Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 18 EKİM 2009 PAZAR
4 HABERLER
DÜNYADA BUGÜN
ALİ SİRMEN
Çoruh Vadisi’nde...
Sevgili,
Pazartesi günü ve salı sabahı; Erzurum, Çoruh
Vadisi’ni gezdim.
Beş gazeteci Efes Pilsen’in davetlisi olarak,
DATUR projesi çerçevesinde yapılanları görmek için
çağırılmıştık.
Efes Pilsen, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı
(UNDP) ile Kültür ve Turizm Bakanlığı işbirliğiyle
geliştirilen ve 2007 yılında yaşama geçirilen Doğu
Anadolu Turizm Geliştirme Projesi, bölgede alternatif
turizmi geliştirmek için bölge halkını eğitmeyi,
pansiyonculuğu öğretip teşvik etmeyi de içeren,
girişimin danışmanı Erzurum Atatürk Üniversitesi
İktisat Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erol
Çakmak’ın da altını özenle çizerek belirttiği gibi,
yalnız doğrudan fiziki yatırımla sınırlı olmayan,
özellikle insana yatırıma öncelik tanıyan bir atılım.
Bölgenin fevkalade ilginç bir iklim yapısı var.
Çoruh Vadisi’nde, değişik rakımlarda değişik
iklimlerle karşılaşıyor, bazı yerlerde Akdeniz iklimini
görünce şaşırıyorsun.
Narman’ın peribacaları, bütün bölgenin değişik
jeolojik yapısının yanı sıra, Tortum Gölü ve Tortum
Şelalesi çok ilgi çekici yerler.
Yalnız bütün bölgeyi saran hidroelektrik santralı
histerisinin bir örneği de Tortum’da var. Eğer bu
mevsimde gidersen, şelale falan göremezsin. Tortum
Şelalesi’ni görmek, gölünün kıyısındaki tesiste
dinlenmek isteyenler için en elverişli mevsim bahar
ve de haziran ayı.
Erzurum’un burnunun dibindeki Çoruh Vadisi ile ilgili
ayrıntılı haritayı da içeren tafsilatlı bir broşür
hazırlanmış, tarihi yerler, anıtlar, bitki yapısı, rafting,
doğa yürüyüşü, kamping olanakları, kuş ve kelebek
izleme güzergâhı hep gösterilmiş; edinmek için DATUR
Saha Ofisi’ne başvurabilirsin (0532 606 40 96).
Projenin saha yöneticisi olarak görev yapan
Orman Mühendisi ve profesyonel dağcılık ve
kampçılık rehberi Egemen Çakır, Türkiye’nin iki kuş
göç güzergâhından biri olan bu bölgede birkaç hafta
önce, bu iş için özel olarak gelmiş olan uzman
turistlerin yüzü aşkın kuş çeşidi tespit ettiklerini
söyledi.
Yukarıda da belirttiğim gibi, bölgede alternatif
turizmi geliştirmeyi amaçlayan projenin en önemli
yönü insan yatırımı.
Bölgede pansiyonculuğun gelişmesi, lüks değil,
ama temiz ve konforlu yatakların oluşması için bu işe
başlangıçta pek yatkın olmayan muhafazakâr
çevrede insanları teşvik etmek de projenin
parçalarından biri.
Bu konuda üç örnekle karşılaştık.
Birincisi, Pehlivanlı merkezdeki Pehlivanlı
Pansiyon. Milli bir güreşçi olan sonra da geçirdiği bir
trafik kazası sonucunda tekerlekli sandalyeye
mahkûm olan Ali Koçak’ın sahibi olduğu Pehlivanlı
Pansiyon’da, (Pehlivanlı Merkez tel: 0 442 772 20 54)
pazartesi öğlen yemeğini yedik. Ayran aşı denen
çorbayı çok beğendik. Güler yüzlü Ali Koçak ile
sohbet ettik.
Tortum Şelalesi’ni gezdikten sonra gittiğimiz Uzun
Dere’de kaldığımız Natura Pansiyon (Uzun Dere
Merkez tel: 0 442 79132 99) her şeyiyle mükemmel
odaları, yatakları tertemiz, pırıl pırıl sıcak sulu
duşuyla aranan bütün konforu aynı zamanda, ev
sahiplerinin insan sıcaklığıyla sunan bir yerdi.
Nihayet, Uzun Dere’de eski bir denizci olan Rıza
Özsoy ile emekli öğretmen eşi Nezihe Özsoy’un
Rıza Pansiyonu’nda (Uzun Dere Merkez tel: 0 505
801 28 90) yediğimiz akşam yemeğiyle ertesi
sabahki kahvaltıdan söz etmek istiyorum.
Kavurma herlesi, şalgam dolması, hasuta, salata,
kuymak, lor dolması, evelik aşı, dut ve erik kaysefesi,
kızamık aşı, cevizli makarna ve yine bir nevi makarna
olan, hem tatlı hem de tuzlu olarak sunulabilen
sirondan oluşan akşam yemeği nefisti.
Katmer, peynir helvası, kaz lokması, tava ketesi,
ceviz helvası, mısır boğaçı, incir dövmesi; peynir,
zeytin, yöresel reçeller ve pekmezden oluşan sabah
kahvaltısı benim gibi bu öğünün pek düşkünü
olmayanları bile baştan çıkaracak nefasetteydi.
Bütün bunlar yarım pansiyon; yani kahvaltı bir
öğün yemek ve yatak, adam başı 50 lira ki,
İstanbul’da yalnız o bol çeşnili yemeği bu paraya
yiyemezsin.
Sana en kısa zamanda oralara gitmeni (gidilecek
ve başvurulacak yerlerin telefonlarını yukarı yazdım)
salık veririm.
Ele ele veren insanların bir amaç etrafında bir
araya gelmeleri halinde neler başaracaklarını
gördüm, ben o kısa gezide. Çoruh Vadisi ve
çevresinin doğa güzellikleri, tarihsel zenginlikleri,
hepsi bölge insanının zorunluluklarından doğan, ama
her birinde nefis tatlar bulunan yemeklerini anlatmak
için yazılmadı bu yazı.
Oraları gör, o tatları tat. Ama daha önemlisi bu
projenin insanlarını tanımak daha önemli.
Bir buçuk unutulmaz gün geçirdim Çoruh
Vadisi’nde. Oradaki insan sıcağını unutmayacağım.
Oraya bölgeyi görmek için gitmiştik, üstelik değerli
dostlar edindik.
asirmen@cumhuriyet.com.tr
AYKUT KÜÇÜKKAYA
Deniz Feneri e.V. bağlantõlõ soruş-
turma kapsamõnda Kanal 7’ye yapõlan
baskõn ardõnda birçok soru işareti bõ-
raktõ. Almanya’daki soruşturmadan 30
ay, hapis cezalarõnõn yağdõğõ davadan
13 ay sonra İstanbul’da yapõlan bas-
kõnlar, “Bu süreçte deliller karartıldı
mı” sorusunu gündeme getirdi. Al-
manya’nõn 2007 yõlõnõn ikinci yarõ-
sõndan bu yana soruşturmalarla ilgili
adli yardõm taleplerine olumlu yanõt
verilmemesi, Almanya’nõn “Asıl fa-
iller Türkiye’de” açõklamasõna kar-
şõn operasyonlarda bugüne kadar her-
hangi bir gözaltõ olayõnõn yaşanma-
masõ, AKP iktidarõna yakõn olan ka-
nal, dernek ve isimlerle ilişkili soruş-
turma üzerinde siyasi baskõ olduğu en-
dişesini daha da güçlendiriyor. Al-
manya’nõn ikinci Deniz Feneri so-
ruşturmasõnõ başlattõğõ bir ortamda
Türk savcõlarõn hâlâ Almanya’ya gi-
dememesi, bir yõllõk süreçte yalnõzca
9 kişinin ifadesinin alõnmasõ, zincirin
en önemli halkasõ olan Deniz Feneri
Derneği’nin neredeyse soruşturma
dõşõnda tutulmasõ, ortaya basõn men-
suplarõnõn baskõnlar sõrasõnda poğaçalõ-
çaylõ misafir edildiği manzaralarõn
çõkmasõna neden oluyor. CHP lideri
Deniz Baykal’õn İstanbul’daki şir-
ketlere yönelik baskõnõn ardõndan
yaptõğõ, “Siz orada mahkûmiyete ne-
den olacak belge olmasına ihtimal
veriyor musunuz? Minareyi çalan
kılıfını çoktan hazırladı, gitti yer-
leştirdi, aldı götürdü” açõklamasõ
ise yaşanan süreci özetliyor.
Hisse operasyonu
İki buçuk yõldõr yaşanan bir dizi ge-
lişme ise Baykal’õ doğrular nitelik ta-
şõyor. Almanya’daki süreç 25 Nisan
2007 tarihinde başlamõştõ. Frank-
furt’ta Euro 7 ve Deniz Feneri e.V.’ye
yapõlan baskõnlarõn ardõndan Anka-
ra’da adli makamlar harekete geçme-
yince Türkiye’de önemli gelişmeler
yaşandõ. Örneğin; Almanya’daki ope-
rasyondan sadece bir ay sonra 21
Mayõs 2007 tarihinde Deniz Fene-
ri’nden 400 bin Avro’nun aktarõldõğõ
Haliç Deniz’de hisse operasyonu ya-
põldõ. Deniz Feneri e.V. davasõnda 6
yõl hapis cezasõ alan Mehmet Gürhan
hapisteyken Kanal 7 Yönetim Kuru-
lu Başkanõ Zekeriya Karaman adõ-
na düzenlenen sahte vekâletnameyle
Gürhan’õn 50 bin TL’lik hissesi diğer
faillerden Kanal 7 yöneticisi İsmail
Karahan’a devredildi. Gürhan aynõ gün
şirketin genel müdürlüğünden istifa et-
tirildi. Gürhan’la birlikte yargõlanan
Deniz Feneri e.V.’nin son başkanõ
Mehmet Taşkan, Gürhan’dan 4 ay
sonra Ağustos 2007’de Almanya’da
tutuklanmõştõ. Tutuklanmadan bir ay
önce Deniz Feneri soruşturmasõnõn ha-
zõrlõk dosyasõyla önceki gün basõlan
Kanal 7’ye gelen Taşkan, dosyayõ
Karaman’a teslim etmişti. Anka-
ra’daki savcõlardan bir yõlõ aşkõn süre
önce dava dosyasõna ulaşan Kara-
man, Alman makamlarõnõn “yardım
makbuzlarının gerçekliğinden şüp-
helendiğini” bizzat davanõn tutuklu sa-
nõğõnõn ağzõndan öğrenmişti.
Şirketler tasfiye edildi
Yine bu süreçte Almanya, Deniz Fe-
neri e.V. ile bağlantõlõ çok sayõda şir-
ketin adresini Türkiye’ye bildirdi;
şirketlerin aranmasõnõ istedi. Çok sa-
yõda şirket belirtilen adreslerinde bu-
lunamadõ. Kanal 7’nin yayõncõsõ Ye-
ni Dünya İletişim ise 2008 yõlõnda tas-
fiye edildi. Şirketin 14 milyon 600 bin
TL’lik sermayesi 400 bin TL’ye in-
dirilirken kalan miktar Almanya’nõn
asõl failler diye nitelendirdiği isimler
Karaman, Karahan, Mustafa Çelik
arasõnda paylaştõrõldõ.
Tüm bu gelişmeler yaşanõrken Al-
manya davayõ 13 ay önce sonuçlan-
dõrdõ ve Deniz Feneri e.V. yönetici-
lerine hapis cezasõ yağdõrdõ. Ankara,
ise ancak İşçi Partisi’nin suç duyurusu
üzerine harekete geçerek dosyayõ 25
Eylül 2008 tarihinde Almanya’dan ta-
lep etti. Almanya bu süreçte ikinci
Deniz Feneri soruşturmasõnõ başla-
tõrken Türkiye, aylarca ilk önce dos-
yayõ, sonrasõnda, gelen dosyanõn ter-
cümesini bekledi. Alman makamla-
rõ ikinci Deniz Feneri soruşturmasõ
kapsamõnda Türkiye’de 16 kişiyi
sorgulamak istedi. Ancak bõrakõn
Almanya’yõ, Türk savcõlarõ bile hâ-
lâ malvarlõğõna tedbir konulan 18 ki-
şinin tamamõnõn ifadesini alamadõ.
Deniz Feneri soruşturmasõ kapsamõnda gerçekleştirilen operasyonlarda bugüne kadar gözaltõ
olayõnõn yaşanmamasõ iktidara yakõn olan kanal, dernek ve isimlerle ilişkili soruşturma üzerinde
siyasi baskõ olduğu endişesini güçlendiriyor. CHP lideri Baykal’õn “Siz orada mahkûmiyete neden
olacak belge olmasõna ihtimal veriyor musunuz? Minareyi çalan kõlõfõnõ çoktan hazõrladõ” dedi.
EFG’NİN ÖNGÖRÜSÜ:
Piyasa ‘erken
seçim’bekliyor
MURAT KIŞLALI
ANKARA - EFG İstanbul Yatõ-
rõm, AKP’nin Kasõm 2010 veya
Mart-Nisan 2011’de erken seçime
gideceğini öngördü. EFG Yatõ-
rõm’õn “Özel Not”unda “AKP yö-
netimi seçmen tabanının gittikçe
daha fazla eriyeceğini görürse,
seçimleri tahminimizden bile ön-
ce yapmaya karar verebilir” de-
nildi.
EFG İstanbul Yatõrõm’õn 16
Ekim 2009 tarih ve “Seçimleri ko-
nuşmak için ‘çok erken’ değil; se-
çimler ekonomik politikaları be-
lirliyor” başlõklõ “Özel Not”unda,
sõradaki genel seçimin normal ola-
rak Temmuz 2011’de yapõlmasõ ge-
rektiği anõmsatõlarak “Bununla
birlikte, biz seçimlerin normal
tarihinden önce yapılacağı görü-
şünü taşıyoruz. Seçimlerin Kasım
2010 veya Mart-Nisan 2011’de
yapılacağını düşünüyoruz” denil-
di. Özel Notta şu ifadelere yer ve-
rildi:
Güçlü bir alternatif yokluğuna
karşõn, gelecek seçimlerin AKP
için kolay bir zafer olmayacağõ or-
tada.
İşsizlik oranlarõnda veya reel
ücretlerde keskin bir düzelme ol-
mayacak.
Son anketler AKP oylarının
yüzde 35-36 civarında seyrettiği-
ni gösteriyor. Bu oranlar kritik se-
viyede, çünkü yüzde 35-36 seviye-
si, ülke genelindeki yüzde 10’luk
barajõ geçecek parti sayõsõna bağlõ
olarak, bir partinin tek başõna ikti-
dar olmasõ için yeterli olmayabilir.
BAKAN ERGİN’DEN SAVUNMA
Fener’de suçlu
Almanya’ymış
AYŞE SAYIN
ANKARA - Adalet
Bakan Sadullah Ergin,
Deniz Feneri davasõyla
ilgili Almanya’nõn “ad-
li yardım” talebinin ba-
kanlõğõ tarafõndan ge-
ciktirilmediğini savu-
nurken oluşan 4 aylõk
gecikmeden de Alman
makamlarõnõ sorumlu
tuttu.
Ergin, MHP Mersin
Milletvekili ve Grup
Başkanvekili Mehmet
Şandır’õn soru önerge-
sine verdiği yanõtta, so-
ruşturmanõn “gecikti-
rildiği” yönündeki eleş-
tiriler konusunda topu
Alman makamlarõna ve
soruşturmayõ yürüten
Ankara Cumhuriyet
Başsavcõlõğõ’na attõ.
Deniz Feneri davasõy-
la ilgili Ankara Cumuh-
riyet Başsavcõlõğõ ve
Frankurt Bölge Mahke-
mesi savcõlõğõnõn Adalet
Bakanlõğõ’ndan “adli
yardım” talebinde bu-
lunduğuna dikkat çeken
Ergin, Ankara Cumhu-
riyet Başsavcõlõğõ tara-
fõndan yürütülen soruş-
turma kapsamõnda, baş-
savcõlõkça Alman ma-
kamlarõndan bilgi ve bel-
ge sağlanmasõna yönelik
düzenlenen adli yardõm
evrakõnõn Almanca ter-
cümeyle birlikte 25 Ey-
lül 2008 tarihinde ba-
kanlõğa ulaştõğõnõ, ba-
kanlõğõn da 1 gün sonra
26 Eylül tarihli yazõyla
Frankurt Başkonsolos-
luğu’na gönderdiğini bil-
dirdi. Bakanlõğõnõn 20
ve 30 Ekim 2008 tarih-
lerinde iki ayrõ yazõyla
Alman yetkili makam-
larõ nezdinde girişimde
bulunularak, adli yar-
dõm talebine ilişkin ya-
nõtõn çabuklaştõrõlmasõnõ
istediklerini belirten Er-
gin, şunlarõ kaydetti:
“Alman yetkili ma-
kamlarından istenilen
evrak, Dışişleri Ba-
kanlığı’nın 24/2/2009
tarihli yazısı ekinde
bakanlığımıza ulaşmış
olup, aynı günlü yazı-
mız ekinde Ankara
Cumhuriyet Başsavcı-
lığı’na kuryeyle teslim
edilmiştir. Daha önce-
den benzer şekilde ta-
lep edilen adli yardım
evrakıyla ilgili olarak
cevaplar, 5-6 aydan
önce bakanlığımıza
ulaşmamakta olup, ba-
zı durumlarda bu süre
1 yıla kadar çıkabil-
mektedir. Evrakın iş-
lemi ivedilikle yapıl-
mış olup, bilgi ve belge
temini talebine ilişkin
evrakın Alman ma-
kamlarınca ikmal edi-
lerek, büyükelçiliği-
mize ulaştırılması 4 ayı
bulmuştur. Diğer ta-
raftan, Ankara Cum-
huriyet Başsavcılı-
ğı’nın adli yardım ta-
lebine cevaben alınan
evrakın tercüme etti-
rilmesi, soruşturmayı
yürüten Ankara Cum-
huriyet Başsavcılı-
ğı’nın görev ve yetkisi
dahilinde bulunmak-
tadır.”
İstanbul Haber Servisi - Ankara Cum-
huriyet Savcõlõğõ’nõn talimatõ doğrultu-
sunda Deniz Feneri soruşturmasõ kapsa-
mõnda önceki gün Kanal 7’nin Eyüp’te-
ki merkez binasõnda başlattõğõ arama dün
de devam etti. Gözaltõnõn olmadõğõ ve 2
gündür süren operasyonda eski RTÜK
Başkanõ Zahid Akman ile Kanal 7’nin
Deniz Feneri dernek bağlantõsõnõ ortaya
koyan belgeler aranõyor.
Kanal 7’nin merkez binasõna dün sa-
bah saatlerinde gelen 5 polis, gün boyunca
harddisk kopyalama işlemlerine devam et-
ti. Muhasebe, idari işler ve personel dos-
yalarõnõ kapsayan aramalar sõrasõnda ba-
zõ bilgisayarlara da el konulduğu öğrenildi.
Kanal 7 yöneticileri, arama hakkõnda
açõklama yapõlmayacağõnõ, önceki gün ya-
põlan açõklamanõn arkasõnda olduklarõnõ
söylediler. Geçen günlerde, İstanbul’da-
ki bir giyim firmasõnõn sahibi Y.T, “ta-
nık” sõfatõyla Deniz Feneri e.V. bağlan-
tõlõ soruşturmayõ yürüten savcõ Nadi Tür-
kaslan’a Ankara Adalet Sarayõ’nda ifa-
de vermişti. Y.T’nin “Almanya’daki
Deniz Feneri e.V Derneği tarafından alı-
nan giyim eşyalarının Almanya yerine,
soruşturmada adı geçen Kanal 7 tel-
evizyonunun İstanbul’daki binasına
neden teslim edildiği”ne ilişkin soruya,
“eşyaları alan kişilerin, televizyon ka-
nalının adresini verdikleri için teslimatı
buraya yaptıkları” yanõtõnõ vermişti.
Bakan Ergin, polis, savcı ve mahkeme heyetinin gezi düzenlemesinin yansızlığı zedelemediğini savundu
‘Ergenekonfotoğrafõolağan’
İLHAN TAŞCI
ANKARA - Adalet Bakanõ Sadullah
Ergin, Ergenekon operasyonunu ger-
çekleştiren polis, iddianameyi hazõrlayan
savcõlar ve davayõ yürüten mahkeme he-
yeti üyelerinin boğaz gezisi düzenleyip,
yemek yediklerine ilişkin fotoğraflarõn
yargõnõn yansõzlõğõnõ zedelemediğini
savunarak, “Bir araya gelmiş olmala-
rı olağanüstü bir şey olarak değer-
lendirilemez” dedi.
Bakan Ergin, hâkimevinde bir grup ga-
zeteciyle bir araya gelerek, sorularõ ya-
nõtladõ. İmralõ Adasõ’na “fazla uzak ol-
mayan bir tarihte” nakillerin gerçek-
leşeceğini belirten Ergin, “Eli kula-
ğında. Farklı yerlerden sevkler yapı-
lacak” dedi. Nakledilecek kişilerin isim
bazõnda henüz belirlenmediğini anlatan
Ergin, ziyaretçilere eziyet olmayacak ve
güvenlik ölçütlerine göre nakil yapõla-
caklarõn belirleneceğini kaydetti.
‘Dinlemeden çekiniyorum’
Bir gazetecinin toplumun genelinde-
ki gibi kendisinin de dinlenme korkusu
yaşayõp yaşamadõğõnõ sormasõ üzerine
Adalet Bakanõ şu yanõtõ verdi:
“Mahkemelerden alınan gerek din-
leme, gerekse teknik takip ile ilgili ola-
rak 5 yıl öncesine göre daha güven-
deyiz. Çünkü Telekomünikasyon İle-
tişim Başkanlığı’nın (TİB) kuruluş ya-
sası çıktıktan sonra daha güvenli ol-
duğu kanaatindeyim. Ondan önce
suiistimale açıktı. Şu an oldukça güç-
lü bir denetim yapısı var. TİB, dinle-
meye ilişkin mahkeme kararına ba-
kıyor. TİB’in itirazları nedeniyle din-
leme yapılmayan olay da çok. Çünkü
TİB uygun gördüğünde dinlemeye ge-
çiliyor. Yasadan öncesini ise anlatmak
istemiyorum. Yasa sonrasında ken-
dimi daha güvende hissediyorum.
Ama iletişim kayıt sistemlerinin ge-
lişmesinden kaynaklı ortam dinle-
meleri, yasadışı dinlemeler var ise
bunlardan herkes gibi ben de çekini-
yorum.”
‘Fotoğraf etik’
Adalet Bakanõ Ergin, Ergenekon ope-
rasyonunu gerçekleştiren polis, iddia-
nameyi hazõrlayan savcõlar ve davayõ yü-
rüten mahkeme heyeti üyelerinin boğaz
gezisi düzenleyip, yemek yediklerine iliş-
kin fotoğraflar konusunda ise şu değer-
lendirmeyi yaptõ:
“Bu yargı çalışanları, çalıştıkları
mekân itibarıyla ve yaptıkları işin ge-
reği kollukla da sürekli beraber çalı-
şıyorlar. Bu anlamda bir yemekte
bir araya gelmiş olmaları, yapılmış
olan yayınlardaki gibi çok olağanüs-
tü bir şey olarak değerlendirilemez.
Yargılamayı yapanlarla yargılanan-
lar bir araya gelirse, sorulması gere-
ken, istifham (soru) uyandıran ko-
nular gündeme gelir. Yargı mensup-
ları gerekli titizliği de gösteriyor.
Yansız olduklarına inancı sarsacak
hareketlerde bulunmamaları esastır.
Ben son hadiseyi de bu inancı sarsa-
cak hadise olarak değerlendirmiyo-
rum. Hâkim savcılarla kolluk gücü-
nün açık yemekte buluşmaları bana
göre bu anlamda etik kuralları zor-
layan bir olay değil.”
Eski bir siyasi parti lideri de olan
Cem Uzan’õn Türkiye’deki “siyasi
baskılar” nedeniyle Fransa’dan siya-
si sõğõnma talebinde bulunmasõnõ nasõl
değerlendirdiğinin sorulmasõ üzerine Er-
gin, “Kendisinin bileceği bir şey. Bu-
rada devam eden davaları var. Tür-
kiye’deki mahkemelerde açılan da-
vaların hangi olaylar üzerine açıldı-
ğı belli. Geçmişte ortaya çıkan mağ-
durlar, kamunun, devletin uğratıldığı
zararlar var bunu siyasi baskı mı
yoksa mahkemelerde açılan dava-
lardan mı olup olmadığını kamuoyu
değerlendirir” diye konuştu.
Adalet Bakanõ Sadullah Ergin, “Bir
araya gelmiş olmalarõ olağanüstü bir şey
olarak değerlendirilemez. Yemekte
buluşmalarõ etik kurallarõ zorlayan bir
olay değil” dedi. Ergin, telefon
dinlemelerine ilişkin ise “ortam
dinlemelerinden çekindiğini” söyledi.
Kanal 7’ye düzenlenen baskõnõn aylar sonra yapõlmasõ soru işaretlerini beraberinde getirdi
‘Deliller karartõldõ’ kuşkusu
Kanal 7’nin merkez binasõna dün sabah saatlerinde gelen 5 kişilik
polis ekibi, gün boyunca harddisk kopyalama işlemlerini sürdürdü
Aramalar devam ediyor
SP lideri Numan Kurtulmuş,
“Acaba demokratik açılım
konusunda mektupla haberleşmeyi doğru dürüst bir şekilde yönetecekler mi? Yönetmeyecekler
mi? Beyler bunu tartışıyorlar. El insaf. Aklınızı başınıza alın, siyaseti ciddiyetle yapın” de-
di. Kurtulmuş, Selçuklu Belediyesi Uluslararası Spor ve Kongre Merkezi’de düzenlenen, “Mil-
li Görüş’ün 40. Yılı Kutlamaları” programına katıldı. Etkinlikte, eski başbakanlardan Nec-
mettin Erbakan’ın ve eski SP Genel Başkanı Recai Kutan da yer aldı. (Fotoğraf: AA)
ERBAKAN MİLLİ GÖRÜŞ ETKİNLİĞİNDE