neden Türkel’lerin sayısını arttırmayalım ki? Sakın Hayallerinizi ve Hedeflerinizi Kaybetmeyin B‹LG‹ TOPLUMUNA DO/RU / ÖZLEM YÜZAK Cari açığa ‘kriz’ freni Petkim işçisi iş bıraktı Acõbadem’den 240 milyon dolarlõk yatõrõm Toyotasa Genel Müdürü İbrahim Orhon, 2009 için “Şu anda temkinli olarak en iyi hedefimiz ge- çen yõlla benzer oranda bir pazar payõnõ korumak” dedi. Avensis’in yeni jenerasyonunu tanõtan Orhon, yeni Avensis’in ocak sonunda Toyota plazalarda yerini aldõğõnõ ve yaklaşõk 200 test sü- rüşü gerçekleştirildiğini, satõşa sunulmadan önce de talepte bulunan 400 müşterinin yetkili satõcõlara yönlendirildiğini anlattõ. Toyota Prius’un dünyanõn “ilk” seri üretim hibrid aracõ olduğunu ve dünya üzerinde 1 mil- yondan fazla satõldõğõnõ anlatan Orhon, 2010’lu yõllarda 10 yeni hibrid modeli üretmeyi hedeflediklerini söyledi. Avensis’in yeni jenerasyonu şubat ayõ itibarõyla 51 bin 400 TL-81 bin 700 TL arasõndaki fiyatlarla satõşa sunuldu. TOYOTASA KRİZ ÇÖZÜMÜ YENİ ÜRÜNLER Tanõ amaçlõ koroner anjiyografi nedeniyle bir süre Hacettepe Tõp Fakültesi Has- tanesi’nde tedavi gören Maliye Bakanõ Kemal Unakõtan dün ABD’ye gitti. Una- kõtan,“Tedavi amaçlõ gidiyoruz. Stent mi olur, by-pass mõ olur orada belli ola- cak” dedi. Bir hafta kaldõğõ Hacettepe Tõp Fakültesi Hastanesi’nden pazar gü- nü taburcu olan ve yapõlan koroner anjiyografide üç kalp damarõ tõkalõ çõkan Una- kõtan’a ABD’deki inceleme sonrasõ uygulanacak tedavi belirlenecek. Unakõtan’a ABD’de bulunduğu süre içerisinde Devlet Bakanõ ve Başbakan Yardõmcõsõ Na- zõm Ekren vekalet edecek. Hacettepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Uğur Erde- ner, Unakõtan’õn tedavi amaçlõ olarak ABD’ye gitmesiyle ilgili “ABD’ye kalp tet- kikleri için gitti, bu tercih hakkõdõr. Tetkikler 8-10 gün sürer” diye konuştu. KEMAL UNAKITAN ABD’YE GİTTİ Seçimi bõrak, sanayiye bak 6 yõl aradan sonra toplandõ Ekonomi Servisi - Merkez Bankasõ tarafõndan açõklanan Aralõk 2008 Ödemeler Dengesi istatis- tiklerine göre cari denge Aralõk’ta bir önceki yõlõn aynõ ayõna göre yüzde 42.5 azalõşla 3 milyar dolar açõk verdi. Beklentiler cari açõğõn 2.2 milyar dolar seviyesinin altõnda kalacağõ yönündeydi. Merkez Bankasõ verilerine göre 2008 yõlõ geneli için de ca- ri açõk yüzde 8.4 artõşla 41.4 milyar dolar oldu. Kü- resel krizin Türkiye’yi en çok etkilediği yabancõ ser- maye cephesinde ise 2008’de net doğrudan sermaye girişi yüzde 24 azalarak 15 milyar dolar oldu. Mehmet Ali Aydınlar Mado yurtdışında büyüyecek
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle