Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 18 EKİM 2009 PAZAR
6 HABERLER
GÖRÜŞ
SEVGİ ÖZEL
‘İyi mi Kötü mü
Haberler?’
Aylardır kara haber alıyoruz; her gece
TV’lerde anasını babasını, arkadaşını, hiç
tanımadığı insanı öldürenler; terör, içimizi
acıtıyor. Trafik kazaları, sel, yangın haberleri de
eksik değil. Bir de bir türlü açılamayan
“açılım”lar var. İnsandan, yönetimlerden
kaynaklanan yanlışlar; işsizlik, eğitimsizlik,
çokbilmişlik, kavram karmaşası güzelim ülkeye
acılar, kaygılar yaşatıyor. Eylül başında “dünya
kenti” İstanbul ve çevresini kaplayan boz
bulanık sular, habercilerin ve politikacıların
çoğunun dilini de çamura buluyordu.
“Sayın seyirciler, görüyorsunuz sular
tabanımın altında… Maalesef sel suları bir aileyi
katletti… Şu gördüğünüz alandan beş cansız
naaş çıktı… Selli sular önüne geçeni silip
süpürdü… Kaybolan üç çocuk, gördüğünüz bu
evden sonra kamera görüntülerinden
uzaklaştılar… ”
Bunlar selle gelen acıyı çoğaltan örneklerden
yalnızca birkaçı… Birkaç sözcüğü eksik ya da
fazla aktarmış olabilirim; ancak habercilerin
aktarımları öylesine saçma sapan ki selin alıp
götürdüklerine mi, yitirilen üç çocuğa mı, yoksa
ağzından çıkanı duymayan bu gençlere mi,
kendi sorumluluğunu bilmeyen politikacılara mı
üzüleceğiz? Haberci, şehit cenazelerini, trafik
kazalarını, cinayetleri ya da sevindirici olayları
aktarırken de dilin canına okuyor; nedense eski
sözcük kullanmayı çok seviyor. “Katil zanlısı,
naaş, katletmek, tahliye edilmek, tahliye
olunmak, maruz kalmak, mazur olmak…” gibi
onlarca sözcük ya da söz öbeğini yanlış
kullanıyor. Kendi “ben”ine gömülen politikacı,
karma bir dille saptan girip samandan
çıkamıyor.
Türkçe ya da yabancı sözcükleri yanlış
kullananlar yalnız haberciler, politikacılar değil.
TV’lerdeki “sözde” eğlenceleri sunanlar da hem
acı hem gülünç duruma düşüyorlar. Sözcükleri
yanlış söyleyen, yerli yersiz kullanan, anlamı
dışına taşıyıp anlamsızlaştıranlar, araya
yabancı sözcükleri de sıkıştırarak ne denli
“entel” olduklarını gösteriyorlar. “Konsept,
vizyon, misyon…” gibi sözcükler ağızlardan
gelişigüzel dökülüyor; bu gidişin “hayırlara
vesile” olmayacağı belli; ama bir de “açılım
aşkıyla” ateşlenen dil tartışmaları var. “Ben”le
başlayan “ben”le biten tartışmaların ne denli
bilimsel olduğu üzerinde durulmuyor; çünkü
tartışanların çoğu, dili doğru kullanmakla
yükümlü olduğunu bildiğimiz, ne ki bu
yükümlülükle eşdeğer olan sorumluluğu
tartamayan “sözde” uzmanlar; gazeteciler, “şov
dünyası”nın ünlüleri…
Kullandığı dile herkesten çok özenmesi
gerekenler, ağzına geleni savuruyor; karşı
düşüncede olanı en olmadık sözcüklerle
aşağılıyor; toplumun dil bilincini nasıl
yaraladıklarının ayrımında olmuyorlar. Eğitim
kurumlarının başındaki yetkililer bile ortak
(resmi) dil Türkçenin ne denli kötü öğretildiğini,
hangi tehlikelerle kuşatıldığını görmüyor.
Türkçeden başka dillerle de eğitimi
savunanların ağzından bugüne dek yaygınlaşan
yabancı dille öğretimin, yabancı adlandırmanın
sakıncalarına değinen tek sözcük duymadık.
Oysa İngilizcenin saldırısı, ülkemizde
konuşulan bütün dillerden onlarca sözcüğü,
kavramı siliyor. “Cafe”ler ülkenin doğusunu da
batısını da sardı; elin adamı “cafe” yazdırıp
“kafe” okutuyor. Türk abecesinde olmayan
“x,w,q” yasadışı yollarla çoktan yaşantımıza
girdi; “show” diye bir sözcük ekranlardan
vitrinlere taşındı; taşıyanlar yasayla korunan
Harf Devrimini çiğniyorlar; ama cumhuriyet
savcıları ekranları bile görmüyor.
Birileri, Dil Devrimiyle kazanılan sözcüklerin
sık sık yasaklandığını hiç anmadan, sürekli
Kürtçenin yasaklı olduğunu savunuyor. Başta
ortak dil Türkçe olmak üzere, ülkemizde
konuşulan bütün diller yayılmacının ve
içimizdeki dil sevmezlerin hedefiyken sormak
istiyoruz: “Şu günlerde iyi mi kötü mü
haberler?” Karışık kafalarda biçimlenen abuk
sabuk tartışmaların sonunda iyi haber
alacağımızı düşünen kaç kişi var acaba?
‘Kapalıçarşı’ pazarlığıBaşmüzakereci Egemen Bağõş’õn ‘Doğu Almanya bir gecede AB’ye girdi. Siyasi konjonktür
Türkiye’nin de üyeliğini şart koşacaktõr’ sözleri Fransõz meslektaşõ Pierre Lellouche’u kõzdõrdõ
İstanbul Haber Servisi - Devlet
Bakanõ ve Başmüzakereci Egemen
Bağış ile Fransa Avrupa İşleri Bakanõ
Pierre Lellouche arasõnda ortak ba-
sõn toplantõsõ sõrasõnda Türkiye’nin
Avrupa Birliği’ne (AB) tam üyeliği
sürecine ilişkin bir atõşma yaşandõ.
Bakan Bağõş’õn, “18 milyon Doğu
Almanyalı, hiçbir müzakere yaşa-
madan bir gecede AB vatandaşı ol-
du. Türkiye eğer bu büyük rande-
vuya hazırlığını tamamlarsa, siya-
si konjonktür Türkiye’nin de üye-
liğini şart koşacaktır” şeklindeki
açõklamasõ, Fransa Avrupa İşleri Ba-
kanõ Pierre Lellouche’un tepkisine ne-
den oldu. Lellouche’un, “Sayın Ba-
ğış’a 20 yıl sonra, Doğu’daki ve Ba-
tı’daki işsizlik oranlarını karşılaş-
tırmasını öneriyorum” sözleri üze-
rine Başmüzakereci Bağõş, “Pazar-
lık, yakındaki Kapalıçarşı’da icat
edilmiş bir kavramdır” sözleriyle
ortamõ yumuşattõ.
Avrupa Komisyonu Türkiye De-
legasyonu ve Türkiye Ekonomik ve
Sosyal Etütler Vakfõ’nca (TESEV)
“Türkiye ve AB: Yeniden Hız Ka-
zanıyor” temasõyla düzenlenen 6.
Boğaziçi Konferansõ dün Çõrağan
Sarayõ’nda yapõldõ. Konferansa, çok
sayõda yerli ve yabancõ diplomat, si-
yasetçi ve akademisyen katõldõ.
Konferansõn açõlõşõnõn ardõndan
Bakan Bağõş ve Fransõz meslektaşõ
Pierre Lellouche gazetecilerle bir
araya geldi. Türkiye’nin AB’ye tam
üyeliğinin 2030’dan önce mümkün
olmadõğõ yönündeki görüşlerin anõm-
satõlmasõ üzerine Fransõz Bakan,
“Türkiye’nin AB üyeliği, yasal açı-
dan uzun bir süreçtir ve bu süre-
cin ne zaman tamamlanacağını
bugünden söylemek mümkün de-
ğildir. İkili ilişkileri geliştirmek
için bir çalışma grubu kurmaya ka-
rar verdik. Amacımız görüş fark-
lılıklarımızı engel olmaktan çı-
kartmaktır. Her iki devlet de bu
müzakerelerin devam etmesi ge-
rektiği konusunda hemfikir. Fran-
sa’nın bloke ettiği 5 fasıl haricinde
zaten Kıbrıs’la ilgili 8 fasıl Türki-
ye’nin kendi sorumluluğundadır”
dedi. Lellouche’un tam üyelik için ke-
sin tarih vermemesi üzerine konuşan
Bağõş, “Bu iş 20-30 yıl sürmez. 18
milyon Doğu Alman, hiçbir mü-
zakere yaşamadan bir gecede
AB’nin eşit vatandaşları olabildi-
ler. Çünkü siyasi konjonktür onu
gerektirdi. Türkiye eğer bu büyük
randevuya hazırlığını tamamlarsa
siyasi konjonktür Türkiye üyeliğini
şart koşacaktır” dedi.
İşsizliği karşılaştırsın
Bağõş’õn benzetmesinin gerçekçi
olmadõğõnõ dile getiren Lellouch ise,
“Türkiye ile Doğu Almanya birbi-
rinden tamamen farklı. Egemen
Bağış, zeki ve kurnaz olduğu için
bu savları öne sürmeyi çok iyi ba-
şarıyor sözleriyle yanıt verdi. Sayın
Bağış’a 20 yıl sonra Doğu’daki ve
Batı’daki işsizlik oranlarını karşı-
laştırmasını öneriyorum” yanõtõnõ
verdi.
Bağõş ise Lellouch’la arkadaşlõk-
larõnõn eskiye dayandõğõnõ belirterek,
“Pazarlık bizim buraya çok ya-
kındaki Kapalıçarşı’da icat edilmiş
bir kavramdır” sözleriyle tartõş-
mayõ yumuşattõ. Lellouche ise, “Ben
Kapalıçarşı’ya bayılırım” dedi.
Fransa’nın PKK ile mücadelede
Türkiye’ye vereceği desteğin sorulmasõ
üzerine Fransõz Bakan Lellouche, Cum-
hurbaşkanõ Abdullah Gül’ün Fransa zi-
yaretinin bir dönüm noktasõ olduğunu ifa-
de ederek, “Biz Gül’e Türkiye’yle birlikte
teröre karşõ mücadele etmek için seferber
olduğumuzu söyledik. Biz birçok PKK şe-
bekesini ele geçirdik ve birçok kişiyi tu-
tukladõk. Ülkelerimiz arasõndaki ilişkileri
bu daha da çok güçlendiriyor” dedi. Baş-
müzakereci Egemen Bağõş, Hõrvatistan
AB Başmüzakerecisi Vladimir Drobjnak’la
da basõna kapalõ ikili görüşmede bulundu.
GÜL’ÜN
ZİYARETİ
DÖNÜM
NOKTASI
Diyarbakır’da Kürtçe kongre
DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) -
Diyarbakõr Tabip Odasõ Başkanõ Selçuk
Mõzraklõ, 22-24 Ekim tarihleri arasõnda
düzenlenecek olan “Mezopotamya Tõp
Günleri Kongresi”nde Türkçe ve
İngilizcenin yanõ sõra Kürtçe sunumun da
yapõlacağõnõ söyledi. 8 oturumda
gerçekleştirilecek Mezopotamya Tõp
Günleri Kongresi’nin uluslararasõ
nitelikte olduğunu belirten Mõzraklõ, “Bu
3 dil arasõnda simultane çeviriler
yapõlacaktõr. Kongremizin içeriği
zengindir ve nitelikli bir bilimsel
programa sahiptir. Tüm hekimlerin
yararlanacağõ ve tõpta uygulanan son
yeniliklerin anlatõlacağõ bilimsel değeri
yüksek bir toplantõ olacak” dedi.
Mayın, çobanı ağır yaraladı
YÜKSEKOVA (AA) - Hakkâri’nin
Yüksekova ilçesinde, mayõna basan çoban
ağõr yaralandõ. Alõnan bilgiye göre,
ilçenin Kamõşlõ köyü kõrsalõnda
hayvanlarõnõ otlatan Cebrail Torun (56),
terör örgütü PKK üyelerince döşenen
mayõna bastõ. Torun, mayõnõn patlamasõ
sonucu ağõr yaralandõ. Köylülerce
Yüksekova Devlet Hastanesi’ne kaldõrõlan
Torun’un ayak parmaklarõnõn koptuğu
belirtildi. Yaralõ, Yüksekova Devlet
Hastanesi’ndeki ilk müdahalenin ardõndan
Van Yüzüncü Yõl Eğitim ve Araştõrma
Hastanesi’ne sevk edildi.
3 PKK’li
grup teslim
olacak
‘Samimiyetin
en açõk ifadesi’
DİYARBAKIR / AN-
KARA (Cumhuriyet) -
Abdullah Öcalan’õn çağrõ-
sõ üzerine teslim olacak 3
PKK’li gruptan Mahmur ve
Kandil gruplarõnõn, yarõn
Habur Sõnõr Kapõsõ’na en
yakõn yerleşim birimi olan
Şõrnak’õn Silopi ilçesine bağ-
lõ Başverimli beldesinden
saat 10.00’da Türkiye’ye gi-
recekleri açõklandõ.
PKK grubunda yer almak
için Mahmur Kampõ’nda ya-
şayan 400 kişinin başvurdu-
ğu, bunlar arasõndan 20-25 ki-
şilik bir grup oluşturulduğu
belirtildi. Konvoy eşliğinde
sõnõra ulaşacak olan grup,
Türkiye’ye girdikten sonra
taleplerini içeren mektuplarõ,
Cumhurbaşkanlõğõ, Başba-
kanlõk ve Meclis Başkanlõ-
ğõ’na gönderecek. Konuyla il-
gili DTP Şõrnak İl Örgü-
tü’nde dün bir basõn toplan-
tõsõ düzenledi. Toplantõya,
DTP Şõrnak İl Başkanõ Selim
Bayar grubun kitlesel olarak
karşõlanacağõnõ belirtti.
Silopi Belediye Başkanõ
Emin Toğurlu da 1999’da
Türkiye’ye gelen PKK grup-
larõnõn cezaevine konuldu-
ğunu anõmsatarak “Ceza-
evinde yaşamını yitirenler
bile oldu. Gelen barış gru-
bunun amacı bu sürece kat-
kı sağlamaktır. Samimi bir
şekilde bu sorunun çözümü
için uğraştığımızı tüm dün-
yaya duyurmak istiyoruz”
diye konuştu.
Gül: İyi ya güzel işte
Cumhurbaşkanõ Abdul-
lah Gül, terör örgütü üyesi bir
grubun Türkiye’ye gelerek
yarõn teslim olacağõ yönün-
deki haberleri, “İyi ya güzel
işte” diye değerlendirdi. An-
kara’da yenilenen Gençlik
Parkõ’nõ gezen Cumhurbaş-
kanõ Gül, gazetecilerin “Kan-
dil ve Mahmur’daki bazı te-
rör örgütü üyelerinin Tür-
kiye’ye geleceği söyleniyor.
Nasıl değerlendiriyorsu-
nuz” sorusuna, “İyi ya güzel
işte” yanõtõnõ verdi.
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - DTP Genel Baş-
kanõ Ahmet Türk ve Genel
Başkan Yardõmcõsõ Emine
Ayna, yaptõklarõ açõklamada,
“Kürtler dün olduğu gibi
bugün de barış ve çözüm
konusunda oldukça karar-
lıdır. Barış gruplarının Tür-
kiye’ye gönderilecek olma-
sı, bu kararlılığın ve sami-
miyetin en açık ifadesidir”
dedi. Açõklamada, yarõn Si-
lopi’de basõn açõklamasõ ya-
põlacağõ ve daha sonra “barış
gruplarının” karşõlanacağõ
bildirildi.
Türk ve Ayna, yaptõklarõ
ortak açõklamada, “Kürt so-
rununun çözümünde önem-
li bir sürece girildiğini” ifa-
de etti. PKK lideri Abdullah
Öcalan’õn çağrõsõ üzerine
PKK terör örgütünün Türki-
ye’ye “barış grubu” olarak
nitelendirilen gruplarõ gön-
derme kararõ almasõnõn önem-
sendiği belirtilen açõklamada,
bu girişimin “demokratik
açılım sürecini tıkamak ve
çatışmalı ortamı sürdür-
mek isteyenlere karşı önem-
li bir yanıt” olduğu kayde-
dildi. Açõklamada, “Kürtler
dün olduğu gibi bugün de
barış ve çözüm konusunda
oldukça kararlıdır. Barış
gruplarının Türkiye’ye
gönderilecek olması, bu ka-
rarlılığın ve samimiyetin
en açık ifadesidir” görüşü-
ne yer verildi. Bu tavrõn hü-
kümet tarafõndan iyi görül-
mesi ve değerlendirilmesi
gerektiği ifade edilen açõkla-
mada, şunlar kaydedildi:
“Barış elçilerine gösteri-
lecek yaklaşım, aynı za-
manda devletin ve hükü-
metin çözüm sürecine yak-
laşımını ve bu konudaki
samimiyetini ortaya koya-
caktır. Eğer sürece olumlu
yaklaşılır ve cesur adım-
lar atılırsa Türkiye’nin önü
açılacaktır. Hiç kimsenin
şüphesi olmasın ki Türkiye,
bu süreçten demokrasisini
ve barışını güçlendirerek
çıkacaktır.”
Erdoğan, konuşmasının ardından Ahi Evran Türbesi’nin önünde düzenlenen tö-
rende yılın ahisi seçilen demirci Mehmet Şenkaya’ya ödülünü verdi. Türkiye Es-
naf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) Başkanı Bendevi Palandöken, Ahi-
lik Hizmet Ödülü’nü takdim ettiği Erdoğan’a şed kuşağı bağladı. (Fotoğraf: AA)
KIRŞEHİR (Cumhuriyet) - Baş-
bakan Recep Tayyip Erdoğan, de-
mokratik açõlõma karşõ çõkanlarõn çö-
zümsüzlükten beslenenler olduğunu
belirterek “Tabii ki istismar zemin-
leri ayaklarının altından kayanlar,
anaların gözyaşlarını da istismar
edecekler ve tahrik edici açıklama-
lar yapacaklardır” dedi.
Kõrşehir Ahi Evran Meydanõ’ndaki
Ahilik Haftasõ kutlamalarõna katõlan
Başbakan Erdoğan, demokratik açõlõm
sürecinde hükümete karşõ aldatõcõ bir
iftira kampanyasõ yürütüldüğünü sa-
vundu. Erdoğan, bu süreçten Türki-
ye’nin zarar göreceğini söyleyenlerin
kendi siyasetlerinin zarar görmesin-
den endişe duyduklarõnõ ileri sürerek
“İftirayla, haksız ithamlarla, on de-
rece çirkin sözlerle, basit bir üslup-
la bize saldırıyorlar. Tabii ki istis-
mar zeminleri ayaklarının altından
kayanlar, anaların gözyaşlarını da
istismar edecekler ve tahrik edici
açıklamalar yapacaklardır” dedi.
Açõlõmõ desteklemeyenlerin “anne-
lerin gözyaşı akmaya devam etsin,
babaların yüreği sızlanmaya devam
etsin, gençlerin kanı dökülmeye de-
vam etsin” dediklerini iddia eden Er-
doğan, “Yapılan o eylemlere aldan-
mayın, terör örgütü bu ülkede hiç-
bir zaman benim Kürt vatandaşı-
mın temsilcisi olmamıştır, bundan
sonra da olamayacaktır. Terör ör-
gütünün uzantıları, taşeronları be-
nim Kürt kökenli vatandaşlarımın
temsilcisi olmamıştır, bundan sonra
da olmayacaktır” dedi. Erdoğan,
yaklaşõk 3 aydõr olumlu tepkiler aldõk-
larõnõ belirterek sözlerini şöyle sürdür-
dü: “Bu kardeşlik projesini, bu milli
birlik sürecini, demokratik açılım-
ları hep birlikte gerçekleştireceğiz.”
İsrail’e sert eleştiriler
İsrail’le yaşanan gerginliğe de deği-
nen Erdoğan, “Bizim hiçbir ülkeye
karşı husumetimiz, farklı planları-
mız, beklentilerimiz olamaz. Ülke-
mizde huzur istiyoruz. Dünyada ba-
rış ve refah istiyoruz. Türkiye zalim-
lerin yanında olamaz. Mazlumların
yanındadır. Tarihte de böyle olmuş-
tur. Kim adaletsiz olursa Türkiye
onun karşısındadır. Karşısında ola-
caktır” diye konuştu.
KAYSERİ (Cumhuriyet) -
MHP Genel Başkanõ Devlet Bah-
çeli, parti olarak hükümetin “De-
mokratik Açılım” diye nitelen-
dirdiği adõmlarla ilgili çok sayõda
sorular yönelttiklerini ancak ara-
dan geçen 4 aylõk sürede doğrudan
bir açõklama gelmediğini ifade
ederek “Hükümetin ortaya attı-
ğı ve adına ‘açõlõm’ denen şey, as-
lında bir yıkım projesidir” dedi.
Kayseri Kadir Has Kongre Mer-
kezi’nde düzenlenen “Çözü-
len Ülke Türkiye ve
Tavrımız” konulu
konferansa katõlan
MHP lideri Bah-
çeli, MHP’nin
milli meselelerin
en yakõn takipçi-
si olduğunu kay-
dederek “Bugü-
ne kadar her milli meselede,
kamuoyu partimizin ne yaptı-
ğına dikkat kesilmiştir. Parti-
miz, hükümetin yıkım projesi-
ni başlattığı ilk günden itibaren
aynı duruşu sergilemiştir” dedi.
Bahçeli, AKP hükümetinin Kõb-
rõs meselesi, Ermeni meselesi, te-
rörle mücadele gibi konularda
partilerinden hiçbir zaman görüş
almadõğõnõ belirterek MHP olarak
bu girişimlerin içinde olmaya-
caklarõnõ, destek vermeyecekleri-
ni belirtti. ‘Demokratik Açı-
lım’õn yõkõm projesine dönüştü-
ğünü söyleyen Bahçeli, “açılı-
mın anayasal suç teşkil edece-
ğini, MHP olarak böyle bir açı-
lıma destek vermeyeceklerini
her fırsatta dile getirdiklerini”
ifade ederek şöyle konuştu: “Hü-
kümetin tetiklediği süreç, kü-
resel güç tarafından bölgenin ye-
niden tanzim edilmesine yönelik
projedir ve Büyük Ortadoğu
Projesi’nin bir ayağıdır. Süreç,
Türk milletini bölünmeye sü-
rükleyecektir. Böylesi bir ay-
rışma ikiye bölünmeyle bile sı-
nırlı kalamayacak, Türklük
kendi vatanında etnik kimlik se-
viyesine indirilmeye çalışılacak.
PKK’nin bile başaramadığı ay-
rışmaya neden olacaktır.”
Açõlõma kamuoyu desteği sağ-
lamak adõna bazõ psikolojik argü-
manlar kullanmaya başladõğõnõ
da ileri süren Bahçeli, “Anaların
gözyaşlarının dinmesi, silahların
susması gibi söylemlerle, ka-
muoyunun gözlerini boyamaya
çalışmaktadırlar. Oynanmak
istenen oyun, MHP’nin duru-
şuyla bozulmuştur” dedi.
Bahçeli, hükümetin ‘anaların gözyaşlarının dinmesi, silahların susması’
gibi söylemlerle, kamuoyunun gözünü boyamaya çalıştığını söyledi
Başbakan Erdoğan, demokratik açõlõma karşõ çõkanlarõ eleştirdi:
Çözümsüzlüktenbesleniyorlar
Şed kuşağõ
bağladõ
YARIN HABUR’DAN GİRİŞ YAPACAKLAR
DTP lideri Türk ve yardımcısı Ayna
‘Açõlõm yõkõma dönüştü’