23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada ABD başkanlarının güncel programlarını kolay kolay değiştirmeyecekleri bilindiğine göre… ...Başkan Obama’nın Amerika’nın ulusal ve bölgesel açılardan önemli nedenleri olmalı. Bu türden çağrılar; Batı ülkelerinde olağan dışı bir gelişmenin işareti diye yorumlanabilir. Ne var ki yakın günlerde yalaka, yandaş basınımız; Başkan Obama’nın RTE’yi dünya siyasetinde ve ABD politikalarında olası değişikliklerle ilgili olarak danışmalarda bulunmak amacıyla Washington’a çağırdığını yazabilir. Fakat hiçbiri, çağrının; bölgede uyguladığı dış politikada -ulusal politikaları açısından- kaygı duyan ABD’nin; Türkiye’yi uyardığını tabii yazmayacaktır. AKP Genel Başkan Yardımcısı Kürşad Tüzmen, RTE’nin Beyaz Saray gündemini açıkladı. Tüzmen’e göre “ziyarette”, Türkiye-Ermenistan, Türkiye-İsrail ilişkileri gündeme gelecek; Irak’tan ABD askerlerinin çekilmesinde izlenecek politikalar görüşülecek. ABD yönetiminin Karabağ sorununun çözümü ile protokol arasında bağlantı kurulmasına sürekli karşı çıkan Ermenistan ile aynı görüşte olmadığını gösteren tek bir açıklaması olmadığına göre: Başkan Obama, RTE’den imzaladığı protokolü bir an önce TBMM’den geçirmesini ve hemen, protokol parlamentoda onaylanmadan sınır kapılarını Ermenistan’a açmasını isteyecektir. Türkiye’nin İsrail ilişkileriyle, İran’a verdiği desteği içeren politikayı Obama’nın da onayladığı söylenebilir mi? ABD’nin İran’la Türkiye arasındaki ilişkilere sıcak bakmadığını anlamak için Amerikan medyasında çıkan eleştirilere göz atmak yeterli. İran-İsrail-Suriye ile yakınlaşma çabalarını ABD; RTE gibi yorumluyor mu acaba? Obama’nın Türkiye’nin üstlenmesini zorunlu gördüğü yeni bir politikayı RTE’ye duyurması olasılığı aslında gündemin tepe noktası. “Bölgede taşlar yerinden oynuyorsa”; ABD’nin Türkiye için yeni bir Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) hazırlamadığını varsaymak olanaksız. Hükümetin Kıbrıs sorununun çözümünde ABD’nin “yardımını” istediği biliniyor. ABD ve AB; Güney Kıbrıs Yönetimi’nin Kıbrıs Cumhuriyeti olarak tanınmasını… Kuzey Kıbrıs’ın Rum Cumhuriyeti içinde kimi hakları olan azınlık durumuna düşürülmesini çözümün önkoşulu olarak Türkiye’ye diretiyor, dayatıyorlar. Türkiye’yi dışlamayı, Rum egemenliğinde AB’ye girmeyi amaç edinen ve itiraflarıyla bağımsız devlet olmayı, bağımsız yaşamayı asla içine sindiremeyen MA Talat ile… Ankara’nın (RTE’nin) aralarından su sızmadığına göre… ...-çözümsüzlük çözüm değildir diye- ABD ile AB dayatmaları doğrultusunda hareket etmeyeceklerine kim güvence verebilir? Hükümetin sıfır sorun politikası şöyle özetlenebilir: Bizden ne istiyorlarsa… üç aşağı beş yukarı ver... …ver de komşularla sorunlardan kurtul! Verip kurtularak sorunları sıfıra indirmek… böylece Batı’nın vazgeçemediği lider olarak tarihe geçmek… elbette, zor değil! SAYFA 3 KASIM 2009 SALICUMHURİYET 8 HABERLERİN DEVAMI İstanbul Y 14 Edirne Y 12 Kocaeli B 14 Çanakkale Y 13 İzmir Y 17 Manisa Y 16 Aydın Y 19 Denizli Y 15 Zonguldak PB 11 Sinop Y 12 Samsun Y 12 Trabzon Y 9 Giresun Y 9 Ankara PB 9 Eskişehir PB 10 Konya PB 10 Sıvas K 3 Antalya PB 20 Adana PB 20 Mersin PB 23 Diyarbakır Y 12 Şanlıurfa Y 16 Mardin Y 12 Siirt Y 13 Hakkâri Y 6 Van Y 9 Kars Y 8 Oslo K 3 Helsinki K 4 Stockholm B 7 Londra Y 14 Amsterdam Y 11 Brüksel Y 11 Paris Y 13 Bonn Y 12 Münih Y 8 Berlin Y 8 Budapeşte Y 8 Madrid PB 20 Viyana Y 3 Belgrad Y 6 Sofya Y 7 Roma Y 18 Atina Y 19 Zürih Y 8 Moskova B 1 Aşkabat B 29 Astana Y 9 Taşkent B 26 Bakû B 19 Bişkek B 24 Tiflis Y 16 Kahire PB 23 Şam B 15 Ülke geneli parçalı ve çok bulutlu, Orta Karadeniz kı- yıları, Doğu Karadeniz, Doğu ve Güneydoğu Ana- dolu, Sinop, Tokat, Sıvas, Kahramanmaraş, Osma- niye, Hatay çevreleri ile akşam saatleriden itibaren Marmara’nın batısı, Kıyı Ege ile Uşak ve Denizli çevreleri yağışlı geçecek. Hava sıcaklığı batı bölge- lerde 4-6 derece artacak. IŞIL ÖZGENTÜRK Uçmak Bir Eziyete Dönüşürken Baştarafı Arka Sayfada Sonunda dayanamayõp bulduğum bir hostese ne ol- duğunu soruyorum, “Dış hatlardan gelen uçağı bekliyoruz” diyor. Peki bizi neden buraya soktunuz, bari terminalde bekleseydik.. ve hostes kõzõmõz muh- teşem bir yanõt veriyor: “Biz de bekliyoruz.” Hay Allahõm, insanõn kendi işine, durumuna bu den- li yabancõlaşmasõ nasõl bir şey, kõzcağõzõm sen bek- leyeceksin, çünkü ekmek paranõ veren şirket sana bek- le diyor; peki uçağõ dolduran biz ne oluyoruz? Para- mõzla rezil oluyoruz, Türkçesi bu. Neyse.. dõş hatlardan gelmesi beklenen yolcular ge- liyor ve biz uçuyoruz. Peki ya dönüş.. akõllanmamõş bir yolcu olarak, gü- zelim Antep yemekleriyle donatõlmõş bir sofradan ace- le kalkõp tam vaktinde havaalanõna geliyorum. İstan- bul uçağõ önce bir saat, ardõndan bir saat daha rötar- lõ.. yaklaşõk 35-45 kişi İstanbul’dan dõş hatlara binip Avrupa’nõn herhangi bir kentine gidecekler; ağlayanlar, “Sıfır hatayla uçuş” diyerek dalga geçenler, sigara içmek için en az beş kez dõşarõ çõkõp yeniden güven- lik kontrolünden geçenler, daral getirip çõlgõnca bağõran çocuklar.. kriz yönetimini ne yazõk ki, bazõ akõllõ yol- culardan öğrenen alan yetkilileri ve “bir daha mı Pe- gasus” diyerek tövbe edenler... Sonuç: Sinirlerin gerildiği bir uçuşla saat en geç 22’de alana ineceğini düşenen, ama 00.20 itibarõyla alana varabilen yolcular... Bekleyenim olmadõğõ için onlarõn durumlarõnõ bi- lemiyorum, bizden daha hallice olduklarõnõ düşün- müyorum. Çok önemli bir not: Sinirleri gerilmiş bir biçimde, sigara içmek için en az beş kez güvenlik kontro- lünden geçenler, isteselerdi yanlarında en tehlike- li nesneleri geçirebilirlerdi. Çünkü güvenlik gö- revlileri de bunalmış durumdaydı. Havaalanları- na, havalandırılması iyi düzenlenmiş sigara içme yerlerinin yapılması en azından güvenlik önlemi ola- rak gerekli. Benden söylemesi. isilozgenturk gmail.com İkinciErgenekondavasõndasanõklarõnsorguvesavunmalarõnõnarkaarkayayapõlmasõtalepedildi ‘Hilmi Özkök tanık olarak dinlensin’ HATİCE TUNCER İkinci Ergenekon davasõnda, daha önce savcõlara ifade veren eski Ge- nelkurmay Başkanõ emekli Orgeneral Hilmi Özkök’ün duruşmada tanõk olarak dinlenmesi talep edildi. İddia- namede Cumhuriyet Çalõşma Gru- bu’na (CÇG) ilişkin suçlamalar yö- neltilen sanõklarõn sorgu ve savun- malarõnõn art arda yapõlmasõ istendi. Davanõn dün gerçekleştirilen 12. du- ruşmasõnda cumhuriyet savcõlarõ id- dianame okumayõ sürdürdü. İstanbul 13. Ağõr Ceza Mahkeme- si tarafõndan görülen İkinci Ergenekon davasõnda, emekli orgeneraller Şener Eruygur, Hurşit Tolon ve tutuklu bu- lunan gazetemiz Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay ile birlikte 108 sa- nõk yargõlanõyor. Jandarma Kurmay Albay Mustafa Koç’un avukatõ Hasan Gürbüz, dün İstanbul 13. Ağõr Ceza Mahkemesi Başkanlõğõ’na sunduğu dilekçede mü- vekkilinin 3. iddianamenin 9. sõrada- ki sanõğõ olduğunu ve ikinci iddiana- meden başlanarak sanõklarõn sorgu ve savunmalarõnõn alõnacağõnõ söyledi. Gürbüz, iddianamede “Mustafa Koç’un, Jandarma Genel Komu- tanlığı’nda çalıştığı 2003-2004 dö- nemindeki 9 aylık görevi sürecinde CÇG adlı bir çalışma grubunun içe- risinde yer aldığı ve bu grubun darbe planları yaptığı”nõn iddia edildiğini kaydetti. Her iki iddianamede de “emekli Orgeneral Şener Eruygur, emekli Tuğgeneral Levent Ersöz, emekli Al- bay Hasan Atilla Uğur ve kıdemli Kurmay Albay Cihandar Hasanha- noğlu’nun CÇG içerisinde yer al- dığının” iddia edildiğini anõmsatan avukat Gürbüz şöyle devam etti: “İddianamedeki anlatım ve asıl- sız, dayanaksız iddialar karşısında, aralarında irtibat kurulan şüphe- lilerin sorgu ve savunmalarının birbiri ardı sıra yapılması, yargı- lama bütünlüğü, gerçeğin ortaya çı- karılması ve savunmalar açısın- dan daha faydalı olacağından ikin- ci iddianamenin sanığı Atilla Uğur’dan sonra Mustafa Koç’un sa- vunmasının alınmasını, Koç’tan sonra da üçüncü iddianamenin tu- tuksuz sanığı Cihandar Hasanha- noğlu’nun savunmasının alınması- nı, tanık olarak ifadesine başvuru- lan eski Genelkurmay Başkanı Hil- mi Özkök’ün de bu sanıklardan sonra davet edilerek tanık sıfatı ile dinlenmesini talep ederim.” Hastanelerde tedavileri süren tutuklu sanõklar Başkent Üniversitesi Rektö- rü Prof. Dr. Mehmet Haberal, emek- li Tuğgeneral Levent Ersöz, eski İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu’nun yanõ sõra Fah- ri Kepek, Hasan Ataman Yõldõrõm du- ruşmaya gelmedi. Salonda küfür ettiği için 5 celse cezalõ olan Durmuş Ali Özoğlu salona getirilmedi. Tutuksuz sanıklar 55 tutuksuz sanõktan emekli Orge- neral eski AKP Milletvekili Emin Şi- rin, emekli Orgeneral Kemal Yavuz, emekli Deniz Kurmay Albay İlyas Çı- nar duruşmaya geldi. Cumhuriyet savcõlarõ Mehmet Ali Pekgüzel ve Ni- hat Taşkın, iddianameyi kaldõğõ yer- den okumaya devam etti. Kriz tsunami gibi hasar belirsiz Ekonomi Servisi - Eski A l m a n y a Başbakanõ G e r h a r d Schröder, küresel kriz- de bazõlarõnõn adeta bir tu- sunami etki- sinden bah- settiğini belir- terek “Bana soracak olursanız mevcut durumu açıklamak için iyi bir benzetme bu. Çünkü tsunaminin gerçek tahrip edici etkisi ilk dalgada ortaya çıkmaz. Genellikle dalga çekildikten sonra tsunaminin asıl tahrip edici etkisi ortaya çıkar” dedi. Sinpaş Gayrimenkul’ün 35. yõ- lõ dolayõsõyla düzenlediği “Sür- dürülebilir Başarı İçin Liderlik” konulu “Bosphorus Conferen- ce”da konuşan Schröder, geçen günlerde yapõlan bir anketin, eko- nomik krizin dünya çapõndaki ka- yõplarõnõn yaklaşõk olarak 10.5 trilyon dolara ulaştõğõnõ ortaya koyduğuna dikkati çekerek şunlarõ kaydetti: “Neredeyse kişi başına 1.500 ABD Doları kayıpla kar- şı karşıyayız. Dolayısıyla artık devletlerin bankaların ve sigor- ta şirketlerinin güvenini yeniden inşa etmek için çalışmaları ge- rekiyor. Tabii ki pek çok ulusal ekonomide siyasi ve ekonomik çevrelerin tecrübesi nedeniyle belli bir istikrara ulaşılması sağ- landı. Ancak ulusal bazı çaba- ların uluslararası mecrada da tekrarlanması şart. Mesela ban- kalar ya da sigorta şirketleri eğer yönetim kurulları ulusal ya- pılarla sınırlıysa ve bunun sı- nırlarını aşamıyorsa küresel faaliyet yürütmelerine izin ve- rilmemeli. Aynı zamanda mali piyasalar temel görevlerine odaklanmalı. ” Schröder, bütün önlemlerin iç ekonomideki dinamikleri canlan- dõrmak için yapõldõğõnõ, ancak bu canlandõrmanõn başarõlõ olmasõ için güvenin yeniden inşa edilmesi gerektiğini söyledi. Schröder, “Ulusal ve uluslararası düzeyde elimizden geleni yaparak küre- sel ekonomiyi mümkün oldu- ğunca ayaklarının üzerine kal- dırmalıyız” diye konuştu. İstanbul Haber Servisi - Ka- muoyunda AKP ve Fethullah Gü- len cemaatini bitirme planõ olarak bi- linen “İrticayla Mücadele Eylem Planı” adlõ belgede imzasõ bulun- duğu iddia edilen Deniz Kurmay Al- bay Dursun Çiçek ifade vermek için adliyeye dün de gitmedi. Çiçek’in ad- liyeye çağrõlmadõğõ, yakõn zamanda çağrõlacağõ öğrenildi. Yetkililer, teb- ligatõn önce askeri savcõlõğa yapõla- cağõnõ, savcõlõk incelemesinin ar- dõndan da tebligatõn Dursun Çiçek’e ulaştõrõlacağõnõ bildirdi. ‘Albay görevinin başında’ Avukatlarõnõn yaptõğõ açõklamaya göre Dursun Çiçek İstanbul’a gel- medi ve halen Genelkurmay’daki görevinin başõnda bulunuyor. Ge- nelkurmay Başkanlõğõ’nda görevli bir subay olduğunu öne süren bir kişinin ihbar mektubunda yer alan ve oriji- nal olduğu iddia edilen “belge” üze- rinde Adli Tõp Kurumu’nda yapõlan incelemeler sonucunda, “ıslak im- zanın” Albay Çiçek’e ait olduğunun “kabul edilmesi gerektiği” yönün- de bir rapor verilmişti. ‘Komuta kademesine maledilemez’ İhbar mektubunda “bel- genin” Taraf gazetesinde yayõmlanmasõnõn ardõndan karargâhta bu bilgilerin ka- yõtlõ olduğu bilgisayarlarõn geri dönüştürülemeyecek şekilde defalarca silindiği iddia edilerek bu işleme ka- tõldõklarõ savunulan isimler ve rütbeleri sõralanmõştõ. Ankara Cumhuriyet Sav- cõlõğõ belgenin gerçek olup olmadõğõ, gerçekse kimler tarafõndan hazõrlandõğõ yö- nündeki soruşturmayõ “yet- kisizlik kararı” ile İstan- bul’a yollarken Egenekon savcõlarõ mektupta “silici- ler” olarak adlarõ geçen 7 subay ve bir sivil memuru adliyeye çağõrarak bilgile- rine başvurmuştu. Ancak 31 Ekim tarihinde adliyeye gelen isimler arasõnda Albay Çiçek yer almamõştõ. 8 kişi ise ifadeleri alõndõktan son- ra serbest bõrakõlmõştõ. SERTAÇ EŞ ANKARA - Emekli Tümgeneral Ar- mağan Kuloğlu, kamuoyunda Albay Dursun Çiçek’in “ıslak imzasını” taşõdõ- ğõ iddiasõyla tartõşõlan “İrticayla Müca- dele Eylem Planı”nõn henüz hukuken ge- çerliliğinin ispatlanmadõğõnõ vurguladõ. Milli Güvenlik Siyaseti Belgesi (MGSB) kapsamõnda hazõrlanabilecek belgenin “uygulamaya veya tavsiyeye yönelik ol- madığı için” geçerliliği olmadõğõnõ anla- tan Kuloğlu, sõralõ amirlerden tasvip ala- mayacağõ için de Türk Silahlõ Kuvvetleri (TSK) komuta kademesine maledilemeye- ceğini söyledi. Kuloğlu, kamuoyunda tartõşõlan belge ile ilgili düşüncelerini açõklarken “belgeye ilişkin bir hukuki ispat bulunmadığını” belirtti. Hukuki ispat olmayõnca geçerliliği olan bir belge niteliği de kalmayacağõnõ kaydeden Kuloğlu, şu değerlendirmeyi yaptõ: “Hukuki açıdan imzanın ıslak ol- duğu ispat edilse dahi, bu belgenin ka- rargâh içerisinde üst komutanlıktan verilen bir emir çerçevesinde hazırlan- madığı ifade edildiği için kendiğilinden ortaya çıkmış bir belge olarak nitelen- dirilmesi gerekiyor. Kendiliğinden or- taya çıkan belgenin de belli prensipler dahilinde ve alınan genel görev çerçe- vesinde yapılmış bir görev olarak mü- talaa edilmesi lazım. Bu da nedir, MGSB’nin iç tehditler kısmındaki irti- ca konusunda Silahlı Kuvvetler’in hem kendini hem de ülkenin karşı kar- şıya kalmış olduğu tehlikelerden arın- ması için devletin diğer organları tara- fından alınması gereken tedbirlerin il- gili makamlara bildirilmesi, MGK’de dile getirilmesi gibi birtakım tedbirler manzumesini içeren bir doküman ola- rak kabul etmek lazım.” Belgenin içeriği itibarõyla düzgün ol- madõğõnõn ortaya çõktõğõnõ belirten Kuloğ- lu, “Çünkü basit değil, anlaşılır değil, uygulanabilir değil ve vazifenin yapıl- masına yönelik değil” dedi. Belgenin birtakõm uygunsuz düşünceler- le uygulama ve tavsiye amacõ dõşõnda oldu- ğunu anlatan Kuloğlu, “Bir kişinin kafası- na göre veya herhangi bir düşünceye gö- re yazılmış birtakım unsurları içeriyor. Bu nedenle bu tasvip görmüş değil. Yani sıralı amirlere götürüp de ben böyle bir taslak, müsvedde hazırladım deyip gö- türdüğü belge değil. Çünkü götürdüğü zaman bunun yanlış olduğu sıralı amir- leri tarafından belirtilecek bir belge. Do- layısıyla ne uygulamaya geçebilir ne de mantık açısından doğru unsurları içere- bilir bir belge” değerlendirmesini yaptõ. Belgenin “komuta katının kabul ede- bileceği bir belge olmadığını” dile geti- ren Kuloğlu, komuta katõna sunulmasõ ha- linde ise “Bunlar bizim görevlerimiz de- ğil” gerekçesiyle düzeltme istenecek ifa- deler bulunduğunu kaydetti. Belgenin mevcut haliyle “uygulama ve tavsiye” açõsõndan mantõklõ, makul konularõ içer- mediğini belirten Kuloğlu, “Henüz daha o belgenin doğru olduğu, ihbarcıların doğru olduğu dahi ispatlanmış durum- da değil. İspatlanmış olsa dahi geçerlili- ği olan bir belge olmadığı kanaatini ta- şıyorum” diye konuştu. Yetkililer, tebligatõn önce askeri savcõlõğa yapõlacağõnõ, savcõlõk incelemesinin ardõndan da Albay Dursun Çiçek’e ulaştõrõlacağõnõ bildirdi. İstanbul Haber Servisi - “İr- tica İle Mücadele Eylem Planı” belgesinin Albay Dursun Çi- çek’in el ürünü olduğuna ilişkin rapor veren heyette bulunan Ad- li Tõp Kurumu (ATK) yetkilileri hakkõnda suç duyurusunda bu- lunuldu. Avukatlar, Serdar Öz- türk’ün Ankara’daki avukatlõk bürosunda bulunan belgeyi in- celeyen heyette bulunan Hacı Mehmet Akın ve Lokman Ba- şer’in tõp doktorlarõ olduklarõnõ, incelemeden bir hafta önce ku- ruma atandõklarõnõ iddia etti. Ergenekon soruşturmasõndan tutuklu bulunan şüpheli Serdar Öztürk’ün avukatlarõ, ATK Fi- zik İhtisas Daire Başkanõ Prof. Dr. Bülent Üner ile adli tõp uzman- larõ Hacõ Mehmet Akõn ve Lok- man Başer hakkõnda sahte resmi belge tanzim etmek gerekçesiyle suç duyurusunda bulundu ve tu- tuklanmalarõnõ talep etti. Savcılar tanıyor mu? Dilekçede, raporu veren ki- şilerin tõp doktoru olduğunun iddia edildiği anõmsatõlarak “Bir hukukçu nasıl ki patoloji ra- poru veremeyecekse, bir tıp doktorunun da grafoloji bili- minin alanına giren bir konu- da rapor veremeyeceği kuş- kusuzdur” ifadeleri kullanõldõ. Dilekçede, “Bu belgedeki ıslak imzanın, teknolojik imkânlar kullanılarak sahte bir şekilde oluşturulduğu kanaatindeyiz” yorumunda bulunuldu. Savcõlara gönderilen ihbar mektubunu yazan şahsõn, “sav- cıların kendisini çok iyi tanı- dığı ve çok iyi görüştükleri” iz- lenimi bõraktõğõ belirtildi. Öztürk’ün avukatlarõnõn ver- diği dilekçede, şu ifadeler yer al- dõ: “İnceleme heyetinin özel olarak atandığı ve bilinçli ola- rak uzmanı olmadıkları bir alanda sahte mütalaa verdik- leri ortaya çıkmaktadır.” Adli Tõp üyelerine suç duyurusu İrticayla Mücadele Eylem Planõ’nda imzasõ bulunan albay savcõlõğa gitmedi ‘Çiçek’e tebligat yapılmadı’ ERGENEKON ŞÜPHELİSİ ÖZTÜRK’TEN ‘ISLAK İMZA’ DİLEKÇESİ Clintonkriznedeniyle dünyadanözürdiledi G. Schröder. “Bosphorus Conference”da konuşan ABD’nin 42. Başkanı Bill Clinton, ABD’den çıkıp dünyaya yayılan kriz nedi- niyle özür diledi. Clinton, krizi birbirine bağlı dünyada ortaya çıkan gelişmelerin herkesi etkilemesinin acı bir örneği olarak niteledi. Clinton’un konferanstaki konuş- masının ardından platforma, Marmara dep- reminden sonra Türkiye ziyareti sırasında burnunu sıkan “Erkan bebek” çıktı. Erkan, aradan geçen 10 yıl sonra Clinton’un yine burnunu sıktı. “10 yıl önce ne kadar cesur bir bebek diye düşünmüştüm. Ama şimdi ce- saretini yeniden gösterdi” diyen Clinton, söz konusu fotoğrafın halen evindeki duvarında asılı durduğunu söyledi. (Fotoğraf: AA) Küreselekonominincanlanmasõiçingüveninyenideninşaedilmesininzorunluolduğunu söyleyen Schröder, ulusal ve uluslararasõ düzeyde önlem alõnmasõ gerektiğini belirtti EMEKLİ TÜMGENERAL KULOĞLU
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle