22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 24 EYLÜL 2008 ÇARŞAMBA 6 HABERLER AVRUPA GÜRAY ÖZ Devlet Ne İşe Yarar? Amerikan devleti bir kere daha tüm dünyaya, küreye devletin ne işe yarayacağını gösterdi. Devlet kurtarır. Neyi kurtarır? Ekonomiyi diyorlar. Doğru, ama tam değil, devlet zora düşmüş şirketleri, bu şir- ketlerin belirlediği ekonomiyi kurtarır. Devlet düzeni kurtarır. “Statüko”yu değiştire- bilir ama düzeni kurtarır. Her zaman kurtarabilir mi? Hiç kuşkunuz olmasın; devlet her zaman kur- tarır. İşi budur. Bunun için vardır. Kimileri “dev- letin halk için var olduğunu”, “sosyal”, “de- mokrat” hatta “laik” olduğunu söylese de, işin gerçeği öyle değildir. Saydığımız bu sıfatlar, asıl görevin arkasından gelirler, zaman zaman orta- ya çıkacak fırsatlara; işin oportunitesine, icabına; pragmasına göre şekil, biçim, yöntem değiştirir- ler. Böyle bir şeydir devlet. Kriz daha işin başında, özünde gizli, gizil; po- tansiyel olarak var olduğu için, düzenin televole- cileri pek telaşlanmadılar. Şimdi de en kendinden emin tahlilleri onların yapıyor olmalarında şaşıla- cak bir şey yoktur. Finans dünyasının egemenliği 70’li yıllarda ilan edilirken, parasal, moneter, Friedmancı teoriler havada uçuşur, Türkiye darbesiyle birlikte 24 ocağını kurarken biliyorlardı bugünleri. Şimdi rahattırlar. Devlet kurtarır. İşi budur dev- letin. Kimileri “vay sosyalizm geri mi geliyor, hani liberal, neoliberal ekonomi vardı, gene mi dev- letçilik” sayıklamalarına, korkutmalarına bak- mayın, devlet o eski, kadim, düzen devletidir. Şirketler zora düştüğünde, sıkıntı çektiğinde, kâr edemez olduğunda, borçlar bini aştığında ge- lir görevini yerine getirir. Hiç kuşku yok, devlet- tir, kızar, cezalandırır, ondan alıp buna verir, el ko- yar, açar, kapatır. Ya mülkiyetin, paranın, üretimin üretmeden ka- zanmanın sahibini beğenmemiştir ya da durum, icap, pragma, sıkıntı öyle gerektirmektedir. Şimdi olan da budur. Bazı arkadaşlar, Bu durumun keyfini çıkarıyor gibiler. “Alın işte çöktü sizin liberal, neoliberal ekonominiz, İdeolojiyi ne çabuk unutuverdi- niz, bakın gene devlete, ‘devletçiliğe’ döndü- nüz” diyorlar. Ama yanılıyorlar. Devlete dönmek diye bir şey yoktur. Devlet her daim orada ve on- larla birliktedir. Bilmemiz, bilinmesi gereken, kriz- den halkın yararına bir sonuç çıkmayacağıdır. Her defasında krizlerin yükünü halka ödetmeyi, bu mekanizmayı ustaca çalıştırmayı bilmenin adı- dır devlet. Şimdi Amerikan devleti ne yapıyor? Batmış şir- ketleri, ekonomiyi kurtarıyor. Onlara el koyuyor, bundan sonra batacak, batma ihtimali olanlar için de büyük mü büyük bir fon kuruyor. Fonu neyle kuruyor? Amerikan halkının ödedikleriyle kuruyor. Bütçeden pay ayırıyor, vergilerden kesip fona ak- tarıyor. Hep böyle olur. Bizde de hep böyle olmuştur. Böyle olacaktır. Şimdilerde kurşuni bir renge bürünmüş ufuk tam karardığında, dış piyasaların durgunluğu ülkemi- ze yansıdığında, sıcak para gelmez olduğunda, krediler kesildiğinde, şirketler, “aman, el aman!” dediğinde devletimiz elinden geleni yapacaktır. Bizde fon kurmaya gerek yoktur. Fon her za- man vardır ve işlemektedir. Bizdeki sıkıntı fonun sürekli yağmalanmasın- dadır. Amerikan ve Avrupa kapitalizmleri, iki üç yüz yıllık deneyimleriyle çapaçul hırsızlığa yüz ver- memeyi öğrenmiş, sistemin disiplinini iyi belirle- mişlerdir. Her şey kuralına göre derler. Kural dı- şına çıkanı da sürgüne yollarlar. Başbakansa is- tifa eder, yolsuzluk yapmışsa hapse girer. Bizim düzenin sıkıntısı bu icaplara, pragmala- ra alışmamış olmasıdır. Alışacaktır. Benim zoruma giden bu pek basit devlet bilgi- sinin unutulup, “serbest piyasanın artık ser- best olmadığı, devletçi olduğu”nun söylenip durmasıdır. Yapmayın arkadaşlar. Zaten serbest değildi. Devletin gözetimi ve de- netimi altındaydı. Sorulması gereken soru bu değildir, devletin kimin gözetimi ve denetimi altında olduğudur. Durumu anlamak için başka bir soruya gerek yoktur. e-posta: guray@cumhuriyet.com.tr Vakitgazetesi,CHP’ninAlmanDõşişleriBakanlõğõ’ndanmaddidestekgördüğünüilerisürmüştü Almanya’danyalanlama ALİ YILDIRIM BERLİN - Almanya’da önceki Federal İç- işleri Bakanõ Otto Schily tarafõndan yasaklanan Vakit gazetesinin Türkiye baskõlarõnda yer alan Alman Dõşişleri Bakanlõğõ’nõn resmi ya- zõsõ görünümünde bir “belge”nin sahte olduğu belirtildi. Dõşişleri Bakanlõğõ‘nõn “Alman Dev- leti Vakfı” olarak bilinen Friedrich Ebert Vak- fõ‘na gönderdiği 03.12.2005 tarihli bu yazõda “Türk Sosyal Demokrasi Partisi” olarak söz edilen CHP ile ilişkileri genişletmek amacõy- la bu partiye finansal yardõm yapõlacağõ, vak- fa da, CHP’ye aktarõlmak üzere 85 bin Avro ödeme yapõlacağõ bildiriliyor. Ödemenin “Bank Für Sozialwirtschaft” üzerinden gerçekleşti- rileceği kaydediliyor. Yazõnõn Türkçesi şöyle: “İlişkileri genişletmek ve projelerini des- teklemek için Türk sosyal demokrasi parti- si CHP’ye finansal yardım yapacaktır. Türk sosyal demokrat partisi olan CHP, Sosyalist Enternasyonal üyesidir. Bu vesileyle de bu projenin tarafımız tarafından teşvik edilmesi iyi bir işbirliğinin ortaklararası desteklen- mesidir. Bu konu için 85 bin Avro’luk bir yardım öngörülmüştür. Bu projenin sonuç- lanmasıyla ilgili 2006’nın haziran ayına ka- dar yazılı şekilde projenin neticelenme so- nucunu bize yazılı olarak bildiriniz. Öde- memiz banka üzerinden yapılacaktır.” BOZUK ALMANCA... Dünkü Vakit gazetesinde ve Vakit gazetesi- nin haberlerini yayõmlayan HaberVaktim.com sitesinde “Yener Dönmez / Habervaktim- Özel” imzalõ haberde ise “Öte yandan, Emek- li Albay Avukat Durmuş Türemen’in de gün içinde Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı‘na CHP hakkında suç duyurusunda bulundu- ğu öğrenildi. Türemen Başsavcılığa verdiği dilekçesinde, Anayasanın 69. maddesi gere- ği CHP’ye kapatma davası açılması gerek- tiğini kaydetti” deniliyor. Cumhuriyet Berlin Bürosu’nun yaptõğõ araş- tõrma, bu “belge”nin sahte olduğunu ortaya çõ- kardõ. “İşte CHP’yi yıkacak o belge” başlõğõyla Vakit gazetesi ve bağlõ olduğu internet sitele- rinde yayõmlanan sahte belge Türkçe düşünen bir kişinin bozuk bir Almanca ile kaleme aldõ- ğõ resmi bir belge görünümünde. Cumhuriyet’in konuyla ilgili sorularõnõ ya- nõtlayan Alman Dõşişleri Bakanlõğõ Basõn Söz- cüsü, “Vakit gazetesinin ilk yanlış haberi de- ğil bu, böyle bir sahtekarlık konusunda ko- nuşmaya bile değmez, bu belgenin sahte ol- duğu daha ilk bakışta anlaşılıyor. Bu yanlış bir haberdir ve hiçbir temele dayanma- maktadır. Dışişleri Bakanlığı parti finans- manı yapmamaktadır” dedi. OİSİMDE BİR YETKİLİ ÇALIŞMIYOR Öte yandan, Vakit gazetesinin yayõmladõğõ sahte belgenin altõndaki imzanõn sahibi olarak gözüken Dr. Alexander Kaminski adõnda bir kişinin de Alman Dõşişleri Bakanlõğõ’nda ça- lõşmadõğõ, 03.12.2005 tarihinin bir cumartesi gü- nüne denk geldiği belirlendi. Basõn Sözcülüğü, Alman Dõşişleri Bakanlõğõ’nõn mesainin pa- zartesi-cuma günleri yapõldõğõnõ da hatõrlattõ. Cumhuriyet’in sorularõnõ yanõtlayan CHP’nin PM üyesi Ali Kõlõç da, Alman Büyükelçiliği ile Vakit’teki belge nedeniyle bağlantõ kurdukla- rõnõ ve kendilerine “Bu yazıdaki dil, Alman Dışişleri Bakanlığı‘nın kullandığı bir dil değildir” denildiğini belirtti. NATO RAPORU: ORTADOĞU’YA İLGİ AKP’YLE ARTTI Kilit ülke TürkiyeMAHMUT GÜRER ANKARA - NATO’nun Ağustos Bülteni’nde yayõmlanan, “Ortadoğu: Parçalanmış Bir Bölgenin Gelişimi” adlõ raporda Türkiye ve AKP’ye iliş- kin ilginç saptamalara yer verildi. Ra- porda, AKP’nin “İslami kökenli bir parti” olduğuna dikkat çekilirken ABD’nin Irak’õ işgalinin ardõndan Türk hükümetinin İran ve Suriye ile güç dengesi kurmaya çalõştõğõ vurgu- landõ. Raporda, Türkiye’nin Kürtlerin Irak’taki etkisini kõrmak için “Sünni- leri desteklediği” ifade edilerek bu- nun için Suudi Arabistan’la eş politika izlendiği ifade edildi. Paul Salem imzasõyla yayõmlanan raporda, Türkiye’nin Ortadoğu ve Irak politikasõna NATO’nun penceresin- den bakõlõyor. Raporda, Ortadoğu ve Irak’ta durum 19. yüzyõlõn sonlarõn- dan başlanarak günümüze kadar anla- tõlõyor. Bu süreç içerisinde Osmanlõ Devleti’nin rolüne de yer veriliyor. Raporda dikkat çeken önemli unsur- lardan biri de “Türkiye’nin Irak Kürtlerine ilişkin tutumunun Irak ve Ortadoğu’nun kaderini derinden etkileyeceği”... 22 sayfalõk raporda yer alanlar özetle şöyle:  Irak’ın geleceğini belirleyecek 6 anahtar ülke var: İran, Suudi Arabistan, Suriye, Ürdün ve Mısır. Bu ülkelerin kendi aralarında ger- çekleştireceği toplantılardan (Irak’a Komşu Ülkeler Toplantıla- rı) Irak’ın geleceğini belirleyecek sonuçların çıkması olağan.  Hükümette bulunan AKP’nin kö- keni İslami yaklaşõma dayanõyor. Bu nedenle Türkiye’nin Ortadoğu’ya olan ilgisi AKP’nin iktidar olmasõyla art- mõş görünüyor. Son dönemde, Kürtle- rin bağõmsõzlõğa yönelik yaklaşõm içe- risine girmesiyle de AKP, Ortadoğu politikasõnõ, İslam dünyasõndaki Sünni rolünü çeşitli politikalar uygulayarak göstermeye çalõşõyor. MÜSLÜMAN ETİKETİ  Türkiye, Sünni dünyasındaki yerinin potansiyel değerini kesfet- mek için Suudi Arabistan, Pakistan ve Mısır ile temasa geçti. Bu görüş- melerin ardından umutlanan Tür- kiye, artık Ortadoğu’da Müslüman etiketini kullanmaktan da çekinmi- yor.  Türkiye, Irak’õn yeniden yapõlan- dõrõlmasõ konusunda İran ile denge politikasõ uygulamaya dikkat ediyor. Buna karşõn İran’õn baskõn rolü karşõ- sõnda sessiz de kalmak istemiyor. Tür- kiye’nin Irak politikasõnõ belirleyen AKP de Ortadoğu, Avrupa Birliği ve Irak Kürtlerinin tutumu arasõnda kal- mõş durumda. ORTADOĞU’DA BELİRSİZLİK VAR  Ortadoğu’da durumun ne ola- cağı belirsizliğini koruyor. Bölgenin gelişimini İran’ın nükleer silah yak- laşımı, Suudi Arabistan’ın Sünni radikalizmini destekleyip destekle- meyeceği, Suriye’nin Lübnan’da nasıl bir politika izleyeceği belirle- yecek. Ancak Ortadoğu’daki duru- mun en belirleyici konusu, Türki- ye’nin Irak’taki Kürtlere karşı tu- tumu olacak. Türkiye’nin Kuzey Irak’ta Kürtle- rin olası bağımsızlığına yönelik tav- rı, ordu ile hükümet arasında ne gi- bi görüş farklılıkları olacağına yö- nelik olarak değişecek. Dış Haberler Servisi - Tür- kiye’de iftar geleneğinin aile içinden çõkarak ekonomik ve sosyal konumun belirlenmesine yönelik büyük bir yemek dave- tine dönüştüğü belirtildi. ABD gazetesi Christian Science Mo- nitor’de yer alan haberde, Tür- kiye’de şirketlerin ve diğer ku- ruluşlarõn giderek daha fazla if- tar yemeği vermesinin, ülkede dinin kamu hayatõnda daha ge- niş yer bulduğunu ortaya koyan örnek olduğuna dikkat çekildi. GÖSTERİŞ... “Ramazan eğilimi: Önemli bir sosyal olay iftar” başlõklõ İstanbul mahreçli haberde, ara- larõnda Türkiye’nin de yer aldõ- ğõ Müslüman dünyasõnda iftar yemeklerinin büyük bir ticarete dönüştüğü kaydedildi. İş çevre- leri ve diğer organizasyonlarõn verdikleri “cömert” iftar ye- meklerini adeta bir halkla ilişki- ler (PR) aracõ olarak kullandõk- larõ belirtilerek, böylesi bir “gösterişin” eleştirileri de be- raberinde getirdiğine vurgu ya- põldõ. Haberde, gözlemcilerin Türkiye’de şirketlerin ve diğer kuruluşlarõn verdikleri iftar ye- meklerinde gözlenen artõşõn, di- nin ülkede kamusal yaşamda kendisine daha fazla yer buldu- ğunun ve İslamcõ burjuva elitin sayõsõnõn arttõğõnõn bir diğer göstergesi olduğuna dikkat çek- tikleri belirtildi. ZENGİNLİK GÖSTERGESİ Bir zamanlar orucun aile ara- sõndaki yemekle açõldõğõ belirti- len haberde artõk iftarõn giderek “siyasi ve bir içerik” kazandõ- ğõ ve zenginlik göstergesine dönüştüğü savunuldu. Yazõda Bahçeşehir Üniversi- tesi’nden Sosyolog Nilüfer Narlı’nõn “Bu yemekler çok daha fazla göz önünde ve gös- terişli olmaya başladı” sözüne de yer verilen gazetede, Fethul- lah Gülen hareketine yakõnlõğõ- la bilinen Kültürlerarasõ Diya- log Platformu Genel Sekreteri Cemal Uşak’õn neredeyse her akşam bir iftar yemeğine gittiği ve Ramazan’da ailesiyle şu ana kadar sadece 2 kez iftar yapa- bildiği yönündeki açõklamasõ da yer buldu. Bilkent Üniversitesi’nden Prof. Özlem Sandıkçı, iftarla ilgili yeni eğilimi Hõristiyanla- rõn Noel’line benzetti. Lüks düğünlerin yapõldõğõ Çõ- rağan Oteli’nin Ramazan ile bu kez lüks iftar davetlerine evsa- hipliği yaptõğõnõ yazan gazete, otel yetkililerinden birinin “Bir şirket için burada iftar ver- mek bir çeşit statü göstergesi” şeklindeki sözlerine yer verdi. Ramazan ayı boyunca verilen ‘cömert’ iftar yemeklerinin halkla ilişkiler aracı olarak kullanıldığı ileri sürüldü İftar ticarete dönüştü 6222 No’lu Basõn Kartõmõ yitirdim. Geçersizdir. OLCAY BÜYÜKTAŞ BAŞSAĞLIĞI Gençlik ve Spor Genel Müdürü Mehmet Atalay’õn kayõnvalidesi FATMA KÖSE’nin vefatõnõ üzüntüyle öğrenmiş bulunuyoruz. Trabzon’da toprağa verilen merhumeye Tanrõ’dan rahmet, Atalay ve yakõnlarõna başsağlõğõ diliyoruz. CUMHURİYET GAZETESİ ÇALIŞANLARI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle