Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ekonomi@cumhuriyet.com.tr
2 EKİM 2009 CUMA CUMHURİYET SAYFA
EKONOMİ 15
CMYB
C M Y B
PARA-META-PARA
MUSTAFA SÖNMEZ
IMF Zirvesine,
‘Direnistanbul’… (1)
Neoliberalizmin, 21. yüzyıl emperyalizminin içine
düştüğü büyük kriz, arkasında şimdiden milyonlarca
işsiz, milyarlarca yoksula eklenmiş yeni yığınlar bı-
raktı. Bu kadar mı? Doğası, iklimi mahvolmuş bir
dünyaya yeni açlık, korku ve savaş bulutları taşıyan
çürümüş kapitalizm, silkinip ayaklarının üstüne
doğrulmaya çalışıyor. Hızla küreselleşen ve tüm dün-
yaya mal ve sermaye hareketlerini, sömürü halka-
larını yayan dünya kapitalizmi, ayağa kalkma ça-
basını da artık, eskiden G7 denilen ve ABD, Japonya,
İngiltere, Fransa, Almanya, İtalya, İngiltere ve Ka-
nada’dan oluşan “merkez”in zengin kulübüyle sınırlı
zirvelerle gerçekleştiremiyor.
Çünkü, bu “merkez”ler, krize, finans cephesinden
çok derin yara alarak yakalanırken, “yükselen eko-
nomi” dedikleri ve çoğu, “merkez”e tedarikçi sa-
nayici-üretici işleviyle bağlanmış çevre ülkeler, da-
ha farklı biçimde krizi karşıladılar. Çin, Hindistan, Bre-
zilya gibi bölgesel güçler, krize, elleri görece güç-
lü, cari fazlaları, yüksek büyüme tempoları ile gir-
diler ve şimdi kriz aşılacaksa, bunlara tutunmadan
olamayacak gibi. Bunun için onlara da -en azından
bir dönem için- masada yer açmak gerek. O ne-
denle, masada şimdi sadece G7 yok, G20 var. Ya-
ni, 7 “merkez emperyalist”e ek olarak, Çin, Hin-
distan, Brezilya, Rusya, Arjantin, S.Arabistan,
Meksika, G.Afrika, G.Kore, Avustralya, Endo-
nezya, Türkiye ve AB Dönem Başkanı ve Avrupa
Merkez Bankası başkanı da var 20’nin içinde…
G7’nin G20’ye genişlemesi, ilk elde, demokratik
bir dönüşüm gibi görünebilir, ama yanıltmasın! Tür-
kiye’nin de dahil olduğu yeni “G”ler, ihmal edile-
meyecek kadar nüfusu ve pazarı olan, dolayısıyla,
sadece bu nedenle bile “gözden ırak tutulmamala-
rı gereken” ülkeler… Gerçekte ise, çekirdek G7, ge-
leneksel iktidarını korumanın derdinde, siyasi ola-
rak da aralarına Rusya’yı alarak dünyaya G8 ola-
rak hükmetmenin çabası içinde. Ama eskisinden
farklı olan bir şey var, onu da artık teslim ediyorlar.
Küresel kriz sonrası değişen güç dengeleri, G20 için-
de, yeni bir G5’i çıkardı. ABD, Japonya, AB gele-
neksel gücüne Çin ve Hindistan eklenerek bu G5’i
fiilen ortaya çıkardı.
Dünya gücünün küresel kriz ile birlikte yeniden şe-
killenmesi, IMF platformunda ifadesini buluyor. Kü-
resel kriz öncesi, neoliberal iklimi tüm dünyaya yay-
mak, onun yapılanmasını, “mimarisini” iş edinmiş
IMF ve DB, şimdi çöken sistemi yeniden ayağa kal-
dırmakla görevlendirilmiş ve tahkim edilmiş du-
rumdalar. Ama bu yeni dönemin kurumları olarak
sandalye dağılımları da, dünyanın yeni güç den-
gesine göre baştan biçimleniyor. ABD’nin girişimiyle,
IMF yönetim kurulu üyeliği 24’ten 20’ye indi. Avrupa
ülkelerinin paylarının yüzde 5’inin, Çin, Hindistan,
Brezilya gibi ülkelere aktarılması, bu güç dağılımı-
nın yeni somutlanışı.
Etkileri İkinci Dünya Savaşı’na kadar uzanan 1929
krizi ile sık sık karşlılaştırılan bu küresel krizin, bu-
güne kadar yoğun devlet müdahaleleriyle hafifle-
tilmeye çalışılması, IMF-DB’nin yeni kaynaklarla, yet-
kilerle tahkim edilerek yangını söndürmeye daha çok
çağrılmış olması, Çin, Hindistan gibi yeni güçlere pa-
ye verilmesi, krizi aşmaya yetmiyor, yetmeyecek. Her
şeyden önce, 1980 sonrası, özellikle 1990 sonra-
sı yaşanan finansallaşmanın yarattığı balonların, kö-
püklerin yol açtığı yıkımların yeniden tekrarlanma-
masının önlemi alınmış değil ve nasıl alınacağı da
belli değil. Herkes fiyakalı bir kavram bulmuş;
“Yeni bir finansal mimari”… Ama bu nasıl gerçek-
leşecek belli değil. Bakmayın G20’ye genişleyerek
uygarca bir araya gelmelerine… Birbirlerinin gözünü
oyacakları ticaret savaşları öylesine gündemde ki,
daha çooook hırgür çıkacak. İstanbul semaları, bu
filler buluşmasında bile, çok büyük homurtulara, ta-
nık olabilir… Özellikle ABD ile Çin arasında müthiş
ticaret savaşlarının, politik düzeyde nereye evrile-
ceği merak konusu.
G20’nin gündemi şimdi İstanbul’a kaydı. Yeni “kü-
resel mimari”de kilit rol üstlenmesi söz konusu olan
IMF ile DB’nin yıllık toplantılarının İstanbul’da ya-
pılması kriz öncesi kararlaştırılmıştı. Ama kaderin cil-
vesi mi demeli, bunlar sıradan toplantılar olabile-
cekken şimdi dünya tarihinde çok önemli bir bu-
luşma olarak kayıtlara geçecek ve İstanbul, bu bu-
luşmaya ev sahipliği yaparak tüm dünyanın ilgi oda-
ğı haline gelecek…
IMF-DB, son tahlilde, çürüyen dünya kapitalizmini
yeniden ayağa kaldırmak için bir çerçeve inşası gör-
evini üstlenmiş durumdalar. Bu çerçevenin dünya
halkları için, krizden olumsuz etkilenen yoksul yı-
ğınlar, milyonlarca yeni işsiz için iyilikler içerdiğini
beklemek safdillik olur. Bunun için, dünyanın her ye-
rinde, başka bir dünya mümkün diyen ve bunu is-
teyenlerin gözü, direnişlerin yapılacağı “Direnis-
tanbul” etkinliklerine çevrildi bile… “Direniş şenli-
ği” adı altında bir dizi eylem ve etkinlik ile IMF ve
DB karşıtı eylem ve etkinlikler yükseliyor. IMF ve
Dünya Bankası Karşıtı Birlik bileşenleri, devrim-
ci gruplardan, sol-sosyalist siyasal partilerden,
sendikalardan, meslek örgütlerinden oluşuyor.
Şimdi direniş eylemlerine omuz verme ve daya-
nışma zamanı… İrtibat için adres: http://direnis-
tanbul.wordpress.com/
mustafasnmz@cumhuriyet.com.tr
KOÇ: İŞ DÜNYASI OLARAK ENDİŞELİYİZ
‘Son dönemde her gün artan kutuplaşma ve
diyalogsuzluk ortamõ yaşanõyor. İş dünyasõ bugün
vergi kurumunun siyasallaşmasõndan endişe
duyuyor. TÜSİAD siyasi iradeden tam bağõmsõz bir
gelir idaresinin gerekli olduğunu dile getiriyor.’
YALÇINDAĞ: DEMOKRASİYİ ZEDELEMEYİN
‘İngiltere’de demokrasi vergi mükelleflerinin
siyaset üzerinde denetim talebiyle doğdu ve
gelişti. Vergi bir demokrasi kültürü öğesidir.
Türkiye’nin demokratik saygõnlõğõnõ zedeleyen
bir araca dönüşmesi hazindir.’
Vergide siyasallaşmaya isyanTürk Sanayici ve İşadamlarõ Derneği’nin toplantõsõ, hem YİK Başkanõ Koç’un hem de Başkan Arzuhan
Yalçõndağ’õn hükümete yönelttiği eleştirilere sahne oldu. Uyarõlar, TÜSİAD üyelerinden büyük alkõş aldõ
TÜSİAD YİK
Başkanõ Mustafa
Koç, “Kamu
çõkarlarõnõ, parti
çõkarlarõ üstünde
tutan bir
yürütmeye ihtiyaç
olduğunu”
söylediği
konuşmasõnda, orta
vadeli programdaki
eksikliklere de
dikkat çekti.
Ekonomi Servisi - Son dönemlerde
Maliye Bakanlõğõ’nõn Aydın Doğan’õn
medya kuruluşlarõna yönelik 3.7 milyar
TL’lik ceza rekorunu bir tür siyasal bas-
kõ olarak değerlendiren kesimler arasõ-
na iş insanlarõ da katõldõ. İş dünyasõnõn
sözcüleri, dün gerçekleşen Türk Sana-
yici ve İşadamlarõ Derneği (TÜSİAD)
Yüksek İstişare Kurulu (YİK) toplan-
tõsõnda vergi idaresinin özerkleşmesi ta-
lebini dile getirirken net ifadelerle hü-
kümeti uyardõlar.
Toplantõda söz alan YİK Başkanõ
Mustafa Koç, iş dünyasõnõn, bugün,
“son dönemlerde vergi kurumunun
siyasallaşmasından ciddi endişe duy-
duğunu” ifade ederek, sağlõklõ bir de-
mokrasinin işlerlik kazanabilmesi için
siyasi iradeden tam bağõmsõz çalõşabi-
len bir gelir idaresinin gerekliliğini
şöyle vurguladõ:
“Her yönüyle özgür bir medyayı,
ifade özgürlüğüne sahip, kültürel
kimliği koruma altına alınmış va-
tandaşları, etkinlikleri hükümetler-
den bağımsız biçimde denetleyebilen
özerk kurumları ve nihayet, tanımı
gereği hükümetlerden bağımsız sivil
toplum kuruluşlarını da çağdaş bir
demokrasinin güvencesi olan ku-
rumlar arasına eklemeliyiz. Türki-
ye’de bunlardan hangisini ele alır-
sanız alın, farklı sorunlarla karşıla-
şıldığını görürsünüz. Bunlar bugün
ortaya çıkmamıştır. Ancak sorunla-
rın giderilmesinde mevcut hükü-
metten ve parlamentodan birtakım
beklentilerimizin olması da kaçınıl-
mazdır. Ancak şu çok açıktır ki, iş
dünyası, bugün, son dönemlerde ver-
gi kurumunun siyasallaşmasından
ciddi endişe duymaktadır.”
İdare özerkleşmeli
Vergi idaresinin özerkleşmesini yõl-
lardõr savunduklarõnõ ve 2001’de bu
yönde bir rapor hazõrladõklarõnõ hatõr-
latan TÜSİAD Başkanõ Arzuhan Do-
ğan Yalçındağ da, “Vergi bir de-
mokrasi kültürü öğesidir. Türki-
ye’nin demokratik saygınlığını zede-
leyen bir araca dönüşmesi hazindir”
diyerek şöyle devam etti:
“Eğer bu gerçekleşmiş olsaydı her
yıl aksatmadan vergi rekortmenleri
arasına giren kurumlara karşı yıllar
sürecek incelemelerle bir tür baskı ya-
pılırken, kayıt dışı ekonomi her geçen
gün büyümezdi. Sonuçta doğru yolun
bulunacağına, demokratik kültürü-
müzün derinleşeceğine, liberal de-
mokrasinin bütün değerleriyle ger-
çekleşeceğine inanıyorum.”
Kaç numara
ayakkabı
fırlatmış?
