25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 26 OCAK 2009 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 Unutma, Hesap Sor... Ocak ayı büyük kayıplar, derin acılar ayı oldu... 31 Ocak 1990 akşamında Muammer Aksoy Ankara’daki evinin önünde uğradığı silahlı saldırıda öldürüldü. 30 Aralık 1994’te İstanbul Taksim’de The Marmara Otelinde patlayan bomba sonucunda ağır yaralanan Onat Kutlar, 11 Ocak 1995’te yaşamını yitirdi. Sonra Uğur Mumcu, sonra Hrant Dink... CHP İstanbul Milletvekili Çetin Soysal, geçen hafta TBMM kürsüsünde “demokrasi şehitleri”ni anarken, “Unutma, hesap sor” çağrısı yaptı: “Katiller bulunabildi mi, suçlulardan hesap sorulabildi mi? Ne yazık ki hayır. Uğur Mumcu 16 yıl önce, hain bir suikast sonucu aramızdan ayrıldı. Ne yazık ki kalemi gibi dimdik yaşayan, soyadı gibi etrafını aydınlatan Uğur Mumcu’nun katilleri bulunamadı ve onsuz geçen 16 yılda Mumcu’nun ne kadar haklı olduğunu bir kez daha gördük. Yine bir kış günü İstanbul’da Agos gazetesi önünde Hrant Dink hain kurşunlara hedef oldu. Açık sözlü, yürekli, sevecen, uzlaştırıcı kişiliğiyle Hrant Dink, hayatımızda eksilen renklerden biridir. Karanlığın üzerine kalemlerle, kitaplarla yürünmelidir. Düşün adamlarımız, aydınlarımız teröre, faili meçhul cinayetlere feda edilmemelidir ve karanlıklar mutlaka aydınlığa kavuşturulmalıdır. Uğur Mumcu’lar, Çetin Emeç’ler, Muammer Aksoy’lar, Bahriye Üçok’lar, Gaffar Okkan’lar, Turan Dursun’lar, Hrant Dink’ler, Ahmet Taner Kışlalı’lar… Ve bizler onları unutmadık, unutmayacağız. Bu olaylara yenilerinin eklenmesini istemiyorsak hatırlamak, hatırlatmak ve hesap sormak zorundayız, karanlığın sis perdesini ortadan kaldırmak zorundayız.” TRT, Hrant Dink ayıbını temizledi mi? Hrant Dink’i ölümünün 2. yılında anıyoruz. Bu herkesin “bildiği”, ancak bilmezden geldiği, katilin adıyla sanıyla önceden ihbar edildiği cinayet -Marquez’in Kırmızı Pazartesi kitabındaki gibi- sessiz seyircilerin önünde göz göre göre işlendi. TBMM İnsan Hakları Komisyonu içinde oluşturulan Hrant Dink alt komisyonu cinayeti inceledi. Başkan Mehmet Ocakden “İhmalin en büyük olduğu yer, Emniyet’in hem Trabzon, hem İstanbul ayağı ve Trabzon Jandarma” dedi. Başbakanlık Teftiş Kurulu “İhmal var” dedi. İhmaller zinciri itiraf edildi de ne oldu? TRT ekranlarından Hrant Dink’e saldırılar sürmedi mi? TRT-1’deki “Şahların Labirenti” isimli belgeselde Maraş katliamı anlatılırken, olayın failleri arasında Hrant Dink de gösterildi. Belgeselde, bir zamanlar bu katliamın bir numaralı sanığı olarak yargılanan ülkücü Ökkeş Şendiller’e mikrofon uzatıldı. Şendiller, Maraş’ta yaşananların bir “Alevi-Sünni çatışması” olmadığını, işin içinde “Hrant Dink ve arkadaşlarının kurduğu sol örgütlerin bulunduğunu” söyledi. Artık çalışanların “memur değil gazeteci(!)” olduğu TRT, Hrant Dink’e karşı bu pervasız saldırıların platformu olmadı mı? Tuncay Güney’i saatlerce ekranda konuşturan TRT yöneticileri, tepkiler üzerine paniğe kapılıp “cevap hakkı” kullanmak isteyenlere ekranların açık olduğunu yineleyip durmuştu ya; sahi, Hrant Dink’in ailesine, avukatlarına “cevap hakkı” için ekranlar açıldı mı? Sözü Haber- Sen Yönetim Kurulu’nun açıklamasına bırakalım: “TRT haberleri-programları, her geçen gün daha şuursuz, daha sorumsuz bir şekilde hazırlanmaya başladı. Daha birkaç hafta önce de, Maraş katliamını, davanın bir numaralı sanığı olarak yargılanan bir kişiye anlattırmış, Hrant Dink’i Maraş katliamının suçlusu ilan etmişlerdi. Dink ailesinin düzeltme ve cevap hakkını kullanmasına bile izin vermediler. TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin ile Haber ve Spor Yayınları Dairesi Başkanı Ahmet Çavuşoğlu gazetelere verdikleri demeçlerde ‘TRT muhabirleri önceden memurdu, şimdi gazetecilik yapıyor’ demişler. Bunu söyleyenler önce kendilerini sorgulasınlar, gazetecilikle tetikçiliği karıştırmasınlar...” AB diyetinin sırrı AKP İstanbul Milletvekili Egemen Bağış’ın Devlet Bakanlığı ve AB Başmüzakereciliği’ne getirilmesi, gündemin “Ergenekon dalgaları”na odaklanması nedeniyle yeterince değerlendirilmedi. Bağış, sessiz sedasız başmüzakereciliği Dışişleri Bakanı Ali Babacan’dan kapıp, Devlet Bakanlığı koltuğuna da oturdu. Bağış, geçen hafta da henüz “çiçeği burnunda”yken, Brüksel’e hızlı bir tur yaptı, dönüşte de AB “reçetesini” açıklayıverdi: “AB bizim için bir diyetisyen gibi. Hepimiz sağlıklı olmak, zayıflamak isteriz ve bunun gerekliliğini biliriz ama bunu bazen kendi irademizle yapmak zor olur. Elimizdeki reçete, diğer ülkeler için denenmiş ve işe yaramış bir reçete.” Bağış, geçen hafta da TBMM Uyum Komisyonu üyelerine bilgi verdi. CHP İstanbul milletvekili Algan Hacaloğlu, “AB’yi, Türkiye’nin diyetisyeni olarak tanımladınız. ‘Masör’ deseniz anlarım...” diye reçeteyi eleştirirken, Bağış uzun uzun açıklamaya girişti: “Hepimiz daha sağlıklı bir hayat sürebilmek için kilo vermemiz, düzenli spor yapmamız, yediklerimize dikkat etmemiz gerektiğini biliyoruz. Ama bunu kendi irademizle yapmakta biraz zorlanıyoruz. Çünkü her zaman kalorisi yüksek gıdalar daha çekicidir. Spor yapmaktan çok, televizyonun karşısında uzanıp keyif yapmak daha çekicidir. Sağlık konusunda bir tedirginlik yaşadığımızda, bir doktora veya diyetisyene gittiğimizde, elimize bir reçete verdikleri zaman, onu uygularsak, bu o doktorun hayatını daha dinamikleştirmez. Ama o hastanın hayatını daha güzelleştirir. Ben, AB’nin siyasi ve ekonomik kriterlerini böyle bir reçete, bir diyetisyen reçetesine benzettiğim için bu benzetmeyi yapıyorum. Diyetisyenin de sağlıksız olabileceği, fazla kilosu olabileceği, kalp damarının bir kısmının kapalı olabileceği, reçetenin iyi olmadığı anlamına gelmez.” Peki Bağış’ın bu engin “diyet” ve “diyet psikolojisi”yle ilgili geniş bilgisi nereden geliyor dersiniz? 23 Kasım 2006 tarihli Takvim gazetesindeki “Kilolar gitti, saçlar geldi” başlıklı haberi şöyle: “AK Partili Egemen Bağış, önce diyet yapıp 7 ayda 19 kilo verdi. Sonra saç ektirip görünümünü baştan aşağı değiştirdi. AKP MKYK, yönetime yeni seçilen isimlerle toplanıp yeni döneme girerken, Egemen Bağış da yeni görüntüsüyle dikkatleri üzerine çekti. Bir süre önce ciddi bir rejim programına girerek fazla kilolarından kurtulan Bağış, yeni çıkan saçlarıyla daha da genç bir görünüme kavuştu.” “Anket yaptırmadım” Eski Çankaya Belediye Başkanı Haydar Yılmaz, CHP’den Çankaya belediye başkan adayı olamayacağını anlayınca aday adaylığından çekilmişti. Yılmaz, geçen hafta köşemizde yayımlanan partiye ihtarname göndererek adaylıktan çekildiği ve bu süreçte “AKP’den aday olsam mı?” diye anket yaptırdığı söylentileriyle ilgili bir açıklama gönderdi. Yılmaz, “partiye ihtarname değil, avukatı vasıtasıyla adaylıktan çekilme yazısı gönderdiğini” bildirdi. “AKP’den aday olsam mı?” diye anket yaptırdığı söylentilerini “iftira” olarak nitelendiren Yılmaz, “Kimlerin, ne amaçla anketler yaptırdığını bilemem. Bu tür anketler yapıldığını, vatandaşlardan gelen telefonlar üzerine öğrendim. Bir CHP’li olarak, üstlendiğim partili olma sorumluluğuyla, partimizin yerel seçimlerde tüm Türkiye’de zaferle ayrılması için yine partimin yanındayım” dedi. Türey Köse, Ayşe Sayın, Emine Kaplan parlamentokulisi@gmail.com AKP, yeni yönetimle doğrudan temas kurabilmek için umudunu uluslararasõ toplantõlara bağladõ ABD’ye yakõn markaj OBAMA’YI KUTLADI ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Tayyip Erdoğan, ABD Başkanõ Ba- rack Obama’ya göreve başla- masõ dolayõsõyla kutlama mesajõ gönderdi. Erdoğan, mesajõnda “Yemin töreninizde verdiğiniz olumlu mesajlar, dost ve müt- tefik ülkelerle ilişkiler ve tran- satlantik ittifak açısından ce- saretlendiricidir. Özellikle çok taraflılık temelinde ve diya- loğa açık politikalar izleyece- ğinizi bir kez daha teyit et- meniz, dünyanın karşı karşı- ya olduğu sınamaların üste- sinden gelinmesi ile küresel barış ve güvenin tesis edilme- si için umut vaat etmektedir” dedi. Erdoğan, “ortak değerler ve vizyona sahip” olan Türki- ye ile ABD arasõndaki ilişkile- rin ve stratejik ortaklõğõn güç- lendirilerek korunmasõnõn, böl- gesel ve küresel barõş ve istik- rar açõsõndan da önem taşõdõğõ- nõ vurguladõ. Erdoğan, 6-7 Ni- san’da İstanbul’da düzenlenecek Medeniyetler İttifakõ İkinci Fo- rumu’na katõlõm için Obama’ya yaptõğõ daveti de yineledi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - ABD’de Barack Obama’nõn resmen göreve başlamasõndan sonra, AKP hü- kümeti yeni ABD yönetimi ile doğrudan temas kurabil- mek için umudunu uluslarara- sõ toplantõlara bağladõ. 4 Kasõm seçimlerinden sonra, Obama ve yakõn ekibi ile ikili düzeyde yüz yüze hiçbir temas gerçek- leştiremeyen AKP hükümeti, hem yeni ABD Başkanõ hem de ABD kabinesinin önde ge- len isimleri ile yüz yüze görü- şebilmek için dikkatini, Da- vos’ta 28 Ocak-Şubat tarihle- ri arasõnda yapõlacak Dünya Ekonomik Forumu toplantõsõ- na, 1-4 Nisan tarihlerindeki Strasbourg’daki NATO zirve- sine ve 30 Nisan’da gerçek- leştirilecek olan G-20 toplan- tõsõna çevirdi. Edinilen bilgilere göre, AKP hükümetinin önündeki ilk ulus- lararasõ toplantõ Davos’ta ger- çekleştirilecek. Buradaki top- lantõya Türkiye adõna Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Dev- let Bakanõ Mehmet Şimşek ile Dõşişleri Bakanõ Ali Baba- can’õn katõlmasõ bekleniyor. Obama’nin Davos’a gelme- yeceği büyük ölçüde kesinle- şirken, foruma yeni ABD yö- netimden katõlacak bakanlarla Şimşek ya da Babacan’õn bir araya gelmesi söz konusu ola- bilecek. Dõşişleri Bakanõ Hillary Clinton’õn toplantõya katõl- masõ durumunda, Babacan ile ikili bir görüşme yapmasõna da kesin gözüyle bakõlõyor. Ba- bacan önceki gün Clinton’õ telefonla aramõş ve “yakın zamanda bir araya gelmek” için mutabõk kalmõşlardõ. İkin- ci randevu olasõğõ da 1-4 Nisan tarihlerinde Strasbourg’ta ya- põlacak NATO devlet ve hü- kümet başkanlarõ zirvesi için söz konusu olacak. Kanadoğlu, yargõnõn yürütmenin etkisi altõnda olduğunu söyledi, Gül’ün yemeğini eleştirdi GÜRSU KUNT ANTALYA - Yargõtay Onursal Başsavcõsõ Sabih Kanadoğlu, Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül’ün yasama, yürütme ve yargõ organ- larõnõn başkanlarõna verdiği ye- meğin, güçler ayrõlõğõ ilkesine aykõrõ olduğunu söyledi. Kana- doğlu, yargõnõn bağõmsõz olma- dõğõnõ ifade etti. Antalya Barosu tarafõndan Uğur Mumcu Özel Ödülü verilen Ka- nadoğlu, tören öncesi gazetecile- rin sorularõnõ yanõtladõ. Hiçbir gücün Türkiye’yi herhangi bir diktanõn esareti altõna sokmaya ce- saret edemeyeceğini belirten Ka- nadoğlu, Gül’ün yasama, yürütme ve yargõ organlarõnõn başkanlarõ- na verdiği yemek için “Bu, do- laylı olarak yargının egemenli- ğine yapılmış bir saldırıdır” di- ye konuştu. Kanadoğlu, törende yaptõğõ konuşmada ise hukuk devleti ve yargõ bağõmsõzlõğõnõn demokrasinin vazgeçilmez koşu- lu olduğunu ancak bugün gelinen noktada, yargõ bağõmsõzlõğõndan söz etmenin mümkün olmadõğõnõ vurguladõ. Kanadoğlu, “Yargı, yüksek mahkemeler hariç ba- ğımsız değildir. Yürütmenin et- kisi altındadır” dedi. Yargıtay Onursal Başsavcısı Kanadoğlu’na Antalya Ba- rosu tarafından Uğur Mumcu Özel Ödülü verildi. (AA) ‘Yargı bağımsızlığı zedelendi’ Erdoğan: Ortaklığımız korunsun Obama ve yakõn ekibi ile ikili düzeyde yüz yüze hiçbir temas gerçekleştiremeyen AKP hükümeti bütün dikkatini, Davos’ta yapõlacak Dünya Ekonomik Forumu toplantõsõna, Strasbourg’daki NATO zirvesine ve G-20 toplantõsõna çevirdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle