14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Zeytin ağaçlarõnõn, Ege Denizi’nin sularõyla buluştuğu ender bölgelerden biridir Yeni Şakran. Hatta, zeytin dallarõnõn, denizle buluştuğu kimi yerler vardõr ki, bu noktalarda yapraklar hafif esintili bir rüzgarla birlikte dans ederken etrafa yansõyan õslõk sesi, ayrõ bir keyif verir insana… Bir sonbahar akşamõ gün batõmõnda peşi sõra oluşan ve sarõdan kõzõla, kõzõldan turuncuya dönüşen güneşteki renk cümbüşünü izlerken kendinden geçmemesi mümkün değil insanõn. Aslõna, deniz, güneş, yeşil örtü ve çok eskilere dayanan tarihi bir mirasõ bünyesinde barõndõran bir yöre olarak da tanõmlayabiliriz Yeni Şakran’õ… Yaşam izlerinin milattan önce 1100’lü yõllarda uzandõğõ şimdiki Yeni Şakran’õ biz, çok yakõn bir zaman diliminde keşfetmişiz. Tarihi dokusu, doğal ortamõ bu sayede fazla tahribata uğramamõş. Zeytin ağaçlarõnõn dallarõnõn günümüzde bile denizle buluşuyor olmasõ belki de bu yüzdendir kim bilir. İzmir-Çanakkale karayolu üzerinde, İzmir’e 75, Dikili’ye 50, Aliağa’ya 14, Bergama’ya 28, kilometre mesafede ve aynõ zamanda da Aliağa’nõn banliyösü konumunda küçük şirin bir tatil beldesi Şakran. Altõ bini bulan nüfusu yaz aylarõnda 10-12 bine ulaşõyor. Halkõn ana geçim kaynağõ zeytin. Tarõm, yöre yurttaşõ küçükbaş hayvancõlõkla ilgilense de, balõkçõlõk biraz daha ön plana çõkõyor. Şimdilik daha çok yerli turistlerin uğrak yeri olan Yeni Şakran’õn hedefi ise önümüzdeki süreçte bölgenin turizm merkezi olmak. Yeni Şakran, Bergama, Greynion, Myrina, Kyme, Elaia ve Aigai’e yakõn mesafedeki coğrafi özelliğiyle milattan önce 1180’li dönemlerden izlere sahip yakõn yerlerdeki kalõntõlarõ ve tarihi miraslarõ bünyesinde barõndõrõyor. Beldenin çağdaş ve girişimci yeni Belediye Başkanõ İbrahim Ethem Yorulmaz, Şakran’õ kõsa sürede bir turizm merkezi haline dönüştürmek için kollarõ sõvamõş. Belde için büyük uğraş veren Başkan Yorulmaz, Kültür ve Turizm Bakanlõğõ’nõn en sõk iş takibi ziyaretçisi konumunda şu sõralar. Tarihi dokuya zarar vermeden turizmi geliştirmek için projeler üreten Yorulmaz, beldeye yabancõ turistleri de çekmek için çalõşmalarõ da başlatmõş durumda. Yeni Şakran’õn eşsiz koylarõnõn değerini de farkõnda olan Belediye Başkanõ Yorulmaz, bölgenin, sörf spor için ideal bir coğrafyaya sahip olduğunu vurguluyor ve iddia ediyor: “Burasõ çok yakõn bir zamanda sörf sporu için Alaçatõ’ya alternatif bir turizm bölgesi olacak.” İ yi hatõrlarõm! Üniversiteye kayõt günlerim- di. Gazetelerde okumuş, radyoda dinlemiş- tim, 11 Eylül sabahõnõ Şili’nin. O günü hiç unutmam! Otobüs terminaline ayak bastõğõmda 11 Eylül sabahõnõn erken saatleriydi. Zamanla yarõşõyor gibiydim. Çok geçmeden, kendimi o ünlü Mo- neda Sarayõ’nõn önünde buldum. Belleğimde ta- rihin sayfalarõ bir bir çevriliyor, beni kendine hap- seden oradaki bir sayfa, şimdi sarayõn önünde ve karşõmda duruyordu. Kõrmõzõ çiçek ve çelenk- lerle donatõlmõş o alçak gönüllü heykele bir kõr- mõzõ karanfil sunmak da bana düşmüştü. Orada, bir yazõ ilişti gözüme; “…hayatta, bir insan olmak var ya, sen gibi!...” Kim mi o? Kim olacak; Allende! Mezarlõktaki yaşlõ görevlinin gururlu ifadesiyle; “…Doktor Salvador Allende!...” Santiago, Şili’nin başkenti ve altõ milyon nü- fusa sahip modern bir kent. Hatta, Güney Ame- rika ülkelerinin büyük çoğunluğunu gezmiş bi- ri olarak, diyebilirim ki; o kõtanõn en güzel ve çe- kici kenti. Sokaklar, caddeler põrõl põrõl. Binalarõn albenisi oldukça fazla. Özellikle, kentin merkezi sayõlan Armas Meydanõ ve civarõ, kolonyal ya- põlarla dolu. Binalarõn her biri birer sanat eseri durumunda. Mimari tarz ve taş işçiliği insanõ bü- yülüyor. Armas Meydanõ, günün her saatinde bir insan mozaiği… Akşama doğru başlayan müzik ve eğlenceli gösteriler, insanõ kendine tutsak ediyor. Sõrtõnõ karlõ And Dağlarõ’na dayamõş kent, çeşitli te- peleriyle, ziyaretçilerine, seyrine doyulmaz manzaralar sunar. Mükemmel işleyen bir met- ro sistemiyle, trafik karmaşasõndan arõnmõş cadde ve sokaklarõnõ, müzik ve aşk yapan genç- lerle doldurmuş. Geniş ve uzun bulvarlarla do- lu Santiago’nun en ünlü caddesi Alameda’nõn de- vamõnda bulunan Apoguindo Caddesi üzerindeki Navidad Parkõ’nõn bulvara bakan kõsmõna bir Ata- türk heykeli yerleştirilmiş. Ülkenin Nobel ödüllü şair-yazarõ Pablo Ne- ruda’nõn, Şili’deki evlerinden birisine de ev sa- hipliği yapõyor Santiago. San Cristobal tepesinde bir madalya gibi duran bu ev, şimdilerde müze olarak kullanõlõyor. Santiago, gezmeye doyulmaz bir kent. An- latmak bile kolay olmuyor. Galiba, onu yaşamak en iyisi! Eylül Santiago’da yoğun geçiyor. 18 Ey- lül Ulusal Günü Şili’nin. Hazõrlõklarõ birkaç gün önceden başlamõştõ. Tam bir “fiesta” olduğu söy- lenen o günün hazõrlõklarõnõ izlemek bile keyif verdi bana! Ekvador, Peru ve Şili’ye ait bir aylõk gezimin, bin 400 civarõndaki fotoğrafõnõ, fotoğraf maki- nelerimle birlikte aldõ götürdü. Şimdi onlar yok artõk. Santiago’da kaybettim onlarõ. San- tiago’nun “Eylül”ünde bunu da gördüm. Koca bir mezarlõktõ. İçinde insan kaybolur. Aradõğõ- nõ ara ki bulasõn! Mezarlar arasõnda yaşlõ birisine rastladõm. Mezarlõk görevlisi olduğunu söyledi. Allende’nin mezarõnõ sordum ona. Heyecanlandõ: “ Doktor Salvador Allende…Öyle mi? Hõmmm! “ Cebinden bir resim çõkarttõ ve mezarõ tarif et- ti. “ Yürü ileri, görürsün onu!” “ Böyle zor bu- lurum!” dedim. Bunun üzerine, yan gözü ve zor- layõcõ bakõşlarõyla “ Senyor! Yürü ileri dedim sa- na. Yürü!...Sen onu bulamazsan, o seni bulur, kar- şõlar seni!” Her şey yaşlõ görevlinin dediği gibi oldu. O, karşõmda duruyordu. Hayatõ gibi, me- zarõ da sadeydi. inceismet@yahoo.com CM C M Y B BYCMYB C M Y B 4 28 EKİM 2009 ÇARŞAMBA “Yüzyılın hazinesi” Antalya’da Antalya’nõn Elmalõ ilçesinde 1984 yõlõnda yapõlan kaçak kazõda ortaya çõkarõlan ve ardõndan yurt dõşõna kaçõrõlan Elmalõ Sikkeleri, ‘Yüzyõlõn Definesi’ adõyla Antalya Müzesi’nde sergilenmeye başladõ. 15 yõllõk hukuki mücadelenin ardõndan Türkiye’ye getirilen MÖ 5. yüzyõla ait sikkelerin dünyada bir benzeri daha bulunmuyor. Yurt dõşõna kaçõrõldõktan 25 yõl sonra anayurduna dönen sikkeler hakkõnda bilgi veren Antalya Müzesi Müdür Vekili Mustafa Demirel, “Bu sikkeler MÖ 460 yõllara, yani MÖ 5. yüzyõla ait eserler. İçlerinde tedavüle çõkmamõş birçok sikke var. Yunanlõlarõn, Persleri yenmelerinin anõsõna bastõrmõş olduklarõ paralar var bunun içinde. 6 tane Dekadrahmiyi sergimizde ziyarete sunuyoruz. Bunlardan dünyada 13 tane olduğu bilinirken, bu gurup içerisinde 16 tanesinin varlõğõndan haberdar olduk. Bize bunlarõn sadece 6 tanesi iade edildi. Sikkelerin içinde yoğunlukla Likya şehir devletlerine ait önemli paralar var. Özellikleri ünik olmalarõ. Yani dünyada bu nitelikle başka bir gurup sikke yok.” dedi. Sabiha Gökçen’e Frankfurt seferi Pegasus Hava Yollarõ 23 Kasõm’dan itibaren Frankfurt’tan İstanbul Sabiha Gökçen Havalanõ‘na her gün uçuş gerçekleştirecek. Pegasus Yönetim Kurulu Başkanõ Ali Sabancõ, “Frankfurt seferleri ile Almanya’dan Türkiye’ye haftada 81 uçuş gerçekleştireceğiz” dedi. Pegasus şirketinin Türkiye içinde 18, dõş hatlarda da 16 hatta faaliyet gösterdiğini vurgulayan Ali Sabancõ, “Türkiye’de sivil havacõlõk geçtiğimiz dört yõl içinde yüzde 19, pegasus ise yüzde 43 büyüdü. Sektörden yüzde 2.3 daha fazla büyüdük. 2012 yõlõna kadar 2.3 miyar dolar yatõrõm yaparak 23 yeni Boeing 737-800 satõn alacağõz. Van’dan Küba’ya yolcu taşõyabilir konumdayõz. 23 Kasõm tarihinden itibaren Frankfurt’tan da günlük seferlerimizle burada yaşayan vatandaşlarõmõza hizmet vermenin mutluluğunu yaşõyoruz” diye konuştu. Turistler Türkiye’yi iyi tanıyor UNESCO Türkiye Milli Komisyonu, ‘Türkiye’nin Dünya Miras Alanlarõ‘yla ilgili çalõştayõnõ kitap yaptõ. Kitapta, UNESCO’yu kuran ilk 20 devlet arasõnda yer alan Türkiye’nin bu listeye giren miras yerleriyle ilgili eksiklikleri ve yapmasõ gerekenler sõralandõ. Truva Arkeolojik Yerleşmesi, Hititler’in Başkenti Hattuşaş, Nemrut Dağõ, Pamukkale, Göreme Milli Parkõ ve Kapadokya, Divriği Ulu Cami ve Dar-üş Şifa’sõ, Safranbolu ve İstanbul’un tarihi bölgelerinin ‘Dünya Miras Alanõ‘ olarak gösterildiği kitapta ilginç bir çalõşma da yer aldõ. Yabancõ ve yerli turistlerden, her kesime bulunduklarõ bölgenin dünya miras alanõ olduğunu bilip bilmediği soruldu, yanõtlarõ da kitapta yayõmlandõ. Döviz artışı turizmi olumlu etkiledi Euro’nun dolar ve sterlin karşõsõnda değer kazanmasõ başta İngiltere olmak üzere bazõ ülkelerin yurtdõşõ tatil tercihlerini euro kullanmayan ülke olarak Türkiye’ye çevirdi. Euro kullanan ülkelerin çoğundan Türkiye’ye gelen ziyaretçi sayõsõnda düşüş olurken, İngiltere’den gelenlerin yüzde 10’un üzerinde artmasõ da bundan kaynaklanõyor. Türkiye’nin turizm geliri elde ettiği yabancõ para birimlerindeki değer değişimi biri gerçek biri kağõt üzerinde olmak üzere iki açõdan yaradõ. Yabancõ para birimlerinden AB ülkelerinin kullandõğõ euro’nun değeri dolar karşõsõnda yükseldiği için AB üyesi olduğu halde euro kullanmayan İngiltere’den Türkiye’ye gelen ziyaretçi sayõsõnõ artõrdõ. Dolar’daki değer düşüşü ise Türkiye’nin turizm gelirini dolar bazlõ olarak hesapladõğõ için euro olarak elde edilen gelirin dolara çevrilerek hesaplara geçmesi nedeniyle turizm gelirinin artmõş gibi görünmesine neden oluyor. ŞİLİ Şili’nin eylül zamanlarıŞili’nin eylül zamanlarıŞili’nin eylül zamanlarıŞili’nin eylül zamanları CUMHURİYET TURİZM - Divan, kurucusu rahmetli Veh- bi Koç’un, büyüyen işleri dola- yõsõyla sõk yaptõğõ seyahatlerde, İstanbul’da kalacak yer bulma sõ- kõntõsõna son vermek amacõyla satõn aldõğõ bir arsanõn, daha sonra gelişerek bir otel projesi- ne dönüşmesi sonucu, 1956 yõ- lõnda Türk özel sermayesi ile ku- rulan ilk oteldir. Vehbi Koç, bundan 50 yõl önce turizmin önemini kavramõş, geleceğine inanmõş, Türkiye’nin en büyük gelir kaynaklarõndan birinin tu- rizm olabileceğini görebilmişti. Nitekim, o görüşle 1954’te Di- van Oteli’nin temelini atarak, 16 Ocak 1956’da hizmete açtõ. Tamamõyla Türk sermayesi ve girişimcilik ruhuyla yapõlan Di- van, o tarihte 98 odalõ küçük bir “Butik-otel” olarak hizmete açõl- dõ. Otelin ismi “Divan”, 1950’le- rin önemli edebiyatçõlarõnõn oluşturduklarõ bir kurul tarafõn- dan yapõlan yarõşma sonucunda seçildi. Fikret Adil ve Ömer Sami Coşar’õn “Divan” önerisi beğenilerek otele bu isim veril- di. Divan Oteli’nin arsasõ 250 bin liraya alõnmõş, otel ise 6 mil- yon liraya malolmuş. Bunun 4.5 milyon lirasõ binaya, 1.5 milyon lirasõ da mobilya ve iç dekorasyona harcanmõş. Avadis Çakõr, hissesini Veh- bi Bey’e devretmiş. Kuruluş yõ- lõnda, 52 kişi ile yola çõkmõşlar. Divan şu an, yaklaşõk 743 çalõşanõ olan bir şirkettir. Divan Oteli’nin açõlõş gecesinde başta başbakan Adnan Menderes ol- mak üzere hatõrõ sayõlõr bir dev- let erkanõ hazõr bulundu. Basõn Yayõn Genel Müdürü, gazete sa- hipleri, gazeteciler, iş adamlarõ ve “tanõnmõş ze- vat”, o gece ora- daydõlar. Ko- nuşmalar yapõl- dõ, ziyafet veril- di, açõlõş gecesi için hazõrlanmõş eğlence progra- mõ, zengin içe- rikli üst düzey bir konserdi. Sopranolar ar- yalar söyledi, Cemal Reşit Rey piyano çal- dõ, Ayla Erduran keman resita- li verdi, Münir Nurettin Selçuk ve “melaikeleri” birlikte oku- dular. Elbette, babasõ Vehbi Koç Divan Oteli’nin ünlü berberi Kemal Kamburoğlu bir gün Vehbi Bey tõraş olduktan sonra kağõt bir iki buçuk lira bahşiş bõ- rakõnca demiş ki “oğlunuz Rah- mi Bey daha çok bõrakõyor” Vehbi Bey’in cevabõ şu olmuş: “Eeee onun babasõ Vehbi Koç.” O tarihlerde Divan’õn barõ bir siyasetçi durağõ. Yeşilçam ak- törleri, politikacõlar, ünlü iş adamlarõ, gazeteciler sürekli müşterilermiş. 1975 yõlõnda açõlan Divan Antalya ile Divan ismi, geliş- meye başlayan Türk turizminin, en önemli kentlerinden biri ol- maya aday An- talya’ya taşõndõ. Divan, 1991 yõlõnda hizmete soktuğu Kuru- çeşme Divan ile özel davetler için yepyeni bir kon- sept yaratmõş, hem ziyafet hem de mekân hiz- meti sunan ör- nek bir kuruluş oldu. Divan, 1999 yõlõnda Kalamõş Marina’da aç- tõğõ Brasserie’de sunduğu menü ve barlarõyla bu alanda öncü olmuş; 2002 yõlõnda Divan İs- tanbul bünyesinde “sushi resto- ranõnõ” hizmete açtõ. 2000 yõlõnda da Divan Bod- rum’un açõlõşõ ile Türkbükü bel- desine görkemli bir butik otel ka- zandõrõlmõştõr. Divan Bodrum, dünyaca ünlü turizm kuruluşla- rõ tarafõndan, çeşitli ödüllere la- yõk görülmüş, Türk turizminin, kaliteli ürün örneği olarak dün- yaya açõlan kapõsõ oldu. Bu yeniklerle yetinmeyip, ot- elcilik alanõnda yeni bir konsept oluşturmaya karar veren ve özel- likle gelişen iş hayatõna yönelik projeler üretmeyi hedefleyen Divan, şehir otelciliği alanõnda da hamle yaparak, 2005 yõlõnda Divan City, İstanbul’u hizmete sokmuştur. Ardõndan 2007 yõ- lõnda Divan Ankara hizmete girdi. Kasõm 2009 ise Divan İstanbul Asia kapõlarõnõ hizme- te açacaktõr. Aralõk 2009 ‘da da Divan Çorlu’nun hizmete açõl- masõ planlanmaktadõr. Şehir ote- li konseptini, Türkiye’nin ge- lişmekte olan şehirlerinde de uygulamaya koymayõ düşünen Divan, gelecek yõllarda bu plan- larõnõ hayata geçirecektir. Türk turizminde ilklerin sahibi olan Divan, kurulduğu günden günümüze dek bir çok ödül ve başarõ plaketi aldõ. Genel bir bakõşla Divan bu- gün, Türkiye çapõnda, 842 oda ve bin 332 yatak kapasitesi ile 5 otel (3 adet yeni açõlacak), 15 pastane, 10 restoran, 15 market içi fõrõn, ziyafet ve mekân hiz- meti veren Kuruçeşme Divan ve Fenerbahçe Faruk Ilgaz Toplantõ ve Kongre Merkezi ile Türki- ye’de ve dünyada, kendi sektö- ründe bu kadar farklõ alanlarda hizmet veren, ilk ve tek örnek durumuna gelmiştir. T U R İ Z M İ N L O K O M O T İ F L E R İ Divan Oteli ‘Milat’tır İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına İlhan Selçuk Genel Yayın Yönetmeni: İbrahim Yıldız Yönetmen: Abdülkadir Yücelman Sorumlu Yazıişleri Müdürü: Miyase İlknur Görsel Yönetmen: Rabia İlknur Sak Ek Koordinasyon: Özlem Kızıltepe Yayınlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ Yönetim Yeri: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No.2 Şişli-İstanbul Tel: 0 212 343 72 74, Fax: 0 212 343 72 64 Reklam: Cumhuriyet Reklam Genel Müdür: Özlem Ayden Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Pal Reklam Koordinatörü: Hakan Çankaya hakanc@cumhuriyet.com.tr Tel: 0 212 251 98 74-75 Ege Reklam Sorumlusu: Zuhal Altungüneş Tel: 0 232 441 12 20 Rezervasyon Yönetmeni: Onur Tunalı Cumhuriyet gazetesinin ekidir. Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri turizm cumhuriyet.com.tr İsmet İNCE Fotoğraflar: Kerem SALTUK Şili’nin eylül zamanları New York’a alışverişe Etstur, Amerika’nõn New York kentinde her yõl kasõm ayõnõn son haftasõ başlayan ve “Black Friday” olarak adlandõrõlan indirim gününde alõşveriş yapmak isteyenler için Türkiye’den turlar düzenliyor. New York’ta sonbahar mevsimiyle başlayan indirimler, alõşveriş tutkunu turistleri buraya çekiyor. “Alõşveriş cenneti” olarak tanõmlanan kentte, “Black Friday” gününde dünyanõn önde gelen moda mağazalarõnõn pahalõ ürünlerinden, elektronik aletlere, kullanõlmõş giyim eşyalarõndan, antika mobilya, kitap ve akla gelebilecek her türlü ürün indirimli satõlõyor. Sabahõn erken saatlerinden itibaren yüzde 90’lara varan indirimden yararlanmak isteyen kent halkõ ve turistler, mağazalarõn önünde uzun kuyruk oluşturuyor. Zeytin dallarının denize düştüğü Şakran Özcan YAŞAR
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle