Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
GÜNDEM MUSTAFA BALBAY
Baştarafı 1. Sayfada
Bunların haber oluş biçimine bakıp şu
benzetmeyi paylaşmıştık:
Medya ortaçağı!
Mesafeleri ortadan kaldıran, insanları birbirine
yakınlaştıran, dünyayı insanın evine getiren bir
teknolojik devrim nasıl olur da ortaçağı
çağrıştırabilir?
Eğer insanoğlu onu uygarlık aracı değil de
savaş aracı olarak kullanmaya kalkarsa, olur.
Gelinen noktada iş “medya ortaçağı”nı da
aştı, devletin tüm kurumlarından toplumun
derinliklerine kadar “şeffaf karanlık” diye
tanımlayabileceğimiz korkunç bir hal aldı.
Yukarıda yaptığımız tanımlamanın en somut
örneği telefon dinlemeleri. İddianame diliyle
aktarmak gerekirse iletişim tespit tutanakları.
Beşiktaş sorgulamalarında ve iddianame
eklerinde pek çok kişiyle pek çok kez telefon
bağlantım olduğu ortaya atıldı. Üniversite
rektörleriyle, sendikacılarla, yazarlarla,
siyasetçilerle, gazetecilerle tabii ki mesleğim
gereği bağlantılarım var. Bunlar yüzüme
söylendiğinde bu kişilerle telefon konuşmaları
yapmış olabileceğimi düşündüm. Ancak
görüşme sayısına takıldım. Öyle ki, kimi kişilerle
yüzlerce kez konuştuğum iddia ediliyordu. Kimi
kişileri de hiç tanımadığım halde iki elin
parmaklarını aşan sayıda konuşmuş
görünüyordum.
Yazı aramızda.. kendimden şüphe etmeye
başladım. Acaba farkında olmadan kimi
kişilerle çok mu konuşmuştum? Kimileriyle de
hiç tanımadığım halde uzun uzun ve sık sık
görüşme mi yapmıştım?
İddianame eklerinin ekleri ve konuşma
tutanaklarının ayrıntıları bize verilince gördük ki,
Cumhuriyet Ankara Bürosu’nun telefonları da
Mustafa Balbay’ın kişisel telefonuymuş gibi
dinlenmiş. Dinlenmekle kalmamış, suç delili
üretilmiş. Santral telefonu üzerinden
Cumhuriyet Ankara Bürosu’ndan başka
arkadaşlarla görüşen kişiler, benimle konuşmuş
gibi tutanağa geçmiş. Bu tutanaklar üzerinden
soru üreten savcılar da bu soruları iddianame
eklerine koymuşlar.
Hukuk bilimi yüzlerce yıl önce çok önemli bir
eşiği aştı ve suçu şahsileştirdi. Bugün çok basit
bir kuralmış gibi görünen “suçun şahsiliği”
Roma hukuku ile birlikte yerleşti. Daha önce
suç işleyen kişi, aile-kabile ile birlikte ceza
alıyordu.
Geldiğimiz acı noktaya bakın ki, Silivri
iddianameleriyle yüzlerce yıl geriye gidiliyor. Bir
kişi, çalıştığı kurumun bütün telefonlarından
sorumlu tutuluyor.
Bu, ortaçağın da gerisinde bir durum.
Bugün kendisini çok güçlü hissedenler;
herkesin telefonunu dinleyip gerekirse suç
üretebileceğini düşünenler; kişinin kendi
telefonlarından suç üretilemezse çalıştığı
kurumun santral telefonu üzerinden kurgu
yapanlar şunu unutmamalı:
Telefon döner hat döner...
Bir gün dinleme bandı ters döner...
Silah haline getirilen şey, öylesine çok hatlı
ve çok yönlü ki...
Bant ters dönmeye başladığında
“hukuksuzluk var” diye feryat edenler seslerini
duyuracak kimse bulamayabilirler...
Herkes dinlemede kalır!
ankcum@cumhuriyet.com.tr
SAYFA 23 KASIM 2009 PAZARTESİCUMHURİYET
8 HABERLERİN DEVAMI
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 23 Kasım
Oslo Y 6
Helsinki Y 8
Stockholm Y 8
Londra Y 14
AmsterdamY 14
Brüksel Y 12
Paris Y 13
Bonn Y 10
Münih Y 12
Berlin Y 13
Budapeşte Y 10
Madrid PB 16
Viyana Y 10
Belgrad B 14
Sofya PB 20
Roma B 18
Atina B 20
Zürih Y 11
Moskova B 4
Aşkabat PB 13
Taşkent Y 14
Bakû Y 12
Bişkek Y 12
Tiflis PB 9
Kahire B 1
Şam B 21
İstanbul S 14
Edirne S 13
Kocaeli S 20
Çanakkale S 16
İzmir B 20
Manisa B 20
Denizli B 17
Zonguldak S 18
Sinop S 16
Samsun PB 19
Trabzon PB 16
Giresun PB 16
Ankara S 14
Eskişehir S 16
Konya S 15
Sıvas S 12
Antalya B 23
Adana B 22
Mersin B 22
Diyarbakır S 17
Şanlıurfa B 18
Mardin B 13
Siirt B 14
Hakkâri S 5
Van B 8
Kars B 6
Ülkemizin kuzey-
doğu kesimleri parçalı
ve çok bulutlu, Hopa
yağmurlu, Artvin kar-
la karışık yağmur, Ar-
dahan kar yağışlı, di-
ğer yerler az bulutlu
ve açık geçecek.
Marmara ile ülkemizin
iç kesimlerinde gece
ve sabah saatlerin-
de yoğun olmak üze-
re sis görülecek. Ha-
va sıcaklığı ülke ge-
nelinde mevsim nor-
malleri civarında sey-
redecek.
‘Çocuklar kimi duymasın?’
Başbakan Tayyip Erdoğan,
partisinin il başkanları toplantısında
muhalefet liderlerinin Kürt açılımı
nedeniyle TBMM Genel Kurulu’nda
yapılan genel görüşmede
kullandıkları ifadeleri eleştirdi.
Erdoğan, vatandaşlara “CHP ve
MHP liderlerinin ve milletvekillerinin
kullandığı ifadeleri şöyle alt alta
koyup lütfen bakınız.
Benim burada o
ifadeleri tekrar etmeye
terbiyem müsaade
etmiyor ve buradan
bizi izleyen tüm
vatandaşlarıma da
samimi bir ricada
bulunuyorum. Lütfen
bu liderler konuşurken,
çocuklarınızı televizyon
başından uzaklaştırın.
Lütfen bu öfkeyi, bu
nefreti, bu seviyesiz
üslubu görmesinler, ağza
alınmayacak kelimelerin Meclis
kürsüsünden pervasızca
serdedildiğini, lütfen çocuklarımız
duymasınlar...” diye seslendi. Biz
de Erdoğan’ın bazı ifadelerini -
ailelerin bilgisine- aktaralım:
? Bütçe görüşmeleri sırasında
muhalefetin dönemin Maliye
Bakanı Kemal Unakıtan’a yönelik
eleştirileri üzerine: Yattınız kalktınız
bakanıma belden aşağı vurmaktan
başka bir şey yapmadınız.
Oğlundan başladınız, eşinden
çıktınız. Müddei, iddiasını ispatla
mükelleftir. İddiasını ispatlamayan,
oraya üç tane nokta koyuyorum...
? TBMM Genel Kurulu’nda Kürt
açılımıyla ilgili genel görüşmede
CHP’li milletvekillerine: Sana ne ya!
Ne yapacaksın? Ne densizsin ya!..
? Partisinin bir il kongresinde
CHP Genel Başkanı Deniz
Baykal’a: Kılavuzu
karga olanın, gerisini
biliyorsunuz değil mi?
? Almanya’da İslami
holdingler nedeniyle
mağdur olduğunu
belirten bir vatandaşa:
(Yanında bulunan Ali
Babacan’a dönerek)
Ali çağır şu sahtekârı,
bir dinle bakalım
neymiş derdi?
? Mersin gezisinde
hayat pahalılığından
şikâyet eden bir vatandaşa: Ananı
da al git...
? İmam-hatip tartışmaları
üzerine: Sanki meslek liselilerin
hepsi imam hatipli anasını satayım.
? Samsun’da tünel açılışı
sırasında video bağlantısı
sağlanamaması üzerine: Şimdi
küfür ettireceksiniz bana...
? “Çok argo konuşuyor”
eleştirileri üzerine: Ben halkımın
dilini konuşuyorum. Halkımın dili
argoysa ben argo konuşurum. Beni
gaza getirmeye çalışıyorlar...
‘Baba’, düğme ve bölünmüş yol!..
CHP lideri Deniz Baykal, 14
Kasım günü Antalya Ticaret ve
Sanayi Odası’nın geleneksel ödül
törenine katıldı. 9. Cumhurbaşkanı
Süleyman Demirel’in de katıldığı
törende, iktidardan hiçbir
temsilcinin yer almaması dikkati
çekti. Baykal konuşmasında
ekonomik durumla ilgili ayrıntılı
değerlendirmeler yaparken,
Demirel sözü telefon
dinlemelerine getirdi:
“Ziyarete gelenler, acaba burası
dinleniyor mu, diye soruyorlar bana.
Aslında bu zeminin nezaketini
biliyorum ama bunları söylemesem
olur mu? Efendim bu zeminde
siyaset yapmayın... Yaptığımız
siyaset değil, şikâyet. Şikâyet de
yapmayayım mı? Telefonlarınızı
dinliyorlarsa, bunu dinlemeye kimin
ne hakkı var? Bir ülkede herkes
devlet düşmanı olabilir mi, bir
ülkede herkes rejim düşmanı olur
mu? Herhalde bu telefonları
dinleyin, diyen biri vardır.
Kayboluyor herkes. O ona atıyor, o
ona bakıyor. Eğer ‘dinleyin’ diyen
birisi yok da dinliyorlarsa o zaman
Türkiye’yi idare edenler çoğalmış
demektir...”
“Baba” formundaydı ve
kendisine özgü üslubuyla
ekonomik durumu da
değerlendirdi. Cumhuriyet
kurulduğundan bugüne Türkiye’nin
tarımda 10, hizmette 56, sanayide
170 kez büyüdüğünü ifade eden
Demirel, “Bunlar herhalde geçen 7
yıl zarfında olmamıştır. İnsanın
yaptığı hizmeti ‘yaptım’ demesi
normaldir ama ‘bir düğmeyi diktim
diye bütün elbiseyi ben diktim’
dersen o yanlıştır” dedi. Demirel’in
iktidarın “bölünmüş yollarla”
övünmesine ilişkin sözleri de
salonu kahkahaya boğdu:
“Türkiye’de 60 bin kilometre
asfalt yol var. 350 bin kilometre köy
yolu var ve 3 bin kilometre otoyol
var. 2 Boğaz köprüsü, 5 bin tane
köprü var. Bunlar geçen 7 sene
zarfında yapılmadı. Geçen 7 yılda
16 bin kilometre bölünmüş yol
yapılmış. Bölünmüş yol nedir biliyor
musunuz? Yol var da, sağına
soluna ekleme yapıyorsunuz,
ortasına bir çizgi koyuyorsunuz...”
‘Kaz’ olan ülkeler hangileri?
TBMM Genel Kurulu’nda
geçtiğimiz hafta İslam Konferansı
Örgütü ve İslam Konferansı Diyalog
ve İşbirliği Gençlik Forumu’nun
İstanbul’da kurulmasıyla ilgili
anlaşmanın onaylanmasına ilişkin
tasarı görüşüldü. AKP’li İrfan
Gündüz, “Diyorlar ki, niye yüzde
50’sini Türkiye karşılıyor? Bakın
KEİPA’ya, KEİPA’nın bütün
masraflarını biz karşılamışız. Niye?
Karadeniz’e komşu olan ülkelerle
yapılacak ekonomik, siyasi ve ticari
işbirliğinin Türkiye’ye getireceği
fatura dikkate alınarak, kaz gelecek
yerden tavuk esirgenmemiştir”
deyince atışmalar başladı. Bundan
sonrası tutanaklara şöyle yansıdı:
Hakkı Süha Okay - Ayıp
olmuyor mu! Kaz kim, tavuk kim?
Böyle laf olur mu! Yakışmadı!
Oktay Vural - Sayın başkanım,
biz bunu bir yerlerden kaz gelmesi
için mi... Yani İslam ülkelerini kaz
yerine koymanın bir anlamı yok.
İsa Gök - Sayın başkan, kaz olan
ülkeler hangileri, merak ettim ben,
açıklarlar mı?
İrfan Gündüz: “Kaz gelecek
yerden tavuk esirgenmez.” Bizim
çok değerli atalarımızın bize bir
sözüdür. Burada asla hiçbir ülkeyi
kaz yerine koymak gibi bir mantık
yok. Asla hiçbir ülke öyle “kaz
yerine konulmuş” şeklinde, böyle
bir ifademiz, böyle bir şeyimiz
olmamıştır, eğer böyle bir yanlış
algı varsa bunu da düzeltiyor, özür
diliyorum ben.
Mustafa Kemal Cengiz: “Kaz az
gelir, deve olsun” dedik.
İrfan Gündüz: Hayır, hayır...
Türey Köse, Ayşe Sayın, Emine Kaplan
parlamentokulisi@gmail.com
EMİNE KAPLAN
KIZILCAHAMAM -
Dõşişleri Bakanõ Ahmet
Davutoğlu, AKP’nin Kõ-
zõlcamam’daki kampõnda
dõş politikaya ilişkin mil-
letvekillerine değerlendir-
mede bulunurken Kõbrõs’ta
önemli gelişmeler olabile-
ceği mesajõnõ da verdi.
KKTC ile Rum tarafõ ara-
sõnda süren müzakerelerle
ilgili de bilgi veren Davu-
toğlu, “Gelişme olan ba-
zı hususlar var. Devlet çı-
karları gereği bazı şeyle-
ri burada söylemiyorum.
Zamanı geldikçe açıkla-
nacak, şu anda bazı şey-
leri ifade etmek için er-
ken” dedi. Davutoğlu,
Türkiye’nin dõş siyasette
ilerleme kaydettikçe, mu-
halefetin “eksen kayması”
yorumlarõ yaparak bunu
küçültmeye çalõştõğõnõ be-
lirterek, “Türkiye gibi
bölgesinde büyük bir güç
olan ülke artık tek ek-
senli ilişki kuramaz. Ek-
sen kaymıyor, Türki-
ye’nin diplomasi sahası
genişliyor” dedi.
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Türkiye Barolar Birliği
Başkan Yardõmcõsõ Berra Besler,
yüksek yargõ üyelerinin telefon-
larõnõn dinlenmesinin üzerinde
ciddiyetle durulmasõnõ istedi.
Besler, birlik merkezinde yapõ-
lan 18. Baro Başkanlarõ toplantõ-
sõnõn açõlõşõnda yaptõğõ konuşma-
da önemli mesajlar verdi. Top-
lumdaki düzenin vazgeçilmez
kaynağõnõn hukuk olduğunu vur-
gulayan Besler, hukuk devletinin
en önemli özelliğinin ise yargõ ba-
ğõmsõzlõğõ olduğunu anlattõ. Bir-
liğin 16 Kasõm’da gazetelere ilan
vererek yaptõğõ açõklamayõ anõm-
satan Besler, duyuruda yer alan
her kelimenin arkasõnda durmaya,
gerekeni de yapmaya kararlõ ol-
duklarõnõ söyledi. Besler, “Ülke
gündeminde yer alan, toplumu
korkuya sevk eden, huzuru bo-
zan gizli telefon dinlemeleri,
yüksek yargı makamlarına,
Cumhuriyet başsavcılarına, ik-
tidarın hoşuna gitmeyen ka-
rarları alan yargıçlara, yargı
alanındaki meslek örgütlerinin
yöneticilerine ve halkın hak
arama özgürlüğünün sesi ve
Avukatlık Yasası’nda belirlen-
diği üzere sır saklama yüküm-
lülüğü içinde bulunan avukat-
lara kadar ulaşmıştır. Şayet bu
dinlemeler Cumhuriyetin üniter
yapısını ve insan haklarına da-
yanan laik, demokratik ve sos-
yal hukuk devleti niteliklerini
koruma amacı ile yapılıyorsa bu
duruma söylenecek herhangi
bir şey olamaz. Ancak, bu din-
lemeler Cumhuriyetin temel
organlarında görev yapanlara
yönelik ve hukuk düzenimizdeki
belli usul ve esaslara uyulmadan
ve hukuk kuralları göz ardı
edilerek yapılıyorsa o zaman
durum çok ciddidir, vahimdir
ve üzerinde dikkatle durulma-
lıdır” diye konuştu. Besler, Tür-
kiye’de her şeyin hukuk düzeni
içinde ve hukuk kurallarõna uygun
olarak yaşama geçirilmesini ve
yürütmenin yargõya müdahalele-
rinin artõk son bulmasõnõ istedi.
Türkiye Barolar Birliği Baş-
kanõ Özdemir Özok’un yurtdõ-
şõnda olduğu için katõlamadõğõ
toplantõda, İstanbul kalkõşlõ iç hat
seferlerinin sis nedeniyle iptal
olmasõ sonucu, davet edilen 78 ba-
ro başkanõndan ancak 31’inin ha-
zõr bulunabildiği belirtildi.
‘Durum çok ciddi’
TBB Başkan Yardõmcõsõ Berra Besler’den telekulak uyarõsõ
Türkiye Barolar Birliği Başkan Yardõmcõsõ Besler, 18. Baro
Başkanlarõ toplantõsõnõn açõlõşõnda yaptõğõ konuşmada “Dinleme-
ler Cumhuriyetin temel organlarõnda görev yapanlara yönelik ve
hukuk kurallarõ göz ardõ edilerek yapõlõyorsa o zaman durum
çok ciddidir, vahimdir ve üzerinde dikkatle durulmalõdõr” dedi.
DAVUTOĞLU
‘Kıbrıs’ta
gelişmeler
olacak’
DÜZELTME
Gazetemizin 21 Kasõm tarihli sayõsõnõn 7.
sayfasõnda yayõmlanan ve Ankara Temsilcisi
Mustafa Balbay’õn 2. Ergenekon davasõndaki
yaptõğõ açõklamalarõn yer aldõğõ “Ankara’da ga-
zeteci kalmaz” başlõklõ haberde, Mustafa Bal-
bay’õn albay iken tanõdõğõnõ ve gazetede yayõm-
lanacak bir ilanla ilgili telefonda görüştüğünü
söylediği kişi emekli orgeneral Hurşit To-
lon’dur. Emekli orgeneral Şener Eruygur’un adõ
yanlõşlõkla yazõlmõştõr. Düzeltir, özür dileriz.
‘İzleyiciyi gıdıklıyorlar’
İstanbul Haber Servisi - RTÜK
Başkanõ Prof. Davut Dursun, yayõncõ-
larõn reyting alabilmek için izleyiciyi
gõdõklayacak yayõnlar yaptõklarõnõ söy-
ledi. Bu nedenle ahlaki ilkelerin zor-
landõğõnõ belirten Dursun, herkesin şi-
kâyetçi olmasõna karşõ Aşk-õ Memnu
dizisindeki öpüşme sahnesinin reyting
zirvesi yaptõğõna dikkat çekti.
Oltaya otomobil takıldı
KIRIKKALE (AA) - Kõzõlõr-
mak Nehri’ne balõk tutmaya giden
Ankaralõ Durmuş Şen’in oltasõ su-
daki bir otomobile takõldõ. Olay ye-
rine gelen ekipler tarafõndan Kõzõlõr-
mak’tan çõkarõlan otomobilin yak-
laşõk bir ay önce gaz pedalõna taş
konularak nehre atõldõğõ belirlendi.
Olayla ilgili soruşturma başlatõldõ.
Psikologlar meslek
yasalarını istedi
SELDA GÜNEYSU
ANKARA - Başkentte Türkiye’nin dört bir ya-
nõndan gelen psikologlar, Türk Psikologlar
Derneği’nin (TPD) öncülüğünde, “Yarın İçin
Yasa İçin Birlikte Yürüyelim” eylemi ger-
çekleştirdi. Toros Caddesi’nde toplanan psiko-
loglar, ellerindeki düdüklerle, “Yarın olacak,
yasa çıkacak, psikologlar halka hizmet su-
nacak”, “Yasa hakkımız, hakkımızı alırız”
şeklinde sloganlar atarak “Mesleğimizi koru-
mak için yasa istiyoruz”, “Krizde, afette hiz-
met verdi, meslek yasaları hâlâ çıkmadı”
dövizleri taşõyarak Abdi İpekçi Parkõ’na kadar
yürüdü. TPD Genel Başkanõ Prof. Dr. Gonca
Soygüt, gerekli yasal düzenlemeler olmadõğõ
için Türkiye’de, psikologlarõn çalõşmalarõ ve
etkinliklerinin tõbbi model içinde ve “yardımcı
sağlık personeli” olarak tanõmlandõğõnõ, bunun
kabul edilemez bir durum olduğunu belirtti.
AKYILDIZ VE EVREN’DEN ÇAĞRI
Memurlar toplu
eyleme hazõrlanõyor
ANKARA (AA) -
Memur konfederasyon-
larõ, 25 Kasõm Çarşamba
günü “iş bırakma” ey-
lemine hazõrlanõyor.
Sendika hakkõnõn sağ-
lanmasõna yönelik ta-
leplerin de dile getirile-
ceği “uyarı grevi” adõ
verilen iş bõrakma eyle-
mine, Türkiye Kamu-
Sen, KESK, Birleşik Ka-
mu-İş, BASK ve HAK-
SEN üyeleri katõlacak.
Türk-İş, DİSK, TTB’nin
aralarõnda bulunduğu
konfederasyon, meslek
ve sivil toplum örgütle-
ri de memurlara destek
verecek. Türkiye Kamu-
Sen Genel Başkanõ Bir-
can Akyıldız, eyleme
katõlmayacağõnõ açõkla-
yan Memur-Sen’in üye-
lerine ve sendika üyesi
olmayan kamu görevli-
lerine “25 Kasım’da işe
gitmeme” çağrõsõnda bu-
lundu. KESK Genel Baş-
kanõ Sami Evren de iş
bõrakma eyleminin hak-
lõ gerekçeleri bulundu-
ğunu belirterek eylemin
“halkın hayatının zor-
laştırılması, halkın pe-
rişan edilmesi” olarak
değerlendirilmemesi ge-
rektiğini vurguladõ.
KILIÇDAROĞLU VE KILIÇ KATILDI
Avusturya’daki
panel öncesi olay
Haber Merkezi -
Avusturya’nõn başkenti
Viyana’da, CHP İstanbul
Milletvekili Kemal Kı-
lıçdaroğlu ve CHP Tun-
celi Milletvekili Ali Kı-
lıç’õn katõldõğõ panel ön-
cesi olaylar çõktõ. Yak-
laşõk 60 kişilik bir grup,
panelin yapõldõğõ salo-
nu işgal etti.
Avusturya Alevi Fe-
derasyonu’na bağlõ Vi-
yana Kültür Birliği yö-
neticileri davetiyle Vi-
yana’da çeşitli etkinlik-
lere katõlan CHP’li Kõ-
lõçdaroğlu ve Kõlõç, dün
de Mozaik Derneği sa-
lonunda toplantõya ka-
tõldõ. Toplantõ öncesi
yaklaşõk 60 kişilik grup,
panelin yapõldõğõ salon-
da sloganlar atarak, sa-
lonu işgal etti. Gerili-
min tõrmanmasõ ve arbe-
de yaşanmasõ üzerine
Viyana Kültür Birliği
yöneticileri Avusturya
polisinden destek iste-
di. Çõkan arbedede Sadi
Çay (72) adlõ yurttaş yü-
zünden yaralanõrken, 16
yaşõndaki bir gencin ise
ayağõ kõrõldõ. Olaylarõn
yatõşmasõnõn ardõndan
Kõlõçdaroğlu ve Kõlõç pa-
nele devam etti.
Sarõgül: Çare olacağõz
İstanbul Haber Servisi - Türki-
ye Değişim Hareketi lideri ve Şişli
Belediye Başkanõ Mustafa Sarıgül,
“İnançlara saygılı, toplumun tüm
kesimlerini kucaklayan, gerilimi
değil uzlaşma ve toplumsal mu-
tabakatı savunan bir anlayışla
hareket ediyoruz” dedi.
Sarõgül, Türkiye Değişim Hare-
keti’nin Eyüp İlçe Örgütü’nün açõ-
lõşõ nedeniyle Eyüp Meydanõ’nda
kendisini destekleyen yurttaşlara
bir konuşma yaptõ. Türkiye’yi ku-
caklamak için yola çõktõklarõnõ be-
lirten Sarõgül, “Kötülemek için, ka-
ralamak için şikâyet etmek için
dolaşmıyoruz. Çare bulmak için
dolaşıyoruz” diye konuştu. Parti-
den hiç kimsenin ihraç edilmeye-
ceğini ve görevinden alõnmayaca-
ğõnõ bir gayrimüslimin de partinin
kurucusu olacağõnõ belirten Sarõgül,
“Partimiz Prof. Dr. Erdal İnö-
nü’nün bilim adamı, devlet ada-
mı anlayışı, Turgut Özal’ın da
pratik ve ekonomik çözümleriy-
le Eyüp’ten yola çıktı” diye ko-
nuştu. Bugünkü iktidarõn yorgun ol-
duğunu, muhalefetin ise iktidara al-
ternatif olamadõğõnõ söyleyen Sarõ-
gül, “Çare de, ilaç da Türkiye De-
ğişim Hareketi’dir” dedi.
Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, Eyüp’te yurttaşlara seslendi.