22 Ocak 2025 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 18 EKİM 2009 PAZAR 6 HABERLER GÖRÜŞ SEVGİ ÖZEL ‘İyi mi Kötü mü Haberler?’ Aylardır kara haber alıyoruz; her gece TV’lerde anasını babasını, arkadaşını, hiç tanımadığı insanı öldürenler; terör, içimizi acıtıyor. Trafik kazaları, sel, yangın haberleri de eksik değil. Bir de bir türlü açılamayan “açılım”lar var. İnsandan, yönetimlerden kaynaklanan yanlışlar; işsizlik, eğitimsizlik, çokbilmişlik, kavram karmaşası güzelim ülkeye acılar, kaygılar yaşatıyor. Eylül başında “dünya kenti” İstanbul ve çevresini kaplayan boz bulanık sular, habercilerin ve politikacıların çoğunun dilini de çamura buluyordu. “Sayın seyirciler, görüyorsunuz sular tabanımın altında… Maalesef sel suları bir aileyi katletti… Şu gördüğünüz alandan beş cansız naaş çıktı… Selli sular önüne geçeni silip süpürdü… Kaybolan üç çocuk, gördüğünüz bu evden sonra kamera görüntülerinden uzaklaştılar… ” Bunlar selle gelen acıyı çoğaltan örneklerden yalnızca birkaçı… Birkaç sözcüğü eksik ya da fazla aktarmış olabilirim; ancak habercilerin aktarımları öylesine saçma sapan ki selin alıp götürdüklerine mi, yitirilen üç çocuğa mı, yoksa ağzından çıkanı duymayan bu gençlere mi, kendi sorumluluğunu bilmeyen politikacılara mı üzüleceğiz? Haberci, şehit cenazelerini, trafik kazalarını, cinayetleri ya da sevindirici olayları aktarırken de dilin canına okuyor; nedense eski sözcük kullanmayı çok seviyor. “Katil zanlısı, naaş, katletmek, tahliye edilmek, tahliye olunmak, maruz kalmak, mazur olmak…” gibi onlarca sözcük ya da söz öbeğini yanlış kullanıyor. Kendi “ben”ine gömülen politikacı, karma bir dille saptan girip samandan çıkamıyor. Türkçe ya da yabancı sözcükleri yanlış kullananlar yalnız haberciler, politikacılar değil. TV’lerdeki “sözde” eğlenceleri sunanlar da hem acı hem gülünç duruma düşüyorlar. Sözcükleri yanlış söyleyen, yerli yersiz kullanan, anlamı dışına taşıyıp anlamsızlaştıranlar, araya yabancı sözcükleri de sıkıştırarak ne denli “entel” olduklarını gösteriyorlar. “Konsept, vizyon, misyon…” gibi sözcükler ağızlardan gelişigüzel dökülüyor; bu gidişin “hayırlara vesile” olmayacağı belli; ama bir de “açılım aşkıyla” ateşlenen dil tartışmaları var. “Ben”le başlayan “ben”le biten tartışmaların ne denli bilimsel olduğu üzerinde durulmuyor; çünkü tartışanların çoğu, dili doğru kullanmakla yükümlü olduğunu bildiğimiz, ne ki bu yükümlülükle eşdeğer olan sorumluluğu tartamayan “sözde” uzmanlar; gazeteciler, “şov dünyası”nın ünlüleri… Kullandığı dile herkesten çok özenmesi gerekenler, ağzına geleni savuruyor; karşı düşüncede olanı en olmadık sözcüklerle aşağılıyor; toplumun dil bilincini nasıl yaraladıklarının ayrımında olmuyorlar. Eğitim kurumlarının başındaki yetkililer bile ortak (resmi) dil Türkçenin ne denli kötü öğretildiğini, hangi tehlikelerle kuşatıldığını görmüyor. Türkçeden başka dillerle de eğitimi savunanların ağzından bugüne dek yaygınlaşan yabancı dille öğretimin, yabancı adlandırmanın sakıncalarına değinen tek sözcük duymadık. Oysa İngilizcenin saldırısı, ülkemizde konuşulan bütün dillerden onlarca sözcüğü, kavramı siliyor. “Cafe”ler ülkenin doğusunu da batısını da sardı; elin adamı “cafe” yazdırıp “kafe” okutuyor. Türk abecesinde olmayan “x,w,q” yasadışı yollarla çoktan yaşantımıza girdi; “show” diye bir sözcük ekranlardan vitrinlere taşındı; taşıyanlar yasayla korunan Harf Devrimini çiğniyorlar; ama cumhuriyet savcıları ekranları bile görmüyor. Birileri, Dil Devrimiyle kazanılan sözcüklerin sık sık yasaklandığını hiç anmadan, sürekli Kürtçenin yasaklı olduğunu savunuyor. Başta ortak dil Türkçe olmak üzere, ülkemizde konuşulan bütün diller yayılmacının ve içimizdeki dil sevmezlerin hedefiyken sormak istiyoruz: “Şu günlerde iyi mi kötü mü haberler?” Karışık kafalarda biçimlenen abuk sabuk tartışmaların sonunda iyi haber alacağımızı düşünen kaç kişi var acaba? ‘Kapalıçarşı’ pazarlığıBaşmüzakereci Egemen Bağõş’õn ‘Doğu Almanya bir gecede AB’ye girdi. Siyasi konjonktür Türkiye’nin de üyeliğini şart koşacaktõr’ sözleri Fransõz meslektaşõ Pierre Lellouche’u kõzdõrdõ İstanbul Haber Servisi - Devlet Bakanõ ve Başmüzakereci Egemen Bağış ile Fransa Avrupa İşleri Bakanõ Pierre Lellouche arasõnda ortak ba- sõn toplantõsõ sõrasõnda Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne (AB) tam üyeliği sürecine ilişkin bir atõşma yaşandõ. Bakan Bağõş’õn, “18 milyon Doğu Almanyalı, hiçbir müzakere yaşa- madan bir gecede AB vatandaşı ol- du. Türkiye eğer bu büyük rande- vuya hazırlığını tamamlarsa, siya- si konjonktür Türkiye’nin de üye- liğini şart koşacaktır” şeklindeki açõklamasõ, Fransa Avrupa İşleri Ba- kanõ Pierre Lellouche’un tepkisine ne- den oldu. Lellouche’un, “Sayın Ba- ğış’a 20 yıl sonra, Doğu’daki ve Ba- tı’daki işsizlik oranlarını karşılaş- tırmasını öneriyorum” sözleri üze- rine Başmüzakereci Bağõş, “Pazar- lık, yakındaki Kapalıçarşı’da icat edilmiş bir kavramdır” sözleriyle ortamõ yumuşattõ. Avrupa Komisyonu Türkiye De- legasyonu ve Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etütler Vakfõ’nca (TESEV) “Türkiye ve AB: Yeniden Hız Ka- zanıyor” temasõyla düzenlenen 6. Boğaziçi Konferansõ dün Çõrağan Sarayõ’nda yapõldõ. Konferansa, çok sayõda yerli ve yabancõ diplomat, si- yasetçi ve akademisyen katõldõ. Konferansõn açõlõşõnõn ardõndan Bakan Bağõş ve Fransõz meslektaşõ Pierre Lellouche gazetecilerle bir araya geldi. Türkiye’nin AB’ye tam üyeliğinin 2030’dan önce mümkün olmadõğõ yönündeki görüşlerin anõm- satõlmasõ üzerine Fransõz Bakan, “Türkiye’nin AB üyeliği, yasal açı- dan uzun bir süreçtir ve bu süre- cin ne zaman tamamlanacağını bugünden söylemek mümkün de- ğildir. İkili ilişkileri geliştirmek için bir çalışma grubu kurmaya ka- rar verdik. Amacımız görüş fark- lılıklarımızı engel olmaktan çı- kartmaktır. Her iki devlet de bu müzakerelerin devam etmesi ge- rektiği konusunda hemfikir. Fran- sa’nın bloke ettiği 5 fasıl haricinde zaten Kıbrıs’la ilgili 8 fasıl Türki- ye’nin kendi sorumluluğundadır” dedi. Lellouche’un tam üyelik için ke- sin tarih vermemesi üzerine konuşan Bağõş, “Bu iş 20-30 yıl sürmez. 18 milyon Doğu Alman, hiçbir mü- zakere yaşamadan bir gecede AB’nin eşit vatandaşları olabildi- ler. Çünkü siyasi konjonktür onu gerektirdi. Türkiye eğer bu büyük randevuya hazırlığını tamamlarsa siyasi konjonktür Türkiye üyeliğini şart koşacaktır” dedi. İşsizliği karşılaştırsın Bağõş’õn benzetmesinin gerçekçi olmadõğõnõ dile getiren Lellouch ise, “Türkiye ile Doğu Almanya birbi- rinden tamamen farklı. Egemen Bağış, zeki ve kurnaz olduğu için bu savları öne sürmeyi çok iyi ba- şarıyor sözleriyle yanıt verdi. Sayın Bağış’a 20 yıl sonra Doğu’daki ve Batı’daki işsizlik oranlarını karşı- laştırmasını öneriyorum” yanõtõnõ verdi. Bağõş ise Lellouch’la arkadaşlõk- larõnõn eskiye dayandõğõnõ belirterek, “Pazarlık bizim buraya çok ya- kındaki Kapalıçarşı’da icat edilmiş bir kavramdır” sözleriyle tartõş- mayõ yumuşattõ. Lellouche ise, “Ben Kapalıçarşı’ya bayılırım” dedi. Fransa’nın PKK ile mücadelede Türkiye’ye vereceği desteğin sorulmasõ üzerine Fransõz Bakan Lellouche, Cum- hurbaşkanõ Abdullah Gül’ün Fransa zi- yaretinin bir dönüm noktasõ olduğunu ifa- de ederek, “Biz Gül’e Türkiye’yle birlikte teröre karşõ mücadele etmek için seferber olduğumuzu söyledik. Biz birçok PKK şe- bekesini ele geçirdik ve birçok kişiyi tu- tukladõk. Ülkelerimiz arasõndaki ilişkileri bu daha da çok güçlendiriyor” dedi. Baş- müzakereci Egemen Bağõş, Hõrvatistan AB Başmüzakerecisi Vladimir Drobjnak’la da basõna kapalõ ikili görüşmede bulundu. GÜL’ÜN ZİYARETİ DÖNÜM NOKTASI Diyarbakır’da Kürtçe kongre DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - Diyarbakõr Tabip Odasõ Başkanõ Selçuk Mõzraklõ, 22-24 Ekim tarihleri arasõnda düzenlenecek olan “Mezopotamya Tõp Günleri Kongresi”nde Türkçe ve İngilizcenin yanõ sõra Kürtçe sunumun da yapõlacağõnõ söyledi. 8 oturumda gerçekleştirilecek Mezopotamya Tõp Günleri Kongresi’nin uluslararasõ nitelikte olduğunu belirten Mõzraklõ, “Bu 3 dil arasõnda simultane çeviriler yapõlacaktõr. Kongremizin içeriği zengindir ve nitelikli bir bilimsel programa sahiptir. Tüm hekimlerin yararlanacağõ ve tõpta uygulanan son yeniliklerin anlatõlacağõ bilimsel değeri yüksek bir toplantõ olacak” dedi. Mayın, çobanı ağır yaraladı YÜKSEKOVA (AA) - Hakkâri’nin Yüksekova ilçesinde, mayõna basan çoban ağõr yaralandõ. Alõnan bilgiye göre, ilçenin Kamõşlõ köyü kõrsalõnda hayvanlarõnõ otlatan Cebrail Torun (56), terör örgütü PKK üyelerince döşenen mayõna bastõ. Torun, mayõnõn patlamasõ sonucu ağõr yaralandõ. Köylülerce Yüksekova Devlet Hastanesi’ne kaldõrõlan Torun’un ayak parmaklarõnõn koptuğu belirtildi. Yaralõ, Yüksekova Devlet Hastanesi’ndeki ilk müdahalenin ardõndan Van Yüzüncü Yõl Eğitim ve Araştõrma Hastanesi’ne sevk edildi. 3 PKK’li grup teslim olacak ‘Samimiyetin en açõk ifadesi’ DİYARBAKIR / AN- KARA (Cumhuriyet) - Abdullah Öcalan’õn çağrõ- sõ üzerine teslim olacak 3 PKK’li gruptan Mahmur ve Kandil gruplarõnõn, yarõn Habur Sõnõr Kapõsõ’na en yakõn yerleşim birimi olan Şõrnak’õn Silopi ilçesine bağ- lõ Başverimli beldesinden saat 10.00’da Türkiye’ye gi- recekleri açõklandõ. PKK grubunda yer almak için Mahmur Kampõ’nda ya- şayan 400 kişinin başvurdu- ğu, bunlar arasõndan 20-25 ki- şilik bir grup oluşturulduğu belirtildi. Konvoy eşliğinde sõnõra ulaşacak olan grup, Türkiye’ye girdikten sonra taleplerini içeren mektuplarõ, Cumhurbaşkanlõğõ, Başba- kanlõk ve Meclis Başkanlõ- ğõ’na gönderecek. Konuyla il- gili DTP Şõrnak İl Örgü- tü’nde dün bir basõn toplan- tõsõ düzenledi. Toplantõya, DTP Şõrnak İl Başkanõ Selim Bayar grubun kitlesel olarak karşõlanacağõnõ belirtti. Silopi Belediye Başkanõ Emin Toğurlu da 1999’da Türkiye’ye gelen PKK grup- larõnõn cezaevine konuldu- ğunu anõmsatarak “Ceza- evinde yaşamını yitirenler bile oldu. Gelen barış gru- bunun amacı bu sürece kat- kı sağlamaktır. Samimi bir şekilde bu sorunun çözümü için uğraştığımızı tüm dün- yaya duyurmak istiyoruz” diye konuştu. Gül: İyi ya güzel işte Cumhurbaşkanõ Abdul- lah Gül, terör örgütü üyesi bir grubun Türkiye’ye gelerek yarõn teslim olacağõ yönün- deki haberleri, “İyi ya güzel işte” diye değerlendirdi. An- kara’da yenilenen Gençlik Parkõ’nõ gezen Cumhurbaş- kanõ Gül, gazetecilerin “Kan- dil ve Mahmur’daki bazı te- rör örgütü üyelerinin Tür- kiye’ye geleceği söyleniyor. Nasıl değerlendiriyorsu- nuz” sorusuna, “İyi ya güzel işte” yanõtõnõ verdi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DTP Genel Baş- kanõ Ahmet Türk ve Genel Başkan Yardõmcõsõ Emine Ayna, yaptõklarõ açõklamada, “Kürtler dün olduğu gibi bugün de barış ve çözüm konusunda oldukça karar- lıdır. Barış gruplarının Tür- kiye’ye gönderilecek olma- sı, bu kararlılığın ve sami- miyetin en açık ifadesidir” dedi. Açõklamada, yarõn Si- lopi’de basõn açõklamasõ ya- põlacağõ ve daha sonra “barış gruplarının” karşõlanacağõ bildirildi. Türk ve Ayna, yaptõklarõ ortak açõklamada, “Kürt so- rununun çözümünde önem- li bir sürece girildiğini” ifa- de etti. PKK lideri Abdullah Öcalan’õn çağrõsõ üzerine PKK terör örgütünün Türki- ye’ye “barış grubu” olarak nitelendirilen gruplarõ gön- derme kararõ almasõnõn önem- sendiği belirtilen açõklamada, bu girişimin “demokratik açılım sürecini tıkamak ve çatışmalı ortamı sürdür- mek isteyenlere karşı önem- li bir yanıt” olduğu kayde- dildi. Açõklamada, “Kürtler dün olduğu gibi bugün de barış ve çözüm konusunda oldukça kararlıdır. Barış gruplarının Türkiye’ye gönderilecek olması, bu ka- rarlılığın ve samimiyetin en açık ifadesidir” görüşü- ne yer verildi. Bu tavrõn hü- kümet tarafõndan iyi görül- mesi ve değerlendirilmesi gerektiği ifade edilen açõkla- mada, şunlar kaydedildi: “Barış elçilerine gösteri- lecek yaklaşım, aynı za- manda devletin ve hükü- metin çözüm sürecine yak- laşımını ve bu konudaki samimiyetini ortaya koya- caktır. Eğer sürece olumlu yaklaşılır ve cesur adım- lar atılırsa Türkiye’nin önü açılacaktır. Hiç kimsenin şüphesi olmasın ki Türkiye, bu süreçten demokrasisini ve barışını güçlendirerek çıkacaktır.” Erdoğan, konuşmasının ardından Ahi Evran Türbesi’nin önünde düzenlenen tö- rende yılın ahisi seçilen demirci Mehmet Şenkaya’ya ödülünü verdi. Türkiye Es- naf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) Başkanı Bendevi Palandöken, Ahi- lik Hizmet Ödülü’nü takdim ettiği Erdoğan’a şed kuşağı bağladı. (Fotoğraf: AA) KIRŞEHİR (Cumhuriyet) - Baş- bakan Recep Tayyip Erdoğan, de- mokratik açõlõma karşõ çõkanlarõn çö- zümsüzlükten beslenenler olduğunu belirterek “Tabii ki istismar zemin- leri ayaklarının altından kayanlar, anaların gözyaşlarını da istismar edecekler ve tahrik edici açıklama- lar yapacaklardır” dedi. Kõrşehir Ahi Evran Meydanõ’ndaki Ahilik Haftasõ kutlamalarõna katõlan Başbakan Erdoğan, demokratik açõlõm sürecinde hükümete karşõ aldatõcõ bir iftira kampanyasõ yürütüldüğünü sa- vundu. Erdoğan, bu süreçten Türki- ye’nin zarar göreceğini söyleyenlerin kendi siyasetlerinin zarar görmesin- den endişe duyduklarõnõ ileri sürerek “İftirayla, haksız ithamlarla, on de- rece çirkin sözlerle, basit bir üslup- la bize saldırıyorlar. Tabii ki istis- mar zeminleri ayaklarının altından kayanlar, anaların gözyaşlarını da istismar edecekler ve tahrik edici açıklamalar yapacaklardır” dedi. Açõlõmõ desteklemeyenlerin “anne- lerin gözyaşı akmaya devam etsin, babaların yüreği sızlanmaya devam etsin, gençlerin kanı dökülmeye de- vam etsin” dediklerini iddia eden Er- doğan, “Yapılan o eylemlere aldan- mayın, terör örgütü bu ülkede hiç- bir zaman benim Kürt vatandaşı- mın temsilcisi olmamıştır, bundan sonra da olamayacaktır. Terör ör- gütünün uzantıları, taşeronları be- nim Kürt kökenli vatandaşlarımın temsilcisi olmamıştır, bundan sonra da olmayacaktır” dedi. Erdoğan, yaklaşõk 3 aydõr olumlu tepkiler aldõk- larõnõ belirterek sözlerini şöyle sürdür- dü: “Bu kardeşlik projesini, bu milli birlik sürecini, demokratik açılım- ları hep birlikte gerçekleştireceğiz.” İsrail’e sert eleştiriler İsrail’le yaşanan gerginliğe de deği- nen Erdoğan, “Bizim hiçbir ülkeye karşı husumetimiz, farklı planları- mız, beklentilerimiz olamaz. Ülke- mizde huzur istiyoruz. Dünyada ba- rış ve refah istiyoruz. Türkiye zalim- lerin yanında olamaz. Mazlumların yanındadır. Tarihte de böyle olmuş- tur. Kim adaletsiz olursa Türkiye onun karşısındadır. Karşısında ola- caktır” diye konuştu. KAYSERİ (Cumhuriyet) - MHP Genel Başkanõ Devlet Bah- çeli, parti olarak hükümetin “De- mokratik Açılım” diye nitelen- dirdiği adõmlarla ilgili çok sayõda sorular yönelttiklerini ancak ara- dan geçen 4 aylõk sürede doğrudan bir açõklama gelmediğini ifade ederek “Hükümetin ortaya attı- ğı ve adına ‘açõlõm’ denen şey, as- lında bir yıkım projesidir” dedi. Kayseri Kadir Has Kongre Mer- kezi’nde düzenlenen “Çözü- len Ülke Türkiye ve Tavrımız” konulu konferansa katõlan MHP lideri Bah- çeli, MHP’nin milli meselelerin en yakõn takipçi- si olduğunu kay- dederek “Bugü- ne kadar her milli meselede, kamuoyu partimizin ne yaptı- ğına dikkat kesilmiştir. Parti- miz, hükümetin yıkım projesi- ni başlattığı ilk günden itibaren aynı duruşu sergilemiştir” dedi. Bahçeli, AKP hükümetinin Kõb- rõs meselesi, Ermeni meselesi, te- rörle mücadele gibi konularda partilerinden hiçbir zaman görüş almadõğõnõ belirterek MHP olarak bu girişimlerin içinde olmaya- caklarõnõ, destek vermeyecekleri- ni belirtti. ‘Demokratik Açı- lım’õn yõkõm projesine dönüştü- ğünü söyleyen Bahçeli, “açılı- mın anayasal suç teşkil edece- ğini, MHP olarak böyle bir açı- lıma destek vermeyeceklerini her fırsatta dile getirdiklerini” ifade ederek şöyle konuştu: “Hü- kümetin tetiklediği süreç, kü- resel güç tarafından bölgenin ye- niden tanzim edilmesine yönelik projedir ve Büyük Ortadoğu Projesi’nin bir ayağıdır. Süreç, Türk milletini bölünmeye sü- rükleyecektir. Böylesi bir ay- rışma ikiye bölünmeyle bile sı- nırlı kalamayacak, Türklük kendi vatanında etnik kimlik se- viyesine indirilmeye çalışılacak. PKK’nin bile başaramadığı ay- rışmaya neden olacaktır.” Açõlõma kamuoyu desteği sağ- lamak adõna bazõ psikolojik argü- manlar kullanmaya başladõğõnõ da ileri süren Bahçeli, “Anaların gözyaşlarının dinmesi, silahların susması gibi söylemlerle, ka- muoyunun gözlerini boyamaya çalışmaktadırlar. Oynanmak istenen oyun, MHP’nin duru- şuyla bozulmuştur” dedi. Bahçeli, hükümetin ‘anaların gözyaşlarının dinmesi, silahların susması’ gibi söylemlerle, kamuoyunun gözünü boyamaya çalıştığını söyledi Başbakan Erdoğan, demokratik açõlõma karşõ çõkanlarõ eleştirdi: Çözümsüzlüktenbesleniyorlar Şed kuşağõ bağladõ YARIN HABUR’DAN GİRİŞ YAPACAKLAR DTP lideri Türk ve yardımcısı Ayna ‘Açõlõm yõkõma dönüştü’
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle