21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 24 OCAK 2009 CUMARTESİ 8 DİZİ Gazetemiz yazarõ Uğur Mumcu’nun bombayla katledilmesinin üzerinden 16 yõl geçti Ölümüne savaştı 90’lõ yõllar Prof. Dr. Muammer Aksoy’un öldürülmesi ile başla- dõ. Bu olay Türkiye’nin yeniden, adõm adõm, bir kanlõ ortama doğru sürüklen- mesinin başlangõcõ olacaktõ. Aksoy’un ardõndan Çetin Emeç, Turan Dursun, Doç. Bahriye Üçok, Musa Anter, Uğur Mumcu, Onat Kutlar, Metin Göktepe, Prof. Ahmet Taner Kışlalı, Gaffar Okkan, Dr. Necip Hablemitoğlu ve Hrant Dink bombalarõn ve kurşunlarõn hedefi oldu. Terör, Uğur Mumcu’nun vurguladõğõ temel konulardan biriydi. Terörün sade- ce Türkiye’ye özgü bir olgu olmadõğõnõ, uluslararasõ boyutu olduğunu, bu olayla baş edebilmek için, gerek ulusal, gerekse uluslararasõ alanda her bireyin ve devle- tin teröre karşõ çõkmasõ gerektiğini söy- lemiş, öldürülmesinden dört ay önce, şunlarõ yazmõştõ: “Ortadoğu, emperyalizmin kol gezdi- ği, terör örgütleri ile çeşitli istihbarat örgütlerinin kanlı ve kirli oyunlar oy- nadığı karanlık bir dipsiz kuyudur. Bu karanlık ve dipsiz kuyuda cinayetler birbirini izler. Halk deyişi ile Ortado- ğu’da ‘kimin eli kimin cebindedir’ bilin- mez. Kim, kimi, neden öldürüyor? Bu soruların yanıtlarını anında bulmanın olanağı da yoktur. Olaylar yıllar sonra aydınlanır. O da bir kısmı!” Tarih Uğur Mumcu’yu hep haklõ çõkar- dõ. Türkiye’yi sarsan bu cinayetleri plan- layanlar ülkemizin geleceğe dair umutla- rõnõ hedef almõşlardõ. Cinayetlerin ardõndan yakalananlar ise hep “tetikçiler” oldu. Tetiği çektirenler meçhul kaldõ. Her yeni olayda Uğur Mumcu’nun çõğlõğõ yankõlandõ: “Göz göre göre öldürüldük ey halkım, unutma bizi!..” Okuyacağõnõz bu dizi önümüzdeki gün- lerde, Uğur Mumcu Araştõrmacõ Gazete- cilik Vakfõ Yayõnlarõ’ndan çõkacak olan Neden Öldürüldüler?-4 “Kurşunlar He- pimize” adlõ kitaptan özetlenmiştir. SUNUŞ U ğur Mumcu, ay- dõnlanma dev- rimini özümse- miş, ödünsüz bir devrim- ciydi. Düşünce ve davra- nõşlarõ bu değerlerden olu- şuyordu. Tüm yazõlarõ, araştõrmacõlõğõ yaşama bi- çimine dönüştürmüş bir aydõnõn duyarlõğõnõ yan- sõtõyordu. Uğur Mumcu, ülke sorunlarõnõn hiçbir düşünce yasağõ olmadan tartõşõlmasõnõ istiyordu. Bir an olsun umutsuzluğa kapõlmadõ. Giderek top- lumumuzun gözü, kulağõ, beyni oldu. Uğur Mumcu, öldürül- düğü güne kadar, yaşadõ- ğõmõz olaylarõn perde ar- kasõnõ, kamuoyundan sak- lanmaya çalõşõlan ger- çekleri bütün belgeleriy- le ortaya koyarak, yõlma- dan ve usanmadan hepi- mizi düşündürmeye, ay- dõnlatmaya ve uyarmaya çalõştõ. Bütün haksõzlõk- larõ, yolsuzluklarõ, ka- çakçõlõklarõ, cinayetleri tek tek sergiledi. Kaçak- çõlar, soyguncular, hõr- sõzlar, katiller, mafyacõlar, yobazlar, türlü çeteler onun ‘Gözlem’inden kur- tulamadõ. Canõnõ ortaya koyarak doğrular adõna ölümüne savaştõ. ÖZEN EKSİKTİ... Mumcu’nun, 24 Ocak 1993 aracõna yerleştirilen bombanõn patlamasõ ile yaşamõnõ yitirmesinden bu yana 16 yõl geçti. Suikasttan sonra bir- çok olay yaşandõ. Olay anõndan itibaren soruş- turmaya yeterli özen ve duyarlõlõk gösterilmedi. Davayõ soruşturan DGM savcõsõ Ülkü Coşkun, Şu- batõn 18’inde, yani olay- dan 25 gün sonra, Güldal Mumcu’nun bilgisine başvurmaya geldiğinde “Bu işi devlet yapmıştır. Siyasi iktidar isterse çö- zer” dedi. Güldal Mumcu bir yõl sonra, Adalet Bakanlõ- ğõ’na bir dilekçe verdi; soruşturmanõn ne aşama- ya geldiğini öğrenmek is- tediğini, savcõnõn söyle- diklerinin ne anlama gel- diğini sordu ve soruştur- manõn savsaklandõğõnõ be- lirtti. Adalet Bakanlõğõ so- ruşturma başlattõ. Bakan- lõk müfettişleri, Ülkü Coş- kun’un soruşturmayõ sav- sakladõğõ sonucuna ulaş- tõlar ve disiplin cezasõ ve- rilmesini istediler. Fakat bu istem uygulanmadõ. Ardõndan Güldal Mumcu, bu istemin uygulanmasõ için Askeri İdare Mahke- mesi’ne başvurdu, çünkü Ülkü Coşkun askerdi. As- keri İdare Mahkemesi, bu cezanõn uygulanamaya- cağõnõ, neden uygulana- mayacağõ konusunun da açõklanamayacağõnõ, çün- kü bunun devlet sõrrõ ol- duğunu söyledi. ART ARDA TERÖR Hükümetler değişip, da- valar sürerken, Türki- ye’nin aydõnlarõ birer bi- rer teröre hedef olmaya devam etti. 1997 yõlõnda TBMM’ce Uğur Mumcu Cinayetini Araştõrma Komisyonu ku- ruldu. Bu komisyonun ça- lõşmalarõ sonunda bir ra- por hazõrlandõ. Raporda, birçok kişi ve kurum hak- kõnda görev ihmalinde bulunduklarõ ve eksik so- ruşturma yaptõklarõ ge- rekçesiyle inceleme, araş- tõrma ve gerekli soruştur- manõn yapõlmasõ istendi. Ardõndan, Güldal Mumcu İçişleri Bakanlõ- ğõ’na başvurarak TBMM komisyonu raporunun is- temlerinin yerine getirilip getirilmediğini ve sonucun ne olduğunu sordu. Bütün bu girişimlerin sonunda yeni bir ekip kurulduğunu öğrendi ve “Umut Ope- rasyonu” başladõ. Bu operasyon sonucunda Ku- düs Ordusu Savaşçõlarõ adõ altõnda bir örgüt ya- kalandõ ve dava açõldõ. BAĞLANTILAR Bu örgütün, yalnõzca Uğur Mumcu’nun değil, Bahriye Üçok, Muammer Aksoy, Ahmet Taner Kõş- lalõ ile bazõ yabancõlarõn öldürülmesi ve bomba- lama olaylarõnõ da ger- çekleştirmiş olduğu gö- rüldü. Dava sonuçlandõ. Ama bu kişilerin arka- sõnda, bunlara emir veren kişi, kişiler ve örgütlerin ne olduğu ve bağlantõlarõ aydõnlanmadõ. Tüm bu gelişmelerden sonra, Güldal Mumcu, yalnõzca tetikçilerin orta- ya çõkarõlmasõnõn, siyasi suikastlarõn tümüyle ay- dõnlatõldõğõ anlamõna gel- mediğini vurgulayarak, “Cinayeti işleyenlerin ardındaki örgütlerin bağlantıları aydınlatıl- madığı sürece hem dev- let, hem de yurttaşların can güvenliği tehdit al- tında demektir” diyordu. - Bir baba olarak Uğur Mum- cu’yu bize anlatır mısınız? ÖZGE MUMCU - Bana sorul- duğunda zorlandõğõm sorularõn ba- şõnda gelir. Babamõ anlatõrken ço- cukluğumun o sõcacõk günleri ak- lõma gelir, mutluluğun güvenle harmanlandõğõ bir aile ortamõnda büyüdüm. Babamla olan anõlarõm ne yazõk ki sõnõrlõ ve sõnõrlõ olduğu için de bir o kadar değerli. Babam çok sevecen, sõcakkanlõ, çocuklarõnõ çok seven, ailesine ve dostlarõna çok önem veren bir in- sandõ. Bizleri imkânlarõmõzõn el- verdiği ölçüde şõmartõrdõ. Bu şõ- martma sadece maddi yöne yansõ- mazdõ; bize ne yaparsak yapalõm arkamõzda olduğunu hissettirirdi. Eğer bir hata yapmõşsak, ileride bizlere sorun çõkarmamasõ için o hatanõn telafisini sağlayacak yol- larõ bulurdu. Ama bunu da hata- mõzõn ne olduğunu anlamamõzõ sağlayarak yapardõ. KÜÇÜK BİR ANI... Aile dostlarõmõzõn hâlâ anlattõğõ bir hikâye vardõr. 7-8 yaşlarõnday- ken ağõr bir ortakulak iltihabõ ge- çirdim. 45 gün okula gidemedim. Tabii, bu dönemde doktor bana düzinelerce ilaç yazmõş; bunlarõn bir tanesi de acõmsõ bir şurup. Bu ilacõn tadõndan çok rahatsõzõm ve içmemeye karar vermişim; öyle bir inat ki içirmeye kalktõklarõnda ağlamaya başlõyorum. Babam en sonunda benim bu halime dayana- mõyor “İstemiyorsa kızıma içir- meyin” diyor. Tabii hastalõğõm daha ağõr basõyor ve ben şurubu içmek durumunda kalõyorum. Ağabeyimle benim iyi bir eği- tim görebilmemiz için çok çalõşõr- dõ. Soyadõmõzdan dolayõ devlet okulunda sõkõntõ yaşayacağõmõzõ düşünürdü; o nedenle bütçemiz ucu ucuna yeterek bizi özel bir okulda okuttu. Bir ya da birden çok yabancõ dil öğrenmemizi, bü- yürken de yeteneğimize göre ho- biler edinmemizi isterdi. Ağabe- yim gitar çalardõ örneğin, hocasõ Ahmet Kanneci’ydi. Bense piya- noya yönelmiştim, hocam rahmet- li Kamuran Gündemir’di. An- cak 24 Ocak’tan sonra piyanoyla aramõza derin bir uçurum girdi. En iyi dinleyicim babamdõ çünkü. Yine de müzikle aram bozulmadõ. Piyano çalmayõ içim almasa da şan çalõşmaya başladõm, ama uzun yõllar sonunda. Evimizde nere- deyse her gün bir misafir olurdu. Çocukluğumun büyük bir kõsmõ gazeteciler, yazarlar ve sanatçõlar arasõnda geçti. Hayatõmõn o döne- minin bana büyük bir zenginlik kazandõrdõğõnõ düşünüyorum. SOFRADA ŞEN KAHKAHALAR En güzel günlerimiz dededen kalma yazlõkta, yani Ayvalõk’ta geçmişti. O yaz günlerinin tadõnõ asla unutamam. Uzun aile sohbet- leri, yüzme çabalarõ, doyurucu dost sohbetleri, Çamlõk lokmalarõ, Cunda gezileri… Babam evin bir kõsmõnõ kütüp- hane ve çalõşma ofisine çevirdi- ğinden daha çok evde olurdu. Biz okuldayken çalõşõr, akşamüstü ça- yõnõ mutlaka içer ve akşam ye- meklerinde mutlaka beraber sofra- ya oturulurdu. Okulda yaşadõğõ- mõz olaylardan ve günlük olaylar- dan konuşulurdu. Babam hepimizi güldürecek bir konu bulurdu mut- laka. Sofralardan yayõlan şen kah- kahalar hâlâ kulağõmda… BOĞAZIMDA BİR YUMRU İnsan geçmişe baktõğõnda yaşa- nan kötü şeyleri de unutur ve gü- zelleştirir; arada ufak tefek olaylar olsa da tek söyleyebileceğim şu ki, çok mutlu bir aileydik. Bir yandan yaşananlarõ daha zor yaptõ, ama bir yandan da acõlarõn üste- sinden gelmeyi kolaylaştõrdõ. An- nemin hep söylediği gibi acõyõ bal eylememizi sağladõ. 24 Ocak 1993 günü aklõma gel- diğinde hâlâ boğazõma bir yumru takõlõyor. Olay olduğunda evde yalnõzdõm, annemle babam bir hasta ziyaretine çõkmõştõ; ağabe- yim ise Bulutsuzluk Özlemi kon- serine doğru yola çõkmõştõ. Babam önden çõktõ, annem beni tembihle- dikten sonra kapõyõ kapatmõştõ ki çok şiddetli bir patlama oldu. Evin yakõnõndaki trafo patladõ sandõm önce. Çünkü elektrikler gitmişti. Yan apartmandan insanlarõn çõktõ- ğõnõ görüyordum ama ben bir şe- kilde evde kaldõm. YARIN: ‘Türkiye’nin canını yaktılar’ Bazõ ülkelerde, bazõ kimseler, devleti soymak için, politikacõ kõlõğõna girerler. Bunlar partilerde, parlamentolarda boy gös- terirler. İthalat, ihracat, banka soygunu gibi işleri siyasal ilişkilerle yürütürler. Bunlar da çetedir. Çetelerin en aşağõlõğõ da bunlardõr. Bunlar yüzlerine, devlet adamõ maskesi ta- kõp halkõ soyarlar. Allah’a çok şükür, mem- leketimizde böyle çeteler yoktur... Uğur MUMCU (Cumhuriyet, 22 Mart 1976) Olay günü Mumcu’nun kõzõ Özge, evde tek başõnaydõ. Anne ve babasõ bir hasta ziyaretine gitmek için evden yeni çõkmõştõ. Birden büyük bir patlama duyuldu. Özge Mumcu henüz 11 yaşõndaydõ... Mutlu bir aileydik ‘YİĞİT OL YAVRUM’ Ve telefonlar çalmaya baş- ladı. İlhan Selçuk ve Arı İnan’la konuştuğumu hatırlı- yorum, sayısız telefonda sayısız ses “Doğru mu?” diye soruyor- du. Sadece bu iki isme sorabil- dim, “Ne oldu?” diye, tabii ki hiçbir şey söyleyemediler. Ar- dından eve Hüseyin eniştem ve komşumuz Ayça geldi. Bir saat geçinceye kadar da kimse bana bir şey söylemedi. Ardından annem ve gözleri yaşlı dostları- mız geldi. Annem “Yiğit ol yavrum, baban öldü” dedi. Sa- dece 11 yaşındaydım. Özge Mumcu: Son dönemlerden hatırladığım bir- biri ardına işle- nen cinayetler ve gelen ölümler ve bu yaşananların babamı ne kadar etkilediği. Muam- mer Aksoy’un öl- dürülüşünü net hatırlıyorum ve de Bahriye Üçok’un. Aklıma babama da bir şey olabileceği 10 yaşlarındayken gelmişti. YARIN: Onat KUTLAR (Öfkenle çoğalacağız) ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Uğur Mumcu’yu katleden tetikçiler yönünden dosya kapandõ ancak asõl güçlere ulaşõlamadõ. Suikas- ta ilişkin açõlan UMUT davasõnõn Kudüs Örgütü yönünden ise yargõlama sürüyor. İstanbul’da terör örgütü Hizbullah’õn İlim grubuna yönelik 17 Ocak 2000’deki operasyon- da elde edilen CD ve disketlerdeki bilgiler üzeri- ne, Mumcu suikastõnõn faillerini yakalamak amacõyla 21 Şubat 2000 tarihinde “UMUT” (Uğur Mumcu Uzun Takip) operasyonuna baş- landõ. Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı suikastõnõn faili olarak 14 Mayõs 2000’de Ankara’da gözal- tõna alõnan Necdet Yüksel’in yer göstermesi so- nucu, Sincan’da çok sayõda patlayõcõ ve mühim- mat bulundu. Dönemin DGM Savcõsõ Hamza Keleş, 11 Temmuz 2000’de, 9 kişi hakkõnda idam istemiyle olmak üzere 17 sanõk hakkõnda dava açtõ, 111 kişi hakkõnda takipsizlik kararõ verdi. ‘DİN KURALLARINA DAYALI DEVLET’ Mumcu’nun aracõna bombayõ yerleştiren Fer- han Özmen, Necdet Yüksel ve Rüştü Aytufan’õn da aralarõnda bulunduğu sanõklar, 14 Ağustos 2000’de yargõlanmaya başladõ. Sanõklar Özmen, Yüksel ve Aytufan’õ, “mevcut anayasal düzeni silah zoruyla yıkıp, yerine din kurallarına da- yalı devlet kurmak için oluşturulan silahlı çete- ye üye olup, anayasal düzeni değiştirmeye ceb- ren teşebbüs ettikleri” gerekçesiyle ölüm cezasõ- na çarptõrõldõ. Dosyanõn temyiz için gittiği Yargõtay 9. Ceza Dairesi, idama mahkûm edilen Yüksel ve Aytu- fan’õn cezasõnõ müebbete dönüştürerek onamõş, ölüm cezasõna çarptõrõlan Özmen’in de aralarõn- da bulunduğu 8 sanõk hakkõnda verilen mahkû- miyet kararlarõnõ eksik soruşturma gerekçesiyle bozmuştu. DGM’lerin kapatõlmasõ üzerine Anka- ra 11. Ağõr Ceza Mahkemesi’ne devredilen da- vada, Özmen, ağõrlaştõrõlmõş müebbet hapis ce- zasõna çarptõrõldõ. Dosyanõn temyiz için ikinci kez gönderildiği Yargõtay 9. Ceza Dairesi, sanõk Özmen’in ağõr- laştõrõlmõş müebbete çarptõrõlmasõ kararõnõ ona- mõştõ. Böylece Mumcu suikastõ yönünden dosya kesinleşmiş oldu. Ancak Tevhid Selam/Kudüs Ordusu’nun katõldõğõ pek çok faili meçhul cina- yet yönünden dava halen sürüyor. ÖZMEN DIŞINDA TUTUKLU KALMADI Dava yeniden görülmeye başlandõ. 13 Aralõk 2007’de Cumhuriyet Savcõsõ Salim Demirci, sa- nõk Ekrem Baytap’õn “anayasal düzeni zorla değiştirmeye teşebbüs” suçundan müebbet ağõr hapis cezasõna çarptõrõlmasõnõ istedi. Demirci, sanõklar Mehmet Ali Tekin ve Hasan Kı- lıç’õn,“silahlı terör örgütünde özel görevi haiz yöneticilik yapmak” suçundan cezalandõrõlma- larõnõ istedi. Mahkeme, UMUT davasõnõ yeniden karara bağlayacak. Dava kapsamõnda Özmen dõşõnda tutuklu kalmadõ. Haber Merkezi - Her yõl, Uğur Mumcu’nun öldürüldüğü 24 Ocak ile gazetemiz yazarõ Prof. Dr. Muammer Aksoy’un öldürüldüğü 31 Ocak günleri arasõnda “Adalet ve Demokrasi Hafta- sı” anma etkinlikleri yapõlõyor. Etkinlikler bu- gün 11.00’de, Mumcu’nun Batõkent’teki anõtõna çelenk konulmasõyla başlayacak. 13.00’te, Mumcu’nun katledildiği Uğur Mumcu Sokak’ta, Ankara Çoksesli Müzik Derneği Çocuk Korosu, bir konser verecek. Uğur Mumcu 14.30’da da Cebeci Asri Mezarlõğõ’ndaki gömütü başõnda anõlacak. Etkinlikler, saat 20.00’de Ankara Üni- versitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Farabi Salonu’nda, Misket Ankara Çağdaş Bale Toplu- luğu’nun hazõrladõğõ dans gösterisinin ardõndan Leman Sam’õn konseriyle son bulacak. Mumcu, İstanbul’da da bir dizi etkinlikle anõlacak. CHP Şişli ilçe örgütünce saat 13.00’te Şişli Meydanõ’ndan Harbiye Uğur Mumcu Anõtõ’na dek yürüyüş gerçekleştirilir- ken Kadõköy Belediyesi, saat 20.00’de Cadde- bostan Kültür Merkezi’nde anma gecesi düzen- leyecek. İstanbul Cumhuriyet Okurlarõ’nõn (CUMOK) Mumcu’yu anma toplantõsõ ise saat 10.30’da Mecidiyeköy Kültür Merkezi’nde ya- põlacak. CHP Pendik İlçe Başkanlõğõ da Pen- dik Atatürk Kültür Merkezi’nde saat 16.00’da söyleşi düzenleyecek. Kartal Cemevi’ndeki an- ma programõ da saat 17.00’de gerçekleştirile- cek. Hacõ Bektaş Veli Anadolu Kültür Vak- fõ’nca Okmeydanõ Cemevi’nde düzenlenecek panel saat 14.00’te başlayacak. ADD Sarõyer Şubesi saat 11.00’de Sarõyer Atatürk Anõtõ önünde tören düzenlerken, ADD Maltepe Şu- besi’nde konferans gerçekleştirilecek. ÇYDD tarafõndan, YTÜ Oditoryumu’nda 14.00-17.00 saatleri arasõnda “Uğur Mumcu’yu Anma Gü- nü” yapõlacak. Mumcu İzmir, Adana, Antalya, Amasya ve Samsun’da düzenlenecek etkinlik- lerle anõlacak. ADALETİ ARAYAN BİR DAVA Tetiği çektirenler hâlâ kayõp YURTTA ETKİNLİKLERLE ANILACAK Mumcu’yu özlemle anõyoruz
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle