21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TBMM İçişleri Ko- misyonu Silah Yasa Tasarõsõ ile ilgili bir alt komisyon oluştu- rurken Genelkurmay Başkanlõ- ğõ “MİT ve polise de askeri si- lah ithal edebilme yetkisi ve- rilmesi sakıncalı olur, askeri silah ve malzemeler yasadışı oluşumların eline geçebilir” diye çekincelerini bildirdi. AB’ye uyum kapsamõnda TBMM’ye gönderilen tasarõ 9 Aralõk’ta İçişleri Komisyo- nu’nda görüşülerek alt komis- yona havale edildi. Genelkur- may Başkanlõğõ, tasarõyla ilgili çekincelerini 5 sayfalõk bir bil- gi notu ile alt komisyona iletti. Notta şu görüşlere yer verildi: “Bugüne kadar ülkemizde de ithal izni Genelkurmay Baş- kanlığı’nın uygun görüşü üze- rine MSB’ce verilmektedir. Tasarının bu haliyle yasalaş- ması halinde, askeri silah ve malzemelerin ithali tek elden takip edilmeyecek, kontrol- süz kalacak. (...) Bu da kont- rolsüzlüğü arttırabileceği gibi ithal edilen askeri nitelikteki silah ve malzemelerin yasa dışı oluşumların eline geçme- sine neden olabilecektir.” AKP’li Uzun ise “ İthal yetkisi bu kuruluşların zaten var. Yeni bir şey icat edilmiş değil. Eğer yeni bir şey var- sa; Genelkurmay Başkanlı- ğı bunu geri istiyor diye ha- ber olabilir” dedi. CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 26 ARALIK 2009 CUMARTESİ 4 HABERLER Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir’in son gözaltı olaylarıyla ilgili olarak, devlete ve hükümete yönelttiği sözlerine bakarken, “Üslubu beyan ayniyle insandır” deyişinden yola çıkıp, bu biçemin Diyarbakır Belediye Başkanı’nın kişisel yapısını yansıttığını söylemekle yetinmek isterim. Bütün şık giyimler, genelde kullanılan efendice deyimler, bir anda silinmiş, Osman Baydemir son konuşmasıyla, gerçek suretini bütün çıplaklığıyla gözler önüne serivermiştir, tıpkı bir zamanlar adam gibi konuşurken birden “Şeyinin şeyini şey etttiğim şeyi” üslubunu ağzından kaçıran bir başka ünlü politikacının tavrının kendini ortaya sermiş olması gibi... Osman Baydemir’e iyi bakın ve siyasi diyalog ile siyasi çözümün, o ve benzeri kişilerle aranıp aranamayacağına siz kendiniz karar verin! Hoş aslında açılımın vardığı süreçte, Baydemir’in falan esamisi okunmamakta, bizzat Diyarbakır Belediye Başkanı’nın da yaptığı gibi, muhatap alınmak istenen kişiler gerçek yetkilinin Öcalan olduğunu açıklıkla belirtmektedirler. Artık, açılımın yönünü belirleyen kişi Öcalan’dır. Yeni kurulan Barış ve Demokrasi Partisi’ne (BDP) mensup milletvekilleri, “Apo’nun talimatıyla parlamentoya döndüklerini” söylerken, aslında Öcalan’ın adamı olmanın ötesinde kıymeti harbiyeleri olmadığını belirtmişlerdir. Erdoğan’ın açılımının son vardığı nokta, Apo’nun partisinin resmen parlamentoda olduğunun tescilinden başka bir anlam taşımamaktadır. Türkiye’de yandaş medya ve kalemlerin yarattığı ortam ise Öcalan ve taifesinin dört ülkeyi kapsayan Kürt devletinin şimdiki yasama organı konumunda olan Kürdistan Topluluklar Birliği Türkiye Meclisi’nin üyelerini saptayarak, Türkiye Cumhuriyeti içinde, başka bir ülkenin yasama organını oluşturmalarına yolu açmıştır. Önceki gece sabaha karşı yapılan operasyonlarda gözaltına alınanlar, ki aralarında Siirt, Batman, Kızıltepe, Cizre, Sur, Kayapınar, Çınar, Viranşehir ve Suruç belediye başkanları da bulunmaktadır, bu nedenle içeri alınmışlardır. Hiç kuşkunuz olmasın ki, bunların gözaltına alınmalarını, kimileri açılımın önünü tıkayacak bir sertleşme olarak sunmak isteyeceklerdir. Gelinen noktada, bu tip görüşlere itibar ederek daha fazla zaaf göstermek, demokrasi sınırlarını aşıp ihanetin alanına girecektir. Şimdiye dek yaşananlar, muhatap alınmak istenen bu adamlarla yapılacak görüşmelerden, bölünme dışında demokratik sivil sonuç alınamayacağını açıklıkla ortaya koymuş bulunuyor. Oysa, henüz birlikte yaşama iradesinin çoğunlukta hâlâ var olduğunu gösterir belirtiler göz önünde bulundurulursa, bu yolda bir çözümü denememek hata olacaktır. Türkiye’de gerçekten sivil çözüme katkıda bulunacak ve Kürt sorununun demokratik çözümünün yolunu açacak girişimler, en bağnaz, en gürültücü kesimlerin öne çıkarılması, onların muhatap alınmasıyla değil, tam tersine her iki kesimin de en demokratik, en ılımlılarının öne çıkıp müzakere edecekleri bir ortamın yaratılmasıyla mümkün olabilecektir. Bugünkü iktidarın yaptığı bu değil, tam tersidir. Bugün, Abdullah Öcalan İmralı’dan, hem PKK’yi hem de BDP’yi rahatlıkla yönetmektedir. Acaba Türkiye Cumhuriyeti’nin bu durumu engelleyecek gücü yok mudur? Yetkililer böyle bir güçleri yoksa, açıkça söylesinler ve “Biz Öcalan’ın İmralı’dan PKK’yi yönetmesine engel olamıyoruz” desinler de, evlatlarımızın, PKK ile mücadelede, nafile yere şehit olmalarını sürdürmeyelim. Kürt sorununun sivil çözümü şarttır. Ama bu, devletin bugünkü gibi bir acz görüntüsü içine atılmasıyla sağlanamaz. Baydemir, son çıkışıyla, hem Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne hem de Tayyip Erdoğan hükümetine bu gerçeği en galiz şekilde ifade etmiştir. Adam daha ne desin? İşin içine bir de ana avrat katması mı gerekiyor? Açıklama: Dünkü yazımla ilgili olarak, Sayın Kürşad Tüzmen telefon ederek, yabancı sözcüğünü kullanmadığını belirtti. Gerçekten Oğuz Haksever ile yaptığı konuşmada, bu sözcüğü kullanmamış, yalnızca Haksever’in “adam yabancı değil” deyişini ben de başka arkadaşlar da yanlış anlamışız. Düzeltir özür dilerim. A.S. [email protected] İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN [email protected] DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Operasyonun Ardında Ne Var? Genelkurmay,MİTveEmniyet’easkerisilahithalyetkisininsakõncalõolduğunubildirdi Silah yasasõ çekincesi AB’ye uyum kapsamõnda TBMM’ye gönderilen tasarõyla ilgili çekincelerini alt komisyona ileten Genelkurmay Başkanlõğõ, yeni düzenlemeyle askeri silah ve malzemelerin ithalinin tek elden gerçekleşmeyeceğine dikkat çekerek “Askeri silah ve malzemeler yasadõşõ oluşumlarõn eline geçebilir” görüşüne yer verdi. ‘Ne savcısı ya, içerde canım çıktı’ Bütçe maratonu sona erdi. Başbakan Yardõmcõsõ Cemil Çiçek, savcõya baskõ iddiasõna yanõt vermedi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Yardõmcõsõ Cemil Çiçek, TBMM Genel Kurulu’nda bütçe gö- rüşmeleri sõrasõnda muhalefet millet- vekillerinin Erzincan Cumhuriyet Baş- savcõsõ İlhan Cihaner’i arayarak bas- kõ yaptõğõ yönündeki õsrarlõ sorularõ kar- şõsõnda sessiz kaldõ. Çiçek, görüşmele- rin ardõndan TBMM’den ayrõlõrken Cumhuriyet’in sorusu üzerine ise “Ne savcısı ya, içerde canım çıktı” demekle yetindi. TBMM Genel Kurulu’nda, dün 2010 yõlõ Bütçe Yasa Tasarõsõ kabul edildi. Görüşmelere, Başbakan Yardõmcõsõ Cemil Çiçek’in Erzincan Cumhuriyet Başsavcõsõ İlhan Cihaner’i arayarak yürüttüğü İsmailağa cemaati soruştur- masõnda gözaltõna alõnan kişilerin ser- best bõrakõlmasõnõ istediği iddiasõ dam- gasõnõ vurdu. CHP Yalova Milletveki- li Muharrem İnce, Çiçek’in 1987’den beri milletvekili olduğunu, 6 kabinede görev aldõğõnõ anõmsatõrken görev yap- tõğõ dönemleri eleştirdiğine dikkat çek- ti. İnce, “Erzurum’da hamiline ara- ma kararı çıkarılıyor mu? Görevi ya- pan yargı mensuplarına ‘cemaatime dokunma, yakarõm’ dendi mi” sorula- rõnõn altõnõ çizdi. “Civanım, delikan- lım” diyerek Başbakan için üzülenle- rin memleketin ne hale geldiğine bakõp bakmadõğõnõ soran İnce, “Baba malı- nı babalar gibi sattınız? TEKEL’de neler oluyor? Sayın Çiçek iyi bilir; oğ- lu Sigara AŞ yönetim kurulu üyesi- dir. Biz sokaklarda işçilerin sorun- larını dinliyoruz, siz oturduğunuz yerde milletin telefonlarını dinlediniz. Habur’da teröriste kibar, işçiye gad- dar oldunuz. Silivri’de faşist, Ha- bur’da liboş, Deniz Feneri’nde işle- meyen hukuk var” dedi. İnce “ABD’den korktuğunuz kadar Allah’tan korksaydınız ülkeyi bu ha- le getirmezdiniz” derken, AKP sõrala- rõndan protestolar yükseldi. AKP’li Mehmet Çerçi “Şov yapma” diye laf atarken İnce “Şovu sen yap. Devlet has- tanelerinin röntgen cihazlarını bozup da kendi özel hastanende röntgen çektirmeye çalış” karşõlõğõnõ verdi. İn- ce, CHP lideri Deniz Baykal’a dönerek “Sizin işiniz zor. Bir tane yolsuzluk dosyanız yok, oğlunuzun gemisi yok, çocuklarınıza burs verecek işadamı arkadaşlarınız yok” dedi. AKP sõra- larõndan protesto alkõşlarõ yükselirken İn- ce sözlerini “Meclis’in önüne Yüce Di- van’a gitmek için otobüsler yanaşa- na kadar bağırın” diye noktaladõ. Ka- mer Genç de, “Cemil Çiçek, Erzincan savcısına telefon etti mi etmedi mi? Bu bir rejim sorunudur” dedi. Hükümet adõna yaklaşõk 1 saat ko- nuşan Çiçek’in söz konusu iddialara hiç girmemesi dikkat çekti. Çiçek, görüş- melerin bitiminde kuliste Cumhuri- yet’in sorusu üzerine “Ne savcısı ya, içerde canım çıktı” diyerek yanõt vermekten kaçtõ. ‘AKP gaflet uykusunda’ CHP’li İlhan Kesici, “bütçe- nin vasıfsız, hiçbir vaadi olma- dığını” söylerken “Buna bütçe denmez, müsvedde çalışması olarak nitelendirilebilir” dedi. “AKP’lilerin de çok iyi bildiği- ni tahmin ettiğini” vurguladõğõ ve daha çok “Nakşi mahfillerin- de” söylendiğini ifade ettiği “Uyan ey gözlerim gafletten uyan/uyan uykusu çok gözle- rim uyan” dizeleriyle başlayan bir ilahiden bölüm okuyan Kesi- ci, AKP hükümetini “gaflet uy- kusundan uyanmaya” çağõrdõ. Kürt açõlõmõ projesi konusunda iktidarõn bir ekonomik projesi bulunmadõğõnõn altõnõ çizen Kesici, “İsmet Paşa, Kürt rapo- ru yazdı. Celal Bayar da Şark raporu hazırladı, içi ekonomi. 7 yıllık iktidarda GAP’a ne harcadınız” diye sordu. Başba- kan Erdoğan’õn 2002 yõlõnda Afyon’da yaptõğõ çay-simit hesa- bõnõ anõmsatan Kesici “Şimdi yi- ne aynı hesabı yapalım. Simit 50 kuruş, çay 1.5 lira. 5 kişilik bir aile sadece çay simitle bes- lense ayda 900 lira eder. Asga- ri ücret 546 lira. ‘Sizin Al- lah’tan korkunuz yok mudur’ di- ye ben de soruyorum” dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle