25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 5 EYLÜL 2008 CUMA CUMHURİYET SAYFA EMEK 7Emek@cumhuriyet.com.tr Kristal-İş’in 15. genel kurulu anõsõna sendika tarihini anlatan ve sendika uz- manlarõnca hazõrlanan iki kitap yayõmlandõ. Genel kurulda delegelere ve ko- nuklara dağõtõlan kitaplardan ilki Aziz Çelik ve Zafer Aydõn tarafõndan hazõrlanan Paşabahçe 1966- Gelenek Yaratan Grev adõnõ taşõyor. İkin- ci kitap Can Şafak tarafõndan hazõrlandõ: 1971 Cam Grevleri. Kitaplar sadece Kris- tal-İş Sendikasõ açõsõndan değil Türkiye sen- dikal hareketi açõsõndan büyük önem taşõ- yan iki büyük grevi ayrõntõlõ olarak ele alõ- yor. Kitaplar önümüzdeki günlerde Kristal- İş şubelerinden temin edilebilir. KRİSTAL-İŞ TARİHİNDEN SAYFALAR T ürkiye’de çalõşma yaşamõ ve örgüt- lenme önündeki engellerin süregeldi- ği, grev ve toplusözleşmelerin engel- lenmesi için her geçen gün yeni bir yolun bu- lunduğu hemen her kesimin kabul ettiği ger- çekler... Sendikayla uğraşmak istemeyen ve ancak bunun hanesine olumsuz bir şekilde yan- sõmasõnõ da kabul etmeyen büyük işverenin da- ha fazla taşeronla çalõşmaya başlamasõ örgüt- lenme önündeki engelleri de arttõrõyor. Geçen hafta gündeme taşõdõğõmõz Unilever, Desa ve e-Kart’taki sorunlara ilişkin Unile- ver’den bir bilgilendirme yazõsõ geldi. Söz konusu yazõda, durumun hukuki bir zeminde de- vam ettiği, kendileriyle ilgili olmadõğõ, aslõnda Unilever’in çalõşanlarõn sendikalaşma çabala- rõna saygõ duyduklarõ, Çipa ve Şimşek’in alt iş- veren olduğu bilgisi yer alõyordu. Buna göre, TÜMTİS hakkõ olmayan bir işyerinde örgüt- lenmek istiyordu, sorun da buradan kaynakla- nõyordu. Gelişmeler üzerine sorularõmõzõ yanõtlayan TÜMTİS İstanbul Şube Başkanõ Çayan Dursun, durumun bir kõsmõnõ kabul ederek şu bilgiyi ve- riyordu: Evet işçiler direkt olarak Unilever’de de- ğil, Çipa ve Şimşek adlõ taşeron şirketlerde ça- lõşõyordu. Ancak özellikle Çipa’nõn sahibi Uni- lever’in yönetim kurulu toplantõlarõna girecek ka- dar şirketle üst düzey ilişkiler içindeydi. Daha da önemlisi, kendileri sendika olarak söz konusu işyerlerinde örgütlenmek için önce iş- yerinin, kendilerinin örgütlenme alanõ olan iş- kolunda olup olmadõğõnõ öğrenmek üzere Ça- lõşma ve Sosyal Güvenlik Bakanlõğõ’nõn bölge temsilciliğine başvurmuşlardõ. Bakanlõk ken- dilerine 7 Mart tarihinde gönderdikleri yanõt- ta, söz konusu şirketlerin “...18 sıra No’lu iş- kolunda faaliyet gösterdiği müdürlüğü- müzde yapılan incelemelerden anlaşılmıştır” şeklinde yanõt vermişti. Daha sonra bu kez toplusözleşme yapmak için çoğunluk tespiti isteyen sendikaya bu kez de 7 Nisan 2008 tarihinde, “Yukarıda unvanı ve ad- resleri ile çalışan işçi ve üye sayısı belirtilen işyerinde toplu iş sözleşmesi yapmak için TÜMTİS’nin yetki tespiti başvurusunda bulunması üzerine bakanlığımızca yapılan incemelemede, adı geçene sendikanın yasa- nın aradığı gerekli çoğunluğu sağladığı tes- pit edilmiştir” yanõtõ veriliyor. Sonra birden ne oluyorsa oluyor, bakanlõk yaptõğõ saptamalardan şüpheye düşüyor. Dur- sun’a göre, hükümete yakõn bir isim olan işveren sahibi durumu gerekli yerlere bildirerek yardõm istiyor. Bakanlõk daha sonra yeniden bir tespit yapõ- yor ve işyerinin işkolunu 18 sõra numarasõndan 22’ye kaydõrõyor. Bu da 4 Temmuz 2008 tari- hinde Resmi Gazete’de yayõmlanõyor. Geliş- meler üzerine sendika Bakõrköy 12. İş Mah- kemesi’nde dava açõyor ve dava süreci devam ediyor... Adana HiltonSa’da grev kararõnõn oylamasõnda 182 evet oyuna karşõ 34 hayõr oyu çõktõ. OLEYİS temsil- cisi Artut, “Eylül ayõndaki görüşmelerden sonuç çõkmazsa greve gideceğiz” dedi. Adana’da Sabancõ Hol- ding’e ait olan HiltonSa Oteli’nde yürütülen top- lu sözleşme görüşmelerinin anlaşmazlõkla so- nuçlanmasõ üzerine, işçilerin örgütlü olduğu Türkiye Otel, Lokanta ve Eğlence Yerleri İşçi Sen- dikasõ (OLEYİS) grev kararõ aldõ. Otele grev ka- rarõnõn asõlmasõnõn ardõndan işveren grev kara- rõnõn oylanmasõnõ istedi. İşverenin oylama öncesi işçilere birikmiş ikramiyelerini de dağõtmasõnõn ardõndan yapõlan oylamada, greve 182 işçi “evet” der- ken “hayõr” oylarõ 34’te kaldõ. OLEYİS’in grev kararõ ile ilgili yaptõğõ basõn açõklamasõnda, Adana HiltonSa işveren temsilcilerinin, OLEYİS’i diğer Hilton, Dedeman, Sheraton otellerinin bünyesinde daha önce ya- põlan ve halen uygulanmakta olan birçok işye- rindeki toplu iş sözleşmesi uygulamalarõnõn daha gerisinde bir sözleşme yapmaya zorladõ- ğõ vurgulandõ. OLEYİS Doğu Akdeniz Bölge Temsilcisi Ali İhsan Artut, Bianet’e yaptõğõ açõklamada, eylülde sendikalarõnõn işverenle ye- niden görüşme masasõna oturacağõnõ söyledi. A D A N A H İ L T O N S A ’ D A G R E V E E V E T TÜMTİS’in 18 Şubat 2008 tarihli başvurusuna 7 Mart’ta olumlu yanõt veren Çalõşma ve Sosyal Güvenlik Bakanlõğõ, sendikanõn yetki başvurusunu da 7 Nisan 2008 tarihinde, ‘gerekli çoğunluğun sağlandõğõ’ saptamasõyla yanõtlõyor. Sonra birdenbire işyerinin hangi işkoluna gireceği yönünde bir saptamaya gereksinim duyuyor ve yeniden saptama yapõlõyor. 4 Temmuz 2008’de de işyerinin 18 sõra numarasõndan 22’ye geçmesine karar verilerek Resme Gazete’de yayõmlanõyor... 5 ÇALIŞAN ATILDI Paşabahçe Eskişehir’de ayrõmcõlõk Ş işecam Cam Ev Eşyasõ Grubu (CEE) içinde yer alan Eskişe- hir’de kurulu Paşabahçe Eski- şehir Cam Sanayi AŞ Fabrikasõ’nda beş işçi 29 Ağustos 2008’de “verim düşüklüğü” gerekçesiyle işten çõ- karõldõ. Kristal-İş’ten yapõlan açõk- lamada, Paşabahçe Eskişehir işve- reninin bu tutumuyla bir kez daha sendikal ayrõmcõlõğa imza attõğõ ve ye- ni bir işçi kõyõmõnõn işaretini verdi- ği dile getirildi. İşten çõkarõlan işçi- lerin beşinin de yõllardõr Kristal-İş Sendikasõ’na üye olduğunun hatõr- latõldõğõ açõklamada, “İşten atılan iki işçi halen Kristal-İş Sendikası’nın üyesidir. Diğer üç işçi ise toplu iş sözleşmesinden yararlanmak için zoraki Çimse-İş Sendikası’na üye olmuştur” denildi. Paşabahçe Eskişehir işvereni ve CEE grubunun bir kez daha sendikal ayrõmcõlõk yaptõğõnõn vurgulandõğõ açõklamada, “Sendikamızın üyele- ri ve sendikamıza gönül verenler cezalandırılmıştır. İşveren, işten çı- karma gerekçesini sık sık istirahat alarak işyerinde verim düşüklü- ğüne sebebiyet vermek olarak açık- lamasına karşın bu iddianın ger- çekleri yansıtmadığı açıktır. Çün- kü işyerinde istirahat süreleri işten çıkarılan işçilerle benzer olan çok sayıda başka işçi vardır. Öte yan- dan işten çıkarmaların hastalık ve istirahat nedeniyle olmadığı fe- sih yazısından açıkça görülmekte- dir. Çünkü işçilerin iş sözleşmele- ri İş Yasası’nın 25. maddesine gö- re değil 17. maddesine göre yapıl- mıştır” ifadelerine yer verildi. Makinistlerden eylem Hazõrlõk ödeneğinin tüketim maddelerine yapõlan zamlarõ bile karşõlamadõğõ belirtildi Eğitim-Sen: Ek ödenek yetersiz ADANA (Cumhuriyet Bürosu) - Eğitim-Sen, 2008-2009 eğitim öğretim yõlõ öncesi öğretmenlere verilecek, “eğitime hazırlık öde- neği”nin yetersiz olduğunu be- lirtti. Geçen dönemde temel tüke- tim maddelerine yapõlan zamlarla birlikte maaşlarda reel anlamda cid- di bir erime yaşandõğõnõ kaydeden Eğitim-Sen Başkanõ Güven Boğa, “Maaşlardaki erimeyi enflas- yondaki ani artışla birlikte de- ğerlendirdiğimizde, 475 YTL olarak belirlenen ödeneğin hem miktar, hem de sadece öğret- menlere verildiği için kapsamı itibarıyla yetersiz buluyoruz” dedi. Milli Eğitim Bakanlõğõ ile Eği- tim-Sen arasõnda 2002’de imzala- nan Kurum İdari Kurulu kararla- rõnda yer alan taahhüde ve aradan geçen altõ yõla karşõn, bakanlõğõn imzasõnõn arkasõnda durmadõğõnõ vurgulayan Boğa şöyle konuştu: “Eğitime hazırlık ödeneğinin miktarı ve kapsamı belirlenir- ken, eğitim ve bilim emekçileri- nin maaşlarında yaşanan erime göz önünde bulundurulmamış, yeni eğitim öğretim yılı için sa- dece yüzde 5 (25 YTL) artış ya- pılmıştır. Bu, ülkemizde eğitim emekçilerine ne kadar değer ve- rildiğinin göstergesidir. Her eği- tim öğretim yılı başında sadece öğretmenler değil, hizmetlisi, memuru ile tüm eğitim ve bilim emekçileri çeşitli hazırlıklar yap- maktadır. Ancak MEB, yıllardır sadece öğretmenlere ek ödeme yapmaktadır. Eğitim hizmetle- rini tüm eksikliklerine rağmen en iyi şekilde yapılması için emek harcayan diğer eğitim emekçi- lerinin emeği görmezden gelin- mektedir. Bugüne kadar belir- lenen eğitime hazırlık ödenekle- ri hem miktar, hem de sadece öğ- retmenlere ödendiği için kapsa- mı itibarıyla yetersizdir.” ADANA (Cumhuriyet Bürosu) - Adana Tren Ga- rõ’nda görevli TCDD 6. Bölge Müdürlüğü maki- nistleri, çalõşma koşullarõna tepki gösterdi. Eylem yapan makinistler, “Ölmek öl- dürmek istemiyoruz”, “İn- sanca çalışmak istiyoruz” diye slogan attõ. Son dönemde hazõrlanan tren harekât programlarõnda, istasyonlarõn kapasitesi ve personel sayõsõnõn gözetil- mediğine dikkat çeken Türk Ulaşõm Çalõşanlarõ Sendi- kasõ (TUS), Birleşik Taşõ- macõlõk Çalõşanlarõ Sendi- kasõ (BTS) ve Demiryolu Makinistleri Derneği (DE- MARD) üyeleri TCDD 6. Bölge Müdürlüğü’nü pro- testo etti. Makinistlerin üzerine faz- la iş yükü bindirildiğine dikkat çeken eylemciler, sorunlarõna çözüm bulun- masõnõ istedi. Adana Garõ önünde top- lanarak slogan atan gösteri- ciler adõna açõklama yapan BTS Adana Şube Başkanõ Tonguç Özkan, makinist- lerin bazõ durumlarda 15-20 saat çalõştõrõldõğõnõ kaydet- ti. Uzun çalõşma sürelerinin yeni ölümlere, kazalara ne- den olacağõna vurgu yaptõ. Beyoğlu’ndaişçininyüzügüldü B eyoğlu Belediyesi’nde çalõşan 233 işçiyi kapsayan toplu iş sözleşmesi imzalandõ. İşçiler birinci yõl için yüz- de 20 zam alõrken ikinci yõlda enflasyon ora- nõnda zam artõşõ karara bağlandõ. Çõplak ola- rak işçilerin en düşük maaşõ 1.380 YTL, en yüksek maaşõ ise 1.570 YTL oldu. Toplu iş sözleşmesi protokolünü Be- yoğlu Belediyesi Başkanõ Ahmet Mis- bah Demircan ve DİSK Genel Başkanõ Sü- leyman Çelebi imzaladõ. Çelebi, grev uygulamasõna geçilmeden süratle varõlan anlaşmadan dolayõ işçilerin memnuniyetini dile getirdi. DÜZ YAZI ORHAN BİRGİT TBMM’den Madalyalı Dernek Faks: 0 216 302 82 08 obirgit@e-kolay.net Unilever’in en büyük taşeronlarõndan Çipa’da TÜMTİS’in örgütlenmesi tamamlanõnca bakanlõk işkolunu değiştirdi Sendikaya işkolu oyunu Bilişim sektöründe örgütlenme paneli B ilişim sektöründeki örgütlen- me sorunlarõ, düzenlenen bir panelle masaya yatõrõlõyor. Bugün saat 18.00’de başlayacak pa- nele, gazetemiz köşe yazarõ Şükran Soner, Uni Global Sendikasõ IT Ör- gütlenme Başkanõ Gerhard Rohde, LBC Sendikasõ, Belçika IT Örgüt- lenme Yöneticisi Koen Dries ve Tez Koop-İş Sendikasõ Başkanõ ko- nuşmacõ olarak, EMO İstanbul Şu- be Başkan Yardõmcõsõ Kurtuluş Kaya da yönetici olarak katõlõyor. Yõldõz Teknik Üniversitesi, Oditor- yum Üniversite Kampusu, Beşik- taş’ta düzenlenen panel saat 21’e kadar devam edecek. A BD’li uçak şirketi Boeing’de çalõşan teknisyenler ve işçiler, firmanõn sözleşme önerisini reddederek grev kararõ aldõ. Uluslararasõ Teknisyenler ve Havacõlõk İşçileri Sendikasõ (IAMAW), Boeing firmasõnõn teklifini reddeden teknisyen ve işçilerin önceki gün grev oylamasõna gittiğini ve yüzde 87 oyla grevi desteklediğini açõkladõ. Sendika, Washington eyaleti valisi Chris Gregoire ve bir federal aracõnõn talebi üzerine, görüşmelere daha fazla zaman tanõmak için grevi cuma gününe kadar ertelediklerini bildirdi. Boeing, “en iyi ve nihai” dediği sözleşme önerisi, ilk yõl için yüzde 5 ve kalan iki yõlõn her biri için yüzde 3’er olmak üzere toplam yüzde 11’lik ücret artõşõnõ öngörüyor. Şirket, mesai hariç 55 bin ve mesai dahil 65 bin dolar olan ortalama teknisyenin yõllõk gelirini, üç yõllõk sözleşme sürecinde 34 bin dolar daha artõracağõnõ belirtiyor. Sendika ise şirketin önerisiyle gelirlerinin düştüğünü, sağlõk harcamalarõ maliyetinin işçiye yüklendiğini ve iş güvenliği ile üretim sõrasõnda parçalarõn taşeronlara yaptõrõlmasõ konularõnõn ele alõnmadõğõnõ kaydediyor. IAMAW, Boeing’de 1989 yõlõnda 48, 1995 yõlõnda 69 ve 2005 yõlõnda 28 gün süren grev yapmõştõ. Boeing geçen yõl 4,1 milyar dolar kâr etmiş ve 346 milyar dolarlõk sipariş almõştõ. Boeing’de grev kararõ alõndõ Frankfurt Eyalet Mahkemesi’nde görülme- ye başlanan bir yolsuzluk davası, Almanya’da yaşayan Türklerin yönetimindeki “Deniz Fene- ri” adlı yardım derneğinde yapıldığı ileri sürülen milyonlarca Avro’luk yolsuzluk iddialarını gün ışı- ğına çıkartmakla kalmıyor, Konya ve Yozgat mer- kezli iki büyük şirketin bu dernekle aralarında “al gülüm-ver gülüm”lü çıkar ilişkileri bulunduğu- nu da sergiliyor. Frankfurt mahkemesinin tutanaklarına geçiri- len itiraflara bakılırsa, adı geçen yardım ve da- yanışma derneği adına, sadece resmi kayıtlara göre 42 milyon Avro’ya yakın bağış toplanmış. Bu bağışlardan 875 bin Avro’su Almanya’da faa- liyet gösteren Weiss GmbH adlı bir holdinge ak- tarılmış. Yine Almanya merkezli Kanal 7 adlı tel- evizyona hem büyük para aktarması yapılmış, hem de stüdyo malzemelerinin alımına destek olunmuş. Uzatmadan başka bir ticari kuruluşun, adın- da “dayanışma” da bulunan bu derneğe yapılan yardımlardan yararlandığı mahkeme kayıtların- da sanık anlatımları ile sıralanıyor. Eyalet Yük- sek Mahkemesi Başkanı, anlatılanlar karşısında ifadeyi veren kişiye “Demek ki parayı cebine indirdin” demek zorunda kalıyor! Daha üçüncü duruşma yapılırken ortaya çıkan bu pis kokuların kaynağı olan Weiss Holding’i, haberi veren Hürriyet gazetesi “Beyaz Holding” olarak geçirmiş sayfalarına. Beyaz ya da Ak sı- fatları arkasında çevrilen yolsuzluklara Türkiye’de 1996 Ramazan ayında yine bir İslami medyada yapılan programa gösterilen ilgiyi yaşama ge- çirerek kurulduğu söylenilen Deniz Feneri adlı “yardım ve dayanışma” derneğinin bazı yö- neticilerinin de ilgisi olduğu, Frankfurt mahke- mesinin tutanaklarına geçirilmiş. Himaye üstüne himaye Bu tür yardım derneklerinin, yoksul halkın bek- lentilerine nasıl sıcak geldiğini çok iyi bilenlerin havacılık alanında büyük katkıları olan Türk Ha- va Kurumu’nun özellikle kurban bayramlarında topladığı derilere nasıl göz diktiğini ve bu nedenle de karalama kampanyaları düzenlediklerini bi- lirsiniz. AKP’nin ülke yönetiminde söz sahibi olması- nın hemen ertesinde, Kızılay’ı ele geçirmek için düzenlenen operasyonlar, uzun uğraşlardan sonra meyvesini verdi. Önce bu köklü yardım ku- ruluşunda seçimle gelen yöneticiler görevden alındı. Mahkemelerin bu olup bittiler için verdi- ği hükümler tanınmazdan gelindi. Tepeden in- me yöntemleri ile Kızılay’ın başına AKP’nin mutemetleri getirilirken Deniz Feneri adlı kuru- luşa da bizzat Başbakan Erdoğan’ın övgü içeren konuşmaları ile arka çıkıldı. Frankfurt merkezli yolsuzluk patlaması saye- sinde öğreniyoruz ki, söz konusu derneğin Ka- mu Yararına Çalışan Dernekler arasına alınması için 2004 yılında Bakanlar Kurulu’na yaptığı baş- vuru onaylanmış ve böylece Deniz Feneri için top- lanan bağışları yapanların verdikleri paraların ver- gi indirimi olarak kabul edilmesi; derneğin ayrı- ca KDV ve öteki başka vergi yükümlülükleri dı- şında bırakılması yoluna gidilmiş... Onlar yetmemiş bir de madalya Dernekler Yasası’na göre bağış almak için va- liliklerden izin alması gereken dernekler dışında sayılan Deniz Feneri için, hazine arsalarını satın alma kolaylığı da sağlanmış. Deniz Feneri’ni, ka- muoyu önünde çok daha cazip hale getirmek amacıyla olmalı, parlamentomuzun önceki Baş- kanı Bülent Arınç, TBMM 2007 Yılı Üstün Hiz- met Madalyası’nı törenle bu derneğin yöneti- cilerine vermiş. Almanya’daki yargılamada ortaya atılan id- diaların Türkiye’deki Deniz Feneri Derneği’ne sıç- rama olasılığının, madalyalı dernek yöneticileri- ni hayli tedirgin ettiğini anlamak için, birkaç gün- dür özellikle CNN Türk televizyonuna verilen ta- nıtım reklamlarını izlemek yeterli. Bir yardım ku- ruluşu Ayasofya’da bağış toplayıp Yeni Cami de sadaka vermeye kalkışanları anımsatan böy- le bir uğraşa niçin giriyor ki? Eğitimciler, eğitime hazırlık ödeneğininin yetersi olduğundan yakındı. Adana Garı önünde toplanan makinistler ‘İnsanca çalışmak istiyoruz’ diye slo- gan attılar. (Fotoğrf: YUSUF BAŞTUĞ)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle