Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ekonomi@cumhuriyet.com.tr
22 ARALIK 2009 SALI CUMHURİYET SAYFA
EKONOMİ 13
CMYB
C M Y B
Ekonomik krizin etkilerinin kendini
hissettirdiği 2009 yılı bilançoları
kapanmak üzere. İşadamları
bilançolarını okurken analizleri
birçok açıdan yapmaları gerekiyor
ki sağlıklı sonuçlara ulaşmada
yanılma olmasın ve kriz haritası iyi
çıksın.
Aktifleri analiz ederken
rasyolardan yararlanmak önemli
yararlar sağlar.
Öncelikle son 3 yılın cari oranları
(dönen varlıklar/kısa vadeli yabancı
kaynaklar-KVYK), likidite oranları
(dönen varlıklar-stoklar/KVYK) ile
nakit oranı (dönen varlıklar-
alacaklar-stoklar/KVYK)
karşılaştırmak gerekiyor. Eğer cari
oran artıyorsa elde edilen kârla
sabit yatırım yapılmamış veya
işletme sermayesi için uzun vadeli
borçlanma kullanılmış, kısa vadeli
borçlar azalmış veya sermaye
arttırılmıştır. Firma zarar etmişse
veya kâr dağıtımı yapılmışsa cari
oran düşer. Kıdem tazminatı için
karşılık ayrılmışsa da cari oranı
azaltan bir durumdur. Ancak bu
oran stokları içerdiğinden likidite
oranına bakmak kriz ortamlarında
daha anlamlıdır. Bu oranın 1
olması, firma stoklardan satış
yapmazsa dahi kısa vadeli
borçlarını ödeyebilecek durumda
olduğunu gösterir. Ama bu oran 1
olmasına rağmen alacak devir hızı
(net satış tutarı/ortalama ticari
alacaklar) yavaşsa bu durumda
firma kısa vadeli borçlarını
ödemekte zorlanıyor demektir.
Likidite oranı 1’den düşükse ancak
stoklar hızla paraya
dönüştürülüyorsa az problem
vardır. Eğer bilançoda alınan sipariş
avansları varsa bu durumda firma
kısa vadeli borçlarını stoklarla
ödeyecek demektir.
Kısa vadeli borçların hazır
değerler dışında kapatılma
süresine bakmak gerekir.
Likidite oranı 1’den küçükse kısa
vadeli borçlar ile hazır değerler
arasındaki farkın ne kadar günde
kapanacağı analiz edilmelidir. Bu
(kısa vadeli borçlar-hazır
değerler/faaliyet sonucunda
yaratılan nakit) oranı ile hesaplanır.
Faaliyet sonucu yaratılan kâr, vergi
sonrası kâr-nakit girişi sağlamayan
gelirler+para çıkışı sağlamayan
amortisman, itfa payı, karşılıklar
gibi ödemelerden oluşur. Kapatılma
süresi kısa ise tehlike var demektir.
Alacak devir hızı ve ortalama
tahsil süreleri irdelenmelidir.
Alacak devir hızı yüksekse daha
düşük cari oran ve likidite oranı ile
çalışmak mümkündür. Ancak
ADH’nin müşterilere uygulanan katı
tutumdan kaynaklanıp
kaynaklanmadığına da bakmak
gerekir. Şüpheli alacak artmışsa
alacak devir hızı düşük çıkar. ADH
düşükse tahsilat servisi iyi çalışmıyor
demektir ve etkili tahsilat politikası
uygulanmalıdır.
Ortalama tahsil süresi (360/alacak
devir hızı) uzarsa bu satış kârını
azaltabilir. Ancak OTS uzamasına
rağmen stok devir hızı ve satış kârı
artıyorsa problem yoktur.
Stok devir hızı ve stok tutma
süresinin de hesaplanması ihmal
edilmemelidir.
Stok devir hızı (satışların
maliyeti/ortalama stok) yüksekse şu
durumlar söz konusu olabilir: Firma
etkili rekabet olanağına sahiptir. Kâr
marjı düşmüş, satışlar artmıştır. Mal
alışları iyi planlanmaktadır. Malların
sürüm yeteneği fazladır. Stoklar
yetersizdir. Tedarik güçlükleri
nedeniyle satılan malların yerine
yenileri koyulamamaktadır. Aşırı
ihtiyatlılık veya spekülatif beklentiler
nedeniyle stoklar şişmişse stok devir
hızı yavaşlar.
Stok tutma süresi (ortalama stok
tutarı x 360/net satışlar) tüm
satışların peşin olması halinde
stokların kaç günde paraya
çevrildiğini veya kredili satışlarda
stokların ne kadar sürede alacağa
dönüştüğünü gösterir.
Etkinlik süresine bakmak
analizleri pekiştirir.
Etkinlik süresi (ortalama tahsil
süresi+stok tutma süresi) malın
stoka girişinden paraya ve alacağa
dönüşme süresini gösterir. Bu süre
krizlerde uzar.
Kaldıraç etkisinin firma için
hangi sonuçlar doğurduğuna
bakmak gerekir.
Kaldıraç oranı (yabancı kaynaklar
yani tüm borçlar/aktif) yüksekse
firmanın spekülatif tarzda
yönetildiğini, kredi verenler açısından
emniyet marjının dar olduğunu, kredi
ödeyememe olasılığının yüksek
olduğu ve firmanın kaldıraç
etkisinden nasıl yararlandığını
gösterir. Eğer (faiz vergi öncesi
kâr/borçlar toplamı) ortalama
yabancı kaynak maliyetinden
büyükse firma daha fazla kredi
kullanacaktır. Bu oran eğer % 50’yi
geçerse tehlike işaretidir.
Ancak bu söylediklerimiz
bilançolar reel ise, fiktif kalemler
yoksa ve kayıt dışı işlemler söz
konusu değilse firma hakkında
sağlıklı sonuç verir. Aksi halde
bilançoları okumanın anlamı da
yoktur. Bu durumda Sultanhamam
hesabı(!) yapmak en doğrusudur.
2009 Bilançolarını Doğru Okumak
M A L İ Y E C İ G Ö Z Ü Y L E / M U S T A F A P A M U K O Ğ L U pamukm superonline.com
İŞÇİNİN EVRENİNDEN
ŞÜKRAN SONER
Hangisi Doğru?
Kürt açılımının ne getirip ne götürdüğüne ilişkin
dün bir diğeri ile yüzde yüz çelişen iki uç saptama
vardı; Başbakan Erdoğan’ın Suriye gezisi
bağlantılı yapılan açıklamalarda PKK’nin
tasfiyesine ilişkin gelişmelerin değerlendirileceği
bildiriliyordu. PKK bağlantılı uzun yıllar kötü giden
iki ülke ilişkilerinde bayram havası yaşandığının altı
çizilerek, Suriye vatandaşı PKK’lilerin Suriye’ye
dönmelerinin iki ülkenin gündemindeki
anlaşmalardan biri olduğu belirtiliyordu. Dışişleri
Bakanı’nın son görüşmelerini içeren bir diğer
haberde ise Irak yönetimleriyle PKK’nin tasfiyesi
konusunda sürdürülmekte olan görüşmeler, atılan
adımlardan söz ediliyordu...
Oysa dünün gündeminde yer alan birden fazla
haber ve değerlendirmeler tam tersine gidişin
göstergeleri; DTP’nin kapatma kararı sonrası
milletvekillerinin sine-i millete dönme kararlarından
vazgeçmeleri, Ahmet Türk’ün birinci ağızdan,
milletvekillerinin kararlarından dönmeleri, Meclis’te
kalma kararını vermelerinde, halkın yanında, İmralı,
Apo’nun da isteğinin etkili olmasını kamuoyuna
ilan etmesiyle siyaseten çok net çok farklı bir
noktaya gelindi. Sadece DTP için değil, Meclis’te
kalıp siyasete devam edecek milletvekilleri, yeni
tabelalı BDP’nin de, liderlik olarak İmralı, Apo ile
bağı önceden duyurulmuş oldu...
Doğal olarak önyargılarına, görüşlerine bağlı
olarak bu tablonun şiddetle karşısında ya da
yanında olanlar zıt pencerelerden de olsa Kürt
açılımının sonucunda, Erdoğan hükümetinin
karşısında kesinleşen muhatabın PKK ve liderliği
olduğu görüşünde buluşuyorlar. Bir adım ileri,
Apo’nun, hükümetin görüşmeleri yürütebilmesinde
siyasi muhatap bulabilmesi için milletvekillerinin
Meclis’te kalmalarını istediğini söylüyorlar. Sokak
protesto eylemlerine konu olan Apo’nun yeni
cezaevi koşullarında yapılan iyileştirmeler,
görüntülü haberlerle, yalıtımlı duvar kâğıtlarının
yenilenmesinden pencere, kapılardaki özene
bezene değişikliklerin ayrıntılarına kadar
kamuoyuna verilen bilgilendirmelerle
destekleniyor. Apo’nun liderliğini pekiştiren
hükümet jesti, DTP milletvekillerinin Meclis’te
kalma jestleri ile birlikte bilinçaltımıza kazınıyor...
Sanal ile gerçeğin tersyüz olması halleri, kafa,
kavram kargaşası dönemin karakteri, yaşamımızın
bir başka gerçeği, parçası oldu. Kürt açılımında bir
tek değişen dünya dengeleri, en çok da ABD’nin
Ortadoğu koşullarında yeni stratejilerinin,
arayışlarının ürünü olarak gündeme geldiğinde
tartışma yok. Bölge ülkeleri, halklarının biraz daha
gerçekçi, kendi öznel koşullarında çözüm üretmek
zorunda oldukları, aslında tüm açılım projelerinin
bununla bağlantılı gündeme geldiğinde de
buluşuluyor. Sonrası, ABD’nin tüm açılımlara
dönük olarak neleri hedeflediğinden, tek tek
ülkeler, tarafların nelere “evet” diyebileceklerine
kadar uzanan halkada yukarıdaki örneğin tıpkısı iki
zıt uçta haberlerin ardı arkası kesilmiyor. Kafaların
karıştıkça karışması, belirsizlik cepheleşmeyi ne
kadar keskinleştirirse keskinleştirsin, en çok
şaşkınlık, zamanında gereken tepkilerin
verilememesi, her kafadan bir sesin çıkması
bağlantılı en çok da kaosu üretiyor...
Yıllardır gazeteci olarak satır arası bilgiler almak
üzere kaçırmamaya çalıştığım ABD kaynaklı haber,
yorum, projelerin birbirinin zıttı olmasını da bir
güzel açıklıyor. Sahi Obama’nın en çok
önemsediği projelerin başında olduğu,
Ankara’daki Meclis konuşması ile de dünyaya ilan
edilmiş Kürt açılımı projesinde, ABD’nin kalıcı barış
dayatmasında “PKK’li mi, PKK’siz mi, çözüm
reçetesi var”.
Soğuk, sulu Amerikan şakaları, testlerinde çok
sıkça görülen, sorunun cevap anahtarlarındaki her
şıkkın doğru olabileceği izlenimi veren aldatmalar
sanatı aynen bu sorunun yanıtı için de geçerli;
beklentinize, mezhebinize göre, ABD kaynaklarını
dayanak yaparak tam tersine sonuçlara
ulaşabilirsiniz... ABD Ortadoğu’da sıkışınca
güvenilir müttefiki Türkiye’nin önemini kavradı, Irak
işgali sürecinde güç kazanmasına isteyerek ya da
istemeyerek katkıda bulunduğu PKK’yi
desteklemekten vazgeçti. Irak en çok da Kuzey
Irak yönetimlerine, Barzani-Talabani cephelerine
de bu gerçeği kabul ettirdi. Kürt açılımı projesinin
gündeme geldiği günlerde “PKK, Kandil liderlerinin
silah, eroin kaçakçılığı ile ilişkilendirilmeleri, tasfiye
projelerinin gündeme gelmesi somut kanıtlar...”
diyerek söyleminizi destekleyebilirsiniz...
Ya da sessiz ve derinden gelişmelere, gelinen
sonuçlara, hükümetin atmaya zorlandığı adımlara
bakarak, hükümetin fiilen karşısına çıkan
muhatabının PKK, Apo olduğu gerçeğinden
yürüyerek.. ABD kaynaklı haritalarda giderek
Türkiye’den toprak alınarak Büyük Kürdistan’ın
daha çok yer aldığını gözeterek...
soner@cumhuriyet.com.tr
AKP, kamudaki birçok kârlõ kurumu satarken eldeki şeker fabrikalarõ ve elektrik dağõtõmõnõ 2010’da özelleştirecek
Ekonomi Servisi - AKP hükümeti 2009’da
özellikle elektrik dağõtõm ve şeker fabrikalarõ iha-
leleriyle özelleştirmelere hõz verirken, 2010 so-
nuna kadar elektrik dağõtõm özelleştirmelerinin
büyük oranda tamamlanmasõnõ hedefliyor.
AA’nõn haberine göre son çeyrekte Çoruh, Os-
mangazi, Yeşilõrmak Elektrik Dağõtõm bölgele-
ri ile şeker fabrikalarõnda da Portföy C’nin iha-
lesi gerçekleştirildi. İhale ilanõnda bulunan 4 elek-
trik dağõtõm bölgesi ile 52 akarsu santralõnõn özel-
leştirme ihalesinde son teklifler 2010 Şubat’õn-
da, B Grubu şeker fabrikalarõnda da ocak ayõn-
da alõnacak. Türkşeker AŞ’ye ait Kastamonu,
Kõrşehir, Turhal, Yozgat, Çorum ve Çarşamba
Şeker Fabrikalarõ’nõn özelleştirme ihalesi bu ay
gerçekleştirilirken, söz konusu ihalede en yük-
sek teklif 606 milyon dolar olarak gerçekleşti.
Malatya, Erzincan, Elazõğ ve Elbistan Şe-
ker Fabrikalarõnõn özelleştirilmesi için 5
Ekim 2009 tarihinde ihale ilanõna çõkõlõrken,
söz konusu ihale için son teklifler 21 Ocak
2010 tarihinde alõnacak.
Bu arada, Başkent Elektrik Dağõtõm, Sakarya
Elektrik Dağõtõm, Meram Elektrik Dağõtõm’õn
devri 2009’da gerçekleşti. Aras Elektrik Dağõ-
tõm ihalesi için Danõştay 13. Dairesi’nin 20 Mart
2009 kararõyla yürütmenin durdurulmasõna ka-
rar verildi ve şu anda nihai karar bekleniyor. Öte
yandan, onay ve sözleşme aşamasõnda bulunan
özelleştirme işlemleri arasõnda İzmir, Derince,
Bandõrma, Samsun limanlarõ ile TEKEL’e, TE-
DAŞ’a ve Sümer Holding’e ait bazõ taşõnmaz-
lar da bulunuyor.
7 Mayõs 2009’da gerçekleştirilen Milli Piyango
şans oyunlarõnõn lisans verilmesi suretiyle özel-
leştirilmesi ihalesi ise aynõ gün iptal edildi. Ye-
ni yõlda ihalesi gerçekleştirilecek ve 1 Aralõk
2009’da ilana çõkõlan EÜAŞ’ye ait 52 adet
akarsu santralõnõn nihai pazarlõk görüşmesi için
ise son teklifler 19 Şubat 2010’da alõnacak.
Bu yõl özellikle, elektrik dağõtõm ve şeker fabrikalarõ ihaleleriyle
özelleştirmelere hõz verildi. 2010 sonuna kadar elektrik dağõtõm
özelleştirmelerinin büyük oranda tamamlanmasõ öngörülüyor.
Ekonomi Servisi - Çok katlõ ma-
ğazalar zinciri YKM 2009’da askõya
aldõğõ yatõrõmlarõ 2010’da gerçek-
leştirerek yurtdõşõnda Suriye, Mõsõr ve
Tunus’ta; yurtiçinde ise Ankara, Ma-
latya ve İskenderun’da mağaza aç-
mayõ planlõyor.
YKM Genel Müdürü Jaklin Güner
kriz nedeniyle 2009’da hedeflerinin
yüzde 7 oranõnda şaştõğõnõ kaydede-
rek 2010’a daha iyi hazõrlandõklarõnõ
ve mağazacõlõk alanõnda hem yurtiçi
hem de yurtdõşõ yatõrõmlarõnõn hõz ka-
zanacağõnõ söyledi. Güner, “2010 bi-
zim için yatırımların bol olacağı bir
yıl olacak. Arap ülkelerine olduğu
gibi yurtiçinde de mağazalar aça-
cağız. Mevcut olan 4 bin çalışanı-
mız yeni yatırımlarla birlikte 4
bin 600’e çıkacak” diye konuştu.
Güner, mağazalarõn düzensiz fiyat
indirimleriyle ilgili olarak da “Serbest
piyasa ekonomisinde olduğumuz
için isteyen istediği gibi fiyatlarını
indirmekte özgürdür” dedi.
Ekonomi Servisi - İstanbul Hazõr
Giyim ve Konfeksiyon İhracatçõlarõ Bir-
liği Başkanõ Hikmet Tanrıverdi, gerçek
mal ve hizmet aldõklarõ alt firmalarõn ma-
liye ile yaşadõğõ sorunlardan dolayõ “ka-
ba yöntemlerle müteselsil sorumlu
tutulmalarının ve yıllar sonra KDV
borçlusu çıkarılmalarının hukuksuz-
luk ve insafsızlık olduğunu” söyledi.
Tanrõverdi, vergi dairelerinin gönder-
dikleri yazõlarla, hizmet aldõklarõ firma-
lara ait olan ve hiçbir sorumluluklarõ bu-
lunmayan KDV alacaklarõnõ kendile-
rinden talep ettiğini belirterek “Başka-
sının borcunu ihracatçıya yıkıp ken-
dilerine ‘ya kõrk katõrõ, ya kõrk satõrõ se-
çin’ deniyor” diye konuştu. Tanrõverdi
şunlarõ kaydetti: “Maliye, kara listede
olan firmalardan kaynaklı KDV ia-
delerini ihracatçıya yapmıyor, geri
ödeyeceği toplam miktardan düşü-
yordu. Şimdi firmalara ait KDV’yi
tekrar bizden talep etmesi ihracatçı-
yı iki kere mağdur ediyor.”
Karalisteihracatçõnõn
kâbusu oldu
CHP 4-C kapsamõndakilerin kendi tercihleri ile memur ve işçi olarak çalõştõrõlmasõnõ teklif etti
TEKEL işçisi için yasa önerisi
TBMM Başkanlõğõ’na sunulan önerinin
yasalaşmasõ durumunda, bu düzenlemeden
eylemde olan TEKEL işçileri ile
özelleştirme kapsamõndaki işyerlerinden
ayrõlacak olan personel yararlanacak.
ANKARA (Cum-
huriyet Bürosu) -
CHP’li Tekin Bingöl,
4-C kapsamõnda istih-
dam edilen personelin
kendi tercihleri doğrul-
tusunda memur ve işçi
olarak çalõştõrõlmasõna
olanak sağlayan yasa
önerisini TBMM Baş-
kanlõğõ’na verdi. Öne-
rinin yasalaşmasõ du-
rumunda, bu düzenle-
meden eylemde olan
TEKEL işçileri ile
özelleştirme kapsamõn-
daki işyerlerinden ayrõ-
lacak olan personel ya-
rarlanacak.
Parlamentoda basõn
toplantõsõ düzenleyen
Bingöl, önerisiyle özel-
leştirme mağduru per-
sonelin kendi tercihle-
rine bakõlarak sürekli
işçi kadrolarõna ya da
memur statüsüne geçi-
rilmelerinin amaçlan-
dõğõnõ, memur statüsü-
ne geçmeyi tercih eden
personel için gerekli
kadrolarõn ihdasõnõn da
öngörüldüğünü anlattõ.
Bingöl 4-C kapsamõnda
21 bin 193 kişinin ça-
lõştõrõldõğõnõ, bunlarõn
10 ay çalõştõklarõnõ, yõl-
lõk iznin 10 gün oldu-
ğunu, 5 günden fazla ra-
por alamadõklarõnõ,
emeklilik hakkõ kazan-
dõklarõnda hemen
işlerine son verildiğini
ifade ederken, “4-C’ye
‘kölelik yasasõ’ diyor-
lar. Dedikleri kadar
var” dedi.
‘İşçiden özür dile’
MHP Genel Başkanõ
Devlet Bahçeli ise yap-
tõğõ açõklamada, sayõla-
rõ 12 bini bulan TE-
KEL işçilerine polis ve
hükümet tarafõndan ya-
põlan muameleyi “in-
sanlık dışı” olarak ni-
telendirdi. Bahçeli, Baş-
bakan Tayyip Erdo-
ğan’õ “yatarak para
kazanıyorlar” diye
suçladõğõ TEKEL işçi-
lerinden özür dilemeye
ve özlük haklarõyla bir-
likte başka kuruluşlara
nakli için harekete geç-
meye çağõrdõ.
Limon TBMM’de
TBMM Genel Kuru-
lu’nda bütçe görüşme-
leri sõrasõnda kürsüye
çõkan MHP Aydõn Mil-
letvekili Ali Uzunır-
mak, “TEKEL işçile-
rinin direniş sembolü”
haline gelen bir limonu
kürsünün önüne bõrak-
tõ. Başbakan Tayyip
Erdoğan’n “Sıvas’ın
doğusuna gidemeyen
siyasetçilerden” söz
ettiğini anõmsatan Uzu-
nõrmak, “Ankara’nın
ortasında, Sıhhıye’de
TEKEL işçilerinin ya-
nına gidebilen var mı”
diye sordu.
TEKEL işçileri Türk-İş Ge-
nel Merkezi önünde bekleyiş-
lerini, eylemlerinin 7. günü
olan dün de sürdürdü. TEKEL
işçilerine, siyasi partiler, de-
mokratik kitle örgütleri, esnaf
ve yurttaşlar da destek veriyor. Türkiye’nin dört
bir yanõndan gelen işçilere her gün çeşitli illerden
katõlõm sürüyor. Birçok sendika misafirhanesini
açmasõna karşõn işçilerin barõnma sorunu devam
ediyor. İşçiler koltuklarda, sandalyelerde uyumak
zorunda kalõyor. Sağlõk sorunlarõ nedeniyle Türk-
İş Genel Merkez binasõndaki revire başvurular art-
tõ. İşçilerde bel ağrõsõ, boğaz enfeksiyonu ve ak-
ciğer rahatsõzlõklarõ başladõ, soğuktan yüz felci de
gelişmeye başladõ. Herşeye karşõn işçiler “Ölmek
var, dönmek yok” diyorlar.
Atatürk’e şikâyet ettiler
TEKEL işçileri dün Anõtkabir’i ziyaret etti. Tek
Gõda-İş Sendikasõ Genel Sekreteri Mecit Amaç
başkanlõğõnda 7 otobüsle Anõt-
kabir’e giden işçiler, Atatürk’ün
mozolesine karanfil bõraktõlar,
İstiklal Marşõ’nõ okudular. Amaç,
Anõtkabir’i ziyaret nedenlerinin
“Atatürk’ün ‘ekonomik ba-
ğõmsõzlõğõ olmayan uluslarõn siyasi bağõmsõzlõğõ
olamaz’ şiarından hareket ederek kurduğu ku-
ruluşların, bugün tasfiye edilerek, uluslar-
arası kuruluşlara peşkeş çekilmesini şikâyet et-
mek olduğunu” belirtti.
İşçiler, gruplar halinde siyasi partileri ziyaret
etme kararõ da aldõ. İşçilerin eylemine polisin sert
müdahalesine ilişkin Ankara Valiliği ve Ankara
Emniyet Müdürlüğü hakkõnda da suç duyurusunda
bulunulacak. Tek Gõda İş Sendikasõ Genel Yö-
netim Kurulu’ndan yapõlan yazõlõ açõklamada da
İçişleri Bakanõ Beşir Atalay’õn istifasõ istendi.
Samsun Emniyet Müdürü Muzaffer Erkan An-
kara’ya giderek eylem yapan 700 TEKEL işçisi
hakkõnda işlem yapacaklarõnõ belirtti.
GÜNÜN İÇİNDEN
Garanti’ye 147 milyon dolar kredi
Garanti Bankasõ, 500’den az çalõşanõ olan KOBİ’lere
sunulacak yatõrõm ve işletme kredilerinin finansmanõnda
kullanmak üzere Avrupa Yatõrõm Bankasõ’ndan (AYB)
147.8 milyon dolar tutarõnda 12 yõl vadeli kredi aldõ.
Fish’e sadakat ödülü verildi
Akbank ve Boyner Holding işbirliğiyle piyasaya sunulan
kredi kartõ Fish, Fransa’da yayõmlanan Publi News ga-
zetesi tarafõndan düzenlenen En Yenilikçi Kartlar
2009 yarõşmasõnda, Avrupa - Sadakat ve Ödül Prog-
ramõ dalõnda birincilik ödülü kazandõ.
Hazine’nin alacağı 28.5 milyara ulaştı
Hazine Müsteşarlõğõ’nõn alacaklarõ kasõm sonu itiba-
rõyla 28.5 milyar TL olurken, bunun 8 milyar 996.3 mil-
yon TL’sinin vadesinin geçtiği belirlendi. Hazine ala-
cak stoku içerisinde en yüksek pay 14.5 milyar TL ile
Mahalli İdareler’e ait.
Dubai borç dondurmayı istemedi
Dubai World sözcüsü, şirketin dün alacaklõlarõyla
yaptõğõ toplantõda, borçlarõnõn dondurulmasõnõ iste-
mediğini söyledi. Bu gelişme, haftalardõr açõklõğa ka-
vuşmayan durumu daha da belirsizleştirdi.
Satacak bir şey kalmadõFotoğraf:NECATİSAVAŞ
‘Ölmek var,
dönmek yok’
WASHINGTON (AA) - Dünya Bankasõ, en
son yaptõğõ anketlere göre, Türkiye’nin, Doğu
Avrupa’da, küresel mali krizden en hõzlõ çõka-
bilecek ülke olduğunu açõkladõ.
Dünya Bankasõ ekibi tarafõndan gerçekleş-
tirilen anket kapsamõnda, Haziran ve Temmuz
2009’da altõ Doğu Avrupa’nõn Bulgaristan, Ma-
caristan, Letonya, Litvanya, Romanya ve
Türkiye’yi de içeren bin 686 işletmeden veri-
ler toplandõ. Birinci sõrada bulunan Türkiye’yi
Macaristan ve Romanya takip ediyor. Anket,
küresel mali krizin, Doğu Avrupa’daki eko-
nomik büyüme üzerinde uzun süreli etkide bu-
lunacağõ sonucuna vardõ. Verilere göre, şir-
ketlerin yüzde 70’i krizin en önemli etkisi ola-
rak talep düşüşünü gösterdi. Anket, nitelikli iş
gücünün büyük bir kõsmõnõ istihdam eden genç,
yenilikçi işletmelerin ve şirketlerin satõşlarõn-
da ciddi düşüşler meydana geldiğini ortaya koy-
du. Ankete göre şirketler, işletme sermayesi ih-
tiyaçlarõnõ karşõlamak için iç kaynaklara daha
fazla dayanarak, vergi ödemelerini geciktire-
rek ve borçlarõnõ yeniden yapõlandõrmaya ça-
lõşarak krize cevap verebildiler.
Türk şirketlerinin, gerek borçluluk dü-
zeylerinin düşük olmasõ, gerekse mali sis-
temin nispi sağlam yapõsõnõn olumlu avan-
tajlarõ olduğu kaydediliyor. Küresel krizin et-
kilerine rağmen, Türkiye’deki beklentiler nis-
peten iyimser olarak belirlendi.
Türkiye krizden hõzlõ çõkacak
Jaklin
Güner
YKM Arap
ülkelerineaçõlacak
Ali Uzunırmak