23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 18 EKİM 2009 PAZAR 12 DIŞ HABERLER ÖZGÜR ULUSOY Hõzlõ bir diplomasi trafiği ya- şayan Türkiye bu hafta, tari- hi ve “diplomatik” bir maça da ev sahipliği yaptõ. Futbol diplomasisi- ne paralel olarak aynõ günlerde yi- ne Bursa’da, Ermenistan ve Türki- ye’den bir grup gazeteci, Kültür Üniversitesi’ne bağlõ Mensur Ak- gün yönetimindeki Küresel Siyasi Eğilimler Merkezi (GPOT) ile Erivan Merkezli Avrasya Ortaklõk Vakfõ’nõn düzenlediği bir çalõştay için bir araya geldik, ilişkilerin ilerletilmesine med- yanõn yapabileceği katkõlarõ konuştuk. İki ülkenin birbirlerinin medyasõn- da ne kadar ve nasõl yer aldõğõnõ gös- teren bir rapor da çalõştayda sunuldu. Rapora göre iki tarafta da insani ha- berlerin sayõsõ çok az, genelde yetki- lilerin ağzõndan çõkanlar haber oluyor ve yine çoğunlukla haberlerde karşõ ta- rafõn bakõş açõsõna yer verilmiyor. Bu oran Türkiye’deki medya için yüzde 67. Bugün bir değişiklik yapõp, Bur- sa’da tanõştõğõmõz Ermeni gazetecile- rin görüşlerini aktaralõm istedik. Erivan Basõn Kulübü Başkanõ Boris Navasardyan’la sohbetimiz, proto- kollerin imzalanmasõnõn ardõndan ya- şanacak süreçte neler olabileceğine iliş- kindi. Navasardyan’õn temennisi fut- bol diplomasininin diplomatik futbo- la dönüşmemesi. - Protokoller, 3 saatlik bir krizin ardından imzalandı ve bundan son- raki süreç yine de kolay görünmü- yor. Bizi nasıl bir süreç bekliyor? NAVASARDYAN - Şimdi iki ta- rafõn da bu protokolleri kendi kamu- oylarõna, siyasi ortaklarõna satmalarõ gerekiyor. Ancak bunu satabilmek için protokollere ikisinin de farklõ bir sos eklemeleri gerek. Şu anda çelişkili görünen durum da bu sosla ilgili. Hü- kümetlerin farklõ argümanlarõ satma- larõ gerekiyor. Türk tarafõnda ya da Er- menistan tarafõndan önkoşul var mõ? Artõk global dünyada yaşadõğõmõz- dan olan biteni saklamak imkânsõz. Er- menistan halkõ Ermeni yetkililer ön- koşul yok derken, Erdoğan ve diğer Türk yetkililer bununla çelişen açõk- lamalar yapõyor. Türkiye’nin Azer- baycan büyükelçisi Karabağ’dan çe- kilme olmazsa sõnõr açõlmayacak diyor. Bütün bölgeyi etkileyecek - Erdoğan daha önce de benzer şeyler söylüyordu ama protokol im- zalandı. Sizin izleniminiz nedir, ni- yet süreci sürüklenmeye bırakmak mı yoksa ilerletmek mi? - Görüşmelerin gizli bir boyutu da olabilir. Bu görüşmelerde ilişkilerde- ki normalleşmeyle Karbağ sorunu ara- sõnda bağlantõ kuruluyor da olabilir. Bunu çõkarmak zor değil. Tabii ki de iki ülke arasõndaki ilişkilerin normal- leştirilmesi bütün bölge için normal- leşme anlamõna gelecek. Ermenistan- Türkiye ilişkilerinin normalleşmesi, ikili ilişkilerde fiiliyattaki bir ilerleme, Ermenistan-Azerbaycan görüşmele- rine de olumlu yansõyacaktõr. Türkiye- Ermenistan ilişkilerindeki ilerleme aralarõnda tarihi ve diğer türlü sorun- lar olan ülkelerin, nasõl yapõcõ davra- nabileceğini, ortak çõkarlar etrafõnda nasõl çözüm üretebileceğini gösteren bir örnek olacaktõr. Bölge ülkelerinin, tavõrlarõnõ değiştirmek, yapõcõ dav- ranmak için pozitif örneklere ihtiyacõ var. Ama pratik adõmlar atõlmazsa, ki bundan kastõm da sõnõrlarõn açõlmasõ ve diplomatik ilişkilerin kurulmasõ gibi minimal beklentilerin karşõlanmasõ, bunlar olmadan Karabağ’da da ilerle- me beklenemez. Erivan’a baskı geri teper - Türkiye’deki kamuoyunun ik- nası açısından da Karabağ’a yöne- lik somut bir adım atılması önem ta- şıyor. Sizin bir öneriniz var mı? - Karabağ konusunda Türkiye ka- muoyunun ikna edilmesi gerekliliğini anlõyorum ve bunun yolunu bilmiyo- rum ancak Türkiye kamuoyunu ikna için Ermenistan’a baskõ yapmak geri teper. Belki mesajõn dili gözden geçi- rilebilir. Ermenistan’a baskõ yaparak başarõlõ olunamayacağõ anlatõlabilir. Mesajõn şunu içermesi gerek: Erme- nistan’la ilişkileri geliştirmek, Erme- nistan Azerbaycan ilişkilerine de yar- Futbol diplomasisi Erivan Basõn Kulübü Başkanõ Navasardyan bu fõrsatõn kaçõrõlmamasõ gerektiğini söylüyor diplomatik futbola dönüşmesin dõmcõ olacaktõr. Bu Ermenistan lider- liği tarafõndan da paylaşõlõyor. - Protokoller konusunda Erme- nistan’dan da itirazlar yükseliyor ama en büyük tepki diyasporadan gelmiş gibi... - Diyaspora için durum çok daha da zor. Onlarõn yapõlarõ, soykõrõmõn ta- nõnmasõ meselesine bağlõ. Türkiye ile Ermenistan arasõnda ilişkilerin dü- zelmesi durumunda, yaşadõklarõ hü- kümetlere talepte bulunmakta zorla- nacaklarõnõ düşünüyorlar. Bulunduk- larõ ülkelerin yönetimlerinin “İki ül- ke arasındaki işler iyi gidiyor, bu aşamada niye müdahale edelim” di- ye düşünmesinden korkuyorlar. Onlarõ anlayabiliyorum. Bu onlarõn misyonu, hem de on yõllardõr. Birkaç günde de- ğişemez. Ama onlarõn da bulunduklarõ ülkelerde misyonlarõnõ biraz değiştir- meleri gerekiyor. Anlama süreci onaydan sonraya kalabilir Ermenistan kamuoyu şu anda bir kafa karõşõklõğõ yaşõyor. Çünkü siya- si partilerin ifadeleriyle çok etkile- niyorlar. Ermenistan’da insanlarõn tepkileri destekledikleri siyasi parti- nin görüşüne göre şekilleniyor. Bu yüzden Ermeni kamuoyunun olan biteni anlayabilmesi için biraz zamana ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Nes- nel analizler yapmak gerekiyor ve bu- nu yapacak kişiler de var. Ama par- lamentonun onayõnõn beklenmesi ge- rekmiyor. Anlatma süreci onaydan sonra da sürebilir. Siyasilerin toplu- mun önünde gitmeleri gerekiyor. Karabağ da aynõ. - Peki Karabağ konusunda Er- menistan’da muhalif sesler var mı? - Ermenistan’da çok az kişi Karabağ konusunda suçu Erivan’a yükler. Ama konunun nasõl çözüleceği konusunda farklõ öneriler var. - Protokollerin imzalanmasında Obama yönetiminin bölgeye yönelik politikalarıyla, Gürcistan-Rusya sa- vaşının etkisi ne kadar oldu? - Aslõnda bütün faktörler bu sonuç- ta rol oynadõ. Obama da öyle. Oba- ma, güvenilir bir imaj çiziyor. Dün- yada birçok insanda böyle bir izlenim yaratõyor. Bence bu çok önemli. Av- rupa Birliği’nin konumu da etkili ol- du. AB, üyelik için komşularla ilişki- lerin iyileştirilmesini istiyor ve Tür- kiye’yi de bu yönde cesaretlendiriyor. Gürcistan-Rusya savaşõ da Ermenis- tan’õ daha yapõcõ davranmaya itti. Bence bu kaçõrõlmamamõsõ gereken bir fõrsat. Sonsuza kadar da sürmeye- cek. Üstelik bu momentum kaybedilirse bu yeni engeller de yaratacak. İki taraf da momentumu kaybetmemek için ça- ba harcamalõ. Görebildiğim kadarõyla iki hükümet de bu sürece hazõr. - Futbol diplomasisinin bu sü- reçteki rolü ne oldu? - Ermenistan’da bu süreci eleşti- renler futbol diplomasisi yerine dip- lomatik futbol diyor. Aslõnda sorunu çözmek için gerçek bir niyetin bu- lunmadõğõnõ, amacõn iyi bir kombi- nasyon oluşturmak yerine topu karşõ tarafõn sahasõna geçirerek gelen topu beklemek olduğunu ima ediyor. Bili- yorsunuz iyi bir futbol için iyi bir kom- binasyon gerekiyor, topu karşõ saha- ya geçirmek değildir iyi futbol. Güzel bir futbol izleyeceğimizi umalõm. TER-GABRİELYAN: Ermeni göçmenlerin yüzde 95’i kadın Avrasya Ortaklõk Vakfõ’nõn Ermenistan Direktörü Gevorg Ter- Gabrielyan toplantõ dõşõndaki sohbetlerde Türkçe sözcükler kullanõyor. Gevorg, Türk dili okumuş. Haliyle, bu kararõn nereden çõktõğõnõ soruyorum. “Hiçbir siyasi nedeni yok” diyor Gevorg. Akademisyen olmak istiyormuş. Fransõzca vb. çalõşan çok kişi olduğundan farklõ seçenekleri araştõrmõş. O zamanki öğretmeni, para kazanmak istiyorsa Arapçaya, akademisyen olmak istiyorsa Türkçeye yönelmesini söylemiş. Gevorg’a akedemisyenlik daha cazip gelmiş. Çalõşmalarõna Moskova’da da devam etmiş. Tabii pratik yapmak hiç kolay olmamõş. “Sırf Türçe dinleyebilmek için çanak anten aldık ama evimiz aşağıda kaldığından gene de bir işe yaramadı. Türkçe kanalları izleyebilmek için evi daha yüksekte olan bir arkadaşıma giderdim” diyor. Aslõnda Gevorg’un Türkçe öğretmenliği sertifikasõ da var. Ancak 1992’den beri Türçeyle çok uğraşmadõğõnõ ve bu yüzden Türkçesinin paslandõğõnõ “Unutmuşum” diyerek anlatõyor. Ama hâlâ Ermenistan’da Türki dillerle ilgili doktorasõ olan tek kişi... Yıllardır yaşanacak en iyi şey olur Şimdi çalõştõğõ vakõf, bölgesel projeler üzerinde çalõşõyor. Türkiye’de GPOT’la yapõlan araştõrma da bunlardan biri. “Abhazya gibi tanınmayanlarla” da proje yapõyoruz diyor Gevorg. Vakõf olarak, Türkiye’de yasadõşõ olarak bulunan Ermeni göçmenlerle de ilgili çalõşma yapmõşlar. Gevorg, “Şimdi sana çalışmanın çok şaşırtıcı bir sonucunu söyleyeyim” diyor ve ekliyor: “Burada bulunan göçmenlerin yüzde 95’i kadın. Kocaları yalnızca koruyucu bir figür olarak yanlarında bulunuyor.” Gevorg’a protokollerin imzalanmasõnõn ardõndan süreç konusunda iyimser olup olmadõğõnõ soruyorum. “Hayır iyimser değilim. Ama, bu gerçekleşirse 1994’ten beri yaşanan en olumlu şey olacak” diyor. Tarihçi ve AZG gazetesi yazarõ Hakob Çakıryan’la sohbetimizi Türkçe yapõyoruz. Hakob Türkiye doğumlu, Gedikpaşa’da büyümüş. 1968’de ortaokuldayken ailesi Ermenistan’a göçmeye karar verince İstanbul’dan ayrõlmõşlar... Ama bir yarõsõ Türkiye’de kalmõş. “Beşiktaşlıyım. Bir tek ben değil, bütün ailem Beşiktaşlı” diyor Hakob Çakõryan. Ermenistan-Türkiye maçõnõ da birlikte izlediğimiz Hakob’a Ermenistan’da tuttuğu takõmõ soruyorum. “Yok” diyor “Beşiktaşlıyım”. Tarihçi Hakob Çakõryan’a 1915’le ilgili sorular yönelttik. - Ermenistan tarafı ortak tarih komisyonuna niye tepki gösteriyor? ÇAKIRYAN - Tarihçiler, soykõrõm hakkõnda karar verecek olan merciler değildir. Bu siyasi bir konudur. Tarihi bir konu olsaydõ parlamentolar değil, birtakõm enstitüler bu konuda kararlar alõrdõ. Şimdiye kadar 22 ülke soykõrõmõ parlamentolar ve devlet düzeyinde tanõmõştõr. Bu komisyon soykõrõm olmadõ dese, yok mu sayacağõz. Niye bu 22 ülke kabul etti. Aslõnda Türk halkõ arasõnda da Ermeni katliamõ, büyük katliam ifadeleri kullanõlõyor. Talat Paşa’nõn defterlerinde bu tarihe kadar 1.5 milyon Ermeninin yaşadõğõ söyleniyor. Nereye gitti bu insanlar? Buhar olup uçtu mu? Aslõnda bugün yaşadõğõnõz problemlerin büyük bölümü de buna dayanõyor. Çünkü 1915’ten sonra yalnõzca Türklerle Kürtler kalõyor. Batõ Ermenileri Kürtlerle Türkleri dengeliyordu. Ermeniler çõkõnca iki güç karşõ karşõya kaldõ. Ermenistan bu konuda taviz vermez. Sarkisyan protokollerin imza günününde Karabağ ve soykõrõm konusunda taviz veremeyiz dedi. Ben sözüne sadõk kalacağõnõ düşünüyorum. - Diyasporayla Ermenistan’daki halkın soykırım iddiaları konusundaki tepkilerinin derecesi farklı... - Ermenistan’da bu devlet politikasõ. Dõş politikanõn en önemli gündem maddelerinden biri. Bu yüzden halk Erivan’a havale etti. Diyasporadaysa, kendi devletleri değil. Bu yüzden Ermenistan halkõ daha soğukkanlõ yaşõyor. Ermenistan-Türkiye maçını birlikte izlediğimiz Ermeni gazeteciler, maç sırasında ülkelerinin bayrağını açtı. Sarkisyan ve Gül’ün de izlediği maç çok heyecanlı geçmese de, atılan imzaların yarattığı heyecanın havası stada da yansımıştı. (Fotoğraflar: FATİH ERDOĞDU) Çakõryan: Beşiktaş’tan başka takõm tutmam Boris Navasardyan, Ermenistan’da Türkiye-Ermenistan ilişkilerinin normalleştirilmesi sürecine eleştirel yaklaşanlarõn futbol diplomasisi yerine diplomatik futbol tanõmõnõ kullandõğõnõ söylüyor. Diplomatik futboldan kasõt, taraflarõn iyi bir oyun sunmayarak topu sürekli birbirlerinin sahasõna atmalarõ. “Güzel bir futbol izleyeceğimizi umalõm” diyen Navasardyan, Karabağ konusunda Erivan’a baskõ yapmanõn ise ters tepeceği görüşünde. Navasardyan’a göre, Türkiye-Ermenistan ilişkilerinde atõlacak pozitif adõmlar, bütün bölgede normalleşme sürecini tetikleyecek. Gevorg Ter-Gabrielyan, Türkçe yayınları takip edebilmek için, evi yüksekte bulunan bir arkadaşına oturmaya gidermiş. Tarihçi Hakob Çakıryan’ın ailesi, 1968 yılında Gedikpaşa’dan Ermenistan’a göçmüş. İzzetbegoviç için 50 bin Avro SARAYBOSNA (AA) - Dõşişleri Bakanõ Ahmet Davutoğlu, Bosna Hersek’in eski lideri Aliya İzzetbegoviç’in kabrini ziyaret etti. Davutoğlu ve beraberindeki heyet, ilk olarak şehitliği ziyaret ederek dua etti. Daha sonra İzzetbegoviç’in kabrini ziyaret ederek dua okuyan Davutoğlu, kabrin hemen yanõndaki müzeyi de gezdi. İnşasõ devam eden müze ve kompleksinin tamamlanmasõnda bazõ maddi sorunlarla karşõ karşõya olunduğunu öğrenen Davutoğlu, gereken 50 bin Avro’nun Türkiye tarafõndan karşõlanmasõ için ilgili Türk yetkililere talimat verdi. Karaciç BM’ye başvurdu Dış Haberler Servisi - Lahey’de eski Yugoslavya’daki savaş suçlarõnõ incelemek üzere kurulan uluslararasõ mahkemede 26 Ekim’de yargõlanmaya başlanacak Bosnalõ Sõrp lider Radovan Karaciç, ABD temsilcisi Richard Holbrooke’un kendisine dokunulmazlõk güvencesi verdiği iddiasõnõ BM Güvenlik Konseyi’ne taşõdõ. 1992-1995 yõllarõnda binlerce Boşnak’õn öldürülmesinden sorumlu tutulan, 2 soykõrõm, 11 savaş suçundan yargõlanmasõ planlanan Karaciç gönderdiği mektupta, Holbrooke ile 1996 yõlõnda anlaşmaya vardõklarõnõ iddia etti. Holbrooke iddiayõ yalanlarken, uluslararasõ mahkeme böyle bir anlaşma olsa bile yargõlamanõn yapõlacağõ kararõnda. Medine’de H1N1 krizi Dış Haberler Servisi - Her yõl umre ve hac dönemlerinde yüz binlerce kişiyi ağõrlayan Suudi Arabistan’õn Medine kentindeki otellerin, H1N1 grip virüsü salgõnõ nedeniyle zarara uğrayacağõ bildirildi. Medine Ticaret Odasõ Turizm Komitesi üyesi Gani el Ensari, Arap News gazetesine yaptõğõ açõklamada, “domuz gribi” olarak da bilinen salgõn nedeniyle otel rezervasyonlarõnõn çoğunun iptal edilme riski bulunduğunu belirterek, 800 milyon dolarlõk zarar oluşabileceğini ifade etti. ‘Töre cinayetleri’ kitabı yayınevi buldu Dış Haberler Servisi - Almanya’da Türk aileler içinde yaşanan “töre cinayetlerini” konu alan kitap yayõnevi buldu. İslam dinine ve Kuran’a hakaretler içerdiği iddiasõ nedeniyle Droste yayõnevi tarafõndan geri çevrilen kitap, Leda Yayõnevi tarafõndan basõldõ. Kitabõ basan Leda Yayõnevi, hakaret unsuru bulmadõklarõ “Ehre, wem Ehre” (Namus, Kime Göre Namus) adlõ kitabõn yarõn satõşa sunulacağõnõ duyurdu. Dorste yayõnevi sözcüsü Nora Tichy, kitabõn yazarõ Gabriele Brinkmann’õ bazõ bölümleri değiştirmeye ikna edemediklerini açõkladõ. Yarışmayı kazanan bombayı kaptı Dış Haberler Servisi - Doğu Afrika ülkesi Somali’de dinci El Şebab örgütünün gençler için düzenlediği yarõşmada ödül olarak el bombasõ ve silah verildi. El Kaide terör örgütüyle bağlantõlõ olduğu belirtilen örgütün Ramazan ayõnda radyodan düzenlediği yarõşmaya katõlõp bilim, kültür ve Kuran ile ilgili sorularõ doğru cevaplayanlar ödüllerini törenle aldõ. 5 mahalleden gençlerin katõldõğõ yarõşmada, en büyük ödülü alan grup kalaşnikof tüfekleri, 2 el bombasõ, tanksavar mayõn ve 1000 dolar değerinde büro malzemesinin sahibi oldu. Örgüt üyelerinden Şeyh Abdullahi Elhak, ödül olarak silahõn verilmesinin amacõnõn “Somali’de Allah düşmanlarõna karşõ yürütülen savaşa katõlmalarõ için gençleri cesaretlendirmek olduğunu” ifade etti. Tahran’da deprem TAHRAN (AA) - İran’õn başkenti Tahran’da Richter ölçeğine göre 4.0 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Tahran Üniversitesi Jeofizik Enstitüsü, merkez üssü başkentin güneyi olan depremin yerel saatle 14.23’te kaydedildiğini bildirdi. Kentin güneyi, doğusu ve kuzeyinde hissedilen depremde can ve mal kaybõ bulunmuyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle