17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 4 EKİM 2009 PAZAR 10 DIŞ HABERLER Alman Sosyal Demokratlarının tarihsel hezimeti ‘düşüşün finali’ kabul ediliyor Avrupa sosyal demokrasisi uçurumda OSMAN ÇUTSAY FRANKFURT - Federal Almanya’da 27 Ey- lül seçimlerinden yüzde 23’lük oyla tarihsel bir hezimetle ayrõlan ve tabanõn neoliberal yönetim kadrolarõna karşõ başkaldõrdõğõ Almanya Sosyal Demokrat Partisi (SPD), Avrupa’daki genel ge- rileme sürecinin en etkili parçasõ olarak yo- rumlandõ. Avrupa sosyal demokrasisinin artõk “kitle partisi olarak mücadele verme” döne- mini kapattõğõ ve bir dönem yüzde 40’larda oy toplayarak iktidar olabilen partilerin hõzla kü- çüldüğü ileri sürüldü. Bu “küçülmeler süre- cinin” yayõlarak etkili olmasõ bekleniyor. 21. yüzyõlõn başõnda 15 üyeli AB’nin büyük bölümü sosyal demokrat hükümetlerce yö- netiliyordu. Bugün sadece 4 ülkede sosyal de- mokrat hükümet var. Der Spiegel dergisinin son sayõsõnda yayõmlanan bir analizde, 2000 yõlõnda Fransa, Almanya, İngiltere, İtalya, Por- tekiz, Hollanda, İsveç, Danimarka, Yuna- nistan’õn sosyal demokrat başbakanlarca yö- netildiğine dikkat çekilirken bugün Portekiz, İspanya, İngiltere ve Norveç dõşõnda benzer bir hükümet kalmadõğõ vurgulandõ. Avrupa sosyal demokrasisindeki gerileme, bu politikanõn beşiği kabul edilen İskandinav ül- kelerinde başladõ. Danimarka 2001’den beri sağ bir hükümetle yönetilirken İsveç’te de iktidar Göran Persson’dan kendilerini “modern sos- yal demokratlar” olarak tanõmlayan muhafa- zakârlara geçti. Stockholm’ü Finlandiya, Yu- nanistan ve Hollanda izledi. İtalya’da Berlus- coni, sosyal demokrasinin kõsa bir iktidar de- neyiminden sonra yeniden başbakanlõğa dön- meyi başardõ. Lionel Jospin’den sonra Paris’te “modern sağcı” Nicolas Sarkozy iktidar kol- tuğuna yerleşirken Avusturya’da Sosyal De- mokratlar (SPÖ) geçen yõl tarihlerinin en ağõr yenilgilerinden birini aldõ ve Hõristiyan demok- ratlarla büyük koalisyona girmek zorunda kal- dõ. Bu sürecin de SPD’nin yaşadõğõ trajediyle so- nuçlanmasõna kesin gözüyle bakõlõyor. Halen Avrupa Parlamentosu’ndaki milletve- killerinin dörtte biri sosyal demokrat kanada mensup. Bu gerilemenin tersine bir akõm şim- dilik sadece Norveç’te görülüyor. Bu ülkede sos- yal demokrat bir başbakan, Jens Stoltenberg, iktidarda kalmayõ başardõ. Neden kaybettiler? Son dönemde, geniş yõğõnlarõn finansal ve ekonomik krizden olumsuz etkilenmesine rağmen neden sosyal demokrat politikalara yaklaşmadõğõnõ çözümlemeye çalõşan yakla- şõmlarda, ortak bir “açıklama paydası” göze çarptõ. Buna göre Avrupa’daki muhazafakâr ve liberal partilerin sosyal demokratlar kadar oy kaybetmemesi, yani sağõn değil de “kapita- lizme eleştirel bakan” sosyal demokratlarõn cezalandõrõlmasõ, iki nedenden kaynaklandõ. Bi- rincisi, Tony Blair, Gerhard Schröder, Lio- nel Jospin, Massimo D’Alema ve Romano Prodi gibi “sosyal demokrat liderler” reform adõ altõnda kendi gerçek tabanlarõnõ yaraladõ- lar. Çalõşanlar, işsizler, emekliler, tüm dar ge- lirliler, sosyal demokrasinin reform politika- sõndan zararlõ çõkan toplumsal kesimler olun- ca, tepkilerini sandõkta gösterdiler. Sosyal güvenlik alanõndaki kazanõmlarõn tõrpanlanmasõ reform olarak sunulunca, “tırpanlananlar” in- tikamlarõnõ sandõkta aldõ. Almanya’da son seçimlerde katõlõm yüzde 70 gibi tarihsel bir düzeye geriledi. Ayrõca eski “radikal piyasacı” görünüm- lerine veda eden sağ partiler, kitleleri tedirgin etmeyecek bir politikaya yöneldiler. Örneğin Angela Merkel ile Nicolas Sarkozy, krizde açõkça devletin ekonomiye müdahalesini pro- paganda ettiler. Banka sistemine ve büyük şir- ketlere devletin yaptõğõ parasal ve yönetsel yar- dõm, klasik sağ piyasacõlõğõndan uzaklaşma ya- nõlsamasõ yaratarak kitlelere umut verdi. Kitle partileri dönemi bitti Almanya’nõn önde gelen siyasal partiler uz- manõ Prof. Dr. Franz Walter, sadece sosyal de- mokratlarõn değil, Hõristiyan demokrat partile- rin de kitle partisi olarak mücadele etme ve ik- tidara gelme dönemini kapattõğõnõ ileri sürüyor. Walter’e göre Almanya dõşõndaki Hõristiyan de- mokratlarda büyük gerileme 1980’lerde başla- dõ. Ancak bu çerçevedeki tartõşmalar Federal Al- manya’da Helmut Kohl ve Merkel tarafõndan ciddiye alõnmadõ. Hollanda, İsveç, Fransa ve İn- giltere’deki Hõristiyan demokrat partilerdeki “modernleşme, sosyal demokratlaşma eği- limlerini” çözümleyen Prof. Dr. Walter’e göre Alman sağõ bu yolda çok geri kaldõ. Dolayõsõy- la sosyal demokratlar kadar olmasa bile Hõris- tiyan demokratlar da kitle partisi özelliğini hõz- la yitirmeye başladõ. Walter, Almanya başta ol- mak üzere sosyal demokrasinin de tarihsel bir dö- nüm noktasõnda bulunduğunu savundu. Birçok siyasi gözlemciye göre Avrupa ve Al- manya’yõ yeni dönemde, görece küçük parti- lerin iktidar için ittifak politikalarõ bekliyor. Federal Meclis’e Sol Parti saflarõnda ikinci kez gelmeyi başaran Türkiye kökenli Sevim Dağdelen, partisiyle ezilen sõnõflarõn çõkarlarõ için mücadeleyi daha da yükseltmek zorunda olduklarõnõ söyledi. Dağdelen, Cumhuriyet’in sorularõnõ yanõtladõ. - Sol Parti lideri Oskar Lafontaine, 27 Eylül’den itibaren ülkeye tornado çökeceğini söyleyerek “Korunmak istiyorsanız bizi destekleyin” dedi. Almanya’yı nasıl bir zor zaman bekliyor? DAĞDELEN - Ekonomik krizin etkileri Almanya’da henüz tüm gücüyle ortaya çõkmadõ. Tekeller ve bankalar için hazõrlanan kurtarma paketleri tümüyle devreye girmedi ve şimdiye dek yapõlan harcamalarõn tekrar bütçeye akõşõnõ sağlamak için somut adõm atõlmadõ. Kõsa çalõşma gibi geçici önlemlerle işsiz sayõsõnõn artmasõ bir nebze olsun engellendi. Seçimler gözetilerek alõnan bu geciktirici önlemler, önümüzdeki dönemde sona erecek ve halkõn geniş kesimleri krizin yüklerini asõl o zaman yakõndan hissetmeye başlayacak. Bugün koalisyon hükümeti kurmasõna kesin gözle bakõlan Hõristiyan Demokratlar’la Hür Demokratlar seçim öncesinde krizin yükünün emekçilerin sõrtõna yüklenmesi politikasõnõ izleyeceklerine dair sinyaller vermişlerdi. Seçimin hemen ertesi günü açõklamalar yapan sermaye kuruluşlarõ da taleplerini sõralamaya başladõlar. Hangi partiler hükümette bulunursa bulunsun, özellikle son yõllarda kesintisiz bir şekilde süren sosyal hak gasplarõ artarak sürecek. Toplumsal muhalefetin kaçõnõlmaz olarak sesini daha fazla yükselteceğine inanõyorum. - Sol Parti neler yapacak? Biz Sol Parti olarak, gerek Federal Meclis’teki gerekse parlamento dõşõndaki çabalarõmõzla, toplumsal mücadeleye destek vermeye çalõşacağõz. Meclisteki sandalye sayõmõzõ bir buçuk katõna çõkardõk, muhalefete sunacağõmõz desteğin de artacağõna inanõyorum. Ayrõca yasa tasarõlarõyla hükümetin ipliğini pazara çõkarmak, en geniş halk kesimlerini aydõnlatmak gibi bir görevle karşõ karşõyayõz ve bu yönde çalõşacağõz. ‘5 milyon kişi oy kullanamadı’ - Yeni dönemde, Alman egemen siyaseti, Türkiye kökenli 2.8 milyon insan ve Ankara ile ilişkilere nasıl bakacak? Geçen dönemde Sol Parti Federal Meclis Grubu’nun Uyum ve Göç Politikasõ Sözcüsü olarak görevlendirilmiştim. Yeni hükümetin bu alanda izleyeceği politikalarõn, göçmen kökenli emekçilerin durumunu iyileştirmesini beklemek saflõk olur. Dõş politikaya hâkim olan süreklilik geleneği ve çõkarlarõ, Türkiye’yle olan ilişkilerde şimdilik köklü bir değişiklik olmayacağõ anlamõna geliyor. - Nüfusun mecliste temsiline bakarsak, göçmenlerin daha fazla vekil çıkarması gerek ama durum böyle değil. Neden? Bu ülkede milyonlarca işçi veya ev kadõnõ olmasõna rağmen onlarõn da bu orana uygun bir şekilde mecliste temsil edilmediklerini görüyoruz. Meseleye sadece etnik kökenden bakarsak yanõlõrõz. İnsanlar sõnõfsal konumlarõndan dolayõ da siyasal ve toplumsal yaşamõn dõşõna itiliyor. Öte yandan göçmen kökenli emekçilerin, ayrõmcõ uygulamalar nedeniyle toplumsal ve siyasal yaşamõn dõşõnda tutulduklarõ da bir gerçek. 5 milyon insan Alman pasaportuna sahip olmadõğõ için seçimlerde oy kullanamadõ. Bu yüzden ayrõmcõ politikalara son verilmelidir. Buradan kastõm da, sadece hukuksal eşitliğin sağlanmasõ değil, bunun için gerekli toplumsal, ekonomik ve siyasal zeminin yaratõlmasõ zorunluluğudur. Yükü emekçilere yıkacaklar Kılıç: Din eğitimi yerine AB reformlarına ağırlık verin Yeşiller Partisi listesinden Federal Meclis’e art arda dördüncü kez girmeyi başararak dikkatleri yine üzerinde toplayan Ekin Deligöz, Hõristiyan Demokratlarla liberallerin oluşturacağõ yeni hükümetin tam bir saldõrõ hükümeti olacağõnõ, yoksullarõ ve göçmenleri Almanya’da çok güç günlerin beklediğini savundu. “Politika her yerde zordur, ama bizler bunu yapmak zorundayız” diyen Deligöz, şu değerlendirmelerde bulundu: “Hıristiyan Demokratlar ve liberaller, durumu iyi orta sınıfın taleplerini yerine getirecek. Eğer iyi bir işiniz varsa, üniversite bitirmişseniz, durumunuz bundan sonra daha da iyileşecek. Ama Almanya’da sosyal yardımla yaşayan, çalışıp kazandığı parayla yaşama savaşı veren insanların durumu başka. Almanya’da insanların yüzde 50’si vergi ödemiyor. Çünkü vergi ödeyecek kadar gelirleri yok. Korkarım, Angela Merkel ile Guido Westerwelle’nin politikaları bu insanları yalnız ve sokakta bırakacak. Kaybedenlerin sayısı çoğalacak.” Yoksulluğun hõzla yayõldõğõ Almanya’da, bu sürecin acõsõnõ en çok yabancõ kökenli çocuklarõn çektiğine işaret eden iki çocuk annesi Ekin Deligöz, kendisinin bu dönemde özellikle eğitim, toplumsal eşitlik, gelir dağõlõmõ ve yenilenebilir enerji teknolojileri konusunda çalõşmak istediğini belirtti. Yeni sağ hükümetin büyük yanlõşlar yapacağõna dikkat çeken Deligöz şöyle konuştu: “Bu ülkede her dört çocuktan biri yabancı asıllı. Bu çocukların da yüzde 20’si okulunu bitirmeden sokağa bırakılıyor. İşsizliğe yollanıyor. Buna karşı koymalıyız. Bu alanda olduğu gibi, enerjide de yatırımların ağırlığını yenilenebilir enerji türlerine kaydırmazsak Almanya’yı çok zor zamanlar bekler.” Hem genç hem de deneyimli bir politikacõ olmasõnõ, kendisine ilk kez seçildiği 1998’den beri geçici gözüyle bakõlmasõna rağmen siyaset sahnesinde kalõcõlaşmasõnõ “sorun çözme inadıyla” açõklayan Ekin Deligöz şunlarõ söyledi: “Ben kimsenin ilgelenmediği zor sorunları çözmek isterim. Onlara eleştirel çözüm yolları göstermek için sorumluluk üstlenirim. Politika bence budur. Yenilenler de size karşı çıkar. O yüzden politika yapmak kolay değil. Ama kolay olsaydı da beni ilgilendirmezdi herhalde. Bu sorunları ben adeta arıyorum. Kişiliğimin bir parçası diyebilirim buna. Önemli olan, ne yaptığımızdır, sorumluluk üstlendiğimiz şeyi sonuna kadar götürmektir. Başlangıçtan çok sonuç önemlidir. Almanya’da yeni hükümetle birlikte zor bir dönem açılıyor, ama ben zor zamanları ve sorunları severim.” Zor zamanlar geliyor, ama zoru severim SOL PARTİ’DEN DAĞDELEN: YEŞİLLER’DEN DELİGÖZ: Kimi çevrelerce sürpriz, kendisi için normal bir sonuçla ilk kez Federal Meclis’e girme hakkõ kazanan Yeşiller Partisi milletvekili Memet Kılıç, Ankara Hukuk Fakültesi’ni bitirdikten sonra geldiği Heidelberg Üniversitesi Hukuk Bölümü’nde Avrupa hukuku dalõnda doktora çalõş- masõ yaptõ. Türk göçmenlerle ilgili çalõşmalarõyla tanõnan Kõlõç, Ankara’nõn kamuoyu yaratmak için çalõşmasõ ge- rektiğini söylüyor. Alman sosyal demokrasisi- nin yaşadõğõ ağõr yenilgiyi olağan bulan Kõlõç, “SPD işçi partisiydi, işçiye sır- tını döndü; göçmenlerin partisiydi, göçmenlere sırtını döndü. Başka bir sonuç zaten mucize olurdu” diye ko- nuştu. Kõlõç şunlarõ söyledi: “Ber- lin’deki yeni hükümet, başta Türki- ye kökenli toplum olmak üzere göç- menlere hiç güzel günler getirmeye- cek. Ekonomik sıkıntılar ve işsizlik, CDU/CSU-SPD koa- lisyonu tarafından seçimler beklenerek ertelendi. Önü- müzdeki dönemde işsizlik artacak. Bu da önce göç- menleri vuracak. Zaten ya- rıya yakını işsiz olan göçmen kitlesinin neredeyse yüzde 80’inin işsiz hale gelmesinden kor- kuyorum. Geçen hükümet de aile birleşimlerini, vatandaşlığa geçişi zor- laştırmıştı. Bu zorlukları ortadan kaldıracak bir irade yok artık ortada. Yasaların daha da sertleştirileceğini sanıyorum. Buna engel olmak için mücadele vereceğiz.” Kasõm ayõnda ilan edilmesi beklenen muhafazakâr yeni bakanlar kurulunun Türkiye’nin AB planlarõnõ da olumsuz et- kileceyeğini belirten 42 yaşõndaki poli- tikacõ, bu hükümeti kuran CDU ve CSU’nun Türkiye’nin AB’ye tam üyeli- ğine açõkça karşõ çõktõğõnõ hatõrlattõ. Kõ- lõç, “Sanıyorlar ki, Türkiye imtiyazlı ortaklıkla yetinecek. Türkiye şu anda zaten imtiyazlı ortak konumunda. Ay- rıca AB hukukundan doğan hakları- mızı Almanya uygulamıyor bile. Av- rupa Adalet Divanı’nda alınan kara- rı Berlin uygulamıyor. Bu konudaki Berlin’in direnci daha da artacaktır. Ama Türkiye geçmişteki anlaşmaların uygulanması için ısrarlı olmalı, yani ‘pacta sunt servanda’ ilkesi uyarınca haklarını savunmalıdır. Ankara ka- muoyu yaratmalıdır. Ama galiba bu- nun için kurulmakta olan bu Alman hükümetinin gitmesini beklemekten başka da pek çare yok” dedi. Ankara hep seyirci Ankara hükümetlerinin AB çerçe- vesindeki gelişmelere aslõnda hep se- yirci kaldõğõnõ belirten Kõlõç şunlarõ söy- ledi: “İktidardayken AB yanlısı, mu- halefetteyken de AB karşıtı olmak gi- bi bir rol dağılımı var, bu çok kötü. Bence Türkiye için AB’ye eşdeğer bir alternatif bulunmuyor. Yanlışlar- dan kaçınılması gerekir. Fransa ve Almanya zaten şu anda Türkiye’nin AB’ye tam üyeliğine karşı. Ama Türk hükümetleri Merkel veya Sar- kozy’yi değil, Fransız ve Alman halk- larını ikna etmelidir. Bunun için de demokratikleşme yolunda adımlar atmalıdır. Halklar ikna edilirse, po- litikacılar zaten olur. Bir de Nabuc- co gibi bir enerji hattı ciddi devlet tavrıyla kullanılabilir. Kısaca, Tür- kiye din eğitimine yatırım yapmak- tan veya sadece ekonomiyle uğraş- maktan vazgeçip, eğitim ve yargı sisteminde AB reformlarına ağırlık verirse mesafe alacaktır.” Önümüzdeki dönemde işsizliğin artacağõnõ, bunun da önce göçmenleri vuracağõnõ ifade eden Yeşiller Partisi milletvekili Kõlõç, “Zaten yarõya yakõnõ işsiz olan göçmen kitlesinin neredeyse yüzde 80’inin işsiz hale gelmesinden korkuyorum” diyor. 21.yüzyõlõn başõnda 15 üyeli AB’nin büyük bölümü sosyal demokrat hükümetlerce yönetilirken, bugün sadece 4 sosyal demokrat hükümet iktidarda. Bunun bir nedeni, sosyal demokratlarõn sosyal güvenlikte tõrpanlamaya giderek gerçek tabanlarõnõ kendilerinden uzaklaştõrmalarõ. İkinci neden, sağ partilerin “radikal piyasacõ” görünüme veda ederek, kitleleri tedirgin etmeyecek bir politikaya yönelmesi. Dağdelen: Sosyal hak gaspları artarak sürecek. Deligöz: Kaybedenlerin sayısı çoğalacak. ÜST YÖNETİM HEDEFTE - Sosyal Demokratların seçimlerde aldığı tarihi hezimet destekçilerinin yanı sıra parti yönetiminde de büyük sıkıntı yarattı. Sonuçlara ilişkin parti tabanındaki gerginlik geçen hafta yapılan bir toplantıda SPD’nin Genel Başkanı Muentefering (sağda) ve seçimlerdeki başbakan adayı Steinmeier’in adeta yüzüne yansımıştı. (Fotoğraflar: AP) Sol Parti deneyimi tartışıldı ENGİN ESEN Federal düzeyde ve eyaletlerde oy oranõnõ iki haneli sayõlara çõkararak Almanya siyasetinde parlayan Sol Parti’nin kurucularõndan Murat Çakır önceki gün Taksim’deki Makine Mühendisleri Odasõ Lokali’nde Toplumsal Araştõrma ve Eğitim Merkezi (TAREM) tarafõndan düzenlenen toplantõda görüşlerini paylaştõ. Çakõr, Almanya seçim sistemi hakkõnda bilgi vererek; yerel seçimler ile eyalet, federasyon ve AP seçimleri nedeniyle “Almanya’nın bir seçim ülkesi olduğunu” vurguladõ. Avrupa’nõn en köklü partilerinden Almanya Sosyal Demokrat Partisi’nde (SPD) yaşanan çözülmeyi örnekleriyle açõklayan Çakõr, “Ben 2004’te SPD’den ayrılırken bir arkadaşım ‘Sosyal demokrasiden ancak ölümle ayrõlõnõr’ demişti. Şimdi böyle insanlar SPD’den kopuyor” dedi. SPD’deki kan kaybõnõ, Almanya’nõn saldõrgan dõş politikasõna ve emekçilerin sosyal haklarõnõn kõsõtlanmasõna verdiği desteğe bağlayan Çakõr, Afganistan işgaline karşõ çõkan ve sosyal adalet taleplerini savunan Sol Parti’nin güçlendiğini anlattõ. “Die Linke; Bir Başarı Hikâyesi mi?” başlõklõ Türkçe kitabõn yazarõ sorularõ yanõtlarken, parti içindeki gruplar arasõndaki “barışın” iktidara yürünürken bozulabileceğini dile getirdi. Çakõr, Türkiye’de solun durumuyla Almanya’da yaşananlar arasõnda benzerlik kurulmamasõ gerektiğini söyleyerek, “Türk ve Kürt solunun, yaşamın içinden beslenen bir yapı oluşturmaları gerektiği” görüşünü ifade etti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle