Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
4 EYLÜL 2008 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
HABERLER 5
POLİTİKA GÜNLÜĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
‘Cepleme’nin Kuryesi...
“Aydınlanma”nın düşmanı olan dinci ve tarikatçı
kesim çağdaş-uygar bir Türkiye ister mi?
Bugün Türkiye’de laikliğe karşı bir direnme var.
Tarikatlar ekonomide önemli pay sahibi oldu,
eğitimden sağlığa dek pek çok dalda etkinlik ka-
zandı...
Medyada güç oluşturan dinciler ve tarikatçı-
lar, AKP’nin 2002’de iktidar olmasından sonra gi-
derek palazlandı.
1950’den bugüne dek geçen süreçte gerici-fa-
şist sermaye partilerinin çatısı altında gelişip ser-
pilen antilaik siyasal eylem, Necmettin Erbakan’ın
partisinden kopup ABD’nin çizdiği yol haritasında
Tayyip Bey’in önderliğinde yürüyor.
Erbakan Hoca’nın “Milli Görüş” olgusu anti-
emperyalistti. Tayyip Bey’in “Ampulü” Amerikan-
cı ve AB’ci...
Şeriat, temel hak ve özgürlüklere, insan hak-
larına karşıt bir düzeni savunur...
Dinci yapılanma, yani devlet içine sızmış, tarikat
şeyhlerinin müritleri duyarlı kurum ve kuruluşlarda
örgütlenmiştir.
Akla ve bilime dayalı bir eğitim düzeni giderek tör-
pülenmekte, “kim iyi Müslüman” kimliği eğitim ku-
rumlarında egemen olmaktadır.
Atatürk, Cumhuriyet düşmanı ve kadın hakla-
rı düşmanı tarikatlarla din pazarlamacıları, “din
ve inanç özgürlüğü”nü kullanarak amaçlarına
ulaşmaya çalışıyorlar.
Tarikat şeyhleri ve din pazarlamacıları devletin içi-
ne sızmışlardır.
Bugün Güneydoğu’da dinci ve tarikatçılar okul-
lar ve yurtlar, Hizbullah’ın AKP’yi destekleyen “İlim-
ciler” kanadı ise “okuma evleri” açtılar.
Amaç, Diyarbakır’dan Batman’a dek yerel se-
çimlerde belediyeleri DTP’den geri almak...
Bugün 4 Eylül 2008...
Güneydoğu’da CHP, MHP, DSP, ÖDP, İP, TKP
ve öteki sosyalist partiler yok...
AKP ve DTP var sadece...
1923 yılında “Aydınlanma Devrimi”ni yaşama
geçiren Türkiye’nin Güneydoğu’daki fotoğrafı ne ya-
zık ki böyle.
“Tarikatçı vakıflar” bölgede eğitimden sağlığa
dek her yerde etkin...
“Deniz Feneri”nin bir ayağı Güneydoğu’da, bir
ayağı Pakistan’da...
Üçüncü ayağı bildiğiniz gibi Almanya’nın Frank-
furt kentinde...
2007 yılının Nisan ayında patlak veren Avro vur-
gununun tutuklu sanıkları yargı önünde hesap ve-
riyorlar...
Euro 7 TV Genel Müdürü Mehmet Gürhan, De-
niz Feneri Genel Müdürü Mehmet Taşkan, mu-
hasebe müdürü Firdevsi Ermiş dolandırıcılıktan yar-
gılanıyorlar Frankfurt’ta...
Ben bu olayı 2007 yılının Nisan ayında Frank-
furt’a gittiğimde öğrendim ve o zaman yazdım...
Almanya’daki Deniz Feneri, Kanal 7’nin çatısı al-
tında çalışıyordu. Topladıkları görülür para 41
milyon 434 bin Avro’ydu.
Deniz Feneri’nin Türkiye, İran, Irak, Pakistan, En-
donezya ve Azerbaycan ayağı da bulunuyordu...
Bir süre önce yazmıştım, anımsatayım...
Deniz Feneri Pakistan’da on bir okul ve bir üni-
versite yaptırmış, dönemin Cumhurbaşkanı Mü-
şerref tarafından da dernek yöneticilerine ödül ve-
rilmişti...
Frankfurt’ta süren davada ilginç gelişmeler oldu...
Almanya ve bazı Avrupa ülkelerinden toplanan
paranın 41 milyon Avro’nun çok üzerinde olduğu
öne sürülüyor...
Toplanan paralarla arsa, emlak alan yöneticile-
rin RTÜK Başkanı Zahid Akman’la ilişkileri oldu-
ğu savcılıkça saptanıp yargı dosyasına konuldu.
RTÜK Başkanı “cepleme”nin kuryesi değil mi?
Bakın nereden nereye geldim...
İşin içinde Kanal 7 Yönetim Kurulu Başkanı Ze-
keriya Karaman, Kanal 7 Genel Yayın Yönetme-
ni Mustafa Çelik, Atlas Pazarlama ve Reklam Mü-
dürü İsmail Karahan Almanya’daki soruşturma
dosyasında “kurye” olarak yer alıyorlar...
Peki, CHP, MHP, DSP ve DTP bu konunun üze-
rine neden gitmiyor?
RTÜK Başkanı Zahid Akman’ın böyle önemli bir
davada “kurye” olarak suçlanmasına karşın kim-
se bir şey yapmıyor...
Zaid Akman işte bu nedenle AB ülkelerine gi-
demiyor. Gitse, yargıç Dr. Jochen Müller, Zahid
Akman’ı uçaktan iner inmez gözaltına alacak, bü-
yük olasılıkla tutuklayacak...
Birde, toplanan milyonlarca Avro’nun Kanal
7’ye ve Yeni Şafak gazetesine aktarılma savı var...
Acaba “cepleme” konusunda Yeni Şafak ya-
zarları özellikle de Ali Bayramoğlu ve Fehmi Ko-
ru ne yazacaklar çok merak ediyorum!..
Haydi Ali, haydi Fehmi bir şeyler yazın!..
hikmet.cetinkaya@cumhuriyet.com.tr
Faks numaramız: 0212 343 72 69
Pamukoğlu parti
kuruyor
ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Emekli Tümgeneral
Osman Pamukoğlu, Hak
ve Eşitlik Partisi adõyla
yeni bir parti kuruyor.
Pamukoğlu bu çerçevede
bugün saat 11.15’te
Anõtkabir’i ziyaret
edecek. Pamukoğlu, saat
13.00’te de partisinin
kuruluşu nedeniyle basõn
toplantõsõ düzenleyecek.
Hak ve Eşitlik Partisi
Genel Merkezi Fevzi
Çakmak Bulvarõ, numara
37 Beşevler adresinde
bulunuyor.
El Kadı’yı
sevindiren karar
BRÜKSEL (AA) -
Avrupa Birliği’nin hukuk
organõ Adalet Divanõ,
Suudi Arabistanlõ
işadamõ Yasin el Kadõ ile
İsveç merkezli bir hayõr
kurumunun, El Kaide
örgütüne destek verme
suçlamasõyla 2001’de
dondurulan mal
varlõklarõnõ serbest
bõraktõ. Avrupa Adalet
Divanõ, AB’nin, mal
varlõğõnõ dondururken
savunma hakkõna saygõ
göstermediğini belirtti.
Ajanslar, kararõn AB’nin
yaptõrõmlar rejimine
darbe vuracağõnõ
belirtirken Kadõ’nõn
İsveç’te çalõşan
“Uluslararasõ El Bereket
Vakfõ”nõn mal varlõğõ da
serbest bõrakõlmõş oldu.
Bosna Hersek
hassasiyeti
ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Cumhurbaşkanõ Abdullah
Gül, Bosna Hersek
Cumhurbaşkanlõğõ
Konseyi Başkanõ Haris
Silajdziç ile konsey
üyeleri Nebojsa
Radmanoviç ve Zeliko
Komşiç ile yaptõğõ
görüşmelerin ardõndan
Silajdziç ile Çankaya
Köşkü’nde ortak basõn
toplantõsõ düzenledi. Gül,
Türkiye’nin, Bosna
Hersek’in egemenliği,
siyasi birliği ve toprak
bütünlüğünün korunmasõ
yönündeki çabalarõnõ
sürdürdüğünü söyledi.
Silajdziç de Türk
yatõrõmcõlara da
seslenerek “Şimdi Bosna
Hersek’te yatõrõm yapma
zamanõdõr. 1-2 yõl sonra
her şey çok daha pahalõ
olacak” diye konuştu.
Aksu’dan
açıklama
AKP İstanbul
Milletvekili ve eski
İçişleri Bakanõ
Abdülkadir Aksu,
gazetemizde yayõnlanan,
“Hakim ve savcõyõ satõn
aldõlar” başlõklõ habere
ilişkin yazõlõ bir açõklama
yaptõ. Aksu
açõklamasõnda,
“Gazetenizin 31 Ağustos
2008 tarihli sayõsõnõn
4’ncü sayfasõndaki
“Hakim ve savcõyõ satõn
alma iddiasõ” başlõğõyla
yayõnlanan haberde yer
verilen, iki kişi
arasõndaki bir diyalogda
ileri sürülen, bir şirkette
ortaklõğõm olduğu iddiasõ
doğru değildir. Anõlan
şirkette resmi - gayri
ortaklõğõm kesinlikle
yoktur. Haber de adõ
geçen şirketin Yönetim
Kurulu Başkanõ Hasan
Kalyoncu ile
üniversitedeki öğrenim
yõllarõna dayanan
arkadaşlõk ve dostluk
ilişkisi dõşõnda ticari bir
ilişkimiz söz konusu
değildir” dedi.
CHP’li Hakkõ Süha Okay’dan Şaban Dişli olayõ için ‘Özdağlar’ anõmsatmasõ
‘İstifa edip yargõlansõn’
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - CHP Grup Başkan-
vekili Hakkı Süha Okay,
AKP’li Şaban Dişli’yi parti-
deki görevlerinden istifaya gö-
türen gelişmelerle ilgili olarak
“Dişli’nin partideki görev-
lerinden istifası şekilsel, sa-
mimiyetsiz, AKP’yi işin için-
den sıyırmaya yönelik ham-
ledir, AKP Dişli yükünden
kurtulamamıştır” dedi.
Okay, dün düzenlediği basõn
toplantõsõnda Grup Başkanve-
kili Kemal Kılıçdaroğlu’nun
Dişli’nin bir milyon dolarlõk iş
takipçiliği ile ilgili belgeleri
açõklamasõndan sonraki geliş-
meleri değerlendirdi.
AKP’nin “Şaban Dişli’ye
kurumsal destek verdiğini,
ancak yapılan açıklamala-
rın kamuoyunu tatmin et-
mediğini” vurgulayan Okay,
“Sayın Başbakan tüm bu sü-
reçte, Rize konuşması dışın-
da, suskunluğunu korudu.
Ancak, baktı ki, minare kılı-
fa sığmıyor, Kasımpaşalılık-
la bu işler yürümüyor.
CHP’nin belgeli suçlamala-
rından, 22 gün sonra, Şaban
Dişli’yi, partide yürüttüğü
MYK ve MKYK üyeliği gö-
revlerinden istifa ettirdi. Kö-
şeye sıkışan AKP, Şaban Diş-
li kamburundan zarar gör-
memek için elinden istifayı al-
dı” dedi.
“Dişli yolsuzluğunun or-
ganize bir yolsuzluk oldu-
ğunu” kaydeden Okay, şunla-
rõ söyledi: “Dişli, iş takipçili-
ği karşılığında 1 milyon ABD
Doları almıştır, ancak bu-
nun karşılığında Silivri ve
İstanbul büyükşehir beledi-
yelerinden imar değişikliği
yapacağı taahhüdünde bu-
lunmuştur. Yolsuzluk üçge-
ninin bir ayağının, şekilsel
olarak parti yönetiminden
uzaklaştırılması, organize bir
şekilde işlenmiş bir suçun
diğer ayaklarını aklar mı?
Sayın Başbakan yolsuzluk
üçgeninin diğer ayaklarını
da belediye başkanlıkların-
dan istifa ettirecek mi? Sonuç
olarak, organize işlerin An-
kara ayağı halen AKP’de
milletvekili, İstanbul ayağına
ise hiç dokunulmamıştır.
AKP’nin kendini kurtarmak
için böyle samimiyetsiz bir gi-
rişimde bulunduğunun bir
göstergesi de bu iş takipçili-
ği olayına ilişkin hiçbir kamu
kuruluşunun harekete geç-
memiş olmasıdır. Ortada rüş-
vet karşılığı imar planlarının
değiştirilmesi söz konusudur
ve bu belgelidir. Sayın Baş-
bakan’a ve İçişleri Baka-
nı’na buradan sormak isti-
yorum, bu rüşvet olayını
araştırmak için herhangi bir
girişimde bulundunuz mu?
Bu yolsuzluğun yerel yöne-
timler ayağını ortaya çıkar-
mak için hangi kamu biri-
mini harekete geçirdiniz? Bu
soruya ‘evet’ yanıtını vere-
meyenler, temiz eller diye
ortaya çıkamazlar..
Sayın Dişli, ‘CHP hakkõm-
da yargõsõz infaz kararõ ver-
miştir’ diyor. CHP belgeleri
kamuoyuna sundu, Dişli par-
ti görevlerinden gösterme-
lik olarak istifa etti. Dişli,
CHP’ye karşı hukuk müca-
delesi vereceğini söylüyor.
Belgelere yanıt veremeyen-
lerin, CHP ile nasıl bir hukuk
mücadelesi vereceğini de me-
rakla bekliyoruz.”
Okay, Başbakan Erdoğan’a
“Şaban Dişli olayını araş-
tırmak için parti içinde ba-
zı yetkilileri görevlendir-
miş midir? Eğer Sayın Be-
kir Bozdağ ya da başka bir
yetkiliyi Şaban Dişli olayı-
nı araştırmak için görev-
lendirdi ise kendisine ha-
ÖZAL, ÖZDAĞLAR’IN YARGILANMASININ ÖNÜNÜ AÇMIŞTI
Turgut Özal’õn “prensleri” arasõnda yer
alan İsmail Özdağlar, 1984’te ilk ANAP
hükümetinde devlet bakanõ olarak görev
yapõyordu. UM Denizcilik’in sahibi Uğur
Mengenecioğlu’ndan 25 milyon lira rüşvet
almakla suçlandõ. Özal tarafõndan
görevlendirilen kabine üyelerinden Adnan
Kahveci, İsmail Özdağlar’la yaptõğõ
konuşmayõ teybe aldõ. Bu kanõt üzerine
Özal, Özdağlar’õn Yüce Divan’da
yargõlanmasõ yolunu açtõ. Özdağlar,
“rüşvet almak” ve “görevini kötüye
kullanmak” savõyla Yüce Divan’da
yargõlandõ. 1 Temmuz 1985 tarihinde
başlayan yargõlama, 14 Şubat 1986’da sona
erdi. Davada, dönemin Başbakanõ Turgut
Özal da tanõk olarak dinlendi. Yüce Divan,
Özdağlar’õ “görevini kötüye
kullanmak”tan 2 yõl hapis ve 30 bin lira
ağõr para cezasõna çarptõrdõ. Anayasanõn 84.
maddesi gereğince 5 Mart 1986 tarihinde
Özdağlar’õn milletvekilliği de düşürüldü.
zırlanan raporda han-
gi tespitler vardır? Bu
tespitler, Şaban Diş-
li’nin lehinde ise ne-
den istifasını kabul et-
miştir? Eğer aleyhin-
de ise neden Dişli
AKP’den ihraç edil-
medi? AKP tüzüğüne
göre parti kurucuları-
nın mal varlıklarını ge-
nel başkana vermesi
gerekmektedir. Şaban
Dişli’nin kurucu üye
olduğu zamanki mal
varlığı ile şimdiki mal
varlığı arasında açık-
lanamayacak bir artış
var mıdır?” sorularõnõ
yöneltti.
‘Dişli’yi aklamaya
yönelik hamle’
Başbakan Erdoğan’a
Özdağlar olayõnõ da anõm-
satan Okay, “Sayın Baş-
bakan samimi olsa, Tur-
gut Özal’ın, Bakan Öz-
dağlar’a yaptığı gibi Şa-
ban Dişli’nin dokunul-
mazlığını kaldırarak
adalete teslim eder. Şa-
ban Dişli’nin kamuo-
yunun bilmediği ve ilgi-
lenmediği MKYK ve
MYK üyesi gibi sıfatla-
rından istifa etmesi hiç-
bir şeyi değiştirmez.
Kendisi şu anda da hâ-
lâ AKP milletvekilidir.
Bu istifa, şekilsel, sami-
miyetsiz, AKP’yi işin
içinden sıyırmaya ve Şa-
ban Dişli’nin siyasi ik-
tidar olanakları ile ak-
lanmasına yönelik bir
hamledir. AKP ‘Do-
kunmayõn Şaban Dişli-
me’ demiştir. AKP de-
folu bir partidir. Diş-
li’nin parti görevlerin-
den istifa ettirilip AKP
milletvekili olarak siya-
set yapmaya devam et-
mesine izin verilmesi,
bu defoyu ortadan kal-
dırmaz” dedi.
CHP’Lİ ÖZYÜREK:
‘Hükümet,
terörü TSK’ye
havale etti’
Artan terörle ilgili olarak
Başbakan ve bakanlarõn
suskunluğuna dikkat çeken
Mustafa Özyürek, ‘‘İktidarõnõn 6.
yõlõnda AKP yönetimi, teröre
karşõ hiçbir politikasõ olmadõğõnõ
artõk itiraf etmelidir’’ dedi.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
CHP Genel Saymanõ Mustafa Özyürek,
yõl başõndan bu yana 106 yurttaşõn terör
olaylarõnda yaşamõnõ yitirdiğini vurgular-
ken “AKP 2002 yılında sıfır terörle ül-
keyi devraldı, ancak yanlış politikalar
nedeniyle terör tırmanmaya başladı.
Başbakan suskun. Hükümet terörle
mücadeleyi bir başına TSK’ye yıkma-
ya devam ediyor” dedi.
Özyürek yaptõğõ yazõlõ açõklamada, yõl
başõndan bu yana terör olaylarõ nedeniy-
le yaşamõnõ yitiren ve yaralananlarõn dö-
kümünü sundu. Bu tabloya göre, ocak ayõn-
dan bu yana 80 güvenlik görevlisi yaşamõnõ
yitirdi, 94’ü yaralandõ. 16 korucu yaşamõnõ
yitirdi, 15’i yaralandõ, 7 sivil yurttaş ya-
şamõnõ yitirdi. Önceki gün 3 askerin daha
şehit olmasõyla yõl başõndan bugüne dek ya-
şamõnõ yitirenlerin toplam sayõsõ 106’ya
ulaştõ.
‘Erdoğan neden suskun?’
Terör olaylarõ nedeniyle şubat ayõnda
toplam 28, martta 3, nisanda 12, mayõs-
ta 15, haziranda 3, temmuzda 14, ağustos
ayõnda da 28 yurttaş yaşamõnõ yitirdi.
CHP’li Özyürek, “Her şehit cenazesinde
terör lanetleniyor, akan kanın yerde kal-
mayacağı söyleniyor. Sonra dul eşler ve
yetim çocuklar, evladını kaybeden ana-
babalar yitirdiklerinin arkasından göz-
yaşı döküyorlar. Hükümet, bütün bu
olan biten karşısında terörle mücade-
leyi TSK’ye havale etmeyi tercih ediyor”
dedi. Özyürek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Terörle ilgili olarak gerek Başba-
kan’dan, gerekse bakanlardan her-
hangi bir açıklama duyamıyoruz.
TSK’nin komuta kademesi devir teslim
törenlerinde, teröre karşı silahlı müca-
delenin ötesinde başka mücadele araç-
larının da devreye sokulması gerektiği-
ni vurgulamasına rağmen, hükümet bu
tür önlemleri devreye sokmakta son
derece yetersiz ve isteksiz davranıyor.
Bunun faturasını genç yaşta hayatını
kaybedenler ve onların acılı aileleri
ödüyor. Başbakan’ın onlara yanıtı ise in-
sanın anlayışını zorlayacak cinsten olu-
yor: ‘Askerlik yan gelip yatma yeri değil.’
Terörle mücadelede ciddi istihbarat
eksiği olduğu gözüküyor. Bazı konu-
larda idari ve yasal boşluklar olduğu
ortaya çıkıyor. Ancak hükümet sus-
kun, terörle mücadeleyi bir başına
TSK’ye yıkmaya devam ediyor. Her
konuda uzun uzun konuşan Başbakan,
teröre ilişkin tek bir cümle sarf etmi-
yor. Hükümetin yapacağı hiçbir şey
yok mu, alacağı hiçbir önlem yok mu?
İktidarının 6. yılında AKP yönetimi, te-
röre karşı hiçbir politikası olmadığını
artık itiraf etmelidir.”
CHP’li vekiller Rize’deki
HES’leri inceledi
CHP Adana Milletvekili Tacidar
Seyhan ve beraberindeki CHP Ankara
Milletvekili Nesrin Baytok ile Artvin
Milletvekili Metin Arifağaoğlu, dün
Rize’de yapılmakta olan hidro elektrik
santrallerinde (HES) incelemelerde
bulundular. Seyhan, İkizdere
Vadisi’nde yapılmakta olan HES’lerde
incelemelerde bulunduktan sonra
yaptığı açıklamada, ‘‘Yaptığımız ilk
incelemelerde bırakılan can suyunun
yatırım yapan kuruluşların insafına
bırakıldığını gördük. Kamu, can suyu
miktarını pazarlığa açmıştır. Yarın
üretim düştüğünde can suyunun
bırakılıp bırakılmayacağı ciddi
endişeye neden olmaktadır. Şu anda
bırakılan can suyunu gördük.
Derelerde kenar yatakları kurudu.
Bitki örtüsü, köylüler bundan
etkilenecek. Çok sık erozyon tehdidi
olan köylerin altında bile tüneller
yapılmakta. Bazı yerlerde bırakılan
can suyunun derinliği 5 santimetre bile
yok. Bu tablo büyük bir sorumsuzluk,
duyarsızlık ve denetimsizlik olduğunu
göstermektedir’’ dedi.
(Fotoğraf:AA)
Ergenekon el koymalarına soruşturma
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- Ankara Cumhuriyet Başsavcõlõğõ,
İstanbul Cumhuriyet Savcõsõ Zekeri-
ya Öz’ün yürüttüğü Ergenekon so-
ruşturmasõ kapsamõnda, 21 Mart 2008
günü İşçi Partisi Genel Merkezi’nde
yapõlan el koyma işleminin hukuka ay-
kõrõ olarak gerçekleştirildiği iddiasõy-
la bir soruşturma başlattõ.
İşçi Partisi’nde gerçekleştirilen ara-
malarõn ardõndan parti avukatlarõ, ara-
malarda bilgisayarlara hukuka aykõrõ
şekilde el konulduğu savõyla Ankara
Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’na suç du-
yurusunda bulundular. İP’deki bilgi-
sayarlara, şifreli olduklarõ gerekçe-
siyle yedekleme yapõlmadan el ko-
nulduğu belirtilen dilekçede, şöyle
denildi: “Aramanın yapıldığı, bilgi-
sayarlara kütükleriyle birlikte el
konulduğu saatlerde, bilgisayarları
kullanan parti görevlileri partinin
önündeydi, bunların içeri alınma-
larına izin verilmemiştir. Bir baş-
kasının eline geçen bilgisayarlara,
CD ve disketlere sahibinin arzu et-
mediği bilgilerin yüklenmesi müm-
kündür. Hatta bu yolla sahibi so-
rumlu duruma düşürebilecek bilgi
ve kayıtların da yüklenmesi müm-
kündür. CMK’ye göre, kütüklere el
konulması halinde bütün verilerin
yedeklerinin yapılması ve yedek-
lerden birer kopya çıkarılarak şüp-
heliye veya vekiline verilmesi ge-
rektiği hükme bağlanmıştır. Bu
hükme rağmen, bilgisayardaki ve-
rilerin yedekleri yapılarak birer ör-
nekleri parti yöneticilerine veril-
memiştir.”
Ankara Cumhuriyet Başsavcõlõğõ,
suç duyurusu üzerine soruşturma baş-
lattõ. Soruşturma kapsamõnda,
CMK’nin 134. maddesinin ihlal edi-
lerek yedekleme yapõlmadan bilgisa-
yarlara el konulduğu, verilerin ye-
deklerinin çõkarõlmadõğõ, parti yöneti-
cilerinin õsrarla istemesine karşõn el ko-
nulan verilerin birer örneğinin veril-
mediği öğrenildi. Savcõlõğõn aramayõ
yapan polisler hakkõnda İçişleri Ba-
kanlõğõ’ndan soruşturma izni talebin-
de bulunacağõ bildirildi.
Savcõlõk, arama ve el koyma işle-
minin hukuka aykõrõ olarak yapõldõğõ
sonucuna ulaşõrsa, İP’de ele geçen ve
Zekeriya Öz’ün Ergenekon iddiana-
mesine koyduğu birçok bilginin delil
niteliği taşõyõp taşõmadõğõ tartõşmalõ ha-
le gelebilecek.
AKP’nin ismi 1 milyon
dolarlõk rüşvet iddialarõna
karõşan Dişli’yi göstermelik
istifa ile aklama çabasõnda
olduğunu belirten Hakkõ
Süha Okay, “Sayõn Başbakan
samimi olsa, Turgut Özal’õn,
Bakan Özdağlar’a yaptõğõ
gibi Şaban Dişli’nin
dokunulmazlõğõnõ kaldõrarak
adalete teslim eder’’ dedi.
İP Genel Merkezi’ndeki arama sõrasõnda hukuka aykõrõ işlemler
yapõldõğõ yönündeki şikayeti kabul eden savcõlõk inceleme başlattõ