Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
17 EYLÜL 2008 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER 5
POLİTİKA GÜNLÜĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
Umuda Yolculuk...
hikmet.cetinkaya@cumhuriyet.com.tr
Faks numaramız: 0212 343 72 69
AKP MYK’nin
gündemi yoğun
ANKARA (ANKA) -
AKP MYK yoğun bir
gündemle toplanacak.
Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan başkanlõğõnda
bugün toplanmasõ
planlanan AKP MYK’de,
CHP, DTP ve DSP’nin
elinde bulunan İzmir,
Diyarbakõr, Mersin ve
Eskişehir’in büyükşehir
belediye başkan
adaylarõnõn ele alõnmasõ
bekleniyor. AKP
MYK’de, Hükümet’in
siyasi partilere gönderdiği
“Ulusal Programõn”
Meclis ile ilgili bölümü,
TBMM Başkanõ Köksal
Toptan’õn, “Uzlaşõ
Komisyonu” için
TBMM’de grubu bulunan
siyasi partilerden istediği
üye seçimi, Sakarya
Milletvekili Şaban
Dişli’den boşalan MYK
üyeliğine yeni üyenin
atanmasõ konularõ ele
alõnacak.
MHP: İlle de
şaibesiz olacak
ANKARA (ANKA) -
Mart ayõnda yapõlacak
yerel seçimler öncesinde
“Büyük Çatõ” formülünü
uygulamaya koyan MHP,
adaylõk kriterini “asgari
müştereklerde buluşma”
ve “şaibesiz olma”
şeklinde belirledi. MHP
Yerel Yönetimlerden
Sorumlu Genel Başkan
Yardõmcõsõ Metin
Çobanoğlu, seçim
hazõrlõklarõnõ
sürdürdüklerini ve
adaylarõn Kasõm ayõndan
itibaren netleşeceğini
belirterek “MHP’de
siyaset yapmak istiyorum
diyen herkese kapõmõz
açõk. Ancak ölçümüz
adayõn şaibesiz olmasõ ve
asgari müştereklerde
buluşabilmemiz” dedi.
Aşkın’dan haber
alınamıyor
TUNCELİ
(Cumhuriyet) -
Tunceli’de 3 gün önce
silahlõ 2 PKK’li tarafõndan
kaçõrõlan AKP İl
Yöneticisi Ali Aşkõn’dan
hâlâ haber alõnamõyor.
Şehir merkezine 2 km
uzaklõkta bulunan ve özel
harekât polislerinin görev
aldõğõ iki hâkim tepeden
kum ocağõnõn net
görülmesine rağmen,
kaçõrõlma olayõnõn
gerçekleşmesi de emniyet
içinde tartõşmalara neden
oldu. Aşkõn’õn
kaçõrõlmasõnõn ardõndan
jandarmaya durumun
bildirilmesi üzerine
bölgede başlatõlan
operasyonlar ise devam
ediyor.
AKP’li başkana
soruşturma izni
ANKARA (ANKA) -
Danõştay 1. Dairesi, Kadir
Turgut’un Kuşadasõ
Türkmen Mahallesi’nde
bulunan 706 ada ve 4
parsellik alana izinsiz
olarak müdahale
edilmesine ilişkin İçişleri
Bakanlõğõ’nõn 21 Mayõs
2007 tarihinde verdiği
2007/100 sayõlõ
soruşturmaya izin
verilmemesi kararõnõ iptal
etti. Danõştay’õn söz
konusu kararõyla, Aydõn
Kuşadasõ Belediye
Başkanõ Fuat Akdoğan,
Fen İşleri Müdürü Rebii
Bülent Tunçalp, Fen İşleri
Müdürü Saadet Erdoğan,
Fen İşleri Müdür Vekili
Müge Bayrak, Yazõişleri
Müdür Vekili Şükran
Sarsõlmaz ve Park ve
Bahçeler Amiri Ali
Harmankaya’nõn
yargõlanmasõnõn
yolu açõldõ
A N M A
ALPTEKİN SAMSA
1953-17.09.2001
Katledilişinin 7. yõlõnda
adalet görevini yapmazken;
Senin ruhun huzursuz.
Bizim gözlerimiz uykusuz.
Özlemin, acõn bizimle.
Kederimiz kaderimiz olmayacak
NEBAHAT SAMSA
ASYA SAMSA
Abdüllatif Şener, Gaziantep’te Başbakan
Tayyip Bey’e bir çağrıda bulundu...
Ne diyordu Şener:
“Türkiye’de son zamanlarda yeni yeni dolar mil-
yardarleri türedi. Kuru gürültüyü bırakalım. Gelin
şimdiye kadar kime ne kaynak aktarılmış, on-
ları Başbakanlık internet sitesinde açıklayın.
Kimlere ne kadar ihale, kimlere ne kadar kay-
nak aktarılmış herkes görsün ve öğrensin. İş-
te o zaman şifreler ortaya çıkacaktır.”
Şener yılların politikacısı. Erbakan Hoca’nın ya-
nında yetişti; milletvekili oldu, bakanlık yaptı. Da-
ha sonra Tayyip Bey’le birlikte AKP’yi kurdu.
2002’den 2007 seçimlerine dek hem MYK üye-
liği hem de bakanlık yaptı.
22 Temmuz 2007 seçimlerinde aday olmadı
ama AKP’den de istifa etmedi...
Dürüst ve onurlu bir siyasetçi olarak biliyor ka-
muoyu Şener’i...
Tayyip Bey, ikide bir “saydam siyasetten” söz
edip hortumun, hortumcuların defterlerini dür-
düklerini söylemiyor mu?
O zaman Başbakanlık’ın internet sitesinde ki-
me ne verildi, dolar milyarderleri nasıl türedi or-
taya çıkar...
Benim Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı’ndan is-
teğime Abdüllatif Şener destek verdi...
Aylar önce, türedi dolar milyarderlerinin kimler
olduğunu, altı yıl içinde bu kişilerin nasıl varsıl-
laştığını yazmıştım...
Mutlaka “türedi dolar milyarderleri”nin adla-
rı, aktarılan kaynak miktarı internet sitesinde
yayımlanmalı.
Başbakan’ı en son AKP Şişli ve Beyoğlu ilçe
kongresinde izledim.
Tayyip Bey’in konuşmasını izlerken irkildim.
12 Mart’ı,12 Eylül’ü yaşayan bir gazeteci ola-
rak şunu içtenlikle söyleyebilirim:
“Sanki Türkiye’de tek parti dönemi başlamıştı...
Başbakan, ben tek başımayım, istediğimi yapa-
rım diyordu...”
Korktum!
Bir yılı aşkın süredir tutuklu bulunan Ergün Poy-
raz, Vedat Yenerer geldi aklıma...
Biri yazar, biri gazeteciydi...
Sonra Adnan Akfırat, Hikmet Çiçek... Onlar
da gazeteciydi. Hikmet Çiçek, Susurluk’u irde-
lemiş, Hizbullah’ı yazmıştı... Adnan Akfırat, Pen-
tagon ve CIA belgeleriyle “Özel Savaş”ı kitap-
laştırmıştı.
İlhan Selçuk, Mustafa Balbay, Kemal Alem-
daroğlu, Doğu Perinçek...
Hepsi “Ergenekon” sanığıydı...
Ben Tayyip Bey’i dinlerken tüylerim diken di-
ken oldu pazar günü.
Tayyip Bey’in gözü karaydı. Bir gece yarısı an-
sızın kapınız çalar, polislerce alınıp götürülebilir-
siniz.
Sabah, Star, Taraf, Yeni Şafak, Akit-Vakit, Bu-
gün ve onlarca dinci kanal sizin özel telefon ko-
nuşmalarınızı yayımlar... Tetikçi kalemlerin tıpkı
Güler Kömürcü ve Tuğrul Türkeş arasında
geçen telefon konuşmalarını yayımlaması bir
insan hakları ihlali değil midir?
Kitapları 300 bin satan Ergün Poyraz ve öteki
gazeteci arkadaşlarımız hakkında tek satır haber
yazı çıkıyor mu?
Çıkmıyor!..
Salt özel telefon görüşmeleri, yasalara karşın
AKP yandaşı ve dinci gazetelerde yayımlanıyor.
Yargısız infaz, Cumhuriyet Savcıları’nın gözle-
ri önünde işleniyor!
Biliyorum sevgili okur, bugün yine canınızı sı-
kıp daldan dala atladım...
Oysa sabah içim kıpır kıpırdı...
Bir 12 Eylül hesaplaşmasının üçüncü kitabı olan,
gazeteci Ertuğrul Mavioğlu’nun “Bizim Çocuk-
lar Yapmadı” (İthaki Yayınları) kitabını okumuş;
Paul Auster’ın “Karanlıktaki Adam” (Can Ya-
yınları) kitabını yarılamıştım...
Ertuğrul, alacağını tahsil etmek istiyordu kan-
lı 12 Eylül cuntasından.
12 Eylül kanlı cuntasından hesap sorulduğu za-
man, demokrasi ve özgürlükler yaşam biçimi
olacak Türkiye’de...Yaşamın tüm renkleri Türk’üy-
le, Kürt’üyle, Lazıyla, Çerkeziyle din, dil, ırk,
mezhep, renk ayrımı gözetmeden aydınlık bir Tür-
kiye olacak...
Umutlarımız çiçeklenecek bir sabah şafak sö-
kerken!
Yaşama bir başka türlü bakacağız Edirne’den
Diyarbakır’a dek...
Çocuklarımız okuyacak, özgürlük sevginin
kavşağında umutsuzluğu alt edecek...
İşte bu nedenle kimi kez karamsar olsam da,
kızıp öfkelensem de geleceğe umutla bakıyorum!
ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART
Geçen yıl yapılan bir görüşmede Alman elçi, Antalya’da tecavüzden tutuklu Mar-
co’nun durumunu sorunca Başbakan Erdoğan da Deniz Feneri davasını sormuş.
musakart yahoo.com
Alman savcõ, tüm yolsuzluklardan Kanal 7’nin başõndaki Kahraman’õ sorumlu tuttu
‘Asõl failler Türkiye’de
OSMAN ÇUTSAY
FRANKFURT - Alman-
ya’daki Deniz Feneri davasõn-
da, dün taraflarõn son değer-
lendirmeleri de alõndõktan son-
ra, karar aşamasõna gelindi.
Kararõnõ bugün açõklayacağõnõ
belirten yargõç Dr. Jochen
Müller, savcõlõkla savunma
avukatlarõnõn son değerlendir-
melerini aldõ. Savcõ Kerstin
Lötz, Mehmet Gürhan’õn 6
yõl, Firdevsi Ermiş’in 2 yõl te-
cilli hapisle, Mehmet Taş-
kan’õn da 3 yõl hapis cezasõ ile
cezalandõrõlmalarõnõ istedi.
Lötz, Almanya’daki sanõklarõn
asõl failler olmadõğõnõ, asõl fa-
illerin Türkiye’de olduğunu
belirterek, tüm yapõlanlardan
Türkiye’deki Deniz Feneri ku-
rucularõndan Kanal 7 Yönetim
Kurulu Başkanõ Zekeriya Ka-
raman’õ sorumlu tuttu.
İddia makamõ adõna söz alan
savcõlar Sibylle Gottwald ve
Kerstin Lötz, daha önceki du-
ruşmalarda ayrõntõlarõyla işle-
nen olaylarõn dökümünü verir-
ken tutuklu sanõk Mehmet Gür-
han’õn Deniz Feneri ile bağ-
lantõlõ şirketlerde, gerek Al-
manya’da gerekse Türkiye’de
hep en üst düzeyde yöneticilik
yaptõğõna dikkat çektiler. Zahid
Akman, İsmail Karahan, Ha-
run Kapıyoldaş gibi isimlerin
de öne çõktõğõ bu “kriminal
enerji”nin Türkiye’den yön-
lendirildiğine dikkat çeken sav-
cõlõk açõklamasõnda, “Özellik-
le Kanal 7’nin başındaki Ze-
keriya Karaman”õn belirleyici
rolü olduğu da vurgulandõ.
Mehmet Gürhan’õn sonuçta
Karaman tarafõndan görevlen-
dirildiği ve denetlendiğini ha-
tõrlatan savcõlõk, bağõşlarõn
amaç dõşõ kullanõlmasõnda bu
bağlantõnõn önemli olduğunu
savundu. Türkiye’deki Kanal 7
binasõnda Karaman’a aralarõn-
da Akman’õn da bulunduğu
çeşitli kuryeler aracõlõğõyla
büyük paralar verildiğini be-
lirten savcõlõk dökümünde, De-
niz Feneri’nden bazõ şirketlere
çõkan paralarõn hiçbirinin geri
dönmediği de vurgulandõ.
Kanal 7 ve Zekeriya Kara-
man’õn bu yolsuzlukta önemli
role sahip “görünen muhase-
be” ve “fiili muhasebe” ka-
yõtlarõna da kaynaklõk ettikleri
belirtilirken, 16 milyon Av-
ro’ya yakõn bir tutarõn ne ka-
darõnõn, hangi yollar ve hangi
kuryelerle nerelere verildiğinin
tam bir kesinlikle saptanama-
dõğõ da ileri sürüldü. Bu savla-
rõn kanõtlarõ bir kez daha hatõr-
latõldõ.
Hiçbir güvenilir kaydõnõn ol-
madõğõ “olağanüstü karmaşık
bir sistem üzerinden” insan-
larõn dolandõrõldõğõ belirtilen
savcõlõk açõklamalarõnda, ele
geçirilen “alındı belgeleri” ile
gösterilen faturalarõn da her-
hangi bir güvenilirliği bulun-
madõğõnõn altõ çizildi. Teslim
edilen tonlarca mal karşõlõğõ
alõnan belgeler de Almanya’da
hiçbir deposu bulunmayan De-
niz Feneri’nin nasõl bir yol-
suzluk çemberinde faaliyet gös-
terdiğine kanõt olarak yer aldõ.
Deniz Feneri çerçevesinde
YİMPAŞ’tan AYTAÇ’a ka-
dar birçok “yeşil sermaye
markasının” da savcõlõk açõk-
lamalarõna girdiği gözlendi.
Firdevsi Ermiş ve Mehmet
Taşkan’õn açõklamalarõnõn bi-
lirkişi raporlarõyla örtüştüğünü
Almanya’daki Deniz Feneri davasõnõn dünkü oturumunda söz alan Savcõ
Lötz, Almanya’daki sanõklarõn asõl failler olmadõğõnõ, asõl faillerin Türkiye’de
olduğunu belirterek, tüm yapõlanlardan Türkiye’deki Deniz Feneri
kurucularõndan Kanal 7 Yönetim Kurulu Başkanõ Zekeriya Karaman’õ sorumlu
tuttu. Sanõklar ise kendilerine son sözleri sorulduğunda, verdikleri sõkõntõlar
nedeniyle özellikle yardõmseverlerden özür dilediler.
belirten savcõ Lötz ve Gott-
wald, iplerin Almanya’da Tür-
kiye’deki yöneticilerin elinde
olduğu, her işlemin Türki-
ye’den denetlendiği görüşü-
nü dile getirdi.
Savcõlõk, Mehmet Gürhan’õn
“tek başına karar alan bir
yere sahip olmadığını” vur-
gulayarak hakkõnda 6 yõl hapis
cezasõ istedi. Ayrõca Mehmet
Taşkan için 3 yõl, Firdevsi Er-
miş için de 2 yõl hapis cezasõ-
nõn uygun olacağõ vurgulandõ.
Savunma avukatlarõ ise ayrõ ay-
rõ yaptõklarõ son savunmalarda,
müvekkillerinin pişmanlõklarõ
ve açõklamalarõyla bu davayõ
mümkün hale getirdiklerine
dikkat çekerek, Gürhan için 5
yõl, Taşkan için 2 yõl, Ermiş
için de 16 ay hapis cezasõnõn
uygun olacağõ görüşünü dile
getirdiler.
Sanõk avukatlarõ müvekkil-
lerinin bağõş paralarõnõ kendi
zimmetlerine geçirerek kişisel
bir zenginleşme yaşamadõk-
larõnõ savunurken, Firdevsi Er-
miş’in avukatõ Hanno
Durth’un, müvekkilinin dün-
ya görüşüyle davanõn baş sa-
nõğõ konumundaki Mehmet
Gürhan’õn dünya görüşü ara-
sõnda “büyük bir fark oldu-
ğunu” vurgulamasõ anlamlõ
bulundu. Avukatõ, ayrõca Tür-
kiye’de hakkõnda “hain, iti-
rafçı” gibi nitelemeler yakõş-
tõrõlan Ermiş’e karar açõklan-
dõktan sonra herhangi bir sal-
dõrõda bulunulmasõ halinde,
“bunun hangi köşelerden ge-
leceğinin bilindiğini” de söz-
lerine ekledi. Sanõklar kendi-
lerine son sözleri sorulduğun-
da, verdikleri sõkõntõlar nede-
niyle özellikle yardõmsever-
lerden özür dilediler.
Yargõç Dr. Müller, kararõn
bugün (çarşamba) yerel saatle
10’da açõklanacağõnõ belirterek
duruşmayõ kapattõ.
SÖZLÜ SAVUNMA
Türk:
Partimiz
birlikte
yaşamı
savunuyor
ANKARA (Cum-
huriyet Bürosu) -
Yargõtay Cumhuriyet
Başsavcõsõ Abdur-
rahman Yalçınka-
ya’nõn “kapatma is-
temiyle” hakkõnda da-
va açtõğõ DTP sözlü
savunmasõnõ dün Ana-
yasa Mahkemesi’ne
sundu.
DTP Genel Başkanõ
Ahmet Türk ile par-
tinin hukuk komisyo-
nu başkanõ ve Batman
Milletvekili Bengi
Yıldız’õn, Anayasa
Mahkemesi heyetine
yaptõğõ sözlü savun-
ma 3 saat sürdü. Türk,
53 sayfalõk savunma-
sõnda Başsavcõ Yal-
çõnkaya’nõn hazõrladõ-
ğõ iddianamede yer
alan suçlarõn yüzde
89’u hakkõnda “ke-
sinleşmiş yargı ka-
rarı olmadığını” ile-
ri sürdü. Savunmasõna,
demokrasi tarihini
özetleyen Türk, etnik
unsurlarõn yaşadõğõ
aralarõnda Fransa, Ka-
nada, İtalya’nõn da bu-
lunduğu bazõ ülkeler-
den örnekler verdi.
PKK’nin Atatürk son-
rasõndaki “inkâr ve
asimilasyon politika-
ları”na yanõt olarak
doğduğunu savunan
Türk, Atatürk’ün
1923’te gazeteci Ah-
met Emin Yalman’la
yaptõğõ röportajda “(...)
başlı başına bir
Kürtlük tasavvur et-
mektense, Bizim
Anayasa (1921 Ana-
yasası kastediliyor)
gereğince zaten bir
tür yerel özerklikler
oluşacaktır. O halde
hangi ilin halkı Kürt
ise onlar kendilerini
özerk olarak idare
edeceklerdir” dedi-
ğini kaydetti.
Partisinin Türki-
ye’de başta Kürt soru-
nu olmak üzere “bü-
tün sorunların kalıcı
çözümüne dönük
önemli bir role ve
misyona sahip” ol-
duğunu belirten Ah-
met Türk, “Birlikte
yaşamın mümkün ol-
duğu, kardeşçe ku-
caklaşmanın hepi-
mizin ortak özlemi
olduğu, daha demok-
ratik bir cumhuriye-
tin hepimizin hakkı
olduğu inancını güç-
lü bir şekilde savu-
nan partimiz, Tür-
kiye demokrasisi açı-
sından büyük bir
şanstır” dedi.
‘Erdoğan da hesap vermeli’
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - CHP Genel Başkanõ Deniz
Baykal, Almanya’daki Deniz Fene-
ri e.V. davasõyla ilgili gelişmeleri de-
ğerlendirirken “Asrın yolsuzluğu-
nu gerçekleştirenler AKP ile
içli dışlı” dedi. Başbakan Re-
cep Tayyip Erdoğan’õ “De-
niz Feneri konusunda ver-
diği destek, himaye nede-
niyle” toplumdan özür dile-
meye çağõran Baykal, “Eğer
AKP iktidarda olmasaydı,
bugün olayın Türkiye aya-
ğı bu kadar başıboş olur
muydu” diye sordu.
Baykal, dün düzenlediği ba-
sõn toplantõsõnda Almanya’da-
ki dava ve Başbakan Erdoğan’õn
bu dava karşõsõndaki tavrõyla il-
gili değerlendirmeler yaptõ. Bay-
kal’õn değerlendirmeleri ana baş-
lõklarõyla şöyle:
Dünya çapında yolsuzluk: Av-
rupa, dünya çapõnda bir bağõş yol-
suzluğu davasõyla karşõ karşõyayõz.
Yürüyen dava, uluslararasõ suç örgü-
tü niteliğinde bir örgüt olarak Deniz Fe-
neri’nin çalõşmakta olduğunu ortaya
koymuştur. Bu olayõn başõnda da, so-
nunda da siyaset vardõr.
Deniz Feneri AKP’nin gözde der-
neği: Başbakan’õn yakõn çalõşma arka-
daşlarõ bu işin içinde. Asrõn en büyük
yolsuzluğunu gerçekleştiren insanlar
AKP yönetiminin eşi dostu, harem-i is-
metinde bulunan insanlar. Eğer AKP ik-
tidarda olmasaydõ, Deniz Feneri olayõ
olabilir miydi? AKP iktidarõ bu olayõn
gelişmesine, serpilmesine destek ver-
miştir. Eğer AKP iktidarda olmasaydõ,
bugün Türkiye ayağõ bu kadar başõboş
olur muydu?
AKP birinci derecede sorumlu:
AKP, Deniz Feneri’nin birinci derece-
de sorumlusudur. Kadrolar, ilişkiler, ve-
rilen destekler, himaye belli, soruştur-
ma başlayõnca hükümetin içine girdiği
telaş belli. Bizzat Başbakan, Alman bü-
yükelçisine, derhal bu konuyu açõyor,
tedirginliğini, rahatsõzlõğõnõ ifade ediyor.
Adalet Bakanõ, ziyaret ediyor, daha ay-
rõntõlõ müzakereler yapõyorlar. Alman
mahkemesi, beklediğimiz normal yar-
dõm düzeyinde bir yardõmõ alamadõk, di-
yor. Türkiye’de bu olayla ilgili olarak
ortaya çõkmõştõr ki, Başbakan yanlõş iş-
lerin içindedir. Bir başbakanõn köşeye
sõkõşõnca, tanõmõyorum, bilmiyorum, de-
mesi hüzün vericidir. Bu yolsuzluğun
kahramanlarõyla çok yakõn ilişkisi var-
dõr, dayanõşma içindedir... Bazõ çevre-
ler, Başbakan’õn ağzõndan “Suç varsa
cezalarını çeksinler” lafõnõ bir hafta
sonra almõşlar ve tatmin olmuşlardõr.
Ben tatmin olmadõm. Bu Deniz Fene-
ri nasõl kuruldu, o yolsuzluklarõn için-
de senin en yakõnõndakiler kuryelik ya-
parken sen onlarõ RTÜK’ün başõna
getirirken bunlarõ bilmiyor muydun?
Çeksinler cezasõnõ, diyerek sõyrõlamaz
Başbakan. Bu olayda sorumluluğunun
hesabõnõ vermelidir. Siyasi olarak ver-
melidir.
Rafineri sessizliği: Aydõn Doğan’õn
rafineri konusunda açõklamalarõ vardõ,
Çalõk grubuna verileceğine dair. Baş-
bakan bu noktaya değinmedi. Sükût ik-
rardan gelir. Başbakan bu konuyu su-
sarak geçiştiremez.
4. tutukluyu söylesin: Türkiye, bu
yolsuzluğa seyirci kalamaz. Derhal
Türkiye’deki ilgililer konusunda ciddi,
güven veren bir soruşturma, inceleme
başlatõlmalõdõr. Alman mahkemesinin
tespitleri ortada. Bütün bunlarõn üzeri-
ne yatmak, görmezlikten gelmek kabul
edilemez. Derhal RTÜK Başkanõ bu gö-
revden ayrõlmalõdõr. Almanya’daki
mahkemede belki bulunsa sanõklardan
birine dönüşebilecek kişiyi Türkiye’de
RTÜK’ün başõnda tutamazsõnõz. Bü-
yükelçiye “4 tutuklu var” deniyor. 4.
tutuklu kimdir? Bizim bildiğimiz 3 tu-
tuklu var. O dördüncüyü söylediğinde
yapmasõ gereken şey ortaya çõkar. Baş-
bakan, Deniz Feneri konusunda verdi-
ği destek, himaye nedeniyle toplumdan
özür dilemelidir.
Baykal, Deniz Feneri yolsuzluğunda AKP’nin birinci dereceden sorumlu olduğunu
belirterek, ‘‘Başbakan’õn bu yolsuzluğun kahramanlarõyla çok yakõn ilişkisi vardõr’’ dedi