05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
A KP’nin, iktidara geldiği 3 Kasım 2002 tarihinden itibaren eğitim sisteminde yaptığı değişiklikler, Türkiye’deki laik eğitim anlayışının AKP iktidarıyla birlikte nasıl değiştiğini, bu süre içerisinde neler yapıldığını, ne- lerin yapılmasının planlandığını anla- tacağız. AKP, iktidara geldiğinden bu yana 6 yıldır her alanda olduğu gibi eği- timde de kadrolaşmayı hedefledi. Eği- tim kurumlarında mescit açılmasına, çocuk yaştaki öğrencilere namaz kıl- maları ve oruç tutmaları için baskı ya- pılmasına dek birçok olay gündeme gel- di. Yerel yönetimlerde ilgili, ilgisiz ki- şilerin yazdığı kitaplar, belediye baş- kanları, il milli eğitim müdürleri ve il müftülüğü, okul müdürleri aracılığı ile öğrencilere dağıtıldı, önerildi. Milli Eğitim Bakanlığı’nca gerçek- leştirilen birçok düzenlemeyle Türkiye genelinde eğitim alanında yaşanan ir- ticai faaliyetlere zemin hazırladı. Kut- lu Doğum Haftası etkinlikleri okullara dek sokuldu. Devletin bazı kurum ve ku- ruluşları ise türbanlı öğrenciler için çe- şitli olanaklar sağladı. Eğitim cephe- sinde yaptığı kadrolaşmalar, okullarda artan dinci faaliyetler, hadis yarışmaları, kitaplarda bilimsel içerikten yoksun dinsel açıklamalar ortaya çıktı. Yaz aylarında camilerde, apartman- larda açılan kaçak Kuran kursları sa- yısı ilk ve ortaöğretim okulu sayısına ulaştı. Kamuoyunda “Adnan Hoca” olarak tanınan ve kitaplarını Harun Yahya adıyla yayımlayan Adnan Ok- tar’ın, Evrim Kuramı’nı reddeden Ya- radılış Atlası, okullara dek girdi, fen bil- gisi öğretmenlerine ücretsiz olarak da- ğıtıldı. Bu konuda öğrencilere konfe- ranslar verdirildi. Okulların devamsızlık süresi arttırılarak, öğrencilerin eği- timden uzaklaşmaları sağlandı, ders- hanelere gitmeleri desteklendi. Türki- ye genelindeki il, ilçe milli eğitim mü- dürlüklerinde din kökenli eğitim yö- neticisi sayısı arttırıldı. Tarikat okullarına devlet desteği na- sıl sağlandı? Talim Terbiye Kurulu, Eğitim Teknolojileri Genel Müdürlüğü gibi Milli Eğitim Bakanlığı’nın önem- li kadroları dağıtılarak işlevleri değiş- tirildi. “Dinin Direği Namaz” adlı, çok küçük çocukların bile türbanlı resim- lerinin yer aldığı dini içerikli kitap öğ- rencilere parasız olarak dağıtıldı. Yal- nızca din kültürü ve ahlak bilgisi ki- tapları değil, tarih ve diğer kitapların konuları da dinsel motiflerle süslendi. Evrim Kuramı’nın yanında yaradılış inancı biyoloji kitaplarına girdi. Mer- sin’de öğretmenler, Evrim Kuramı’nı okuttukları için sürüldüler. Aptes su- yunun alyuvarları çoğalttığına ilişkin hurafelere din kültürü ve ahlak bilgi- si kitaplarında yer verildi. Fransız Res- sam Eugene Delacroix tarafından çi- zilen, göğüsleri açık bir kadının bu- lunduğu “Libertiy Leading the People / Halka Yol Gösteren Özgürlük” adlı re- sim, vatandaşlık bilgisi kitabından çı- karıldı. TBMM Başkanlığı’na “Fet- hullah Gülen okullarının araştırılma- sı” için verilen soru önergesi gündeme alınmadı ve yanıtlanmadı. Eğitimci, eski CHP Denizli milletvekili Mustafa Gazal- cõ’nõn Bilgi Yayõnevi’nden çõkan “Eğitime Dinci Çember” ad- lõ kitabõnda AKP iktidarõndaki müsteşardan en uçtaki okul müdürüne dek kadrolaşmalara değindi. Gazalcõ, Atatürkçü, laik, bilimsel düşünen, deneyimli eğitim yöneticilerinin görev- den nasõl uzaklaştõrõldõğõnõ, yerlerine çoğu dinsel eğitimden geçmiş, iktidara yakõn yöneticilerin nasõl atandõğõnõ anlattõ. Bi- limsel içerikten yoksun yayõnlarõn, Milli Eğitim Bakanlõğõ ara- cõlõğõyla eğitim kurumlarõna sokularak okutulmasõ sağlandõ. CMYB C M Y B 2 EYLÜL 2008 SALI CUMHURİYET SAYFA DİZİ 9 Vatan gazetesi ya- zarı Ruhat Mengi, dünkü yazısına “Ka- dın Öldürmek Ser- best mi?” başlığını atmış- tı. Mengi, Yargıtay’ın geçen hafta ver- diği bir kararda, “Töre cinayetlerinde aile meclisi kararı alınmış olmasını, bu- nun da kesin ve inandırıcı kanıtı ol- masını şart koşmasına” sinirlenmiş! Mengi karara tepkisini haklı olarak, “Nasıl olurmuş kesin kanıt? Aile mec- lisi karar verirken videoya mı çeke- cekler” diye aktarmıştı. Güneydoğu’da son 15 yılda yo- ğunlaşan töre cinayetlerinde azmet- tiriciler çoğu zaman göz ardı edildi. Bu cinayetler namus gerekçesine da- yandırılırken bölgede görev yapan yargı ve güvenlik mensupları da feo- dal ilişkilerin etkisi yüzünden olayla- rı derinlemesine araştırmaktan ka- çındı! Ancak üç yıl önce töre cina- yetlerine yönelik yasal yaptırımlar AB uyum yasaları kapsamında ağır- laştırıldı. Artık cinayet kararı veren az- mettiricilerin de yargı önüne çıkarıla- cağı düşünülmüştü. Çünkü töre ci- nayetlerine Avrupa’da çok ağır cezalar verilmekteydi. Örneğin Kopenhag Östre Landsret Mahkemesi’nin bir ka- rarı töre yargılamalarıyla ilgili dersler içermekteydi: Eylül 2005’te ailesine haber ver- meden Emal Khan adlı Afgan genç- le evlenen Pakistanlı Ghazala Abbas iki gün sonra ağabeyi Akhtar tara- fından sokak ortasında kurşunlana- rak öldürülmüştü. Kopenhag polisi olayın ardında azmettiriciler olduğu- nu saptamış ve zanlıları yakalamıştı. Akhtar 16 yıl, tetikçinin babası, kar- deşi, amcası ve yengesi ise 14 yıldan ömür boyu hapse kadar çeşitli ce- zalara çarptırılmıştı. Tetikçiyi olay yerine götüren taksiciye bile 8 yıl ha- pis cezası verilmişti! Türkiye’de yetişkinlerin çok azı tö- re cinayeti için kendi iradesiyle sila- ha sarılıyor. Ancak küçük çocuklara işlettirilen cinayetlerin tamamının ar- dından her zaman aile ya da aşiret meclisinin kararı bulunuyor! Okuma yazma bilmeyen, 12 yaşındaki ço- cukların namus bekçiliğine soyuna- cağı inandırıcı olmayacağına göre, her töre cinayetinde tetiği feodalitenin çektiği gerçeği de hiçbir zaman de- ğişmeyecek! Töre dosyaları yargıya ulaşmadan önce güvenlik birimleri tıp- kı Avrupa’daki gibi azmettiricileri or- taya çıkarmanın yolunu bulmalı! Ak- sine Yargıtay’ın son kararına göre Gü- neydoğu’da töre şüphelisi her eve bi- ri bizi gözetliyor ekiplerini göndermek gerekecek! Ne yazık ki Türkiye’yi kuşatan, top- lumu açlığa sürükleyen zam furyasını çok satışlı gazeteler öne çıkarmıyor. AKP denetimine giren bir kısım med- ya ise ramazanla başlayan fiyat artışı- nı gözden kaçırmak için bile her yolu deniyor. Açlık, işsizlik ve pahalılık başlıklı haberle- re en çok Sözcü, Tercü- man ve Milli Gazete’de rastlanıyor. Sözcü, elek- triğe, doğalgaza ve suya yüzde 30 zam yapan hükümetin memura 2009 için 4 artı 4.5 oranında zam vermesi kararı- nı cumartesi günkü sayısında “Al bu zammı başına çal” başlığıyla duyur- muştu! Sözcü’nün dünkü manşetinde ise “Memur işçi emekli ramazana aç gi- riyor” başlığı vardı. Milli Gazete’nin dün- kü manşeti ise “TÜİK’in 255 YTL’lik istatistiği ‘açlık sınırı’ değil. Açlıktan ölüm sınırı” başlığı vardı. Tercüman ola- ya daha küresel bakmış- tı. Bu gazete “Türkiye’yi bekleyen büyük tehlike” başlığı altında Kafkas- lar’daki krizin Türk eko- nomisi ve sanayisini çökerteceğini duyurmuştu! AKP’nin zam pervasızlı- ğında medyanın yoksulluk edebiyatı yerine televole kültürünü tercih et- mesinin hiç mi payı yok acaba? Kum Fırtınası!.. “Hiç kuşkunuz olmasın, bu Erge- nekon soruşturması sonunda tıpkı bir bumerang gibi bu çirkin tezgâhları kuranları vuracak. Dev- let Bakanı Hayati Yazıcı’nın, Er- genekon iddianamesine konan bir telefon dökümünde, Tayyip Bey’in avukatı olarak şiir davasında iki hâ- kim ile bir savcıya rüşvet verdiği yo- lunda bir iddia yer alıyor. Yazıcı ba- kın nasıl isyan ediyor: ‘Bu alçakça bir iddia...’ Peki aylardan beri ce- zaevinde neyle suçlandıklarını bi- le bilmeden yatan insanlar ne yap- sın?” Tufan Türenç, Hürriyet “Bir süredir yayımlanmakta olan hangi tarafta ve kimlerin Tara- fı olduğu çıktığından beri, malûm bir gazete var. Tarafı: Türk ordu- suna, komutanlarına, Atatürk’e ve milliyetçiliğe düşmanlık, PKK ‘yan- daşlığı.’ Bunu gizlemeye de çalış- mıyorlar: Başyazarı Ahmet Altan ve Amerika’dan gönderilen ‘mis- yoner’ Yasemin Çongar, Türk ordusu şehitler verirken, Kandil Da- ğı’na gittiler ve PKK eşkıyalarıyla boy boy poz verdiler, ‘düşmanlarla yattılar...’ Savaş halinde ‘düş- manlarla yatmanın-işbirliği yap- manın’ cezası idamdır!” Altemur Kılıç, Yeniçağ e-posta: mfarac cumhuriyet.com.tr MED CEZİR MEHMET FARAÇ Aşireti Gözetlemek! Sabah yazarı Nazlı Ilıcak nasıl ol- muşsa dünkü yazısında AKP zihni- yetinin içki yasağına tepki göstermiş. Herhalde 29 Ağustos’ta AKP’nin iç- ki yasağı haritasını “Adım adım İran oluyoruz” başlığıyla yayımlayan Söz- cü gazetesinin manşetinden etkilen- mişti! Yazısına, “Laik cumhuriyete bağlılık, içki içip içmemek ile ölçüle- mez” diye başlayan Ilıcak şöyle de- mişti: “Niçin belediye tesislerinin hiçbi- rinde içki servisi yapılmıyor? Üskü- dar’da yeni inşa edilen lokantada da içki ikram edilmeyecekmiş. Moda İs- kelesi’nde bulunan restoranın İstan- bul Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı Beltur’a devredilmesinden sonra iç- ki satışının yasaklanması da bir baş- ka örnek. Bu bakımdan ‘Hayat tarzı- mıza müdahale edemezsiniz’ mesa- jını vermeye çalışan Modalıları haklı buluyorum.” Dinci medya ile AKP şakşakçısı li- boşlar Ilıcak kadar açıksözlü olamı- yor. Onlar AKP’ye inadına destek uğ- runa “laiklik karşıtlarının odağı” bu par- tinin memleketin dört bir yanını Kum kentine çevirme çabasına da ses çı- karmıyorlar! Eskiden Urfa’da, Kon- ya’da, Erzurum’da içki yasağını da- yatan mahalle baskısı ne yazık ki ar- tık Cumhuriyet’in başkentinde yaşa- nıyor. A Takımı adı verilen zorbalar yıl- lardır din polisi edasıyla Ankara Ke- çiören’de terör estiriyor! Bunlar ve bir Tekel bayisini sopalarla komalık eden eşkıyalar yıllardır Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı olmak için can atan Turgut Altınok’un adamları!.. Başbakan, Anayasa Mahkemesi’nin kararına inat sopalı zabıta çalıştıran Altınok’u büyükşehir, ejderha başlı kı- lıçla Ankara’nın göbeğinde gazeteci döven Melih Gökçek’in oğlu Os- man’ı da Çankaya’ya belediye baş- kanı yaparsa Kum fırtınası başkenti tamamen kaplar! 30Ağustos2008,Hürriyet Yoksulluk ve Televole!.. “Ergenekon” soruşturması kapsa- mında dinci medyanın öne çıkarmaya çalıştığı bir konu da başta PKK olmak üzere terör örgütlerini istihbarat ser- vislerinin kurduğu iddiasıydı! Özellikle Yeni Şafak işi neredeyse PKK’yi Er- genekoncu askerler kurdu ve yıllardır kendi askerlerini şehit ediyor demeye vardırmıştı! Bu gülünç iddialar salt PKK konusundaki cehaletten değil askeri yıpratma stratejisinden kay- naklanıyor. Devlet terör örgütü kurmaz, içine istihbaratçı sızdırır gerçeği bu ke- simlerin işine gelmiyor. Abdullah Öca- lan’ın geçen cuma günü avukatlarına yaptığı açıklamaların bu kapsamda dik- katle irdelenmesi gerekiyor: “Ergenekon, NATO’nun Gladio’su tarzı bir örgütlenmedir. Bunlar 1970’ler- den itibaren PKK’ye hâkim olmaya ça- lıştılar. O dönem MİT, denetim altına alabilmek için PKK’nin içerisine bazı ki- şiler gönderiyordu, Pilot Necati (Ağrı- lı Necati Kaya) Kesire (Öcalan’ın es- ki eşi) gibi. Daha sonra bu işi JİTEM’e devrettiler. JİTEM de bunu Ergenekon’a havale etti.” Öcalan yalnızca bunları değil, Tun- cay Güney’in, Veli Küçük’e mal etti- ği Kırıkkale MKE fabrikasında 1997’de yaşanan patlama ile Diyarbakır’da Yaşar Büyükanıt’a yönelik suikast girişiminin ardında PKK muhalifi Sait Çürükkaya’nın olduğunu iddia etmiş. Hatta Bingöl’de 33 erin kurşuna dizil- mesi suçundan Diyarbakır Cezaevi’nde yatan Şemdin Sakık’a da aynı güçler tarafından birçok eylem yaptırıldığını öne sürmüş. Öcalan’ın bu açıklamaları Güngören patlaması ve Üsküdar’da- ki havan topu saldırısıyla birlikte de- ğerlendirildiğinde, “Ortadoğu’da kaç PKK” var sorusu daha da önem ka- zanıyor! Derin PKK!.. Eğitim birliğine karşõ çabalar 2002’den bu yana aralõksõz sürdürülüyor AKP’ninhedefilaiklik İ stanbul Haber Servisi - Eğitimci, es- ki CHP Denizli milletvekili, TBMM Milli Eğitim Gençlik, Spor ve Kültür Komisyonu üyesi Mustafa Gazalcı’nõn Bilgi Yayõnevi’nden çõkan “Eğitime Dinci Çember” adlõ kitabõ, AKP’nin, ik- tidara geldiği günden bugüne dek laik eği- tim sistemine karşõ adõm adõm gerçek- leştirdiği uygulamalarõ, bütün boyutlarõyla kaleme aldõ. Kitabõnda müsteşardan en uç- taki okul müdürüne dek kadrolaşmalarõ anlatan Gazalcõ, Atatürkçü, laik, bilimsel düşünen, deneyimli eğitim yöneticilerinin görevden nasõl uzaklaştõrõldõğõnõ, yerlerine çoğu dinsel eğitimden geçmiş, iktidara ya- kõn yöneticilerin nasõl atandõğõnõ anlattõ. Bilimsel içerikten yoksun yayõnlarõn, MEB aracõlõğõyla eğitim kurumlarõna sokularak okutulmasõ sağlandõ. AKP’nin 6 yõldaki uygulamalarõndan satõrbaşlarõyla olaylar ve örnekle şöyle: KADROLAŞMADA GÖRÜLMEDİK YÖNTEMLER Cumhuriyet tarihinde görülmemiş bo- yuttaki kadrolaşma, Milli Eğitim Bakan- lõğõ’nõn (MEB) Teşkilat ve Görevleri Hakkõndaki Yasa, Milli Eğitim Temel Ya- sasõ, Atama, Yükselme ve Yer Değiştir- me Yönetmeliği başta olmak üzere birçok düzenlemede sõk sõk değişiklik yapõlarak çoğu zaman da hukuk çiğnenerek ger- çekleştirildi. 657 sayõlõ Devlet Memurla- rõ Kanunu’nun 76. maddesi keyfi kulla- nõlarak geçici görevlendirme yoluyla Di- yanet İşleri Başkanlõğõ başta olmak üze- re başka kuruluşlardan personel aktarõla- rak ücretli ve vekil öğretmenler, AKP’ye yakõn kişilerden yapõldõ. Daha önce öğ- retmenlik yapmamõş olan emekli bir imam, Acõpayam ilçesi Alaattin İlköğre- tim Okulu’nda Din Kültürü ve Ahlak Bil- gisi öğretmeni olarak görevlendirildi. MEB merkez örgütünde, temel birimle- rinde ve birçok ilde kadõn yöneticiler gö- revden uzaklaştõrõldõ. Her birimde yapõ- lan kadro aracõlõğõ ile kendi dünya görü- şüne uygun bir eğitim sisteminin yaratõl- masõ amaçlandõ. DİYANET SIÇRAMA TAHTASI OLDU 27 Nisan 2006’da Milli Eğitim Komis- yonu’ndan geçen “Özel Eğitim Kurum- ları Yasa Tasarısı” ile nitelikli, yasalara bağlõ özel okullarõn önünü açmaktan çok, tarikat okullarõna devlet katkõsõ sağlanmasõ amaçladõ. 2004 yõlõnda verilen soru öner- gesinde Türkiye genelindeki il ve ilçe mil- li eğitim müdürlüklerinde din kökenli eğitim yöneticisi 2002 yõlõndan önce 86 iken, AKP’nin iktidara geldiği günden iti- baren bu sayõ 181’i asil, 2’si vekil, 83’ü ise görevlendirme şeklinde olmak üzere 266 kişiye ulaştõ. Diyanet İşleri Başkan- lõğõ’nõn kadrosundan Milli Eğitim Ba- kanlõğõ kadrolarõna ne kadar personel geçtiği, bunlarõn kaçõnõn yönetici, kaçõnõn da öğretmen olarak görevlendirildiği ile il- gili olarak verilen soru önergesini Milli Eğitim Bakanõ Hüseyin Çelik, “Diyanet İşleri Başkanlığı çalışanlarından ba- kanlığımıza, 833’ü öğretmen, 3’ü diğer hizmet sınıflarından olmak üzere top- lam 836 kişi naklen atanmıştır. Bun- lardan yönetici olarak atanan bulun- mamaktadır” şeklinde açõkladõ. Eğitimdekadrolaşmahõzlandõ TTKişlevindenuzaklaştõrõldõ U lusal eğitim politikalarõnõn be- lirlenmesinde ve ders kitaplarõ- nõn incelenmesinde önemli hiz- metler veren Talim Terbiye Kurulu’nda da (TTK) kadrolaşma yapõldõ. Siyase- tin dõşõnda tutulduğu bir kurum olan TTK, AKP’nin iktidara geldiği 2002 yõ- lõndan sonra MEB eliyle yapõlan deği- şikliklerle işlevinden uzaklaştõrõldõ. 15 kişilik kurul üyelerinin 14’ü, çalõşan uz- man ve öğretmenlerin 167’si kuruldan çõkarõldõ. Bu kişilerin yerine deneyim sa- hibi olmayan kişiler getirildi. Gönderi- len öğretmenlerin birçoğu mahkeme ka- rarõ ile dönmesine karşõn, kendilerine gö- rev verilmedi. 2003 yõlõnda Milli Eği- tim Temel Kanunu değiştirilerek okul- lara giren kaynak kitaplarõn TTK’den onay almasõ kaldõrõldõ. Yerine bir ince- leme yeri gösterilmemesi nedeniyle “100 Temel Eser” adõ altõnda hakaret, küfür taşõyan, içeriği çarpõtõlmõş, yar- dõmcõ kitaplar okullara sokuldu, oku- tuldu. Okullara alõnacak ders ve araç ge- reçlerine TTK onayõnõ devreden çõ- karmak için yönetmelikler değiştirildi. 1 Eylül 2006 tarihinden itibaren yapõ- lan değişiklikle, ders kitaplarõnõn ince- lenmesi Milli Eğitim Bakanlõğõ’ndaki bi- rimlere, genel müdürlüklere bõrakõldõ. DERS KİTAPLARINI İNCELEME GÖREVİ ALINDI “Milli Eğitim Bakanlığı Ders Kitap- ları ve Eğitim Araçları Yönetmeli- ği”nde yapõlan köklü değişiklik ile TTK’nin görevlerinden biri olan ders ki- taplarõnõn incelenmesi görevi, İlk, Or- ta, Mesleki ve Teknik Öğretim ve Din Öğretimi Genel Müdürlüğü’ne devre- dildi. Konu ile ilgili olarak verilen so- ru önergesini Çelik, “TTK Başkanlı- ğı’nın MEB’in makro politikalarını belirleme, vizyonunu oluşturma, ulus- lararası çalışmaları takip ederek iyi örnekleri ülkemize taşıma ve bünye- mize uygun olanların sisteme yansı- tılması konularına odaklanması ge- rekmektedir. Yıllardır ders kitapla- rının, eğitim araçlarının incelenme- si işinin bütünüyle kurul bünyesinde yürütülmesi, kurulun asli görevleri- ni yerine getirmesine imkân verme- mektedir. Bu nedenle kitap inceleme işleminin yeniden gözden geçirilme- si kaçınılmaz duruma gelmiş ve gereği yapılmıştır” açõklamasõnõ yaptõ. ‘Yaradõlõş’ biyoloji kitaplarõnda Y alnõzca din kültürü ve ah- lak bilgisi kitaplarõ değil, tarih ve diğer kitaplarõn ko- nularõ da dinsel motiflerle süslen- di. Evrim Kuramõ’nõn yanõnda “Yaradılış” inancõ biyoloji kitap- larõna girdi. Mersin’de öğretmen- ler, Evrim Kuramõ’nõ okutmalarõ nedeniyle sürüldüler. Aptes suyu- nun alyuvarlarõ çoğalttõğõna ilişkin hurafelere din kültürü ve ahlak bil- gisi kitaplarõnda yer verildi. MEB tarafõndan dağõtõlan kitapta, “Din, insanın doğru düşünmesini sağ- lar; din eğitimi, eğitimin temel ihtiyaçlarını yerine getirir” ifa- desi yer aldõ. Fransõz ressam Eu- gene Delacroix tarafõndan çizilen, göğüsleri açõk bir kadõnõn bulun- duğu “Libertiy Leading the Pe- ople / Halka Yol Gösteren Öz- gürlük” adlõ resim, 2001-2006 yõl- larõ arasõnda Vatandaşlõk Bilgisi kitabõnda yer aldõ ve kitap 5 yõl boyunca okutuldu. Kitabõn onay süresi sona erince Talim Terbiye Kurulu Başkanlõğõ tarafõndan kita- bõn 1 yõl daha okutulmasõ kararõ verilip Halka Yol Gösteren Özgür- lük resmi çõkarõldõ. MEB logosuy- la okullara sokulan 100 Temel Eser’de de çarpõtmalar yapõldõ. AKP iktidarı ile başlayan kadrolaş- maları, ders kitaplarının dinsel içeriklerle doldurulması takip etti. TTK’nin kadrolaşmasıyla yönetmelik- ler de değiştirildi. Uygulamaların bü- yük bölümü yargıdan dömesine karşın bilimsel niteliği çarpıtılarak hazırla- nan kaynak ve ders kitapları okullara sokuldu. Özellikle 11. sınıflarda oku- tulan “İnkılap Tarihi ve Atatürkçü- lük” dersinde devrimler, tarihi gerçek- lere aykırı biçimde çarpıtıldı, “2. Ab- dülhamit” ve “Vahdettin” sevimli gös- terildi, tekke ve zaviyeler övüldü. İlköğretimde okutulan sosyal bilimler kitabında da birçok yanlış bulundu. Kendi dünya görüşüne uygun bir eğitim sisteminin yaratõlmasõnõ amaçlayan AKP iktidarõ döneminde din kökenli yönetici 86’dan 266’ya yükseldi, kadõnlar görevden uzaklaştõrõldõ YARIN: KURAN KURSLARI, KUTLU DOĞUM HAFTASI TEKKELER ÖVÜLDÜ B A Ş L A R K E N Türbanlı öğrencilerin okula girmelerine göz yumuldu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle