29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada Çok çabaladı. Nafile! Deniz Feneri’nin üzerini ört- mek için medyaya saldırdı. Fos çıkan açıklamalar yaptı. Başına neler geleceğini aylar öncesinden biliyordu. İşgüzar Alman Büyükelçisi Eckart Cuntz, arala- rında geçen bir konuşmayı hemen Berlin’e acil krip- to ile bildirdi. Görüşmenin belgesi Frankfurt Eyalet Mahkemesi’nde açıklandı. Büyükelçi, küçük bir İngiliz kızına saldıran Alman Marco Weiss konusunu görüşmek için RTE’ye gi- diyor. Başbakan, Büyükelçi’nin getirdiği konuya kı- saca değindikten sonra, neredeyse lafı ağzına tıkı- yor ve.. “kısa bir açıklamanın hemen ardından ve çok fazla düşünmeden, Almanya’daki davayı, Kanal 7 ile aralarındaki ilişkiyi gündeme getiriyor”. Büyükelçi ne desin? Herhalde yargının bağım- sızlığından söz edecek olmuş ama; hayır. Bu Başbakan, bir başka başbakan, Alman’ın alı- şık olduğu başbakanlar gibi bir başbakan değil. Her Türk’ün, örneğin din iman ortağı olanların üze- rinde titrer bu Başbakan. Öylesine vatandaşperver! Almanya’da tutuklu Türkler için yüreği yanıyor. El- bette Büyükelçi’ye, “…Deniz Feneri mağdurlarının aslında epey uzunca süredir tutuklu bulunduğunu ve bunun ne zaman sona ereceğini…” soracak. Nere- deyse neden salıverilmiyorlar diyecek! RTE’deki Deniz Feneri ilgisi, bir Başbakan’ın, Al- manya’da görülen bir dava ve tutuklu Türklerle il- gili bu duyarlılığı Büyükelçi’nin dikkatini çekiyor. Göz- lemini Berlin’e şöyle bildiriyor: “…Başbakan’ın davanın aktüel durumu hakkında bilgili olduğu görünüyordu…” Şimdi Büyükelçi’nin bildirdiklerini sorsanız Baş- bakan’a; tabii diyecek; ben TC Başbakanıyım. Bü- yükelçi gelir de bir ırz düşmanı Alman hakkında be- nimle konuşmaya cüret ederse, ben de elbette Al- manya’da uzun zamandır tutuklu olan Türk vatan- daşlarımın durumunu sorarım. Hatta bu kadar uzun süre tutuklu kalmalarını eleştiren bir tavır takınırım.. der mi, der! Büyükelçi Cuntz, RTE’nin Deniz Feneri ile neden bu denli ilgilendiğini, Deniz Feneri paralarının Tür- kiye’de aktarıldığı kişi, oğlunun düğününe gittiği Ze- keriya Karaman’ın gelini ile RTE’nin gelininin kız kar- deş olduklarını nereden bilsin? RTE’nin RTÜK’ün başına getirdiği Zahid Akman’la çok önceki yıllarda “yağmurlu yollarda beraber yü- rüdüklerini”, hatta bir TV kurma girişimlerini… Ak- man’ın üç kez Deniz Feneri sorumlularından aldığı toplam 639 bin Avro’nun kuryeliğini yaptığını ve bu paraları Zekeriya Karaman’a teslim ettiğini.. nere- den bilsin? Nereden bilsin; önceki yıllara uzanan bağlantıla- rın eş, dost, yandaş ve de akraba ama din iman or- taklığı olduğunu... Çok bilmişler şimdi çıkmışlar orta yere; RTE ile De- niz Feneri arasındaki böyle ilişkilerin varlığından söz ediyorlar; kimileri de böylesine vatandaşperver bir Başbakan’ın Deniz Feneri olayıyla bu denli ilgilen- mesini hayra yormuyor. Prof. Hurşit Güneş küresel bir krizin eşiğine ge- lindiğini, yeni bir çöküntüde sıcak paranın çekip gi- deceğini, Başbakan’ın bu durumu dikkatle incele- mesi gerektiğini yazıyor. Bir başka dost Yalçın Doğan da Uluslararası Ba- sın Enstitüsü hakkında RTE’nin bilgisizliğini kalemine dolamış; IPI’yi Türk medyasının oluşturduğu bir ku- ruluş gibi yorumlayıp aşağılamasını “cehaletin bu ka- darı” diye eleştiriyor. Dostlar siz hangi Türkiye’de yaşıyorsunuz? Başbakan RTE bu türden sorunlarla, sorularla uğ- raşacak adam mı ya’vu? Bu Başbakan bilgiye ve gerçeğe oruçlu. İftar ye- mekleri ve bir de din konularıyla, şimdi de İslamo- fobi ile meşgul. Tabii bir de yakından tanıdığı Deniz Feneri so- rumlularıyla... Yakın geçmişini, bağlantılarını ay- dınlatacak Deniz Feneri soruşturmasıyla… İçimizi dışımızı RTE adına zaten ABD düşünüyor. SAYFA 17 EYLÜL 2008 ÇARŞAMBACUMHURİYET 8 HABERLERİN DEVAMI İstanbul Y 26 Edirne Y 28 Kocaeli Y 31 Çanakkale Y 26 İzmir Y 26 Manisa Y 33 Aydın Y 33 Denizli Y 32 Zonguldak Y 26 Sinop B 27 Samsun PB 29 Trabzon PB 29 Giresun PB 28 Ankara Y 31 Eskişehir Y 30 Konya PB 31 Sıvas PB 28 Antalya PB 31 Adana B 34 Mersin PB 30 Diyarbakır B 36 Şanlıurfa B 37 Mardin B 33 Siirt B 34 Hakkâri PB 25 Van PB 24 Kars PB 26 Oslo PB 12 Helsinki Y 12 Stockholm B 12 Londra PB 18 Amsterdam PB 17 Brüksel PB 15 Paris PB 16 Bonn PB 14 Münih PB 17 Berlin B 15 Budapeşte Y 15 Madrid A 29 Viyana Y 13 Belgrad Y 15 Soyfa Y 18 Roma Y 24 Atina PB 27 Zürih Y 17 Moskova Y 10 Aşkabat PB 30 Astana Y 15 Taşkent PB 33 Bakû PB 24 Bişkek PB 30 Tiflis PB 23 Kahire A 34 Şam B 34 Yurdun iç ve batı ke- simleri parçalı ve çok bulutlu, Marmara, Ege , Çankırı, Yozgat ve An- kara çevreleri sağanak ve gök gürülütülü sa- ğanak yağışlı diğer yer- ler az bulutlu geçecek. Yağışlar Marmara böl- gesinde kuvvetli karayel ile birlikte etkili olması bekleniyor. Hava sı- caklığı batı bölgelerde 6-8 derece azalacak. 1. KOŞU: F: Vatanperver (6), P: Back Bay (1), PP: Sweety Girl (8), S: Rumeli Fatihi (5). 2. KOŞU: F: Dervişbey (5), P: Butsefal (1), PP: Monjal (3), S: Tuğram (2). 3. KOŞU: F: Oğlumorhan (3), P: Do- ku (4), PP: Green Glove (1), S: Robredo (5). 4. KO- ŞU: F: Zenginbaba (3), P: Barõşhan (2), PP: Ya- manbey (9), S: Kainat (7). 5. KOŞU: F: Kutnu (4), P: Oruç Reis (3), PP: Şerare (5), S: Coşkuner (7). 6. KOŞU: F: Sisifos (6), P: Karaka Moon (7), PP: Bay Karahan (1), S: Mcqueen (5). 7. KOŞU: F: Okea- nos (2), P: Hadise (4), PP: İndian Canyon (7), S: Mia Woman (6). 8. KOŞU: F:Çõnarlõ (1),P: Rasimcan (9), PP: Mercanağa (2), S: Soylutay (10). ALTILI GANYAN 3 3 4 6 2 1 4 2 3 9 1 9 5 2 9/7 7 10 5/6 4/11 Tarikatlar yurtlarla ‘avlıyor’ HİLAL KÖSE Marksist Leninist Komünist Partisi (MLKP) operasyonuyla 1998 yõlõnda gözaltõna alõnan Muhabbet Kurt, 10 yõldõr tu- tuklu yargõlanõyor. Mahkeme önceki günkü duruşmada da “kaçma şüphesi olduğu ve tu- tuklama sebepleri ortadan kalkmadığı” gerekçesiyle tah- liye talebini reddetti. Cezaevine 20 yaşõnda giren Muhabbet Kurt, 10 yõl bir haf- ta, iki gündür tutuklu. “Anaya- sal düzeni silah zoruyla de- ğiştirmeye teşebbüs etmek” suçundan yargõlanõyor. Kurt’un Fatih’teki Mert FM radyo is- tasyonu işgal edilerek, buradan örgütsel propaganda yapõlmasõ eylemine katõldõğõ, Gazi Ma- hallesi’nde iki polisin yaralan- masõ olayõna karõştõğõ iddia edi- liyor. Dava İstanbul 14. Ağõr Ce- za Mahkemesi’nde görülüyor. Kurt, 8 Aralõk 1999 tarihli du- ruşmada İstanbul Terörle Mü- cadele Şubesi’nde gözaltõnda tecavüze uğradõğõnõ, işkence al- tõnda ifade verdiğini açõkladõ. Tecavüz iddiasõyla ilgili Fatih Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’nca yapõlan soruşturmada, Kurt’un ifadesi bile alõnmadan takipsiz- lik kararõ verildi. Kurt, mahke- meden polisler hakkõnda yeni- den suç duyurusunda bulunul- masõnõ istedi. Bu talebini yine- lediği duruşmalarõn birinde, “Polisler ifade almak için mi yoksa zevk için mi yaptılar” sorusuyla bile karşõlaştõ. 4 Ha- ziran 2007’de mahkemede din- lenen tanõk Gülay Boran, Kurt ile birlikte gözaltõna alõndõğõnõ, kendisinin de cinsel tacizle teh- dit edildiğini söyledi. Kurt’un aynõ cezaevinde kaldõklarõ dö- nemde anlattõklarõna göre teca- vüz eden kişi ile kendisine iş- kence yapan, aynõ polisti. Boran, ismini söylediği görevlinin tipini de tarif etti. Kanar, dosyanõn, anayasaya ve Avrupa İnsan Haklarõ Sözleşmesi’nin (AİHS) işkence, onur kõrõcõ ve aşağõla- yõcõ muamele yasağõna, özgür- lük ve güvenlik hakkõnõ teminat altõna alan beşinci maddesine, adil yargõlanma hakkõnõn ihlali ve ayrõmcõlõk yasağõnõ düzenle- yen 14. maddesine aykõrõlõklar nedeniyle Anayasa Mahkeme- si’ne gönderilmesini istedi. Mah- keme bu talebi de kabul etmedi. Kanar’õn tutukluluğun devamõ yönündeki kararlara yaptõğõ iti- razlar da reddedildi. Davanõn soruşturma aşama- sõndan beri hukuka aykõrõ yürü- tüldüğünü söyleyen Kanar, uzun tutukluluk ve uzun süren yargõlama nedeniyle Avrupa İn- san Haklarõ Mahkemesi’ne (AİHM) başvurduklarõnõ belirt- ti. Dosyada, Kurt hakkõndaki id- dialarõ destekleyen maddi hiçbir delilin olmadõğõnõ ifade ederek, şöyle devam etti: “Devletin şahsiyetine karşı işlenen suç- lardan yargılananlar birçok kez büyük bir adaletsizlik, ayrımcılık ve eşitsizlikle kar- şı karşıya kalmışlardır. Bu durumun anayasaya aykırı olduğunu belirttik. Mahke- me, hukukun demokratikleş- mesi açısından bir katkıda bulunup, dosyayı iddiaları- mızın incelenmesi için Ana- yasa Mahkemesi’ne göndere- bilirdi. Dosyada, parmak izi, ya- zõ saptamasõ, kõl incelemesi gi- bi teknik delillerin de olmadõğõnõ ifade ederek, müvekkilinin iş- lediği iddia edilen suçlarõn mey- dana geldiği tarihte 18 yaşõnõ doldurmamõş olduğunu dile ge- tirdi. Uzun tutukluluğun, veril- memiş bir kararõn cezasõ gibi uy- gulandõğõnõ söyleyen Kanar, yargõlamanõn esas amacõndan uzaklaştõğõna dikkat çekti. Marmaris Kent Konseyi Başkanı Hakkı Şevket Ba- yındır, ilçede 17 firmaya toplam 42 maden arama ruhsatı verildiğini öne süre- rek, “Buna göre Marma- ris’in yüzölçümünün yakla- şık yüzde 84’ünde maden aranabilecek” dedi. Mar- maris Kent Konseyi üyeleri, bazı sivil toplum kuruluşla- rının temsilcileri ve çevreci- ler, dün Yüzme Eğitim Merkezi’nde düzenledikleri basın toplantısında, ilçede maden arama çalışmalarına tepki gösterdi. Kent Konse- yi Başkanı Hakkı Şevket Bayındır, konuşmasında, Marmaris’in doğal güzel- likleriyle ünlü turistik bir ilçe olduğunu, madenciliğin çevreye ve turizme zarar vereceğini söyledi. İstanbul Haber Servisi - İsveç’in Malmö kentinde bugün başlayacak olan ve 21 Eylül tarihine kadar sürecek olan Avrupa Sosyal Fo- rumu’nda bu yõl da işçiler, aydõnlar, öğrenciler “Başka bir dünya mümkün” sloganõyla küreselleşme karşõtõ politikalarõ tartõşacak. Türkiye’den katõlacak olan Küresel Barõş ve Adalet Koalisyonu (BAK) sözcülerinden Tayfun Mater, forumda şiddete, sömürüye, ayrõmcõlõğa, yoksulluğa, açlõğa, çevre fela- ketine, insan haklarõndan yoksun bõrakan neo- liberalizme, savaşa, sömürgeciliğe, õrkçõlõğa karşõ “ses çıkaracaklarını” söyledi. Mater, Avrupa Sosyal Forumu’nun 2010’da Türki- ye’de yapõlacağõnõ duyurdu. Küreselleşme karşõtlarõnõn dünyadaki ortak buluşma noktasõ Avrupa Sosyal Forumu’nda bu yõl büyük pa- neller yerine, daha fazla seminer, atölye ve ko- nu başlõklõ kurultaylar yapõlmasõ planlanõyor. Küreselleşme karşõtlarõnõn sokaklarda ta- leplerini yineleyecekleri büyük eylem günü ise 20 Eylül Cumartesi olarak belirlendi. Tür- kiye’den, sosyal foruma DİSK, KESK, TMOBB, SODEP, Haklar ve Özgürlükler Cephesi (HÖC), Ezilenlerin Sosyalist Plat- formu’nun (ESP) da aralarõnda bulunduğu iş- çi ve emekçi örgütleri temsilcileri ve çok sa- yõda savaş karşõtõ aktivist katõlacak. ÖDP Genel Başkanõ Ufuk Uras, DTP İs- tanbul Milletvekili Sabahat Tuncel de “As- keri üsler kapatılsın” “Ortadoğu’da Em- peryalizme Karşı Mücadele”, “Irak ve Afganistan İşgallerine Son” başlõklõ top- lantõlara konuşmacõ olarak katõlacaklar. BAK sözcüsü Tayfun Mater, forumun Türkiye’deki demokratikleşme hareketleri için büyük bir adõm olduğuna dikkat çekerek, “Biz orada- ki tartışmaları yavaş yavaş kendi ülkemi- ze getirip, burada o tartışmaların daha da genişletilmesinden yanayız” dedi. Mater, sos- yal forumda şiddete, sömürüye, ayrõmcõlõğa, yoksulluğa, açlõğa, çevre felaketine, insan hak- larõndan yoksun bõrakan neoliberalizme, sa- vaşa, sömürgeciliğe, õrkçõlõğa karşõ “ses çı- karacaklarını” söyledi. ZEYNEP ŞAHİN Büyük bölümü dinci kesimin ağõnda olan özel yurtlar, sunduklarõ “cazip olanaklar”la gençleri bünyelerine katõyor. İstanbul’daki özel yurtlarõn yüzde 73’ünün tarikat ya da cemaatlere ait olduğuna dikkat çekilirken, bu yurtlardan ücretsiz ya da sembolik ücretler ödeyerek yararlanõlõyor. Dinci kuruluşlarõn, barõnma sorunu yaşayan öğrencilerle daha üniversitelere kayõt sõrasõnda bağlantõya geçtiği vurgulanõyor. Tarikat ve cemaatlerin maddi olanaksõzlõklarõ “fırsat bilerek” öğrencileri kendi yanlarõna çekmesinin en iyi örnekleri, yurtlarda görülüyor. Türkiye’nin en büyük öğrenci kenti olan İstanbul’da, gerek yükseköğretim gerekse ortaöğretim öğrencilerinin “tarikat ve cemaatlerin kucağına atılışı”, Eğitim-İş İstanbul 1 No’lu Şube Başkanõ Vahap Güzey’in hazõrladõğõ raporla gözler önüne serildi. Cumhuriyet’in edindiği raporda yer alan bilgilere göre, İstanbul’da resmi olarak 216 ortaöğretim ve yükseköğretim yurdu faaliyet gösteriyor. Ancak bunlardan sadece 18’i Yükseköğretim Kredi ve Yurtlar Kurumu’na ait; geriye kalan 198’i ise özel yurt. Söz konusu özel yurtlarõn 171’i özel ortaöğretim yurdu, 81’i de özel yükseköğretim yurdu. Raporda, söz konusu rakamlar õşõğõnda şu çarpõcõ bilgiler aktarõlõyor: “İstanbul’da bulunan özel yükseköğretim öğrenci yurtlarının yüzde 73’ü çeşitli adlarla kurulmuş dinci eğilimli dernek ve vakıf yurtlarından oluşuyor. Bu yurtlara yerleştirilen öğrencilerin önemli bir bölümü, daha önce kaldıkları özel ortaöğretim yurtları ve cemaat dershaneleri tarafından yönlendiriliyor. Bu yurtlara yerleştirilen diğer öğrenci grubu ise devlet yurduna yerleşemeyen ve zor durumda kalan öğrencilerden oluşuyor. Kayıt için gelen ve barınma sorunu yaşayan öğrenciler, üniversitelerin öğrenci işlerinde kendileriyle iletişim kuran bu tür yurtlara kolayca yönlendiriliyor. Dinci dernek ve vakıf yurtlarının önemli bir bölümü ücretsiz. Hem barınma hem de sabah ve akşam yemeklerinden hiçbir ücret talep edilmiyor. Bazıları ise sembolik ücretler istiyor. Bu ücretler; aylık 75 YTL ile 150 YTL arasında değişiyor. Tabii buna sabah ve akşam yemekleri de dahil. Ama bu yurtlarda kalmak isteyen öğrencilerin referans göstermeleri zorunlu.” Eğitim-İş İstanbul 1 No’lu Şube Başkanõ Vahap Güzey ise çalõşmanõn ortaya koyduğu sonuçlara işaret ederken, “Sosyal devlet ve laiklik ilkesi tam anlamıyla yaşama geçirilmedikçe, sorun büyüyerek devam edecek. Mevcut devlet yurtlarının acilen ıslah edilmesi ve İstanbul’da acilen devlet yurdu yerleşkeleri oluşturulması gerekiyor” dedi. Güzey, “Ne yazık ki bugün ülkemizde piyasa kurallarıyla ulusal eğitim politikası oluşturuluyor. Bunun sonucu olarak eğitim sistemimizde tüccar eğitimciler ve tarikatlar etkili bir güce kavuştu. Okul okul dolaşıp başarılı öğrencileri dershanelerine, özel okullarına ve yurtlarına para almadan kaydeden tarikatlar ve tüccarlar, yaptıkları reklamlarla yüzbinlerce çocuğumuzu özel öğretim kurumlarına çekiyor” vurgusunu yaptõ. Ermenice isime izin çıkmadı SELAHATTİN GÖKATALAY MALATYA - Malatya 2. Asliye Hukuk Mahke- mesi, “Kazım Akses” ola- rak bilinen yerel sanatçõ Kazım Akıncı’nõn adõnõn “Serkis Nersesyan” ola- rak değiştirilmesi talebini reddetti. Akõncõ, “Ben Er- meniyim. Bunu gizlemi- yorum. Hrant Dink’in ölümünden sonra kendi- mi artık bu isimde gör- mek istiyorum” diye ko- nuştu. “Kazım Akses” adõyla çõkardõğõ kasetlerle tanõnan Kazõm Akõncõ, Malatya 2. Asliye Hukuk Mahkeme- si’ne başvurarak adõnõ Ser- kis Nersesyan olarak de- ğiştirmek istedi. Malatya 2. Asliye Hukuk Mahkeme- si’ndeki duruşmada Nüfus Müdürlüğü temsilcisi “İsim değişikliğine en- gel teşkil edecek bir du- rum yoktur. Takdir mahkemenindir” dedi. Cumhuriyet savcõsõ ise mütalaasõnda şu ifadelere yer verdi: “Yapılan yar- gılama ve toplanan de- lillere göre, Kazım Akın- cı’nın çevresinde bu isim- le tanındığı ancak adını ve soyadını değiştirmek istediği, bu durumda adı- nın ve soyadının değişti- rilmesi için haklı bir ne- deninin olması gerektiği ancak tüm dosya kapsa- mında Cumhuriyet Baş- savcılığımızca haklı bir neden olmadığı kanaati- ne varıldığından davanın reddine karar verilmesi talep edilir.” Hâkim de davanõn Yar- gõtay yolu açõk olmak üze- re reddine karar verildiği- ni açõkladõ. Akõncõ, “Hak- kımı arayacağım. Erme- niyim, bunu gizlemiyo- rum. Hrant Dink’in ölü- münden sonra ben de artık kendimi bu şekilde görmek istiyorum. Bun- da da herhangi bir sa- kınca yoktur. İsim ve so- yadımı da Serkis Ner- sesyan olarak değiştir- mek istiyorum. Hrank Dink’in ölümünden son- ra hiçbir şeyden kork- muyorum. Gerçek ismi- min kimliğime yazılma- sını istiyorum” dedi. Küreselleşme karşıtları toplanıyor DİSK Başkanõ Süleyman Çelebi: Belediyeler demokrasinin akciğeridir 5 milyonu etkileyecek İstanbul Haber Servisi - Tür- kiye Devrimci İşçi Sendikalarõ Konfederasyonu (DİSK) Genel Başkanõ Süleyman Çelebi, hü- kümetin 1124 belediyeyi kapat- ma kararõnõ gündeme getirerek “Belediyeleri kapatmakla, bir- leştirmekle veya bölmekle, hemşerilerin desteği ve katkı- sıyla oluşan maddi ve manevi birikimler de yok ediliyor” de- di. Bu kararõn 5 milyon vatanda- şõn mağduriyetine neden olacağõnõ ifade ederek hiçbir gerekçenin halkõn kendi özgür iradesiyle seçtiği belediyeyi, hemşeri hu- kukunu onun iradesine danõşma- dan ortadan kaldõrmayõ, yok say- mayõ haklõ çõkarmayacağõnõ ifa- de eden Çelebi, “Hükümet, mil- letine kulak vermeli, hukuk ve demokrasi katliamı olan bu yasayı, yeni bir yasa ile iptal et- meli. Halkıyla ve siyasal sis- temle uzlaşı içerisinde çözüm aradığını göstermeli ve beledi- yelere yaşama hakkı teslim edilmelidir” çağrõsõnda bulundu. Çelebi dün yaptõğõ yazõlõ açõk- lamasõna Mustafa Kemal Ata- türk’ün, 1923 yõlõnda Balõke- sir’deki konuşmasõnda geçen “Milli emeller, milli irade yal- nız bir şahsın düşünmesinden değil, bütün millet fertlerinin arzularının, emellerinin bileş- kesinden ibarettir” ifadelerine gönderme yaparak başladõ. Milli iradenin Cumhuriyetin temel değerleri başta olmak üze- re, demokrasiyi ve bağõmsõzlõğõ koruyan en güçlü irade olduğunu vurgulayan Çelebi, “Belediyeler, halk iradesinin doğrudan tem- sil edildiği yönetimlerdir. Yani gerçek demokrasilerin akci- ğerleridir” dedi. Tamamen siyasi nüfuz arttõrma hedefiyle 1124 belediyenin ka- patõldõğõnõ, başka belediyelerle birleştirildiğini, bazõ belediyele- rin bölündüğünü, yeni belediye- ler yaratõldõğõnõ belirten Çelebi “1124 beldede yaşayan 5 milyon insanın hayatı karartılıyor. Ül- kemizin 1124 noktasında in- sanların umutları söndürülü- yor. Belediyeleri kapatmakla; halkın tercih ve iradesi yok sa- yılıyor, onlarca yıldır oluşmuş hemşeri hukuku çöpe atılıyor; komşuyu komşuya, beldeler il- çelere hasım ediliyor; yerel de- mokrasi yok edilerek merkezi vesayet güçlendiriliyor. Oysa belediyeler halkın kendi irade- siyle, bilerek ve tanıyarak seç- tiği, her başı sıkıştığında kapı- sını çalabildiği ve güvenebildi- ği kendisine ait kurumlardır” tespitlerinde bulundu. Çelebi, belediyeleri kapatma kararõ için öne sürelen “borç batağı içinde”, “teknik kadro- ları yok”, “imar planları yok” gibi gerekçelerin gerçeği yansõt- madõğõnõ savunarak hükümete “Örneğin, eğer gerekçe, bele- diyelerin borçları ise başta, Hazine’ye 4 milyar dolar (sa- dece ASKİ ve EGO’nun) bor- cu olan Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin durumunu nasıl izah edeceksiniz” şeklinde soru yöneltti. Marmaris’te isyan var Süleyman Çelebi, hükümetin 1124 belediyeyi kapatma kararõnõ gündeme getirerek “Belediyeleri kapatmakla, birleştirmekle veya bölmekle, hemşerilerin desteği ve katkõsõyla oluşan maddi ve manevi birikimler de yok ediliyor” diye konuştu. Adalet çok gecikti, 10 yıldır tutuklu
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle