Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
R
usya-Gürcistan savaşõ dünya açõ-
sõndan önemli bir kilometretaşõ.
Yaygõn görüş; dünya, bir yanõnda
ABD ve AB’nin diğer yanõnda ise
Rusya, Çin ve İran’õn yer aldõğõ yeni bir “iki
kutuplu dünya düzeni” ile karşõ karşõya...
Ne kadar doğru?
Önümüzdeki fotoğrafõ “iki kutupluluk”
açõklamõyor. Rusya-Gürcistan gerilimi,
ABD’ye dünyaya hükmetme kapasitesinin sõ-
nõrlõ ve zayõflamakta olduğunu ve dünyanõn
tek ve mutlak belirleyici gücü olmadõğõnõ ha-
tõrlattõ. Yeni olan şu: Rusya sahneye çõktõ ve
küresel müdahaleci bir güç olduğunu ilan et-
ti. Diyebiliriz ki, bugün AB-Rusya çelişkisinin
ve AB-ABD işbirliğinin karakteri de-
ğişmiştir. AB, ABD ve Rusya, artõk çe-
şitli düzeylerde “hem hasım, hem hısım”
ilişkisi olan emperyal güçler...
AB-RUSYA İLİŞKİLERİNDE
YENİ OLAN
SSCB döneminde, Batõ Avrupa kapitalist
devletlerinin varlõk koşullarõnõ tehdit eden
Rusya, AB açõsõndan bugün önemli bir ener-
ji tedarikçisi ve pazar. Bunun yanõnda Rus-
ya, Kafkasya, Doğu Avrupa ve Orta As-
ya’daki periferi ülkeleri ve Kuzey Kutbu gi-
bi tartõşmalõ alanlarda ve enerji kaynaklarõnda
hâkimiyet kurma mücadelesiyle, James Pet-
ras’õn deyişiyle, “gelişmekte olan
emperyalist bir güç”...
Avrupa Birliği (AB), Rus-
ya’nõn egemenlik sahasõ
BDT’ye enerji bağõmlõsõ
ve bu büyüyen pazarõ
önemsiyor. Biraz da bu
yüzden bu savaş süre-
since ve daha önce Gürcistan ve Ukrayna’nõn
NATO’ya katõlmalarõna ilişkin görüşmeler sõ-
rasõnda ABD ile tam da örtüşmeyen, kaypak
bir tavõr sergiledi. AB’nin Gürcistan mese-
lesinde Rusya’ya fõrsatta başõnõ okşatan bir
tutum geliştirdiği gözlerden kaçmõyor.
AB-ABD ARASINDA
DEĞİŞEN NE?
Yeni dönemde AB-ABD ilişki-
lerinin kimyasõ da değişime uğru-
yor. Hatõrlayalõm; II. Dünya (Pay-
laşõm) Savaşõ’nõn ardõndan Batõ
Avrupa devletleri tahrip olmuş eko-
nomileri ve askeri aygõtlarõyla, SSCB’nin
tehdidi altõndaydõlar. Yõkõk ekonomileri-
ni ayağa kaldõrmak ve “komünizm tehdidi”
karşõsõnda koruma sağlamak için ABD’ye
evet dediler. Bu evet ile gelen, SSCB’yi sõ-
nõrlandõrõrken, öte yanda Batõ Avrupa’yõ
ABD’ye tabi kõlõyordu.
Bugünün Avrupa’sõ ise kendi askeri me-
kanizmalarõnõ güçlendirme ve uluslar-
arasõ müdahalelere uygun hale getir-
me yolunda. Hõzla genişleyen AB
ekonomik güç açõsõndan da
1970’lerden bu yana bir yükse-
liş içinde ve pek çok sektörel
yarõşta ABD’den daha iyi du-
rumda.
Bugün AB’yi rahatsõz
eden şey şu: Doğu Avrupa’ya ABD üsleri, fü-
ze kalkanlarõ kurulmasõndan AB çok da
hoşnut değil. Bunlarõn görünür hedefi Rus-
ya olsa da AB biliyor ki, bu tezgâh, Avrupa’yõ
kontrol altõnda tutmaya da hizmet edecek, Av-
rupa’nõn askeri kapasitesini sõnõrlayacak.
Bu durum NATO içinde çatlaklara da yol aç-
mõş durumda. AB-ABD ilişkisinde karakter
değişikliği başka durumlarda da gözleniyor.
Mesela;
? AB, Irak işgalinde ABD ile görüş ayrõ-
lõğõna düştü,
? NATO’nun genişletilmesi ile ilgili
ABD önerilerine atlamadõ,
? ABD’nin İran’a saldõrõ-tecrit siyaseti ye-
rine, AB, yaptõrõm-diplomasi-işbirliği siya-
setini izledi,
? ABD’nin Africom’u (ABD Afrika Gü-
cü) kurmasõna yol açan gelişme karşõsõnda
AB, yeni bir hâkimiyet yarõşõna girmiş du-
rumda.
Özetle, AB, ABD çizgisinin peşine takõl-
mak yerine Rusya ile geliştirilebilecek iş-
birliğinin önemine daha çok kulak kabartõr du-
rumda. Rusya da ekonomisini çeşitlendirmek
açõsõndan Avrupa sermayesinin yatõrõmlarõ-
na ihtiyaç duyuyor ve özellikle AB’yi,
ABD’den uzaklaştõrma peşinde.
8 EYLÜL 2008 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
DİZİ 9
CMYB
C M Y B
Yeni emperyal güç denkleminde AB’cilik, ABD’cilik, Rusya’cõlõk “senaryolarõ” şimdiden tedavüle girmiş görünüyor
Saflar yeniden şekilleniyor
B İ T T İ
Tek kutupluluktan çok kutupluluğa doğru seyreden
dünya siyaseti, her tür ekonomik ve politik kurumu da
etkileyecek. IMF’den Dünya Bankası, Dünya Ticaret
Örgütü’ne, NATO’sundan AB’sine kadar tüm kurumlarda
yeni emperyal güç denkleminin ağırlığı hissedilecek.
N
eoliberalizmi, sosya-
lizm kalõntõsõ yapõ
içinde doludizgin uy-
gulayarak, yüksek verimlilik
ve birikim imkânlarõ ile ola-
ğanüstü güçlenen Çin’i, artõk
yeni bir emperyal güç olarak
dünya sahnesinde görüyoruz.
Çin, Şanghay İşbirliği Ör-
gütü çerçevesinde Rusya ile
işbirliğine gidince Rusya ile
bir kutup olma yakõştõrmasõ
yapõldõ. Gerçek böyle mi? Bu
yakõştõrmaya Birleşmiş Mil-
letler’de uluslararasõ konular-
da Rusya ile paralel tutumlar
almasõ ve ABD’nin şikâyet
etmesine yol açacak şekilde
askeri harcamalarõnõ tõrman-
dõrmasõ neden oldu.
Sovyetler Birliği ile Kam-
boçya-Vietnam sorunu, Orta
Asya meseleleri gibi sebep-
lerle defalarca karşõ karşõya
gelen Rusya ile Çin arasõnda-
ki ilişkiler hem Çin’in libe-
ralleşmesi hem de Rusya’da-
ki rejim değişikliği sebebiyle
oldukça yumuşadõ. Özellikle
1989’da Gorbaçov’un Pekin
ziyareti ve 1996’da Dõşişleri
Bakanõ olan Primakov’un
ABD’ye karşõ bir kutup oluş-
turma çabasõ, iki ülke arasõ
ilişkileri arttõrdõ, iki ülke de
kendilerini Amerika’nõn tek
kutup olduğu bir dünyada
göremeyerek ortak çalõşma-
lara önem verdi...
2006 yõlõnda Rusya Devlet
Başkanõ Vladimir Putin’in
Çin’e bir bo-
ru hattõ ile
petrol ve do-
ğalgaz ihracõ
projelerini
açõklamasõ
enerji konu-
sunda da işbirliği oldu-
ğunu gösteriyor. 2006
yõlõnda iki ülke arasõndaki ti-
caret hacmi 33,4 milyar dola-
ra ulaştõ ve bu rakamõn
2010’a kadar 80 milyar dola-
ra ulaşmasõ bekleniyor. 2001
yõlõnda Rusya, Çin, Kazakis-
tan, Kõrgõzistan ve Tacikistan
tarafõndan Şanghay Beşlisi
olarak kurulan, daha sonra
Özbekistan’õn da katõlõmõyla
adõ değişen Şanghay İşbirliği
Örgütü de Rus-Çin işbirliği-
ne bir örnek... Şanghay Ör-
gütü hem ortak savunma
hem de ekonomik açõdan iş-
birliği amaçlõyor. Örgüt, ilk
ortak savunma harekâtõnõ
2003 yõlõnda gerçekleştirdi
ve ortak bir savunma bloku
olmayõ planlõyor.
ÇİN-ABD DENKLEMİ
Çin ve Amerika arasõnda
da hem hasõmlõk, hem hõsõm-
lõk var. İhracatõnõn yüzde
21’ini ABD’ye yapan Çin,
ucuz üretimi sayesinde Ame-
rikalõ tüketicilerin tercihi.
Ucuz Çin mallarõna alõşan
Amerikan ekonomisinde
Çin’den ithalatõ kesme sonu-
cu artacak fiyatlar ve doğa-
cak enflasyon ekonomik dur-
gunluğu tehlikeye sokar kor-
kusu hâkim. Amerika’ya ih-
racatõ kesilen Çin ise en bü-
yük alõcõsõnõ kaybetme, üre-
tim fazlasõndan zarara uğra-
ma endişesinde.
ABD’nin Çin’e yönelik
en önemli taleplerden biri
de Yuan’õn değerinin
Amerikan Dolarõ’na sa-
bitlenmesi. 2001 yõlõn-
daki DTÖ üyeliğini ta-
kiben düşük maliyeti-
nin sağladõğõ avantaj-
la Çin’in dünya pa-
zarlarõnda ihraç
ürünleriyle hâkimi-
yet sağlamasõ, ABD
gibi pek çok ekono-
miyi rahatsõz etti.
Nüfusu ve rejimi
sayesinde üretimi
zaten düşük maliyet-
lere sahip Çin’in bir
de sabit değerli Yuan
sayesinde ihracatõnõ
daha da ucuzlatmasõ,
hem ülkelerin yerel pa-
zarlarõnda hem de dõş
pazarlarda Çin ürünleriy-
le rekabeti zorlaştõrdõ. Bu
durum, yüksek katma de-
ğerli ürünler dõşõnda Çin pa-
zarõna girmeyi de oldukça
zorlaştõrdõ. ABD, işsizlik ar-
tõsõ, iç piyasadaki firmalarõn
güç kaybõ ve 2006 yõlõ itiba-
rõyla ABD’nin yayõnladõğõ
rakamlara 232.5, Çin’in
yayõmladõğõ rakamlar
ile 144.3 milyar
dolar civarõnda bir
ticaret açõğõndan
mustarip. Çin’in
ABD ile gerilim
noktalarõnõ ise
Çin periferi-
sindeki ABD askeri faaliyet-
leri ve Çin’in ihtiyaç duydu-
ğu enerji ve hammadde kay-
naklarõnõn ABD tarafõndan
kontrol altõna alõnmak isten-
mesi oluşturuyor. Africom’un
kurulmasõnõn bir nedeni de
Çin’in Afrika’ya uzanan et-
kisini sõnõrlama isteğidir.
Dikkat çekici bir gelişme
Çin’in küresel doğrudan yatõ-
rõmlarda adõndan giderek da-
ha fazla söz ettirmesi.
2005 yõlõnda 11.3 milyar
dolar, 2006 yõlõnda ise 17.8
milyar dolar değerinde Çin
sermayesi çeşitli ülkelerde
yerleşik faaliyete geçti. Özel-
likle Afrika ve Latin Ameri-
ka’da Çin yatõrõmlarõ iyice
yoğun. Günümüzde 49 Afri-
ka ülkesinde 800’den fazla
Çin firmasõ iş yapõyor ve
Çin’in Afrika’yla olan ticare-
ti 2002’de 18.5 milyar dolar-
ken 2006’da 55 milyar dolara
çõktõ. Benzer şekilde Çin’in
Güney Amerika’da yalnõzca
Arjantin’e yaptõğõ yatõrõmla-
rõn toplamõ 20 milyar dolarõ
buldu.
G
ürcistan gerilimi ile birlikte
emperyal güç matriksi sisler
arasõndan biraz daha yüzeye
vurmuş bulunuyor. ABD hâkimiye-
tinin zayõflamasõ karşõsõnda, muhalif
emperyal güçler rahatlõkla ABD’ye
kafa tutabiliyor, ABD’nin müttefik-
leri ABD’den görece bağõmsõz ha-
reket etmeye başlõyor, ABD liderli-
ğindeki uluslararasõ kurumlarda çat-
laklar çoğalõyor, bölgesel
emperyal güçlerin var-
lõğõ daha çok hissedi-
liyor.
Üretken gücü ge-
rileyen ve mali
krizle sarsõlan
ABD’nin hâkimiyet savaşõnda kolay
kolay havlu atmayacağõ, güç topla-
maya çalõşacağõ kesin. Yükselme
halindeki yeni emperyal güç Rus-
ya’nõn dahil olduğu bu küresel geri-
lim atmosferinde su, enerji ve gõda
kaynaklarõ üzerinde yeni bir hâki-
miyet yarõşõna girmiş görünüyor
dünya... Bu yarõşõn önümüzdeki dö-
nemde şiddetlenmesi çok muhtemel.
Türkiye, kum fõrtõnalarõ sonrasõ olu-
şan bu yeni çöl haritasõnda, zaman za-
man kendisinin ya da birilerinin veh-
mettiği üzere, bir bölgesel güç ol-
manõn çok dõşõndadõr. Yeni emperyal
güç denkleminde AB’cilik, ABD’ci-
lik, Rusya’cõlõk “senaryoları” şim-
diden tedavüle girmiş görünüyor.
TÜRKİYE TAŞERONLUKTAN
ÖTE GİDEMİYOR
Son 30 yõlõn küreselleşme süre-
cinde, toplumuna çektirdiği onca
acõya rağmen, ne demokrasisini ne de
ekonomisini güçlendirmeyi beceren,
dikkate alõnõr bir güç haline geleme-
yen Türkiye’ye, ülke politikalarõna
yön verenlerin tavsiyesi, işbirlikçi bir
taşeronluktan öteye gidemiyor...
Kimileri için yaşanõlan yer, zor
bir coğrafyadõr ama filler savaşõn-
dan bir pay çõkarma fõrsatõ hâlâ var-
dõr. Kendi ayaklarõnõn üstünde ve
kendi bağõmsõz politikasõnõ belir-
leme gücüne kavuşamayan Türki-
ye’nin egemenleri için geriye sa-
dece “işbirlikçilik senaryoları ve
alternatifleri geliştirip birine ya-
manma” kalmaktadõr.
Oysa farkõnda olunmasõ gereken
gerçek şudur; tek kutupluluktan çok
kutupluluğa doğru seyreden dünya si-
yaseti, diplomasisi ister istemez her
tür ekonomik ve politik kurumu da et-
kileyecek, bu kurumlarõn “değiş-
mez” sanõlan kurallarõnõ, politikala-
rõnõ da çatõrdatacak. Bu kurumlarda
güç dengesini yeniden kurgulatacak-
tõr. IMF’sinden Dünya Bankasõ, Dün-
ya Ticaret Örgütü’ne, NATO’sundan
AB’sine kadar, tüm kurumlarda
yeni emperyal güç denkleminin
ağõrlõğõ hissedilecektir.
Böylesi bir konjonktürde eski ez-
berler işe yaramayacaktõr ya da eski
çõpalarõn çõpa olmadõğõ anlaşõlacak-
tõr. Şimdi bunun farkõnda olarak,
tüm dünyada daha adil, daha insani,
daha barõşçõl bir düzenin tesisi için dü-
men tutmak, ortaya çõkan rüzgârdan,
bu yelken için yararlanmayõ düşün-
mek, bunun zihni açõlõmlarõna te-
şebbüs etmek, ufuklar yaratmak za-
manõdõr.
? Adem B. Kushner, 23 Ağustos, Newsweek
? Ali Ergin Demirhan, Dünya Tek Kutup-
lu Değilse İki Kutuplu Olmak Zorunda mõ?
www.sendika.org.
? Ergin Yõldõzoğlu, Büyük Satranç Tahta-
sõ ve NATO –2, Cumhuriyet, 27 Ağustos 2008.
? Fatih Yaşlõ, Gürcistan’dan Ergenekon’a
Uzanan Yol: Emperyalizm ve Turuncu Dev-
rimler, www.sendika.org.
? Sami Kohen, İki Blok (Henüz) Yok –
Ağustos 2008 Milliyet.
? IMF, WORLD ECONOMIC OUTLOOK,
April 2008.
? Emperyalizm, Küreselleşme ve Latin
Amerika üzerine: James Petras/Söyleşi- Ha-
kan Tanõttõran (Refleks).
? China: Is High Growth - High Risk Li-
beralization the Only Alternative? -James Pet-
ras.
? Emperyal Gücün Ekonomik Temeli- Ja-
mes Petras 07 Eylül 2004 - www.sendika.org.
? http://epp.eWhen the Tough Decide to Be-
come Diplomatic -Immanuel Wallerstein.
? “Has the ‘Surge’ in Iraq Worked?” -Im-
manuel Wallerstein, http://www.bingham-
ton.edu.
? Eurostat.ec.europa.eu.
? The WTO launches World Trade Report
2008: Trade in a Globalizing World.
? The FT500 Survey, www.ft.com/ft500.
K A Y N A K L A R
A
BD karşõtlõğõ ve Rusya ile ortaklaşa yü-
rüttüğü nükleer programõ nedeniyle Rus-
ya ve Çin’le birlikte bir eksen oluşturaca-
ğõ söylenen bir başka emperyal güç ise İran.
İran, kendine özgü üretim ilişkileri ve sõnõfsal
yapõlanmasõna rağmen, ABD, AB, Rusya ve
Çin’in dahil olduğu emperyalist-kapitalist siste-
min bir parçasõ. Politik gücünü, ABD-İsrail kar-
şõtõ Pan-İslamist siyasetinden alan İran, Irak ve
Afganistan bataklarõna takõlan ABD karşõsõn-
da, Ortadoğu’daki diğer hedef güçler üzerinde
etki kuran bir bölgesel güç olma çabasõnda
önemli mesafe kaydetmiş durumda. İran,
hedefleri karşõsõnda en önemli engel olan
Irak’taki BAAS yönetiminin ABD tarafõn-
dan ortadan kaldõrõlmasõyla yakaladõğõ
avantajõ da tepe tepe kullanõyor. İran’õn
Rusya ve Çin ile ilişkisi silahlanma ve
nükleer enerji alanõnda olmakla beraber,
önemli sõnõrlõlõklar içermiyor. Her iki
alanda da tek ülkeye bağõmlõ olmaktan
kaçõnan ve silahlanma faaliyetini müm-
kün olduğunca kendi
çabalarõyla geliştiren
İran, nükleer progra-
mõnõ birlikte yürüttüğü
Rusya’nõn kõsõtlamala-
rõndan da mustarip...
Rusya, Buşehr Santralõ’nõn yapõmõnda ol-
duğu gibi bazõ taahhütlerini geciktirmek-
te, Birleşmiş Milletler’de ABD’nin yaptõ-
rõm önerilerine karşõ çõksa da kimi yaptõ-
rõmlara da imza atarak nötr bir konum alõ-
yor. Rusya bu biçimde İran’la ilişkisini bir
uluslararasõ pazarlõk konusu yapma çabasõnda.
Rusya, bunun yanõnda İran üzerinde kontrol ku-
rarak burnunun dibinde yeni bir nükleer güç olu-
şumuna seyirci kalmak istemiyor. İran da Rus-
ya’ya bağõmlõ kalmak istemiyor. Ekonomik an-
lamda AB ile ilişkilerini geliştiriyor. Türkmen ve
İran gazõnõ Türkiye üzerinden Avrupa’ya taşõya-
cak Nabucco projesindeki hevesi, İran lideri
Mahmud Ahmedinejad’õn geçen haftalarda
gerçekleşen İstanbul ziyaretinde de gözlendi.
FARKLI BİR
EMPERYAL GÜÇ İRANYeni emperyal güç: ÇİN
Fõrsatlardan yararlanõlmalõ