Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ekonomi@cumhuriyet.com.tr
2 EYLÜL 2008 SALI CUMHURİYET SAYFA
EKONOMİ 13
CMYB
C M Y B
soner@cumhuriyet.com.tr
İŞÇİNİN EVRENİNDEN
ŞÜKRAN SONER
Düşlerimizi Yeşertmek..
1980’li yıllarda nasıl da düş görüyormuşuz? Ta-
mam, Türkiye’de en çok sol, aydınlar, 12 Eylül’ün
ağır baskısı altında on binlerle boşuna cezaevlerin-
den geçirilmediler... Anayasal, yasal düzende ka-
zanılmış hakların gasp edilebilmesi için, örgütlülü-
ğün üzerinden silindir gibi ezilip geçilmesini gerek-
liydi. Özalizm’in, serbest piyasa düzeninin, 24 Ocak
benzeri kararların geçerli kılınabilmesinin yolu açı-
lacaktı... Yine de yaşadıklarımızı emperyalizmin
Türkiye’ye biçtiği rolle sınırlı görüyorduk. 12 Eylül dü-
zenini bir biçimde kırabileceğimize yönelik, insan-
lığa dönük umutlarımız yükseklerdeydi..
Ne de olsa önümüzde 21. yüzyıla dönük düşle-
rimiz vardı; bilimsel teknolojik devrim çağına geçi-
yorduk. Evrensel insan hakları, demokrasi ilkeleri,
sendikal örgütlülükler, insan eksenli sivil toplum ör-
gütlenmelerinin güçlenmesi, evrenselleşmesi bağ-
lantılı barış arayışları giderek yükselecekti. İki kutuplu
dünyayı, Soğuk Savaş’ı gerilerde bırakmak üzereydik.
Küreselleşme çarpık da olsa dünya çapında zen-
ginliği, gelişmeyi getirecek, yoksullara da pay dü-
şecekti. Olmazsa emeğin evrensel örgütlenmesi pay-
laşım sorununa dönük çözümler üretecekti..
Hapisten yeni çıkmış DİSK Genel Başkanı Ab-
dullah Baştürk’ün yerine katıldığım, 1984 yılında,
İsveç’in Lund kasabasında yapılan, 2. Avrupa Nük-
ler Silahlardan Arındırma Konvansiyonu toplantısı-
nın gündeminden alınan kararlardan etkilenme-
mek, umutlanmamak olanaksızdı. O tarihlerde za-
ten iki kutuplu dünya ilişkilerinde çok anlamlı bir yu-
muşama sürece yaşanmaktaydı. ABD-Sovyetler Bir-
liği taraflar olarak, dünyayı en çok tehdit eden kimi
silahların kullanılamaması yolunda “kapsüllerin çı-
karılması” türünden anlaşmalar yapıyorlardı. Dünya
sivil barış örgütlenmeleri; “yine de siyasetin savaş kar-
şıtı anlaşmaları yetmez, kalıcı barış için, çıkarlara çok
kolay teslim olabilen siyasetlerin, iktidarların üstün-
de, dünya halklarının örgütlülüğünün güvencesi
şart..” anlamına gelen kararlar alıyorlardı..
Barış adına sivil evrensel örgütlenme öylesine güç-
leniyordu ki... O tarihlerde iktidarda olmayan, İngi-
liz İşçi Partisi’nin yönetimindeki tüm belediyeler sı-
nırlarına; “burası nükleer silahlardan arındırılmıştır”
tabelaları kuru kuruya asmıyor, gereğini yerine ge-
tiriyorlardı. Batı Sahara halklarının, daha doğrusu ka-
vimlerinin adlarını ilk kez orada insan hakları arayışları,
eylemleri ile duymuştum..
Hiç aklıma gelebilir miydi ki... Batı Sahara kabile-
lerinin insan haklarına çok duyarlı Batı kamuoyu, yıl-
lar sonra bir gecede on binlercesinin katledilmesine
seyirci kalacak, zengin kuzey dünyasında gelişen ben-
cilik duygusu içinde, “Afrika’da yaşananlar çok da
önemli değil, ne de olsa ekonomik getirisi yok. Niye
bedel ödensin?..” noktasına gelecekti.
Yeni dünya sömürü düzeni çarklarında, bilgi kir-
liliğinde, algılaması, bilinci dumura uğrayan zengin
kuzeyin bireyi, artık sadece Afrika’ya mı duyarsız?
Nükleer silahlara karşı İngiliz İşçi Partisi lideri Bla-
ir‘in iktidarında, İngiltere, ABD’nin yanında, başta Irak
işgali, küresel işgal suçlarında başöğretmen rolü oy-
namadı mı? Evrensel hukuk, insan hakları ihlalleri,
savaş suçları belgelenmiş, işgalde yaşanan vahşet,
petrolün kanlı yükselişi ortada iken, İngiliz halkı ye-
niden seçerek, savaş suçlusu Blair’i değil sadece,
kanlı iktidarının işlediği tüm evrensel suçları, vahşeti
aklamadı mı?
Dün Kafkasya üzerinde oynanan yeni dünya dü-
zeni çıkar savaşlarında, AB toplantısı nedeniyle ya-
pılan değerlendirmelere şöyle bir kulak kabarttınız
mı? Rusya, eski iktidar bölgesinde, ABD-AB-
NATO eksenli yeni iktidar oyunlarına karşı, silahlı güç-
le durunca, barış karşıtı, silahların konuştuğu yeni
kritik bir dönemece gelindi. Rusya’nın beklenmedik
silah kullanımına karşı, AB’nin baştan çekilmiş sert
restlerinin arkası bekleniyor... Ancak AB ülkelerinin
sadece yetersiz askeri donanımları nedeniyle değil,
kullandıkları petrol, doğalgaz ve ticari ilişkilerlerle bağ-
lantılı oldukları Rusya’ya karşı gelmeleri zor. ABD,
Ortadoğu dengeleri içinde, Rusya ile doğrudan si-
lahlı çatışmaya hazır değil. Kafkasya, Karade-
niz’den Rusya’nın kuşatılmasında askeri güç kul-
lanma yerine, Soros-Fethullah-Ortodoksluk ekü-
menikliğinin Moskova’dan alınması.. markalı, para
ve din üzerinden siyasetlerle, NATO’nun genişletil-
mesi, kırmızı-turuncu karanfil darbeleri, AB üyelik ön-
celiğinden yürünebildiği kadar yürümeyi yeğleye-
cekler..
Bu çerçevede Gürcistan lideri sabırsız atağından
dolayı suçlanırken, derin yorumcular ABD iktidarı-
nın aceleciliğinin, Gürcü lideri itelemesinin eleştiri-
sini yapmaktalar..
Aslında bir noktadan sonra hepsi ayrıntı; bugün
dünya, insanlık, insan hakları, barıştan çok uzakta,
çevre katliamından yok edilme tehdidi altında. İn-
sanlık için gerçek barış savaşımının, siyasi liderlik-
lere bırakılmasının, emperyalizme ideolojik teslimi-
yetin bedeli çok ağır oldu. Barış düşlerimiz yok ol-
du. Sil baştan hızla aklımızı başımıza devşirip, ör-
gütlenemezsek, ortada insanın yaşayacağı bir dün-
ya bile kalmayacak..
Bakan Tüzmen’in Rus mallarõna fiziki kontrolü öngören ‘kõrmõzõ hat’ önerisi Bakanlar Kurulu’ndan döndü
AKP resti göze alamadõ
İSTANBUL / ANKARA (Cum-
huriyet) - Devlet Bakanõ Cemil Çi-
çek, Bakan Kürşad Tüzmen’in
Rus mallarõnõn gümrüklerde fiziki
kontrolü önerisinin kabul edilme-
diğini açõkladõ.
