Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 2 EKİM 2009 CUMA
6 HABERLER
BİR BAKIMA
SERVER TANİLLİ
Sorun Aydınlanmıştır...
Son bir iki ayımız da “Açılım”larla geçti.
İşaret, iktidardan geldi: Önce “Kürt sorununda
açılım” dendi. Ancak konuyu daraltmak gibi gö-
rüldüğünden, “Demokratik Açılım”a çevrildi.
Ve ağzı olan herkes nağmeye katıldı...
Ne var ki, çok çekmeden anlaşıldı ki, “Açılım”ın
sadece adı vardı: Demokrasi açılımı konusunda ge-
linen noktayı değerlendirmek için bir basın toplantısı
düzenleyen İçişleri Bakanı Beşir Atalay, ellerinde
ne bir paket, ne bir eylem planı ne de bir anaya-
sa değişikliği çalışması olmadığını açıkladı.
Böylece, açılımın sadece lafı vardı.
Ancak Bakan, görüşmelerde bir ortak akıl bul-
mayı amaçladıklarını da söylerken, ortaya çıkacak
paketin ilk olarak TBMM’de açıklanacağını söy-
lüyor ve açılımın arkasında yabancı bir el aran-
maması gerektiğini istiyordu.
Peki, gelişmeler nereye varacaktır?
Açık söyleyelim: Ne bir “demokratik açılım”da,
ne bir “Kürt açılımı”nda, AKP’den bir miras kal-
mayacaktır geleceğe.
Niçin?
Çünkü AKP, Cumhuriyetimizin dünyaya ilan et-
tiği ve 1950’lere kadar uyguladığı ilkelere zıt bir
partidir:
Emperyalizmin emrindedir; laikliğe ve çağdaş-
lığa düşmandır.
Böyle bir partinin iktidarından, geleceğe bir mi-
ras beklenemez!
AKP’nin 7 yıldır yaptıkları, başta ekonomiye, son-
ra da eğitime ve demokratik hak ve özgürlükle-
re düşmanlıkla damgalıdır! Herkes dinleniyor, her-
kes izleniyor; iktidarı her yere egemen, tüm ülkeyi
yeniden biçimlendiriyor: Bürokrasiyi, adaleti ve üni-
versiteleri yeniden düzenlemekle yetinmiyor, ye-
ni sermaye grupları yaratırken, kendine yakın bir
medya da yaratıyor, bunu yaparken de Doğan
Grubu’na öldürücü bir ceza kesiyor.
AKP’nin “Demokratik açılım” derken, Silivri
Cezaevi ile Doğan Grubu’na biçtiği cezayı alıp su-
ratına tutmalı!
Bu yazıyı yazarken, Silivri’deki aydınları hatır-
lamamak mümkün mü? Bir yandan da, gözleri-
miz Cumhuriyet’teki köşesine kayıyor: Mustafa
Balbay’ın okurlardan ayrılığı 200 günü aşmış...
Neyin karşılığında? Bilmek istiyoruz!
AKP’ye bakarken, onun bir dinci, İslamcı ol-
duğunu da unutmamalı!
Oktay Ekşi’nin şu söylediklerini ise hiç akıldan
çıkarmamalı: “... bu ülkenin asıl meselesi artık eko-
nominin üç puan inip beş puan çıkması değil, Tür-
kiye’nin çağdaş kimliğinin korunmasıdır” (Hürriyet,
27.9.2009).
Bu kez “Kürt açılımı” da tartışmalar içine girdi.
Ne var ki, “biz anadilde eğitim-öğretim isteriz” is-
temi, yine havada, sistemden soyutlayarak tartı-
şıldı. DTP, parlamentoda bir parti olmasına kar-
şın Apo’ya ve PKK’ye yeniden sahip çıktı. Ancak,
öte yandan Kürt işadamı, ağalık-şeyhlik ve mir
despotizmi, altı çizilerek tartışmalara sokuldu.
Özdemir İnce’nin Hürriyet’te öteden beri söy-
lediği doğrular bir yana, bu kez aynı gazetede
“Kürtçülük Sorununun Tersi ve Yüzü” dizisi (son
yazı, 27.09.2009) daha da açık ve önemlidir:
- CHP’nin toprak reformu, tarım reformu yap-
masına, Köy Enstitüleri marifetiyle köylüyü eğit-
me programına engel olan tutucular, muhafaza-
kârlar, İslamcılar, Kürt âyan ve feodallerdir. Bun-
ların Amerika’da ve Avrupa’da okumuş çocukla-
rıdır!
DTP ve Kürtçüler, bunlardan söz etmiyorlar...
- Feodal düzen, aşiret yapısı, ağa, bey, şeyh ve
mir despotizmi yıkılmadan, hedef bölgede de-
mokrasi kurulamaz.
- Kürtçüler, bölgenin geleneksel yapılarının yı-
kılması olasılığından korktukları için, ayrılıkçı po-
litika izliyorlar ve bu yapıyı federe ya da bağım-
sız devlete taşımak istiyorlar...
Böylece sorun aydınlanmıştır; konu, onu hayata
geçirmektir.
AKP böyle bir yola girebilir mi?
Hayır!
Ama Türkiye’nin kalkınması da doğu ve batısı
için bir bütündür: O bütün için şart olan, artık “plan-
lı/sol” bir kalkınmadır.
O kalkınma, ülkenin Güneydoğu’suna ve Do-
ğu’ya gittiğinde, “toprak reformu”nu da isteye-
cektir...
PSAKD Genel Başkanõ Gümüş, AKP’nin Alevilerin sorunlarõnõ çözmek yerine etrafõnda dolandõğõnõ söyledi:
ÇalõştaylarBrezilyadizisigibiANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- AKP Hükümeti tarafõndan 4.’sü
gerçekleştirilen Alevi Çalõştayõ’na si-
yasi iktidara yakõnlõğõ ile bilinen sivil
toplum örgütlerinin de katõlmasõ Ale-
vi örgütlerinin tepkisini çekti. Pir
Sultan Abdal Kültür Derneği
(PSAKD) Genel Başkanõ Fevzi Gü-
müş, çalõştay oturumlarõnõn “Brezil-
ya dizilerine” dönüştüğünü belirterek
“Siyasi iktidar sorunu çözmek ye-
rine etrafında dolanıyor” dedi.
Alevi Çalõştayõ’nõn 4. oturumunda
Diyanet İşleri Başkanlõğõ’nõn yeniden
yapõlandõrõlmasõ ve zorunlu din ders-
lerinin düzenlenerek müfredata Ale-
vilerle ilgili konularõn eklenmesine iliş-
kin öneriler gündeme geldi. PSAKD
Genel Başkanõ Fevzi Gümüş, Alevi-
lerin sorunlarõnõ çözmek adõna yapõ-
lan çalõştayõn Brezilya dizilerine dön-
üştüğünü belirterek “Çalıştayın ucu
açık, nereye varacağı belli değil” de-
di. Gümüş, şunlarõ dile getirdi:
“İlk çalıştaya Alevi örgütü tem-
silcileri ve Alevi kanaat önderleri ka-
tılmıştı. Alevilerin temel istemleri-
ni dört ana başlıkta toplamışlar ve
bu konuda hükümetten çözüm bek-
lediklerini ifade etmişlerdi. Anlaşı-
lan o ki, bu siyasi iktidar sorunu çöz-
mek yerine sorunun etrafından do-
lanarak konuyu daha karmaşık ha-
le getirmek için çaba gösteriyor. Ça-
lıştaylara çağrılan kişiler ve tem-
silciler Alevi toplumunun yaşadığı
sorunları anlamaktan uzaklar. Bu
kişiler geleneksel İslami Sünni ref-
lekslerle davranıyorlar. Dolayısıy-
la bu çalıştaylardan Alevi toplu-
munun çok büyük bir beklentisi
yok.”
4. oturumdaki din derslerinin içinin
doldurulmasõ yönündeki öneriyi eleş-
tiren Gümüş, birinci Alevi Çalõşta-
yõ’nda görüş birliğine varõlan konu-
lardan birinin zorunlu din dersi uy-
gulamasõnõn kaldõrõlmasõ olduğunu
anõmsattõ.
Alevilerin zorunlu din derslerinin
kaldõrõlmasõnõ istediğini ifade eden Gü-
müş, “Müfredatın değiştirilerek
Alevilere de yer verilmesini istemi-
yoruz. Zorunlu din dersleri kaldı-
rılmalıdır” dedi.
Diyanet İşleri Başkanlõğõ’nõn yapõ-
sõnõn değiştirilmesi yerine, tamamen
kaldõrõlmasõ gerektiğini belirten Gü-
müş, “Laik bir ülkede bulunmaması
gereken bir kurumdur. Yapısının
değiştirilmesi yerine tamamen kal-
dırılmalıdır” diye konuştu.
Gümüş, 2008 yõlõnda 9 Kasõm’da
Sõhhiye Meydanõ’nda yapõlan mitin-
gin bir benzerini bu yõl 8 Kasõm’da İs-
tanbul Kadõköy’de yapmaya hazõr-
landõklarõnõ da belirtti.
Alevilerin sorunlarõnõn kamuoyun-
da görünür hale getirilmesi için de-
mokratik tepkilerini ortaya koyacak-
larõnõ ifade eden Gümüş, mitingde si-
yasi iktidarõn Alevi toplumunun bek-
lentisini karşõlamaktan çok uzak ol-
duğunu anlatacaklarõnõ dile getirdi.
Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanõ Fevzi Gümüş, çalõştay oturumlarõnõn
“Brezilya dizilerine” dönüştüğünü belirterek “Siyasi iktidar sorunu çözmek yerine etrafõnda
dolanõyor” dedi. Alevilerin zorunlu din derslerinin kaldõrõlmasõnõ istediğini ifade eden Gümüş,
“Müfredatõn değiştirilerek Alevilere de yer verilmesini istemiyoruz. Zorunlu din dersleri
kaldõrõlmalõdõr” dedi.
DİYARBAKIR’DA ÇALIŞTAY
DTP’liler
anayasayõtartõştõ
DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) -
DTP Diyarbakõr Milletvekili Aysel Tuğluk,
“Anayasal demokrasi ile devleti küçültme
ya da sınırlama hedefi, demokratik top-
lumun önünü de açacaktır. Kürt sorunu-
nu çözmenin yolu da buradan geçmekte-
dir” dedi.
DTP ve Demokratik Toplum Kongre-
si’nin Diyarbakõr’da milletvekilleri ve par-
tililer ise sivil toplum kuruluşlarõnõn katõlõ-
mõyla, dün “Kürt Meselesinde Anayasal
Öncelikler Çalıştayı” başlattõ. Sümerpark’ta
gerçekleştirilen çalõştaya DTP milletvekilleri
Aysel Tuğluk ve Selahattin Demirtaş,
DTK Sözcüsü Hatip Dicle, KADEP Genel
Başkanõ Şerafettin Elçi, Diyarbakõr Baro
Başkanõ Mehmet Emin Aktar ve DTK’nin
Anayasa Komisyonu üyeleri katõldõ.
Çalõştayõn açõlõş konuşmasõnõ yapan Ak-
tar, “Yıllarca asayiş sorunu, Güneydoğu
sorunu, geri kalmışlık veya feodalite
problemi denilerek, sürekli güvenlik so-
runu olarak ele alınan Kürt meselesinden
geldiğimiz noktada, devletin tüm para-
digmaları çökmüştür. Bu nedenledir ki, so-
runun adil, barışçıl ve kalıcı çözümü tar-
tışılmaya başlanmıştır” dedi.
DTP Milletvekili Tuğluk ise “Bu anaya-
sa hiçbir zaman meşru olmadı. Türki-
ye’nin bu anayasayla 2010 yılına giriyor
olması, talihsizliğin de ötesinde, bir utanç
sebebidir” diye konuştu. Ulusu oluşturan et-
kenlere aşõrõ vurgunun felaketlerin başlangõcõ
olduğunu savunan Tuğluk, “Cumhuriyet ta-
rihi bu açıdan hazin ve öğreticidir. Bazı-
ları sadece kendimize demokrasi istedi-
ğimizi sanıyor. Öyle değil. Elbette, eşitlik
ve özgürlük herkesin hakkıdır. Demokrasi
ve özgürlükler konusunda tutarlı ve ilkeli
davranmak her zaman için, herkese ka-
zandıracaktır” diye konuştu. “Anayasa de-
ğişikliği için yeterli konsensüs oluşmadı”
demenin acizlik ve cesaretsizlikten başka bir
anlam taşõmadõğõnõ ifade eden Tuğluk, et-
nisite, ideoloji ve cinsiyetin olmadõğõ bir ana-
yasa istediklerini söyledi.
KADEP Genel Başkanõ Elçi ise “Kürtle-
rin önemli bir bölümünün de ülke sınır-
larına saygı düşüncesi devam ederken bu
sorun çözülmelidir. İlerde bunu da bula-
mayacaklardır” diye konuştu.
Hak ve Özgürlükler Partisi (Hak-Par) Onur-
sal Genel Başkanı ve eski milletvekili Abdül-
melik Fırat’ın cenazesi, Erzurum’un Hınıs il-
çesinde toprağa verildi.
Fırat için Hınıs ilçesinde damadı Faysal Fı-
rat’ın evinin önünde, taziye çadırı kuruldu. Fı-
rat’ın cenazesine AKP Parti Erzurum Millet-
vekili Saadettin Aydın, Erzurum Büyükşehir
Belediye Başkanı Ahmet Küçükler, Hak-Par
Genel Başkanı Bayram Bozyel, kapatılan DE-
HAP’ın eski Genel Başkanı Murat Bozlak, Irak
Kürdistan Demokrat Partisi Temsilcisi Ömer
Mirani ile Fırat’ın çocukları, yakınları ve çok
sayıda yurttaş katıldı. Fırat’ın cenazesi ilçe
merkezine 4 kilometre uzaklıktaki Bozdağı Te-
pesi’nde bulunan aile mezarlığında toprağa ve-
rildi. (Fotoğraf: AA)
Fırat toprağa verildi
ÇOCUKLAR İÇİN ADALET
‘TMK’de
değişiklik
yapõlmalõ’
İSTANBUL/DİYARBAKIR
(Cumhuriyet) - Polise taş attõklarõ için
yargõlanan çocuklar için faaliyet gös-
teren “Çocuklar İçin Adalet Çağrı-
cıları” üyeleri çocuklar için yasal dü-
zenlemeler yapõlmasõnõ istedi. Ço-
cuklar İçin Adalet Çağrõcõlarõ, hükü-
metin Terörle Mücadele Kanunu
(TMK) mağduru çocuklar sorununun
ele alõnmasõnõn olumlu olduğunu, an-
cak önerilen yaklaşõmlarla bu sorun-
larõn çözülemeyeceğini belirterek “So-
runun gerçek anlamda çözüme ka-
vuşturulması için Bakanlar Kurulu
bu yaklaşımı yeniden gözden geçir-
melidir” dediler.
Sanatçõ, yazar, eğitmen, gazeteci
gibi farklõ meslek gruplarõndan yak-
laşõk 6 bine yakõn aydõnõn bir araya ge-
lerek oluşturduğu Çocuklar İçin Ada-
let Çağrõcõlarõ, dün Taksim Hill Otel’de
bir basõn toplantõsõ düzenledi. Top-
lantõya Türk Tabipleri Birliği Başka-
nõ Prof. Dr. Gençay Gürsoy, Bilgi
Üniversitesi Sosyoloji Bölümü öğre-
tim üyesi Doç. Dr. Ferhat Kentel, avu-
kat Mehmet Uçum, tiyatro sanatçõsõ
Tülin Özen ve iş kadõnõ Meltem
Gürler katõldõ.
Avukat Uçum, polise taş attõğõ için
çok sayõda çocuğun cezaevinde oldu-
ğunu belirterek “Bu çocukların so-
ruşturma süreçlerinden tutuklu-
luklarına dek birtakım iyileştirme-
ler yapılmalıdır. TMK’nin değişti-
rilmesini, çocuk koruma hukukuna
uygun hale getirilmesini istiyoruz.”
TTB Başkanõ Gençay Gürsoy ise
yüz kõzartõcõ suç fiiline giren bu uy-
gulamalarõn artõk değişmesi gerektiğini
belirtti.
Dün Diyarbakõr Adliyesi önünde de
bir basõn açõklamasõ yapan “Çocuklar
İçin Adalet Çağrıcıları”, “Çocuklar
İçin Adalet Girişimi” üyeleriyle bir-
likte polise taş attõğõ için yargõlanan ço-
cuklarõn sayõsõnõn her geçen gün art-
tõğõnõ belirtti.
Kürtçe kitaplara
polis el koydu
DİYARBAKIR (Cumhuriyet Büro-
su) - YÖK’ün onayladõğõ, “Yaşayan Dil-
ler Enstitüsü” için İsveç’ten Mardin’de-
ki Artuklu Ünivesitesi’ne gönderilen
Kürtçe kitaplara polis el koydu. Mardin
Emniyet Müdürlüğü’nde Kürtçe bilen bi-
lirkişi olmadõğõ gerekçesiyle kitaplar in-
celenmesi için Cumhuriyet Başsavcõlõ-
ğõ’na gönderildi. Artuklu Üniversitesi,
Kürt Dili ve Edebiyatõ Bölümü kurulmasõ
için YÖK’e başvurmuş, YÖK ise üniver-
site bünyesinde Yaşayan Diller Enstitüsü
kurulmasõna karar vermişti.
Genelkurmay’a
JİTEM sorusu
DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) -
Diyarbakõr’da faili meçhul cinayetlerle ilgili
itirafçõlar ve istihbaratçõlarõn yargõlandõğõ da-
vaya bakan 3. Ağõr Ceza Mahkemesi, Genel-
kurmay Başkanlõğõ ve Jandarma Genel Ko-
mutanlõğõ’na JİTEM diye bir kurumun olup
olmadõğõnõn sorulmasõna karar verdi.
Mahkeme heyeti duruşmada itirafçõ Abdül-
kadir Aygan’õn, basõna yansõyan ifadelerin-
de, “JİTEM adlı oluşumdan maaş aldığını
ve bordrosunun olduğunu” belirttiğine dik-
kat çekip durumun Maliye Bakanlõğõ’na yazõ
yazõlarak tespit edilmesini de istedi.
TERÖR VE TOPLUM / MEHMET FARAÇ mfarac@cumhuriyet.com.tr - www.mehmetfarac.com
Bir tutam sararmış yoncanın
barut sinmiş kayalıklar arasın-
da hapsolduğu topraklarda...
Yalnızlığın ölüm kadar sessiz,
insan kadar çaresiz olduğu an-
larda!.. Ve beş on koyunun, hat-
ta çelimsiz üç beş kuzunun bir
ceylana umut bağladığı gün-
lerde... Bir havan mermisi pat-
lar ki faili meçhulden... Bir cey-
lan düşer zarif bedenden!..
Yaşamının henüz baharında
bir sabi, kuru ekmeğine katık et-
tiği taşlaşmış peyniriyle, ölüme
şahit virane evinden çıktığında,
insanlığın en talihsizi olacağını
bilebilir miydi?..
Üzerinde kara kaderinin ak-
sine rengârenk bir entari, ayak-
larında naylon bir ayakkabı...
Örülmüş saçlarında hüznü, ma-
sum güzelliğinde coğrafi kor-
kuları vardı!.. Ve belki de çekil-
memiş nice nazları!..
Okul hazırlığı henüz bitme-
mişti. Birkaç kilometre uzaklık-
taki Yatılı İlköğretim Bölge Oku-
lu’nda (YİBO) altıncı sınıfa baş-
layacaktı... Öğretmen olacaktı,
iyiyi ve kötüyü ayıran ve de in-
sanlığı kavratan!..
O gün okula gitmemişti. Ev-
lerinin ahırından 150 koyunu çı-
karıp köyün az ilerisine doğru
götürdüğünde çelimsiz bede-
ninin tam ortasında, yaşama-
yanın hiç bilemeyeceği bir ölüm
ağrısı çakıldı kaldı!..
Yalnızca “el”leri, başı ve
ayakları sağlamdı artık!.. Yok-
sul canının gülkurusu teninden
kanlı parçalar yüzlerce metre
uzaklığa saçıldı! Kimi bir ağaç
gövdesine, kimi belki
de merhametin henüz
keşfedemediği bir ka-
yanın tepesine!..
Hani bir ceylan dağ
başında apansız yaka-
lanır ya bir kurdun pen-
çesine!.. Ölüm de ça-
resiz kaldı onun tenin-
de!..
Yavru ceylanın ölümü, şid-
detin gökyüzüne savrulan kah-
pe kokusunda ve de ürkmüş
güvercinlerin keskin çığlığında
duyuldu!.. Köylü olay yerine
koştuğunda gördü ki, bir beden
vardı yerde paramparça... He-
mi de candan biçare!..
Lice’nin Şenlik Köyü’nde pa-
zartesi günü saat 11.00’de ya-
şandı bu acı olay. Hayvancılık
yapan Rıfat Önkol’un 6 çocu-
ğundan 12 yaşındaki Ceylan,
abisi ile birlikte 150 koyunu
köyün hemen tepelerinde ot-
latmak için hazırlanırken ölüm-
lerin en korkuncunu yaşadı.
Meçhulden gelen bir havan
mermisi nazlı bedenini infilak et-
tirmişti!..
Derler ki, bu mermi köyün te-
pelerindeki Tapan Karako-
lu’ndan ateşlenmişti...
Ve herkes sorar ki, o
mermi nasıl olur da or-
tada 150 koyun varken
bir ceylana, hem de
narin bir bedenin en
yaşamsal noktasına
isabet edebilirdi?..
Şenlik’in bağlı bu-
lunduğu Yayla beldesinin muh-
tarı ve Ceylan’ın amcası Ab-
dülsamet Gencioğlu, Tapan
Karakolu’nun termal kamera-
larla çevredeki tüm yerleşim bi-
rimlerini kontrol altında tuttu-
ğunu söyledi. Ona göre de kü-
çük kız “bilinçli olarak hedef”
alınmıştı!..
Ceylan’ın cesedi savcı ve
jandarma olay yerine bir türlü
gelemediği için tam 7 saat yer-
de bekletilmiş! Köylüler çaresiz
kalınca parçalanmış vücudu
yakındaki karakolun bahçesine
götürmüş. Ceylan’ın annesi de
yavrusunun parçalarını eteğin-
de taşımış otopsi masasına!..
Ve Ceylan aynı akşam toprağa
verilmiş...
Bu korkunç ölüm ne hikmet-
se “terör kapsamında” görül-
düğü için özel yetkili cumhuri-
yet savcısı tarafından soruştu-
ruluyor. Ancak adli muayene tu-
tanağındaki şu satırlar, küçük
kızın ölümünün “faili meçhul”e
gebe olduğunu gösteriyor:
“... Bir süre önce olay yerin-
de yapılan kapsamlı operas-
yon neticesinde, bölücü terör
örgütü mensuplarına ait yaşam
malzemeleri ile birçok el yapımı
patlayıcı madde ve amonyum
nitratın ele geçirildiği..”
Yani birileri demek istiyor ki,
Ceylan bölgede bir mühimmat
buldu ve kurcalayınca da pat-
ladı!.. İyi de Ceylan’ın elleri na-
sıl sapasağlam kalabilmişti!..
Şenlik köyünün ceylanı han-
gi kurda kurban oldu acaba?..
Eminim devlet bilmiyorsa vic-
dan biliyordur!..
Ceylan!.. Kuzu!.. Ve Kurt!.. Bu Mesaj CHP’ye...
SONAR’ın önceki gün Cum-
huriyet’te yayımlanan anketi de
gösterdi ki, ülkeyi çıkmaza so-
kan AKP’nin maziye yolculuğu
başlamıştır... Bu yolculuk 28
Mart seçimlerindeki 10 puanlık
düşüşle başlamış olsa da son
dönemde iyice hızlanmıştır.
A&G Araştırma’nın sahibi Adil
Gür’ün dün Gazeteport’ta yap-
tığı açıklamalar da Tayyip Er-
doğan’ın kurtuluş umu-
du olarak sarıldığı ta-
kıyyeci Kürt açılımının
AKP’ye oy kaybettirdi-
ğini gösterdi. Gür, “Hü-
kümet açılım tartışmala-
rının AKP’ye zarar verdi-
ğini ve oylarını düşür-
düğünü gördü. Bu ne-
denle bu konuyu taze güç top-
layacağını umduğu seçim son-
rasına bırakmayı planlıyor. Seç-
men AKP’ye kızgın. Kızgınlık
seçim sonuçlarına yansıyacak.
Bir dahaki genel seçimlerde or-
taya beklenmedik sürpriz sonuç
çıkabilir. Ama özellikle Ana Mu-
halefet Partisi CHP seçime çok
hazırlıksız” demişti.
PKK ve El Kaide terörü, AKP
iktidarı döneminde zirveye ulaş-
tı. Ekonomi tepetaklak, işsizlik
insanları intihara sürüklüyor.
Kepenk kapatan yüzbinlerce
esnaf artık din-iman sömürüsü
ve kabadayı kültürünün çare ol-
madığını görüyor!
İşte tüm bu ortamda SO-
NAR’ın anketi CHP’nin oylarının
yüzde 27’yi aştığını gösteriyor.
Son dönemde Güneydoğu ko-
nusunda bir yandan en cesur ve
en mantıklı çıkışları ya-
pan, diğer yandan AKP
ve onun dümen suyun-
dakilerinin tuzağına düş-
meyen Deniz Baykal
umuttur...
Deniz Bey, hem A-
G’nin hem de SONAR’ın
verdiği olumlu sinyali bir
an önce enerjiye dönüştürme-
nin çarelerini aramalıdır...
AKP’nin, “taze güç” toplama-
sına izin vermemelidir!..
Peki bu nasıl gerçekleşe-
cek?.. Altı ok’a militanca ina-
nan genç ve dinamik yeni
kadrolar... Özellikle terör ve
Kürt sorununa çözüm getire-
cek yeni projeler... Ve kurtuluş
arayan kitleleri heyecanlandı-
racak çabalar...
PKK’nin Sosyal İşleri!
PKK bir tek örgütten oluşmuyor. Suri-
ye’de PYD, İran’da ise PJAK adında
partileri var. Irak’taki partinin adı ise
PÇDK... Yani Kürdistan Demokratik Çö-
züm Partisi... Her ne kadar Türkiye ve
ABD’nin baskısıyla bu partinin Irak için-
deki faaliyetleri engellense de onlar boş
durmuyor!
PKK’nin yayın organları dün bu parti-
nin “sosyal işler”e başladığını duyur-
muştu! PÇDK’liler, PKK’nin merkez ka-
rargâhının da bulunduğu Kandil Dağı
çevresindeki köylerde biçki dikiş kursu aç-
mışlar!. Örgütün ajansı haberi duyururken
“PÇDK kültür ve eğitim çalışmalarına hız
verdi” demişti!..
Peki niçin yapılıyordu bu çalışmalar?..
Onlara göre peşmergeler yani KDP ile
KYB, Kandil çevresine yatırım yapmı-
yordu! Çaresiz, görev PÇDK’ye düş-
müştü! Gelişmeler şöyle özetlenmişti:
“PÇDK eğitim sorunlarına çözüm bul-
mak için bir süreden beri çalışmalar yü-
rütüyor. Sportif çalışmaların yanı sıra ka-
dın örgütlenmesi, çocuk ve dil eğitimi gi-
bi faaliyetler yapılıyor. PÇDK, bir ilk adım
olarak bilgisayar ve terzicilik kursu ile el sa-
natları ve çocuk okulu açtı.”
Kalaşnikof’tan dikiş makinesine!.. Or-
ganize işler yerini sosyal işlere bırakma-
ya başladığına göre PKK açılım yolunda
hızla ilerliyor!..
Ceylan Önkol Deniz Baykal