17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 4 KASIM 2009 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 DÜZ YAZI ORHAN BİRGİT Talat’ın Gözyaşları KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’ın anılarını içeren bir söyleşi kitabının “ada”nın her iki kesiminde de fırtınalar yaratacağı anlaşılıyor. Bu hafta içinde piyasaya verilen kitapta, Talat’ın 15 Kasım 1983’te Kuzey Kıbrıs Türk Federe Devleti’nin, bağımsız bir cumhuriyete dönüşmesi kararının alınmasına tepki olarak ağladığı anlatılıyormuş! Talat, o tarihte, Cumhuriyetçi Türk Partisi’nin Girne ilçe başkanıdır. 14 Kasım 1983 günü, federe devletin başkanı(*), bağımsızlık mücadelesinin gözü pek lideri Rauf Denktaş ile Başbakan Konuk hükümeti, cumhuriyet ilan etmeyi kararlaştırmıştır. Kararın Federe Meclis’e iktidar ve muhalefete mensup bütün milletvekillerinin ortak önergesi ile sunulmasını sağlamak amacı ile parti liderleri ile saat 17.00’de başlayan ve gece yarısına kadar süren bir toplantı yapılır... Denktaş, liderlere kararın gerekçesini anlattıktan sonra, “Takdir buyurursunuz ki, bu Meclis’te görev yapan arkadaşlardan, bağımsız bir cumhuriyet düşüncesine karşı çıkan olursa, kendisinden görevini sürdürmesini beklememiz doğru olmaz” der. Cumhuriyet kararı karşısında görüş belirlemek amacı ile toplanan CTP Parti Meclisi’nde, bağımsızlık önerisine karşı çıkılmasını isteyen Talat ve 13 arkadaşı oylamayı tek oy farkıyla kaybeder. Görüşleri, Moskova yanlısı Rum Akel Partisi ile örtüşen CTP’li milletvekilleri de, Federe Meclis’in öteki tüm üyeleriyle birlikte ve ayakta “Yaşasın Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti” sesleri arasında el kaldırmıştır. Bağımsızlık istemek, taksim istemekten farksızmış KKTC’nin İkinci Cumhurbaşkanı, 14 Kasım akşamı kendisini hıçkırıklara boğan bu kararı anlatırken, “bağımsız bir cumhuriyetin adanın ‘taksim’ini istemekten farksız olduğu savunmasını” yapıyor. Ona göre, 20 Temmuz 1974 çıkarmasından sonra oluşan federe devletten vazgeçilmemiş olsaymış, Rum tarafıyla yapılan görüşmelerin olumlu sonuca ulaşması sağlanabilirmiş!.. Nitekim, 2004 Nisan ayında yapılan oylamada Kuzey Kıbrıslı seçmenlerin, yüzde 65’inin onayladığı Annan Planı’nı, Rum tarafı reddetmiş olmasaydı, bağımsız KKTC oluşumu yerini yine zayıf bir federe yapıya bırakacaktı. Dahası kuzeydeki Türk kesimi, güçlü bir merkeze bağlı zayıf bir eyalet bireyleri konumunda olacaktı. Talat ve yandaşları, bugünde aynı öneriyi “Tek toplum, iki halk” şeklinde sunuyor. 15 Kasım 1985’te binlerce Kuzey Kıbrıs Türk’ünün bağımsız bir cumhuriyete kavuştukları için sevinç gözyaşları döktükleri bir sırada, CTP’nin Girne İlçe Başkanı olan ve o tarihlerde adada ismi neredeyse hiç bilinmeyen, KKTC’nin bugünkü Cumhurbaşkanı’nın tepkisel ağlaması, hazindir. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni meşru kılan halkoylamasında, o tarihte adanın kuzey kesiminde var olan 91810 seçmenden 71933’ü sandık başına gitmiş, bunlardan yüzde 70.18’i “evet” oyu kullanmıştır. Talat gibi düşünenlerin yüzdesi ise 29.82’de kalmıştır. Erdoğan ve AKP’ye şükran borçlu Anılarında, “AKP Türkiye’nin Kıbrıs politikasını değiştirmeseydi ne ben bu koltukta oturuyor olurdum. Ne de Annan Planı, bırakın kabul edilmeyi oya bile sunulabilirdi. 2000 yılında da seçime katılmıştım ve yüzde 10 oy almıştım. Beş yıl sonra ise yüzde 56’ya yakın oy topladım” diyen M. Ali Talat, öylece Başbakan Erdoğan ve AKP’ye şükran borçlu olduğunu da kabul etmiş oluyor. Ama bugün bir seçime girmiş olsa, sırtını yerden kaldıramayacağını da iyi biliyor. Sizler sevgili okurlar KKTC Cumhurbaşkanı’nın bu gözleminin, Erdoğan ile arasında geçen bir telefon görüşmesinin İşçi Partisi tarafından servise konulan ses bandınca da doğrulanmış olmasını, “hazin” diye tanımladığımız ihanetler dizesinin neresine yerleştirirdiniz? Acele karar vermeden, daha da hazin olanın, Talat’ın kurulma nedenine karşı olduğu bir oluşuma, KKTC’ye başkan olmayı içine sindirmesi olduğunu da düşünmeliyiz. Bu sıfatıyla, Cumhuriyet Meclisi kürsüsüne çıkıp, tarih önünde, başkanı olduğu devletin bağımsızlığını koruyacağına ant içebilmesine ne diyeceğimizi de... İktidarın Ermenistan ve Kürt açılımlarından sonra sıranın Kıbrıs açılımına geleceği biliniyor. Ve AKP yetkilileri, o açılımla ilgili görüşmeler başladığı zaman gelebilecek fırtınayı önceden önleyebilmek amacıyla, Kıbrıs Türk’ünün çıkarlarının bir tekinin bile feda edilmeyeceğini söylüyorlar. İçinizde, AKP’li yurttaşlar da olmak üzere, bu güvencenin geçerli olacağına hâlâ inananımız var mı? Sanırım ağlamak sırası Talat’ta değil de bizde. Hepimizde... (*) Olayın tanığı o dönemki federe hükümetin İskân Bakanı İsmet Kotak’ın ağzından. Faks: 0 216 302 82 08 [email protected] Başbakan, Sağlõk Bakanõ Akdağ’a tepki göstererek ‘Herkes aşõ olmalõ diye kampanya sürdürülmemeli’ dedi Erdoğan: Aşõ olmayacağõm ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Başbakan Recep Tayyip Er- doğan MHP lideri Devlet Bahçeli ve DTP lideri Ahmet Türk do- muz gribi aşõsõ olmayacaklarõnõ açõkladõlar. Sağlõk Bakanõ Recep Akdağ’a tepki gösteren Erdoğan, “Ben aşı olmayacağım. Muhak- kak yaptırmanız gerekir diye bir kampanyanın sürdürülmesi yan- lıştır” dedi. Başbakan Tayyip Erdoğan, par- tisinin grup toplantõsõnda domuz gribi salgõnõyla ilgili uyarõlarda bu- lunurken aşõyla ilgili tartõşmalara da değindi. Bu konuda çeşitli spekü- lasyonlar yapõldõğõnõ belirten Er- doğan, gripten korunmak için va- tandaşlara “Bu süreç içerisinde öpüşmeyin, tokalaştığınızda el- lerinizi yıkayın. Mümkünse de- zenfekte ediniz” dedi. Aşõ konu- sunda Sağlõk Bakanõ Recep Akdağ ile aynõ düşünmediğini belirten Erdoğan, “Bu konuda vatandaşım kendi is- teğine bağlı olarak böyle bir yolu tercih ederse eyvallah, ama etmi- yorsa muhakkak yaptırmanız ge- rekir diye böyle bir kampanyanın sürdürülmesi doğru değildir, yan- lıştır. Bu konuda eğer ebeveyn kal- kıp da ben bunu istiyorum diyorsa bu olmalıdır. Çünkü otoriteler de görüyorsunuz değişik kanaatler belirtiyor. Kimisi olmalıdır, kimi ol- mamalıdır diyor. Bunun isteğe bağ- lı hale getirmek lazım” dedi. Grup toplantõsõnõn ardõndan ga- zetecilerin “Siz aşı olmayı düşü- nüyor musunuz” sorularõ üzerine Erdoğan, “Ben aşı olmayı düşün- müyorum” dedi. Erdoğan, yanõn- da bulunan Sağlõk Bakanõ Akdağ’a da, “Benim adımı vermişsin, ben aşı olmayacağım, bunu düzelt” di- yerek tepki gösterdi. Başbakan Er- doğan, genetiği değiştirilmiş ürün- lerle ilgili yönetmeliği savunurken köşe yazarlarõnõ eleştirdi. Erdoğan, yönetmeliğin teşvik eden değil en- gelleyen olduğunu ileri sürdü. Bahçeli de aşı olmuyor MHP Genel Başkanõ Devlet Bahçeli, gazetecilerin sorularõ üzerine domuz gribi aşõsõ olmayacağõnõ açõkladõ. DTP Genel Başkanõ Ahmet Türk de Baş- bakan Erdoğan’õn açõklamalarõnõn anõmsatõlarak aşõ olup olmayacağõnõn sorulmasõ üzerine “Demek ki Baş- bakan kendi bakanına güvenmi- yor” dedi. Türk, aşõ olup olmayaca- ğõyla ilgili sorularõn tekrarlanmasõ üzerine, “Korkarım domuz gribi olmuş olabilirim. Kendimi iyi his- setmiyorum. Ateşim de var sanki” diye konuştu... B A Y K A L ’ D A N E R D O Ğ A N ’ A T E P K İ : K E N D İ N İ D Ü Ş Ü N Ü Y O R ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Genel Başkanõ Deniz Baykal, domuz gribi aşõsõndan kay- naklanan bir tehlikenin ortaya çõkmasõ halinde, bu- nun sorumluluğunun iktidara ait olacağõnõ belirterek aşõ olmayacağõnõ açõklayan Başbakan Recep Tay- yip Erdoğan’õ eleştirdi. Partisinin grup toplantõsõ çõkõşõnda gazetecilerin sorularõnõ yanõtlayan Baykal, Erdoğan’õn aşõ olma- yacağõnõ açõklamasõna tepki göstererek “Başba- kan’ın canı tatlı da vatandaşın canı tatlı değil mi? Başbakan kendisini düşünüyor, ‘ben olmaya- cağõm’ diyor. Sen olmayacaksan, vatandaşa niye yapıyorsun?” diye sordu. İktidarõn, salgõn konusun- da çelişkili manzara ortaya koyduğunu, Bakanlar Kurulu’nun kendi içerisinde ortak anlayõşa gireme- diğini söyleyen Baykal, Erdoğan ile Sağlõk Bakanõ Recep Akdağ’õn farklõ şeyler söylediğini belirtti. Baykal, “Hükümetin, bu tehlike karşısında Tür- kiye’ye yol göstermesi, doğru olanı uygulaması lazım. Onu da açıkça çıkıp savunabilmesi lazım. Böyle bir garip manzara var, çok tuhaf, çelişkili; bunu yadırgıyorum” dedi. H1N1 virüsüne karşõ yapõlan aşõnõn yan etkileri konusunda yurttaşlar uyarõlõyor Bakan Akdağ aşı oldu ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Sağlõk Ba- kanõ Recep Akdağ, domuz gribi olarak adlandõrõlan “H1N1 virüsü”ne karşõ domuz gribi aşõsõ yaptõrdõ. Sağlõk Bakanõ Akdağ ile bakanlõk bürokratlarõ, dün Sağlõk Bakanlõğõ’nõn Daire Tabipliği’nde domuz gri- bine karşõ aşõ oldu. Aşõ yaptõrdõktan sonra gazete- cilerin sorularõnõ yanõtla- yan Akdağ, Cumhurbaşka- nõ, Başbakan, bakanlar ve milletvekillerine aşõ olma- larõnõ önerip önermediğine ilişkin soru üzerine şunlarõ söyledi: “Bilimsel kurul- larımızın sıralamasına gö- re aşılama yapacağız. Be- nim önerimle kimseye aşı yapılmıyor. Bir de tabii 55-60 yaşın üzerindeki in- sanların biraz daha virü- se karşı korumalı olduğu kabul ediliyor. Ancak si- yasetçilerin ve benzeri toplumla yakın ilişki ku- ranların özelliği de şu: Virüsü yayma konusunda onların daha dikkatli ol- ması lazım.” Sağlõk Bakanõ Akdağ, CNN Türk’te katõldõğõ can- lõ yayõnda Erdoğan’õn aşõ olmayõ düşünmediğine iliş- kin açõklamasõ konusunda sorularõ yanõtladõ. Erdoğan ile bu konuşmasõnõn ardõn- dan görüştüğünü belirten Akdağ, “Daha önce böyle bir şeyi bilmiyor muydu- nuz, beklemiyor muydu- nuz” sorusu üzerine, “Grup konuşmasında bu konuya temas edeceğini bilmiyordum” diye ko- nuştu. “Şaşırdınız mı” so- rusuna da Akdağ, “Hayır, şöyle: Başbakanımızın ‘bakanõmla ayrõ düşünüyo- ruz’ dediği noktada as- lında bir ayrılık yok. Çün- kü biz de aynı şeyleri söy- lüyoruz” diye yanõt verdi. “Başbakan yaptırmıyorsa ben de yaptırmayayım demeyecek mi toplum” sorusuna ise Akdağ, “Sayın Başbakan bir defa aşı ol- ması gereken grubun için- de değil. (...) Sayın Baş- bakan şu andaki yaşı ve sıhhat durumu itibarıyla bu aşının yapılacağı kişi- ler arasında değil” karşõ- lõğõnõ verdi. Bu arada Sağlõk Ba- kanlõğõ Basõn ve Halkla İlişkiler Müşavirliği’nden yapõlan açõklamada da Başbakan’õn Pandemi Bi- lim Kurulu tarafõndan be- lirlenen aşõlanmasõ gere- ken risk grubunda bulun- madõğõ belirtildi. ERDOĞAN’A TEPKİ YAĞDI Aşõya güvensizliği arttõracak ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Sağlõk Bakanõ Recep Akdağ’õn haftalar- dõr domuz gribi aşõsõ olunmasõ için yurt- taşlarõ uyarmasõna karşõn Başbakan Tay- yip Erdoğan’õn aşõ olmayacağõnõ açõkla- masõ sağlõk örgütlerinin tepkisini çekti. Sağlõk ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikasõ (SES) Genel Başkanõ Bedriye Yorgun, bir ülke başbakanõnõn aşõnõn yan etkileri konusunda tartõşmalar sürerken aşõ olmayõ düşünmediğini açõklamasõnõn aşõya güvensizliği arttõracağõnõ söyledi. İnsanlarõn aşõ konusunda çok kararsõz ol- duğunu anlatan Yorgun, “Halkın aşıya karşı bir güvensizliği var. Bu güvensiz- liğin nedeni de sağlıkta dönüşüm prog- ramıyla sağlığın piyasaya açılmasıdır. İnsanlar bugüne kadar ilaç tekellerine paralar aktarıldığı gibi aşıyla da yine para mı aktaracaklar diye düşünüyor.” ‘Talihsiz bir açıklama’ Devrimci Sağlõk İşçileri Sendikasõ (Dev Sağlõk-İş) Genel Başkanõ Arzu Çerke- zoğlu da, aşõ konusunda kararsõzlõk bu- lunduğunu belirterek “Sağlık Bakanı ıs- rarlı bir biçimde herkesin aşı olması için bir telkinde bulunuyordu. Hükü- metin Sağlık Bakanı herkesi aşı olmaya çağırırken Başbakan’ın böyle bir açık- lama yapması talihsizliktir. Bu açıkla- ma aynı zamanda kendi politikalarına olan güvensizliği de göstermektedir. Her şeyden önce bilimsel kurumların aşı olunmasına yönelik yaklaşımı varsa bu konuda buna uygun davranmak ge- rekir. Bu ülkenin başbakanı da buna uygun davranmalıdır” diye konuştu. Mutasyon olasõlõğõ korkutuyor Türkiye’de aşı olanların yalnızca şu anki H1N1 virüsünden korunabileceği, virüsün Kuş gribiyle mutasyon geçirmesi halinde ise aşıların bir işe yaramayacağı bildirildi MAHMUT LICALI ANKARA - Ukrayna’da domuz gribiyle bir- likte 70 kişinin ölümüne neden olan diğer vi- rüsün SARS (akut solunum yolu yetersizliği sendromu) olduğunun ortaya çõkmasõ iki virü- sün mutasyona uğramasõ olasõlõğõnõ gündeme getirdi. Uzmanlar ise kuş gribi olarak adlan- dõrõlan H5N1 virüsü ile domuz gribi virüsünün mutasyona uğramasõndan endişe ediyor. Domuz gribi aşõsõnõn aşõ olduktan 2 ile 4 hafta sonra ko- ruyucu etkisini göstermesi de aşõ olan risk grup- larõnõn en az 1 ay daha tehlike altõnda olduğu anlamõna geliyor. Marmara Üniversitesi Tõp Fakültesi Enfek- siyon Hastalõklarõ Uzmanõ Doç. Dr. Önder Er- gönül, Ukrayna’da H1N1’in mutasyona uğra- ma ihtimalinin oldukça yüksek olduğunu be- lirterek “Dünya Sağlık Örgütü, Ukrayna’da ‘korkulan mutasyon olabilir mi’ diye araştır- ma yapıyor” dedi. SARS ile H1N1’in birleşerek mutasyon geçirmesinin çok zor olduğunu anlatan Ergönül, SARS’õn 2004 yõlõndan beri görül- mediğini ifade etti. H1N1’in mutasyona uğra- masõnõ ancak kuş gribi olarak adlandõrõlan H5N1 virüsünün yapabileceğine işaret eden Er- gönül, H5N1 virüsünün Ukrayna’dan uzaklaş- tõrõlmasõ gerektiğini belirtti. Ergönül, Türkiye’de aşõ olanlarõn yalnõzca şu anki H1N1 virüsünden korunabileceğini fa- kat virüsün mutasyon geçirmesi durumunda aşõlarõn da bir işe yaramayacağõnõ bildirdi. Kuş gribinin ya da domuz gribinin mutasyona uğ- rayarak yeni bir türünün ortaya çõkmasõndan endişe edildiğini dile getiren Ergönül, “Şu an korkulan ihtimal kuş gribiyle domuz gri- binin mutasyona uğraması. En çok ondan korkmak lazım” diye konuştu. Ergönül, “Şubat, mart aylarına gelindiğinde eğer aşı- lanmayan risk grupları varsa epey bir geç kalınmış olacak” dedi. Aşıların etkileri 2-4 hafta sonra Ankara Üniversitesi Tõp Fakültesi Halk Sağ- lõğõ Anabilim Dalõ öğretim üyesi Prof. Dr. Re- cep Akdur, önceki gün başlayan aşõlama uy- gulamasõnda aşõ olan kişilerde koruyucu etki- nin 2 ile 4 hafta içerisinde ortaya çõkacağõna işa- ret etti. Akdur, bu süre içerisinde virüsle temas eden insanlarõn aşõ olmalarõna karşõn yine do- muz gribine yakalanabileceği uyarõsõnda bu- lundu. Dün itibarõyla aşõlanmaya başlanan ha- cõ adaylarõnõn zaten 1 ay içinde Türkiye döne- ceğini kaydeden Akdur, “Aşı olmalarına kar- şın hemen bağışık hale gelmeyen hacı aday- ları Türkiye’ye virüs getirebilir. Asıl risk gru- bunun da aşılanması gecikiyor” dedi. BİLANÇO BÜYÜYOR 3 kişi daha H1N1 kurbanõ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkiye’de domuz gribini yaygõnlaşõrken dün 3 kişi daha yaşamõnõ yitirdi. Sağlõk Bakanlõğõ, domuz gribi nedeniy- le tedavisi devam eden 31 yaşõnda bir ka- dõn ve 55 yaşõnda altta yatan kronik hasta- lõğõ olan bir erkeğin hayatõnõ kaybettiğini açõkladõ. Bu ölümlerle beraber pandemik gripten kaybedilen yurttaşlarõn sayõsõnõn 11 olduğu kaydedilen açõklamada, şunlara dikkat çekildi: “2 yaşından küçük ço- cuklar, kronik hastalığı olanlar, gebeler ve 65 yaş üstündekilerin grip belirtileri ortaya çıktığında mutlaka bir hekime müracaat etmeleri gerekmektedir. Bunların dışındaki kişilerde grip belir- tileri ortaya çıktığında evlerinde istira- hat etmeleri ancak genel durumda kö- tüleşme, solunum güçlüğü, göğüs ağrısı, nefes darlığı, bilinç bulanıklığı, 3 gün- den fazla süren ateş, ciddi ve sürekli kusma şikâyetlerinden biri olan vakala- rın beklemeden doktora müracaatları büyük önem taşımaktadır.” Sağlõk Ba- kanlõğõ’nõn açõklamasõnda yer almamasõna karşõn Kayseri’de grip şikâyetleriyle has- taneye başvuran 37 yaşõndaki bir erkek domuz gribinden yaşamõnõ yitirdi. Hakkâ- ri’de 2, Kõrõkkale ve Çankõrõ’da 3’er kişi- de de domuz gribi tespit edildi. Dünya Zatürree Günü İstanbul Haber Servisi - Dünya Sağlõk Ör- gütü (WHO) ve Çocuklara Yardõm Fonu (UNI- CEF) ilk “Dünya Zatürree Günü”nde, hastalõkla mücadele için küresel çapta plan hazõrladõ. Za- türreeyle mücadele için atõlmasõ gereken önce- likli adõmlar 6 yõllõk bir süreci kapsayacak “Za- türreeye Karşõ Global Aksiyon Planõ”nõnda açõk- lanacak. Ülkemizden ise Enfeksiyon Hastalõklarõ Derneği, 100’e yakõn uluslararasõ ve ulusal sağ- lõk kuruluşu ile birlikte “Çocukluk Zatürreesiyle Mücadele için Global Koalisyon”a dahil olarak bu girişime destek veriyor. Save the Children yönetim kurulu üyesi Bill First, “Yõlda 2 milyon çocuğun zatürree sebebiyle hayatõnõ kaybettiğini öğrenmek pek çok kişiyi hayrete düşürüyor. Oy- sa bu ölümlerin yarõsõna yakõn bölümü halihazõr- daki aşõlarla önlenebilmektedir” dedi. Haber Merkezi - Eski sağlık Bakanı, MHP’li Osman Dur- muş, dün katıldığı televizyon programında, Tunceli’nin Ovacık ilçesinde bir hekimin domuz gribi aşısı olduktan sonra fenalık geçirdiğini ve tedavi altına alındığı- nı söyledi. Sağlık Bakan- lığı ise bir açıklama ya- parak aşı olan kişilerde herhangi bir yan etki gö- rülmediğini vurgulaya- rak Durmuş’un iddiala- rını yalanladı. Tunceli İl Sağlık Müdürlüğü de he- kimin aşı reaksiyonu ne- deniyle değil iğneden korktuğu için fenalık ge- çirdiğini açıkladı. DURMUŞ: AŞI OLAN DOKTOR FENALAŞTI İstanbul Haber Servisi - İs- tanbul Valisi Muammer Güler ise İstanbul’da domuz gribine ilişkin yaptığı açıklamada, 8 erişkinde daha domuz gribine rastlandığını ve gribin ilk gö- rüldüğü günden beri İstan- bul’da 456 vaka belirlendi- ğini bildirdi. Güler şu bil- gileri verdi: “Hastanelerde tedavi gören 9 kişiden 4’ünün durumu kritik. Yoğun bakım servisinde yatan hasta sayısı bugün 4’e yükseldi. Dün 2 kişiydi. Biri 18 aylık bebek, biri 9 yaşında çocuk, 2 bayan hasta var. Diğer 5 hastanın tedavilerine normal servis- lerde devam ediliyor.’’ İSTANBUL’DA 4 KİŞİ KRİTİK DURUMDA Sanatçõlar organlarõnõ bağõşladõ “Organ Nakli Haftası” nedeniyle Zeki Alasya, Tarık Akan, Vahide Gör- düm ve Altan Erkekli’nin de aralarında bulunduğu bazı sanatçılar or- ganlarını bağışladı. Eyüp Belediyesi Konukevi Ensari Konağı’nda dün düzenlenen basın toplantısında konuşan Altan Erkekli, TRT 1’de ya- yınlanan “Bahar Dalları” adlı dizinin tüm oyuncu ve set ekibinin or- ganlarını bağışladığını söyledi. Erkekli, dizinin toplumun organ bağışı konusunda bilinçlenmesine katkı sağladığını ifade etti. (Fotoğraf: AA)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle