Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 18 EKİM 2009 PAZAR
12 DIŞ HABERLER
ÖZGÜR ULUSOY
Hõzlõ bir diplomasi trafiği ya-
şayan Türkiye bu hafta, tari-
hi ve “diplomatik” bir maça da ev
sahipliği yaptõ. Futbol diplomasisi-
ne paralel olarak aynõ günlerde yi-
ne Bursa’da, Ermenistan ve Türki-
ye’den bir grup gazeteci, Kültür
Üniversitesi’ne bağlõ Mensur Ak-
gün yönetimindeki Küresel Siyasi
Eğilimler Merkezi (GPOT) ile Erivan
Merkezli Avrasya Ortaklõk Vakfõ’nõn
düzenlediği bir çalõştay için bir araya
geldik, ilişkilerin ilerletilmesine med-
yanõn yapabileceği katkõlarõ konuştuk.
İki ülkenin birbirlerinin medyasõn-
da ne kadar ve nasõl yer aldõğõnõ gös-
teren bir rapor da çalõştayda sunuldu.
Rapora göre iki tarafta da insani ha-
berlerin sayõsõ çok az, genelde yetki-
lilerin ağzõndan çõkanlar haber oluyor
ve yine çoğunlukla haberlerde karşõ ta-
rafõn bakõş açõsõna yer verilmiyor. Bu
oran Türkiye’deki medya için yüzde
67. Bugün bir değişiklik yapõp, Bur-
sa’da tanõştõğõmõz Ermeni gazetecile-
rin görüşlerini aktaralõm istedik.
Erivan Basõn Kulübü Başkanõ Boris
Navasardyan’la sohbetimiz, proto-
kollerin imzalanmasõnõn ardõndan ya-
şanacak süreçte neler olabileceğine iliş-
kindi. Navasardyan’õn temennisi fut-
bol diplomasininin diplomatik futbo-
la dönüşmemesi.
- Protokoller, 3 saatlik bir krizin
ardından imzalandı ve bundan son-
raki süreç yine de kolay görünmü-
yor. Bizi nasıl bir süreç bekliyor?
NAVASARDYAN - Şimdi iki ta-
rafõn da bu protokolleri kendi kamu-
oylarõna, siyasi ortaklarõna satmalarõ
gerekiyor. Ancak bunu satabilmek
için protokollere ikisinin de farklõ bir
sos eklemeleri gerek. Şu anda çelişkili
görünen durum da bu sosla ilgili. Hü-
kümetlerin farklõ argümanlarõ satma-
larõ gerekiyor. Türk tarafõnda ya da Er-
menistan tarafõndan önkoşul var mõ?
Artõk global dünyada yaşadõğõmõz-
dan olan biteni saklamak imkânsõz. Er-
menistan halkõ Ermeni yetkililer ön-
koşul yok derken, Erdoğan ve diğer
Türk yetkililer bununla çelişen açõk-
lamalar yapõyor. Türkiye’nin Azer-
baycan büyükelçisi Karabağ’dan çe-
kilme olmazsa sõnõr açõlmayacak diyor.
Bütün bölgeyi etkileyecek
- Erdoğan daha önce de benzer
şeyler söylüyordu ama protokol im-
zalandı. Sizin izleniminiz nedir, ni-
yet süreci sürüklenmeye bırakmak
mı yoksa ilerletmek mi?
- Görüşmelerin gizli bir boyutu da
olabilir. Bu görüşmelerde ilişkilerde-
ki normalleşmeyle Karbağ sorunu ara-
sõnda bağlantõ kuruluyor da olabilir.
Bunu çõkarmak zor değil. Tabii ki de
iki ülke arasõndaki ilişkilerin normal-
leştirilmesi bütün bölge için normal-
leşme anlamõna gelecek. Ermenistan-
Türkiye ilişkilerinin normalleşmesi,
ikili ilişkilerde fiiliyattaki bir ilerleme,
Ermenistan-Azerbaycan görüşmele-
rine de olumlu yansõyacaktõr. Türkiye-
Ermenistan ilişkilerindeki ilerleme
aralarõnda tarihi ve diğer türlü sorun-
lar olan ülkelerin, nasõl yapõcõ davra-
nabileceğini, ortak çõkarlar etrafõnda
nasõl çözüm üretebileceğini gösteren
bir örnek olacaktõr. Bölge ülkelerinin,
tavõrlarõnõ değiştirmek, yapõcõ dav-
ranmak için pozitif örneklere ihtiyacõ
var. Ama pratik adõmlar atõlmazsa, ki
bundan kastõm da sõnõrlarõn açõlmasõ ve
diplomatik ilişkilerin kurulmasõ gibi
minimal beklentilerin karşõlanmasõ,
bunlar olmadan Karabağ’da da ilerle-
me beklenemez.
Erivan’a baskı geri teper
- Türkiye’deki kamuoyunun ik-
nası açısından da Karabağ’a yöne-
lik somut bir adım atılması önem ta-
şıyor. Sizin bir öneriniz var mı?
- Karabağ konusunda Türkiye ka-
muoyunun ikna edilmesi gerekliliğini
anlõyorum ve bunun yolunu bilmiyo-
rum ancak Türkiye kamuoyunu ikna
için Ermenistan’a baskõ yapmak geri
teper. Belki mesajõn dili gözden geçi-
rilebilir. Ermenistan’a baskõ yaparak
başarõlõ olunamayacağõ anlatõlabilir.
Mesajõn şunu içermesi gerek: Erme-
nistan’la ilişkileri geliştirmek, Erme-
nistan Azerbaycan ilişkilerine de yar-
Futbol diplomasisi
Erivan Basõn Kulübü
Başkanõ Navasardyan bu
fõrsatõn kaçõrõlmamasõ
gerektiğini söylüyor
diplomatik futbola dönüşmesin
dõmcõ olacaktõr. Bu Ermenistan lider-
liği tarafõndan da paylaşõlõyor.
- Protokoller konusunda Erme-
nistan’dan da itirazlar yükseliyor
ama en büyük tepki diyasporadan
gelmiş gibi...
- Diyaspora için durum çok daha da
zor. Onlarõn yapõlarõ, soykõrõmõn ta-
nõnmasõ meselesine bağlõ. Türkiye
ile Ermenistan arasõnda ilişkilerin dü-
zelmesi durumunda, yaşadõklarõ hü-
kümetlere talepte bulunmakta zorla-
nacaklarõnõ düşünüyorlar. Bulunduk-
larõ ülkelerin yönetimlerinin “İki ül-
ke arasındaki işler iyi gidiyor, bu
aşamada niye müdahale edelim” di-
ye düşünmesinden korkuyorlar. Onlarõ
anlayabiliyorum. Bu onlarõn misyonu,
hem de on yõllardõr. Birkaç günde de-
ğişemez. Ama onlarõn da bulunduklarõ
ülkelerde misyonlarõnõ biraz değiştir-
meleri gerekiyor.
Anlama süreci onaydan
sonraya kalabilir
Ermenistan kamuoyu şu anda bir
kafa karõşõklõğõ yaşõyor. Çünkü siya-
si partilerin ifadeleriyle çok etkile-
niyorlar. Ermenistan’da insanlarõn
tepkileri destekledikleri siyasi parti-
nin görüşüne göre şekilleniyor. Bu
yüzden Ermeni kamuoyunun olan
biteni anlayabilmesi için biraz zamana
ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Nes-
nel analizler yapmak gerekiyor ve bu-
nu yapacak kişiler de var. Ama par-
lamentonun onayõnõn beklenmesi ge-
rekmiyor. Anlatma süreci onaydan
sonra da sürebilir. Siyasilerin toplu-
mun önünde gitmeleri gerekiyor.
Karabağ da aynõ.
- Peki Karabağ konusunda Er-
menistan’da muhalif sesler var mı?
- Ermenistan’da çok az kişi Karabağ
konusunda suçu Erivan’a yükler. Ama
konunun nasõl çözüleceği konusunda
farklõ öneriler var.
- Protokollerin imzalanmasında
Obama yönetiminin bölgeye yönelik
politikalarıyla, Gürcistan-Rusya sa-
vaşının etkisi ne kadar oldu?
- Aslõnda bütün faktörler bu sonuç-
ta rol oynadõ. Obama da öyle. Oba-
ma, güvenilir bir imaj çiziyor. Dün-
yada birçok insanda böyle bir izlenim
yaratõyor. Bence bu çok önemli. Av-
rupa Birliği’nin konumu da etkili ol-
du. AB, üyelik için komşularla ilişki-
lerin iyileştirilmesini istiyor ve Tür-
kiye’yi de bu yönde cesaretlendiriyor.
Gürcistan-Rusya savaşõ da Ermenis-
tan’õ daha yapõcõ davranmaya itti.
Bence bu kaçõrõlmamamõsõ gereken
bir fõrsat. Sonsuza kadar da sürmeye-
cek. Üstelik bu momentum kaybedilirse
bu yeni engeller de yaratacak. İki taraf
da momentumu kaybetmemek için ça-
ba harcamalõ. Görebildiğim kadarõyla
iki hükümet de bu sürece hazõr.
- Futbol diplomasisinin bu sü-
reçteki rolü ne oldu?
- Ermenistan’da bu süreci eleşti-
renler futbol diplomasisi yerine dip-
lomatik futbol diyor. Aslõnda sorunu
çözmek için gerçek bir niyetin bu-
lunmadõğõnõ, amacõn iyi bir kombi-
nasyon oluşturmak yerine topu karşõ
tarafõn sahasõna geçirerek gelen topu
beklemek olduğunu ima ediyor. Bili-
yorsunuz iyi bir futbol için iyi bir kom-
binasyon gerekiyor, topu karşõ saha-
ya geçirmek değildir iyi futbol. Güzel
bir futbol izleyeceğimizi umalõm.
TER-GABRİELYAN:
Ermeni
göçmenlerin
yüzde 95’i
kadın
Avrasya Ortaklõk Vakfõ’nõn
Ermenistan Direktörü Gevorg Ter-
Gabrielyan toplantõ dõşõndaki
sohbetlerde Türkçe sözcükler
kullanõyor. Gevorg, Türk dili okumuş.
Haliyle, bu kararõn nereden çõktõğõnõ
soruyorum. “Hiçbir siyasi nedeni yok”
diyor Gevorg. Akademisyen olmak
istiyormuş. Fransõzca vb. çalõşan çok kişi
olduğundan farklõ seçenekleri araştõrmõş.
O zamanki öğretmeni, para kazanmak istiyorsa
Arapçaya, akademisyen olmak istiyorsa
Türkçeye yönelmesini söylemiş. Gevorg’a
akedemisyenlik daha cazip gelmiş.
Çalõşmalarõna Moskova’da da devam etmiş.
Tabii pratik yapmak hiç kolay olmamõş. “Sırf
Türçe dinleyebilmek için çanak anten aldık
ama evimiz aşağıda kaldığından gene de bir
işe yaramadı. Türkçe kanalları izleyebilmek
için evi daha yüksekte olan bir arkadaşıma
giderdim” diyor. Aslõnda Gevorg’un Türkçe
öğretmenliği sertifikasõ da var. Ancak 1992’den
beri Türçeyle çok uğraşmadõğõnõ ve bu yüzden
Türkçesinin paslandõğõnõ “Unutmuşum”
diyerek anlatõyor. Ama hâlâ Ermenistan’da
Türki dillerle ilgili doktorasõ olan tek kişi...
Yıllardır yaşanacak en iyi şey olur
Şimdi çalõştõğõ vakõf, bölgesel projeler üzerinde
çalõşõyor. Türkiye’de GPOT’la yapõlan
araştõrma da bunlardan biri. “Abhazya gibi
tanınmayanlarla” da proje yapõyoruz diyor
Gevorg. Vakõf olarak, Türkiye’de yasadõşõ
olarak bulunan Ermeni göçmenlerle de ilgili
çalõşma yapmõşlar. Gevorg, “Şimdi sana
çalışmanın çok
şaşırtıcı bir
sonucunu
söyleyeyim” diyor ve
ekliyor: “Burada
bulunan
göçmenlerin yüzde
95’i kadın. Kocaları
yalnızca koruyucu
bir figür olarak
yanlarında
bulunuyor.”
Gevorg’a
protokollerin
imzalanmasõnõn
ardõndan süreç
konusunda iyimser
olup olmadõğõnõ
soruyorum. “Hayır
iyimser değilim.
Ama, bu
gerçekleşirse
1994’ten beri
yaşanan en olumlu
şey olacak” diyor.
Tarihçi ve AZG
gazetesi yazarõ Hakob
Çakıryan’la sohbetimizi
Türkçe yapõyoruz.
Hakob Türkiye doğumlu,
Gedikpaşa’da büyümüş.
1968’de ortaokuldayken
ailesi Ermenistan’a
göçmeye karar verince
İstanbul’dan ayrõlmõşlar...
Ama bir yarõsõ Türkiye’de
kalmõş. “Beşiktaşlıyım.
Bir tek ben değil, bütün
ailem Beşiktaşlı” diyor
Hakob Çakõryan.
Ermenistan-Türkiye
maçõnõ da birlikte
izlediğimiz Hakob’a
Ermenistan’da tuttuğu
takõmõ soruyorum. “Yok”
diyor “Beşiktaşlıyım”.
Tarihçi Hakob Çakõryan’a
1915’le ilgili sorular
yönelttik.
- Ermenistan tarafı
ortak tarih
komisyonuna niye tepki
gösteriyor?
ÇAKIRYAN - Tarihçiler,
soykõrõm hakkõnda karar
verecek olan merciler
değildir. Bu siyasi bir
konudur. Tarihi bir konu
olsaydõ parlamentolar
değil, birtakõm enstitüler
bu konuda kararlar alõrdõ.
Şimdiye kadar 22 ülke
soykõrõmõ parlamentolar
ve devlet düzeyinde
tanõmõştõr.
Bu komisyon soykõrõm
olmadõ dese, yok mu
sayacağõz. Niye bu 22
ülke kabul etti.
Aslõnda Türk halkõ
arasõnda da Ermeni
katliamõ, büyük katliam
ifadeleri kullanõlõyor.
Talat Paşa’nõn
defterlerinde bu tarihe
kadar 1.5 milyon
Ermeninin yaşadõğõ
söyleniyor. Nereye gitti
bu insanlar? Buhar olup
uçtu mu? Aslõnda bugün
yaşadõğõnõz problemlerin
büyük bölümü de buna
dayanõyor.
Çünkü 1915’ten sonra
yalnõzca Türklerle Kürtler
kalõyor. Batõ Ermenileri
Kürtlerle Türkleri
dengeliyordu. Ermeniler
çõkõnca iki güç karşõ
karşõya kaldõ. Ermenistan
bu konuda taviz vermez.
Sarkisyan protokollerin
imza günününde Karabağ
ve soykõrõm konusunda
taviz veremeyiz dedi. Ben
sözüne sadõk kalacağõnõ
düşünüyorum.
- Diyasporayla
Ermenistan’daki halkın
soykırım iddiaları
konusundaki
tepkilerinin derecesi
farklı...
- Ermenistan’da bu devlet
politikasõ. Dõş politikanõn
en önemli gündem
maddelerinden biri.
Bu yüzden halk Erivan’a
havale etti.
Diyasporadaysa, kendi
devletleri değil. Bu
yüzden Ermenistan halkõ
daha soğukkanlõ yaşõyor.
Ermenistan-Türkiye maçını birlikte izlediğimiz Ermeni
gazeteciler, maç sırasında ülkelerinin bayrağını açtı.
Sarkisyan ve Gül’ün de izlediği maç çok heyecanlı
geçmese de, atılan imzaların yarattığı heyecanın havası
stada da yansımıştı. (Fotoğraflar: FATİH ERDOĞDU)
Çakõryan: Beşiktaş’tan
başka takõm tutmam
Boris Navasardyan, Ermenistan’da Türkiye-Ermenistan ilişkilerinin
normalleştirilmesi sürecine eleştirel yaklaşanlarõn futbol diplomasisi
yerine diplomatik futbol tanõmõnõ kullandõğõnõ söylüyor. Diplomatik
futboldan kasõt, taraflarõn iyi bir oyun sunmayarak topu sürekli birbirlerinin
sahasõna atmalarõ. “Güzel bir futbol izleyeceğimizi umalõm” diyen
Navasardyan, Karabağ konusunda Erivan’a baskõ yapmanõn ise ters tepeceği
görüşünde. Navasardyan’a göre, Türkiye-Ermenistan ilişkilerinde atõlacak
pozitif adõmlar, bütün bölgede normalleşme sürecini tetikleyecek.
Gevorg Ter-Gabrielyan,
Türkçe yayınları takip
edebilmek için, evi
yüksekte bulunan bir
arkadaşına oturmaya
gidermiş.
Tarihçi Hakob Çakıryan’ın ailesi, 1968 yılında
Gedikpaşa’dan Ermenistan’a göçmüş.
İzzetbegoviç için
50 bin Avro
SARAYBOSNA (AA) -
Dõşişleri Bakanõ Ahmet
Davutoğlu, Bosna Hersek’in eski
lideri Aliya İzzetbegoviç’in
kabrini ziyaret etti. Davutoğlu ve
beraberindeki heyet, ilk olarak
şehitliği ziyaret ederek dua etti.
Daha sonra İzzetbegoviç’in
kabrini ziyaret ederek dua okuyan
Davutoğlu, kabrin hemen
yanõndaki müzeyi de gezdi. İnşasõ
devam eden müze ve
kompleksinin tamamlanmasõnda
bazõ maddi sorunlarla karşõ
karşõya olunduğunu öğrenen
Davutoğlu, gereken 50 bin
Avro’nun Türkiye tarafõndan
karşõlanmasõ için ilgili Türk
yetkililere talimat verdi.
Karaciç BM’ye
başvurdu
Dış Haberler Servisi -
Lahey’de eski Yugoslavya’daki
savaş suçlarõnõ incelemek üzere
kurulan uluslararasõ mahkemede
26 Ekim’de yargõlanmaya
başlanacak Bosnalõ Sõrp lider
Radovan Karaciç, ABD temsilcisi
Richard Holbrooke’un kendisine
dokunulmazlõk güvencesi verdiği
iddiasõnõ BM Güvenlik
Konseyi’ne taşõdõ. 1992-1995
yõllarõnda binlerce Boşnak’õn
öldürülmesinden sorumlu tutulan,
2 soykõrõm, 11 savaş suçundan
yargõlanmasõ planlanan Karaciç
gönderdiği mektupta, Holbrooke
ile 1996 yõlõnda anlaşmaya
vardõklarõnõ iddia etti. Holbrooke
iddiayõ yalanlarken, uluslararasõ
mahkeme böyle bir anlaşma olsa
bile yargõlamanõn yapõlacağõ
kararõnda.
Medine’de H1N1 krizi
Dış Haberler Servisi - Her yõl
umre ve hac dönemlerinde yüz
binlerce kişiyi ağõrlayan Suudi
Arabistan’õn Medine kentindeki
otellerin, H1N1 grip virüsü
salgõnõ nedeniyle zarara
uğrayacağõ bildirildi. Medine
Ticaret Odasõ Turizm Komitesi
üyesi Gani el Ensari, Arap News
gazetesine yaptõğõ açõklamada,
“domuz gribi” olarak da bilinen
salgõn nedeniyle otel
rezervasyonlarõnõn çoğunun iptal
edilme riski bulunduğunu
belirterek, 800 milyon dolarlõk
zarar oluşabileceğini ifade etti.
‘Töre cinayetleri’ kitabı
yayınevi buldu
Dış Haberler Servisi -
Almanya’da Türk aileler içinde
yaşanan “töre cinayetlerini” konu
alan kitap yayõnevi buldu. İslam
dinine ve Kuran’a hakaretler
içerdiği iddiasõ nedeniyle Droste
yayõnevi tarafõndan geri çevrilen
kitap, Leda Yayõnevi tarafõndan
basõldõ. Kitabõ basan Leda
Yayõnevi, hakaret unsuru
bulmadõklarõ “Ehre, wem Ehre”
(Namus, Kime Göre Namus) adlõ
kitabõn yarõn satõşa sunulacağõnõ
duyurdu. Dorste yayõnevi sözcüsü
Nora Tichy, kitabõn yazarõ
Gabriele Brinkmann’õ bazõ
bölümleri değiştirmeye ikna
edemediklerini açõkladõ.
Yarışmayı kazanan
bombayı kaptı
Dış Haberler Servisi - Doğu
Afrika ülkesi Somali’de dinci El
Şebab örgütünün gençler için
düzenlediği yarõşmada ödül
olarak el bombasõ ve silah verildi.
El Kaide terör örgütüyle
bağlantõlõ olduğu belirtilen
örgütün Ramazan ayõnda
radyodan düzenlediği yarõşmaya
katõlõp bilim, kültür ve Kuran ile
ilgili sorularõ doğru cevaplayanlar
ödüllerini törenle aldõ. 5
mahalleden gençlerin katõldõğõ
yarõşmada, en büyük ödülü alan
grup kalaşnikof tüfekleri, 2 el
bombasõ, tanksavar mayõn ve
1000 dolar değerinde büro
malzemesinin sahibi oldu. Örgüt
üyelerinden Şeyh Abdullahi
Elhak, ödül olarak silahõn
verilmesinin amacõnõn
“Somali’de Allah düşmanlarõna
karşõ yürütülen savaşa katõlmalarõ
için gençleri cesaretlendirmek
olduğunu” ifade etti.
Tahran’da deprem
TAHRAN (AA) - İran’õn
başkenti Tahran’da Richter
ölçeğine göre 4.0 büyüklüğünde
deprem meydana geldi. Tahran
Üniversitesi Jeofizik Enstitüsü,
merkez üssü başkentin güneyi
olan depremin yerel saatle
14.23’te kaydedildiğini bildirdi.
Kentin güneyi, doğusu ve
kuzeyinde hissedilen depremde
can ve mal kaybõ bulunmuyor.