TÜSİAD YİK toplantõsõnda
en çok ilgi çeken isimlerden bi-
ri de Koç Holding Şeref Baş-
kanõ Rahmi Koç idi. Rahmi
Koç, toplantõnõn ardõndan etra-
fõnõ çeviren basõn mensuplarõnõn
IMF Başkanõ Dominique Stra-
uss-Kahn’a yapõlan ayakkabõ-
lõ protesto eylemini, “O da mo-
da oldu galiba. Kaç numara
fırlatmış?” diyerek espri ile ge-
çiştirmeyi tercih etti.
Aynõ sorunun yöneltildiği
TÜSİAD YİK Başkanõ Musta-
fa Koç da “İki tane kendini
bilmezin yaptığının” üzerinde
fazla durulacak bir şey olma-
dõğõnõ söylemekle yetindi.
ÇİMENTO MÜSTAHSİLLERİ BİRLİĞİ:
Beton yol daha avantajlı
Ekonomi Servisi - Türkiye
Çimento Müstahsilleri Birliği
(TÇMB) yöneticilerinden ve
Ar-Ge ekibinden oluşan bir he-
yet, basõn mensuplarõyla birlikte,
5 yõl önce TÇMB tarafõndan ya-
põlan ve Türkiye’nin ilk beton
yolu İscehisar Geçidi’ne ince-
leme gezisi düzenledi. Yapõlan
inceleme sonucunda beton yol-
larõn şu üstünlükleri sõralandõ:
Uzun ömürlü: Bu yollarõn
hizmet ömrü en az 20–30 yõldan
başlayõp 40–50 yõla kadar uza-
nabiliyor.
Yapılırken trafik sıkışmı-
yor: Tamir-bakõm ihtiyacõ yok
denecek kadar az.
Daha ekonomik: Beton yol-
larõn ilk yapõm maliyetlerinin as-
falt yollarla aynõ olduğu düşü-
nülse bile hizmet ömrü uzun. İt-
hal bir ürün olan asfalt, ülke-
mizde 5 rafineride işlenirken, kil
ve kireç bileşiminden oluşan çi-
mento yerli bir ürün olarak
40’tan fazla çimento fabrika-
sõnda üretiliyor.
İ Ş T İ R A K İ B T A U Z L A Ş M A İ S T E Y E C E K
TAV’a4.3milyonTLvergicezasõ
Ekonomi Servisi - Maliye,
TAV Havalimanlarõ
Holding’in yüzde 66.66
paya sahip olduğu BTA
Havalimanlarõ Yiyecek ve
İçecek AŞ’ye (BTA),
şirketin Ekim 2007- Aralõk
2007 dönemlerine ilişkin
hesaplarõnda yaptõğõ
incelemeler sonucunda
toplam 4.3 milyon lira
civarõnda katma değer
vergisi, kurumlar vergisi ve
vergi ziyai cezasõ tebliğ etti.
TAV Havalimanlarõ’ndan
KAP’a yapõlan açõklamaya
göre BTA, bu tebligata
ilişkin olarak uzlaşma talep
edecek. Açõklamada,
BTA’nõn Türkiye’de
faaliyet gösterdiği
havalimanlarõnda gümrük
bölgesi (hava tarafõ) olarak
adlandõrõlan alanlardaki
yiyecek içecek satõşlarõnõn
katma değer vergisinden
istisna olmamasõ gerektiği
değerlendirmesiyle
düzenlenen vergi inceleme
raporlarõ ve vergi/ceza
ihbarnamelerinin şirket
yetkilisine tebliğ edildiği
belirtildi.
Açõklamaya göre, bu
tebligat ile 2007 yõlõ son üç
ayõ için 1.48 milyon lira
katma değer vergisi ve 2007
yõlõ için 222.523 lira
tutarõnda kurumlar vergisi
salõndõ ve 1.5 katõ
tutarlarõnda vergi ziyaõ
cezasõ hesaplandõ.
TİSK’tenMerkel’edaha
sıkı işbirliği çağrısı
ANKARA (AA) - TİSK Yönetim Kurulu Baş-
kanõ Tuğrul Kudatgobilik, Federal Almanya
Başbakanlõğõna seçilen Angela Merkel’e mek-
tup gönderdi. Kudatgobilik, mektubunda Mer-
kel’i, seçim başarõsõndan dolayõ kutladõ.
Türkiye’nin, gelecek 10 yõlda Avrupa’ya su-
nabileceği ekonomik, sosyal ve politik avantajlar
bakõmõndan daha da önem kazanacağõnõ vur-
gulayan Kudatgobilik, “Türk-Alman ikili iliş-
kilerinin liderliğiniz altında yeni bir canlılık
kazanacağına olan inancımızı ve bu fırsatla
Alman özel sektör ve kamu kurumlarıyla tüm
alanlarda işbirliğine açık olduğumuzu ifade
etmek istiyoruz” dedi.
Kürt ve Ermeni açılımına destek
TÜSİAD Başkanõ Arzuhan Doğan
Yalçındağ ve Yüksek İstişare Kon-
seyi Başkanõ Mustafa Koç, YİK
toplantõsõnda yaptõklarõ konuşmalar-
da, bölgede daha geniş roller üstlen-
mek isteyen AKP hükümetinin Er-
meni açõlõmõ dahil dõş politika atak-
larõna ve Kürt açõlõmõna destek ve-
rirken AB ile ilişkilerdeki tutumunu
eleştirdiler.
“On yıllar sonra ilk defa kronik
dış politika sorunlarımızda bazı
adımlar atılıyor olmasını memnu-
niyetle karşılıyoruz” diyen Koç,
aynõ başarõnõn Kõbrõs Meselesi’nde de
gösterilmesini dilediklerini söyledi.
Türkiye-AB ilişkilerinin bugünkü
çõkmazõnda AB’nin çok daha fazla so-
rumluluğu olduğunu belirten Koç,
“Hükümet bu tıkanmayı açmanın
yolunu bölgede Türkiye’nin gü-
cünü pekiştirmekte bulmuş olabi-
lir. Bölgesinde güçlü bir Türki-
ye’nin AB ile pazarlık masasına eli
daha kuvvetli oturacağı da bir ger-
çektir. Ancak bir başka önemli
gerçek de o pazarlık masasında ar-
kada güçlü bir kamuoyu desteğinin
olması gerektiğidir” diyerek 2014’te
AB’ye tam üyelik hedefini korumak
için topyekûn seferberlik gerektiğini
belirtti.
Kamuoyunda “Kürt açılımı” ola-
rak ifadesini bulan hükümetin de-
mokratik açõlõmõnõ yerinde ve olum-
lu bulduklarõnõ dile getiren Koç, bi-
reysel ve kültürel haklarõn geliştiril-
mesi hususunda bir tereddüt yarat-
masõna izin vermemek kaydõyla, ko-
nunun esas olarak bir “demokratik
açılım” biçiminde ele alõnmasõ ge-
rektiği hususundaki yaklaşõmõ des-
teklediklerini kaydetti. Buna karşõlõk
seçimlerde yüzde 10’luk barajõn de-
mokratik açõlõmla bağdaşmadõğõnõ
belirten Koç, “Neredeyse hiçbir ül-
ke parlamentosunda örneği bu-
lunmayan mevcut uygulama dü-
zeltilmelidir” diye konuştu.
AB rotasõndan çõkmõş veya üyelik
için heyecanõnõ kaybetmiş bir Tür-
kiye’nin hukukun üstünlüğüne dayalõ
bir demokratik sistemi kurumsal-
laştõrmasõnõn daha uzun süreceğini
hatta zor olacağõnõ düşünüyorum
diyen Yalçõndağ da “iki tarihi açı-
lım” diye nitelendirdiği Kürt ve Er-
meni açõlõmlarõ konusunda şunlarõ
söyledi:
“Açılımın başarıya ulaşması
halinde Türkiye’nin tarihine dam-
gasını vurmuş önemli bir mese-
lesini çözmüş olacağız. Daha da
önemlisi, ülkemizi çeyrek yüzyıl-
dır acılara boğan terorizm bela-
sından da kurtulacağız. Elbette
bunu yürekten temenni ediyo-
ruz. Ermenistan ile ilişkilerimizin
normalleşmesi bizim için bölgesel
barış ve entegrasyon açısından ga-
yet doğal ki çok önemlidir. Başa-
rıya ulaşıldığı takdirde Kafkas-
ların siyasi kaderi de değişecek,
Türkiye ve Türk özel sektörü bu
bölgenin küresel ekonomiye en-
tegrasyonunda önde gelen bir rol
üstlenecektir.”
Kürt açõlõmõnõn
‘demokratik açõlõm’
çerçevesinde ele alõnmasõnõ
doğru bulduğunu söyleyen
Koç, buna karşõlõk yüzde
10’luk seçim barajõnõn devam
ettirilmesinin bu yaklaşõmla
bağdaşmadõğõnõ vurguladõ.
TÜSİAD Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ ile YİK Başkanı Mustafa Koç, ekonomideki son durumu
ve orta vadeli planı dengesiz bulurken AKP hükümetinin iki açılımını “tarihi” bulduklarını belirttiler.
TÇMB Eğitim ve Değerlen-
dirme Müdürü Çağlan Becan.
AVRUPA İLE BUGÜNKÜ ÇIKMAZDA SORUMLULUĞUN AB’DE OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORLAR
Baş başa
görüştüler
YİK toplantõsõ, Mustafa Koç
ve Yalçõndağ’õn konuşmalarõnõn
ardõndan basõna kapalõ olarak
devam etti. Sabancõ Center’da
yaklaşõk 2.5 saat süren basõna
kapalõ bölümde TÜSİAD üye-
leri görüş alõşverişinde bulun-
du. Toplantõya, Bülent Ecza-
cıbaşı, Cem Boyner, Ümit
Boyner, Ali Kibar, Haluk
Dinçer, Tuncay Özilhan, Bü-
lent Bulgurlu, Erdal Kara-
mercan, Erkut Yücaoğlu,
Mehmet Şuhubi, Aynur Bek-
taş, Aclan Acar ve Turgay
Durak’õn da aralarõnda bulun-
duğu çok sayõda kişi katõldõ.
Toplantõ öncesi bayõlan TÜ-
SİAD çalõşanlarõndan Leyla
Danış’a sağlõk ekipleri müda-
hale etti.
Güvenlibir
malidenge
göremiyoruz
MUSTAFA KOÇ:
Mustafa Koç, orta vade-
li programla ilgili endişele-
rini de dile getirdi. Koç, or-
ta vadeli programda güven-
li bir mali denge göreme-
diklerini belirterek, “Bir kez
daha önümüzde yalnız eko-
nomik bakımdan değil, si-
yasi bakımdan da zor ve
çetrefilli bir yol var” dedi.
Büyümedeki ivme kaybõ-
nõn, işsizliğin olumsuz so-
nuçlarõ ile birkaç yõl daha uğ-
raşmak mecburiyetinde bõ-
rakacağõ uyarõsõnda bulunan
Koç, “Yeni bir orta vadeli
program dönemine girer-
ken, görülüyor ki daha iki-
üç yıl arzu edilen büyüme
temposunu yakalayama-
yacağız” diye konuştu. Hü-
kümetin, krizin Türkiye’yi de
ciddi biçimde etkilediğini
ancak uzun zaman içinde ve
kademeli biçimde kabul ede-
bildiğini hatõrlatan Koç, mev-
cut orta vadeli programda
Türkiye’yi muhtemel dõş
şoklara karşõ bağõşõk kõlacak
güvenli bir mali dengeyi gö-
remediklerini ifade ederek,
Türkiye’nin arzu edilen se-
viyede büyüyebilmesi için
dõş kaynağõn belli bir süre da-
ha kritik öneme sahip oldu-
ğunu dile getirdi. Koç, “Bu
bağlamda IMF kaynağını
dışlama lüksüne acaba sa-
hip miyiz? Öte yandan ma-
li kuralın programa ek-
lenmesiyle program ger-
çek bir orta vadeli prog-
rama dönüşecektir. Bu un-
surları orta vadeli program
içinde konuşmazsak, prog-
ramın iyi niyetli, uzun va-
deli kalkınma planından
ne farkı kalır” dedi.