Kabine toplantõsõnõn ardõndan
yaptõğõ açõklamada Çiçek, Rusya
Dõşişleri Bakanõ Sergei Lavrov’un
bugün Türkiye’ye günübirlik ziya-
ret yapacağõna işaret ederek, konu-
nun burada ele alõnacağõnõ ekledi.
Dõş Ticaret Müsteşarlõğõ’ndan
yetkililer, dün ajanslara verdikleri
bilgide, Rusya’nõn Türk ürünlerini
taşõyan TIR’larõ gümrük kapõlarõn-
da bekletmesiyle başlayan gergin-
lik sonrasõnda, Türkiye’nin de dün-
den itibaren karşõlõk vermeye baş-
ladõğõnõ söylemişti. Dün sabah ve
öğlen saatlerinde Ankara kaynaklõ
haberlerde Türkiye’nin gümrük-
lerde fiziki kontrolü ve yavaşlatmayõ
öngören “kırmızı hat” uygulama-
sõnõ başlattõğõ duyuruldu. Akşama
doğru ise Bakan Çiçek yaptõğõ açõk-
lamada, normal uygulamanõn de-
vam ettiğini ve Bakanlar Kuru-
lu’nun “kırmızı hat” uygulamasõ-
nõ kabul etmediğini belirtti.
DTÖ üyeliğine ambargo
Tüzmen dün akşam saatlerinde
yaptõğõ açõklamada, Rusya’nõn Dün-
ya Ticaret Örgütü (DTÖ) üyeliği
adaylõğõnõn “tekrar gözden geçi-
rileceğini” söyledi. Kõrmõzõ hat
uygulamasõnõn ise teknik bir uy-
gulama olduğunu belirten Tüz-
men, “Bu tür teknik uygulamalar
Bakanlar Kurulu gibi son derece
üst düzey karar organında tartı-
şılacak şeyler değildir” dedi.
DEİK Türk-Rus İş Konseyi Baş-
kanõ Turgut Gür, kõrmõzõ hat
uygulamasõndan sonuç alõnama-
yacağõnõ ifade etti. Gür, “Rus-
ya’nın Türk mallarına karşı bu
yaptırımı neden uyguladığı-
nın cevabının bulunması ge-
rekiyor” diye konuştu.
Son günlerde ilköğretim müfettiş-
lerinden yoğun mail geldi; seslerini
duyurmak için gazetecileri bilgilen-
dirmişler. Müfettişlerin haykırışlarına
duyarsız kalamadık ve konuyu bir
analiz edelim dedik.
Şu anda Türkiye’de yaklaşık 3 bin ilk-
öğretim müfettişi var. Bunun 1.800 ki-
şisi bir araya gelip platform kurmuşlar
ve web sitesi yapmışlar (www.mufet-
tisler.net). Bu sitenin yöneticisi Doğan
Ceylan. Kendisi ile görüştüm; “Biz
müfettiş olabilmek için 4 yıllık eğitim fa-
kültelerinin Eğitim Yöneticiliği ve De-
netçiliği bölümlerini bitirdik. Birçoğumuz
master yaptı. 1998’de öğretmenlere ya-
pılan % 18 ek zam müfettişlere yapıl-
madı. Öğretmenlere sağlanan kariyer
basamak sistemi müfettişlere uygu-
lanmadı. Son eşit işe eşit ücret kap-
samında ek ödemede müfettişler kap-
sam dışında bırakıldı. Böylelikle mü-
fettişler denetleme yaptıkları yerlerde
çalışan öğretmen ve yöneticilerden
daha az maaş alır duruma geldiler” di-
yor. Kendileri ile görüşemediğim birçok
müfettiş de, ücret sisteminde hükü-
metin özellikle dikey dengeleri gözet-
mediğini, 8 yıllık başarılı öğretmenlik ve-
ya 5 yıllık başarılı okul yöneticileri ara-
sından yazılı ve sözlü sınavla müfettiş
yardımcısı seçildiğini, muavinlik dö-
neminden sonra bir de yeterlilik sına-
vı ile müfettiş olunduğunu, bu kadar
zorlu bir aşamadan sonra donanımlı ilk-
öğretim müfettişlerine uygulanan ma-
aş sisteminin adil olmadığını, belirti-
yorlar. Ayrıca en fazla sıkıntı duyduk-
ları konunun da denetledikleri kişiler-
den daha az maaş almaları olduğunu
vurgulamadan edemiyorlar.
Bugün için en düşük memur maa-
şı 1.119 YTL. İlköğretim müfettişle-
ri 1.324 YTL, muavinler 1.136 YTL alı-
yor. Buna karşılık 1/1 ücret derece ve
kademesindeki bir öğretmen haziran
ödeneği dahil 1.370 YTL, uzman
öğretmen 1.467 YTL, başöğretmen
1. 564 YTL maaş alıyor. Diğer ba-
kanlıklardaki en düşük müfettiş maa-
şı ise 2.300 YTL.
Ekonomisi dışa bağımlı olan bir ül-
kede geleceği kurtarmak için eğitimin
sıkı ve bunun için de eğitim sistemi
ve kadroların yeterli olması gerekir.
Eğitim kadrolarının iyi olmasını isti-
yorsanız onlara belli bir hayat stan-
dardı sağlamak zorundasınız; bunu
yaparken de ücretlendirmede adil ol-
mayı becermelisiniz. Ücretlendir-
mede adalet birçok ülkede “eşit işe
eşit ücret” vermekle sağlanır. Bu
sistem şudur: İster kamuda ister
özel sektörde aynı pozisyonda ve un-
vanda çalışan kişilerin aynı maaşı ve-
ya ücreti alması. Hükümet kamuda
ücret dengesizliklerini gidermek için
olumlu adımlar atmaya başladı. İlk
adım olarak ek zam devreye sokul-
du. Ancak ek zamlar yeterli değil; üc-
retler arasındaki yatay ve dikey den-
gesizlikleri de gidermek şart.
İlköğretim müfettişlerine ortalama
200 YTL yatay dengesizliği gidermek
için ek ödenek verilse yılda (3.000 mü-
fettiş*200 YTL/kişi*12 ay=7.200.000
YTL yapar. Bu bütçe içinde çok
önemli bir kalem oluşturmaz. Tabii ki
bunu yaparken diğer meslek pozis-
yonlarında da eşit işe eşit ücret adil
uygulanmalıdır. Bundan gelecek ek
yük bu kadroların muha-
fazasının sağlayacağı ge-
tiri karşısında nispi olarak
önemsiz kalır. Çünkü eği-
tim geleceğe yatırımdır.
Bugün Rusya’nın tüm çö-
küntülere rağmen yine
dimdik ayakta olması do-
ğal kaynaklar bakımından
zenginliği yanında her yurt-
taşının çok eğitimli olma-
sından kaynaklanmakta-
dır.
Milli Eğitim’de son çıkan
kararnameye göre alınan
maaşlara baktığımızda ilk-
öğretim müfettişleri ya-
nında diğer eğitimcilerin de nasıl
geçindiklerini merak etmemek müm-
kün değil. Benim babam başöğret-
mendi. O zamanlar büyüklerimizin
deyimi ile bereket mi vardı da, geçi-
nebiliyorduk, bilemiyorum. Şimdi bu
paralarla geçinmeyi başaran me-
murlar her zaman söylediğim gibi
dünyanın en kaliteli finans uzmanla-
rıdır. Böyle olmasalar bu paralarla na-
sıl geçinirler?
Geçinemeyen ve gelir dağılımından
adil pay alamayan herkesin sesine ku-
lak verecek, yapısal ve ekonomik pro-
je üretecek sol nerede? Ne zaman uya-
nacak? Projeleri ile halkın karşısında
hangi gün çıkacak? Bu olmayacak
mı? Eğer bunu başaramayacaksak
sadaka demokrasisi diye kimseye kız-
mayalım…
İlköğretim Müfettişlerinin Feryatlarına Kulak Verelim
M A L İ Y E Y A Ş A M I N D A N / M U S T A F A P A M U K O Ğ L U pamukm superonline.com
Aylık Ek NetEk Toplam
Derece DersÜcreti Net Ders Net
Unvanı Kademe (Azami) Aylık Ücreti Aylık
İl Milli Eğitim Müdür
Yardõmcõsõ 1/1 60 1.282 364 1.646
İlçe Milli Eğitim Müdürü 1/1 60 1.281 364 1.645
Şube Müdürleri 1/1 60 1.255 364 1.619
İlköğretim Okulu Müdürü 1/1 88 1.356 528 1.884
Anadolu Lisesi Müdürü 1/1 110 1.356 660 2.016
Halk Eğitim Merkezi
Müdürü 1/1 88 1.356 528 1.884
YİBO Statüsündeki Okul
Müdürleri 1/1 132 1.356 802 2.158
İlköğretim Müfettişleri 1/1 60 1.307 364 1.671
İlköğretim Müfettiş
Yardõmcõlarõ 4/1 60 1.122 364 1.468
Tüzmen Bakanlar
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek,
Bakanlar Kurulu toplantõsõnõn ardõndan
açõklamalarda bulundu ve gazetecile-
rin sorularõnõ yanõtladõ.
Bölgede yaşanan gelişmelere para-
lel Rusya’ya yönelik ihracatta son
dönemde ortaya çõkan ve iki ülke iliş-
kilerini olumsuz etkileyen bir durumun
söz konusu olduğunu belirten Çiçek,
bununla ilgili benzer sõkõntõlarõn ihra-
cat yapõlan ülkelerle de olduğunu kay-
detti. Rusya Federasyonu’nun Türki-
ye için çok önemli bir ülke olduğunu
ifade eden Çiçek, şöyle konuştu:
“Bir taraftan komşumuzdur, öbür
taraftan ekonomik ve ticari ilişkile-
rimizin en üst seviyede, hem en üst
noktada sürdürdüğümüz önemli
bir ülke. Ümit ediyoruz ki yarınki
görüşmelerden sonra bu sorun bir
çözüme kavuşur. Bu sıkıntının or-
tadan kaldırılması için de değişik se-
viyelerde görüşmeler sürdürülüyor.
Başta büyükelçimiz ve ticaret mü-
şavirimiz olmak üzere muhatapla-
rıyla görüştüler. Dış ticaretten so-
rumlu bakan arkadaşımız Sayın
Tüzmen’in bu olumsuz gelişmeler
karşısında mukabil tedbirlerin alın-
masına yönelik bir talebi söz konu-
su olmuştur. Bakanlar Kurulu’nda
bu da değerlendirildi. Bu konuda
olumlu bir karar almadık.”
İhracat
130 milyar
dolara
dayandı
Ekonomi Servisi -
Türkiye İhracatçõlar
Meclisi (TİM),
ağustos ayõnda
ihracatõn yüzde 27.6
artõşla 10.9 milyar
dolara yükseldiğini
açõkladõ. TİM’den
yapõlan yazõlõ
açõklamaya göre
ihracat, ocak-ağustos
döneminde ise yüzde
35.3 artõşla 90.3
milyar dolara çõktõ.
Son 12 aylõk
dönemdeki ihracat
yüzde 31.1 artarak
129.5 milyar dolara
ulaştõ. TİM
Başkanõ Oğuz
Satıcı’nõn, başkan
sõfatõyla son kez
açõkladõğõ verilere
göre ağustos ayõnda en
fazla ihracat yapan
sektör, 2 milyar 550
milyon dolar ile demir
çelik sektörü oldu.
Onu, 1 milyar 408
milyon dolar ile
otomotiv ve 1 milyar
351 milyon dolar ile
hazõr giyim ve
konfeksiyon izledi.
3 MİLYON
ÇİFTÇİYE ULAŞILDI
Denizbank 3 aylık Ta-
rım Şenliği boyunca 3
milyon üreticiye doğ-
rudan ulaştı. Deniz-
Bank’ın 1600 kişiyi aş-
kın saha ekibiyle ziyaret
ettiği köylerde 100’ü
aşkın toplantı düzen-
lendi. Toplantılarda
8900 üreticiye budama
teknikleri, gübre kulla-
nımı, hayvan sağlığı,
seracılık gibi başlıklar-
da uzman eğitmenlerce
üreticinin tarlasında,
işletmesinde, ahırında
uygulamalı eğitimler
verildi.
Denizbank Finansal Hizmetler Grubu Başkanõ Ateş:
Tarõmaöncelikverilmeli
ŞEHRİBAN KIRAÇ
ŞANLIURFA - Denizbank Fi-
nansal Hizmetler Grubu Başkanõ
Hakan Ateş, Türkiye’nin yõllõk 50
milyar dolarlõk tarõmsal üretiminin
olduğunu, bunun ancak 11.4 milyar
dolarõnõ ihraç edebildiğini kayde-
derek “Eğer Türkiye’nin tarım ih-
racatı 50 milyar dolar olsaydı
cari açıktan söz etmeyecektik” de-
di.
DenizBank’õn 14 Mayõs’ta baş-
lattõğõ Tarõm Şenliği Şanlõurfa’da dü-
zenlenen etkinlikle sona erdi. Ateş
düzenlediği basõn toplantõsõnda yap-
tõğõ konuşmada, Denizbank’õn çift-
çilerin yanõnda olacağõnõ vurguladõ
ve bugüne kadar çiftçilere 200 mil-
yon YTL kredi verdiklerini kaydetti.
Ateş, şunlarõ söyledi: “Türkiye’de
yıllık 50 milyar dolarlık tarımsal
üretim var. 2012’de bunun 70
milyar dolara çıkarılması hedef-
leniyor. Hem gücümüz hem top-
rağımız var. Sermaye koyarsak
Türkiye tarım cenneti olur. Tür-
kiye tarımda büyük bir güç ola-
bilir; bunun için tarıma politik ön-
celik verilmeli. Global talep gören
ürünlerin üretimi teşvik edilme-
li. Arazi reformu ve ıslahı yapıl-
malı. Çevreci üretim hedeflen-
meli.”
KESK Genel Başkanõ Sami Evren, toplu görüşmenin yasal olmadõğõnõ kaydede-
rek, bununla ilgili Avrupa İnsan Haklarõ Mahkemesi’nin (AİHM) kararõ olmasõ-
na karşõn hükümetin bu karara uymadõğõnõ, bu nedenle AİHM’ye ikinci kez baş-
vuracaklarõnõ ifade etti. Sonucu baştan belli olan toplantõ ile kamu çalõşanlarõ-
nõ umutlandõrmanõn, sendikalara olan güvensizliği arttõrmanõn doğru olmadõğõ-
nõ dile getiren Evren, konuşmasõna şöyle devam etti: “Görüşmeler AHİM ka-
rarlarõna aykõrõydõ. Biz bunu ileride gündeme getireceğiz. Avrupa Konseyi üye-
si olan bir hükümet bu kararõ uygulamõyorsa suç işliyor demektir. AİHM’ye da-
va açacağõz. Bununla ilgili Başbakanlõk’a dilekçe verdik. 60 günlük süre var.”
KESK grev için AİHM’ye gidiyor
Ankara Doğal Elektrik Üretim ve Ticaret AŞ’ye (ADÜAŞ) ait üretim sant-
rallarõnõn Zorlu Enerji’nin iştiraki Zorlu Doğal Elektrik Üretim’e 510 milyon
dolara devrine ilişkin sözleşme dün Ankara’da imzalandõ. Zorlu Enerji, sant-
rallarõnõn devir bedeli olan 510 milyon dolarõ peşin olarak Özelleştirme İda-
resi’ne ödedi. Zorlu Enerji Grup Başkanõ Murat Sungur Bursa, devralõnan top-
lam 141 mw kurulu güce sahip 7 hidroelektrik, 1 jeotermal ve 1 termik (gaz
türbini) santrallarõnõn yõllõk 450 milyon kwh’lõk (kilovatsaat) üretim kapasi-
tesini iki yõl içinde iki katõna çõkarmayõ hedeflediklerini belirterek, kõsa ve or-
ta vadeli rehabilitasyon çalõşmalarõna hemen başlayacaklarõnõ söyledi.
ZorluAnkaraElektrik’idevraldı
GUARDİAN: TİCARİ SAVAŞ
İngiliz Guardian gazetesi, Türkiye ile Rusya ara-
sõndaki gerginliği sayfalarõna taşõdõ. Guardian’õn
haberinde şu ifadelere yer verildi: “Moskova’nõn,
Gürcistan’õn Amerikalõ destekçilerine yardõm et-
tiği iddiasõyla Ankara’yõ cezalandõrmasõyla,
Rusya ve Türkiye topyekûn bir ticari savaşõn eşi-
ğine geldi. Türkiye’ye ait yüzlerce kamyon, üç haf-
tadõr Rusya sõnõrõnda bekletiliyor. Rusya’nõn, Gür-
cistan’a insani ve tõbbi yardõm taşõyan Amerikan
gemilerinin Boğazlar’dan geçmesine izin veren
Türkiye’yi cezalandõrmak için sõnõr ge-
çişine izin vermediği yönünde tahmin-
ler yapõlõyor. Ticari savaş, Türki-
ye’nin enerji arzõnõ tehdit edebilir.
Türkiye, doğalgazõnõn üçte iki-
sini Rusya’dan
alõyor.”
Dün öğlen saatlerinde
Ankara kaynaklõ
haberlerde “Rus tõrlarõna
kõrmõzõ hat” uygulamasõnõn
başladõğõ bildirildi.
Akşama doğru ise Devlet
Bakanõ Çiçek, Bakan
Tüzmen’in bu yöndeki
önerisinin kabul
edilmediğini açõkladõ.
Devlet
Bakanı
Kürşad
Tüzmen,
bir etkinlik
için
bulunduğu
Çin’den,
“kırmızı
hat”
uygulama-
sının başla-
tıldığını
açıklamıştı.
M.Sungur Bursa
Ekonomi Servisi -
Aylar süren müzake-
relerin ardõndan Al-
manya’nõn ikinci bü-
yük bankasõ Com-
merzbank, sigorta devi
Allianz’õn bünyesinde-
ki Dresdner Bank’õ ala-
rak Almanya’nõn en
büyük bankasõ Deustc-
he Bank’a rakip oldu.
14.4 milyar dolar de-
ğerindeki satõn alma
anlaşmasõyla Alman
bankacõlõk yapõsõnõn de-
ğişmesi beklenirken,
Dresdner Bank’a daha
yüksek bir teklif ver-
meye hazõrlanan China
Development Bank’a
verilmemesi de dikkat
çekti. Finans Bakanõ Pe-
er Steinbrueck Alman
halkõnõn yararõ için
Dresdner Bank’õn bir
Alman bankasõna veril-
diğini vurguladõ. Önce-
ki gün kesinleşen iki
aşamalõ satõn almanõn
ilk aşamasõnda Com-
merzbank Dresdner
Bank’õn yüzde 60’õnõ
bu yõl, 2009’da da geri
kalanõnõ alacak.
Commerzbank, Dresdner’i
aldõ.BankaAlmanya’dakaldõ
Kurulu ile ters düştü