07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 16 EYLÜL 2008 SALI 4 HABERLER DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Karizmayı Çizdirmek Hiç Önemli Değil [email protected] İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN [email protected] Yõlmaz Büyükerşen CHP’ye geçmezse, ayrõ aday çõkarõlmasõ gündemde Eskişehir sõkõntõsõGeçen seçimlerde aday çõkarmayarak Büyükerşen’e destek veren CHP, DSP’li belediye başkanõnõ transfer etme girişiminde başarõlõ olamadõ. İttifak girişimleri başarõlõ olamazsa sağõn Eskişehir’de kazanma şansõ artacak. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP ile DSP’nin yerel seçimlerde işbirliği yapmasõ olasõlõğõ düşük gö- rünürken Eskişehir Belediye Başkanõ Yılmaz Büyü- kerşen’in durumu CHP’yi sõkõntõya soktu. Eskişehir’de geçen yerel seçimlerde aday çõkarmayan CHP’nin, Bü- yükerşen CHP’den aday olmazsa bu kez ayrõ bir aday çõkarmaya hazõrlandõğõ kaydedildi. CHP’de yerel seçim hazõrlõklarõ sürdürülürken DSP’li olan Eskişehir ve Ordu belediye başkanlarõnõn transfer girişimlerinden sonuç alõnamadõ. İki belediye başkanõ, CHP’ye geçtikleri haberlerini yalanladõ. CHP geçen yerel seçimlerde Eskişehir’den aday çõkarmayarak DSP’li Büyükerşen’in seçilmesine dolaylõ destek ver- mişti. Büyükerşen, sõk sõk “solun hatta merkez sağın kendi içinde işbirliği yapması” gereği üzerinde dur- du. Ordu Belediye Başkanõ Seyit Torun da transfer ha- berlerini yalanlarken DSP çatõsõ altõnda seçim işbirli- ği yapõlmasõ mesajõ verdi. Son genel seçimde işbirliği yapan CHP ve DSP yö- netimleri, yerel seçimlerde işbirliğine sõcak bakmõyor. DSP Genel Başkanõ Zeki Sezer son genel seçimlerde yapõlan işbirliğinin başarõsõz olduğunu söylerken CHP yöneticileri de “DSP’ye 13 milletvekilliği hediye edil- di. Hiç çalışmadıkları gibi, hemen CHP’den istifa ettiler. Bizimle işbirliği yapmasalardı DSP çoktan tarihe karışacaktı” görüşünü dile getiriyor. Her iki parti son genel seçimlerde yapõlan işbirliği- nin sonuçlarõndan memnun görünmüyor. Bu durumda, birden fazla aday çõkmasõnõn yaratacağõ oy bölünme- si nedeniyle Eskişehir başta olmak üzere bazõ “ka- le”lerin düşebileceği kaygõsõ kulislerde yüksek sesle di- le getirilmeye başlandõ. CHP, Büyükerşen kendi partilerinden aday olmaz- sa ayrõ bir aday çõkarmaya hazõrlanõyor. AKP’nin son yerel seçimlerde aldõğõ oy oranõ dikkate alõndõğõnda, böy- le bir bölünme durumunda Büyükerşen’in yeniden be- lediye başkanõ seçilmesi kolay görünmüyor. Kulislerde, son dönemde Zeki Sezer’le ipleri koparan Rahşan Ecevit’in yerel seçimler öncesinde devreye gi- rebileceği, başta Büyükerşen olmak üzere bazõ DSP’li- leri CHP ile seçim işbirliğine yönlendirebileceği bek- lentisi dile getiriliyor. AKP, kaleleri hedefe aldı Çankaya ve İzmir’i CHP’den almak için çalõşmalarõnõ sürdüren parti, sol seçmenin de oy verebileceği isim arayõşõna girdi ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Başbakan Tayyip Erdo- ğan, partisinin ilçe kongrelerini yerel seçim için mitinge çevirirken AKP, İzmir, Eskişehir, Diyarbakõr, Mersin ve Çankaya’yõ almak için çalõşmalarõnõ sürdürüyor. Ankara’ya Melih Gökçek İs- tanbul’a da Kadir Topbaş’õn ye- niden aday olmasõna kesin gözüyle bakõlõrken; İzmir ve Çankaya’ya sol seçmenin sõcak bakabileceği isimler üzerinde duruluyor. AKP’nin bu kentlerdeki adaylarõnõ diğer partilerden önce açõklayarak seçim çalõşmalarõna hõz verilme- si planlanõyor. AKP, özellikle şimdiye kadar alamadõğõ İzmir, Eskişehir, Di- yarbakõr, Mersin ve Çankaya’yõ kazanmayõ hedefliyor. AKP’nin bu kentlerdeki adaylarõ diğer par- tilerden önce açõklayarak daha hõzlõ ve etkili bir seçim propa- gandasõ yürütmeyi planlõyor. Çankaya’ya Alevi bir adayõn gösterilebileceği kaydedilirken İzmir’e de tanõnmõş bir kadõnõn aday yapõlabileceğine dikkat çe- kiliyor. AKP Genel Başkanı ve Başbakan Tay- yip Erdoğan’ın konuşmalarını yalnız ga- zeteden okumakla yetinmeyin, mutlaka te- levizyondan da izleyin! İzleyin ki, Türkiye’de siyasetin içerik ve biçem olarak nerelere kadar düştüğünü görün! Başbakan’ın öfkesi dinmiyor gibi gö- rünüyor. Başbakan iddialara yanıt vermiyor, onun yerine karşısında suçlayacak he- defler yaratarak dikkatleri dağıtmakla ye- tiniyor. Deniz Feneri e.V. ile ilgili olarak Alman mahkemelerinde ileri sürülmüş iddiaları bir yana bırakarak kendisi başka hedefler gösteriyor. Hedef gösterilenler, Başbakan’ın id- dialarını yanıtlamak durumundadırlar. Ni- tekim, Milliyet kâğıt kaçakçılığı konusun- daki iddialarla ilgili açıklama yaptı. Anla- şıldığına göre, Tayyip Bey işin aslını faz- la araştırmadan iddialarını sıralamış ki, bu normal demokrasilerde pek puan kazan- dıracak bir tutum değil. Deniz Baykal da, herhalde kendisinin veya eşinin mal varlığı ile ilgili açıklama- ları yaparak Başbakan’ı yanıtlayacaktır. Başbakan’ın konuşmaları oldukça ilginç. Örneğin, Aydın Doğan’ı kalemşorlara sahip olmakla suçlayan Tayyip Bey, Şiş- li ilçe konuşmasında, Doğan’ı kendi ya- zarlarına, gazetecilerine hâkim olama- makla suçluyor. Bu açıklama ile Başbakan kendi söz- lerini çürütüyor. Demek ki, Aydın Bey’in gazetecileri onun bindirilmiş, kıtaları ve- ya silahşorları değilmiş. Başbakan, Aydın Doğan’ı medyasında çalışanlara söz geçiremediği için alaya alır- ken büyük bir yanlışa düştüğünü, kendi kendisini cerh ettiğini nasıl göremiyor? Hayret! Başbakan, bu tür garip sözleri her yer- de söylüyor. Tuzla’daki tersane kazalarıyla ilgili olarak, hem işsizlikten yakınıp hem de kazaların büyütülmesini eleştiriyor. Bu mantığı anlamak mümkün değil. Başbakan aynı zamanda konuşmasın- da devlet adamı üslubunu benimsemiyor. Kimilerine göre Kasımpaşa üslubunu yeğliyor. Hemen belirteyim, ben bu deyişe ka- tılmıyor, kullanılmasını da hoş bulmuyo- rum. Bu tür genellemelere katılmıyorum. İma yoluyla dile getirilmelerini de uygun görmüyorum. Kasımpaşa üslubu diye hafife alınan bir biçem yok. O doğru deyişiyle külhanbe- yi üslubudur ki, devlet görevlilerine hiç ya- kışmıyor. İkide bir “yav” sözcüğünün bir başba- kanın ağzından çıkması hoş olmuyor. Bir başbakanın velev ki, kimilerini etkilemek amacıyla hesaplanmış bir şekilde yapılmış olsun, öfkenin pençesinde kıvranır bir gö- rüntü vermesi, mahalle kahvesi uyanığı ağ- zıyla konuşuyor düşüncesini yaratması, onun işgal ettiği mevkii ile hiç mi hiç bağ- daşmıyor. Bu tür davranış, Tayyip Bey’e zarar ve- rir mi? Bu sorunun yanıtı, olaya nereden bak- tığınıza bağlıdır. Örneğin hafta sonunda, Başbakan’ın konuşmasını televizyondan izlerken, ya- nımda bulunan bir dostum kahkahayı patlatarak hükmünü verdi: - İşte şimdi karizmayı çizdirdi... - Haklısın, dedim. O kafasını sallayarak sürdürdü: - Bunun pahalıya öder. - Yanılıyorsun, diye yanıtladım bu sefer. - Önce “haklısın” ardından da “yanılı- yorsun” diyorsun, bu nasıl iş? “Bak, diye yanıtladım onu, ‘karizmayı çizdirdi’ derken haklıydın. Eğer normal ge- lişmiş bir demokraside, eğitim düzeyi yüksek bir ülkede olsaydık, ‘Bunu paha- lıya öder’ derken de haklı olabilirdin. Çün- kü oralarda bir kez karizmayı çizdirdin mi, bir daha üzerine atacağın cilanın tutması güçtür. Ama karizma, belirli düzeyi olan yerler- de bir anlam ifade eder. Eğer o düzey yok- sa, siyasette karizmayı çizdirmenin hiç mi hiç önemi yoktur. Çünkü orada önemli olan bağrında kendi içinde tutarlılığı barındıran karizma değil, gırtlağına kadar popülizmin ucuz batağına saplanmış olan kerizmadır. Şimdi anladın mı ne demek istediğimi?” - Evet anladım, ama yine de gönlüm sa- na haklısın demeye el vermiyor! - Sen de haklısın, dedim, sen de hak- lısın. Ama yine de karizmanın artık önemini yitirdiğini aklında tut istersen. Dostum siyasete meraklıydı ama saftı. Siyasetin kurtları ise, artık siyaset dün- yasının tahtına karizmanın yerine keriz- manın oturduğunu çok iyi bilmektedirler.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle