03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - SHP Genel Başka- nõ Murat Karayalçın dün ga- zetemiz Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay’a nezaket ziyaretinde bulundu. SHP Ge- nel Sekreter Yardõmcõsõ Üm- ran Göçen’in de katõldõğõ zi- yaret sõrasõnda Karayalçõn, ge- lecek yõl yerel seçimlerin ya- põlacağõna işaret etti. Kara- yalçõn, gündemin yerel se- çimler olmasõ gerektiğini be- lirtti. SHP lideri, yerel seçim- lerde sol birlikteliğin sağlan- masõ durumunda başarõ elde edileceğini de vurguladõ. CMYB C M Y B GÜNDEM MUSTAFA BALBAY Baştarafı 1. Sayfada Saldırının karşılıksız kalmayacağını duyuran Rusya, dün öğleden sonra Gürcistan’ın askeri he- deflerini vurdu. Uzunca bir süredir alçalıp yükselen gerilim, ne yazık ki savaş havasına büründü. 20. yüzyılın sonundan 21. yüzyılın başına Türkiye’nin çevresini tanımlamak gerekirse şu özet yapılabilir: Balkanlar 9 parça, Irak 3 parça, Kafkaslar 6 parça... Her bir parça kendi içinde bölünmeleri, yarıl- maları beraberinde getiriyor. Bunun iki temel nedeni var: Etnik ve dini kimliklerin birleştirici değil, ay- rıştırıcı özellikler olarak kullanılmaya başlanma- sı... Kafkaslar deyince benim ilk aklıma gelen özelliklerinden biri şudur: Hazar Denizi ile Karadeniz arasındaki 600 ki- lometrelik şeritte 200 kadar dil konuşuluyor. Her türlü küresel hedefe uygun bir “zenginlik”! Konuyu dağıtmayalım; Kafkaslar yeterince dağınık... 1991’de Sovyetler’in çökmesinden sonra or- taya çıkan bağımsız devletler arasında yer alan Gürcistan, Şevardnadze döneminde kendisini belli bir dengede tutmayı başardı. Zira, ABD ile Rusya, Kafkaslar’ın en stratejik ülkesini kendi ya- nında tutmak istiyordu. Şevardnadze, seçim son- rası meydan dayatmasının ardından görevi bı- raktı, yerini bugünkü devlet başkanı Saakaşvi- li aldı. ABD desteğini arkasına alan Saakaşvili, Gür- cistan içindeki özerk bölgelerde derinleşen ay- rılıkları ortadan kaldırmak istediğini her fırsatta yineliyordu. Seçimleri kazanabilmesi için bu alanda bir gösteri yapması gerekiyordu. Öyle an- laşılıyor ki, Güney Osetya bu yaklaşımın ürünü olarak seçildi. Osetya’nın kuzey bölümü Rusya’nın içinde... Rusya, güneyde hem bağımsız bir Osetya ol- masını istemiyor hem de Gürcistan’ın “burada ben varım” çıkışını kabul etmiyor. Tam Kafkaslar’a göre bir durum! Gürcistan, Türkiye’nin yaşamsal çıkarları açı- sından son derece önemli bir ülke... Her şeyden önce Türkiye’nin Orta Asya’ya açı- lan karayolu kapısı bu ülkeden geçiyor. Gürcis- tan’daki bir istikrarsızlık bu yolun büyük ölçüde güvensizleşmesini beraberinde getirecek. Bakû-Tiflis-Ceyhan (BTC) boru hattının gö- beğinde yine Gürcistan var. Türkiye, Tiflis’in de devrede olmasını sağlamak için 32 dereden bo- ru getirdi desek, abartmış olmayız. Son olarak Bakû-Tiflis-Kars (BTK) demiryo- lu projesinin de temelinin atılmasından duydu- ğumuz sevinci bu sütunlarda dile getirmiştik. Gürcistan, ABD’nin de ayrıca gündeminde... Saakaşvili’yi Amerikalılar yurttaşlarına şöyle ta- nıtmıştı: “İyi bir Kenedy hayranıdır...” ABD, Orta Asya’daki askeri üslerine koşut ola- rak Gürcistan’da da benzer tesisler yaptı. Rusya ise Kafkaslar’a her şeyden önce ken- di iç barışı ve çevre güvenliği penceresinden ba- kıyor. Güney Osetya krizinin uzun sürecek bir savaşa dönüşmesi bütün ülkelerin bölge hesaplarını ye- niden yapmasına neden olabilir. Çevremizdeki göreceli barış ortamlarının ne ka- dar kırılgan olduğu bir kez daha ortaya çıktı... GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada “Eski partisinin bir neferi gibi çalışan”, üniver- siteleri türbanlaştıran Çankaya’daki AKP’li; yarım yüz yüzyıldır Cumhuriyet rejimini İslam dinine dön- üştürmeye çalışanların son halkası. Bayan Profesör Edibe Sözen’in “Gençleri Ko- ruma” gibi masum bir adla hazırladığı yasa tasa- rısı AKP’nin milli eğitimi tümüyle partisi amaçla- rına uydurmaya olanak sağlıyor. Sanki Almanya’da var olan uygulama Türk toplumuna ve AKP’ye kadar sağlıklı işleyen laik re- jime uyarmış gibi; tasarının başka ülkedeki yasayla uygulanan düzenlemeyle bire bir çakıştığını öne sürebiliyor. Bakan Hüseyin Çelik’le başlayan milli eğitimi dinselleştirmeye yönelik çabaların bir adım daha ötesini yasalaştırmak isteyen, üstelik bir Cumhu- riyet kadını olan Edibe Hanım’a göre; üniversite- ye gelinceye kadar her seviyedeki okula cami, mescit gerekiyor. Amaç; laik eğitimi (rejimi) İslamlaştırmak! AB sürecine hazırlıkmış tasarı ve Edibe Hanım’a göre sözünü ettiği kilise ve havra gibi yaptırımlar “daha çok azınlıkları ilgilendiriyormuş!” Yüzde 99’u Müslüman olan, İslam dayatmala- rıyla yaşaması öngörülen bir ülkede her seviyedeki okulda kaç Musevi, kaç Katolik öğrenci eğitim gö- rüyor ki, Edibe Hanım her seviyedeki okulda ca- mi, mescidin yanı sıra kilise ile havra da olması- nı öneriyor. Bu uygulama “okullarda heyetlerin bir sorum- luluk alanı olarak değerlendirilecekmiş”… AKP ik- tidarında böylesine duyarlı bir konudaki uygula- mayı kendinden olmayan heyetlere bırakabilece- ği iddiasına ancak kargalar gülebilir. Tasarının gençliği dine ve muma çevirmeyi öngören kurallarına göre, 16 yaşını doldurmamış olanların saat 22.00’den sonra, (18 yaşından kü- çüklerin kafelere, diskoteklere, bilumum eğlence mekânlarına girmesini yasaklıyor) lokantalara gi- rişini yasaklayarak ey Türk gençliği, senin koru- ma adı altında hapishane kuralları içinde özgür ya- şamanı öneriyor. Velhasılı kelam Edibe Hanım bu tasarıyı herhalde patronu RTE’nin, devlet yönetimine özgü görüş- leri olan DMM Fırat’ın onayı ile hazırlamış olma- lı. Böylece siyasal alanda hemen hiç duyulmayan adının ünlenmesini sağlamış bulunuyor. Çankaya’daki AKP’linin siyasal simge olarak ta- nımladıkları türbana karşı çıkan üniversite rek- törlerini ayıklamasından hemen sonra Edibe Ha- nım’ın hazırladığı tasarının ortaya çıkması; iktidar partisinin toplumu A’dan Z’ye din kurallarına gö- re eğitmeyi hedef alan planı uygulamaya koydu- ğunun somut göstergesi… Yasal kimi yetkileri partizan anlayışla kullanmakta gözü kara bu adamların. Anayasa Mahkemesi’nin partiyi kapatıp, başta RTE önde gidenlerine siyaset yasağı getirmemesinden sonra yasal yetkileri AKP amaçlarına göre kullanacakları, böylece açığa çıkıyor. Çankaya’daki AKP’linin milli görüş geleneğin- den gelen bir aileden olduğu söylenen sadece 15 oy almış birini rektörlüğe ataması yetki kullanımını iktidar sahiplerinin, hele Çankaya’daki AKP’linin nasıl kullandığına ve kullanacağına somut bir işa- ret! Eleştirileri ve yüzüne vurulan anayasal gerçek- leri umursamayan Çankaya’daki; türbanlı eşi, iş hayatına küçük yaşta başlamalarını teşvik ettiği ço- cuklarıyla kamuoyuna kimin olduğunu açıkla- madığı lüks yatla açık denizde tatil yapıyor. Açıkçası Çankaya’daki korumaya ve savunmaya ant içtiği devletin temel ilkelerini hiçe sayan ve ak- sini yürürlüğe koyan kafa yapısı ile laik rejime de- ğil, İslam anlayışına hizmet veriyor. Gelmiş geçmiş pek çok cumhurbaşkanının ilgi duymadığı debdebe aşkıyla lüks yatta ailece gü- nünü gün ederken… Çankaya Köşkü’ndeki adam- larına “bu tatilin gazetelerde fotoğraf ve görüntü- lerle ortaya konulmasının ‘kendilerinin güvenliği- ni tehlikeye attığı’” gibi güldürücü açıklamalar yap- tırıyor. Hiçbir Cumhurbaşkanı Çankaya’daki kadar olağanüstü güvenlik önlemleriyle korunmadı. İn- sanın Çankaya’daki ne bulunmaz Hint kumaşıy- mış diyesi geliyor. Acaba Deniz Kuvvetleri’nin sahil koruma gemileri lüks yatın peşi sıra açık denizde mi? Tam bir filo. Lüks tekne… Peşinde gorillerini ta- şıyan bir ikinci tekne ve sahil koruma gemileri… Padişahım çoook yaşaaa! [email protected] SAYFA 9 AĞUSTOS 2008 CUMARTESİCUMHURİYET 8 HABERLERİN DEVAMI İstanbul B 30 Edirne B 33 Kocaeli B 32 Çanakkale B 32 İzmir A 36 Manisa A 36 Aydın A 39 Denizli A 39 Zonguldak PB 27 Sinop PB 30 Samsun PB 30 Trabzon PB 29 Giresun PB 28 Ankara B 34 Eskişehir B 32 Konya B 32 Sıvas B 29 Antalya A 38 Adana B 34 Mersin A 33 Diyarbakır B 37 Şanlıurfa B 38 Mardin B 36 Siirt PB 37 Hakkâri Y 29 Van Y 25 Kars Y 25 Oslo Y 19 Helsinki Y 19 Stockholm Y 22 Londra Y 20 Amsterdam PB 21 Brüksel PB 20 Paris PB 24 Bonn PB 21 Münih Y 25 Berlin PB 24 Budapeşte Y 26 Madrid B 36 Viyana Y 22 Belgrad Y 24 Soyfa Y 30 Roma PB 29 Atina B 30 Zürih Y 22 Moskova PB 24 Aşkabat A 33 Astana B 30 Taşkent A 44 Bakû B 25 Bişkek A 38 Tiflis B 28 Kahire A 35 Şam PB 35 Yurdun kuzeydoğu ke- simleri parçalı ve çok bulutlu, Doğu Anado- lu’nun doğusu ile Artvin çevreleri kısa süreli olmak üzere sağanak ve gök- gürültülü sağanak yağış- lı, diğer yerler az bulutlu ve açık geçecek. Hava sıcaklığı iç ve doğu ke- simlerde biraz artacak, diğer yerlerde önemli bir değişiklik olmayacak. ‘Atamalar siyasi kadrolaşma ve gericileşmeye yönelik bir adõm’ Rektör atamalarına tepkiler sürüyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Eği- tim-Sen Genel Başkanõ Zübeyde Kılıç, rek- tör atamalarõna tepki gösterirken “AKP’nin demokrasi ve emek düşmanı politikaları- na karşı gerçek ve tutarlı bir muhalefetin üniversite ayağını oluşturmak için, tüm üniversite bileşenlerini ortak mücadeleye davet ediyoruz” dedi. Eğitim-Sen Genel Başkanõ Zübeyde Kõlõç, sendika genel merkezinde düzenlediği basõn toplantõsõnda rektör atamalarõnõ değerlendirdi. Kõlõç, Gül’ün 21 üniversitenin 9’unda YÖK tarafõndan gönderilen listedeki 2. ve 3. aday- larõ tercih ettiğini anõmsattõ. Cumhurbaşka- nõ’nõn rektör atamasõ yaparken “AKP yan- daşı” ya da “AKP karşıtı olmama” ölçütüne göre atama yaptõğõnõn ortaya çõktõğõnõ ifade eden Kõlõç, rektör atamalarõnõn üniversite- lerdeki siyasi kadrolaşma ve gericileşmeye yönelik önemli bir adõm olduğuna işaret et- ti. Kõlõç, “Son rektör atama süreci üni- versitelerdeki rektör seçimlerinin göster- melik olduğunu bir kez daha ortaya koy- muştur. Ülkenin en eğitimli kesimi olan üniversite hocalarının kendi yöneticileri- ni seçmelerine dahi izin verilmemekte, ter- cihlerine saygı duyulmamaktadır” diye ko- nuştu. Kõlõç, üniversitelerdeki seçimlerde yalnõzca öğretim üyelerinin oy kullanabildi- ğini, öğretim elemanlarõ, idari personel ve öğ- rencilerin oy kullanamadõğõnõ anõmsatarak “Rektör seçimi sorununun, üniversitele- rimizi cendere altına alan YÖK sisteminin egemenliği altında seçimlerin biçimsel de- mokratik geleneklere uygun yapılmasıy- la çözülmesinin mümkün olmadığı vur- gulanmalıdır” dedi. Rektörlerin üniversite senatolarõnõ ve diğer organlarõ göstermelik bir biçimde işleterek tüm kararlarda belirleyici olduğunu, atama yükseltme süreçlerinde sahip olduğu yetki- lerle öğretim üyeleri üzerinde YÖK düzeni- nin itaat ve sadakat üretme misyonunun ta- şõyõcõsõ olarak çalõştõklarõnõ anlatan Kõlõç, bu nedenle rektör atamalarõnda liyakatõn değil sa- dakatõn esas alõndõğõnõ kaydetti. Kõlõç, TÜ- SİAD’õn atamalarla ilgili önceki günkü açõk- lamasõnõn altõnda hükümetin kadrolaşma kaygõsõ ile hareket ederek üniversitelerdeki piyasacõlõk fikri etrafõnda oluşan uzlaşmanõn bozulmasõna neden olacağõ kaygõsõnõn yattõ- ğõnõ söyledi. ‘Gerici saldırılar artacak’ Yeni dönemin üniversitelerde gerici ve pi- yasacõ saldõrõlarõn daha artacağõ bir dönem ola- cağõnõ kaydeden Kõlõç, “Tüm üniversite bi- leşenlerinin üniversitelerimizde yaşanan pi- yasalaştırma ve gericileştirme uygulama- larına karşı örgütlü tutum takınması üni- versiteye, bilime ve bilimsel değerlere ya- kışır bir davranış olacaktır” dedi. İzmir Üniversiteleri Öğretim Elemanlarõ Derneği’nden (İZÜNİDER) yapõlan açõkla- mada, üniversitelerde de genel seçimlerde ol- duğu gibi öğretim üyelerinin tercihlerine saygõ gösterilmesi istendi. açõklamada, söz ko- nusu atama yönteminin demokrasiyle ilişki- sinin bulunmadõğõna da vurgu yapõldõ. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, rek- tör atama sisteminin yeniden gözden geçi- rilmesi ve atamalarõn objektif kriterlere bağ- lanmasõ gerektiğini belirterek, “Yeni ya- sama yılında bununla ilgili bir düzenle- me mutlaka hayata geçirilmelidir” dedi. MHP’li Vural, yaptõğõ açõklamada rektör atamalarõnõn her zaman tartõşma konusu ol- duğunu söyledi. MHP olarak, 10. Cum- hurbaşkanõ Ahmet Necdet Sezer’in yaptõğõ kimi atamalarõ da eleştirdiklerini ifade eden Vural, “Rektör atama sistemi yeni- den gözden geçirilmeli ve atamalar ob- jektif kriterlere bağlanmalı. Yeni yasa- ma yılında bununla ilgili kanunu bir dü- zenleme hayata geçirilmelidir” diye ko- nuştu. Vural, rektör atamalarõ konusunda, hem YÖK’ün hem de Cumhurbaşkanlõğõ makamõnõn eleştirildiğini, bunun da üni- versitelerde kamplaşmalara, cepheleşmelere neden olduğuna dikkat çekerek, bilim yu- vasõ olan üniversitelerin serbest bõrakõlmasõ gerektiğini vurguladõ. Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül’ün atadõğõ rektörler arasõnda CHP Bilim Kurulu üye- si ile AKP milletvekili aday adayõnõn da bu- lunduğuna işaret eden Vural, tüm bu tar- tõşmalarõ ortadan kaldõrmak için rektörlük seçim sisteminin yeni bir değerlendirmeye tabi tutulmasõ ve buna göre yapõlandõrõlmasõ gerektiğini söyledi. “Yapılması gereken, rektör atama sürecini tartışma alanından çıkartmaktır” diyen Vural, parti olarak bu konuda bazõ hazõrlõklar yaptõklarõnõ bildir- di. Vural, TBMM Genel Kurulu’nda yeni üniversite kurulmasõna yönelik düzenle- meler yapõlõrken, konuyla ilgili düşünce- lerini birçok kez dile getirdiklerini anlata- rak “Aslında rektör atamaları tartışıl- mamalıdır. Tartışılması gereken; öğre- tim üyeleri, öğretim elemanları ve üni- versitelerin yaşadıkları sorunlardır. Bi- lim kadrolarının yetiştirilmesinin önü açılmalı. Bundan sonraki süreçte üni- versitelerimizi rahat bırakmalıyız. Bı- rakın üniversiteler bilim üretsin, ço- cuklarımızı yetiştirsin. Ancak görünen o ki üniversiteler fokurdatmak isteniyor. Bunun kimseye bir faydası olmaz” diye konuştu. Vural, rektör atamasõ konusunda hem YÖK’ün hem de Cumhurbaşkanõnõn kanundan gelen bir hakkõ kullandõğõnõ, buna da herkesin saygõ göstermesi gerek- tiğini ifade etti. TSK-CHP tartışması MHP’li Vural, CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu’nun Türk Silahlõ Kuvvetleri’ne yönelik sözlerini de eleştir- di. “TSK’yi siyasi tartışmaların içine çek- mek yanlış” diyen Vural, Türk ordusunun temelinin disiplin olduğunu söyledi. Vural, Yüksek Askeri Şûra’da (YAŞ) ihraç kara- rõ çõkmamasõ eleştirilirken, “Türk ordusu disiplinden taviz verdi” yönünde izlenim uyandõracak açõklamalarõn yanlõş olacağõ- nõ, bu durumun TSK’nin caydõrõcõlõğõnõ or- tadan kaldõracağõnõ savundu. YAŞ karar- larõnõn siyasi tartõşma konusu yapõlmama- sõnõ isteyen Vural, “Daha önce bunu AKP yapıyordu ve Sayın Başbakan YAŞ kararlarına şerh koyuyordu. Bu yıl ise CHP ‘Niye ihraç olmadõ’ diyor. Bu iki parti, ordu üzerinden siyaset yapmayı alışkanlık haline getirdi. AKP ve CHP, TSK üzerinden siyaset yaparak, kurumu yıpratıyor” dedi. MALATYA (Cumhuriyet) - Muş’un Malaz- girt İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne düzenlenen ro- ketli saldõrõda şehit olan polis memuru Mehmet Özbek memleketi Malatya’da toprağa verildi. Kent merkezindeki Yeni Cami’de düzenlenen ce- naze törenine, şehit polis memurunun ailesi ve yakõnlarõ, 2. Ordu Kurmay Başkanõ ve Garnizon Komutanõ Tümgeneral Alaeddin Örsal, 7. Ana Jet Üs Komutanõ Tuğgeneral Kazım Öndül, Saa- det Partisi Genel Başkanõ Recai Kutan, İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cemil Çelik, Ma- latya İl Emniyet Ali Osman Kahya, Şehit Ailele- ri Derneği yöneticileri, sivil toplum kuruluşlarõnõn temsilcileri, askeri ve mülki erkân ile kalabalõk bir topluluk katõldõ. Burada kõlõnan namazõn ar- dõndan şehidin cenazesi İnönü Caddesi’nden PTT Caddesi girişindeki cenaze aracõna kadar omuz- larda taşõndõ. Törene katõlan kalabalõk sõk sõk “Kahrolsun PKK”, “Şehitler Ölmez Vatan Bö- lünmez” sloganlarõ attõlar, tekbir getirdiler. Cena- ze daha sonra Şehir Mezarlõğõ’ndaki Polis Şehitli- ği’nde toprağa verildi. Şehit polis Malatya’da toprağa verildi MAHMUT ILICALI ANKARA - Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül tarafõndan Gazi Üniversitesi Rektörlüğü’ne atanan Prof. Dr. Rıza Ayhan’õn, 4 öğ- retim üyesi tarafõndan dekanlõk- tan istifa etmesi için baskõ altõna alõnan Gazi Üniversitesi Fen Ede- biyat Fakültesi Dekanõ Prof. Dr. İbrahim Ethem Anar’õ “De- kanlıktan istifa ederseniz bizi rahatlatırsınız, aksi takdirde böyle sıkıntıları yaşayabilirsi- niz” diyerek tehdit ettiği belirtil- di. Gazi Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Dekanõ Prof. Dr. İbra- him Ethem Anar, önceki gün bi- yoloji bölümünden Prof. Dr. Hay- ri Duman, Prof. Dr. Zekai Tunç ve Prof. Dr. Yusuf Kalender ile fizik bölümünden Prof. Dr. Ergün Kasap’õn saat 09.30’da dekanlõk makamõna gelerek kendisine ha- karet ettiğini söyledi. Aynõ za- manda Biyoloji Bölüm Başkanõ da olan Prof. Dr. Hayri Duman’õn kendisine “Artık yukarıda ada- mınız yok. Çık dekanlıktan, buralar artık bizim. Size gös- tereceğiz” dediğini belirten Anar, olayõ şöyle anlattõ: “Tehditlerin sürmesi üzerine ben de bu koşullarda onlarla gö- rüşemeyeceğimi söyledim. Oda- dan çıkmalarını rica ettim. Bu- nun üzerinde Duman, ‘Hayõr biz bu dekanlõktan çõkmayõz’ dedi. Birden bire kendimi çevrelen- miş olarak buldum. Hemen Rektörü aradım Sayın Rıza Ayhan’a olan biteni anlattım. Bana zorbalık yapıldığını söy- ledim. Dekanlık makamım işgal altında ve tehdit ediliyorum dedim.” ‘İstifa edin rahatlayın’ Bunun üzerine Rektör Ayhan’õn kendisini rektörlüğe çağõrdõğõnõ anlatan Anar, Ayhan’a “Sayın rektör sizin bu makama otur- manızın ikinci gününde ben bir zorbalıkla karşılaşmış bu- lunmaktayım, tehdit altında- yım” dediğini kaydetti. Ayhan’õn da bunun üzerine “Dekanlıktan istifa ederseniz bizi rahatlatır- sınız, aksi takdirde böyle sı- kıntıları yaşayabilirsiniz. Dekan olduğunuz sürece böyle ola- cak” dediğini belirten Anar, Rek- tör Ayhan’õn kendisine yardõmcõ olacağõna, tehdit edenleri savun- masõna çok üzüldüğünü söyledi. Anar, şöyle devam etti: “Bir dövmedikleri kaldı açık- cası. Her türlü hakarete maruz kaldım. Böyle bir şeyi bugüne kadar hiç yaşamadım. Aklım al- mıyor. Dört profesör neredey- se beni dövecek. Böyle bir du- rumu rektöre söyledim ki bir tedbir alsın. Ben rektörden be- ni tehdit edenleri çağırıp ‘Yap- tõğõnõz şey doğru değil’ diye tav- siyelerde bulunmasını bekli- yordum. Ama rektörün tavrının tam tersi beni tehdit edenlerle paralel olduğunu gördüm. Ay- han da beni örtülü olarak teh- dit etti. Bu durum beni üzdü. Rektör, ‘Göreve devam ederse- niz böyle hareketlere mağruz ka- lõrsõnõz’ dedi.” Tüm tehdit ve baskõlara karşõn görevinin başõnda olacağõnõ vur- gulayan Prof. Dr. Anar, Rõza Ay- han’õn rektör olmasõyla öğretim üyelerinin bile baskõ ve şiddete başvurmaya başladõğõnõ dile ge- tirdi. gidebileceklerini ve al- kol kullanabilecekle- rini düzenliyor. Bu ya- sada veya herhangi bir diğer yasada Alman- ya’da okullarda iba- dethane olması asla söz konusu değildir” ifadelerine yer verdi. Sözen’in kamuoyunu bilerek yanõlttõğõnõ sa- vunan Keskin, yapõl- mak istenenin “milli eğitimi dini eğitime dönüştürmek” oldu- ğunu söyledi. Keskin, açõklamasõ- na şöyle devam etti: “Almanya Federal Anayasa Mahkemesi sınıflarda dini sembol olan haçın asılamaya- cağına karar vererek, okullarda dini sem- bollerin bulundurul- masını bile yasakla- mıştır. AKP’nin anti- laik politikaların oda- ğı haline geldiğini, sa- yın Sözen’in yasa öne- risi örneğinde de gör- mekteyiz. Amaç, milli eğitimi belli bir dini ce- maat anlayışı doğrul- tusunda yapılandır- maktır. Buna asla izin verilmemelidir. Ka- muoyunun yanlış bil- gilerle aldatılması da çok anlamlıdır. ” Eski YÖK Başkan vekili, YÖK üyesi Prof. Dr. İsa Eşme de yaptõ- ğõ açõklamada “Üni- versitelerimiz Pakis- tan’daki, Malezya’da- ki üniversitelere dön- üştürülmek istenmek- tedir” değerlendirme- sini yaptõ. Öğrenci sayõsõ 9-10 binin üzerinde olan fa- kültelerin bulunduğunu anõmsatan Eşme, “Bu kadar büyük sayıya hangi mekânlar iba- dethane olarak ayrıla- cak? Günlük çalışma takvimi de ibadet sa- atlerine göre mi dü- zenlenecek?” diye sor- du. Eğitim-Sen Genel Başkanõ Zübeyde Kılıç ise “Bu teklif her sevi- yedeki okula, her yaş- taki okula bir cami, bir mescit açılması gö- rüşünün ürünüdür” görüşünü dile getirdi. Baştarafı 1. Sayfada Eğitimi dini eğitime dönüştürecekler Vural: Rektör atamalarõ üniversitelerde kamplaşmalara, cepheleşmelere neden oldu ‘Atamalar objektif kriterlere bağlanmalı’ Rektör Rõza Ayhan’dan Fen Edebiyat Fakültesi Dekanõ Ethem Anar’a: İstifa edin rahatlayın, yoksa sıkıntı yaşayabilirsiniz Karayalçõn’dan nezaket ziyareti
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle