Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ayrıca grubun başın-
daki Aydõn Doğan’ın iş
hayatında çeşitli şir-
ketlere sahip olduğu
da biliniyor.
Başbakan Erdoğan,
doğrudan Aydın Do-
ğan’ı hedef alan bir
saldırıyla neyi amaç-
lamıştır?
Sorunun yanıtı açık-
tır.
Başbakan doğrudan
ve açıkça basın ve fikir
özgürlüğüne yönelik
bir saldırıyla gazetele-
ri susturmak istiyor;
haberleşme özgürlü-
ğüne bile tahammül
edemeyen Recep Tay-
yip Erdoğan, medyada
dikensiz gül bahçesi
yaratmak amacını gü-
düyor.
Olay tek sözcükle
‘vahim’dir.
Almanya’da görülen
Türkiye ile ilişkili bir
davanın haberlerine
ambargo koymak iste-
yen zihniyetin demok-
rasiyle uzaktan yakın-
dan ilgisi yoktur.
Konunun daha da
düşündürücü yanı, hü-
kümetin başında bu-
lunan kişinin, elindeki
yetkileri anımsatarak
şantaj sayılabilecek bir
üslupla konuşabilme-
sidir.
Türkiye bir hesap-
laşmaya doğru sürük-
leniyor; Başbakan Er-
doğan bu hesaplaşma-
da elindeki hükümet
ve devlet yetkilerini an-
tidemokratik bir kap-
samda kullanmaktan
çekinmiyor; bunu ne-
redeyse ilan ediyor.
Oysa Anayasa Mah-
kemesi’nin kararına
göre AKP laiklik kar-
şıtı eylemlerin odağı,
yani merkezidir.
Bu kararın üstüne
‘AKP basõn ve fikir öz-
gürlüklerine karşõt tu-
tumlarõn merkezidir’
tümcesini eklemek bir
doğruyu kısaca dile ge-
tirmek değil midir!..
CMYB
C M Y B
GÜNDEM MUSTAFA BALBAY
Baştarafı 1. Sayfada
üstüne gittikçe, siyasi iklim giderek soğuyacak.
Ancak Başbakan’ın medyaya yönelik tutumu
AB kriterlerinden hangisine sığar, kestiremiyoruz!
Başbakan’ın asabının bozulmasının nedeni De-
niz Feneri’ne ilişkin Almanya’da sürdürmekte olan
davayla ilgili haberler. Alman savcının hazırladı-
ğı iddianamede özetle şunlar yer alıyor:
- Almanya’da bağış toplamak üzere kurulan
holding ve çevresindeki örgütlenme Alman ya-
salarının dışına çıkmıştır. Toplanan paraların 41
milyon Avro’luk bölümü amaç dışı kullanılmıştır.
- Bu paranın 14 milyon Avro’luk bölümü Ka-
nal 7 televizyonuyla bağlantılı kişiler tarafından
kullanılmıştır.
- Amaç dışı kullanım toplanan paraların yüz-
de 60’ına ulaşacak düzeydedir.
Amaç dışı kullanımda rolü olanlar kimler?
İddinamenin 164. sayfasından bir bölüm ak-
taralım:
“02.02.2005 tarihli alındı belgesinde herhan-
gi bir meblağ yazılı olmamasına rağmen Mehmet
Gürhan, Firdevs Ermiş’ten parayı, Türkiye
Başbakanı’na vermek üzere aldığını tasdik etmiş.
Bu konu sanık Ermiş’in 7. kez ifadesi alınırken so-
rulmuş ve doğruluğu tasdik edilmiştir.”
Altını çizelim; bir sanık ifadesinde böyle bir id-
diada bulunuyor. Mahkeme konuya ilişkin bel-
geleri bu ifadelerin tamamlayıcısı ve kanıtı ola-
rak değerlendirirse suç, tersi olursa tabii ki de-
ğil...
Başbakan, Almanya’dan gelen bu haberlerin
Doğan grubunun yayın organlarında kullanıl-
masına fena halde öfkelendi. Doğan grubunun
bu iddiaları kanıtlaması gerektiğini söyledi! Ak-
si halde işi ahlaksızlığa kadar götürdü...
Her şeyden önce bunun zemini mahkeme.
Alman makamlarının araştırma-soruşturmala-
rının devamının Türkiye’de yapılması gereki-
yor. Konuşma, bunu yapmakla görevli kişilerin
elini tutuklaştırabilir.
Dava devam ediyor. Büyük olasılıkla iddiala-
rın da arkası gelecek. Başbakan, medyanın
ayağını denk almasını, Alman makamlarından ge-
len bilgileri neredeyse hiç kullanmamasını istiyor.
Başbakan bununla da yetinmiyor, Aydın Do-
ğan’a kendi girişimleriyle ilgili açıklamalar yap-
mak üzere süre tanıyor. Aksi halde ben açıkla-
ma yapacağım, diyor.
Erdoğan’ı dinlerken bir an kovboy filmi mi iz-
liyoruz, duygusuna kapıldım!
Erdoğan, Ergenekon soruşturmaları için “ben
bu işin savcısıyım” diyecek kadar ileri gitmişti. Da-
ha iddianame dahi hazırlanmadan “devleti çe-
telerden temizliyoruz” demeçleri vermişti. İşin so-
nuna kadar gidileceğini söylemişti.
Aynı Erdoğan, Deniz Feneri olayında ise tam
tersi bir tutum izliyor. Değil savcılık, iddiaların ha-
ber olarak yayımlanmasına bile katlanamıyor. Ya-
zanları, ağır dille suçluyor, adeta düelloya davet
ediyor.
Öyle anlaşılıyor ki Erdoğan, artık kendi med-
yasını en güçlü şekilde oluşturduğunu düşünü-
yor. Medyanın önemli bir bölümü AKP’nin özel
medya kolu gibi çalışıyor. Doğan grubunu etki-
siz hale getirirse, medya fenerini tümüyle eline
aldı demektir!
AKP davasının sonuçları tartışırken olasılık-
lardan biri de şöyle dile getirilmişti:
Başta Başbakan olmak üzere AKP yönetimi bu
karardan ders çıkarır, daha dengeli hareket
eder!
Alın size denge...
[email protected]
SAYFA 8 EYLÜL 2008 PAZARTESİCUMHURİYET
8 HABERLERİN DEVAMI
İstanbul B 30
Edirne B 34
Kocaeli B 30
Çanakkale B 31
İzmir A 33
Manisa A 35
Aydın A 36
Denizli A 36
Zonguldak Y 25
Sinop PB 27
Samsun Y 27
Trabzon Y 27
Giresun Y 26
Ankara B 32
Eskişehir B 30
Konya B 31
Sıvas B 28
Antalya A 32
Adana A 35
Mersin A 32
Diyarbakır A 38
Şanlıurfa A 35
Mardin A 35
Siirt A 37
Hakkâri PB 27
Van PB 26
Kars Y 26
Oslo Y 13
Helsinki Y 16
Stockholm Y 17
Londra Y 18
Amsterdam Y 18
Brüksel PB 18
Paris PB 20
Bonn PB 19
Münih PB 25
Berlin PB 23
Budapeşte Y 26
Madrid PB 31
Viyana Y 24
Belgrad Y 30
Soyfa Y 33
Roma PB 27
Atina PB 30
Zürih Y 23
Moskova Y 28
Aşkabat PB 31
Astana Y 27
Taşkent Y 34
Bakû Y 27
Bişkek Y 29
Tiflis Y 23
Kahire A 33
Şam A 35
Yurdun kuzey kesimleri
parçalı bulutlu, Orta ve
Doğu Karadeniz kıyıları
ile Artvin, Kars, Arda-
han ve Iğdır çevreleri
kısa süreli sağanak ve
gökgürültülü sağanak
yağışlı, diğer yerler az
bulutlu ve açık geçe-
cek. Hava sıcaklığı
mevsim normalleri
üzerinde seyretmeye
devam edecek.
C
Baştarafı 1. Sayfada
Basın
Özgürlüğüne
Saldırı...
Türban diyen yükseliyor
genelinde çok sayõda destekçi bulan im-
za kampanyasõ, adeta AKP kadrolaş-
masõ için “referans” haline geldi.
Kampanya sonrasõnda devlet kurum-
larõnda yaşanan “görev değişiklikle-
rinden” bazõlarõ şunlar:
Türk Tarih Kurumu: Yusuf Ha-
laçoğlu’nu yeniden atamayan AKP
hükümeti Türk Tarih Kurumu’nun ba-
şõna Fethullah Gülen’e yakõnlõğõyla bi-
linen Türkiye Yazarlar Birliği’nin yö-
netim kurulu üyeleri arasõnda yer alan
Prof. Dr. Ali Birinci’yi getirdi. Birin-
ci’yi, kamuoyu, Atatürk’e hakaret
eden Atilla Yayla’ya destek kampan-
yalarõna verdiği imzayla tanõyor.
YÖK: Başörtüsüne özgürlük bildi-
risinin mimarõ olan ve ilk imzayõ atan
Selçuk Üniversitesi İktisadi ve İdari Bi-
limler Fakültesi Uluslararasõ İlişkiler
Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Şaban
Çalış, ödülünü YÖK Başkanõ Prof. Dr.
Yusuf Ziya Özcan’a danõşman olarak
aldõ. Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül de,
YÖK Genel Kurulu üyeliğine, yine tür-
bana özgürlük isteyen Zonguldak Ka-
raelmas Üniversitesi Öğretim Üyesi
Prof. Dr. Durmuş Günay’õ atadõ. İm-
za kampanyasõna destek veren Gü-
nay, kişisel internet sitesindeki “Yeni
YÖK Başkanı’ndan Beklentiler”
başlõklõ yazõsõnda “Türban sorunu
olarak nitelenen sorun, yasakçı zih-
niyetin ürettiği utanç verici bir so-
rundur. Katsayı sorunu da benzer bir
uygulamadır” satõrlarõna yer vermiş-
ti.
Diyanet İşleri Başkanlığı Din
İşleri Yüksek Kurulu: Özgürlük-
çü açõklamalarõyla bilinen Ankara Üni-
versitesi İlahiyat Fakültesi Dekanõ Prof.
Dr. Mualla Selçuk’un yeniden üye ya-
põlmadõğõ Diyanet İşleri Başkanlõğõ
Din İşleri Yüksek Kurulu’nda üniver-
sitelerde türbanõn serbest bõrakõlmasõ ge-
rektiğini savunan imza kampanyasõna
destek veren Ankara Üniversitesi İla-
hiyat Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr.
İsmail Hakkı Ünal ise görevini koru-
du.
Yunus Emre Vakfı: Prof. Dr.
Mehmet Kara, Prof. Dr. Ali Fuat Bi-
kan, Doç. Dr. Coşkun Çakır türbana
özgürlük bildirisine attõklarõ imzalarõn
ardõndan Bakanlar Kurulu kararõyla
Yunus Emre Vakfõ mütevelli heyeti
üyeliğine atandõ.
Dicle Üniversitesi: 2002 se-
çimlerinde AKP’den milletvekili aday
adayõ, 2007 genel seçimlerinde ise yi-
ne AKP’nin 8. sõra Diyarbakõr millet-
vekili adayõ olan Prof. Dr. Ayşegül Ja-
le Saraç, türbana özgürlük bildirisini
imzalamõştõ. Üniversitede yapõlan se-
çimlerden 3. sõrada çõkan Saraç, YÖK
tarafõndan Cumhurbaşkanõ Abdullah
Gül’e gönderilen listenin başõna ko-
nuldu. Gül ise Saraç’õ Dicle Üniversi-
tesi rektörlüğüne atadõ.
Ondokuz Mayıs Üniversitesi:
Türban bildirisinin imzacõlarõndan Prof.
Dr. Hüseyin Akan, Ondokuz Mayõs
Üniversitesi’ndeki rektörlük seçimle-
rinden ikinci sõrada çõktõ. Ancak
Akan’õn ismi YÖK’te ilk sõraya yer-
leştirildi. Gül, Akan’õ üniversite rektör
olarak atadõ.
Erciyes Üniversitesi: Erciyes
Üniversitesi’ndeki seçimlerde birinci
olan Prof. Dr. Hasan Fahrettin Ke-
leştemur, YÖK tarafõndan da birinci sõ-
raya yerleştirildi. Keleştemur da diğer
“şanslı” rektörler gibi türban imzacõ-
larõ arasõnda yer alõyor.
Yeni kurulan üniversitelerin rektör
adayõ belirleme sürecinde de türban im-
zalarõ etkili oldu. 23 üniversite için be-
lirlenen 69 adaydan 36’sõnõ türban im-
zacõlarõ oluşturdu. Bu adaylardan
14’üne ilk sõrada, 14’üne ikinci sõrada,
8’ine de üçüncü sõrada yer verildi.
Artvin Çoruh, Bartõn, Batman, Bayburt,
Bitlis Eren, Çankõrõ Karatekin, Iğdõr Ka-
ramanoğlu Mehmet Bey, Muş Alpas-
lan, Nevşehir, Osmaniye Korkut Ata,
Siirt, Şõrnak, Tunceli üniversiteleri için
YÖK tarafõndan Cumhurbaşkanõ Ab-
dullah Gül’e gönderilen listede ilk sõ-
rayõ türban imzacõsõ şu isimler aldõ:
Prof. Dr. Mehmet Duman, Prof. Dr.
Ramazan Kaplan, Prof. Dr. Abdüs-
selam Uluçam, Prof. Dr. Hakkı Aydın,
Prof. Dr. Abdullah Bayram, Prof.
Dr. Ali İbrahim Savaş, Prof. Dr. İb-
rahim Hakkı Yılmaz, Prof. Dr. Sab-
ri Gökmen, Prof. Dr. Nihat İnanç,
Prof. Dr. Ekrem Erdem, Prof. Dr. En-
ver Alper Güvel, Prof. Dr. Recep
Ziyadanoğulları, Prof. Dr. Ali Akmaz,
Prof. Dr. Aziz Polat.
ZEYNEP ŞAHİN /
NİHAN İNAL
Milli Eğitim Bakanlõğõ
(MEB), din kültürü ders-
lerinin içeriğini giderek
uygulamaya büründürü-
yor. İlköğretim 4. sõnõf
öğrencilerinden, çevrele-
rindeki dini sembolleri
öğrenmeleri, Kuran’õn
sayfa düzenini inceleme-
leri istenirken 5. sõnõf öğ-
rencilerine “Hiç dua etti-
niz mi? Neler hissettiniz”
diye soruluyor; Kutlu Do-
ğum Haftasõ’ndaki etkin-
likleri gözlemleyip arka-
daşlarõyla paylaşmalarõ,
sõnõfa “salih amel” konu-
lu pano hazõrlamalarõ öd-
evi veriliyor. İlköğretim 6.
sõnõflara ise abdest ve na-
maz, fotoğraflar eşliğinde
öğretiliyor.
Yeni bir ders yõlõ daha
bugün başlõyor. MEB’in
din kültürü derslerini gi-
derek uygulamaya dönük
hale getirmesi ise yeni
ders yõlõnda kendini iyice
hissettirecek.
Bu kapsamda, öğrenci-
lerin bu yõl okuyacaklarõ
din kültürü kitaplarõndan
dikkat çekici ayrõntõlar
şöyle:
‘Dini atasözü bulun’
- İlköğretim 4. Sınıf:
“Din ve Ahlak Hakkın-
da Neler Biliyoruz?” üni-
tesinde öğrencilere; “İçe-
risinde dini ifadelerin
geçtiği atasözü, şiir vb.
biliyor musunuz” diye
sorularak “Dilimize bir-
çok sözcük, deyim ve
atasözünün inançları-
mızla ilgili olması, dinin
yaşamımızda önemli bir
yere sahip olduğunu gös-
terir” deniliyor.
“İşlerimize niçin bes-
mele ile başlarız? Dü-
şüncelerinizi arkadaşla-
rınızla paylaşınız” yazõ-
lõ kutucuk ile öğrencilerin
konu üzerine konuşmasõ
isteniyor.
“Çevremizde bulunan
dini semboller nelerdir”
denilerek öğrencilerin et-
rafõnõ bu amaçla incele-
mesi ödevi verilirken ay-
rõca “Çevremizde birçok
dini sembol vardır. Bil-
diğiniz sembollerden bir
tanesinin resmini çizi-
niz. Bu sembollerle ilgi-
li duygularınızı anlatan
bir yazı yazınız” konulu
grup çalõşmasõ yapmalarõ
isteniyor.
Öğrencilerden, “Kura-
nıkerim’in sayfa düze-
nini arkadaşlarıyla in-
celemeleri” de isteniyor.
Kitaptaki görsel malze-
meler de dikkat çekerken
kitabõn kapağõnda bir er-
kek çocuğunun ellerini
açmõş ve başõnõ yukarõ
kaldõrmõş şekilde dua
ederken gösterildiği re-
sim oldukça büyükçe yer
alõyor. Aynõ resim kitabõn
içinde iki kez daha kulla-
nõlõyor.
- İlköğretim 5. Sınıf:
“İbadet Konusunda Bil-
gilenelim” başlõklõ ünite-
ye girişte yatağõna girmiş
bir kõz çocuğu dua eder-
ken yanõnda da bir erkek
çocuğu namaz kõlarken
resmediliyor.
Namaz kõlan erkek ço-
cuğu resmi bir sayfa son-
ra tekrar kullanõlõrken dua
eden kõz çocuğu resmine
de ünite içinde ikinci kez
yer veriliyor. Ayrõca bir er-
kek çocuğunun namaz kõ-
larken çekilmiş fotoğrafõ
da kitapta yer alõyor.
Öğrencilerden çevrele-
rinde hacca giden biri ile
görüşmeleri de istenirken
“Ziyaret ettiği yerler ve
yaptığı ibadetlerle ilgili
duygu ve düşüncelerini
içeren bir röportaj ya-
pınız. Röportajınızı gör-
sel unsurlarla destekle-
yerek bir metin haline
getiriniz” deniliyor.
Dua eden bir erkek ço-
cuğunun fotoğrafõ büyük-
çe kullanõlõrken hemen
yanõndaki kutucukta da
“Hiç dua ettiniz mi? Et-
tiyseniz neler hissetti-
niz” diye soruluyor.
Aynõ ünite içinde, sofra
başõnda ellerini açmõş dua
eden bir ailenin resmi de
kullanõlõyor. Öğrencilerin
gruplara ayrõlarak “in-
sanlara iyilik yapmak
ve salih amel” konusun-
da yazõ ve resimlerden
oluşan bir pano hazõrla-
malarõ ve bunu sõnõfa as-
malarõ isteniyor.
Verilen ödevler arasõn-
da ise “Kutlu Doğum
Haftası’nda çevrenizde
yapılan etkinlikleri göz-
lemleyerek izlenimleri-
nizi arkadaşlarınızla
paylaşınız” yer alõyor.
Fotoğraflarla namaz
- İlköğretim 6. Sınıf:
Abdest ve teyemmüm, bir
erkek çocuğu her ikisini de
yaparken çekilmiş fotoğ-
raflarla kare kare görsel
olarak ve fotoğraf altlarõ-
na yazõlan açõklamalarla
öğretiliyor.
Namaz konusu da başõ
kapatõlmõş küçük bir kõz
ve bir erkek çocuğun ay-
rõ ayrõ namaz kõlarken çe-
kilmiş fotoğraflarõ eşli-
ğinde veriliyor.
Sırtı dönük şüpheliyi öldüren polise ödül gibi ceza
ANKARA (ANKA) - Yargõtay, alkollü bir
şekilde traktör kullanarak mala zarar verme su-
çunu işleyen köylüyü, kaçarken sõrtõndan silahla
vurarak öldüren polise 1 yõl 1 ay hapis cezasõnõ
onadõ. Karara muhalif kalan Yargõtay üyeleri,
“Devlet erkini elinde bulunduranların ya-
sadışı güçlerini bireyler üzerinde kullanması
polis devletinde rastlanan bir olgu olsa da de-
mokratik hukuk devleti anlayışında yeri yok-
tur. Kolluk, yasalarda belirlenen görevlerini
yaparken direnişle karşılaşması durumun-
da, bu direnişi kırmak amacıyla ve kıracak
ölçüde zor kullanmaya yetkilidir” dedi.
9 Ağustos 2003 günü saat 24.00 sõralarõnda
U.T. yönetimindeki traktör, yanõnda arkadaşõ
K.C. ile karayolunda seyir halinde iken yolda
park etmiş bir araca çarpmamak için yoldan çõ-
karak kapalõ olan bir işyerinin cam ve çerçe-
vesini kõrarak eşyaya zarar verme suçunun iş-
lenmesine neden oldu. U.T. olay yerinden kaç-
tõ. Yapõlan ihbar üzerine polis memurlarõ H.A.
ve O.C. olay yerine gelerek U.T’nin kullandõğõ
traktörü izlemeye başladõ. Polis memurlarõnõn
“dur” ihtarõna aldõrõş etmeyen U.T. silahlõ uya-
rõ atõşõna rağmen yakalanmamak amacõyla
olay yerinden kaçmaya başladõ. Polis aracõnõn
giremeyeceği yere yönelerek kaçmaya devam
eden U.T’ye polis memuru H.A. koşarak ye-
tişip traktöre tõrmandõktan sonra tabancayla ateş
etti. Polis memurunun silahõyla yaptõğõ atõş son-
rasõ arkadan iki mermi girişi tespit edilen
U.T. hayatõnõ kaybetti. U.T’nin arkasõndan ateş
eden polis memuru H.A’nõn tõbbi müdahalede
bulunmadõğõ, olay yerinden hemen ayrõldõğõ, ye-
ri jandarma bölgesi olmasõna karşõn olaydan
dört saat sonra jandarmanõn olaydan haberdar
edildiği kaydedildi.
Tokat Ağõr Ceza Mahkemesi, alkollü trak-
tör sürücüsünü durdurmak için arkadan ateş
ederek ölümüne sebep olan polis memuru
H.A. hakkõnda “taksirle adam öldürme” su-
çunu işlediği gerekçesiyle 1 yõl 1 ay 10 gün ha-
pis cezasõna mahkûmiyet hükmü kurdu. Karar
tecil edildi.
Dosyanõn temyiz incelemesini yapan Yar-
gõtay 1. Ceza Dairesi, öldürme kastõ olmaksõ-
zõn U.T’nin ölümüne sebebiyet veren polis me-
muru H.A. ile ilgili yerel mahkemenin kararõ-
nõn düzeltilerek onanmasõna oyçokluğu ile
karar verdi. Karara muhalif kalan Yargõtay 1.
Ceza Dairesi üyeleri Salih Zeki İskender ve
Sezai Akbulut, daire kararõnõ eleştirdiler.
Muhalif üye İskender, “Devlet erkini elinde
bulunduranların yasadışı güçlerini bireyler
üzerinde kullanması polis devletinde rast-
lanan bir olgu” görüşünü dile getirdi.
Sanõk polisin, “Kasten tahrik altında adam
öldürme” suçundan mahkûm edilmesi gerek-
tiği görüşünü dile getiren İskender, karşõ oy ya-
zõsõnda şu görüşleri dile getirdi:
“Kamu düzeni en genel anlamda sivil ya-
şamın olağan işleyişi olarak tanımlanabilir.
Devletler kamu düzeninin sağlanmasından
sorumludurlar. Bununla birlikte, her türlü
koşulda devletin kamu düzenini savunmak
için hareket ettiği durumda bile insanların
temel haklarına saygı gösterilmesi gerekir.
Genellikle söz konusu olan özgürlüğün ya-
sal ve maddi güvenceleri, bireyin toplum
içindeki huzur ve güvenliğini sağlayan şey-
lerdir. Ne pahasına olursa olsun bireysel hak-
larını sonuna kadar özgürce kullanılması
sağlanmalıdır.”
İskender, öldürülenin takibini gerektiren
eylemin “taksirli mala zarar vermek” ve “al-
kollü araç kullanmak” olduğunun altõnõ çi-
zerek “Ortada kamu düzenini ağır şekilde
bozan durum yoktur. Alkollü araç kullan-
ma şeklinde oluşan Karayolları Trafik Ya-
sası kapsamındaki kabahat türünden eyle-
mi bir yana bırakılırsa, ortada taksirli ma-
la zarar vermek şeklinde oluşan, özel hu-
kuku ilgilendiren haksız eylem kalmaktadır.
Öldürülen, yakalanmamak için uyarılara
karşın kaçmaya kalkışarak edilgen direniş
göstermiştir. Sanığa karşı etken hiçbir sal-
dırısı ve davranışı yoktur. Tek amacı ta-
kipten kurtulmak ve yakalanmamaktır. Bu
nedenle sanığın yasal savunma içinde bu-
lunduğu kesinlikle söylenemez” görüşünü di-
le getirdi. İskender, karşõ oy yazõsõnda polisin
hangi durumlarda silah kullanma yetkisine sa-
hip olduğunu şöyle sõraladõ:
“Polis, öz savunmada bulunmak, başka-
larının canına ve ırzına yönelik saldırıyı ön-
lemek, kaçan tutuklu ve hükümlü kişilerin
durdurulması, suçüstü durumunda ağır
cezalık bir suçtan şüphelinin arandığı yer-
den çıkıp kaçmaya çalışanın yakalanması,
ağır cezalık bir suçtan sanık veya mahkûm
olup da aranmakta olan kişinin yakalanması,
dur uyarısına karşın kaçmaya kalkışması
durumunda ele geçirilmesi, karakola karşı
yapılan saldırıların önlenmesi, silahını tes-
lim etmesi istenenlerin karşı gelmesi duru-
munda saldırılarını ve karşı koymalarını ön-
lenmesi amacıyla ve devlet nüfuz ve icraa-
tına silahla karşı gelinen olaylarda silah kul-
lanılabilir.”
Karşõ oy kullanan Yargõtay 1. Ceza Dairesi
üyelerinden Sezai Akbulut da sanõk polisin kas-
ten tahrik altõnda insan öldürme suçunu işle-
diğine dikkat çekti. Yargõtay 1. Ceza Dairesi’nin
verdiği bu karara Yargõtay Cumhuriyet Baş-
savcõlõğõ itiraz etti. Dosya, önümüzdeki aylar-
da Yargõtay Ceza Genel Kurulu gündemine ge-
lecek. Ceza genel kurulu, karara muhalif kalan
üyelerin görüşü doğrultusunda karar verirse, po-
lisler zor kullanan kişilere ateş ederken iki kez
düşünmek zorunda kalacak.
SELAHATTİN ŞAHİN
NEVŞEHİR - Aileleriyle birlikte Nevşehir
kent çöplüğünde çalõşan 30 çocuk eğitim öğre-
tim yõlõnõn başlamasõna karşõn okula kaydetti-
rilmedi. Çöplükte çalõşan aileler adõna konuşan
Mehmet Sark, 15 aileden 100 kişinin çadõrlar-
da yaşam mücadelesi verdiğini söyledi.
Aileleriyle birlikte Şanlõurfa’dan Nevşehir’e
gelen 7-14 yaş grubundaki 30 çocuk yeni eği-
tim ve öğretim yõlõnõn başlamasõna karşõn okula
gidememenin burukluğunu yaşõyor. 11 çocuğu
olan Mehmet Sark, çocuklarõnõ okula göndere-
memenin üzüntüsünü duyduğunu belirtti.
Çöplüğün kent merkezinden 15 kilometre
uzakta olduğu için çocuklarõ okula göndereme-
diklerini ifade eden Mehmet Sark, “Valimiz-
den bu konuda bizlere destek olmalarını
bekliyoruz. Çocuklarımız okuma konusunda
oldukça hevesliler. Bizler okuyamadık, ama
çocuklarımızın ve torunlarımızın okumala-
rını istiyoruz. Bu konuda yetkililerden çö-
züm bekliyoruz” dedi.
Ailelerine yardõm eden çocuklarsa daha önce
çalõştõklarõ Antalya’nõn Alanya ilçesinde kay-
makamlõk ve belediyenin desteğiyle okula git-
tiklerini belirterek eğitimlerine devam etmek
istediklerini söylediler.
Çöplükte çalışan çocuklar buruk
Baştarafı 1. Sayfada
DİN KÜLTÜRÜ BU DEĞİL
Dindarlık dersleri
TC
GEBZE 3. İFLAS DAİRESİ’NDEN
ADİ TASFİYE VE İFLASIN AÇIL-
MASININ İLANI
Dosya No: 2008/2 İFLAS
Müflisin adõ, soyadõ ve adresi: METKON METAL
KONSTRÜKSİYON SANAYİ VE TİCARET ANO-
NİM ŞİRKETİ
İflasõn açõldõğõ tarih: 05/03/2008
GEBZE 3. ASLİYE HUKUK Mahkemesi’nce ifla-
sõna karar verilmiş olan yukarõda ismi ve adresi yazõlõ
müflis hakkõndaki tasfiyenin şimdilik.ADİ.şeklinde ic-
rasõ tensip kõlõnmõş olduğundan:
1 - Müflisten alacaklõ olanlarla taşõnõr ve taşõnmaz-
lar üzerinde istihkak iddiasõnda bulunanlar ilandan iti-
baren bir ay (*) içinde GEBZE 3. İCRA ve İflas Dai-
resi’ne yazõlõ olarak alacak ve istihkak iddialarõnõ kay-
dettirmeleri ve delillerinin (senet, defter, hülasasõ ve-
saire) asõl veya onaylõ örneklerini tevdi etmeleri,
2 - Müflise borçlu olanlarõn aynõ süre içinde kendi-
lerini ve borçlarõnõ bildirmeleri, aksi halin İcra ve İflas
Kanunu’nun 336’ncõ maddesi uyarõnca cezai sorumlu-
luğu gerektireceği.
3 - Müflisin mallarõnõ her ne suretle olursa olsun el-
lerinde bulunduranlar, o mallar üzerindeki kanuni hak-
larõ saklõ kalmak şartõyla bunlarõ aynõ süre içinde iflas
dairesi emrine tevdi etmeleri ve etmezlerse geçerli ma-
zeretleri bulunmadõkça cezaî sorumluluğa uğrayacak-
larõ ve rüçhan haklarõndan mahrum kalacaklarõ,
4 - 13/10/2008 PAZARTESİ, günü saat.14,00’te ilk
toplantõ yapõlacağõndan alacaklõlarõn bu toplantõya gel-
meleri veya yetkili bir vekil göndermeleri ve aynõ za-
manda müflis ile müşterek borçlu olanlar ve kefilleri-
nin ve borcu tekeffül edenlerin veya bunlarõn vekille-
rinin bu toplantõda hazõr bulunmaya haklarõ olduğu ilan
olunur.
*:1-Pek uzak yerlerde veya yabancõ ülkelerde ika-
met eden alacaklõlar için süre uzatõlabilir.
2-Reddedilen bir mirasõn tasfiyesi lazõm geldiğinde
miras hükümleri gereğince evvelce alacaklõlar davet
edilmişse 1 numaralõ bentteki süre (10) güne indirilir.
Basõn: 48882