18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 20 EKİM 2009 SALI CUMHURİYET SAYFA KÜLTÜR [email protected] Barış Ödülü Claudio Magris’in Kültür Servisi - Alman Yayõncõlar Birliği’nin her yõl Frankfurt Kitap Fuarõ’nda açõkladõğõ Barõş Ödülü’nü, bu yõl İtalyan yazar Claudio Magris aldõ. “Tuna Boyunca” ve “El Yordamõyla” adlõ kitaplarõ Türkiye’de Turkuvaz Kitap tarafõndan yayõmlanan Magris’e ödülü, 18 Ekim günü Frankfurt’taki Saint Paul Kilisesi’nde düzenlenen bir törenle verildi. İtalyan düşünür Magris, Leyla Tonguç tarafõndan çevrilen “Tuna Boyunca” adlõ araştõrmasõnda Tuna’nõn kaynağõndan başlayarak bu efsane nehri ve içinden geçtiği ülkeleri her yönüyle ve geniş açõlõ bir perspektifle inceliyor. Altan Erbulak anılıyor Kültür Servisi- Türk karikatürünün önde gelen isimlerinden Altan Erbulak, Karikatürcüler Derneği 40. yõl kutlamalarõ çerçevesinde düzenlenen bir sergi ve karikatür albümüyle anõlõyor. Sergi ve albüm tanõtõmõ, Karikatürcüler Derneği’nin Sultanahmet’teki sergi salonunda 24 Ekim’de saat 14.00’te yapõlacak. Gazeteci, oyuncu ve karikatürist Altan Erbulak’õ bundan 21 yõl önce 1 Mayõs 1988’de kaybetmiştik. (0 212 513 60 61) Pamuk Harvard’da Kültür Servisi- Harvard Üniversitesi’nde her yõl ünlü bir yazarõn çağrõldõğõ Charles Eliot Norton Konferanslarõ’nõn bu yõlki konuk profesörü Orhan Pamuk’un 22 Eylül-3 Kasõm günleri arasõnda “Naif ve Duygusal Romancõ” başlõğõ altõnda roman sanatõ üstüne vermeye başladõğõ konferans dizisi devam ediyor. Pamuk’un bugün “Resimler ve Düşünceler’ başlõklõ konferansõnõ, 26 Ekim’de ‘Müzeler ve Romanlar’ ve 3 Kasõm’da ‘Merkez’ başlõklõ konferanslarõ takip edecek. Harvard Üniversitesi’nin öğrencileri ve öğretim üyelerinin yanõ sõra edebiyatseverlere de açõk olan konferanslar Sanders Theatre’da verilecek. Orhan Pamuk’un katõldõğõ bu 6 konferansõn metinlerinin 2011’de kitap olarak yayõmlanmasõ da planlanõyor. ‘Aşk Sözleri’ sahnelenince Kültür Servisi - Sabancõ Üniversitesi Gösteri Merkezi’nde bugün saat 20.00’de “Aşk Sözleri” adlõ oyun sahnelenecek. W.Shakespeare’in yazdõğõ oyunu Kemal Kocatürk yönetiyor. Oyunda Deniz Çakõr, Mihrace Yekenkülüğ, Eren Balkan, Ali İl, Erkan Pekbay ve Kemal Kocatürk rol alõyor. Sözlerini Kemal Kocatürk’ün yazdõğõ şarkõlarõ ise Ayça Kocatürk besteledi. İletişimbilim ve toplumbilim dünyasõnõn saygõn adõ Ünsal Oskay dün son yolculuğuna uğurlandõ EzberbozanbirbiliminsanõKültür Servisi - İletişimbilimci ve top- lumbilimci Prof. Dr. Ünsal Oskay, dün son yolculuğuna uğurlandõ. Oskay için Marmara Üniversitesi İletişim Fakülte- si’nde tören düzenlendi. Oskay, Teşvi- kiye Camii’nde kõlõnan öğle namazõnõn ardõndan Yeniköy Mezarlõğõ’nda topra- ğa verildi. Naaşõna Türk bayrağõ örtülen Oskay’õn cenaze törenine kõzlarõ Defne ve Dalya ile oğlu Çınar’õn yanõ sõra ya- kõn akrabalarõ, Şişli Belediye Başkanõ Mustafa Sarıgül, Marmara Üniversite- si Rektörü Prof. Dr. Necla Pur, akade- misyenler ve öğrenciler katõldõ. Törende konuşan Necla Pur, üniversitenin, çok değerli bir mensubunu, herkesin çok sevdiği bir hocasõnõ kaybettiğini belirterek, bilim dünyasõna ve Oskay’õn öğrencilerine başsağlõğõ diledi. Pur, “Os- kay’ın arkasında çok hoş bir seda bı- raktığını” ifade ederek onun aziz anõsõ önünde saygõyla eğildiğini söyledi. İle- tişim Fakültesi Dekanõ Prof. Dr. Ahmet Orkan da, bir akademisyenin,“Bilimle uğraşmak, bilim insanı yetiştirmek ve mesleğe vasıflı insan yetiştirip gön- dermek” gibi üç işlevi olduğunu, Os- kay’õn da bu üç işlevi yerine getirdiğini vurguladõ. Oskay’õn oğlu Çınar Oskay ise “Babam hayatının en güzel yıllarını bu okulda geçirdi. Size çok teşekkür ediyorum. Ailecek gazetede çıkan ha- berleri okuyoruz ve en çok hoşumuza giden öğrencilerinin anlattıkları anı- lar oluyor. Siz onun anısını yaşata- caksınız” diye konuştu. Törenin ardõn- dan Oskay’õn naaşõ alkõşlarla üniversi- teden uğurlanarak Teşvikiye Camii’ne getirildi. Cenaze törenine Türkiye Ga- zeteciler Cemiyeti Başkanõ Orhan Erinç, Hürriyet Gazetesi Genel Yayõn Yönet- meni Ertuğrul Özkök, gazeteci Meh- met Yılmaz, Tayfun Devecioğlu, Cü- neyt Özdemir, Nuri Çolakoğlu, Hasan Bülent Kahraman, sanatçõ Cahit Ber- kay, sinema sanatçõsõ İzzet Günay, Se- zen Cumhur Önal ile çok sayõda öğ- rencisi katõldõ. YILDIZ ÇELİK T ürkiye’de ‘Kürt Açılımı’ tartõşõlõr- ken, 21. yüzyõlda kendi kimlikleri ve dilleri ile sinema yapmaya başlayan Kürtler, Amerika’da ilk kez düzenlenen ‘Kürt Film Festivali’nde. Festival, New York Üniversitesi Cantor Film Merkezi’nde yarõn başlayacak ve 25 Ekim’e dek sürecek. Festivalde, Türkiye, Irak, Suriye, İran ile Avrupa ve ABD’deki Kürt diyasporalarõndan uzun metraj, kõsa ve belgesel filmler göste- rilecek. Türkiye’den festivale ‘Dengbej Ka- dınlar’, Müjde Arslan’õn ‘Tohum’, Arin İnan Arslan’õn ‘Gölge ve Rüzgâr/ Sî û Ba’, Hüseyin Karabey’in ‘My Marlon and Brando - Gitmek’, Kazım Öz’ün ‘Ba- hoz/Fırtına’, Yılmaz Güney/ Şerif Gö- ren’in ‘Yol’ adlõ filmleri katõlõyor. Bu yõl ‘46. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde de ‘Kirasê Mirinê: Heîtî’ (Ölüm Elbisesi: Kumalõk) adlõ filmle yarõşan Arslan’õn ‘Sizce Kürt açılımı ne demektir? Nasıl olsun isterdiniz?’ sorusuna yanõtõ, ‘Kürt Açılımı sadece Kürtlerin değil, Tür- kiye’deki tüm halkların eşit şartlarla ve haklarla yaşayabilme deneyiminin gelişi- midir; bu da Kürtlerin de diğer halklar gi- bi kendi dilinde eğitimi, kendi kültürünü yaşatması için eğitim kurumlarının gözden geçirilmesi ile mümkündür: Ayrıca hâlâ sırf ‘Kürtlük’ yasaklı olduğu için cezaevinde olan binlerce insan da unutulmamalıdır. Elbette bu uzun bir koşudur; öyle kısa sü- rede Kürt açılımı yapılacağına inanmıyo- rum; neden-sonuç ilişkisine de eğilmeyi ve büyük bir çabayı gerektirir’ oluyor. Ago- ra Yayõnlarõ’ndan çõkan kitabõ ‘Kürt Sine- ması: Yurtsuzluk, Sınır ve Ölüm’ü de ta- nõtacak olan Arslan, Kürt sinemasõnõn geliş- tiğini, ancak son birkaç yõldõr kendini ifade etmeye başladõğõnõ, fakat Türkiye’de henüz gösterime girmese de dünyanõn çeşitli yer- lerinde yaşayan Kürtlerin iyi bir sinema yaptõklarõnõ düşünüyor. Yönetmen Karabey, Kürt sinemasõnõn ge- leceği için ‘Tek başına Kürt sineması de- mek doğru olmaz, ama Kürtlerin kendi hi- kâyelerini sinemaya aktarması bence çok önemli. Bunun halklar arasındaki kar- deşliği güçlendirecek bir etkisi olacaktır’ diyor. Onu en çok etkileyen yönetmenlerden birini sorduğumda ise yanõtõ ‘Yılmaz Güney’ oluyor. Ve ekliyor: “Onun bizim gönlü- müzde ayrı bir yeri var”... Festivalin sponsorlarõ ise; New York Be- lediyesi, New York Eyalet Meclisi, NYU (New York Üniversitesi) Hagop Kevorkyan Merkezi, ABD’ deki Fransõz Büyükelçiliği Fransõz-Amerikan Kültürel Değişimi. N E W Y O R K ’ T A K Ü R T F İ L M L E R İ F E S T İ V A L İ Denizaşõrõ‘Kürtaçõlõmõ’... NEW YORK (AA) - Kurtuluş Sava- şõ’ndan Türkiye Cumhuriyeti’nin ku- rulmasõna kadar verilen mücadeleyi danslarla anlatan “Sarı Zeybek” gös- terisi, Broadway’de ilk kez sahnelendi. Türk Amerikan Dernekleri Federasyonu (TADF) tarafõndan, 29 Ekim Cumhu- riyet Bayramõ öncesinde New York’ta- ki Manhattan Center Tiyatrosu’nda düzenlenen etkinlikte, Ege Üniversite- si Devlet Türk Musikisi Konservatuvarõ Türk Halk Oyunlarõ Bölümü, “Sarı Zeybek” dans tiyatrosunu sahneledi. Pek çok ödülü bulunan “Sarı Zeybek” gösterisinde, ilk yarõda Çanakkale Sa- vaşõ, Kurtuluş Savaşõ, Cumhuriyet’in kurulmasõ epik ve duygusal bir anla- tõmla sahnelendi. Dans gösterisinin ikinci kõsmõnda ise başta Zeybek olmak üzere Türkiye’nin çeşitli bölgelerinden Köçek, Çobanõn Sevdasõ ve Çiftetelli ile Tokat, Bursa, Bitlis, Karadeniz yö- re oyunlarõ oynandõ. 60 kişilik bir kadroyla sahnelenen “Sarı Zeybek”, ayrõca 23- 26 Ekim’de Teksas eyale- tinde düzenlenecek Türk Festivali’nde de yer alacak. ‘Sarı Zeybek’ New York’taydı B U G Ü N Babylon’da 21.30’da Justin Adams & Juldeh Camara konseri dinlenebilir. Akbank Sanat’ta 19.00’da Maxine Gordon’õn yöneteceği “The Khalif of Valby: Dexter Gordon” başlõklõ söyleşi yapõlacak. Boğaziçi Üniversitesi’nde 19.30’da İlhan Erşahin konseri. (0 212 252 35 00) Emek Sinemasõ’nda saat 11.00’de “İntikam Peşinde / Vengeance”,13.30’da “Che 1 - Arjantin / Che Part One: The Argentine”, 16.00’da “Che 2 - Gerilla Che Part Two: Guerrilla”, 19.00’da “Kapitalizm: Bir Aşk Hikâyesi / Capõtalism: A Love Story”, 21.30’da “Parlak Yõldõz / Bright Star.” (İKSV: 0 212 334 07 34 ) Saat 20.00’de “Kamelyalõ Kadõn” balesi. (0 216 346 15 31) Müjde Arslan’ın yönettiği ‘Tohum’ da festivalde gösterilecek filmler arasında. DENİZ BAYKAL (CHP Genel Başkanõ) Os- kay’õn ölümü başta medya dünyasõ olmak üzere bi- lim, kültür ve sanat çevreleriyle ülkemiz için çok bü- yük bir