23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 8 EYLÜL 2008 PAZARTESİ 6 HABERLER Deniz Feneri’nin yürüttüğü projelerle ilgili ne ele geçen evrakta ne de bilgisayar kayõtlarõnda bir ize rastlanamõyor Uluslararasõ inanç hortumcularõAYKUT KÜÇÜKKAYA Almanya’daki Deniz Feneri e.V. davasõnõn iddianamesi “inanç hor- tumcu”larõnõn insanlarõn dini duy- gularõnõ kullanarak topladõklarõ yar- dõm paralarõnõ hatta kurban paralarõ- nõ nasõl iç ettiklerini tüm çõplaklõğõyla yansõtõyor. İddianamede, “Deniz Fe- neri e.V’nin birçok ülkede (güya) yardım projeleri yürüttüğü görül- mekte ve bunların çoğunun sığır- koyun alımları için olduğu belir- tilmekte. Ancak projelerle ilgili ne evraklarda ne de ele geçirilen bilgisayar kayıtlarında bir ize rast- lanmıyor” tespiti dikkat çekiyor. Alman Savcõlõğõ’na göre “para- ların nerelerde harcandığı ile ilgili herhangi bir delil bulunmadığı” gi- bi “nerelere harcandığına dair açıklamalarda da çelişkili ifadeler” yer alõyor. İşte iddianameye yansõ- yan; “ülke ülke” inanç hortumcu- luğunu anlatan savcõlõk tespitleri özetle şöyle:  Balkanlar’a paralar bay- ramdan sonra teslim edilmiş! Ele geçirilen evraklara göre, Ma- kedonya’daki “Kültür ve İnsani Dayanışma Derneği” CHOM’dan Adnan İsmaili’ye, keş olarak kur- banlõk alõmlarõ için Abdullah Se- ver’den 21 bin 500 Avro verilmiş. Aralõk 2005’te Islamska Verska Zae- nicb Makedonya’ya toplam 128 bin 800 Avro, Arnavutluk ve Makedon- ya’da 2006’da kurbanlõk sõğõrlar alõmlarõ için havale edilmiş. Bu pa- ralarõn gerçekten nerelere kullanõl- dõğõyla ilgili belgeler ve paralarõn miktarõ ve alanlarla ilgili veriler çe- lişkilidir. Örneğin, Kurban bayra- mõndan sonra, Kurban bayramõ için verilmiş olmasõ…  Nijerya’ya mizansen teslim: 2006 Kurban Bayramõ’nda, Deniz Feneri’nin VakõfBank’taki 3344 nu- maralõ hesabõndan 75 bin Avro’luk bir meblağ, Sidi Mohamed Moussa adõndaki şahsõn hesap numarasõna ha- vale edilmiştir. “Etablissement Has- sane Sidi Mohamde” firmasõnõn (ithalat ve ihracat şirketi) teşekkür ya- zõsõndan, 1.080 koyunun satõn alõn- dõğõ, kesimlerinin ve dağõtõmõnõn ya- põldõğõ anlaşõlmakta. Dikkati çeken ve koyunlarõn yardõma muhtaç kişilere teslimini gösteren bir video filmi dokümantasyonu var ki, bunun san- ki mahsus yapõldõğõ ve güya teslimi gösterdiği kaygõsõ da var. Dokü- mantasyonda, yukarõda belirtilmiş olduğu kadar koyunun alõndõğõnõ ve kesilip dağõtõldõğõnõ belirten hiçbir belge yoktur.  Mali’de de belge yok: 2005 Kurban bayramõ için, ENS- HA örgütünün hesap numarasõna 38 bin 500 Avro, 2006 Kurban bayramõ için de 75 bin Avro havale edilmiş- tir. Bununla ilgili olarak En-Sha ör- gütü adõna Dr. E. Hamid isminde bi- risinin teşekkür yazõsõ var; bu yazõ- sõnda adam, parayla kurbanlõk hay- vanlarõn alõndõğõnõ, kesildiklerini ve muhtaçlara dağõtõldõğõnõ belirtmekte. Burada da alõnan hayvanlarõn alõm- larõ, kesilmeleri ve/veya dağõtõlmalarõ ile ilgili hiçbir dokümantasyon, ne 2005 yõlõ için ne de 2006 yõlõ için var- dõr.  Habeşistan’a kuryeyle kur- ban yardımı: Heidelberg’de kalan tanõk, Jemal Ismail Umar, dernek adõna para kuryeliği yapmõş ve mevcut “Alındı Belge”lerine göre, Habeşistan’da yapõlacak yardõmlar için 2005 ve 2006 yõllarõnda 730 bin Avro teslim almõş. Habeşistan’da Kurban bayra- mõ için yapõlan yardõmlarla ilgili do- kümantasyon tamamen eksik, daha doğrusu ne sonuca varõcõdõr ne de isa- betlidir. Yardõm alan kişilerin isim lis- teleri var ama imzalarõ yok. Bu lis- telerin, mühürlendikten sonra tek ve aynõ kişi tarafõndan yazõlmõş olduk- larõ bariz bir şekilde görülmektedir.  Irak’ın şahidi Türk Deniz Feneri: 15 Ocak 2005 tarihli, elle yazõlmõş olan ve “Türk ve Ortadoğu Daya- nışma Vakfı 1995” (TODAV) baş- kanõnõn, Abdullah Sever’den Türk Deniz Feneri mensubu olan İbrahim Altan’õn huzurunda 64 bin Avro pa- ra teslim aldõğõnõ belirten bir makbuz var. Gene mevcut olan “teşekkür” yazõsõndan, bu paranõn kurbanlõk sõ- ğõrlarõn alõmõnda kullanõlmõş olduğu yazõlõ. Kurbanlõk sõğõrlarõn alõmlarõ, kesimleri ve alõnan sõğõrlarõn dağõtõ- mõ hakkõnda hiçbir yazõlõ belge mev- cut değildir.  Azerbaycan belgesi yok: 2005 ve 2006 yõllarõnda öncelikle “Azerbeycan Demokratik Telebe Gençler Teşkilatı” (ADTGT) ile “Azerbaycan Respubikası Gençli- ğe Yardım Fonu”na (GYF) Kurban bayramõ için maddi yardõmda bulu- nulmuş. 2006 yõlõ Kurban bayramõ için gene GYF’ye 440 bin Avro ve- rilmiş. Bununla ilgili dokümanlar sadece, yardõm için bir teşekkür ya- zõsõ ve Deniz Feneri’nin notlarõnõn ku- surlu ve anlaşõlmasõ güç olmasõndan ibarettir. Y E M E N ’ D E F E N E R A M B L E M L E R İ B İ L E K A R I Ş M I Ş 2 006 yõlõ için 700 bin Avro’luk bir maddi yardõm yapõlmõş. Bunun 400 bin Avro’su hesap numarasõna havale edilmiş, 300 bin Avro’su da Sadal ve Fikret Özdemir tarafõndan keş verilmiş. CSSW’nin proje prospektüsü dokümantasyonundan Yemen’in çeşitli bölgelerinde 56.420 aileye 14.060 kurbanlõk dağõtõldõğõ görülmekte. Dikkati çeken şu ki, çeşitli bölgelerdeki projelerin giderleri listesine bakõldõğõnda 153 bin Avro gibi bir meblağ tespit edilirken yekûn masraflarõn toplamõ da 703 bin Avro tutuyor olmasõdõr. Alõnan kurbanlõklarõn alõmõ, kesimi ve dağõtõmõyla ilgili herhangi bir dokümantasyon yoktur. 2006 yõlõnda gõda maddeleri dağõtõmõ için CSSW’ ye 116 bin Avro havale edilmiş. Örgütün Deniz Feneri e.V.’ye bununla ilgili yazõsõ, çelişkilidir. 26.11.2006 tarihli bir başka yazõsõnda CSSW, 80 bin Avro aldõğõnõ ve bunun için teşekkür ettiğini belirtmekte. Yazõyla birlikte gönderilen proje dokümantasyonundan, söz konusu Deniz Feneri’nin Türk Deniz Feneri’nin sembolünün olduğu “Deniz Feneri Lighthouse”un kastedildiği anlaşõlmakta. ERDOĞAN ŞAŞKINLIK YARATTI Hilton projesini ‘sit’ durdurdu OKTAY EKİNCİ Başbakan Erdoğan’õn, Almanya’da- ki Deniz Feneri Derneği’nin yolsuzluk haberlerinden ötürü suçladõğõ Aydın Doğan’a ait İsatnbul-Hilton Oteli’yle ilgili “imar değişikliği” talebinin “kendisi” tarafõndan geri çevrildiğini açõklamasõ, konuyu izleyen uzman çevrelerde şaşkõnlõk yarattõ. Çünkü Başbakan’õn da onayõyla Hil- ton’u satan Özelleştirme İdaresi, aynõ arsada ek binalar yapõlabileceğini, an- cak bunun için gerekli imar değişikli- ğinin araziyi satõn alacaklar tarafõndan talep edilmesinin uygun görüldüğünü açõklamõştõ. Bu “yönlendirme” ile satõşa çõkan araziye en yüksek bedeli ödeyerek sa- hip olan Aydõn Doğan da izleyen gün- lerde “beklenen” plan değişikliği tale- bini Şişli Belediyesi’ne iletti. Şişli Belediye Meclisi’nin aynõ tale- bi “yoğunluğu biraz düşürerek” Bü- yükşehir Belediyesi’ne ilettiği günler- de ise İstanbul II Numaralı Koruma Kurulu’nun gündeminde, içinde Hil- ton’un da bulunduğu 1759 No’lu yapõ adasõ ile Harbiye’den Maçka’ya doğru uzanan “kongre vadisi” ve çevresinin “bütünüyle sit” kapsamõna alõnmasõ vardõ. Plan değişikliği Büyükşehir Beledi- ye Meclisi’nin inceleme sürecine gir- meden, Prof. Dr. Mete Tapan başkan- lõğõndaki Koruma Kurulu söz konusu bölgeyi 11 Nisan 2008’de sit ilan etti. Böylece Aydõn Doğan’õn imar değişik- liği beklentisi de geçersiz kõlõnõrken, Taksim-Harbiye-Dolmabahçe üçge- nindeki Atatürk döneminde planlanan yeşil kuşağõn da yeni yapõlaşmalarla daha fazla yok olmasõ önlenmiş oldu. Sit Gerekçesi Koruma Kurulu’nun sit gerekçesi, aynõ kararda şöyle belirtiliyor: “Hilton Oteli’nin yanı sıra içinde bulunduğu doğal çevreyle, bitki ör- tüsüyle birlikte 31 Mart Vakası’nın yaşandığı Taşkışla gibi önemli tarihi olaylara sahne olan, tarihi, mimari- si, estetik özellikleri nedeniyle değer taşıdıkları için taşınmaz kültür var- lığı olarak tescil edilen Radyoevi, Açıkhava Tiyatrosu, Lütfi Kırdar Spor Sarayı, Harbiye Askeri Müze ve Kültür Sitesi, Demokrasi Parkı içindeki yapı ve yapı kalıntıları, Kü- çük Çiftlik yapıları, havuz ve bahçe- leri ile Dolmabahçe Sarayı’nın ay- dınlatılması için yapılmış olan bina- ları içine alan, kısmen imara açılmış olmasına karşın, 1937 tarihli Ata- türk’ün de onayladığı Prost planda, Dolmabahçe, Maçka, Taşkışla, Har- biye arasında planlanan yeşil alanla- rın günümüze gelebilen, Beyoğlu Kentsel Sit Alanı’nın devamında yer alan eski paftalarda sınırları belirti- len alanın, 19.4.1996 tarih ve 421 sa- yı ve Ekim 2006 tarih ve 720 sayılı ilke kararlarına göre tarihi ve kent- sel sit alanı olarak belirlenmesine karar verilmiştir.” İşte bu karar şimdi de yürürlüktey- ken ve Hilton’un bahçesinde ek otel yapõlarõ beklentisi “siyasi irade”yle değil koruma kurulunun “bilimsel ve yasal bir karar”õyla engellenmişken, Başbakan’õn “Ben durdurdum” de- mesi akademik ve uzman çevrelerce yadõrganõyor. Çünkü Erdoğan’õn eski bir belediye başkanõ olarak, Türkiye’de kentlerin imarõnõn “Başbakan” tarafõndan de- ğil, uzmanlarõn çalõşmalarõ ve demo- kratik kurumlarõn onayõyla belirlendi- ğini “unutmuş” olmasõ mümkün gö- rünmüyor... Öte yandan yine Başbakan’õn özel- likle sit kavramõna karşõ öteden beri hep “olumsuz” tavrõ olduğu da bilin- diğinden, şimdi Hilton arazisindeki “koruma” kararõnõ böylesine sahip- lenmesi “ilginç” karşõlanõyor... Kõlõçdaroğlu araştõrma önergesi vererek Deniz Feneri davasõnõ TBMM gündemine taşõyacaklarõnõ söyledi CHP davayı incelemeye aldı TÜREY KÖSE ANKARA - Deniz Feneri e.V. davasõnõ izlemek üzere bugün Almanya’ya gidecek olan CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu, araştõrma önergesi vererek olayõ TBMM gündemine de ta- şõyacaklarõnõ bildirdi. Deniz Feneri dosyasõnõn ge- çen yasama döneminde Mali Suçlarõ Araştõrma Ku- rulu’na (MASAK) geldiği, ancak bekletildiği savlarõna dikkat çeken Kõlõçdaroğlu; Başbakan Re- cep Tayyip Erdoğan’õn haberleri kamuoyuna du- yuran basõn organlarõnõ hedef alan açõklamalarõ- na “Yanlışlık varsa Alman savcıya celallenmesi gerekir, basına değil. Başbakan bağırıp çağı- racağına Almanya’ya bir heyet göndermeli, Türkiye ayağını soruşturtmalı. Alman savcının gösterdiği cesareti Türkiye Cumhuriyeti’nde kimse gösteremiyor” diye tepki gösterdi. Kõlõç- daroğlu, Şaban Dişli olayõyla ilgili suç duyuru- sunda bulunacağõnõ açõkladõ ve Dişli’nin millet- vekilliğinden de istifasõnõn sağlanmasõ için TBMM Başkanõ Köksal Toptan’õ göreve çağõrdõ. CHP, Almanya’daki Deniz Feneri davasõnõ ya- kõn izlemeye aldõ. CHP lideri Deniz Baykal, Grup Başkanvekili Kemal Kõlõçdaroğlu ile MYK üye- si Ali Kılıç’õ davayõ izlemek için görevlendirdi. Kõ- lõçdaroğlu ve Kõlõç, yarõnki duruşmayõ izlemek üze- re bu akşam Almanya’ya gidecek. Kõlõçdaroğlu, “Eğer olanak varsa, savcıları da ziyaret etmek istiyoruz” dedi. Başbakan Erdoğan’õn Deniz Feneri davasõ ile il- gili suçlamalar ve suçlananlarla ilgili haberlere hiç girmeyip, bunlarõ duyuran basõn organlarõnõ hedef aldõğõnõ kaydeden Kõlõçdaroğlu, şu değerlendir- meleri yaptõ: ‘Başbakan yolsuzluğa sahip çıkıyor’ “Sayın Başbakan, açıkça yolsuzluklara sa- hip çıkıyor. Söylediği sözler yenilir yutulur söz- ler değil. Almanya’da olanları sorgulaması ge- rekirken, kendi adını kullananlardan hesap sorması gerekirken ve eğer bir yanlışlık var- sa Alman savcılara celallenmesi gerekirken; bu olayları haber konusu yapan gazetelere kı- zıyor. Başbakan’ın demokrasi anlayışı tü- müyle çökmüş. Zaten yolsuzluklardan besle- nen parti demokrat olamaz. Yolsuzluklardan beslenen parti yolsuzlukların üzerine gidemez. Sayın Başbakan Deniz Feneri Derneği’ni ‘Başbakan’ sıfatıyla seslendiren ilk kişidir. Bu Başbakan döneminde Türkiye’deki Deniz Feneri Derneği’ne Bakanlar Kurulu kararıyla kamuya yararlı dernek statüsü verildi. Bu Baş- bakan nasıl kalkacak da, Deniz Feneri’ni eleştirecek? Eleştiremediği için yolsuzluklar kendisine kadar ulaşıyor. İddianamede adı ge- çiyor ve ayrıca bir belge de dosyaya konmuş vaziyette. Başbakan bağırıp çağıracağına Al- manya’ya bir heyet göndermeli, Almanya’daki dosyayı istetmeli ve Türkiye ayağını soruş- turtmalı. O dosyada Türkiye’ye kuryeler ara- cılığıyla nakit para getirildiği söyleniyor. Kurye aracılığıyla nakit para transferi MA- SAK’ın görev alanı içinde. MASAK’a geçen yasama döneminde bu konuda bir dosyanın geldiği, ancak bekletildiği yönünde ciddi id- dialar var. Başbakan, Maliye Bakanı bu ko- nuda bilgi vermiyor.” Kõlõçdaroğlu, RTÜK Başkanõ Zahid Akman’a yönelik suçlamalara dikkat çekerken “Başba- kan’ın bu olaylarla ne kadar iç içe olduğunu gösteren iki önemli bulgu var. Birincisi, Baş- bakan’la bu işin başında olanlardan birinin be- raber fotoğraflarının çekilmiş olması. İkinci- si de; AKP’nin bu ekibin önemli kişilerinden birini RTÜK’ün başına getirmiş olması. Za- hid Akman kuryecilik yapmadığını söylüyor. Bunu bize söylemesine gerek yok, Alman savcısına söylemesi lazım” dedi. Kõlõçdaroğlu, olayõn Türkiye ve Almanya ayaklarõnõn araştõrõlmasõ için bir TBMM araştõr- ma önergesi vereceklerini bildirdi. Kõlõçdaroğlu, “Almanya’da dolandırılanlar Türk vatandaşları, toplanan paraları hor- tumlayanlar siyaset ve medya ayağına akta- ranlar Türk vatandaşları, kara paranın gel- diği yerin başında Türkiye Cumhuriyeti yer alıyor. Ama AKP hükümeti sessizliğini koru- yor. Bir Alman savcının gösterdiği cesareti Türkiye Cumhuriyeti’nde kimse gösteremedi. Oysa daha önce de Yimpaş, Kombassan olay- ları yaşandı, 5 milyar dolarlık hortumlama söz konusuydu o olaylarda” açõklamasõnõ yaptõ. Dişli için suç duyurusu Kemal Kõlõçdaroğlu, Şaban Dişli’yi AKP ge- nel başkan yardõmcõlõğõndan istifa etmek zo- runda bõrakan rüşvet savlarõnõn da peşini bõ- rakmayacağõnõ bildirdi. Başbakan Erdoğan’õn Şaban Dişli’yi savunduğuna dikkat çeken Kõ- lõçdaroğlu, şunlarõ söyledi: “Şaban Dişli özveride bulunmuştur, dedi. Ya- ni, genel başkan yardımcılığından istifa ederek özveride bulunmuş! Bu nasıl bir özveridir ki, rüşveti belgelenen kişi AKP yönetiminden ay- rıldı diye özveride bulunmuş oluyor. Şaban Diş- li de, ‘Partimi haksõz eleştirilerden kurtarmak için istifa ettim’ diyor. Sen milletvekilisin, partinin onuru var da, TBMM’nin onuru yok mu? TBMM Başkanı Köksal Toptan’a büyük gö- rev düşüyor. AKP’deki görevinden istifa eden kişinin parlamentodan da ayrılması lazım, ay- nı istifa gerekçesi TBMM için de geçerli. TBMM Başkanı istifa etmesi için çağrıda bu- lunmak zorundadır... Suç duyurusu hazırlı- yorum, ilgili cumhuriyet savcılığına vereceğiz. Bu kadar ciddi bir yolsuzluk olayı var bir tek cumhuriyet savcısı harekete geçmiyor. Bu, Türkiye’de yargının AKP tarafından nasıl baskı altına alındığını gösteriyor.” Medyada Erdoğan-Doğan çatışması İstanbul Haber Servisi - Almanya Deniz Feneri davasõna adõ karõ- şan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’õn önceki gün Milliyet gazetesi Erdoğan-Doğan polemiğini “Almanya’daki Deniz Feneri davasıyla ilgili haberler Başbakan’ı kızdırdı” başlõğõyla ya- yõmladõ. Haberin içinde Başbakan Erdoğan ve Aydın Doğan’õn olaya ilişkin sözlerine yer veren gazete Erdoğan’õn “AKP’ye saldıranı hedef gösteririm” sözlerini “Erdoğan’dan gözdağı” olarak nitelendirdi. Hürriyet ise Başbakan’õn açõklamalarõnõ “Yapana değil yazana kız- dı” manşetiyle duyurdu. Başbakan’õn yolsuzluğun üzerine gitmediğine dikkat çekilen haberde, Başbakan’õn yolsuzluğu haber yapan gazetele- ri suçlamakla yetindiği kaydedildi. Vatan “3’üncü katın sırrı” başlõğõyla duyurduğu haberinde Deniz Feneri yolsuzluğundaki Kanal 7 faktörüne dikkat çekti. Zaman gazetesi Erdoğan-Doğan tartõşmasõnõ “Başbakan’dan Aydın Doğan’a ağır suçlamalar” başlõğõyla duyurdu. Doğan Yayõn Grubu’nun haberlerindeki amacõn “Hilton Oteli” ile ilgili plan tadilatlarõnõn ya- põlmamõş olmasõ iddiasõna bağlayan gazete,Erdoğan’õn Doğan’a yöne- lik şantaj içeren sözlerini ise “meydan okuma” olarak nitelendirdi. Star ise Başbakan Erdoğan’õn “Hilton arazisinde imar tadilatı istedi. Alamayınca çılgınlığa başladı. Artık her şeyi millete duyuracağız” sözlerini “Sert tekzip” olarak nitelendirdi. Yeni Şafak haberi “Hilton Çamuru” başlõğõyla sürmanşetten duyurdu. Taraf gazetesi ise “Aydın Doğan, Hilton acısıyla saldırıyor” başlõğõ- nõ kullandõ. Kõlõçdaroğlu, ‘Başbakan bağõrõp çağõracağõna Türkiye ayağõnõ soruşturtmalõ. Alman savcõnõn gösterdiği cesareti Türkiye’de kimse gösteremiyor’ dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle