20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3MADAGASKAR D ünyanõn dördüncü büyük adasõ Mada- gaskar, günümüzden 160 milyon yõl kadar önce Afrika anakarasõnõn güney doğusundan kopmuş ve Hint Okyanusu’nun güneyinde bugünkü yerine gelip oturmuş. Kuzeyden güneye bin 500, doğudan batõya 500 kilometre kadar bir büyüklüğü var Ma- dagaskar’õn… Toplam, 5 yüz 78 bin kilometrekare. Yani, Türkiye’mizden biraz daha küçük.. Ne var ki, bu kopma sonrasõnda, adanõn coğrafyasõnda oluşan hayvan ve bitkilerin büyük çoğunlu- ğu, adaya özgü endemik türler. Yani, burada var olan türlere, dünyanõn başka yerlerinde rastlanmõyor. Binlerce kelebek, böcek, sürün- gen, bitki popülasyonu içinde, başka coğraf- yalarda görülmeyen büyüklük ve renklerde türler var. Örneğin dünyanõn en büyük kele- beklerinden kõrlangõç kuyruklu gece kelebek- leri “kometler” yalnõzca Madagaskar orman- larõnda yaşayan nadir türlerden biri. Adanõn ilgi çekici hayvan türleri arasõnda bukalemun, yõlan ve kurbağalar da ayrõ bir yer oluşturuyor. Güney bölgelerinde görülen böcek yiyen etçil bitkiler de cabasõ. Ancak bütün bunlarõn arasõnda, maymunla- rõn kuzenleri olarak kabul edilen lemürler, ya da öteki isimleriyle makiler Madagaskar do- ğasõnõn en çok sevilen ve en çok ilgi çeken hayvanlarõ olarak baş sõrayõ çekiyor ve Ma- dagaskar turizminin vazgeçilmeyen belli baş- lõ aktörlerini oluşturuyorlar.. Dünya genelin- de yaşayan 30 kadar lemür türünün hemen hepsi Madagaskar ormanlarõnda bulunuyor. Madagaskar dõşõnda yaşayan bir iki lemür türü de Brezilya ve Kongo doğasõnõn orman- larõnda yaşõyor.. Günümüz Madagaskar eko- nomisinin en büyük getirilerinden biri olan turizm sektöründe, ülke genelinde milli park- lara dönüştürülmüş ormanlardaki bu şirin hayvanlarõn küçümsenmeyecek bir yeri var. Çünkü, ülkeyi gezmeye gelen yabancõlarõn görmek istedikleri en önemli şeylerden biri lemürler. Ormanlarda, rehberler eşliğinde ya- põlan yürüyüş turlarõnda birbirinden değişik lemur türleri yakõndan gözlemlenip, fotoğraf- larõ çok net bir biçimde çekilebiliyor. Hatta, kahverengi tüylü fulvusler, pandayõ andõran siyah beyaz tüylü propitekler, kedi kuyruğunu andõran siyah beyaz halkalõ kuy- ruklarõyla bilinen maki cattalar, ormanõn içi- ne giren turistlerin yanlarõna gelip, omuzlarõ- na çõkõyor, ellerinden muz yiyorlar. Madagaskar ormanlarõnda, 70 santimetre boyundaki indri indrilerden gömlek cebine girecek kadar küçük mikrosebe, birbirinden değişik boy, renk ve yapõlarda lemürler yaşõ- yor ve bu şirin hayvanlar yaşadõklarõ orman- larda Madagaskar ekonomisine katkõda bu- lunmaya devam ediyorlar. [email protected] Vize kalktı, Suriye’ye turlar arttı Suriye ile Türkiye arasõndaki vize uygulamasõnõn kalkmasõ, tu- rizmi de olumlu etkiledi. Tanõtõ- ma ağõrlõk veren acenteler, kişi başõna 28 ile 80 dolar arasõnda özel tur paketleri hazõrlõyor. Ko- naklama, ulaşõm, yemek ve reh- berlik hizmetinin dahil olduğu Gaziantep günübirlik, bir gece iki gün turlarõn yanõ sõra paket GAP turu da sunuluyor. Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği GAP Bölgesel Yürütme Kurulu Başkanõ Fikret Murat Tu- ral, sõnõr kapõsõnda büyük yoğun- luk yaşandõğõnõ anlattõ. “Gazian- tep’teki otellerde çok sayõda Suri- yeli turistin konakladõğõnõ belirten Tural, şunlarõ söyledi: “Vizenin kaldõrõlmasõnõn Gaziantep’te tica- ret, seyahat, alõşveriş, sağlõk ve eğitim turizmine çok büyük yan- sõmasõ olacak. Suriyeli turistler bugüne kadar deniz-kum-güneş için Hatay ve Mersin’e gelip gitti- ler. Gaziantep çok büyük turizm potansiyeline sahip. Buralarõ gez- dikten sonra kendi tarihleriyle, kültürleriyle, mimarisiyle aynõ ol- duğunu anlayacaklar.” Turizm gelirleri yüzde 4.6 geriledi Türkiye İstatistik Kurumu (TÜ- İK), 2009 yõlõnõn Üçüncü Dönem Turizm İstatistikleri sonuçlarõnõ açõkladõ. Buna göre, Türkiye’nin turizm geliri bu yõlõn temmuz- ağustos-eylül döneminde, geçen yõlõn aynõ dönemine göre yüzde 4,6 geriledi. Çõkõş Yapan Ziya- retçiler Anketi sonuçlarõna göre, 2009 yõlõ 3. dönem turizm geliri, geçen yõlõn aynõ dönemine göre yüzde 4,6 oranõnda azalarak 9 milyar 526 milyon 319 bin 833 dolar oldu. Turizm gelirinin, 7 milyar 40 milyon 705 bin 418 do- larõ yabancõ ziyaretçilerden, 2 milyar 485 milyon 614 bin 415 dolarõ ise yurt dõşõnda ikamet eden vatandaşlarõn ziyaretlerin- den elde edildi. Ziyaretçiler seya- hatlerini kişisel olarak veya paket tur ile gerçekleştirdiler. Turizm gelirinin 7 milyar 652 milyon 89 bin 579 dolarõ kişisel, 1 milyar 874 milyon 230 bin 254 dolarõ ise paket tur harcamalarõndan oluştu. CMYB C M Y B Bu fotoğrafõ, Hõdõrellez şenlik- lerinde İstanbul Aksaray’da çek- miştim. Romanlar yaşamõ böyle keyifli hale getirdiler o akşam. Neşe içinde, içtenlikle, hoşgörü- lü biçimde eğlendiler. Müziğin ritmine kattõlar benliklerini. Bü- tün hünerlerini gösterdiler. Ro- manlarõn yaşam felsefesinin so- nucuydu gördüklerimiz. Fotoğrafõn bu yönünden başka bir de kadraj olayanõ ele alarak bakarsak. Fotoğraftaki öğeleri yerli yerinde görmeye çalõştõm. Ayõkladõm, davulcu ve müziğin ritmine kendini kaptõrmõş baya- nõn yerini saptadõm. Arkada bu neşeye katõlan başka birisi daha vardõ. Üç insanõn o andaki ey- lemlerinden oluştu fotoğraf. Öğelerin doğru yerlerde ve oran- larõnõn iyi olduğunu düşünüyo- rum. Fotoğraf çekerken gereksiz öğeleri kadrajõnõza almayõn. An- latmak istediğinizi ortaya çõkar- maya çalõşõn. Ayõklayõn... Bunla- rõ yaparsanõz genel normlara uy- muş olursunuz, fotoğrafõnõz daha değerli olur. Kurallar kadar, çe- kilen fotoğrafõn da duygu yönü- nü düşünmelisiniz. Yaşamak ke- yiftir, fotoğrafõnõzõ çekerken fo- toğraftaki bayanõn hislerine bü- rünmelisiniz. YAS¸AMDAN KEYIF ALMAK Yazı ve Fotoğraflar Turgay TUNA [email protected] Lütfi ÖzgünaydınFOTOĞRAFIN DİLİ kaçõnõlmaz girdilere gelen zamlara, hele mutfak girdilerindeki yüzde 30’lara varan en- flasyona rağmen ayakta durmaya gayret et- tiler. Ama kimileri de kapõlarõna kilit vurmak zorunda kaldõlar. Seyahat acenteleri da eko- nomik krizin teğet geçmediği yerlerden bi- ri. Özellikle kum, güneş, deniz turizminin başkenti saydõğõmõz Antalya’ya gelen tu- ristlerin tatil sürelerinde kõsõtlamaya girme- leri, yabancõ tur operatörlerinin fiyat konu- sundaki baskõsõ (ki kriz onlarda da büyük ya- ralar açtõ) genel gelir hanesinde düşüş kay- detti. Kimi seyahat acenteleri de ofislerini ka- patmak zorunda kaldõ. Bu bu ülkeyi tek ba- şõna yöneten AKP’nin sloganõ belli demek k “Ölen ölür kalan sağlar bizimdir.” Bu bozuk düzende, bozuk düzene ayak uy- duranlarõn keyfi yerindedir. Bu ahlaksõz düzen!, yozlaşmõş her yerde ve her zaman için geçerlidir. Çünkü bozuk düzen fõrsatçõ- larõn beklediği düzendir. 12 Eylül sonrasõn- da ülkenin yönetiminde tek başõna egemen olan ve bakanlarõnõn istifa mektuplarõnõ ce- binde taşõyan Başbakan ve sonra da Cum- hurbaşkanõ olan Turgut Özal’õn ‘’Benim me- murum işini bilir ‘’ sözü ülkedeki fõrsatçõlara adeta yol göstermiştir. Anayasamõzõn de- ğişmez ilk üç maddesine uygun ilkeleri ta- şõyan, ahlâklõ, namuslu kurumlarõn sayõsõ kaç- tõr? “Üzüm üzüme baka baka kararõr” demiş atalarõmõz. Evet yine Turgut Özalõn “köşe- yi dönmek” üzerine televizyonda verdiği öne- rileri! özelikle de AKP döneminde ‘’ küllü cahilin cesur ‘’ denilen kitlenin fõrsatçõlõğa soyunup sõnõf değiştirmesine dek uzanmõş- tõr. Sonuçta 40- 50 milyonumuz açlõk sõnõ- rõnõn altõna düşmüş ve fõrsatçõlarõn oluştur- duğu bir sõnõf meydana gelmiştir. İkinci Dünya Savaşõ sõralarõnda kara bor- sacõlõktan köşeyi dönenlere “harp zengini” demişlerdi. Şimdi savaş yok ama fõrsat zen- ginleri var... Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül de hedef belirtmemiş ama genel bir yorum yapmõş ‘’Bu fõrsatõ kaçõrmayalõm’’ dememiş miydi? Bugün üniversitelere türbanlõlar yi- ne giremiyor. Ama üniversite kapõlarõndaki toplanmalar, protestolar , okumak istiyoruz çõğlõklarõ yok, neden çünkü o bağõranlar, bu- gün çeroki ciplerde dolaşõyor, milyon dolarlõk villalarda oturuyorlar; kimi işini bilmiş, ki- mi ihalelere girmenin yollarõnõ bulmuş, hep- si de köşeyi dönmüş.“Hamili kart’’ dönemi bitti, “ihale-i kart” dönemi başladõ. Ha unutmadan İMF, AKP’nin kaldõrdõğõ “nereden buldun?’’ yasasõnõn tekrar getiril- mesinde õsrar etmiş. Kimi ekonomistler eveleyip geveliyorlar ama açõk açõk söyle- yen yok. 28 EKİM 2009 ÇARŞAMBA LEMÜRLER TUR - İZM Abdülkadir Yücelman [email protected] Madagaskar ormanlarının şirin sakinleri Masalcı Dede’nin Toros yaylaları Sille’de bir çocuk kütüpha- nesi vardõ. İlkokul üçüncü sõnõftan itibaren bu kütüphaneye dadandõk birlikte. Köyden Sil- le’ye 8 kilometrelik yolu yürü- yerek gider kitap alõrdõk. Kimi zaman haftada iki kez indiğimiz olurdu Sille’ye. İşte bu kütüp- hanede karşõma çõktõ Eflatun Cem Günay, Oğuz Tansel. He- le Oğuz Tansel’in Konyalõ ol- duğunu öğrenince bir kat daha sevinmiştim. Altõ Kardeşler’i, Yedi Devler’i, Mavi Gelin’i okurken şaşõp kalõyordum. Be- nim ninelerimin anlattõklarõnõ anlatõyordu Oğuz Tansel. Müthiş bir doğa tutkunu O. Tansel, bunu da şiirlerinde her an hissettiriyor. Toroslara vurgun. Zaten Bozkõr’õn Meyre köyünde doğmuş, ilkokulu ortada bitirmiş. Sonrasõ masallara, şiire, eğitim- ciliğe adanmõş 79 yõllõk bir ömür. Tansel’in şiirlerini okurken gezmekten hiç bõkmadõğõm To- roslarõ, oralardaki dostlarõmõ ha- tõrladõm. Bir an kendimi oralar- da hissettim. Mutluluk Peşinde kitabõndaki Yörük Kõzõ’nõ okur- ken olduğu gibi. “Çaresizlik, Göktepe’den yo- la vurmuş,/ Korku gözlerinde ge- lir, yükü sõrtõnda./ Saçlarõ dağ, el- leri kekik kokar;/ Sakõz satar, bulgurla, unla.” Toroslar her zaman şaşõrtõr insanõ. Taşkent’i geçtikten son- ra dümdüz bir platoda ilerlersi- niz. Bolay yaylasõndan sonra bomboştur arazi. Taşkent ile Sa- rõveliler arasõndaki Yörük paza- rõnda yine Yörükler vardõr ama sakõz değil artõk kilim, halõ gibi şeyler satarlar yolculara. Sarõ- veliler’e varõnca müthiş bir man- zara serilir önünüze. O kõraç yolculuktan sonra önünüze seri- len yeşillik sarsar insanõ. Kõş ay- larõnõ Akdeniz sahillerinde ge- çiren Yörükler buralardan ger- çek şehrimiz çevresindeki yay- lalara gelirler. Gerçekten zor, acõmasõz bir yolculuktur bu. Çarşamba Çayõ, Mavi Boğaz ne güzel anõlar çağrõştõrõr bende. Kimi Pazar kendimi doğaya at- mak istesem atlarõm bir Bozkõr dolmuşuna Apa’ya giderim. Ta uzaktan hissettirir serinliğini Apa. Köprü başõnda dolmuştan inip baraja yürür akşam son dol- muşla geri dönerim. Sonra Tan- sel’in Yol 11.şiirinde bir kere da- ha yaşarõm o güzellikleri. Mavi Boğaz, Kuşça köyü kimi hüzünlü anõlarõmõ aklõma getirir. Kuşça Mavi Boğaz’õn güneyin- de yoksul bir dağ köyü. Bir Pa- zar kalabalõk bir gurupla Mavi Boğaz’dan yürüyerek Kuşça’ya çõkmõştõk. Bu köyü ilk görü- şümdü. Onlarca kadõn bekleşi- yordu bir çeşmenin başõnda. Çeşmeden serçe parmağõ kalõn- lõğõnda bir su akõyordu. Mavili, yeşilli onlarca plastik bidon sõ- ralanmõştõ çeşmenin önüne. Yazı ve Fotoğraflar Zeki OĞUZ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle