25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 24 KASIM 2009 SALI 4 HABERLER DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Bu da Geçer Yahuuu!.. Birçok yaşıtım gibi, yalnız 12 Eylül dönemini değil, 12 Mart askeri darbesini de çok sıkıntılı geçirdik. Bizler şanslı olanlardık. Şanssızlar o dönemi geçiremediler.... 1973 yılı başları olmalıydı. Ülkede asker diktasının etkileri sürüyor, faşist yönetimin davalarının bir kısmı bitmiş, kimileri ölüm cezalarıyla sonuçlanmış, kararlar infaz edilmiş, bir kısmı sürmekte, Bayburt’ta yedeksubay olarak yaptığım askerlik görevinde askeri ceza yasasının elli bilmem kaçıncı maddesi dolayısıyla açığa alınmış, evde oturuyor, arada sıkıyönetimde görülen davaya gidip geliyorum, Akşam gazetesindeki işimden atılalı olmuş iki yıldan fazla... Neyse hapislik bitmiş; ama ufukta ne ülke için umut ışığı var ne de benim içinde bulunduğum durumdan çıkıp yeniden sevdiğim bir iş bulup, elimin ekmek tutması olasılığı... Böyle bir ortamda hangisi olduğunu hatırlamadığım bir toplantıdayız, bir ara bir köşede dalmışım. Durumumu fark eden İlhan Selçuk, - Ne o Ali dalmışsın, dedi sonra da devam etti: - Neler hissettiğini tahmin edebiliyorum. Şimdi her şey bitti gibi geliyordur sana, oysa iki yıla kadar göreceksin bak önünde ne kapılar açılacak... O an ne kadar teselli bulduğumu bilmiyorum, ama bir yıl sonra, altı ay Yeni Ortam’da çalıştıktan sonra, Cumhuriyet’te yazmaya başlamıştım. Türkiye’de Başbakanlık koltuğunda oturan ise Bülent Ecevit’ti. Cumartesi günü olayı İlhan Abi’ye sordum: - Hatırlıyor musunuz İlhan Abi? Her şeyi olduğu gibi, onu da anımsadı. Onun bu halini görünce, kendi hatırlamadıklarıma daha çok sinirlendim. Sonra, sohbet koyulaşınca İlhan Abi, bunların da geçici olduklarından, yolun sonuna yaklaştıklarından söz etti. Amerikan Hastanesi’nden çıkışımda baktım, keyifli biri içimden içimden sesleniyor: - Bu da geçer yahuuu!.. - O kadar acele etme, bakalım bu sefer geçecek mi? Hem ‘bu da geçer , bu da geçer’ diye diye biz de geçip gidiyoruz yollu aksice yanıtladım içimdeki iyimseri. Hem bizim geçip gittiğimiz doğruydu, hem bunların da geçmekte oldukları... Yaşayagörsün insan, nelerin geçip gittiğini görmüyor ki, kendi geçip gitme sürecinde... Kişisel deneyimlerim, yaşadıklarım, toplum bilimin kimi verileri, çevremizde gittikçe yükselen tepki, bunların da yolun sonuna yaklaştıklarını, ama gitmemek için ellerinden geleni yaptıklarını gösteriyordu. Sonları yaklaşıyordu, yaklaştıkça da korkuları artıyor, sindirmek, korkutmak için baskıları yoğunlaşıyordu. Korkanlar korkularını bastırmak için korkutmaya çalışıyorlardı. Korkutulmak istenenlerin bir bölümü de, bu çabaların aslında korkudan kaynaklandığını görüyor o yüzden korkmuyor, bileniyorlardı. Ama toplumsal bir bıkkınlık ve yılgınlık ortamında yaşadığımız da yadsınamazdı. Neden inkâr edeyim ki, zaman zaman umutsuzluğa düştüğüm, yılgınlara hak verdiğim de olmuyor değildi. Oysa biraz kulak versek, çevreye, görecektik gerçeği. Evet bir süredir, akan zaman, çağıldayan su, esen yel, titreyen yaprak, hışırdayan ağaç, ürperen kuş, kısacası her devinen, her fısıldayan aynı şeyi söylüyordu: - Bu da geçiyor yahuuu! Doğru bu da geçiyordu. Ama nasıl? Ertesi gün gazetelerde yer aldı CHP İstanbul Milletvekili İlhan Kesici’nin, nasıl geçtiği konusundaki açıklamaları. 64 bin işyeri kapanmıştı. Her 3 gençten biri işsizdi. İşsizlik tavan yapmıştı. Bunlar geçince kollar sıvanır, bütün bunlar onarılırdı. Ama bu arada borç üzerine borç yapmışlardı. Cumhuriyetin seksen yılında yapılan 148 milyar borç, bunların yedi yıllık iktidarlarında 433 milyara çıkmıştı. Üstelik de bu borç artışı döneminde, yani son yedi yılda 225 milyar da borç ödenmişti. Dahası, bu yedi yıl süresince, bir tek baraj, santral yapılmadığı gibi, elde sanayi tesisi, altyapı kurumu olarak ne var ne yoksa satılmış, Cumhuriyetin bunca kazanımı da heba edilmişti. Bu da geçiyor, geçiyor, ama geçip giderken arkasında da bunları bırakıyor. Yani kısacası, geçiyor, ama delip de geçiyor. asirmen@cumhuriyet.com.tr Kulak Fethullah’õn iddiasõ Tunceli’de Öymen depremi TUNCELİ (Cumhuriyet) - Tunceli’de CHP Ge- nel Başkan Yardõmcõsõ Onur Öymen’in Dersim kat- liamõyla ilgili sözlerine tepki gösteren, aralarõnda 3 ilçe belediye başkanõnõn da bulunduğu yaklaşõk 300 kişi CHP’den istifa etti. İstifalar yaklaşõk bin kişinin katõldõğõ basõn açõklamasõyla duyuruldu. CHP’den istifa eden Nazimiye Belediye Başkanõ Cafer Kırmızıçicek, Pülümür Belediye Başkanõ Mesut Coşkun, Ovacõk Belediye Başkanõ Mustafa Sarıgül ile eski CHP Milletvekili Hasan Göyüldar ortak bir basõn açõklamasõ yaparak istifa gerekçesini açõkladõlar. Basõn açõklamasõndan önce Tunceli Be- lediyesi’nden kiralanan bir araç kentin cadde ve so- kaklarõnda gezdirilerek, “Onur Öymen’in hâlâ Dersim katliamının tekrarını isteyen ve Dersim halkının onurunu kıran sözlerini içi- mize sindiremediği- miz için CHP’den istifa edelim” anons- larõ yapõldõ. Cumhuriyet Mey- danõ’nda yapõlan ba- sõn açõklamasõna da yaklaşõk bin kişi ka- tõldõ. İstifacõlar adõna açõklamayõ Sarõgül okudu. Sarõgül, şöy- le konuştu: “Alevili- ğin orijini sayılan Dersim’e ve Dersim halkına düşman gözüyle bakmak, TBMM kürsüsünden gözümüzün içine baka baka atalarımıza yaşatılan kıyımları, çö- züm olarak önümüze sunmak, bununla övün- mek, bunu da sosyal demokrasi ve barış adına yapıyorum demek, insanlık ayıbıdır.” Açõklamanõn ardõndan 3 belediye başkanõnõn yanõ sõra eski Tunceli milletvekili Göyüldar, CHP Pülü- mür İlçe Başkanõ Hasan Hayri Keskin, görevden alõnan CHP Tunceli Merkez İlçe Başkanõ Davut Yıl- dırım, Nazimiye İlçe Başkanõ Abdullah Kırmızıdağ, Pülümür İl Genel Meclisi üyesi İsmail Hakkı Şahin, CHP Tunceli İl Yönetim Kurulu üye- leri Doğan Benli ve Kemal Bozkurt, Tunceli Sanayi ve Ticaret Odasõ Meclis Başkanõ Hasan Kuru, Sana- yi ve Ticaret Odasõ eski Başkanõ Ali Asker Güler ile Dersimspor Başkanõ Yaşar Moğultay’õn da aralarõn- da olduğu 300 kişi dilekçelerini CHP İl Başkanlõ- ğõ’na sundular. İstifacõlarõn şu an herhangi bir partiye geçmeyi düşünmedikleri belirtildi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Telefon dinleme tartõşmalarõyla gündeme gelen Tele- komünikasyon İletişim Başkanlõğõ (TİB) Teknik Daire Başkanõ Basri Aktepe’nin adõnõn emni- yetin düzenlediği “Fethullahçı polisler” liste- sinde geçtiği ortaya çõktõ. Fethullah Gülen’in faaliyetlerinin araştõrõlmasõnõn “emniyette yu- valanan işbirlikçiler” nedeniyle yapõlamadõğõ, telefonlarõn emniyet yerine jandarma tarafõndan dinlenmesi istemli emniyet yazõsõnda, Aktepe dinlenecek kişiler arasõnda yer aldõ. Birgün gazetesi, “Dinlemenin başındaki Fethullahçı” başlõğõyla, TİB Teknik Daire Baş- kanõ Aktepe’nin Fethullah Gülen grubuna yönelik bir çalõşmada dinlenmesi gereken isimler arasõnda yer aldõğõna ilişkin belgeyi yayõmladõ. Aktepe’nin adõ, 2002 yõlõnda dönemin İstanbul Organize Suç- lar Şube Müdürü Adil Serdar Saçan’õn, döne- min DGM Savcõsõ Nuh Mete Yüksel’e gön- derdiği “kişiye özel” kaşeli yazõda geçiyor. 5 isim ve cep telefonu DGM Savcõlõğõ’na gönderilen gizli 26 Tem- muz 2002 tarihli yazõda, Gülen ve grubunun İs- tanbul’daki faaliyetlerinin izlenmesi için talimat istendiği ve bunun verildiği belirtildi. Yazõda, “Bu grubun emniyet ve özellikle İstihbarat ve Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanlıkları’nda yuvalanmış işbir- likçileri nedeniyle çalışmalar netilecelendiri- lememiş ve GSM telefon dinlemelerinde an- cak Ankara’da bulunan bu daire başkanlık- ları aracılığı ile yapıldığından, çalışmaların gizliliği ortadan kalktığı ve bu gruba yönelik GSM telefonlarının bu grubun üyelerinin ha- berleri olmadan dinleme olanağının mümkün olmadığı belirtilmiş olduğundan, Ankara İl Jandarma Komutanlığı’nca yürütüleği bil- dirildiğinden...” denilerek, jandarma tarafõndan dinleme yapõlmasõ isteniyor. İstem yazõsõnda, 5 ayrõ isme ve cep telefonu numarasõna da yer ve- rilirken, bunlar arasõnda Aktepe de yer aldõ. Em- niyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesi Bilgi İşlem Müdürlüğü görevinden ayrõlan Basri Ak- tepe, TİB Teknik Daire Başkanlõğõ’na atandõ. CHP Genel Başkanõ Deniz Baykal, Önder Sav’õn dinlenmesi konusunda, “Başbakan’ın ta- yin ettiği TİB’in 35 kişilik kadrosu dikkat çe- kicidir. Aktepe, 1999’da emniyetin hazırladığı ve DGM’ye sunduğu Fethullahçı polisler ra- porunun ilgili listesinde 15. sırada yer alan po- lis şefidir” demişti. MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural da Başbakan’õn yanõtlamasõ is- temiyle verdiği önergede, “25 Aralık 2008’de 16.30’da Basri Aktepe’yi hastanede ziyaret ettiniz mi? Bu görevli ile Sayın Başba- kan’ın nasıl bir ilişkisi vardır” diye sormuştu. ‘Türkiye’ Kandil’den bildiriyor İstanbul Haber Servisi - Muhafazakâr ve milliyetçi yayõn politikasõyla bilinin Türkiye gazetesi tarihinde bir ilke imza atarak terör örgütü PKK’nin Kandil’deki lideri Murat Karayılan ile yaptõğõ ropörtajõ manşetine ta- şõdõ. AKP yanlõsõ Yenişafak gazetesi de es- ki Kürdistan Bölgesi Başbakanõ Neçirvan Barzani aracõlõğõyla görüştüğü Osman Öca- lan’õn “Eve dönüşe katkı için bavulumu- zu toplamaya hazırız” sözlerine yer verdi. Türkiye gazetesi Kandil’e muhabir gön- dererek terör örgütü PKK liderlerinin Kürt açõ- lõmõna ilişkin destek mesajlarõna iki tam sayfa yer ayõrdõ. Karayõlan, “Çözüm Tür- kiye’yi dünya lideri yapar” başlõğõyla man- şetten verilen açõklamalarõnda Habur sõnõ- rõndaki karşõlamadaki görüntüleri “yanlış” olarak değerlendirdi. Karşõlamada pankart açanlarõ araştõrdõkla- rõnõ ve “kendilerinden” olmadõğõnõ belirle- diklerini belirten Karayõlan, “Halen kim ol- dukları açıklanmadı. Kürt halkı artık şe- kerle kandırılamaz. Binlerce insan otobüse ulaşıp elini sürmek ve öpmek istedi. Bu ba- rışa duyulan özlemdi” dedi. Karayõlan, rö- portajõnda eski Başbakan ve Cumhurbaşka- nõ Turgut Özal’õn da Kürt sorununu çözmek istediğini, ancak “dış güçlerin” izin verme- diğini söyledi. Karayõlan, röportajda şu gö- rüşleri savundu: “Şu anda PKK’yi des- tekleyen kim var ki? 1985 yılından bu ya- na PKK’ye karşı ABD hep Türkiye’yi desteklemiştir. Ancak bunun altında bile farklı hesaplar oldu. Eminim ki Amerika ve benzeri devletler olmasay- dı Kürt sorunu şimdiye kadar çoktan çö- zülmüş olurdu. Özal niye öldü? Özal, Türkiye için büyük bir kayıptı. Türki- ye’nin her türlü sorununu çözmek iste- di, fakat uluslararası devler ve onların Türkiye’deki uzantıları fırsat vermedi.” Yenişafak gazetesine röportaj veren eski PKK’li Osman Öcalan da Kürt açõlõmõna kat- kõ amacõyla teslim olacağõnõ söyledi. Gaze- te, haberinde Öcalan’õn “Türkiye’ye dön- meye hazırım. Bir ay içinde 100 kişiyle ge- lirim. Bu konuda bizimle doğrudan temas kurulmadı. Resmi adım atılırsa bir ay için- de gelirim” sözlerine yer verdi. Birgün gazetesi, “Dinlemenin başın- daki Fethullahçı” başlığıyla, Akte- pe’ye ilişkin belgeyi yayımladı. İstihbarat Dairesi Bilgi İşlem Müdürlüğü’nden TİB Teknik Daire Başkanlõğõ’na atanan Basri Aktepe’nin emniyetteki Fethullahçõ yapõlanmaya ilişkin soruşturmada listeye alõnan polis şeflerinden biri olduğu ortaya çõktõ DSP İLE DSHP’NİN AMBLEM KAVGASI Ecevit’in partisinin lideri Hulki Cevizoğlu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DSP’den istifa eden Rahşan Ecevit’in öncülü- ğünde kurulan Demokratik Sol Halk Parti- si’nin (DSHP) genel başkanlõğõna gazeteci Hulki Cevizoğlu geliyor. Partinin kuruluş di- lekçesi dün İçişleri Bakanlõğõ’nca onaylandõ. Parti kurucu üyelerinden Hulki Cevizoğlu, ba- kanlõk binasõ çõkõşõnda yaptõğõ açõklamada, DSHP’nin kuruluşunun tamamlandõğõnõ, parti- nin tüzelkişiliğini resmen kazandõğõnõ söyledi. “Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik ve siyasi sıkıntılara çare olmak üzere, Mus- tafa Kemal Atatürk’ün ve Bülent Ecevit’in antiemperyalist, hak, adalet ve eşitlik çizgi- sini korumak için partinin kurulduğunu” ifade eden Cevizoğlu, partinin kurucular kuru- lu içerisinde Rahşan Ecevit’in de yer aldõğõnõ kaydetti. Partinin amblemin sorulmasõ üzerine Cevizoğlu, mavi zemin üzerinde, kanatlarõ açõk beyaz güvercin şeklindeki amblemi gös- terdi. DSHP’nin belirlediği ambleme tepki gösteren DSP Genel Başkanõ Masum Türker ise, “Hem ‘Demokratik Sol’ isminin, hem de güvercinin marka tescilini yaptık. Bu konu- da ihtilafa düşmemek için, lütfen DSP’yi çağrıştıracak isim ve markalarla, amblem- lerden vazgeçsinler” dedi. Muhafazakâr ve milliyetçi tavrõyla bilinen gazete PKK liderlerinden Karayõlan’la röportaj yaptõ, ‘Çözüm Türkiye’yi dünya lideri yapar’ sözlerini manşete taşõdõ Hakkâri’nin Çukurca ilçe- sinde CHP İlçe Başkanõ M. Selim Tunç ve ilçe yönetimi partilerinden isti- fa etti. Tunç, 9’u ilçe yö- netiminde 13’ü ise üye olan 24 kişinin istifa di- lekçelerini genel merkeze gönderdiklerini belirtti. ÇUKURCA DA TEPKİLİ CHP’DEN 300 İSTİFA ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Tele- komünikasyon İletişim Başkanlõğõ’nõn (TİB), Sincan 1. Ağõr Ceza Mahkemesi’nin verdiği ikinci inceleme kararõna itiraz ettiği öğrenildi. TİB’in, inceleme kararõnõn kaldõ- rõlmasõna ilişkin başvuruyu Sincan 2. Ağõr Ceza Mahkemesi’ne yaptõğõ belirtildi. Sincan 1. Ağõr Ceza Mahkemesi’nin kara- rõyla daha önce TİB’de inceleme yapan An- kara 1. Sulh Ceza Mahkemesi Yargõcõ Hayri Keskin başkanlõğõndaki heyet Yargõtay’da santral dinlemesi yapõldõğõna ilişkin bulgula- ra ulaşmõştõ. Bu kayõtlarõ incelemek isteyen Keskin’in “engellemeyle” karşõlaştõğõ bildi- rilmişti. Keskin, TİB Hukuk Daire Başkanõ Mustafa Akar hakkõnda suç duyurusunda bulunmuştu. Sincan 1. Ağõr Ceza Mahkeme- si de heyetin inceleme sõrasõnda engellenme- si nedeniyle ikinci kez bir tespit yapõlmasõnõ istemişti. MİT ise TİB’e ve mahkemeye res- mi yazõ yazarak, “Ulusal güvenliği tehlike- ye sokabileceği” gerekçesiyle kayõtlarõn dõ- şarõ çõkarõlmamasõ konusunda uyarmõştõ. SİNCAN 2. AĞIR CEZA MAHKEMESİ TİB’den ikinci incelemeye itiraz
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle