Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
18 EYLÜL 2008 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
EMEK 7emek@cumhuriyet.com.tr
GEÇMİŞTEN
GELECEĞE
ORHAN ERİNÇ
Kahır Yüzünden Lütuf...
Atasözlerimizin çoğu yüzlerce yılın deney imbi-
ğinden süzülmüş sonuçları yansıtır.
“Keskin sirke küpüne zarar verir” bunlardan bi-
ridir.
Gençler belki bilmezler ama, “Kahır yüzünden lü-
tuf” değerlendirmesi, Türkiye’yi meşgul eden tartış-
manın sonucunu bence en iyi özetleyen tanımdır.
Bugünkü dile “yok etme, perişan etme, ezme ni-
yetinin iyiliğe yol açması” diye çevirebiliriz.
Ama hemen belirtelim ki söz konusu iyilik, Sayın
Başbakan’ın bizzat yaptığı bir iyilik değil, yanlışların
yol açtığı iyiliktir.
Başbakan ile Doğan Medya Grubu arasındaki tar-
tışmada, pek çok meslektaşımız haksızlığa uğradı.
Hakaret içeren sözcüklere hedef oldu. Bu mes-
lektaşlarımızın bir bölümü 1960’ta Demokrat Par-
ti’nin Tahkikat Encümeni dönemini, 12 Mart 1971’i,
12 Eylül 1980 dönemlerini atlatmışlardı. En genci ise
12 Eylül’ü yaşamıştı. Yani yönetimlerin geçici oldu-
ğunu biliyorlardı. Saldırılara aynı düzeye inmeden
yanıt vermeyi başardılar.
Gelelim tartışmanın “iyilik” tarafına.
Gazetecilik mesleğinin etik ilkelerinden daha çok
söz edilmeye başlanması ve bununla yetinilmeyip
savunulmasına ağırlık verilmesi hem okur ve izleyi-
ciler, hem de gazeteciler için hayırlı bir süreç baş-
lattı.
Şu da ortaya çıktı ki, siyasetçiler, meslek ilkeleri-
ne uygun gazetecilik yapılmasını istemiyorlar.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin 1988 yılında, ge-
niş bir katılımla hazırlanan “Türkiye Gazetecileri Hak
ve Sorumluluk Bildirgesi” adında bir kurallar dizge-
si var.
Cemiyet yönetimleri, yaygın bir biçimde uygula-
maya sokulması için çaba harcıyorlar. Meslek içi
eğitim seminerlerindeki tartışma bölümlerinden bi-
rini de bu konu oluşturuyor.
Ama geldiğimiz nokta, gazetecilerin uymaları ge-
reken kuralları yalnız gazetecilere anlatmanın yeter-
li olmadığını gösteriyor.
Başta politikacılar olmak üzere kamuda görev
alanlara da bir yolunu bulup anlatmak lazım.
İşte size uyulması tarifsiz öfkelere neden olan bir-
kaç kural: “Halkın bilgi edinme hakkı uyarınca gaze-
teci, kendi açısından sonuçları ne olursa olsun, ger-
çeklere ve doğrulara saygı duymak ve uymak zorun-
dadır.”
“Gazeteci; bilgi ve haber alma, yorum yapma ve
eleştirme özgürlüklerini ne pahası olursa olsun sa-
vunur.”
“Gazeteci; temel bilgileri yok edemez, görmezlik-
ten gelemez ve metinler ile belgeleri değiştiremez,
tahrif edemez.”
“Gazeteci; her türlü baskıyı reddeder ve basın-ya-
yın organındaki yöneticileri dışında, kimseden işiyle
ilgili bir talimat alamaz.”
Bilgisizlik yüzünden bir yanda patronu suçlayan
siyasetçiler, öte yanda da iktidarla aynı siyasal gö-
rüşlere sahip olmalarına karşın patronu savunup,
çalışma arkadaşlarını suçlayan yazarlar, durumun
ne kadar trajikomik olduğunu ortaya koyuyor.
Söz meslek ilkelerinden açılmışken, üzerinde du-
rulması gereken bir konu daha var.
Ergenekon iddianamesinin mahkemeye sunul-
ması sonrasında bir hukuk tartışması başladı.
İddianame ve ekleri; içeriği, Ceza Mahkemeleri
Yasası, davayla ilgisi olmayan kişilerin özel yaşam-
larına yer verilmesi ve gözaltına almalarda uygula-
nan yöntemler açısından irdelendi. Ama bence mes-
lek ilkeleri açısından da irdelenmeliydi.
Daha önce ayrıntıları gazetede çıktığı için yinele-
miyorum. Dava dosyasında İlhan Selçuk ile İbra-
him Yıldız arasında, biri 14 Şubat 2008, diğeri 20 Şu-
bat 2008’de yapılmış iki telefon konuşması kaydının
tespit tutanağı var.
Birinde Amerika temsilcimiz Elçin Poyrazlar’ın
ABD Başkan Yardımcısı Cheney ile yaptığı görüş-
me, ötekinde de Ankara Temsilcimiz Mustafa Bal-
bay’ın ABD Büyükelçisi ile görüşmesi ve bu görüş-
melerin yazılmamak kaydıyla yapıldığına ait cümle-
ler var. Bu durum iddianamede aynen şöyle değer-
lendiriliyor:
“Dolayısıyla bu görüşmede de Cumhuriyet Gaze-
tesi Amerika Temsilcisinin Dick Cheney’in danış-
manları ile görüşme yaptığı, görüşmenin içeriğinin de
bilgi alışverişi ile ilgili olduğu, bu konuların gazetede
yazılmamasının istenmesinin de ilişkilerinin farklı bir
boyutta olduğunu göstermektedir.” Cheney’in de
Ergenekon örgütü kapsamında olup olmadığı soru-
sunu lütfen bana yöneltmeyin. Çünkü bilemem.
Ama gelelim meslek ilkelerine.
Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirge-
si diyor ki:
“Gazeteci; kendi çabasıyla elde etmedikçe, bir kay-
nağın verdiği bilgi veya belgenin yayımlanma tarihi
konusundaki isteğe uymalıdır.
(...)
Gazeteci, açıklanmaması kaydıyla (off the record)
verilen bilgiyi ve sarfedilen sözleri yayımlamamalıdır.”
Yorumunu benden beklerseniz yanılırsınız.
Menderes Tekstil
işçisinden eylem
Denizli’nin Sarayköy ilçesindeki Akça Hol-
ding’e bağlõ Menderes Tekstil’de işten çõ-
karõlan 10 işçinin, Teksif sendikasõ üyeleriyle fab-
rika önünde sürdürdüğü eyleme, Türkiye AB Sen-
dikal Koordinasyon Komite Yetkilisi Yücel
Tok ile bazõ sendika şube başkanlarõ da destek
verdi. Fabrikanõn önünde kurulan çadõrda ey-
lemlerini sürdüren işçilere destek olan sendika-
cõlar, işçilerin dertlerini dinledi.
Türkiye AB Sendikal Koordinasyon Komite
Yetkilisi Yücel Tok, Brüksel’den gelerek eyle-
me destek verdiğini belirterek “İşçiler yalnız de-
ğil. Menderes Tekstil’de sendikaya üye olan
işçiler işten çıkarılmıştır. İşçiler haklı ey-
lemlerinde yorulmayacaklardır” dedi.
Deri-İş Sendikasõ Genel Başkanõ Musa Selvi,
Yatağan Maden İşçileri Sendikasõ Şube Başka-
nõ Süleyman Girgin ve Emek Partisi Denizli
üyeleri de işçilere destek verdi.
Hem işçi hem de işveren örgüt-
lerinin karşõ çõktõğõ yeni Sosyal Gü-
venlik ve Genel Sağlõk Sigortasõ
Yasasõ 1 Ekim’de yürürlüğe giri-
yor. Emekliliğin zorlaştõrõlmasõn-
dan emekli aylõklarõnõn düşürül-
mesine, sağlõkta temel teminat pa-
ketinin kaldõrõlmasõndan, devletten
alacağõ hizmete, üç kat fazla öde-
yerek ulaşmaya kadar pek çok kõ-
sõtlama getiren yasa hâlâ tam ola-
rak bilinmiyor.
Cumhuriyet’in sorularõnõ yanõt-
layan İstanbul Tabip Odasõ Sağlõk
Politikalarõ Çalõşma Grubu Sözcü-
sü Dr. Osman Öztürk’ün verdiği
bilgiye göre sağlõkta 1 Ekim
2008’den itibaren yaşanacak deği-
şimleri şöyle özetlemek mümkün.
? Temel Teminat Paketi yok
Yasa öncelikli olarak Temel Te-
minat Paketi (TTP), denen sigorta-
nõn yurttaşlara vereceği sağlõk hiz-
metleri sõnõrlõyor. Önceden de sağ-
lõk hizmetine ulaşmada sağlõk ku-
ruluşlarõnõn sayõsõnõn sõnõrlõlõğõ, ye-
terli yatõrõmõn yapõlmamasõ gibi ne-
denlerle zorluk vardõ. Ama yasal açõ-
dan aldõğõ sağlõk hizmetinin kapsa-
mõ bütün sosyal güvenlik kurumla-
rõnda dünya örneklerine göre de bir
hayli gelişkindi. Alzheimer’dan
kansere, diyalizden by-pass’a kadar
geniş bir hizmet paketini herhangi
bir ücret ödemeden alabiliyordu.
Şimdi Sosyal Güvenlik Kurumu’na
(SGK) bu paketi daraltma yetkisi
geldi. Kurum, verilecek hizmetlerin
türünü, miktarõnõ, süresini istediği gi-
bi daraltabilecek.
? Fark ücreti yasallaştı
Daha önce özellikle SSK ve
Emekli Sandõğõ’ndan sevkli olarak
özel hastaneye giden hasta aldõğõ
hizmet karşõlõğõnda herhangi bir
fark ödemiyordu. Şimdi bir süredir
fark ücreti telaffuz edilmesine kar-
şõn yasal dayanağõ yoktu. Ancak ya-
sanõn yürürlüğe girmesiyle fark üc-
reti yasal bir dayanak kazanõyor.
Yüzde 30 olarak yasaya konan fark
ücretinin yükseltilme yetkisi Ba-
kanlar Kurulu’nda. Yani bu ücret
yüzde 100’e bile çõkabilir.
? İstisnai sağlık hizmeti geliyor
Yasaya göre, özel hastaneden
hizmet alan yurttaşõn aldõğõ hizmet
eğer istisnai ise ödeyeceği fark üc-
reti yüzde 300 pahalõ olacak. An-
cak bu istisnanõn ne olduğu belli de-
ğil. Tamamen yoruma bağlõ. Kapalõ
ameliyatlar ya da sezaryan do-
ğumlar bu sõnõfa girebilir. Ya da
yurttaşa kanlõ ve acõlõ, parasõ olana
kansõz ve ağrõsõz sağlõk hizmeti di-
ye özetlemek de mümkün durumu.
? Öğretim üyesi farkı
Önceden gerek duyulduğunda
üniversite hastanelerinden fark
ödemeksizin hizmet almak müm-
künken bu durum da değişiyor.
Böylece normal koşullarda, do-
ğuştan gelen ya da sõradan sağlõk
kurumlarõnda takip
edilmeyen sağlõk
sorunlarõnõn çözü-
mü için üniversite
hastanesine gitmek
zorunda kalan yurt-
taş da yine Bakan-
lar Kurulu’nun be-
lirleyeceği farkõ
ödemek zorunda
kalacak.
Kadıköy
Belediyesi’nde
grev kararı
İstanbul Haber Servisi -
DİSK’e bağlõ Genel-İş Sendikasõ
ile Kadõköy Belediyesi arasõnda
yaklaşõk 7 aydõr süren toplu iş söz-
leşmesinde anlaşma sağlanama-
masõ üzerine işçiler dün sabah sa-
atlerinde greve başladõ. DİSK Ge-
nel-İş Sendikasõ İstanbul Anado-
lu Yakasõ 1 No’lu Şube Başkanõ
Şahan İlseven, Kadõköy Beledi-
yesi’nin teklifi ile işçilerin talep-
leri arasõnda fazla bir fark olma-
dõğõnõ sorunun taban aylõğõna ya-
põlan artõşõn geri istenmesi üzeri-
ne çõktõğõnõ söyledi. Kadõköy Be-
lediyesi Basõn Danõşmanlõğõ da
yaptõğõ yazõlõ açõklamada, işçilere
en yüksek maaş artõşõnõ sundukla-
rõnõ sorunun kõsa sürede çözüle-
ceğini umduklarõnõ kaydetti.
Grev kararõnõn ardõndan Kadõ-
köy Belediyesi önünde işçiler
adõna basõn açõklamasõnõ okuyan
Şahan İlseven, belediye ile yapõ-
lan ilk görüşmelerin olumlu geç-
tiğini ancak AKP iktidarõnõn Ata-
şehir’i ilçe yapma kararõnõn ar-
dõndan sõkõntõlarõn yaşandõğõnõ
söyledi. Kadõköy Belediyesi’nin
Ataşehir’e gidecek olan 230 me-
mur ve işçinin maaşlarõnõ 4 ay sü-
reyle kendilerinin ödeyeceğini
belirtmesi ve taban aylõğõna iste-
nen 30 Ykr’lik artõşõn geri çekil-
mesini istemesi üzerine greve
gitme kararõ aldõklarõnõ belirten İl-
seven,“Anlaşmaya açığız. Gre-
vin uzun sürmesinin kimseye
fayda sağlamayacağının far-
kındayız” diye konuştu.
DİSK RAPORU: BİR YILDA 17 ÖLÜM
Tersane cinayetleri
ILO’ya anlatõldõ
D
İSK, tersanelerde yaşa-
nan iş kazalarõ ve işçi
ölümleri ile Tekirdağ‘da
bir fabrikada sendikaya üye ol-
duklarõ için işçilerin “konteynı-
ra hapsedildikleri” iddiasõnõ
Uluslararasõ Çalõşma Örgütü’ne
(ILO) şikâyet etti.
Konfederasyonun
bu yõlki raporunda,
2821 sayõlõ Sendikalar
Kanunu ile 2822 sayõlõ
Toplu İş Sözleşmesi,
Grev ve Lokavt Ka-
nunu’nda yapõlmasõ
planlanan, ancak he-
nüz gerçekleşmeyen
değişikliklere dair de-
ğerlendirmeler ile sen-
dikal yasalarõn 87 ve 98 sayõlõ
ILO sözleşmelerine aykõrõlõğõ,
Tuzla’daki tersanelerde işçi sağ-
lõğõ ve iş güvenliği koşullarõnõn bu
konudaki 155 sayõlõ ILO Sözleş-
mesi’ne uygun olmadõğõ yönün-
deki görüşlere yer verildi. Rapo-
run tersanelerde yaşanan iş ka-
zalarõna ilişkin bölümünde ise
şunlar kaydedildi:
“İstanbul Tuzla tersanele-
rinde son 1 yıl içerisinde 17 iş-
çi, iş kazaları sonucunda haya-
tını kaybetti. Denetimlerin ye-
tersizliği nedeniyle iş kazaları
devam ediyor. Ter-
sanelerde insanlık
dışı çalışma koşul-
ları ve iş kazaları,
neredeyse hiçbir işçi
sağlığı ve iş güvenli-
ği önlemi uygulan-
maksızın devam edi-
yor. Bu durum, iş
sağlığı ve güvenliği
ve çalışma ortamına
ilişkin 155 sayılı ILO
Sözleşmesi’ne aykırılık teşkil
ediyor. Bölgede gerekli iş sağlığı
ve iş güvenliği önlemleri alın-
mıyor. İşçilere, gerekli güvenlik
teçhizatları ve gerekli mesleki
eğitim verilmemektedir. İşçi
sağlığı ve iş güvenliğine ilişkin
denetimler yapılmıyor.”
Raporda
olumsuzluklara
karşõn önlem
alõnmadõğõ, bu
durumun da ILO
sözleşmesine
aykõrõ olduğu
vurgulandõ.
TMSF DÖNEMİNDE BAŞLAMIŞTI
‘Özgür medya’
sendika istemiyor
T
ürkiye Gazeteciler Sendi-
kasõ’nõn (TGS) Sabah -
atv’de başlattõğõ toplusöz-
leşme görüşmeleri, gazete ve tel-
evizyonun yeni sahibi Çalõk Gru-
bu tarafõndan engelleniyor. Sen-
dika ve işveren arasõnda başlatõ-
lan toplusözleşme gö-
rüşmeleri sõrasõnda ça-
lõşanlara sendikadan
istifa etmeleri yönün-
de baskõ yapan grubun
bu girişiminin uluslar-
arasõ gazeteci örgüt-
lerine ve Uluslararasõ
Çalõşma Örgütü’ne gö-
türülmesine hazõrlanõ-
lõyor.
Bir süre önce Med-
yakronik’e süreci anlatan TGS
Başkanõ Ercan İpekçi, Sabah ve
atv’de 2007’den bu yana yaptõk-
larõ sendikal mücadelenin so-
nunda yetki sürecini tamamla-
dõklarõnõ ve toplusözleşme masa-
sõna oturduklarõnõ anlattõ ve dört
görüşme yaptõklarõnõ belirtti. İpek-
çi’nin yaptõğõ açõklamaya göre,
2007’de TMSF bünyesindeyken
sendikalaşma çalõşmalarõ başlõyor.
Sendika, atv için 10 Mayõs
2007’de Çalõşma ve Sosyal Gü-
venlik Bakanlõğõ’na çoğunluk
tespiti için başvuruyor. Bakanlõk,
5 Temmuz’da
TGS’nin atv’de ye-
terli çoğunluğa sahip
olduğuna ilişkin yanõt
veriyor. Çalõk Gru-
bu’na geçen atv bu
karara da itiraz ediyor.
Davayõ kaybediyor.
Ancak Çalõk gru-
buna geçen medya
kuruluşunda baskõlar
başlõyor. Sendikadan
istifa etmemeleri halinde hazõr-
lanacak kara listenin diğer med-
ya patronlarõna gönderileceği ve
hiçbir medya kuruluşunda iş bu-
lamayacaklarõ tehditleri savrulu-
yor. “Kara liste” tehdidi pek çok
kişinin sendikadan istifa etmesi-
ne neden oluyor.
Erdoğan’õn
özgür medya
dediği Çalõk
medyasõnda,
sendikaya üye
olanlara “Hiçbir
yerde
çalõşamazsõnõz”
baskõsõ yapõlõyor.
GÖRÜŞ
ATİLLA ÖZSEVER (*)
Burjuvazi Çatıştığında
Sendikalar Ne Yapmalı?
Başbakan Erdoğan ile Aydın Doğan ara-
sındaki çatışmanın arka planında önemli çıkar
ilişkilerinin var olduğu gözüküyor. Hilton ara-
zisindeki rant olayının dışında esas sorunun Do-
ğan Grubu’na Ceyhan’da rafineri kurma izni ve-
rilmeyip AKP’ye yakın Çalık Grubu’na verileceği
iddiasıdır. Ayrıca Anadolu yakası elektrik da-
ğıtım ihalesinde de yine Doğan Grubu’na pü-
rüz çıkarıldığı öne sürülmektedir.
Aslında olay, bunların da ötesinde burjuva-
zinin laik kesimini oluşturan TÜSİAD kanadı ile
dinci kanadı (yeşil sermaye) arasında cereyan
etmektedir. Yani, bu kez burjuvazinin iki frak-
siyonu çatışma halindedir. Bu çatışmanın bir
de medya boyutu vardır.
2002 öncesinde medyanın yaklaşık yüzde
50’si Doğan Grubu’nun kontrolündeydi. AKP,
iktidara gelmesiyle birlikte hem kendi burju-
vazisini hem de kendi medyasını yaratma ça-
basına girişti. AKP’nin ikinci dönemine kadar
geçen süreçte, Doğan Grubu büyük ölçüde ik-
tidar partisini destekledi.
2008’e geldiğimizde ise kamu desteği ve
özelleştirmeler yoluyla AKP kendi burjuvazisi-
ni oluştururken bir yandan da medyada güç-
lendi. Ilımlı İslami medya, Çalık Grubu’na ge-
çen Sabah-atv ile birlikte İpek-Koza Gru-
bu’nun mülkiyetine giren Kanaltürk ve Sancak
Grubu bünyesinde yer alan Star-Kanal 24’le be-
raber yaklaşık yüzde 45’lik bir paya ulaştı. Do-
ğan Grubu ise yüzde 40’ın altına düştü. Dola-
yısıyla AKP ve lideri Erdoğan, medyada artık
Doğan Grubu’nun desteğine ihtiyaç duymu-
yordu.
Son dönemde burjuvazinin bu iki kesimi ara-
sındaki çatışma giderek büyümesine rağmen
emek karşıtlığı söz konusu olduğunda aynı saf-
ta yer aldılar. 2007 yılında hem THY’deki grev
oylamasında, hem de Telekom grevinde, ge-
rek Doğan Grubu medyası gerekse AKP’ye
destek veren İslami medya, grev karşıtı ha-
berlerini öne çıkardılar.
Öte yandan burjuvazi, yaklaşmakta olan
ekonomik krize karşı emek kesimini, sendika-
ları yedeğine almaya çalışmaktadır. “Aynı ge-
mideyiz” teranesiyle daha yoğun yaşanabile-
cek işten çıkarmalara, işsizliğe, ücretlerin dü-
şürülmesine karşı sendikaların tepkisini azalt-
mak için şimdiden manevralara girişmektedir.
Geçen günlerde iftar vesilesiyle TOBB’nin ön-
cülüğünde TİSK, TESK, Türk-İş ve Hak-İş yö-
neticilerinin katıldığı bir toplantı yapılmıştır. İş-
çi ve işveren örgütlerinin işbirliğini sağlamaya
dönük gayretler çeşitli platformlarda sürmek-
tedir.
Oysa emek kesimi, burjuvazinin iki kana-
dından da uzak durarak kendi sınıfsal çıkarla-
rı doğrultusunda sermaye dışı kesimlerle işbirliği
yapmalı, krize karşı ciddi bir program ortaya
koymalı ve savunma hattını kurmalıdır.
(*) Maltepe Üniversitesi
Belediyeden
yapõlan açõklamaya göre, toplu
görüşmeler 845 işçiyi ilgilendiriyor. Belediye
işçilerin taban aylõklarõnõn net 73 YTL
arttõrõlmasõnõ teklif etti. Bu miktar İBB ve ilçe
belediyelerin yaptõğõ toplu görüşmelerin
üzerinde maaş artõşõ sağlõyor.
atillaozsever@ttmail.com
Samandağ Belediyesi işçilerinin 15 Eylül Pazartesi başlattõklarõ tam
maaş için iş bõrakma eylemi devam ediyor. İşçiler vezne önünde tam
maaş bekleyerek dün de işe çõkmadõlar. Eylemle ilgili basõn açõkla-
masõ yapan, DİSK Genel-İş Sendikasõ Hatay Şube Başkanõ Mehmet
Güleryüz, “İşçilerin mesailerle aylõk
toplam ücretleri 220 bin YTL civarõn-
dadõr. İller Bankasõ, Samandağ Bele-
diyesi’ne temmuzda 523 bin YTL, ağus-
tosta 375 bin YTL ve eylülde 484 bin
YTL gönderildiği, ona rağmen işçilere
tam aylõk ödenmediği”ni söyledi.
BELEDİYE İŞÇİSİ TAM MAAŞ İSTİYOR
Kocaeli Üniversitesi’ne bağlõ kantin ve yemekhanelerde ör-
gütlü olan DİSK’e bağlõ Otel Lokanta ve Eğlence Yerleri
İşçileri Sendikasõ (OLEYİS) 31 Aralõk 2007 tarihinde baş-
lattõğõ grevini sonlandõrdõ. Grev gözcüsü işçilerin sayõsõ-
nõn oldukça azaldõğõ grev 254 günlük bekleyişin ardõndan
sendika üyesi işçilerin hem sendikadan hem de işlerinden
istifa etmesiyle son buldu. OLEYİS üyesi işçiler, üniversite
yönetiminin grev süreci boyunca jandarmayla kurduğu açõk
işbirliği ile birçok baskõ ve engellemeye maruz kaldõlar.
OLEYİS üyeleri kõdem ihbar tazminatlarõnõn yanõ sõra grev-
de geçirdikleri sürenin ücretini de alacaklar.
OLEYİS GREVİ SONA ERDİ
Yeni yasanõn yürürlük tarihe günler kala Herkese Sağlõk Gü-
venli Gelecek Platformu, panel ve yürüyüş düzenliyor.
SSGSS’li bir ülkede emeklilik, sağlõk, ücret ve
örgütlenme için birleşik mücadele çağrõsõyla
21 Eylül 2008 Pazar 13.00’te Petrol-İş Sen-
dikasõ genel merkezinde düzenlenecek panel,
saat 17.00’ye kadar devam edecek. Platform,
24 Eylül Çarşamba günü de yürüyüş ve basõn
açõklamasõ yapacak. Pertevniyal Lisesi kar-
şõsõnda 13.00’te toplanma ve Unkapanõ SGK
Müdürlüğü’ne yürüyüş düzenliyor.
GÜVENLİ GELECEK FORUMU
SSGSS yasasõyla istisnai sağlõk hizmeti geliyor. Fark ücreti yasal dayanak kazanõyor
Sağlõkta istisnai soygun
Yasanõn getirdiği önemli düzenleme-
lerden birini de hizmet alõnan özel sağ-
lõk kuruluşlarõndan eğer hasta lüks hizmet
almak isterse yüzde 300 fark ödemesi ge-
rektiği.
“Standartõn üzerinde bir otelcilik hiz-
meti verilirse, yani lüks bir odada kalõ-
yorsa katõlõm payõ ödesin vatandaş” de-
niyor. “Tek kişilik odada kalõyorsa, kal-
dõğõ odada buzdolabõ, televizyon hatta bir
de klima varsa bu lükstür” diyorlar. Ger-
çekten lüks müdür bu? Aslõnda hiç lüks
falan değildir. Tek kişilik odada kalma
imkânõnõ bugün herkese sağlayamaya-
biliriz ama bunu hedefleriz. Hasta bir in-
sanõn yalnõz kalmasõ, odasõnda bir TV ol-
masõ niye lüks oluyor. Bir hastanede lüks
hizmet ne olabilir?” diyen Öztürk, ne ya-
ni hastaya viski servisi mi yapõlacak di-
ye soruyor.
HASTANEDE LÜKS HİZMET
NE OLABİLİR?
Kızlara
kapılar ka-
panıyor
Kõz çocuk-
larõ, eskiden
evlenmedik-
leri sürece
SSK, Bağ-
Kur ya da
Emekli San-
dõğõ’ndan
bir güvencesi olan babasõ-
nõn sağlõk haklarõndan ölün-
ceye kadar yararlanabilirdi.
Şimdi yeni yasayla, 18 yaşõ-
na kadar, okula gidiyorsa 25
yaşõna kadar sağlõk hizmet-
lerinden yararlanõyor. Aksi
takdirde, hastane kapõlarõ
yüzlerine kapanõyor. Yani
herhangi bir işte çalõşmõyor
olsa da
yani her-
hangi bir
s o s y a l
güvence-
si olma-
sa da kõz
çocukla-
rõnõn 18
y a ş õ n õ
aştõktan
sonra sağlõk
hizmeti alabilmeleri
için sağlõk primi yatõrmalarõ
gerekiyor.
Yeni dönemde, sadece ay-
lõk gelir payõ brüt asgari üc-
retin üçte birinden az olan
(212.90 YTL) ailelerde ço-
cuklarõn sağlõk primini dev-
let üstlenecek.
(Fotoğraf: ALİ AÇAR)