21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 26 ARALIK 2009 CUMARTESİ 6 HABERLER CUMARTESİ YAZILARI ATAOL BEHRAMOĞLU Arınç’a Suikastın Perde Arkası Büyük devlet adamı, gelmiş geçmiş TBMM baş- kanlarının (belki bir tek Mustafa Kemal dışında, o da belki!) hiç kuşkusuz en önemli ve etkileyicisi, büyük hu- kukçu ve şu anda da lütfedip kabul buyurduğu baş- bakan yardımcılığı makamının sahibi Sayın Bülent Arınç’a bir suikast düzenlenmiş olabileceğine ilişkin haberleri duyduğumdan beri tedirginlik içindeyim… O andan itibaren de gözlerim TV ekranına yapış- mışçasına şu kanal senin bu kanal benim haber ka- nallarını zaplıyor; bir yandan bu müessif olayın perde arkasını keşfetmeye çalışırken bir yandan da sayısız kamera önünde verdiği demeçler milyonlarca kez tek- rar edilen bu büyük ve bilge insanın yüz ifadelerinden, mimiklerinden hissiyatının derinliklerine inmeye çalı- şıyorum… Fakat ne mümkün!.. Çocukların okuduğu vatan şiirlerinin bile hüngür hün- gür ağlattığı bu duygu insanı, hayatının söz konusu ol- duğu böylesine menfur bir olay karşısında taşlaşmış bir metanet anıtı gibi duruyor. Bu özgüven tablosu karşısında bizlerin ağlayası ge- liyor… Bülent Arınç’tan ne istediler? Onu kim, kimler, neden öldürtmek istemiş olabilir? Bu soru zihnimi kurcalıyor ve bir yanıt bulabilmek amacıyla aklımın bütün kapılarını zorluyorum… Çatırdayan kapıların aralıklarından ne fikirler fışkır- mıyor ki! En başta Ergenekon! Silivri’de yaşam boyu tutukluluğa mahkûm olarak bu alanda “Guinness Rekorlar Kitabı”na girmeye aday Er- genekoncuların elleri herhalde armut toplamıyor. Mutlaka bir şeyler çevirmek isteyeceklerdir… Fakat Arınç’tan ne istemiş olabilirler? İşte bunu anlayamıyorum… Derken PKK işe karışıyor… Hem zaten Ergenekon ve PKK’nin işbirliği içinde ol- duğu saptanmadı mı! Sonra başka kuşkular sökün etmeye başlıyor… Ya bu suikast Arınç’ın kendi örgütü içinde bir he- saplaşmayla ilgili ise? Fakat iyi saatte olsunlarla başım derde girer kor- kusuyla bu münasebetsiz kuşkuları defediyorum… Bir yandan da suikast iddiasıyla ilgili olarak (yaka- landıktan hemen sonra serbest bırakılmışlarsa da) sö- zü edilen iki subay meselesi zihnimi kurcalıyor. Bunlardan birinin ABD’de istihbarat konusunda eğitim aldığı söyleniyor! Yazıklar olsun! Demek her şeyi öğrenmiş ama, üstünde Arınç’ın ko- nutunun adının yazılı olduğu bir kâğıt parçasını ken- disini yakalayan polise aldırdığı bir şişe su marifetiy- le yutup yok etmeyi başaramamış! Ne kadar yazık! Ne ayıp! Şimdi başta Ergenekon savcıları olmak üzere sav- cılarımız, Adli Tıp Kurumu uzmanları, el yazısı müte- hassısları, devletimizin en üst tepesinde bulunan si- vil ve askeri yöneticiler, bu kâğıdın herhangi bir kâğıt parçası mı, yoksa resmi bir evrak mı olduğu konusunda mesai harcayacaklar. İmza bulunmadığına göre yaş mı da kuru mu tar- tışması olmayacak ama, bu kez yazı mı tura mı tar- tışmaları alevlenecek… Bu arada TEKEL işçileri soğuktan kıkırdayacak, elek- trik ve doğalgaz zamları birbirini izleyecek, Deniz Fe- neri soyguncuları ellerini kollarını sallayarak gezmek- telerken lösemili çocukların imdadına koşan derneğin başkanı gözaltına alınacak; işsizlik, yoksulluk, ada- letsizlik yaraları kanamaya devam edecek… Ülke parça parça, dilim dilim bölünecek, satılacak, yok olacak… Fakat asıl konudan uzaklaşmayalım! Büyük devlet adamı, büyük hukukçu, eşsiz ve hassas insan Bülent Arınç’a suikast iddiasından bah- sediyoruz! Cıvıklığa, mizaha mahal yok! Başbakan’ın da belirtmiş olduğu gibi bu vahim bir olaydır. Sorumluları kimse ortaya çıkarılmalıdır. Taraf gazetesini okumadığım ve okumayı da canım hiç istemediği için kendimi karanlıklar içinde hissedi- yorum… Orada mutlaka bu menfur suikast iddiasının perde arkası, hatta bu iş kotarılmadan daha önce aydınlatılmış olmalıdır… İnadımdan vazgeçmeli, bu değerli basın organımı- zı günü gününe izlemeliyim. Vakit, Zaman gibi gazetelere göz atmalı, Radikal oku- mayı da ihmal etmemeliyim… Ben boşuna akıl yürütüyor, zaten ipin ucunu tama- men kaçırmak üzere olan aklımla böylesine bir olayın perde arkasını çözümlemeye çalışıyorum… Tecrübe Konuşuyor’un yönetici ve konuk aktörleri ve aktrisleri onu aydınlatmışlardır bile… Benim aklıma ise saçma sapan şeyler geliyor… Sakın bütün bu deli saçmasının ve cadı fırtınasının arkasında şöyle bir senaryo olmasın: Orduyu öylesine kışkırtıp köşeye sıkıştıralım ki, bi- rileri bir delilik yapsın. Biz de bunu fırsat bilerek, AB ve ABD’nin de sem- pati ve desteği ile asker, sivil, ne kadar yurtsever var- sa, darbecidir diyerek topunun kökünü kazıyacak olan asıl tırpanı atalım… Arınç’a suikast komedisi de bu senaryonun basa- maklarından biri olmasın? Ne dersiniz? [email protected] Faks: (0212) 343 72 64 ‘Savcõ doğru söylemiyor’ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Grup Başkanvekili Kemal Kı- lıçdaroğlu, Erzurum 2. Ağõr Ceza Mahkemesi’nin “hamiline arama kararı”yla ilgili olarak “isim ve adresler kapatılarak faks çekil- di” açõklamasõ yapan savcõnõn “doğ- ruları söylemediğini, açıkladığı karardaki mühür ve imzaların farklı olduğunu” söyledi. Kõlõçdaroğlu, dün Erzincan ve Er- zurum’da incelemeler yapan İnsan Haklarõ Komisyonu üyesi Ahmet Er- sin ve TBMM Adalet Komisyonu’nun CHP’li üyeleriyle birlikte parlamen- toda basõn toplantõsõ düzenledi. Kõ- lõçdaroğlu, “hamiline arama” bel- gesini açõklamasõnõn üzerinden 24 saati aşkõn süre geçtikten sonra Erzu- rum Cumhuriyet Başsavcõsõ tarafõndan “Delil karartma durumunun önüne geçilmesi açısından isim ve adres- lerin üzeri kapatılarak Erzincan Merkez Komutanlığı’na faks çe- kilmiştir” açõklamasõ yapõldõğõna dik- kat çekti. Kõlõçdaroğlu, “O savcı doğ- ruları söylemiyor” derken “aynı ta- rih ve aynı sayı ile verilmiş aynı mahkeme kararının bir diğer ör- neğini” dağõttõ. “Biri boş, biri dolu iki mahkeme kararını” karşõlaştõran Kõlõçdaroğlu, “Kâtip ve yargıcın im- zası ile mahkeme mührü farklı. İsim ve adreslerinin kapatıldığı id- dia edilen mahkeme kararı ile boş karar farklıdır. Yargıç, boş mah- keme kararının altına imza atmışır. Yaptığı açıklama ve dağıttığı bel- gelerle de sayın savcı bizim iddia- larımızı doğrulamıştır” dedi. ‘Suskunluk suç ortaklığıdır’ Kõlõçdaroğlu, sözlerini şöyle sür- dürdü: “Adalet Bakanı’nın suskun- luğunu koruması, suç ortaklığının kanıtıdır. Öyle anlaşılıyor ki, An- kara ile Erzurum arasında işbirli- ği var. Adalet Bakanı, gerçeklerin ortaya çıkmasını istiyorsa Anka- ra’dan kimlerin Erzurum mahke- melerini ve savcılığı aradığını açık- lasın. Müfettişler iletişim kayıtları üzerinden tüm haberleşmelere ula- şabilirler. Hamiline mahkeme ka- rarını açıklarken, diğer mahkeme kararı da elimizde idi. Ama yargı- ya duyduğumuz saygı gereği o ka- rarı açıklamamıştık. Ama sayın savcı yaptığı açıklama ve dağıttığı mahkeme kararları ile yanlışın ar- kasında durmuş, olayları örtbas etmeye çalışmıştır. Sayın savcı, mü- hür ve imzalardaki farklılığı göre- meyeceğimizi sanacak kadar bir çaresizliği kabul etmek durumunda kalmıştır. Demokrasi ve hukuk AKP iktidarı ile katlediliyor. Bu gi- diş devam ederse, yandaş medya kavramının yanına, yandaş yargı kavramı da eklenecektir.” Kõlõçdaroğlu gazetecilerin sorularõ- nõ yanõtlarken “Yargının ipini yargı çekerse arkasında siyasi irade var demektir” dedi. Kõlõçdaroğlu eline belge geçtikten sonra Erzurum savcõ- sõyla konuşup konuşmadõğõ sorusuna “Belgeyi doğrulattık. Erzurum’da delillerin karartılmasından endişe ediyorduk. Karşı önlem alırlar di- ye aramadık” yanõtõnõ verdi. Ahmet Ersin, “Bu karar Erzin- can’da gözaltına alınıp tutuklanan jandarma istihbarat subaylarıyla il- gili. Ama kararda subayların ev ad- reslerinde arama yapılacağı belir- tilmesine karşın, savcı ‘Ben resen bu- nu yapõyorum’ deyip istihbarat şu- besinde zorla arama yapmıştır. Bu bir skandaldır” dedi. İLHAN TAŞCI ANKARA - Erzincan Cumhuriyet Başsavcõsõ İlhan Cihaner, Adalet Ba- kanlõğõ müfettişlerini “adeta Fet- hullah Gülen grubuna bir doku- nulmazlık atfetmekle” suçladõ. Erzincan Cumhuriyet Başsavcõsõ İlhan Cihaner’in HSYK’ye sunduğu savunmasõnda, yürütülen soruştur- malara ilişkin ilginç ayrõntõlar yer al- dõ. Cihaner’in savunmasõndan öne çõkan kimi bölümler şöyle: Türkiye 13 bölgeye ayrıldı: İs- mailağa cemaati örgüt lider ve yö- neticileri ağõrlõkla İstanbul ilindedir. Türkiye’yi 13 bölgeye ayõrmõşlar ve bu bölgelerin sorumlularõ vardõr. Her ilde kanuna aykõrõ olarak faaliyet gös- teren kreş, yurt, vakõf ve dernek gi- bi yerleri vardõr. Bu yerlerde eğitim veren hocalar merkezden belirlen- mekte ve maaaşlarõ posta çeki he- saplarõ aracõlõğõ ile merkezden öden- mektedir. Ayrõca taşrada değişik ad- larla (Filistin’e yardõm, Çeçenistan’a yardõm, Kuran kursuna yardõm vs) toplanan yardõmlar merkeze gönde- rilirken, kanuna aykõrõ olarak topla- nan bu paralarõn ne şekilde harcan- dõğõ belirsizdir. Örgütün yapõlanma- sõnõn yeterince açõğa çõktõğõnõn anla- şõlmasõ üzerine belirlenen adreslerde arama ve gözaltõ işlemleri için hazõrlõk yapmakta iken Erzurum ilinde izin- siz eğitim verilen adreslere polis ta- rafõndan baskõn yapõlmõş ve şüpheliler ertesi gün salõverilmişledir. Adalet Bakanı ile görüştüler: Mü- fettişler hakkõmda soruşturmaya baş- ladõ. Erzincan Jandarma Komutanlõ- ğõ gizli bir yazõ ile benim ve jandar- ma komutanõ hakkõnda iftira ve ka- ralama kampanyasõ başlatõlacağõ yö- nündeki konuşmalar tespit ettiklerini bildirdi. Bu yazõyõ Teftiş Kurulu Baş- kanlõğõ’na, Ceza İşleri Genel Mü- dürlüğü’ne ve HSYK’ye gönderdim. Ayrõca iletişim dinlemelerinde ce- maatin önde gelenlerinin Mehmet Çe- lik ve Ahmet Albayrak aracõlõğõ ile “gereğinin yapılması” için Adalet Bakanõ ile görüştükleri yolunda ko- nuşmalar tespit edildi. Erzurum’u da soruşturun: Her- hangi bir suç şüphesi bildirimi olma- dan soruşturma işlemleri yaptõğõm, bu nedenle tarafsõzlõğõmõ yitirdiğim iddia edilmektedir. Oysa Erzurum savcõlõ- ğõ aynõ kişileri aynõ suçlamalarla göz- altõna dahi aldõrmõştõr. Buna rağmen benim uygulamamõn eleştirilmesini bu nedenle disiplin cezasõ istenmesi ina- nõlmaz bir durumdu. Gülen’e dokundurtmuyorlar: (Mü- fettişlerin) “Sanki zikredilen dini grubun yargı organlarınca tespit edilmiş birtakım suçları işliyor- muş gibi çeşitli kamu kurum ve ku- ruluşlarına, dini grup hakkında bilgisi olabilecek kişilere yazılar yazarak araştırmaya girilmesi... ancak taraflı bir tutumun sonucu olabilecektir” bu ibare skandalõ aşan bir ibaredir: Müfettişler İsmailağa cemaati soruşturmasõndaki iletişim tespit tutanaklarõnõ görmezden gel- mişlerdir. Sanki örneği dosyada bu- lunan ve söz konusu grubun liderinin zamanaşõmõndan beraat ettiği yargõ- lama olmamõştõr. Sanki emniyet ve jandarmanõn tespitleri savcõlõklar için bağlayõcõdõr. Adeta Fethullah Gülen grubuna bir dokunulmazlõk atfet- mektedirler. Müfettişler iletişim tes- pit tutanaklarõnõ (dosyaya) koymaya- rak HSYK’den bilgi saklamõşlardõr. ‘Dokunulmaz cemaatler’ ADALET BAKANLIĞI Erzurum ve Erzincan’a inceleme ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Adalet Bakanõ Sadullah Ergin, Erzin- can ve Erzurum savcõlõklarõ ile mahke- melerinin uygulamalarõna ilişkin şikâ- yetleri incelemek üzere müfettiş görev- lendirildiğini açõkladõ. Başbakan Tayyip Erdoğan da CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu’na, “Adalet Ba- kanlığı’nı hesap vermeye çağıran tav- rı doğru bulmuyorum” yanõtõ verdi. Adalet Bakanõ Ergin, CHP Grup Baş- kanvekili Kõlõçdaroğlu’nun tarikat so- ruşturmasõnda Erzurum 2. Ağõr Ceza Mahkemesi’nce verilen “boş kâğıda arama” kararõyla ilgili olarak Anka- ra’dan kimlerin Erzurum mahkemeleri- ni ve savcõlõğõnõ aradõğõnõn Adalet Ba- kanlõğõ’nca açõklanmasõ yönündeki çağ- rõsõnõn anõmsatõlmasõ üzerine şunlarõ söyledi: “Ne zaman konuşacağımıza kendimiz karar veririz. Birincisi bu. İkincisi hem ‘yargõya müdahale etme- yin’ deyip hem de her olayda hâkim- ler ve savcıların yapmış olduğu yar- gısal faaliyetler konusunda ilgili ba- kanlığı hesap vermeye çağıran tavrı doğru bulmuyorum. Bağımsız yargı savcılarıyla, hâkimleriyle işlemini ya- par. Bu işlemlerle ilgili herhangi bir iti- raz, şikâyet varsa bunlar bakanlığı- mıza ulaştığında gereği yapılır.” Kõlõçdaroğlu’nun basõn toplantõsõndan önce 16 Aralõk tarihi itibarõyla Erzincan ve Erzurum’daki uygulamalara ilişkin şi- kâyetleri incelemek üzere müfettiş gö- revlendirdiklerini kaydeden Ergin, “Do- layısıyla Sayın Kılıçdaroğlu telaş et- mesin. Müfettiş görevlendirilmesi ta- lebini yapmasına gerek yok. Bize ge- len konuların tamamını hassasiyetle, titizlikle inceliyoruz. Müfettiş incele- mesi sonucunda varsa bir yanlış bunun gereği yapılıyor. Geçmişte de bunun örnekleri var. Bunun dışındaki konu- lar Erzurum’un bileceği konulardır. Onlar kendileriyle ilgili değerlendir- meyi yaparlar” diye konuştu. MuhtarGülbudak’ın‘yalan’isyanı FIRAT KOZOK ANKARA - Başbakan Yardõmcõsõ Bülent Arınç’a suikast düzenleneceği iddiasõyla günlerdir Genel- kurmay Başkanlõğõ’nõ hedef alan dinci-yandaş med- ya işi iyice abarttõ. Yeni Şafak gazetesi, “Muhtar İh- san Karargâhta” başlõklõ dünkü manşetinde Arõnç’õn evinin de bulunduğu Çukurambar Mahallesi muhta- rõ Mehmet İhsan Gülbudak’õn askeri personel tara- fõndan Genelkurmay karargâhõna götürüldüğünü ve sor- guya çekildiğini ileri sürdü. Gülbudak ise gazetenin manşetini görünce inanamadõğõnõ belirterek, “Bu, ga- zetecilikte yılın değil yılların hatası” dedi. Gazete muhtarõn isminde de çelişkiye düştü. Birinci sayfada manşette muhtarõn ismi “M. İhsan Gün- doğdu”, iç sayfadaki devamõnda ise “Mehmet İh- san Günbudak” olarak yazõldõ. Doğru ismi Mehmet İhsan Gülbudak olan muhtar, Cumhuriyet’e konuştu. Gülbudak, olayõ şöyle anlattõ: “Yeni Şafak gazetesinden bir muhabir geldi, bi- raz yaşlı bir arkadaştı. ‘Çukurambar hakkõnda bir ropörtaj yapabilir miyiz’ dedi. Biz de ‘tabii ki’ de- dik. Park, bahçe, pazar sorularından sonra ‘bu- rada çok önemli insanlar oturuyor mu?’ dedi. ‘Bu- nu artõk herkes biliyor, Sayõn Arõnç’õ Sayõn Türk’ü herkes biliyor’ dedim. Sonra dedi ki ‘burada as- keri şahõs var mõ?’ Ben de ‘bu sorunuz çok garibi- me gitti’ dedim. ‘Askeri şahõs olmayan mahalle, so- kak mõ var?’ dedim. ‘Yok’ dedi ‘o manada sor- madõm’ dedi. ‘Yani buralarda oturan askerler var mõ?’ dedi. Sonra konuşmamız bitti ben nezaket icabı kendisini yolcu ettim. Bir arkadaşıma git- mek gerekiyordu oraya gittim.” Haberi okuduktan sonra gazeteyi aradõğõnõ ifade eden Gülbudak, “Bir yanlışlık olduğunu, yarın (bugün) düzelteceklerini söylediler. Ben de ‘insanõn şahsiyetini etkileyici şeyler yazõlõr mõ? Ne demek muhtar İhsan karargâhta’ dedim. Avukatımla görüşeceğim onun görüşünü aldıktan sonra mahkemeye gidip git- memeye karar vereceğim” dedi. Başbakan’a ‘Emniyet’te kavga’ uyarõsõ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - AKP Elazõğ Milletvekili Feyzi İşbaşa- ran’õn “Emniyet içinde çete var. Çe- tecikler, hükümet ile TSK’nin arası- nı bozmak istiyor” sözleri, ardõndan da Başbakan Yardõmcõsõ Bülent Arınç’a suikast iddialarõyla birlikte, Ankara’da güvenlik birimleri arasõnda “kavga”, bi- rimler içinde ise bir bölünme yaşandõğõ tartõşmasõ başladõ. Arõnç’a suikast iddiasõ, MİT elemanla- rõnõn Erzurum’da tutuklanmasõ ile devlet ku- rumlarõ arasõndaki “örtülü” kavga iyice gün õşõğõna çõktõ. AKP’li İşbaşaran, NTV’ye yaptõğõ açõklamada, “Polisin içinde 3-4 grup var. Tarikat grubu var, bunun kar- şıtı var... Emniyet müdürlerinin bir yer- lere gelmemesi için komplo düzenle- yen, tarikat grubunun karşıtı gruptur. TSK ve hükümete komplo kuran bu gruptur. Hükümet ile Genelkurmay’ı karşı karşıya getirmek istiyorlar” dedi. “Komplocu” grubun tarikat grubunun karşõtõ olmasõnõn, Emniyet Müdürü’nün de “tarikatçı” olacağõ anlamõna gelip gel- mediği sorusuna net yanõt vermeyen İşba- şaran, “Emniyet’in içinde bölünme mev- cut. Hükümetin dikkatli olması lazım. Başbakan, Genelkurmay Başkanı’nı arayıp konuyla ilgili bilgi alabilir. Basın üzerinden olmaz...” diye konuştu. Siper savaşları... Radikal Gazetesi Ankara Temsilcisi Murat Yetkin, dünkü köşe yazõsõnda ge- lişmeleri değerlendirirken, MİT, Genel- kurmay ve Emniyet Genel Müdürlüğü’nü karşõ karşõya getiren gelişmelerin, Arõnç ola- yõyla zirveye tõrmandõğõna işaret ederek, “Ankara’da kurumlar arası çatışma ol- duğunu söylemek için, siper savaşlarının olmadığı kastediliyorsa, doğrudur. Ku- rumlararası çatışma tespitini yapmak için siper savaşlarının başlamasını bek- lemek gerekmez; öyle bir şey de zaten ol- maz” dedi. Yetkin, “Arınç olayı etrafın- da yaşanan gelişmeler, kurumlar arası çatışmanın artık neşter atılmadan hal- ledilemez boyutlara tırmandığını göste- riyor” yorumunu yaptõ. Star Gazetesi Ankara Temsilcisi Şamil Tayyar da “Emniyet’in ayarı nasıl bo- zuldu?” başlõklõ dünkü yazõsõnda yaşa- nanlarõ “kendine göre” değerlendirdi. Tayyar, şunlarõ yazdõ: “Beşir Atalay’ın İç- işleri Bakanlığı koltuğuna oturduktan sonra 18’i daire başkanı olmak üzere em- niyette yaptığı operasyon, sorunları be- raberinde getirdi. Kritik isim ise Emni- yet Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Gülcü’ydü. (...) Şu kesin; emniyette cid- di bir ayar bozukluğu var. (...) Kaçakçılık ve organize suçlarla ilgili birimlerde garip değişiklikler gerçekleştiriliyor. İs- tihbarat dairesi tam oturmadı. (...) Baş- bakan’ın meseleye el atması artık kaçı- nılmaz hale gelmiştir. Emniyete ayar çe- kilmezse demokratik açılım da çeteler- le mücadele de akamete uğrayabilir.” CHP’li Kemal Kõlõçdaroğlu savcõya, ‘hamiline arama kararõ’yla ilgili belgelerle yanõt verdi Erzincan Başsavcõsõ İlhan Cihaner: Fethullah Gülen’e dokunulmazlõk atfediliyor Fotoğraf:NECATİSAVAŞ AKP’li İşbaşaran, polisin içinde tarikatçõ ve karşõtlarõnõn oluşturduğu gruplarõn olduğunu söyledi. Arõnç’a suikast iddiasõ ve MİT’çilerin tutuklanmasõ birimlerdeki bölünmeyi gün õşõğõna çõkardõ SAVCI: BİR KARARDAN BİRKAÇ ÖRNEK ÇIKAR, AYRI AYRI İMZALANIR ERZURUM (AA) - Erzurum Cumhuriyet Başsavcõ- sõ Sinan Kuş, CHP’li Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Mahkemenin verdiği arama kararındaki imzala- rın farklı olduğu” yolundaki açõklamalarõyla ilgili olarak, “Bir karardan birkaç örnek çıkar hepsi ayrı ayrı imzalanır” diye konuştu. Mahkemenin verdiği üç suret çõkarõlan kararõn örneklerini basõna gösteren Kuş, “Bizim mahkemede bu şekilde aldığımız değişik iş şeklindeki kararlar en az 3-4 tane olur. Bir dosya- sında kalır, bir savcılığa geri döner, kolluğa gönde- receğimiz olur. Bilgisayar ortamında çalışıldığı için yazıcıdan çıkan her bir kararın imza ve mühürü ayrı yapılıyor. Dolayısıyla her mühür ve imzanın aynı noktaya isabet etmesi mümkün değil” dedi. İŞBAŞARAN- “Polisin için- de 3-4 grup var. Emniyet müdürlerinin bir yerlere gel- memesi için komplo düzen- leyen, tarikat grubunun kar- şıtı gruptur.” Feyzi İşbaşaran’a AKP’den ihraç istemi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - AKP Merkez Yürütme Kurulu (MYK), polislerle yaşadõğõ tartõşmayla gündeme gelen ve “Em- niyet içinde çete var” diyen Elazõğ Milletve- kili Feyzi İşbaşaran’õn, tedbirli olarak kesin ihraç talebiyle Müşterek Disiplin Kurulu’na sevkine oybirliğiyle karar verdi. AKP MYK’nin dünkü toplantõsõnda, İşbaşa- ran’õn, 20 Aralõk’ta Ankara’da trafik polisleri ile arasõnda geçen olay ve bu sõrada ortaya koyduğu tutum ve davranõşlarõ ele alõndõ. Değerlendirme- ler sonucunda, İşbaşaran’õn tedbirli olarak kesin ihraç talebi ile parti Müşterek Disiplin Kurulu’na sevkine oybirliği ile karar verildi. Trafik polisleri tarafõndan olay günü çekilen görüntülerin Başba- kan Erdoğan’a da gönderildiği belirtildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle