22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
15 EYLÜL 2008 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA DIŞ HABERLER 11dishab@cumhuriyet.com.tr CMYB C M Y B - Deniz Feneri yolsuzluklarının gazetelerde ya- zılması ve televizyonlarda gösterilmesi Tayyip Er- doğan’ı çok kızdırdı. - Özellikle de Aydın Doğan’a ait olan medyada bunların çıkması onu çileden çıkarmış. “Sen bun- ları nasıl yazarsın? Senin benimle işin var, son- ra pişman olursun” anlamına gelecek çok sert açıklamalar yaptı. - Sanki koskoca Türkiye Cumhuriyeti’ndeki bir başbakanla en büyük medya patronu konuş- muyor da Siirt’in bir köyündeki muhtar ile köyün ileri gelen ağası meydanda hesaplaşıyorlar. - Ben bu köyün muhtarıyım, asarım, keserim, her şeyi yaparım. Sana mı düştü benim yaptık- larımı eleştirmek, sağda solda konuşmak? Bir yanda “sınır aşan bir skandal, soygun ve din sömürüsü”, siyasal iktidarın yakın çevresindeki hukuk dışı eylemler, RTÜK’ten siyasilerin yakın- larına kadar uzanan bir çıkar zinciri. Öte yanda iki kişinin köy meydanında restleşen muhtarla eş- raf misali kapışmaları. Ne büyük bir çelişki! Ahmet, Mehmet, hükümet, devlet, hukuk, çı- kar, uluslararası soygun zincirinde masum ve saf yurttaşların karanlık çağlardaki gibi “din adına so- yulup soğana çevrilmeleri”. - Televizyonlarda çok düzgün giyimli, Deniz Fe- neri’nin pazarlamacıları… “Biz din adına, Allah adı- na sizi yardıma çağırıyoruz” diyerek “halkı Allah’la aldatıyorlar”. Dekor muhteşem, sözler harika, ofisler lüks için- de, gemiler, binalar, sefahat ve “din adına” ya- pılan bir soygun. Bir yanda milyarlar, boru hat- ları, ileri teknoloji; öte yanda köy meydanında ka- pışan muhtarla eşraftan biri… - Bana biraz da Susurluk’u anımsattı; “devlet adına, din adına” sözlerini duyduğumda tüylerim ürperir, acaba soygun nerede diye düşünmeye başlarım. - Son yıllarda artan soygunlara ve skandalla- ra paralel olarak ortalığı dev bayraklar doldurmaya başladı. Altındaki toprak Arap şeyhine, Cargill’e satılırken, bunlar bayraklarla işi örtmeye mi ça- lışıyorlar? - Saf ve temiz insanlarımızın “oh, ne güzel, yur- dumuzda kendi halkını, köylüsünü, işçisini, me- murunu, sanayicisini düşünen hükümetler var, haklı olarak bu dev bayrakları dalgalandırıyorlar” diye düşünmelerini mi istiyorlar? - 12 Eylül döneminde valilik makamındaki ki- mi yetkililerin masalarına Atatürk heykelcikleri dol- durup bazen bağış aldıklarını, kimi zaman da he- diye olarak dağıttıklarını gözlerimle gördüm. Din, bayrak ve Atatürk Türkiye’de hep istismar edildi. Atatürk’ü ve bayrağı istismar edenler dincilerin yolunu açtılar. Dinciler de “Ya Al- lah…” diyerek en büyük istismara başladılar. Demokrasi ve halk düşmanları… - Halkçılığın, demokrasinin ve sömürgeciliğe karşı duruşun kavgasını yapmadığımız zaman ki- mileri kalkar din adına, bayrak adına, ümmet adı- na, Atatürk adına deyip emperyalizmle el altın- dan işbirliği yapar. Biz kavganın, “halktan yana olanlarla sömür- gecilerle işbirliği yapan soyguncular arasında ol- duğunu sanırız”. Oysa kavga oligarşinin içinde- dir. - Kimimiz, “Oh buna da şükür, en azından De- niz Feneri’ndeki istismarcı çeteleri gün ışığına çı- karıyor, iktidarın gerçek yüzünü halka anlatıyor” diye düşünür ve seviniriz. Türkiye’nin sürüklenmekte olduğu uçuruma karşı, “Cephenin genişlemesi için her şeye razı- yız” deriz. Evet, bu da şimdilik bir çözümdür. Ama kafamızın içinde “büyük resmi” hep hatırlayarak, katılımcı demokrasinin olmazsa olmazlarını ak- lımızdan hiç çıkarmadan bunu yapmak zorun- dayız. Yoksa kuzeye seyreden geminin güver- tesinde güneye koşan insanlar durumuna düşeriz. Türban, kapatma davası ve Ergenekon’da olduğu gibi Deniz Feneri davasında da Türkiye ikiye ayrılacak. Bir tarafta Deniz Feneri’ne des- tek verenler öte yanda karşı çıkanlar saflaşacaklar. Bu saflaşmalarda şöyle bir yanılgıya düşüyo- ruz; bir tarafta AKP destekçileri, öte yanda AKP karşıtları var zannediyoruz. AKP destekçileri açısından bu saflaşma doğ- rudur. Ancak AKP karşıtları açısından, “özde kar- şı çıkanlarla sözde karşı çıkanların” ayrıştırılma- sı gerekir. Bunu yapmadığımız sürece dinci, “gös- termelik Atatürkçü” demokrasi ve özgürlük çı- ğırtkanlıkları ile “örtülü faşistler” şu ya da bu bi- çimde iktidara oturacaklardır. Bugünkü dincileri dünkü 12 Eylül protokol Ata- türkçülerinin hazırladıklarını hiçbir zaman unut- mayalım. Deniz Feneri’nin (ve işbirlikçi dincilerin) ger- çekten karşısındaysak, “en başta ABD ve AB em- peryalizminin Ortadoğu’daki, Karadeniz’deki ey- lemlerine” karşı çıkmamız gerekir. 12 Mart, 12 Eylül, Çekiç Güç, 6 Mart 1995, 3 Kasım 2002, 22 Temmuz 2007 oluşmaktaki bir zincirin halkalarıdır. Yalnızca Deniz Feneri’ne karşı çıkmak, günü kurtarmaktan başka bir işe yaramaz. Bu arada Turhan Selçuk’un 13 Eylül’de Cumhuriyet’teki feneri, bizdeki Deniz Feneri’nin klasik “Jamaica Inn” filmindekinden hiç de fark- lı olmadığını bir güzel anlatıyor. Meraklıları bilir, o filmde deniz fenerinin ışığını kapatan soygun- cular, gemileri batırıp içindekileri yağmalıyorlar- dı. Aynen Deniz Feneri’nde ve Turhan Selçuk Us- ta’nın çizgilerinde görüldüğü gibi… Charles Laughton ve Maureen O’hara’nın o muhteşem oyunlarını bugünkü siyasilerimiz, hiç aratmıyorlar… www.istanbul.edu.tr/iktisat/emanisali BIÇAK SIRTI EROL MANİSALI Deniz Feneri ve ‘Jamaica Inn’... OTEL ve APARTSIFIR TURUNÇ - - - Tüm Odalarda Dijital Receiver_Uydu TV, Saç Kurutma www.diplomathotel.com.tr 252-476 7145 veya 537-825 7979 TC OSMANİYE 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN ESAS NO: 2007/255 Davacõ Muhittin Talan tarafõndan davalõlar Maliye Hazinesi ve ark. aleyhine açõlan “TES- CİL’ davasõnõn yapõlan duruşmasõnda verilen ara kararõ gereğince; Dava konusu Osmaniye ili, merkez Fakõuşağõ köyü doğusu; orman, batõsõ; orman, kuze- yi davacõnõn kendisine ait tapulu taşõnmaz (148 parsel), güneyi; orman ve kõsmen yol ile çevrili taşõnmazda hak iddia eden şahõslarõn, mahkememiz yukarõda esas nosu yazõlõ da- va dosyasõna ilan tarihinden itibaren üç ay içerisinde başvurmalarõ, aksi halde yargõla- manõn HMUK’un 213 - 377. maddesi gereğince yokluklarõnda yapõlõp karar verileceği hu- susu ilanen tebliğ olunur. (Basõn: 49611) Zehirli et krizi: 43 ölü TORONTO (AA) - Kanada’nõn Toronto kentinde başlayan ve ülkenin birçok eyaletine yayõlan zehirli etin sebep olduğu listeria bakterisi yüzünden ölenlerin sayõsõ 43’e çõktõ. Yetkililer, zehirli et ürünlerinin 16 Ağustos’ta saptanmasõna rağmen ihmal ve gecikme yüzünden ölümlerin arttõğõnõ kabul ettiler. ABD’nin silah satışı arttı Dış Haberler Servisi - ABD’de yayõmlanan New York Times gazetesi, George Bush yönetiminin Ortadoğu, Kuzey Afrika, Asya, Latin Amerika, Avrupa ve Kanada’ya silah satõşõnõ arttõrdõğõnõ yazdõ. Haberde, ABD’nin 2005’te toplam 12 milyar dolar olan silah ve diğer askeri teçhizat satõşõnõn bu yõl 32 milyar dolarõ aştõğõ kaydedildi. Pakistan’da operasyonlar Dış Haberler Servisi - Pakistan güvenlik güçlerinin Afganistan sõnõrõ yakõnõnda düzenlediği operasyonlarda 10 militan daha öldürüldü. Bajur aşiret bölgesinde gerçekleştirilen operasyonda 25 militanõn da yaralandõğõ açõklandõ. Bölgede son 5 günde düzenlenen operasyonlarda ölen militanlarõn sayõsõ 100’ü aştõ. Palin’in kirli çamaşõrlarõDış Haberler Servisi - ABD’de Cum- huriyetçi Parti’nin başkan yardõmcõsõ adayõ Sarah Palin’in Alaska valisi olur olmaz yakõnlarõnõ üst düzey görevlere ge- tirdiği ortaya çõktõ. ABD’de yayõmlanan New York Times gazetesi, Palin’in, liseden okul arkadaşõ Franci Havemeister’õ yõlda 95 bin do- lar maaşla eyaletin tarõm işlerinin başõ- na getirdiğini yazdõ. Gazete, eski bir em- lakçi olan Havemeister’õn küçükken ineklere olan sevgisini uzmanlõk için ye- terli gördüğünü de belirtti. Gazete, Pa- lin’in dört okul arkadaşõnõ daha özel sek- tör maaşlarõnõn çok üstünde maaşlarla önemli mevkilere yerleştirdiğini kay- detti. Haberde, Palin’in uzman yetkililer yerine yakõn çevresiyle çalõştõğõ, hiçbir resmi görevi olmamasõna rağmen koca- sõ Todd Palin’in, devlet işlerine karõşa- rak danõşman gibi çalõştõğõ belirtiliyor. Haberde, Palin’in üst düzey çalõşma arkadaşlarõnõn, kişisel e-posta adresle- rini devlet işleri için kullandõklarõ, mah- keme emriyle istenen resmi bilgileri sak- lamaya çalõştõklarõ da kaydedildi. Kü- resel õsõnmanõn kutup ayõlarõ üzerinde- ki etkileriyle ilgili bilim adamlarõ tara- fõndan yapõlan bir araştõrma hakkõnda da Palin’in yalan söylediği anlaşõldõ. Bilim adamlarõ kutup ayõlarõnõn neslinin teh- likede olduğu yolunda görüş bildir- mesine rağmen Palin’in tam tersini söylediği ortaya çõktõ . Palin, feminist sembol haline gelen “Yapabiliriz” yazılı pankartlarla destekleniyor. (AP) ABD’de Cumhuriyetçi Parti’nin başkan yardõmcõsõ adayõ, Alaska valisiyken yakõnlarõnõ yüksek maaşlarla üst düzey görevlere getirmiş TÜRK YOLCU DA KURTULAMADI Rus uçağı düştü: 88 yolcu öldü Dış Haberler Servi- si - Moskova’daki She- remetyevo Havaala- nõ’ndan kalkan Rus Ae- roflot havayolu şirketi- ne bağlõ Boeing 737 ti- pi uçak Urallar üzerin- de düştü. Kazada 88 ki- şi yaşamõnõ yitirdi. Ölenler arasõnda Le- vent Nuri Koçak (44) adlõ bir Türk var. Rusya Acil Durumlar Bakanlõğõ, 82 yolcusu ve 6 kişilik uçuş ekibi bulunan uçakta hiç kim- senin kurtulamadõğõnõ, ölenler arasõnda biri be- bek 7 çocuk bulundu- ğunu açõkladõ. Açõkla- mada, 9 Azeri, 5 Uk- raynalõ, Türk, İsviçreli, Alman, Fransõz, Leton- yalõ, İtalyan ve Ameri- kalõ olmak üzere 21 ya- bancõ yolcunun yaşa- mõnõ yitirdiği belirtildi. 2000’de Çeçenistan’da savaşan Rus kuvvetle- rinin komutanõ Gene- ral Gennadiy Troşev de ölenler arasõnda. Yetkililer, uçağõn ka- ra kutusunun bulundu- ğunu söylediler. İnmek için alçalmakta olan uçağõn Perm kentinde yerleşim yerlerine bir- kaç yüz metre uzaklõğa düştüğü öğrenildi. 5 BÜYÜK KENTTE YÜRÜRLÜKTE İngiltere’de şeriat mahkemeleri LONDRA (AA) - İn- giltere’de Müslüman- larõn yoğun olduğu beş büyük kentte şeriat mahkemelerinin oluş- turulduğu açõklandõ. Sunday Times gazetesi, mahkemelerin sadece hükümet tarafõndan onaylanan şeriat yar- gõçlarõnca kurulabile- ceğini ve kararlarõnõn bölge mahkemeleri ile yüksek mahkemenin onayõyla yürürlüğe gi- rebileceğini yazdõ. Londra, Birming- ham, Bradford, Manc- hester, Warwickshi- re’da bölge mahkeme- lerinin bünyesinde hiz- met verecek olan şeri- at mahkemeleri, bo- şanma, aile içi şiddet, mali anlaşmazlõklar gi- bi sosyal konularda yet- ki sahibi olacak. Sun- day Times, daha önce Müslüman toplumlar arasõnda geçerli olan uygulamanõn resmi de- netime tabi tutulmasõ amacõyla şeriat mah- kemelerine resmiyet kazandõrõldõğõnõ belirt- ti. Şeriat mahkemeleri- nin kararlarõnõn uygu- lanmasõ için davalõ ve davacõnõn her ikisinin de rõzasõ gerekecek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle