25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B GÜNDEM MUSTAFA BALBAY Baştarafı 1. Sayfada Bunların haber oluş biçimine bakıp şu benzetmeyi paylaşmıştık: Medya ortaçağı! Mesafeleri ortadan kaldıran, insanları birbirine yakınlaştıran, dünyayı insanın evine getiren bir teknolojik devrim nasıl olur da ortaçağı çağrıştırabilir? Eğer insanoğlu onu uygarlık aracı değil de savaş aracı olarak kullanmaya kalkarsa, olur. Gelinen noktada iş “medya ortaçağı”nı da aştı, devletin tüm kurumlarından toplumun derinliklerine kadar “şeffaf karanlık” diye tanımlayabileceğimiz korkunç bir hal aldı. Yukarıda yaptığımız tanımlamanın en somut örneği telefon dinlemeleri. İddianame diliyle aktarmak gerekirse iletişim tespit tutanakları. Beşiktaş sorgulamalarında ve iddianame eklerinde pek çok kişiyle pek çok kez telefon bağlantım olduğu ortaya atıldı. Üniversite rektörleriyle, sendikacılarla, yazarlarla, siyasetçilerle, gazetecilerle tabii ki mesleğim gereği bağlantılarım var. Bunlar yüzüme söylendiğinde bu kişilerle telefon konuşmaları yapmış olabileceğimi düşündüm. Ancak görüşme sayısına takıldım. Öyle ki, kimi kişilerle yüzlerce kez konuştuğum iddia ediliyordu. Kimi kişileri de hiç tanımadığım halde iki elin parmaklarını aşan sayıda konuşmuş görünüyordum. Yazı aramızda.. kendimden şüphe etmeye başladım. Acaba farkında olmadan kimi kişilerle çok mu konuşmuştum? Kimileriyle de hiç tanımadığım halde uzun uzun ve sık sık görüşme mi yapmıştım? İddianame eklerinin ekleri ve konuşma tutanaklarının ayrıntıları bize verilince gördük ki, Cumhuriyet Ankara Bürosu’nun telefonları da Mustafa Balbay’ın kişisel telefonuymuş gibi dinlenmiş. Dinlenmekle kalmamış, suç delili üretilmiş. Santral telefonu üzerinden Cumhuriyet Ankara Bürosu’ndan başka arkadaşlarla görüşen kişiler, benimle konuşmuş gibi tutanağa geçmiş. Bu tutanaklar üzerinden soru üreten savcılar da bu soruları iddianame eklerine koymuşlar. Hukuk bilimi yüzlerce yıl önce çok önemli bir eşiği aştı ve suçu şahsileştirdi. Bugün çok basit bir kuralmış gibi görünen “suçun şahsiliği” Roma hukuku ile birlikte yerleşti. Daha önce suç işleyen kişi, aile-kabile ile birlikte ceza alıyordu. Geldiğimiz acı noktaya bakın ki, Silivri iddianameleriyle yüzlerce yıl geriye gidiliyor. Bir kişi, çalıştığı kurumun bütün telefonlarından sorumlu tutuluyor. Bu, ortaçağın da gerisinde bir durum. Bugün kendisini çok güçlü hissedenler; herkesin telefonunu dinleyip gerekirse suç üretebileceğini düşünenler; kişinin kendi telefonlarından suç üretilemezse çalıştığı kurumun santral telefonu üzerinden kurgu yapanlar şunu unutmamalı: Telefon döner hat döner... Bir gün dinleme bandı ters döner... Silah haline getirilen şey, öylesine çok hatlı ve çok yönlü ki... Bant ters dönmeye başladığında “hukuksuzluk var” diye feryat edenler seslerini duyuracak kimse bulamayabilirler... Herkes dinlemede kalır! ankcum@cumhuriyet.com.tr SAYFA 23 KASIM 2009 PAZARTESİCUMHURİYET 8 HABERLERİN DEVAMI TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 23 Kasım Oslo Y 6 Helsinki Y 8 Stockholm Y 8 Londra Y 14 AmsterdamY 14 Brüksel Y 12 Paris Y 13 Bonn Y 10 Münih Y 12 Berlin Y 13 Budapeşte Y 10 Madrid PB 16 Viyana Y 10 Belgrad B 14 Sofya PB 20 Roma B 18 Atina B 20 Zürih Y 11 Moskova B 4 Aşkabat PB 13 Taşkent Y 14 Bakû Y 12 Bişkek Y 12 Tiflis PB 9 Kahire B 1 Şam B 21 İstanbul S 14 Edirne S 13 Kocaeli S 20 Çanakkale S 16 İzmir B 20 Manisa B 20 Denizli B 17 Zonguldak S 18 Sinop S 16 Samsun PB 19 Trabzon PB 16 Giresun PB 16 Ankara S 14 Eskişehir S 16 Konya S 15 Sıvas S 12 Antalya B 23 Adana B 22 Mersin B 22 Diyarbakır S 17 Şanlıurfa B 18 Mardin B 13 Siirt B 14 Hakkâri S 5 Van B 8 Kars B 6 Ülkemizin kuzey- doğu kesimleri parçalı ve çok bulutlu, Hopa yağmurlu, Artvin kar- la karışık yağmur, Ar- dahan kar yağışlı, di- ğer yerler az bulutlu ve açık geçecek. Marmara ile ülkemizin iç kesimlerinde gece ve sabah saatlerin- de yoğun olmak üze- re sis görülecek. Ha- va sıcaklığı ülke ge- nelinde mevsim nor- malleri civarında sey- redecek. ‘Çocuklar kimi duymasın?’ Başbakan Tayyip Erdoğan, partisinin il başkanları toplantısında muhalefet liderlerinin Kürt açılımı nedeniyle TBMM Genel Kurulu’nda yapılan genel görüşmede kullandıkları ifadeleri eleştirdi. Erdoğan, vatandaşlara “CHP ve MHP liderlerinin ve milletvekillerinin kullandığı ifadeleri şöyle alt alta koyup lütfen bakınız. Benim burada o ifadeleri tekrar etmeye terbiyem müsaade etmiyor ve buradan bizi izleyen tüm vatandaşlarıma da samimi bir ricada bulunuyorum. Lütfen bu liderler konuşurken, çocuklarınızı televizyon başından uzaklaştırın. Lütfen bu öfkeyi, bu nefreti, bu seviyesiz üslubu görmesinler, ağza alınmayacak kelimelerin Meclis kürsüsünden pervasızca serdedildiğini, lütfen çocuklarımız duymasınlar...” diye seslendi. Biz de Erdoğan’ın bazı ifadelerini - ailelerin bilgisine- aktaralım: ? Bütçe görüşmeleri sırasında muhalefetin dönemin Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’a yönelik eleştirileri üzerine: Yattınız kalktınız bakanıma belden aşağı vurmaktan başka bir şey yapmadınız. Oğlundan başladınız, eşinden çıktınız. Müddei, iddiasını ispatla mükelleftir. İddiasını ispatlamayan, oraya üç tane nokta koyuyorum... ? TBMM Genel Kurulu’nda Kürt açılımıyla ilgili genel görüşmede CHP’li milletvekillerine: Sana ne ya! Ne yapacaksın? Ne densizsin ya!.. ? Partisinin bir il kongresinde CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’a: Kılavuzu karga olanın, gerisini biliyorsunuz değil mi? ? Almanya’da İslami holdingler nedeniyle mağdur olduğunu belirten bir vatandaşa: (Yanında bulunan Ali Babacan’a dönerek) Ali çağır şu sahtekârı, bir dinle bakalım neymiş derdi? ? Mersin gezisinde hayat pahalılığından şikâyet eden bir vatandaşa: Ananı da al git... ? İmam-hatip tartışmaları üzerine: Sanki meslek liselilerin hepsi imam hatipli anasını satayım. ? Samsun’da tünel açılışı sırasında video bağlantısı sağlanamaması üzerine: Şimdi küfür ettireceksiniz bana... ? “Çok argo konuşuyor” eleştirileri üzerine: Ben halkımın dilini konuşuyorum. Halkımın dili argoysa ben argo konuşurum. Beni gaza getirmeye çalışıyorlar... ‘Baba’, düğme ve bölünmüş yol!.. CHP lideri Deniz Baykal, 14 Kasım günü Antalya Ticaret ve Sanayi Odası’nın geleneksel ödül törenine katıldı. 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in de katıldığı törende, iktidardan hiçbir temsilcinin yer almaması dikkati çekti. Baykal konuşmasında ekonomik durumla ilgili ayrıntılı değerlendirmeler yaparken, Demirel sözü telefon dinlemelerine getirdi: “Ziyarete gelenler, acaba burası dinleniyor mu, diye soruyorlar bana. Aslında bu zeminin nezaketini biliyorum ama bunları söylemesem olur mu? Efendim bu zeminde siyaset yapmayın... Yaptığımız siyaset değil, şikâyet. Şikâyet de yapmayayım mı? Telefonlarınızı dinliyorlarsa, bunu dinlemeye kimin ne hakkı var? Bir ülkede herkes devlet düşmanı olabilir mi, bir ülkede herkes rejim düşmanı olur mu? Herhalde bu telefonları dinleyin, diyen biri vardır. Kayboluyor herkes. O ona atıyor, o ona bakıyor. Eğer ‘dinleyin’ diyen birisi yok da dinliyorlarsa o zaman Türkiye’yi idare edenler çoğalmış demektir...” “Baba” formundaydı ve kendisine özgü üslubuyla ekonomik durumu da değerlendirdi. Cumhuriyet kurulduğundan bugüne Türkiye’nin tarımda 10, hizmette 56, sanayide 170 kez büyüdüğünü ifade eden Demirel, “Bunlar herhalde geçen 7 yıl zarfında olmamıştır. İnsanın yaptığı hizmeti ‘yaptım’ demesi normaldir ama ‘bir düğmeyi diktim diye bütün elbiseyi ben diktim’ dersen o yanlıştır” dedi. Demirel’in iktidarın “bölünmüş yollarla” övünmesine ilişkin sözleri de salonu kahkahaya boğdu: “Türkiye’de 60 bin kilometre asfalt yol var. 350 bin kilometre köy yolu var ve 3 bin kilometre otoyol var. 2 Boğaz köprüsü, 5 bin tane köprü var. Bunlar geçen 7 sene zarfında yapılmadı. Geçen 7 yılda 16 bin kilometre bölünmüş yol yapılmış. Bölünmüş yol nedir biliyor musunuz? Yol var da, sağına soluna ekleme yapıyorsunuz, ortasına bir çizgi koyuyorsunuz...” ‘Kaz’ olan ülkeler hangileri? TBMM Genel Kurulu’nda geçtiğimiz hafta İslam Konferansı Örgütü ve İslam Konferansı Diyalog ve İşbirliği Gençlik Forumu’nun İstanbul’da kurulmasıyla ilgili anlaşmanın onaylanmasına ilişkin tasarı görüşüldü. AKP’li İrfan Gündüz, “Diyorlar ki, niye yüzde 50’sini Türkiye karşılıyor? Bakın KEİPA’ya, KEİPA’nın bütün masraflarını biz karşılamışız. Niye? Karadeniz’e komşu olan ülkelerle yapılacak ekonomik, siyasi ve ticari işbirliğinin Türkiye’ye getireceği fatura dikkate alınarak, kaz gelecek yerden tavuk esirgenmemiştir” deyince atışmalar başladı. Bundan sonrası tutanaklara şöyle yansıdı: Hakkı Süha Okay - Ayıp olmuyor mu! Kaz kim, tavuk kim? Böyle laf olur mu! Yakışmadı! Oktay Vural - Sayın başkanım, biz bunu bir yerlerden kaz gelmesi için mi... Yani İslam ülkelerini kaz yerine koymanın bir anlamı yok. İsa Gök - Sayın başkan, kaz olan ülkeler hangileri, merak ettim ben, açıklarlar mı? İrfan Gündüz: “Kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez.” Bizim çok değerli atalarımızın bize bir sözüdür. Burada asla hiçbir ülkeyi kaz yerine koymak gibi bir mantık yok. Asla hiçbir ülke öyle “kaz yerine konulmuş” şeklinde, böyle bir ifademiz, böyle bir şeyimiz olmamıştır, eğer böyle bir yanlış algı varsa bunu da düzeltiyor, özür diliyorum ben. Mustafa Kemal Cengiz: “Kaz az gelir, deve olsun” dedik. İrfan Gündüz: Hayır, hayır... Türey Köse, Ayşe Sayın, Emine Kaplan parlamentokulisi@gmail.com EMİNE KAPLAN KIZILCAHAMAM - Dõşişleri Bakanõ Ahmet Davutoğlu, AKP’nin Kõ- zõlcamam’daki kampõnda dõş politikaya ilişkin mil- letvekillerine değerlendir- mede bulunurken Kõbrõs’ta önemli gelişmeler olabile- ceği mesajõnõ da verdi. KKTC ile Rum tarafõ ara- sõnda süren müzakerelerle ilgili de bilgi veren Davu- toğlu, “Gelişme olan ba- zı hususlar var. Devlet çı- karları gereği bazı şeyle- ri burada söylemiyorum. Zamanı geldikçe açıkla- nacak, şu anda bazı şey- leri ifade etmek için er- ken” dedi. Davutoğlu, Türkiye’nin dõş siyasette ilerleme kaydettikçe, mu- halefetin “eksen kayması” yorumlarõ yaparak bunu küçültmeye çalõştõğõnõ be- lirterek, “Türkiye gibi bölgesinde büyük bir güç olan ülke artık tek ek- senli ilişki kuramaz. Ek- sen kaymıyor, Türki- ye’nin diplomasi sahası genişliyor” dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Türkiye Barolar Birliği Başkan Yardõmcõsõ Berra Besler, yüksek yargõ üyelerinin telefon- larõnõn dinlenmesinin üzerinde ciddiyetle durulmasõnõ istedi. Besler, birlik merkezinde yapõ- lan 18. Baro Başkanlarõ toplantõ- sõnõn açõlõşõnda yaptõğõ konuşma- da önemli mesajlar verdi. Top- lumdaki düzenin vazgeçilmez kaynağõnõn hukuk olduğunu vur- gulayan Besler, hukuk devletinin en önemli özelliğinin ise yargõ ba- ğõmsõzlõğõ olduğunu anlattõ. Bir- liğin 16 Kasõm’da gazetelere ilan vererek yaptõğõ açõklamayõ anõm- satan Besler, duyuruda yer alan her kelimenin arkasõnda durmaya, gerekeni de yapmaya kararlõ ol- duklarõnõ söyledi. Besler, “Ülke gündeminde yer alan, toplumu korkuya sevk eden, huzuru bo- zan gizli telefon dinlemeleri, yüksek yargı makamlarına, Cumhuriyet başsavcılarına, ik- tidarın hoşuna gitmeyen ka- rarları alan yargıçlara, yargı alanındaki meslek örgütlerinin yöneticilerine ve halkın hak arama özgürlüğünün sesi ve Avukatlık Yasası’nda belirlen- diği üzere sır saklama yüküm- lülüğü içinde bulunan avukat- lara kadar ulaşmıştır. Şayet bu dinlemeler Cumhuriyetin üniter yapısını ve insan haklarına da- yanan laik, demokratik ve sos- yal hukuk devleti niteliklerini koruma amacı ile yapılıyorsa bu duruma söylenecek herhangi bir şey olamaz. Ancak, bu din- lemeler Cumhuriyetin temel organlarında görev yapanlara yönelik ve hukuk düzenimizdeki belli usul ve esaslara uyulmadan ve hukuk kuralları göz ardı edilerek yapılıyorsa o zaman durum çok ciddidir, vahimdir ve üzerinde dikkatle durulma- lıdır” diye konuştu. Besler, Tür- kiye’de her şeyin hukuk düzeni içinde ve hukuk kurallarõna uygun olarak yaşama geçirilmesini ve yürütmenin yargõya müdahalele- rinin artõk son bulmasõnõ istedi. Türkiye Barolar Birliği Baş- kanõ Özdemir Özok’un yurtdõ- şõnda olduğu için katõlamadõğõ toplantõda, İstanbul kalkõşlõ iç hat seferlerinin sis nedeniyle iptal olmasõ sonucu, davet edilen 78 ba- ro başkanõndan ancak 31’inin ha- zõr bulunabildiği belirtildi. ‘Durum çok ciddi’ TBB Başkan Yardõmcõsõ Berra Besler’den telekulak uyarõsõ Türkiye Barolar Birliği Başkan Yardõmcõsõ Besler, 18. Baro Başkanlarõ toplantõsõnõn açõlõşõnda yaptõğõ konuşmada “Dinleme- ler Cumhuriyetin temel organlarõnda görev yapanlara yönelik ve hukuk kurallarõ göz ardõ edilerek yapõlõyorsa o zaman durum çok ciddidir, vahimdir ve üzerinde dikkatle durulmalõdõr” dedi. DAVUTOĞLU ‘Kıbrıs’ta gelişmeler olacak’ DÜZELTME Gazetemizin 21 Kasõm tarihli sayõsõnõn 7. sayfasõnda yayõmlanan ve Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay’õn 2. Ergenekon davasõndaki yaptõğõ açõklamalarõn yer aldõğõ “Ankara’da ga- zeteci kalmaz” başlõklõ haberde, Mustafa Bal- bay’õn albay iken tanõdõğõnõ ve gazetede yayõm- lanacak bir ilanla ilgili telefonda görüştüğünü söylediği kişi emekli orgeneral Hurşit To- lon’dur. Emekli orgeneral Şener Eruygur’un adõ yanlõşlõkla yazõlmõştõr. Düzeltir, özür dileriz. ‘İzleyiciyi gıdıklıyorlar’ İstanbul Haber Servisi - RTÜK Başkanõ Prof. Davut Dursun, yayõncõ- larõn reyting alabilmek için izleyiciyi gõdõklayacak yayõnlar yaptõklarõnõ söy- ledi. Bu nedenle ahlaki ilkelerin zor- landõğõnõ belirten Dursun, herkesin şi- kâyetçi olmasõna karşõ Aşk-õ Memnu dizisindeki öpüşme sahnesinin reyting zirvesi yaptõğõna dikkat çekti. Oltaya otomobil takıldı KIRIKKALE (AA) - Kõzõlõr- mak Nehri’ne balõk tutmaya giden Ankaralõ Durmuş Şen’in oltasõ su- daki bir otomobile takõldõ. Olay ye- rine gelen ekipler tarafõndan Kõzõlõr- mak’tan çõkarõlan otomobilin yak- laşõk bir ay önce gaz pedalõna taş konularak nehre atõldõğõ belirlendi. Olayla ilgili soruşturma başlatõldõ. Psikologlar meslek yasalarını istedi SELDA GÜNEYSU ANKARA - Başkentte Türkiye’nin dört bir ya- nõndan gelen psikologlar, Türk Psikologlar Derneği’nin (TPD) öncülüğünde, “Yarın İçin Yasa İçin Birlikte Yürüyelim” eylemi ger- çekleştirdi. Toros Caddesi’nde toplanan psiko- loglar, ellerindeki düdüklerle, “Yarın olacak, yasa çıkacak, psikologlar halka hizmet su- nacak”, “Yasa hakkımız, hakkımızı alırız” şeklinde sloganlar atarak “Mesleğimizi koru- mak için yasa istiyoruz”, “Krizde, afette hiz- met verdi, meslek yasaları hâlâ çıkmadı” dövizleri taşõyarak Abdi İpekçi Parkõ’na kadar yürüdü. TPD Genel Başkanõ Prof. Dr. Gonca Soygüt, gerekli yasal düzenlemeler olmadõğõ için Türkiye’de, psikologlarõn çalõşmalarõ ve etkinliklerinin tõbbi model içinde ve “yardımcı sağlık personeli” olarak tanõmlandõğõnõ, bunun kabul edilemez bir durum olduğunu belirtti. AKYILDIZ VE EVREN’DEN ÇAĞRI Memurlar toplu eyleme hazõrlanõyor ANKARA (AA) - Memur konfederasyon- larõ, 25 Kasõm Çarşamba günü “iş bırakma” ey- lemine hazõrlanõyor. Sendika hakkõnõn sağ- lanmasõna yönelik ta- leplerin de dile getirile- ceği “uyarı grevi” adõ verilen iş bõrakma eyle- mine, Türkiye Kamu- Sen, KESK, Birleşik Ka- mu-İş, BASK ve HAK- SEN üyeleri katõlacak. Türk-İş, DİSK, TTB’nin aralarõnda bulunduğu konfederasyon, meslek ve sivil toplum örgütle- ri de memurlara destek verecek. Türkiye Kamu- Sen Genel Başkanõ Bir- can Akyıldız, eyleme katõlmayacağõnõ açõkla- yan Memur-Sen’in üye- lerine ve sendika üyesi olmayan kamu görevli- lerine “25 Kasım’da işe gitmeme” çağrõsõnda bu- lundu. KESK Genel Baş- kanõ Sami Evren de iş bõrakma eyleminin hak- lõ gerekçeleri bulundu- ğunu belirterek eylemin “halkın hayatının zor- laştırılması, halkın pe- rişan edilmesi” olarak değerlendirilmemesi ge- rektiğini vurguladõ. KILIÇDAROĞLU VE KILIÇ KATILDI Avusturya’daki panel öncesi olay Haber Merkezi - Avusturya’nõn başkenti Viyana’da, CHP İstanbul Milletvekili Kemal Kı- lıçdaroğlu ve CHP Tun- celi Milletvekili Ali Kı- lıç’õn katõldõğõ panel ön- cesi olaylar çõktõ. Yak- laşõk 60 kişilik bir grup, panelin yapõldõğõ salo- nu işgal etti. Avusturya Alevi Fe- derasyonu’na bağlõ Vi- yana Kültür Birliği yö- neticileri davetiyle Vi- yana’da çeşitli etkinlik- lere katõlan CHP’li Kõ- lõçdaroğlu ve Kõlõç, dün de Mozaik Derneği sa- lonunda toplantõya ka- tõldõ. Toplantõ öncesi yaklaşõk 60 kişilik grup, panelin yapõldõğõ salon- da sloganlar atarak, sa- lonu işgal etti. Gerili- min tõrmanmasõ ve arbe- de yaşanmasõ üzerine Viyana Kültür Birliği yöneticileri Avusturya polisinden destek iste- di. Çõkan arbedede Sadi Çay (72) adlõ yurttaş yü- zünden yaralanõrken, 16 yaşõndaki bir gencin ise ayağõ kõrõldõ. Olaylarõn yatõşmasõnõn ardõndan Kõlõçdaroğlu ve Kõlõç pa- nele devam etti. Sarõgül: Çare olacağõz İstanbul Haber Servisi - Türki- ye Değişim Hareketi lideri ve Şişli Belediye Başkanõ Mustafa Sarıgül, “İnançlara saygılı, toplumun tüm kesimlerini kucaklayan, gerilimi değil uzlaşma ve toplumsal mu- tabakatı savunan bir anlayışla hareket ediyoruz” dedi. Sarõgül, Türkiye Değişim Hare- keti’nin Eyüp İlçe Örgütü’nün açõ- lõşõ nedeniyle Eyüp Meydanõ’nda kendisini destekleyen yurttaşlara bir konuşma yaptõ. Türkiye’yi ku- caklamak için yola çõktõklarõnõ be- lirten Sarõgül, “Kötülemek için, ka- ralamak için şikâyet etmek için dolaşmıyoruz. Çare bulmak için dolaşıyoruz” diye konuştu. Parti- den hiç kimsenin ihraç edilmeye- ceğini ve görevinden alõnmayaca- ğõnõ bir gayrimüslimin de partinin kurucusu olacağõnõ belirten Sarõgül, “Partimiz Prof. Dr. Erdal İnö- nü’nün bilim adamı, devlet ada- mı anlayışı, Turgut Özal’ın da pratik ve ekonomik çözümleriy- le Eyüp’ten yola çıktı” diye ko- nuştu. Bugünkü iktidarõn yorgun ol- duğunu, muhalefetin ise iktidara al- ternatif olamadõğõnõ söyleyen Sarõ- gül, “Çare de, ilaç da Türkiye De- ğişim Hareketi’dir” dedi. Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, Eyüp’te yurttaşlara seslendi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle