Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 24 OCAK 2009 CUMARTESİ
8 DİZİ
Gazetemiz yazarõ Uğur Mumcu’nun bombayla katledilmesinin üzerinden 16 yõl geçti
Ölümüne savaştı
90’lõ yõllar Prof. Dr. Muammer
Aksoy’un öldürülmesi ile başla-
dõ. Bu olay Türkiye’nin yeniden, adõm
adõm, bir kanlõ ortama doğru sürüklen-
mesinin başlangõcõ olacaktõ. Aksoy’un
ardõndan Çetin Emeç, Turan Dursun,
Doç. Bahriye Üçok, Musa Anter, Uğur
Mumcu, Onat Kutlar, Metin Göktepe,
Prof. Ahmet Taner Kışlalı, Gaffar Okkan,
Dr. Necip Hablemitoğlu ve Hrant Dink
bombalarõn ve kurşunlarõn hedefi oldu.
Terör, Uğur Mumcu’nun vurguladõğõ
temel konulardan biriydi. Terörün sade-
ce Türkiye’ye özgü bir olgu olmadõğõnõ,
uluslararasõ boyutu olduğunu, bu olayla
baş edebilmek için, gerek ulusal, gerekse
uluslararasõ alanda her bireyin ve devle-
tin teröre karşõ çõkmasõ gerektiğini söy-
lemiş, öldürülmesinden dört ay önce,
şunlarõ yazmõştõ:
“Ortadoğu, emperyalizmin kol gezdi-
ği, terör örgütleri ile çeşitli istihbarat
örgütlerinin kanlı ve kirli oyunlar oy-
nadığı karanlık bir dipsiz kuyudur. Bu
karanlık ve dipsiz kuyuda cinayetler
birbirini izler. Halk deyişi ile Ortado-
ğu’da ‘kimin eli kimin cebindedir’ bilin-
mez. Kim, kimi, neden öldürüyor? Bu
soruların yanıtlarını anında bulmanın
olanağı da yoktur. Olaylar yıllar sonra
aydınlanır. O da bir kısmı!”
Tarih Uğur Mumcu’yu hep haklõ çõkar-
dõ. Türkiye’yi sarsan bu cinayetleri plan-
layanlar ülkemizin geleceğe dair umutla-
rõnõ hedef almõşlardõ.
Cinayetlerin ardõndan yakalananlar ise
hep “tetikçiler” oldu. Tetiği çektirenler
meçhul kaldõ. Her yeni olayda Uğur
Mumcu’nun çõğlõğõ yankõlandõ:
“Göz göre göre öldürüldük ey halkım,
unutma bizi!..”
Okuyacağõnõz bu dizi önümüzdeki gün-
lerde, Uğur Mumcu Araştõrmacõ Gazete-
cilik Vakfõ Yayõnlarõ’ndan çõkacak olan
Neden Öldürüldüler?-4 “Kurşunlar He-
pimize” adlõ kitaptan özetlenmiştir.
SUNUŞ
U
ğur Mumcu, ay-
dõnlanma dev-
rimini özümse-
miş, ödünsüz bir devrim-
ciydi. Düşünce ve davra-
nõşlarõ bu değerlerden olu-
şuyordu. Tüm yazõlarõ,
araştõrmacõlõğõ yaşama bi-
çimine dönüştürmüş bir
aydõnõn duyarlõğõnõ yan-
sõtõyordu. Uğur Mumcu,
ülke sorunlarõnõn hiçbir
düşünce yasağõ olmadan
tartõşõlmasõnõ istiyordu.
Bir an olsun umutsuzluğa
kapõlmadõ. Giderek top-
lumumuzun gözü, kulağõ,
beyni oldu.
Uğur Mumcu, öldürül-
düğü güne kadar, yaşadõ-
ğõmõz olaylarõn perde ar-
kasõnõ, kamuoyundan sak-
lanmaya çalõşõlan ger-
çekleri bütün belgeleriy-
le ortaya koyarak, yõlma-
dan ve usanmadan hepi-
mizi düşündürmeye, ay-
dõnlatmaya ve uyarmaya
çalõştõ. Bütün haksõzlõk-
larõ, yolsuzluklarõ, ka-
çakçõlõklarõ, cinayetleri
tek tek sergiledi. Kaçak-
çõlar, soyguncular, hõr-
sõzlar, katiller, mafyacõlar,
yobazlar, türlü çeteler
onun ‘Gözlem’inden kur-
tulamadõ. Canõnõ ortaya
koyarak doğrular adõna
ölümüne savaştõ.
ÖZEN EKSİKTİ...
Mumcu’nun, 24 Ocak
1993 aracõna yerleştirilen
bombanõn patlamasõ ile
yaşamõnõ yitirmesinden
bu yana 16 yõl geçti.
Suikasttan sonra bir-
çok olay yaşandõ. Olay
anõndan itibaren soruş-
turmaya yeterli özen ve
duyarlõlõk gösterilmedi.
Davayõ soruşturan DGM
savcõsõ Ülkü Coşkun, Şu-
batõn 18’inde, yani olay-
dan 25 gün sonra, Güldal
Mumcu’nun bilgisine
başvurmaya geldiğinde
“Bu işi devlet yapmıştır.
Siyasi iktidar isterse çö-
zer” dedi.
Güldal Mumcu bir yõl
sonra, Adalet Bakanlõ-
ğõ’na bir dilekçe verdi;
soruşturmanõn ne aşama-
ya geldiğini öğrenmek is-
tediğini, savcõnõn söyle-
diklerinin ne anlama gel-
diğini sordu ve soruştur-
manõn savsaklandõğõnõ be-
lirtti. Adalet Bakanlõğõ so-
ruşturma başlattõ. Bakan-
lõk müfettişleri, Ülkü Coş-
kun’un soruşturmayõ sav-
sakladõğõ sonucuna ulaş-
tõlar ve disiplin cezasõ ve-
rilmesini istediler. Fakat
bu istem uygulanmadõ.
Ardõndan Güldal Mumcu,
bu istemin uygulanmasõ
için Askeri İdare Mahke-
mesi’ne başvurdu, çünkü
Ülkü Coşkun askerdi. As-
keri İdare Mahkemesi, bu
cezanõn uygulanamaya-
cağõnõ, neden uygulana-
mayacağõ konusunun da
açõklanamayacağõnõ, çün-
kü bunun devlet sõrrõ ol-
duğunu söyledi.
ART ARDA TERÖR
Hükümetler değişip, da-
valar sürerken, Türki-
ye’nin aydõnlarõ birer bi-
rer teröre hedef olmaya
devam etti.
1997 yõlõnda TBMM’ce
Uğur Mumcu Cinayetini
Araştõrma Komisyonu ku-
ruldu. Bu komisyonun ça-
lõşmalarõ sonunda bir ra-
por hazõrlandõ. Raporda,
birçok kişi ve kurum hak-
kõnda görev ihmalinde
bulunduklarõ ve eksik so-
ruşturma yaptõklarõ ge-
rekçesiyle inceleme, araş-
tõrma ve gerekli soruştur-
manõn yapõlmasõ istendi.
Ardõndan, Güldal
Mumcu İçişleri Bakanlõ-
ğõ’na başvurarak TBMM
komisyonu raporunun is-
temlerinin yerine getirilip
getirilmediğini ve sonucun
ne olduğunu sordu. Bütün
bu girişimlerin sonunda
yeni bir ekip kurulduğunu
öğrendi ve “Umut Ope-
rasyonu” başladõ. Bu
operasyon sonucunda Ku-
düs Ordusu Savaşçõlarõ
adõ altõnda bir örgüt ya-
kalandõ ve dava açõldõ.
BAĞLANTILAR
Bu örgütün, yalnõzca
Uğur Mumcu’nun değil,
Bahriye Üçok, Muammer
Aksoy, Ahmet Taner Kõş-
lalõ ile bazõ yabancõlarõn
öldürülmesi ve bomba-
lama olaylarõnõ da ger-
çekleştirmiş olduğu gö-
rüldü. Dava sonuçlandõ.
Ama bu kişilerin arka-
sõnda, bunlara emir veren
kişi, kişiler ve örgütlerin
ne olduğu ve bağlantõlarõ
aydõnlanmadõ.
Tüm bu gelişmelerden
sonra, Güldal Mumcu,
yalnõzca tetikçilerin orta-
ya çõkarõlmasõnõn, siyasi
suikastlarõn tümüyle ay-
dõnlatõldõğõ anlamõna gel-
mediğini vurgulayarak,
“Cinayeti işleyenlerin
ardındaki örgütlerin
bağlantıları aydınlatıl-
madığı sürece hem dev-
let, hem de yurttaşların
can güvenliği tehdit al-
tında demektir” diyordu.
- Bir baba olarak Uğur Mum-
cu’yu bize anlatır mısınız?
ÖZGE MUMCU - Bana sorul-
duğunda zorlandõğõm sorularõn ba-
şõnda gelir. Babamõ anlatõrken ço-
cukluğumun o sõcacõk günleri ak-
lõma gelir, mutluluğun güvenle
harmanlandõğõ bir aile ortamõnda
büyüdüm. Babamla olan anõlarõm
ne yazõk ki sõnõrlõ ve sõnõrlõ olduğu
için de bir o kadar değerli.
Babam çok sevecen, sõcakkanlõ,
çocuklarõnõ çok seven, ailesine ve
dostlarõna çok önem veren bir in-
sandõ. Bizleri imkânlarõmõzõn el-
verdiği ölçüde şõmartõrdõ. Bu şõ-
martma sadece maddi yöne yansõ-
mazdõ; bize ne yaparsak yapalõm
arkamõzda olduğunu hissettirirdi.
Eğer bir hata yapmõşsak, ileride
bizlere sorun çõkarmamasõ için o
hatanõn telafisini sağlayacak yol-
larõ bulurdu. Ama bunu da hata-
mõzõn ne olduğunu anlamamõzõ
sağlayarak yapardõ.
KÜÇÜK BİR ANI...
Aile dostlarõmõzõn hâlâ anlattõğõ
bir hikâye vardõr. 7-8 yaşlarõnday-
ken ağõr bir ortakulak iltihabõ ge-
çirdim. 45 gün okula gidemedim.
Tabii, bu dönemde doktor bana
düzinelerce ilaç yazmõş; bunlarõn
bir tanesi de acõmsõ bir şurup. Bu
ilacõn tadõndan çok rahatsõzõm ve
içmemeye karar vermişim; öyle
bir inat ki içirmeye kalktõklarõnda
ağlamaya başlõyorum. Babam en
sonunda benim bu halime dayana-
mõyor “İstemiyorsa kızıma içir-
meyin” diyor. Tabii hastalõğõm
daha ağõr basõyor ve ben şurubu
içmek durumunda kalõyorum.
Ağabeyimle benim iyi bir eği-
tim görebilmemiz için çok çalõşõr-
dõ. Soyadõmõzdan dolayõ devlet
okulunda sõkõntõ yaşayacağõmõzõ
düşünürdü; o nedenle bütçemiz
ucu ucuna yeterek bizi özel bir
okulda okuttu. Bir ya da birden
çok yabancõ dil öğrenmemizi, bü-
yürken de yeteneğimize göre ho-
biler edinmemizi isterdi. Ağabe-
yim gitar çalardõ örneğin, hocasõ
Ahmet Kanneci’ydi. Bense piya-
noya yönelmiştim, hocam rahmet-
li Kamuran Gündemir’di. An-
cak 24 Ocak’tan sonra piyanoyla
aramõza derin bir uçurum girdi.
En iyi dinleyicim babamdõ çünkü.
Yine de müzikle aram bozulmadõ.
Piyano çalmayõ içim almasa da
şan çalõşmaya başladõm, ama uzun
yõllar sonunda. Evimizde nere-
deyse her gün bir misafir olurdu.
Çocukluğumun büyük bir kõsmõ
gazeteciler, yazarlar ve sanatçõlar
arasõnda geçti. Hayatõmõn o döne-
minin bana büyük bir zenginlik
kazandõrdõğõnõ düşünüyorum.
SOFRADA ŞEN
KAHKAHALAR
En güzel günlerimiz dededen
kalma yazlõkta, yani Ayvalõk’ta
geçmişti. O yaz günlerinin tadõnõ
asla unutamam. Uzun aile sohbet-
leri, yüzme çabalarõ, doyurucu
dost sohbetleri, Çamlõk lokmalarõ,
Cunda gezileri…
Babam evin bir kõsmõnõ kütüp-
hane ve çalõşma ofisine çevirdi-
ğinden daha çok evde olurdu. Biz
okuldayken çalõşõr, akşamüstü ça-
yõnõ mutlaka içer ve akşam ye-
meklerinde mutlaka beraber sofra-
ya oturulurdu. Okulda yaşadõğõ-
mõz olaylardan ve günlük olaylar-
dan konuşulurdu. Babam hepimizi
güldürecek bir konu bulurdu mut-
laka. Sofralardan yayõlan şen kah-
kahalar hâlâ kulağõmda…
BOĞAZIMDA BİR YUMRU
İnsan geçmişe baktõğõnda yaşa-
nan kötü şeyleri de unutur ve gü-
zelleştirir; arada ufak tefek olaylar
olsa da tek söyleyebileceğim şu
ki, çok mutlu bir aileydik. Bir
yandan yaşananlarõ daha zor yaptõ,
ama bir yandan da acõlarõn üste-
sinden gelmeyi kolaylaştõrdõ. An-
nemin hep söylediği gibi acõyõ bal
eylememizi sağladõ.
24 Ocak 1993 günü aklõma gel-
diğinde hâlâ boğazõma bir yumru
takõlõyor. Olay olduğunda evde
yalnõzdõm, annemle babam bir
hasta ziyaretine çõkmõştõ; ağabe-
yim ise Bulutsuzluk Özlemi kon-
serine doğru yola çõkmõştõ. Babam
önden çõktõ, annem beni tembihle-
dikten sonra kapõyõ kapatmõştõ ki
çok şiddetli bir patlama oldu. Evin
yakõnõndaki trafo patladõ sandõm
önce. Çünkü elektrikler gitmişti.
Yan apartmandan insanlarõn çõktõ-
ğõnõ görüyordum ama ben bir şe-
kilde evde kaldõm.
YARIN:
‘Türkiye’nin canını yaktılar’
Bazõ ülkelerde, bazõ kimseler, devleti
soymak için, politikacõ kõlõğõna girerler.
Bunlar partilerde, parlamentolarda boy gös-
terirler. İthalat, ihracat, banka soygunu gibi
işleri siyasal ilişkilerle yürütürler. Bunlar da
çetedir. Çetelerin en aşağõlõğõ da bunlardõr.
Bunlar yüzlerine, devlet adamõ maskesi ta-
kõp halkõ soyarlar. Allah’a çok şükür, mem-
leketimizde böyle çeteler yoktur...
Uğur MUMCU
(Cumhuriyet, 22 Mart 1976)
Olay günü Mumcu’nun kõzõ Özge, evde tek başõnaydõ. Anne ve
babasõ bir hasta ziyaretine gitmek için evden yeni çõkmõştõ. Birden
büyük bir patlama duyuldu. Özge Mumcu henüz 11 yaşõndaydõ...
Mutlu bir aileydik
‘YİĞİT OL YAVRUM’
Ve telefonlar çalmaya baş-
ladı. İlhan Selçuk ve Arı
İnan’la konuştuğumu hatırlı-
yorum, sayısız telefonda sayısız
ses “Doğru mu?” diye soruyor-
du. Sadece bu iki isme sorabil-
dim, “Ne oldu?” diye, tabii ki
hiçbir şey söyleyemediler. Ar-
dından eve Hüseyin eniştem ve
komşumuz Ayça geldi. Bir saat
geçinceye kadar da kimse bana
bir şey söylemedi. Ardından
annem ve gözleri yaşlı dostları-
mız geldi. Annem “Yiğit ol
yavrum, baban öldü” dedi. Sa-
dece 11 yaşındaydım.
Özge Mumcu:
Son dönemlerden
hatırladığım bir-
biri ardına işle-
nen cinayetler ve
gelen ölümler ve
bu yaşananların
babamı ne kadar
etkilediği. Muam-
mer Aksoy’un öl-
dürülüşünü net
hatırlıyorum ve
de Bahriye
Üçok’un. Aklıma
babama da bir
şey olabileceği 10
yaşlarındayken
gelmişti.
YARIN: Onat KUTLAR (Öfkenle çoğalacağız)
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Uğur
Mumcu’yu katleden tetikçiler yönünden dosya
kapandõ ancak asõl güçlere ulaşõlamadõ. Suikas-
ta ilişkin açõlan UMUT davasõnõn Kudüs Örgütü
yönünden ise yargõlama sürüyor.
İstanbul’da terör örgütü Hizbullah’õn İlim
grubuna yönelik 17 Ocak 2000’deki operasyon-
da elde edilen CD ve disketlerdeki bilgiler üzeri-
ne, Mumcu suikastõnõn faillerini yakalamak
amacõyla 21 Şubat 2000 tarihinde “UMUT”
(Uğur Mumcu Uzun Takip) operasyonuna baş-
landõ. Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı suikastõnõn
faili olarak 14 Mayõs 2000’de Ankara’da gözal-
tõna alõnan Necdet Yüksel’in yer göstermesi so-
nucu, Sincan’da çok sayõda patlayõcõ ve mühim-
mat bulundu. Dönemin DGM Savcõsõ Hamza
Keleş, 11 Temmuz 2000’de, 9 kişi hakkõnda idam
istemiyle olmak üzere 17 sanõk hakkõnda dava
açtõ, 111 kişi hakkõnda takipsizlik kararõ verdi.
‘DİN KURALLARINA DAYALI DEVLET’
Mumcu’nun aracõna bombayõ yerleştiren Fer-
han Özmen, Necdet Yüksel ve Rüştü Aytufan’õn
da aralarõnda bulunduğu sanõklar, 14 Ağustos
2000’de yargõlanmaya başladõ. Sanõklar Özmen,
Yüksel ve Aytufan’õ, “mevcut anayasal düzeni
silah zoruyla yıkıp, yerine din kurallarına da-
yalı devlet kurmak için oluşturulan silahlı çete-
ye üye olup, anayasal düzeni değiştirmeye ceb-
ren teşebbüs ettikleri” gerekçesiyle ölüm cezasõ-
na çarptõrõldõ.
Dosyanõn temyiz için gittiği Yargõtay 9. Ceza
Dairesi, idama mahkûm edilen Yüksel ve Aytu-
fan’õn cezasõnõ müebbete dönüştürerek onamõş,
ölüm cezasõna çarptõrõlan Özmen’in de aralarõn-
da bulunduğu 8 sanõk hakkõnda verilen mahkû-
miyet kararlarõnõ eksik soruşturma gerekçesiyle
bozmuştu. DGM’lerin kapatõlmasõ üzerine Anka-
ra 11. Ağõr Ceza Mahkemesi’ne devredilen da-
vada, Özmen, ağõrlaştõrõlmõş müebbet hapis ce-
zasõna çarptõrõldõ.
Dosyanõn temyiz için ikinci kez gönderildiği
Yargõtay 9. Ceza Dairesi, sanõk Özmen’in ağõr-
laştõrõlmõş müebbete çarptõrõlmasõ kararõnõ ona-
mõştõ. Böylece Mumcu suikastõ yönünden dosya
kesinleşmiş oldu. Ancak Tevhid Selam/Kudüs
Ordusu’nun katõldõğõ pek çok faili meçhul cina-
yet yönünden dava halen sürüyor.
ÖZMEN DIŞINDA TUTUKLU KALMADI
Dava yeniden görülmeye başlandõ. 13 Aralõk
2007’de Cumhuriyet Savcõsõ Salim Demirci, sa-
nõk Ekrem Baytap’õn “anayasal düzeni zorla
değiştirmeye teşebbüs” suçundan müebbet ağõr
hapis cezasõna çarptõrõlmasõnõ istedi. Demirci,
sanõklar Mehmet Ali Tekin ve Hasan Kı-
lıç’õn,“silahlı terör örgütünde özel görevi haiz
yöneticilik yapmak” suçundan cezalandõrõlma-
larõnõ istedi. Mahkeme, UMUT davasõnõ yeniden
karara bağlayacak. Dava kapsamõnda Özmen
dõşõnda tutuklu kalmadõ.
Haber Merkezi - Her yõl, Uğur Mumcu’nun
öldürüldüğü 24 Ocak ile gazetemiz yazarõ Prof.
Dr. Muammer Aksoy’un öldürüldüğü 31 Ocak
günleri arasõnda “Adalet ve Demokrasi Hafta-
sı” anma etkinlikleri yapõlõyor. Etkinlikler bu-
gün 11.00’de, Mumcu’nun Batõkent’teki anõtõna
çelenk konulmasõyla başlayacak. 13.00’te,
Mumcu’nun katledildiği Uğur Mumcu Sokak’ta,
Ankara Çoksesli Müzik Derneği Çocuk Korosu,
bir konser verecek. Uğur Mumcu 14.30’da da
Cebeci Asri Mezarlõğõ’ndaki gömütü başõnda
anõlacak. Etkinlikler, saat 20.00’de Ankara Üni-
versitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Farabi
Salonu’nda, Misket Ankara Çağdaş Bale Toplu-
luğu’nun hazõrladõğõ dans gösterisinin ardõndan
Leman Sam’õn konseriyle son bulacak.
Mumcu, İstanbul’da da bir dizi etkinlikle
anõlacak. CHP Şişli ilçe örgütünce saat
13.00’te Şişli Meydanõ’ndan Harbiye Uğur
Mumcu Anõtõ’na dek yürüyüş gerçekleştirilir-
ken Kadõköy Belediyesi, saat 20.00’de Cadde-
bostan Kültür Merkezi’nde anma gecesi düzen-
leyecek. İstanbul Cumhuriyet Okurlarõ’nõn
(CUMOK) Mumcu’yu anma toplantõsõ ise saat
10.30’da Mecidiyeköy Kültür Merkezi’nde ya-
põlacak. CHP Pendik İlçe Başkanlõğõ da Pen-
dik Atatürk Kültür Merkezi’nde saat 16.00’da
söyleşi düzenleyecek. Kartal Cemevi’ndeki an-
ma programõ da saat 17.00’de gerçekleştirile-
cek. Hacõ Bektaş Veli Anadolu Kültür Vak-
fõ’nca Okmeydanõ Cemevi’nde düzenlenecek
panel saat 14.00’te başlayacak. ADD Sarõyer
Şubesi saat 11.00’de Sarõyer Atatürk Anõtõ
önünde tören düzenlerken, ADD Maltepe Şu-
besi’nde konferans gerçekleştirilecek. ÇYDD
tarafõndan, YTÜ Oditoryumu’nda 14.00-17.00
saatleri arasõnda “Uğur Mumcu’yu Anma Gü-
nü” yapõlacak. Mumcu İzmir, Adana, Antalya,
Amasya ve Samsun’da düzenlenecek etkinlik-
lerle anõlacak.
ADALETİ ARAYAN BİR DAVA
Tetiği
çektirenler
hâlâ kayõp
YURTTA ETKİNLİKLERLE ANILACAK
Mumcu’yu
özlemle anõyoruz