Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
GÜNDEM MUSTAFA BALBAY
Baştarafı 1. Sayfada
Almanya’da Frankfurt Federal Mahkemesi’nde gö-
rülmekte olan Deniz Feneri davası sonuçlandı. Karar
açıklandı. Beklendiği gibi sanıklar Mehmet Gürhan
5 yıl 10 ay, Mehmet Taşkan 2 yıl 9 ay, Firdevsi Er-
miş de 1 yıl 10 ay hapis cezasına çarptırıldı. Savcı
Kerstin Lötz günlerdir şu noktanın altını çiziyordu:
“Asıl failler Türkiye’de! Biz olayın Almanya’daki bö-
lümünü ortaya çıkardık. Yönetim yeri de Türkiye’dir.”
Polis şeflerinin açıklamaları da buna paralel ilerli-
yordu:
“Türkiye ayağını soruşturmak için Türk polisinden
yardım istedik. Bunu yapamayacaklarını söylediler.”
Bütün bunlar, iddia makamının mahkemeye sun-
duğu bilgiler, belgelerdi. Biz de mahkeme sonuç-
lanmadan kesin yargılarda bulunmanın yine de erken
olacağını düşündük...
Mahkeme Başkanı Johann Müller kararını açık-
ladıktan sonra şu değerlendirmeyi yaptı:
“Almanya’nın en büyük yolsuzluk olayı ile karşı kar-
şıyayız.”
Almanya’da daha önce yaşanmış olan UNICEF da-
vası uzun süre konuşulmuştu. Ancak o olayın hem
organizasyonu hem maddi boyutu Deniz Feneri ka-
dar büyük değildi.
Sanıklara verilen cezalar, mahkemedeki samimi tu-
tumları ve soruşturmaya yardımcı olmaları nedeniy-
le düşürüldü. Alman polisi 3 yıllık bir takipten sonra
Nisan 2007’de Deniz Feneri soruşturması için düğ-
meye basmıştı. O sırada yakalanan 3 sanığın bilgi ver-
mesiyle soruşturma bugünkü noktaya geldi. Buradan
şu yorumu da çıkarabiliriz:
Ortaya çıkan yolsuzluk verilen bilgiler çerçevesin-
de... Türkiye ayağı da tam olarak saptansa boyut en
az 10 katına çıkacak!
Alman makamları da sık sık usulsüz harcandığı sap-
tanan 16 milyon Avro’nun sadece kendi ülkelerinde
toplanan parayı içerdiğini söylüyorlar.
En yüksek cezaya çarptırılan Mehmet Gürhan’ın “bi-
ze inananlardan özür dileriz” açıklamasını Türkçeye
şöyle çevirebiliriz:
“Bağışları kendimize bağışladık, bizi bağışlayın!”
Bundan sonra ne olur?
Gerçekten ne olacağını kestirmek zor, ama biz bir
senaryo yazalım:
Almanya’daki işlerin Türkiye yöneticileri kafa kafaya
verirler ve izlenecek yol haritasını saptamaya çalışırlar.
Biri, “yakalandık, Türkiye kısmı deşilirse daha da kö-
tü olur, bırakalım” der. Toplantıdakiler hep bir ağız-
dan çıkışır:
“Salak mısın sen?”
Böylece o arkadaş susturulduktan sonra içlerinden
akıllı biri şu yolu önerir:
“Olan olmuş... Bundan sonrasına bakalım... Mev-
cut işlerin tümünü tasfiye edelim. Kamuoyu bizi
unutsun. Almanya, Deniz Feneri, laflarını bir kenara
koyalım...”
İlk öneriyi getiren, “her şeyiyle tükeniyor muyuz ya-
ni” der, yine “salak mısın” diye sorarlar, akıllı devam
eder:
“Bambaşka isimle, bambaşka bir yöntem buluruz...
Bu deniz işini bırakalım. Denizi çağrıştıran isimleri de...
Örneğin kar taneleri gibi bir isim bulalım... Herkese,
bir kar tanesi olun, sizi kâr sahibi yapalım, deriz. Bun-
dan sonra para verenlerin de çıkarının olacağı bir yön-
tem şart... İşe Almanya’dan başlamayız, onlar alçak...
Hollanda’dan falan başlarız...”
Herkes birbirini kutlar...
Yeni isimle yeni ufuklar...
GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK
Baştarafı 1. Sayfada
Alman yargıç kararı açıklarken “Asıl fail Türkiye’de”
diyor.
Adını da veriyor: Kanal 7’nin sahibi Zekeriya Ka-
raman.
Kim bu Zekeriya Karaman? RTE’nin oğlunun
eşiyle Karaman’ın oğlunun eşi kız kardeş! Erdoğan
ailesi ile Karaman ailesi akraba!
Karaman’ın oğlunun nikâh tanığı RTE.
Düğünde baş konuklar arasında Beşir Atalay var.
İçişleri Bakanı. RTE’nin söylediğine göre Deniz Fe-
neri’ni üç, üç buçuk ayda bir denetleyen bakan!
Almanya Büyükelçisi ise “Interpol aracılığıyla De-
niz Feneri hakkında bilgi istediklerini ama alamadık-
larını” söylüyor.
Interpol’e Almanya’daki savcılığın istediği bilgile-
ri verecek olan, kuruluşun, emniyetin başındaki İç-
işleri Bakanı Atalay.
RTE’nin Deniz Feneri olayıyla yakından ilgilendiği
kanıtlanıyor.
Almanya Büyükelçisi Cuntz’a önceki gün suçla-
rını mahkemede de itiraf eden “sanıkların uzun süre
yatmalarından yakınıyor”.
TC Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin de devreye
giriyor.
RTE’nin RTÜK’ün başına getirdiği Zahid Akman
ile ahbap çavuş ilişkileri içinde olduğu, yadsınması
olanaksız gerçeklerden.
Tanımam dediği, ama birlikte yan yana göründü-
ğünü kanıtlayan fotoğraflarla ilişkisi ortaya çıkan baş
sorumlu, beş yıl on ay hüküm giyen Mehmet Gür-
han!
Toplanan paraların “başka amaçlar için kullanıldı-
ğını itiraf edip özür dileyen” Mehmet Gürhan!
Deniz Feneri AKP hükümetinin (RTE’nin) himaye-
sinde.
Almanya’daki Deniz Feneri Başkanı ile Türki-
ye’deki Deniz Feneri Başkanı yolsuzluğun ucunda-
ki iki sorumlu.
Toplanan, kuryeler aracılığıyla (Zahid Akman) Ka-
nal 7’de Karaman’a teslim edilen paraların büyük kıs-
mı Türkiye’de siyasal amaçlar için kullanılıyor.
Deniz Feneri, Türkiye’de bu olguyu, yolsuzluğu “ka-
mufle etmek için” kuruluyor.
AKP ile ortaya çıkıyor. AKP hükümetince kamuya
yararlı dernek haline getiriliyor.
Mehmetçik Vakfı’ndan esirgenen vergi kolaylığı De-
niz Feneri’nden esirgenmiyor.
Böylece Deniz Feneri AKP hükümeti tarafından güç-
lü bir biçimde devreye giriyor.
Meclis’in -Bülent Arınç’a göre- “kullanılmayan mal-
zemeleri” derneğe bağışlanıyor. Atatürk ödülüne la-
yık görülüyor.
Yadsınamayan bu gerçekler, bu örgütün ve ör-
gütlenmenin içinde yer alan kişilerin -Baykal’ın de-
diği gibi- “AKP kadrolarıyla, yönetimiyle içli dışlı ol-
duğu” gösteriyor.
Başbakan “bu oluşumun hesabını siyasal olarak ver-
melidir”. Lakin bugüne kadarki tutumuna bakılacak
olursa RTE, hesap vermekten, hesap sormaktan fel-
lik fellik kaçıyor.
Zekeriya Karaman elini kolunu sallaya sallaya
geziyor. Zahid Akman, RTÜK’ten istifa etmeyi aklı-
nın ucundan geçirmiyor.
Nereye kadar? Göreceğiz!
ankcum@cumhuriyet.com.tr
SAYFA 18 EYLÜL 2008 PERŞEMBECUMHURİYET
8 HABERLERİN DEVAMI
İstanbul Y 23
Edirne PB 25
Kocaeli Y 25
Çanakkale PB 20
İzmir PB 27
Manisa PB 26
Aydın PB 28
Denizli PB 27
Zonguldak Y 22
Sinop Y 23
Samsun Y 25
Trabzon Y 24
Giresun Y 24
Ankara Y 23
Eskişehir Y 22
Konya PB 26
Sıvas Y 25
Antalya PB 28
Adana Y 31
Mersin PB 30
Diyarbakır PB 33
Şanlıurfa B 33
Mardin B 30
Siirt B 34
Hakkâri PB 26
Van PB 24
Kars PB 25
Oslo PB 12
Helsinki Y 12
Stockholm B 12
Londra PB 18
Amsterdam PB 17
Brüksel PB 15
Paris PB 16
Bonn PB 16
Münih PB 16
Berlin B 15
Budapeşte Y 15
Madrid A 29
Viyana Y 13
Belgrad Y 15
Soyfa Y 18
Roma Y 24
Atina PB 27
Zürih Y 17
Moskova Y 10
Aşkabat PB 29
Astana Y 7
Taşkent PB 28
Bakû PB 22
Bişkek PB 24
Tiflis PB 26
Kahire A 34
Şam B 34
Yurdun iç ve kuzey ke-
simleri parçalı çok bulut-
lu, Marmara’nın doğusu,
Karadeniz, İç Anado-
lu’nun kuzey ve doğusu,
Doğu Akdeniz’in iç ke-
simleri ile Kütahya, Kars
ve Ardahan çevreleri sa-
ğanak ve gök gürültülü
sağanak yağışlı, diğer
yerler az bulutlu ve açık
geçecek. Hava sıcaklığı 6
ila 8 derece azalacak.
AHMET KURT
İZMİT - Ergenekon davasõn-
dan tutuklu bulunan Emekli Or-
general Şener Eruygur, Kandõ-
ra Cezaevi’nde düşerek beyin
kanamasõ geçirdi. Kocaeli Üni-
versitesi (KOÜ) Tõp Fakültesi
Araştõrma ve Uygulama Hastanesi
Başhekimi Prof. Nazım Mutlu,
yoğun bakõmda tedavi altõna alõ-
nan Eruygur’un beynindeki ka-
namanõn artmasõ durumunda felç
geçirme ihtimalinin olduğunu
açõkladõ. Eruygur’u ziyaret eden
gazetemiz yazarõ Prof. Mümtaz
Soysal, Eruygur’un bilincinin ye-
rinde olmadõğõnõ söyledi.
Eruygur, dün sabah Kandõra
Cezaevi’nde hipertansiyon ne-
deniyle merdivenlerden düşerek
kafasõnõ çarptõ. KOÜ Tõp Fakül-
tesi Hastanesi Başhekimi Prof.
Mutlu, Eruygur’un beyin kana-
masõ geçirdiğini ve boyun kemi-
ğinde dört parçalõ kõrõk olduğunu
açõkladõ. Eruygur’un, hastaneye
getirildiğinde tansiyonunun 19/11
olduğunu ifade eden Mutlu,
“Eruygur 07.45’te tedavi altı-
na alındı. C1 adı verilen birin-
ci boyun kemiğinde sipinal ka-
nala etki etmeyen 4 parçalı bir
kırık tespit edildi. Kafa içinde
kanamaları mevcut” dedi. Eruy-
gur’un tansiyonunun kontrol altõna
alõnmaya çalõşõldõğõnõ belirten
Mutlu, “Hasta hafif uyutulu-
yor. Ameliyat düşünülmüyor”
dedi. Akşam saatlerinde yeni bir
açõklama yapan Mutlu, Eruy-
gur’un beyin kanamasõnõn saba-
ha göre yüzde 10 arttõğõnõ açõkladõ.
Kanamanõn artmasõ durumunda
Eruygur’un felç geçirme ihtima-
linin olduğunu kaydeden Mutlu,
“Sağlık durumunda kötüye gi-
diş net olarak söz konusu değil
ama iyiye de gitmiyor” diye
konuştu. Eruygur’un tansiyon ve
diyabet hastasõ olmasõnõn durumu
daha da kritik hale getirdiğine işa-
ret eden Mutlu, “Beyninde ka-
nama yapan yırtık damarlarda
tansiyonun yükselmesi, kana-
manın yeniden başlaması anla-
mına gelmektedir. Bu daha cid-
di sorunlara yol açar” dedi.
Mutlu, Eruygur’un hayati tehli-
keyi atlatõp, odasõnda oturabilir ha-
le gelmesi için en az bir haftaya
ihtiyaç olduğunu, sağlõğõna ka-
vuşmasõnõn ise uzun zaman ala-
bileceğini, fizik tedaviye ihtiyaç
duyulabileceğini kaydetti.
Hastaneye giden Prof. Soysal
ise Eruygur’un bilincinin yerinde
olmadõğõnõ ifade ederek “Nefes
almakta güçlük çektiği için üni-
teye bağlandı. Durumunun cid-
di olduğu belirtildi. Eşi ve kızı
yanında. Güvenlik gerekçesiy-
le birkaç er bekliyor” dedi.
ADD Genel Başkan Yardõmcõsõ
Sina Akşin, yaptõğõ açõklamada,
Eruygur’un Türkiye’nin en büyük
sivil toplum örgütünün başkanõ ol-
duğunu söyleyerek bu şekilde tu-
tuklu bulunmasõnõn “zalimce bir
uygulama olduğunu” dile getir-
di. Ağõr-aksak yürütülen kovuş-
turmanõn hukuk dõşõ bir zulüm ha-
line geldiğini kaydeden Akşin,
“Türk adaletini göreve çağırı-
yoruz. Adaleti lekelemekte olan
bu zulme derhal son verilmeli.
Genel Başkanımız’ın derhal
tahliyesini talep ediyoruz” dedi.
Eruygur yoğun bakõmda
ZEYNEP ŞAHİN
İstanbul’daki tarikat - cemaat
bağlantõlõ özel yurtlarda, ailesi İs-
tanbul’da oturan öğrencilerin bi-
le kaldõğõna dikkat çekilirken ve-
liler çocuklarõnõ buralara emanet
etmelerinin gerekçesini; “Ah-
laklı, terbiyeli olması ve SBS ya
da ÖSS’ye abi ya da ablaların
verdiği derslerle ücretsiz olarak
hazırlanması” olarak açõklõyor.
Eğitim-İş İstanbul 1 No’lu Şu-
be tarafõndan hazõrlanan “İstan-
bul’daki Öğrenci Yurtları Ra-
poru”, ilginç ayrõntõlarõ ortaya ko-
yuyor. Şube Başkanõ Vahap Gü-
zey’in imzasõnõ taşõyan raporda,
tarikat - cemaat bağlantõlõ yurtla-
rõn sadece üniversitelilere değil,
ilk ve ortaöğretim çağõndaki ço-
cuklara da hizmet verdiği belirti-
liyor. Aileleri İstanbul’da ikamet
etmesine karşõn birçok çocuğun
bu yurtlarda kaldõğõna işaret edi-
len raporda, “Görüştüğümüz ai-
leler, çocuklarını bu yurtlara
göndermelerinin nedenlerini,
‘Ahlaklõ, terbiyeli olmasõ, kötü
alõşkanlõklardan uzak durmasõ’
diye açıklıyor. Ancak veliler
ağırlıklı olarak ekonomik ye-
tersizlikleri nedeniyle çocukla-
rını bu yurtlara gönderiyor”
6 ve 7. sınıflar seçiliyor
Raporda, dinci kesime ait yurt-
larõn yetkilileriyle çok sayõda gö-
rüşme yapõldõğõna da yer veriliyor.
Buna göre bu yurtlarda kalacak
öğrenciler 3 ayrõ yöntemle seçi-
liyor. Birincisinde, dini yapõlan-
malar, ilköğretim çağõndan beri
ilişkide olduklarõ yoksul aile ço-
cuklarõnõ ortaöğretim ya da üni-
versite aşamasõnda da bünyele-
rinden ayõrmayarak yurtlarõnda
barõndõrõyor. Diğer yöntemde, İs-
tanbul’a okumaya gelen ve eko-
nomik durumu kötü çocuklarla,
üniversitelere kayõt sõrasõnda bağ-
lantõya geçiliyor ve yanlarõna çe-
kiyorlar. Son yöntemde ise “re-
ferans” gerekiyor. Burada da di-
ni yapõlanmayla ilgisi olan tanõdõğõ
bulunanlarõn tavsiyesiyle öğren-
ci kabul ediliyor. Raporda, “Öğ-
rencilerin belirlenmesindeki or-
tak nokta başarılı olmaları”
vurgusu yapõlarak şöyle devam
ediliyor: “Özellikle altıncı ve
yedinci sınıflardaki başarılı öğ-
renciler tespit edilerek ailele-
riyle görüşülüyor. İstanbul’da
dinci dernek, vakıf ve dersane-
lerce kiralanan evlerde binler-
ce öğrenci barınıyor. Bu evler-
de daha başarılılar kalıyor.”
Fatih’te 200 öğrenci evi
Rapora göre, dinci örgütlen-
melerle bağlantõlõ özel yurtlardan
ilk ve ortaöğretim kademesine
yönelik olanlar Üsküdar, Çatal-
ca, Ümraniye ve Gaziosmanpa-
şa’da yoğunlaşõyor. Yükseköğ-
retim öğrencilerine yönelik olan-
lar ise Fatih, Bahçelievler ve Ka-
dõköy ilçelerinde ağõrlõk kaza-
nõyor. Öğrenci evleri ise Fa-
tih’te yoğunlaşõyor. Raporda,
dinci örgütlerce Fatih’te öğren-
ci evi olarak kullandõrõlan 200
yer olduğu ifade ediliyor.
‘Ahlaklı olsun’ diye cemaat yurduna
Cezaevinde yüksek tansiyon sonucu merdivenden düşerek beyin kanamasõ geçirdi,
boyun kemiğinde 4 kõrõk oluştu. Kanama artarsa felç tehlikesi bulunduğu açõklandõ
İşçiler açlık grevine başlıyor
Çağrı merkezi çalışanlarının sorunlarını dile getirmek amacıyla kurulan Çağrı Merkezi Ça-
lışanları Derneği üyeleri her yıl düzenlenen “En İyi Çağrı Merkezi” ödüllerini protesto et-
ti. Lütfi Kırdar Kongre Merkezi önünde buluşan dernek üyeleri, tören salonuna girmeleri-
ne izin verilmeyince kapıda açıklama yaptı. Türkiye’de 35 bine yakın çağrı merkezi çalışa-
nı olduğunun belirtildiği açıklamada, “Çalışanlar performans baskısıyla bunaltılıyor, taşe-
ronlaştırma yüzünden güvencesiz bir hayata mahkûm ediliyor, gitgide yoksullaşıyor, hak-
sız yere işten atılıyor” denildi. Çalışma koşullarını protesto etmek için yaptıkları “iş bırak-
ma” eylemi nedeniyle işten atılan Türktelekom’un Çağrı Merkezi şirketi ASSİSTT AŞ işçi-
leri de 25 Eylül’de açlık grevi başlatacaklarını söylediler. (Fotoğraf: BURAK ALİÇAVUŞOĞLU)
KAYSERİ
Temsili Bizans
bayrağõna
tahammül
edemediler
Haber Merkezi - “Anatolia”
isimli belgeselin Kayseri’deki çe-
kimlerinde tarihi Kayseri Kale-
si’nin surlarõna asõlan Bizans bay-
rağõna yaklaşõk 50 kişilik grup tep-
ki gösterek, bayrağõ indirmeye ça-
lõştõ. Tepki üzerine bayrak kaleden
indirilirken, grup polis ekipleri ta-
rafõndan dağõtõlabildi.
Anadolu uygarlõklarõnõ anlatan
Anatolia isimli belgeselin çekim-
leri sõrasõnda tarihi Kayseri Kalesi
surlarõna asõlan Bizans bayrağõ
tepkiye neden oldu. 50 kişilik
grup, “Biz Müslümanız, bu haçlı
bayraklarının burada ne işi var”
diye tepki göstererek, belgeseli çe-
ken ekibe saldõrdõ. Tepkilerin ço-
ğalmasõ üzerine belgeselin yönet-
meni Tanyolaç Türkben, polisi
arayarak yardõm isterken grubu
yönlendiren bazõ kişiler, “Kalenin
surlarına çıkıp bayrakları indi-
relim” dedi. Tepkilerin artmasõ
üzerine Bizans bayraklarõ surlar-
dan indirilirken 30 kişilik belgesel
ekibi malzemelerini toplalayarak
bölgeden uzaklaştõ. Polis ekipleri
daha sonra kalabalõğõ dağõttõ. Yö-
netmen Türkben çekimlerle ilgili
valilikten izin aldõklarõnõ belirterek
“Haçlı bayrağına bilmeden tepki
gösterenler, mutlaka pişman
olacaktır. Birkaç gün sonra Hu-
nat camisinde Selçukluları çeke-
ceğiz. Bize tepki gösterenler o
zaman ne yapacak?” diye konuş-
tu. Dizi çekimleri daha sonra Mi-
mar Sinan’õn doğum yeri olan
Ağõrnas beldesinde devam edildi.
Doğan:
Tartışmanın
süresi
hükümete
bağlı
Haber Merkezi - Doğan Holding
Yönetim Kurulu Başkanõ Aydın
Doğan, Başbakan Tayyip Erdo-
ğan’la grubu arasõnda yaşanan tar-
tõşmanõn nereye kadar süreceğinin
kendisine bağlõ olmadõğõnõ bunu
hükümetin demokrasiye bağlõlõğõnõn
belirleyeceğini söyledi. Doğan, Reu-
ters’la yaptõğõ söyleşide “Huku-
kun içinde kaldığımız sürece be-
nim için problem yok. Ben yine ya-
rın hükümet güzel bir şey yapsa
yazacağım, yine Avrupa Birliği gi-
rişimlerini destekleyeceğim, yine
bütçe girişimlerine destek olaca-
ğım, yine Kıbrıs konusunda des-
tek olacağım ama siyaseten hak-
sızlık, yolsuzluk olan şeyleri çe-
kinmeden yazacağım.” Doğan,
Petrol Ofisi Ceyhan’da rafineri li-
sansõ alamamasõ konusunda da “Bir-
takım zorluklar çıkarıyorlar ama
hepsini hukuk yoluyla çözeceğime
inanıyorum” diye konuştu.
İlk ve ortaöğretim çağõndaki çocuklar bile dincilerin öğrenci evlerine teslim ediliyor
ORGENERAL BAŞBUĞ: TAKİP EDİYORUZ
Eruygur’un geçirdiği kazayõ değerlendiren Genelkurmay Baş-
kanõ Orgeneral İlker Başbuğ, “Maalesef üzücü bir olay. Ga-
yet ciddi sorunları var. Biz takip ediyoruz sağlık durumunu.
Hastane süresi ne kadar sürer, ondan sonra başka bir yer-
de tedavi ihtiyacı olabilir mi? Mevzuat, kanun içerisinde
böyle bir ihtiyaç olursa bizim de katkımız olur” dedi.
CHP’Lİ CEVDET SELVİ:
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP
Genel Başkanõ Deniz Baykal önceki gün eşi
Olcay Baykal’õn mal varlõğõnõ açõklarken,
CHP Genel Başkan Yardõmcõsõ Cevdet Selvi,
“Başbakan gerçek olarak bir an önce mal
varlığını açıklamalıdır” dedi.
Baykal, önceki gün düzenlediği basõn toplantõ-
sõnda “eksik mal bildirimi” suçlamalarõna tepki
gösterirken, eşinin mal varlõğõnõ da açõklamõştõ.
CHP’li Selvi, dün düzenlediği basõn toplantõsõn-
da, Başbakan Tayyip Erdoğan’õn büyükelçilere
verdiği iftar yemeğinde muhalefeti hedef alan
sözlerinin anõmsatõlmasõ üzerine “Hiç kimsenin
CHP’yi suçlamaya hakkı yoktur. Çizilen
pembe tabloların bu ülkenin insanlarına ne
kadar pahalıya patladığını herkesin görmesi
lazım” dedi. Selvi, Baykal’õn mal beyanõna iliş-
kin bir soru üzerine de, “Başkalarını karalama-
ya kalkanlar kendi gerçek mal beyanlarını
açıklamalı. Başbakan, gerçek olarak bir an
önce mal varlığını açıklamalıdır” diye konuş-
tu. Selvi, AKP iktidarõnõn icraatõnõ eleştirirken,
AKP’nin TBMM’de çoğunluğuna karşõn toplu-
mun sorunlarõna çözüm üretemediğini, başta
ekonomi ve dõş politika olmak üzere tüm alan-
larda zafiyet içinde olduğunu söyledi. Selvi,
“Sanal gündemler oluşturarak, başkalarını
suçlayarak, bağırarak, çağırarak sorunların
çözülemeyeceğini artık halkımız görmüştür.
AKP’ye umutla oy verenlerin bile artık sabrı
tükendi. Artık Pandora’nın kutusu açılmıştır.
Yolsuzluk, vurgun, çıkar dişleri ortaya çık-
mıştır. İşsizlik, yolsuzluk, yoksulluk kalıcı ha-
le gelmiştir” dedi. Dünyanõn global bir ekono-
mik krizin etkisi altõna girdiğine dikkat çeken
Selvi, “Türkiye maalesef, global krizin yaşan-
dığı bu dönemde, AKP gibi temel politikası
teslimiyet olan bir iktidarla yönetiliyor” dedi.
‘Erdoğan’ın da avukatlığını yaptım’
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP li-
deri Deniz Baykal, kendisini Ergenekon’un ve
Aydõn Doğan’õn avukatlõğõnõ yapmakla suçlayan
AKPlilere, “Mağduriyete sürüklenen herkesin
avukatõyõm” diye tepki gösterdi. Başbakan Tayyip
Erdoğan’õn milletvekili seçilme yasağõnõn kaldõrõl-
masõna da destek verdiğini kaydeden Baykal, “Er-
doğan’õn da avukatlõğõnõ yaptõm. Birçok kişi bana
‘Erdoğan’õ sen kurtardõn’ eleştirisinde bulundu.
Bunu demokrasiye inandõğõmdan yaptõm” dedi.
POAŞ: EPDK bizi oyalıyor
İSTANBUL (AA) - Petrol Ofisi Yönetim
Kurulu Başkanlõğõ, Ceyhan’daki rafineri tartõşma-
sõna ilişkin olarak, ilk başvuruyu yapan, ilk uy-
gunluk belgesi ve ilk ÇED raporunu kendi şirket-
lerinin almasõna karşõn, sonradan müracaat eden
başka bir gruba lisans verilmesinin, EPDK’nõn ba-
ğõmsõzlõğõna gölge düşürdüğünü savundu. Açõkla-
mada, uygunluk belgesinin üzerinden 14 ay geç-
mesine karşõn, EPDK’nõn başka başvuru olduğu
gerekçesiyle kendilerini oyaladõğõ dile getirildi.
ODTÜ’lülerden Gökçek protestosu
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - ODTÜ
Mezunlarõ Derneği üyeleri ve üniversite öğrencile-
rinden oluşan bir grup, ODTÜ’de Ankara Anakent
Belediyesi Başkanõ Melih Gökçek’i protesto etti.
Mezunlarõ Derneği Başkanõ Himmet Şahin, Gök-
çek’in, “Kõzõlõrmak’tan getirilen suda arsenik bu-
lunduğu” uyarõsõnda bulunan ODTÜ’yü “intikam
duygusuyla” hedef aldõğõnõ belirtti. Şahin, “Gök-
çek’in yapmaya çalõştõğõ şey, Cumhuriyetimizin
aydõnlanmacõ, bilimsel, ahlaksal, yönetsel ve este-
tik değerlerine karşõ bir saldõrõdõr” dedi.
Gül: Reformlar devam etmeli
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Meslek
kuruluşlarõnõn temsilcilerine Köşk’te iftar yemeği
veren Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül, “Reformla-
rõn ve yatõrõmlarõn kararlõlõkla devam etmesi ge-
rektiğini” vurguladõ. Yemeğe, TOBB Başkanõ Ri-
fat Hisarcõklõoğlu, TÜSİAD Yönetim Kurulu Baş-
kanõ Arzuhan Doğan Yalçõndağ ve Başkan Yar-
dõmcõsõ Ferit Şahenk, TİSK Başkanõ Tuğrul Ku-
tadgobilik, TESK Başkanõ Bendevi Palandöken’in
de aralarõnda bulunduğu davetliler katõldõ.
Menderes, Zorlu, Polatkan anıldı
İstanbul Haber Servisi - Eski Başbakan Ad-
nan Menderes ile Dõşişleri Bakanõ Fatin Rüştü
Zorlu ile Maliye Bakanõ Hasan Polatkan idam
edilişlerinin 47. yõldönümünde anõldõ. Topkapõ’da-
ki anõtmezarda yapõlan törende DP lideri Süley-
man Soylu, çok partili sistemde DP’nin tek başõna
iktidara gelmesini “beyaz ihtilal” olarak niteledi.