kayõp. Özellikle iletişim ve medya dünya- sõnda eğitim görenler, çalõşanlar attõklarõ her adõm- da Ünsal Oskay hocalarõnõn izine rastlayacak ve onu her zaman saygõyla anacaklardõr. Oskay ailesine, öğ- rencilerine, yakõnlarõna, bilim, eğitim ve basõn dün- yamõza başsağlõğõ ile sabõr diliyorum. ATİLLA DORSAY (Sinema Eleştirmeni) Ben onun hiç öğrencisi olmadõm. Ama beni sõk sõk üniversiteye söyleşi yapmam için çağõrõrdõ. Hem genç, hem zeki hem de hayatla organik bağõnõ ko- ruyabilen yegâne kişiydi. Türkiye’de nadir olan çok diyalektik bir zekâya sahipti. NEBİL ÖZGENTÜRK (Televizyon Programcõsõ) Yaşar Kemal’in bir romanõnda şöyle bir cümle var- dõ: ‘Güzel insanlar birer birer atlara binip gidiyor- lar.’ Şimdi aklõma o cümle geliyor. Güzel bir insandõ, güzel bir öğretmendi, güzel bir ağabeydi Ünsal Os- kay. Hayat öğretmeniydi bir de. Sofrada oturursu- nuz veya bir yerde karşõlaşõrsõnõz, 8 cümle kullanõr bir cümlesi tarihe kalõrdõ, öyle bir insandõ. Bugüne kadar 700’e yakõn televizyon çalõşmasõ yaptõm, sõk sõk telefon eder, yanõna giderdim, ona danõşõrdõm. ALİ KIRCA (Gazeteci) Her zaman onun yolunun izlemenin, onu göster- diklerini görebilmenin benim için çok büyük bir ka- zanç olduğunu düşünüyorum. Bize çok şey kattõ. Sa- yõsõz televizyon programõ yaptõm, o progralara ne za- man çağõrsam, her zaman ikiletmeden geldi. Her ge- lişinde ben gerçekten bir şeyler öğrendim. Sonrasõnda dostluğumuz gelişti. O bize farklõ yerden bakmayõ, farklõ olmayõ öğretti. Onu çok arayacağõm. MUSA KART (Karikatürist) Türkiye’nin ezber bozan yaklaşõmlara çok ihtiyacõ var. Ünsal Oskay’õn genel duruşu ve genel söylemi ezber bozmaya dönüktü. Eksikliğini çok hissedeceğiz. ALİ POYRAZOĞLU (Tiyatro Oyuncusu) O benim dostumdu, büyüğümdü, meyhane arka- daşõmdõ, tiyatro arkadaşõmdõ. Muhalif kimliği ile ça- ğa yakõşan uygar ve çağdaş Türkiye’ye yakõşan du- ruşuyla anlamaya, anladõklarõnõ başkalarõna anlata- rak onlarõn da gözlerini açmaya, çağa tanõk olmayõ öneren çok değerli bir bilim adamõydõ. Çok üzgünüm. GÜRSEL TEKİN (CHP İstanbul İl Başkanõ) Çok değerli bir bilim adamõydõ. Cenazede de gö- rüldüğü gibi gerek meslektaşlarõ gerek öğrencileri gerekse Türkiye’nin önemli akademisyenleri bura- da. O sõradan bir bilim adamõ değildi. Hiçbir zaman kişiliğinden ve ideolojisinden sapmadõ. Türkiye için çok büyük bir kayõp. CAN DÜNDAR (Gazeteci) Ünsal Oskay, iletişimi, sosyolojiyi sokağa indiren, halkla buluşturan bir insan. Bilim bugün biraz da- ha sokakla barõşõksa, insanlarõn beyninde ve kalbinde yer ettiyse onun çok büyük bir emeği var. Biz Ün- sal hoca ile begesellerde çalõşma olanağõ bulduk, ona danõştõk ve ne biliyorsam çoğu Ünsal Oskay saye- sindedir. Ne mutlu bana ki ondan yararlanma şan- sõ buldum, ne yazõk ki Türkiye’ye bir aydõnõnõ kay- betti. ‘Türkiye bir aydınını daha kaybetti’
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle