25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 26 OCAK 2009 PAZARTESİ 2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER AÇI MÜMTAZ SOYSAL Mutluluk Ölçüsü MİLLİYET “Yeni Ekonomi Vakfı” adlı bir yaban- cı düşünce kuruluşunun “Avrupa Sosyal Araştır- maları” başlığıyla yaptığı kamuoyu araştırmasının sonuçlarını yansıtmış. Mutluluk sıralamasının başında Danimarka geliyor. Böyle olduğu için, ga- zete “Mutlu Danimarkalı kızlar fotoğrafı” denebile- cek bir de resim basmış haberin altına: Güneşli bir günde Baltık’ta tekne gezintisine çıkmış mayolu sa- rışın kızlar: Gülen ya da şarkı söyleyen ağızlar ku- laklara varmış. Sonuncu ise, Karadeniz komşumuz Ukrayna. Mutsuzluğun resmi yok. Ölçüt, yani bir durumu ölçüp yargıya varmak için kullanılan ilke ya da kavram, eski adıyla “kıstas”, kendini iyi durumda görmek ya da görmemekmiş. Vakfa göre, sırf parayla ölçülen gelir düzeyi falan gibi ölçütler tam fikir vermiyormuş. Ulusal serve- tin nasıl bölüşüldüğü, özellikle de bunun sosyal so- nuçları önemliymiş. Ama, yine de listenin tepelerine bakınca, yok- lanan 22 ülke arasında Danimarka’dan sonra ipi göğüsleyenler sırayla Norveç, İsviçre ve İsveç. Yani, Avrupa’nın kişi başına en yüksek gelire sa- hip ülkeleri. Norveç ve İsviçre’den de anlaşılacağı gibi, an- ket AB dışında bazı ülkeleri de kapsıyor. Buna karşılık, Yunanistan, Romanya, Malta, Letonya fa- lan yok. Türkiye de kapsam dışı. Yoklansaydı, ortaya ko- nan ölçütle hangi sıraya gireceğini kestirmek zor- dur. Yoksulun yoksulu olduğu halde “Elhamdülil- lah, çok şükür” diyenlerimiz bir hayli olduğu gibi, servete boğulmuş haldeyken gün boyu yakınıp du- ranlarımız da çoktur. Üstüne üstlük, “mutlu kızlar” fotoğrafını göster- seniz, “Ama denizleri resimde kapkara çıkmış, oy- sa bizim denizlerimizde mavinin kaç türlüsü var” di- yenlerimiz de çıkacaktır. Kamuoyu yoklamaları, örnekleme ne kadar in- ce elenip sık dokunmuş olursa olsun, elbet bü- yük çoğunluğun ruh halini yansıtır. Ama, herkesin ölçütü kendinedir. Ayrıca, bizimki gibi dünyanın en güzel, ama en belalı coğrafyasında yer alan, tsu- namisi olmasa bile art arda gelen dalgaları bol olan bir ülkede, mutluluk ölçütü hep değişken kalır. Şu günlerde şehit haberi duymadıkça, akıl almaz ih- mallerden doğan nafile ölümlü kazaları okumadıkça, sabahın köründe kapımız çalınmadıkça mutlu- luğumuza halel gelmediğini düşünürüz. Yine de, bir yerlerde Onuncu Yıl Marşı söylenirken vaktiyle yaşanmış mutlulukların daha göğüs ka- bartıcı olduğunu aklımızdan geçirirken evlatlarımızın mutsuz olabilecekleri bir geleceğin karanlığı çöker üstümüze ve üzülürüz. Belki de, bizimki gibi bir ül- kede mutluluğun ve mutsuzluğun ölçütü, devrim- ci cumhuriyeti yaşatmak için bir şeyler yapıyor olup olmamaktır. Ü lkemiz son za- manlarda Erge- nekon adõ veri- len bir operasyonun dalgalarõ altõnda bir korku ve kuşku süreci yaşamaktadõr. Bir yoruma göre hu- kuki olmaktan çok si- yasi motifler taşõyan bu gelişme ABD’nin BOP projesinin uygu- lanmasõna ilişkin hal- kalardan birisidir. Bu öngörüye göre Türkiye’de õlõmlõ İs- lam devleti modeli ya- şama geçirilecek ve Türkiye dünyanõn ener- ji deposu Ortadoğu’da emperyalist çõkarlarõn bekçiliğini yaparak böl- genin İslam devletle- rini denetim altõnda tu- tacaktõr. Türkiye’de ku- rulacak İslam devleti- nin mimarõ da AKP olacaktõr. Ergenekon, ABD’nin öngördüğü modelin ku- rulmasõ ve yaşamasõ- nõn karşõsõnda duran- larõ yok etme ve sin- dirme girişiminin adõ- dõr. Yerel seçimler yak- laşõrken küresel kriz, yolsuzluklar, yanlõş po- litikalar yüzünden si- yasal gücünden çok şey kaybeden AKP yerel seçimlerde oy oranõnõ koruyabilmek için bir korku senaryosunun gergefini işletmektedir. Kendisini bu davanõn savcõsõ olarak açõklama yapmõş olan Başba- kan’õn verdiği güç ve cesaretle Ergenekon’un 11. dalgasõ özgür sen- dikacõlõğõn kapõsõna ka- dar konuyu genişlet- miştir. Yandaş politikası AKP’nin Hitler dö- neminin siyasi örgütü olan Nasyonal Sosya- list İşçi Partisi’nin yön- temleri ile toplumun tüm kurum ve kuru- luşlarõnõ kendi yandaş- larõnõn yönetimine ver- mek konusundaki ça- balarõndan kopyalan- mõş bir siyaseti uygu- lamaktadõr. AKP’nin kamu ku- rumlarõnda çalõşanlarõ Hak-İş Konfederasyo- nu’na üye sendikalara üye yapma çabalarõ Çay-Kur ve Orman Ba- kanlõğõ örnekleri ile ha- fõzalardadõr. Türk-İş’in başõna AKP yanlõsõ bi- risini seçtirme çabalarõ unutulmamõştõr. Şimdi ise ilişkisi ol- duğu savlanan Art TV’nin AKP karşõtõ programlarõndan rahat- sõz olanlar Türk Metal Sendikasõ’nõn genel merkezini aramak ve lider kadrosunu göz al- tõna almakta bir sakõn- ca görmemektedirler. Yasalar-sendikalar Yapõlan bu girişim sendika özgürlüğünün açõk bir ihlalidir. Tür- kiye’nin onayladõğõ ILO’nun 87 sayõlõ söz- leşmesi 3. ve 4. mad- delerinde sendika öz- gürlüğünü hiçbir kuş- kuya yer vermeyecek biçimde tanõmlamõştõr. Buna göre, “çalışan- ların ve işverenlerin örgütleri yönetim ve etkinliklerini düzen- lemek, iş programla- rını belirlemek hak- kına sahiptirler (m.3/1). Kamu ma- kamları bu hakkı sı- nırlayacak veya bu hakkın yasaya uygun şekilde kullanılmasına engel olacak nitelikte her türlü müdahale- den sakınmalıdır (m.3/2)”. “Çalõşanla- rõn ve işverenlerin ör- gütleri yönetsel yoldan feshedilme ve faaliyet- ten men edilmeye tabi tutulamazlar(m.4). Türk Metal Sendikasõ genel merkezinin han- gi suçlamayla arandõ- ğõnõ bilmiyoruz. Sendikanõn faaliyet- lerinde yasalara aykõrõ bir durumun varlõğõ id- dia ediliyorsa bundan önce başvurulmasõ zo- runlu başka yollar var- ken bunlar denenme- yerek bir savcõnõn em- ri ile arama ve gözaltõ yapõlmasõ hukukun açõkça zorlanmasõ ve yetki gaspõ anlamõna gelir. Şunun da bilinmesi gerekir ki sendikalar kuruluş amaçlarõ doğ- rultusunda siyaset ya- pacak, bu amaçla her türlü basõn yayõn ara- cõndan yararlanacak- lardõr. Hükümetin ha- zõrladõğõ Sendikalar Ya- sasõ Yasa Taslağõ sen- dikalarõ radyo ve televizyon sahibi ol- masõnõ öngörmekedir. Sendikalarõn inanma- dõklarõ siyasetleri eleş- tirmeleri en doğal ve evrensel haklarõdõr. Türk Metal Sendika- sõ’nõn eğer bir yasal ilişkisi varsa, Art TV’nin yayõnlarõndan sendika özgürlüğü adõ- na rahatsõz olmaya kimsenin hakkõ yoktur. Görev kimin? Anayasanõn 108. maddesinin 1. fõkrasõ cumhurbaşkanõna Dev- let Denetleme Kurulu aracõlõğõ ile her düzey- deki işçi, işveren ve meslek kuruluşlarõnda her türlü inceleme, araştõrma ve denetle- me yapmak yetkisini vermiştir. Bunun gibi 3056 sa- yõlõ Başbakanlõk Teş- kilatõ Hakkõnda Kanun Hükmünde Kararna- menin Değiştirilerek Kabulü Hakkõnda Ka- nunu’nun 20. maddesi Başbakanlõğa bağlõ Teftiş Kurulu’nun baş- bakan adõna her dü- zeydeki işçi ve işveren kuruluşlarõnda her tür- lü inceleme, araştõrma ve teftiş yapmak veya yaptõrmak yetkisine sa- hiptir. Eğer Türk Metal Sen- dikasõ’nõn yasalara ay- kõrõ bir davranõşõ söz konusu ise bu konuda öncelikle Cumhurbaş- kanõ ve başbakanõn yu- karõdaki kurumlarõ ha- rekete geçirip incele- me yaptõrmasõ gerekir- ken ve eğer bulgular yasalarõn ihlal edildi- ğini gösteriyorsa sav- cõlara suç duyurusunda bulunmalarõ gerekirken bu yasal yollar denen- meden doğrudan Erge- nekon savcõsõnõn arama ve gözaltõ emri verme- si hem yetki gaspõ ve hem de sendika özgür- lüğünün çök ciddi bir ihlalidir. Federasyonlar susamaz İşçi konfederasyonla- rõ bu konuda mutlaka bir tavõr sergilemeli ve bu yetki gaspõnõ protes- to etmelidir. Durumu mutlaka ulus- lararasõ kuruluşlara, özellikle ILO’ya bildir- meli ve AB kanalõyla bu ve olabilecek benze- ri girişimleri önlemeli- dirler. Bunu yapmadõklarõ takdirde AKP’nin bir de korku salma yöntemiy- le güdümlü sendikalar yaratma, sendika öz- gürlüğünü yok etme ça- balarõna destek vermiş olacaklardõr. Türk-İş, DİSK ve Hak-İş eğer bu konuda susarlarsa bir gün sõranõn kendilerine de gelebileceğini asla unutmamalõdõrlar. Ergenekon ve Sendika Özgürlüğü... Yrd. Doç. Dr. Engin ÜNSAL Maltepe Üni. Hukuk Fak. Öğr. Üy. Türk Metal Sendikasõ’nõn yasalara aykõrõ bir davranõşõ söz konusu ise bu konuda öncelikle cumhurbaşkanõ ve başbakanõn yukarõdaki kurumlarõ harekete geçirip inceleme yaptõrmasõ ve eğer bulgular yasalarõn ihlal edildiğini gösteriyorsa savcõlara suç duyurusunda bulunmalarõ gerekirken bu yasal yollar denenmeden doğrudan Ergenekon savcõsõnõn arama ve gözaltõ emri vermesi hem yetki gaspõ ve hem de sendika özgürlüğünün çok ciddi bir ihlalidir. mumtazsoysal@gmail.com
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle