Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
A
KP’nin, iktidara geldiği 3 Kasım
2002 tarihinden itibaren eğitim
sisteminde yaptığı değişiklikler,
Türkiye’deki laik eğitim anlayışının
AKP iktidarıyla birlikte nasıl değiştiğini,
bu süre içerisinde neler yapıldığını, ne-
lerin yapılmasının planlandığını anla-
tacağız. AKP, iktidara geldiğinden bu
yana 6 yıldır her alanda olduğu gibi eği-
timde de kadrolaşmayı hedefledi. Eği-
tim kurumlarında mescit açılmasına,
çocuk yaştaki öğrencilere namaz kıl-
maları ve oruç tutmaları için baskı ya-
pılmasına dek birçok olay gündeme gel-
di. Yerel yönetimlerde ilgili, ilgisiz ki-
şilerin yazdığı kitaplar, belediye baş-
kanları, il milli eğitim müdürleri ve il
müftülüğü, okul müdürleri aracılığı ile
öğrencilere dağıtıldı, önerildi.
Milli Eğitim Bakanlığı’nca gerçek-
leştirilen birçok düzenlemeyle Türkiye
genelinde eğitim alanında yaşanan ir-
ticai faaliyetlere zemin hazırladı. Kut-
lu Doğum Haftası etkinlikleri okullara
dek sokuldu. Devletin bazı kurum ve ku-
ruluşları ise türbanlı öğrenciler için çe-
şitli olanaklar sağladı. Eğitim cephe-
sinde yaptığı kadrolaşmalar, okullarda
artan dinci faaliyetler, hadis yarışmaları,
kitaplarda bilimsel içerikten yoksun
dinsel açıklamalar ortaya çıktı.
Yaz aylarında camilerde, apartman-
larda açılan kaçak Kuran kursları sa-
yısı ilk ve ortaöğretim okulu sayısına
ulaştı. Kamuoyunda “Adnan Hoca”
olarak tanınan ve kitaplarını Harun
Yahya adıyla yayımlayan Adnan Ok-
tar’ın, Evrim Kuramı’nı reddeden Ya-
radılış Atlası, okullara dek girdi, fen bil-
gisi öğretmenlerine ücretsiz olarak da-
ğıtıldı. Bu konuda öğrencilere konfe-
ranslar verdirildi. Okulların devamsızlık
süresi arttırılarak, öğrencilerin eği-
timden uzaklaşmaları sağlandı, ders-
hanelere gitmeleri desteklendi. Türki-
ye genelindeki il, ilçe milli eğitim mü-
dürlüklerinde din kökenli eğitim yö-
neticisi sayısı arttırıldı.
Tarikat okullarına devlet desteği na-
sıl sağlandı? Talim Terbiye Kurulu,
Eğitim Teknolojileri Genel Müdürlüğü
gibi Milli Eğitim Bakanlığı’nın önem-
li kadroları dağıtılarak işlevleri değiş-
tirildi. “Dinin Direği Namaz” adlı, çok
küçük çocukların bile türbanlı resim-
lerinin yer aldığı dini içerikli kitap öğ-
rencilere parasız olarak dağıtıldı. Yal-
nızca din kültürü ve ahlak bilgisi ki-
tapları değil, tarih ve diğer kitapların
konuları da dinsel motiflerle süslendi.
Evrim Kuramı’nın yanında yaradılış
inancı biyoloji kitaplarına girdi. Mer-
sin’de öğretmenler, Evrim Kuramı’nı
okuttukları için sürüldüler. Aptes su-
yunun alyuvarları çoğalttığına ilişkin
hurafelere din kültürü ve ahlak bilgi-
si kitaplarında yer verildi. Fransız Res-
sam Eugene Delacroix tarafından çi-
zilen, göğüsleri açık bir kadının bu-
lunduğu “Libertiy Leading the People
/ Halka Yol Gösteren Özgürlük” adlı re-
sim, vatandaşlık bilgisi kitabından çı-
karıldı. TBMM Başkanlığı’na “Fet-
hullah Gülen okullarının araştırılma-
sı” için verilen soru önergesi gündeme
alınmadı ve yanıtlanmadı.
Eğitimci, eski CHP Denizli milletvekili Mustafa Gazal-
cõ’nõn Bilgi Yayõnevi’nden çõkan “Eğitime Dinci Çember” ad-
lõ kitabõnda AKP iktidarõndaki müsteşardan en uçtaki okul
müdürüne dek kadrolaşmalara değindi. Gazalcõ, Atatürkçü,
laik, bilimsel düşünen, deneyimli eğitim yöneticilerinin görev-
den nasõl uzaklaştõrõldõğõnõ, yerlerine çoğu dinsel eğitimden
geçmiş, iktidara yakõn yöneticilerin nasõl atandõğõnõ anlattõ. Bi-
limsel içerikten yoksun yayõnlarõn, Milli Eğitim Bakanlõğõ ara-
cõlõğõyla eğitim kurumlarõna sokularak okutulmasõ sağlandõ.
CMYB
C M Y B
2 EYLÜL 2008 SALI CUMHURİYET SAYFA
DİZİ 9
Vatan gazetesi ya-
zarı Ruhat Mengi,
dünkü yazısına “Ka-
dın Öldürmek Ser-
best mi?” başlığını atmış-
tı. Mengi, Yargıtay’ın geçen hafta ver-
diği bir kararda, “Töre cinayetlerinde
aile meclisi kararı alınmış olmasını, bu-
nun da kesin ve inandırıcı kanıtı ol-
masını şart koşmasına” sinirlenmiş!
Mengi karara tepkisini haklı olarak,
“Nasıl olurmuş kesin kanıt? Aile mec-
lisi karar verirken videoya mı çeke-
cekler” diye aktarmıştı.
Güneydoğu’da son 15 yılda yo-
ğunlaşan töre cinayetlerinde azmet-
tiriciler çoğu zaman göz ardı edildi. Bu
cinayetler namus gerekçesine da-
yandırılırken bölgede görev yapan
yargı ve güvenlik mensupları da feo-
dal ilişkilerin etkisi yüzünden olayla-
rı derinlemesine araştırmaktan ka-
çındı! Ancak üç yıl önce töre cina-
yetlerine yönelik yasal yaptırımlar
AB uyum yasaları kapsamında ağır-
laştırıldı. Artık cinayet kararı veren az-
mettiricilerin de yargı önüne çıkarıla-
cağı düşünülmüştü. Çünkü töre ci-
nayetlerine Avrupa’da çok ağır cezalar
verilmekteydi. Örneğin Kopenhag
Östre Landsret Mahkemesi’nin bir ka-
rarı töre yargılamalarıyla ilgili dersler
içermekteydi:
Eylül 2005’te ailesine haber ver-
meden Emal Khan adlı Afgan genç-
le evlenen Pakistanlı Ghazala Abbas
iki gün sonra ağabeyi Akhtar tara-
fından sokak ortasında kurşunlana-
rak öldürülmüştü. Kopenhag polisi
olayın ardında azmettiriciler olduğu-
nu saptamış ve zanlıları yakalamıştı.
Akhtar 16 yıl, tetikçinin babası, kar-
deşi, amcası ve yengesi ise 14 yıldan
ömür boyu hapse kadar çeşitli ce-
zalara çarptırılmıştı. Tetikçiyi olay
yerine götüren taksiciye bile 8 yıl ha-
pis cezası verilmişti!
Türkiye’de yetişkinlerin çok azı tö-
re cinayeti için kendi iradesiyle sila-
ha sarılıyor. Ancak küçük çocuklara
işlettirilen cinayetlerin tamamının ar-
dından her zaman aile ya da aşiret
meclisinin kararı bulunuyor! Okuma
yazma bilmeyen, 12 yaşındaki ço-
cukların namus bekçiliğine soyuna-
cağı inandırıcı olmayacağına göre, her
töre cinayetinde tetiği feodalitenin
çektiği gerçeği de hiçbir zaman de-
ğişmeyecek! Töre dosyaları yargıya
ulaşmadan önce güvenlik birimleri tıp-
kı Avrupa’daki gibi azmettiricileri or-
taya çıkarmanın yolunu bulmalı! Ak-
sine Yargıtay’ın son kararına göre Gü-
neydoğu’da töre şüphelisi her eve bi-
ri bizi gözetliyor ekiplerini göndermek
gerekecek!
Ne yazık ki Türkiye’yi kuşatan, top-
lumu açlığa sürükleyen zam furyasını
çok satışlı gazeteler öne çıkarmıyor.
AKP denetimine giren bir kısım med-
ya ise ramazanla başlayan fiyat artışı-
nı gözden kaçırmak için bile her yolu
deniyor. Açlık, işsizlik ve
pahalılık başlıklı haberle-
re en çok Sözcü, Tercü-
man ve Milli Gazete’de
rastlanıyor. Sözcü, elek-
triğe, doğalgaza ve suya yüzde 30 zam
yapan hükümetin memura 2009 için 4
artı 4.5 oranında zam vermesi kararı-
nı cumartesi günkü sayısında “Al bu
zammı başına çal” başlığıyla duyur-
muştu! Sözcü’nün dünkü manşetinde
ise “Memur işçi emekli ramazana aç gi-
riyor” başlığı vardı. Milli Gazete’nin dün-
kü manşeti ise “TÜİK’in 255 YTL’lik
istatistiği ‘açlık sınırı’ değil. Açlıktan
ölüm sınırı” başlığı vardı. Tercüman ola-
ya daha küresel bakmış-
tı. Bu gazete “Türkiye’yi
bekleyen büyük tehlike”
başlığı altında Kafkas-
lar’daki krizin Türk eko-
nomisi ve sanayisini çökerteceğini
duyurmuştu! AKP’nin zam pervasızlı-
ğında medyanın yoksulluk edebiyatı
yerine televole kültürünü tercih et-
mesinin hiç mi payı yok acaba?
Kum Fırtınası!..
“Hiç kuşkunuz olmasın, bu Erge-
nekon soruşturması sonunda
tıpkı bir bumerang gibi bu çirkin
tezgâhları kuranları vuracak. Dev-
let Bakanı Hayati Yazıcı’nın, Er-
genekon iddianamesine konan bir
telefon dökümünde, Tayyip Bey’in
avukatı olarak şiir davasında iki hâ-
kim ile bir savcıya rüşvet verdiği yo-
lunda bir iddia yer alıyor. Yazıcı ba-
kın nasıl isyan ediyor: ‘Bu alçakça
bir iddia...’ Peki aylardan beri ce-
zaevinde neyle suçlandıklarını bi-
le bilmeden yatan insanlar ne yap-
sın?”
Tufan Türenç, Hürriyet
“Bir süredir yayımlanmakta olan
hangi tarafta ve kimlerin Tara-
fı olduğu çıktığından beri, malûm
bir gazete var. Tarafı: Türk ordu-
suna, komutanlarına, Atatürk’e ve
milliyetçiliğe düşmanlık, PKK ‘yan-
daşlığı.’ Bunu gizlemeye de çalış-
mıyorlar: Başyazarı Ahmet Altan
ve Amerika’dan gönderilen ‘mis-
yoner’ Yasemin Çongar, Türk
ordusu şehitler verirken, Kandil Da-
ğı’na gittiler ve PKK eşkıyalarıyla
boy boy poz verdiler, ‘düşmanlarla
yattılar...’ Savaş halinde ‘düş-
manlarla yatmanın-işbirliği yap-
manın’ cezası idamdır!”
Altemur Kılıç, Yeniçağ
e-posta: mfarac cumhuriyet.com.tr
MED CEZİR
MEHMET FARAÇ
Aşireti Gözetlemek!
Sabah yazarı Nazlı Ilıcak nasıl ol-
muşsa dünkü yazısında AKP zihni-
yetinin içki yasağına tepki göstermiş.
Herhalde 29 Ağustos’ta AKP’nin iç-
ki yasağı haritasını “Adım adım İran
oluyoruz” başlığıyla yayımlayan Söz-
cü gazetesinin manşetinden etkilen-
mişti! Yazısına, “Laik cumhuriyete
bağlılık, içki içip içmemek ile ölçüle-
mez” diye başlayan Ilıcak şöyle de-
mişti:
“Niçin belediye tesislerinin hiçbi-
rinde içki servisi yapılmıyor? Üskü-
dar’da yeni inşa edilen lokantada da
içki ikram edilmeyecekmiş. Moda İs-
kelesi’nde bulunan restoranın İstan-
bul Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı
Beltur’a devredilmesinden sonra iç-
ki satışının yasaklanması da bir baş-
ka örnek. Bu bakımdan ‘Hayat tarzı-
mıza müdahale edemezsiniz’ mesa-
jını vermeye çalışan Modalıları haklı
buluyorum.”
Dinci medya ile AKP şakşakçısı li-
boşlar Ilıcak kadar açıksözlü olamı-
yor. Onlar AKP’ye inadına destek uğ-
runa “laiklik karşıtlarının odağı” bu par-
tinin memleketin dört bir yanını Kum
kentine çevirme çabasına da ses çı-
karmıyorlar! Eskiden Urfa’da, Kon-
ya’da, Erzurum’da içki yasağını da-
yatan mahalle baskısı ne yazık ki ar-
tık Cumhuriyet’in başkentinde yaşa-
nıyor. A Takımı adı verilen zorbalar yıl-
lardır din polisi edasıyla Ankara Ke-
çiören’de terör estiriyor! Bunlar ve bir
Tekel bayisini sopalarla komalık eden
eşkıyalar yıllardır Ankara Büyükşehir
Belediye Başkanı olmak için can
atan Turgut Altınok’un adamları!..
Başbakan, Anayasa Mahkemesi’nin
kararına inat sopalı zabıta çalıştıran
Altınok’u büyükşehir, ejderha başlı kı-
lıçla Ankara’nın göbeğinde gazeteci
döven Melih Gökçek’in oğlu Os-
man’ı da Çankaya’ya belediye baş-
kanı yaparsa Kum fırtınası başkenti
tamamen kaplar!
30Ağustos2008,Hürriyet
Yoksulluk ve Televole!..
“Ergenekon” soruşturması kapsa-
mında dinci medyanın öne çıkarmaya
çalıştığı bir konu da başta PKK olmak
üzere terör örgütlerini istihbarat ser-
vislerinin kurduğu iddiasıydı! Özellikle
Yeni Şafak işi neredeyse PKK’yi Er-
genekoncu askerler kurdu ve yıllardır
kendi askerlerini şehit ediyor demeye
vardırmıştı! Bu gülünç iddialar salt
PKK konusundaki cehaletten değil
askeri yıpratma stratejisinden kay-
naklanıyor. Devlet terör örgütü kurmaz,
içine istihbaratçı sızdırır gerçeği bu ke-
simlerin işine gelmiyor. Abdullah Öca-
lan’ın geçen cuma günü avukatlarına
yaptığı açıklamaların bu kapsamda dik-
katle irdelenmesi gerekiyor:
“Ergenekon, NATO’nun Gladio’su
tarzı bir örgütlenmedir. Bunlar 1970’ler-
den itibaren PKK’ye hâkim olmaya ça-
lıştılar. O dönem MİT, denetim altına
alabilmek için PKK’nin içerisine bazı ki-
şiler gönderiyordu, Pilot Necati (Ağrı-
lı Necati Kaya) Kesire (Öcalan’ın es-
ki eşi) gibi. Daha sonra bu işi JİTEM’e
devrettiler. JİTEM de bunu Ergenekon’a
havale etti.”
Öcalan yalnızca bunları değil, Tun-
cay Güney’in, Veli Küçük’e mal etti-
ği Kırıkkale MKE fabrikasında 1997’de
yaşanan patlama ile Diyarbakır’da
Yaşar Büyükanıt’a yönelik suikast
girişiminin ardında PKK muhalifi Sait
Çürükkaya’nın olduğunu iddia etmiş.
Hatta Bingöl’de 33 erin kurşuna dizil-
mesi suçundan Diyarbakır Cezaevi’nde
yatan Şemdin Sakık’a da aynı güçler
tarafından birçok eylem yaptırıldığını
öne sürmüş. Öcalan’ın bu açıklamaları
Güngören patlaması ve Üsküdar’da-
ki havan topu saldırısıyla birlikte de-
ğerlendirildiğinde, “Ortadoğu’da kaç
PKK” var sorusu daha da önem ka-
zanıyor!
Derin PKK!..
Eğitim birliğine karşõ çabalar 2002’den bu yana aralõksõz sürdürülüyor
AKP’ninhedefilaiklik
İ
stanbul Haber Servisi - Eğitimci, es-
ki CHP Denizli milletvekili, TBMM
Milli Eğitim Gençlik, Spor ve Kültür
Komisyonu üyesi Mustafa Gazalcı’nõn
Bilgi Yayõnevi’nden çõkan “Eğitime
Dinci Çember” adlõ kitabõ, AKP’nin, ik-
tidara geldiği günden bugüne dek laik eği-
tim sistemine karşõ adõm adõm gerçek-
leştirdiği uygulamalarõ, bütün boyutlarõyla
kaleme aldõ. Kitabõnda müsteşardan en uç-
taki okul müdürüne dek kadrolaşmalarõ
anlatan Gazalcõ, Atatürkçü, laik, bilimsel
düşünen, deneyimli eğitim yöneticilerinin
görevden nasõl uzaklaştõrõldõğõnõ, yerlerine
çoğu dinsel eğitimden geçmiş, iktidara ya-
kõn yöneticilerin nasõl atandõğõnõ anlattõ.
Bilimsel içerikten yoksun yayõnlarõn,
MEB aracõlõğõyla eğitim kurumlarõna
sokularak okutulmasõ sağlandõ. AKP’nin
6 yõldaki uygulamalarõndan satõrbaşlarõyla
olaylar ve örnekle şöyle:
KADROLAŞMADA
GÖRÜLMEDİK YÖNTEMLER
Cumhuriyet tarihinde görülmemiş bo-
yuttaki kadrolaşma, Milli Eğitim Bakan-
lõğõ’nõn (MEB) Teşkilat ve Görevleri
Hakkõndaki Yasa, Milli Eğitim Temel Ya-
sasõ, Atama, Yükselme ve Yer Değiştir-
me Yönetmeliği başta olmak üzere birçok
düzenlemede sõk sõk değişiklik yapõlarak
çoğu zaman da hukuk çiğnenerek ger-
çekleştirildi. 657 sayõlõ Devlet Memurla-
rõ Kanunu’nun 76. maddesi keyfi kulla-
nõlarak geçici görevlendirme yoluyla Di-
yanet İşleri Başkanlõğõ başta olmak üze-
re başka kuruluşlardan personel aktarõla-
rak ücretli ve vekil öğretmenler, AKP’ye
yakõn kişilerden yapõldõ. Daha önce öğ-
retmenlik yapmamõş olan emekli bir
imam, Acõpayam ilçesi Alaattin İlköğre-
tim Okulu’nda Din Kültürü ve Ahlak Bil-
gisi öğretmeni olarak görevlendirildi.
MEB merkez örgütünde, temel birimle-
rinde ve birçok ilde kadõn yöneticiler gö-
revden uzaklaştõrõldõ. Her birimde yapõ-
lan kadro aracõlõğõ ile kendi dünya görü-
şüne uygun bir eğitim sisteminin yaratõl-
masõ amaçlandõ.
DİYANET SIÇRAMA
TAHTASI OLDU
27 Nisan 2006’da Milli Eğitim Komis-
yonu’ndan geçen “Özel Eğitim Kurum-
ları Yasa Tasarısı” ile nitelikli, yasalara
bağlõ özel okullarõn önünü açmaktan çok,
tarikat okullarõna devlet katkõsõ sağlanmasõ
amaçladõ. 2004 yõlõnda verilen soru öner-
gesinde Türkiye genelindeki il ve ilçe mil-
li eğitim müdürlüklerinde din kökenli
eğitim yöneticisi 2002 yõlõndan önce 86
iken, AKP’nin iktidara geldiği günden iti-
baren bu sayõ 181’i asil, 2’si vekil, 83’ü
ise görevlendirme şeklinde olmak üzere
266 kişiye ulaştõ. Diyanet İşleri Başkan-
lõğõ’nõn kadrosundan Milli Eğitim Ba-
kanlõğõ kadrolarõna ne kadar personel
geçtiği, bunlarõn kaçõnõn yönetici, kaçõnõn
da öğretmen olarak görevlendirildiği ile il-
gili olarak verilen soru önergesini Milli
Eğitim Bakanõ Hüseyin Çelik, “Diyanet
İşleri Başkanlığı çalışanlarından ba-
kanlığımıza, 833’ü öğretmen, 3’ü diğer
hizmet sınıflarından olmak üzere top-
lam 836 kişi naklen atanmıştır. Bun-
lardan yönetici olarak atanan bulun-
mamaktadır” şeklinde açõkladõ.
Eğitimdekadrolaşmahõzlandõ
TTKişlevindenuzaklaştõrõldõ
U
lusal eğitim politikalarõnõn be-
lirlenmesinde ve ders kitaplarõ-
nõn incelenmesinde önemli hiz-
metler veren Talim Terbiye Kurulu’nda
da (TTK) kadrolaşma yapõldõ. Siyase-
tin dõşõnda tutulduğu bir kurum olan
TTK, AKP’nin iktidara geldiği 2002 yõ-
lõndan sonra MEB eliyle yapõlan deği-
şikliklerle işlevinden uzaklaştõrõldõ. 15
kişilik kurul üyelerinin 14’ü, çalõşan uz-
man ve öğretmenlerin 167’si kuruldan
çõkarõldõ. Bu kişilerin yerine deneyim sa-
hibi olmayan kişiler getirildi. Gönderi-
len öğretmenlerin birçoğu mahkeme ka-
rarõ ile dönmesine karşõn, kendilerine gö-
rev verilmedi. 2003 yõlõnda Milli Eği-
tim Temel Kanunu değiştirilerek okul-
lara giren kaynak kitaplarõn TTK’den
onay almasõ kaldõrõldõ. Yerine bir ince-
leme yeri gösterilmemesi nedeniyle
“100 Temel Eser” adõ altõnda hakaret,
küfür taşõyan, içeriği çarpõtõlmõş, yar-
dõmcõ kitaplar okullara sokuldu, oku-
tuldu. Okullara alõnacak ders ve araç ge-
reçlerine TTK onayõnõ devreden çõ-
karmak için yönetmelikler değiştirildi.
1 Eylül 2006 tarihinden itibaren yapõ-
lan değişiklikle, ders kitaplarõnõn ince-
lenmesi Milli Eğitim Bakanlõğõ’ndaki bi-
rimlere, genel müdürlüklere bõrakõldõ.
DERS KİTAPLARINI
İNCELEME GÖREVİ ALINDI
“Milli Eğitim Bakanlığı Ders Kitap-
ları ve Eğitim Araçları Yönetmeli-
ği”nde yapõlan köklü değişiklik ile
TTK’nin görevlerinden biri olan ders ki-
taplarõnõn incelenmesi görevi, İlk, Or-
ta, Mesleki ve Teknik Öğretim ve Din
Öğretimi Genel Müdürlüğü’ne devre-
dildi. Konu ile ilgili olarak verilen so-
ru önergesini Çelik, “TTK Başkanlı-
ğı’nın MEB’in makro politikalarını
belirleme, vizyonunu oluşturma, ulus-
lararası çalışmaları takip ederek iyi
örnekleri ülkemize taşıma ve bünye-
mize uygun olanların sisteme yansı-
tılması konularına odaklanması ge-
rekmektedir. Yıllardır ders kitapla-
rının, eğitim araçlarının incelenme-
si işinin bütünüyle kurul bünyesinde
yürütülmesi, kurulun asli görevleri-
ni yerine getirmesine imkân verme-
mektedir. Bu nedenle kitap inceleme
işleminin yeniden gözden geçirilme-
si kaçınılmaz duruma gelmiş ve gereği
yapılmıştır” açõklamasõnõ yaptõ.
‘Yaradõlõş’ biyoloji kitaplarõnda
Y
alnõzca din kültürü ve ah-
lak bilgisi kitaplarõ değil,
tarih ve diğer kitaplarõn ko-
nularõ da dinsel motiflerle süslen-
di. Evrim Kuramõ’nõn yanõnda
“Yaradılış” inancõ biyoloji kitap-
larõna girdi. Mersin’de öğretmen-
ler, Evrim Kuramõ’nõ okutmalarõ
nedeniyle sürüldüler. Aptes suyu-
nun alyuvarlarõ çoğalttõğõna ilişkin
hurafelere din kültürü ve ahlak bil-
gisi kitaplarõnda yer verildi. MEB
tarafõndan dağõtõlan kitapta, “Din,
insanın doğru düşünmesini sağ-
lar; din eğitimi, eğitimin temel
ihtiyaçlarını yerine getirir” ifa-
desi yer aldõ. Fransõz ressam Eu-
gene Delacroix tarafõndan çizilen,
göğüsleri açõk bir kadõnõn bulun-
duğu “Libertiy Leading the Pe-
ople / Halka Yol Gösteren Öz-
gürlük” adlõ resim, 2001-2006 yõl-
larõ arasõnda Vatandaşlõk Bilgisi
kitabõnda yer aldõ ve kitap 5 yõl
boyunca okutuldu. Kitabõn onay
süresi sona erince Talim Terbiye
Kurulu Başkanlõğõ tarafõndan kita-
bõn 1 yõl daha okutulmasõ kararõ
verilip Halka Yol Gösteren Özgür-
lük resmi çõkarõldõ. MEB logosuy-
la okullara sokulan 100 Temel
Eser’de de çarpõtmalar yapõldõ.
AKP iktidarı ile başlayan kadrolaş-
maları, ders kitaplarının dinsel
içeriklerle doldurulması takip etti.
TTK’nin kadrolaşmasıyla yönetmelik-
ler de değiştirildi. Uygulamaların bü-
yük bölümü yargıdan dömesine karşın
bilimsel niteliği çarpıtılarak hazırla-
nan kaynak ve ders kitapları okullara
sokuldu. Özellikle 11. sınıflarda oku-
tulan “İnkılap Tarihi ve Atatürkçü-
lük” dersinde devrimler, tarihi gerçek-
lere aykırı biçimde çarpıtıldı, “2. Ab-
dülhamit” ve “Vahdettin” sevimli gös-
terildi, tekke ve zaviyeler övüldü.
İlköğretimde okutulan sosyal bilimler
kitabında da birçok yanlış bulundu.
Kendi dünya görüşüne uygun bir eğitim sisteminin yaratõlmasõnõ amaçlayan AKP iktidarõ
döneminde din kökenli yönetici 86’dan 266’ya yükseldi, kadõnlar görevden uzaklaştõrõldõ
YARIN: KURAN KURSLARI, KUTLU DOĞUM HAFTASI
TEKKELER ÖVÜLDÜ
B A Ş L A R K E N
Türbanlı
öğrencilerin okula
girmelerine
göz yumuldu.