Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
LEYLA TAVŞANOĞLU
Tariş Zeytin ve Zeytinyağõ Birliği
Başkanõ Cahit Çetin’in özellikle
2000 yõlõndan beri çok dertli oldu-
ğunu biliyorum. Dünya Bankasõ’nõn
ARİP projesinin hayata geçmesiyle
birlikte Türkiye’de tarõm sektörünün
idam kararõnõn alõndõğõnõ, bütün ta-
rõm satõş kooperatiflerinin teker teker
kapanacaklarõnõ söyleyip durdu. Ta-
rõmõn bir ülke için stratejik sektör ol-
duğuna, yakõn gelecekte dünyada
gõda savaşlarõ çõkacağõna dikkat çe-
kip uyarõlar yaptõ. Ama hep sağõr ku-
laklara konuştu. Bugün ise dedikle-
ri çõktõ. Bütün dünyada gõda savaşlarõ
veriliyor. Küresel õsõnma yüzünden
gelişmiş ülkeler dahil, herkes ne ya-
pacağõnõ şaşõrmõş durumda. Her ne-
dense bizim ülkede tõk yok. Hatta öy-
le gözü kapalõ gidiyoruz ki Türki-
ye’nin ekonomik büyümesini yüzde
6.6 olarak açõklõyor, bunu büyük öl-
çüde de tarõm sektöründeki gelişmeye
bağlõyoruz. Başkan Cahit Çetin bu
hesaplamalara bõyõk altõndan gülerek
en kibar haliyle, “Bu hesaplamalar
bana gerçekçi gelmiyor” diyor.
Sonra da, “Ara malı üretimi durdu.
Al-sat modeli gelişti. Bu durumda
tarımda nasıl gelişme oluyor?” di-
ye de soruyor. Küçük Kuyu’ya yakõn
Kaz Dağlarõ eteklerindeki bir zey-
tinyağõ üretim tesisine gidiyoruz.
Altõn arayõcõlarõnõn bu güzelim yer-
leri mahvetmeye hazõrlandõklarõn-
dan yakõnõyor. “Zeytin ağaçları da-
hil bütün canlıları yok edecekler”
diye yeriniyor. Sonra son teknoloji
ürünü makinelerle donatõlmõş tesise
bakõp, “Satın buraları. Olabilir.
Ama yerine yenisini koymak iste-
diğinizde ne yapacaksınız?” diye so-
ruyor.
- Türkiye’de ekonomik büyüme
oranının yüzde 6.6 olduğu açıkla-
nınca herkes şaşırdı. Derken bunun
büyük ölçüde tarımsal girdilerin
artışına bağlı olduğu eklemesi ya-
pıldı. Siz bu işin içinde olduğunuz
için soruyorum. Tarımsal girdiler-
de artış oldu mu?
ÇETİN - Tarõmsal girdilerden ka-
sõt ithal malõ, Dahilde İşlemler Reji-
mi’ne (DİR) dayalõ girdiler düşünü-
lüyorsa evet, dõşardan çok mal girdi.
Ama tarõmsal üretimi destekleyen un-
surlar kastediliyorsa hayõr. Çünkü
Türkiye’de tarõm çok geri giden hat-
ta DİR’e bağlõ olarak ithalattan ortaya
çõkan olumsuzluklarla ciddi darbeler
alan bir sektör.
İhracatõn temel direği gibi görünen
ithalat ülkemizde tarõmsal üretimi de
tarõma dayalõ sanayiyi de yok etme
noktasõna getirmiştir. Tarõma daya-
lõ en önemli sanayi kalemlerimizden
birisi olan tekstil var. Tekstil işve-
renlerinin bile karşõ çõktõğõ bir dahi-
li rejimle karşõ karşõyayõz. Bu yüzde
6.6’lõk büyüme bana gerçek bir bü-
yüme gibi gelmiyor. Ama ekonomi-
nin öbür birimlerini de bunun içinde
düşünmek lazõmdõr. Onlar benim
alanõma girmez. Ama tarõmsal ürün-
ler konusunda konuşabilirim. Ta-
rõmsal ürünlerin bu büyümede kat-
kõsõnõn eksi mi artõ mõ olduğunu an-
cak bu şekilde değerlendirebilirim.
DİR Avrupa’da da var. DİR’le it-
halata dayanan ihracat oranõ AB’de
ortalama yüzde üç ile yüzde yedi ara-
lõğõnda, Türkiye’de ise bu resmi ka-
yõtlara göre yüzde 55-60 aralõğõnda-
dõr. Bazõ birimlerde ise bu yüzde
75’lere fõrlõyor.
CMYB
C M Y B
9 AĞUSTOS 2008 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
SÖYLEŞİ 19
Balıkesir/Edremit, 1942 doğumlu. Yükseköğrenimini AÜ Dil Tarih Coğrafya
Fakültesi’nde yaptı. Mezuniyet tezinin başlığı “Edremit yöresi zeytinciliği ve
bölgeye katkıları” idi. Ege Bölgesi’nde altı ilde örgütlü 33 kooperatif ve 28 bin
ortaklı Tariş Zeytin ve Zeytinyağı Birliği Yönetim Kurulu Başkanlığı görevi-
ni 22 yıldır sürdürüyor. Türkiye’nin ilk ziraat fakültesi olan AÜ Ziraat Fa-
kültesi’nin Danışma Kurulu üyesi. Ege Bölgesi Sanayi Odası meclis üyeliği,
TOBB Genel Kurul delegeliği ve Edremit Ziraat Odası Başkanlığı yapıyor.
P O R T R E
CAHİT ÇETİN
- DİR’in temel unsuru nedir?
ÇETİN - Temel unsur o ürünün ülkede bulun-
mayõşõdõr, kalitesinin iyi tutturulamamasõdõr ve
yerli üretime zarar vermeyecek kriterlerle bu
ithalat yapõlõr. Geçtiğimiz günlerde Ege Böl-
gesi Sanayiciler Birliği Meclis Başkanõ Enver
Yorgancõ’nõn bir beyanatõ vardõ. “Ara malõ üre-
timi durdu. Ara malõ üretmek yerine al-sat mo-
deli geliştirildi” dedi. Tekstil ihracatõ için pa-
muk ithal ederseniz sadece pamuk üreticisini
değil pamuk üretiminin esasõnõ oluşturan
öbür ara malõ sanayicisini öldürürsünüz ya da
onun da zor duruma girmesine neden olursu-
nuz. Türkiye’de DİR yerli üretimi ciddi bo-
yutlarda tehdit etmektedir. Bugün ülkemizde
pamuk, iplik fabrikalarõ yeterli miktarda var-
ken ve kaliteli üretim yapõlõrken bu ürünlerin
ithal edilmesi üretimi yok olma noktasõna
getirmiştir. Tekstil İşverenleri Sendikasõ’nõn fer-
yadõ işlerin bu noktaya gelmesi nedeniyledir.
Bir zamanlar tekstilde bize kota uygulayan Ba-
tõ’nõn bugün bizden korkma sebebi ortadan
kalkmõştõr. Bugün Türkiye’de artõk iplik değil,
dokunmuş bez ithalatõ bile var. Geçenlerde Dõş
Ticaret Müsteşarlõğõ uzmanlarõnõn bir raporunu
okudum. O raporda DİR’in ülke çõkarlarõna uy-
gun olup olmadõğõnõn tartõşõlmasõ gerektiği be-
lirtiliyor. Bu da önemli bir gelişme.
- AKP hükümetinin tarım satış koo-
peratiflerinin ipini çektiği biliniyor.
Kimilerinin can çekiştiğini, kimilerinin
yok olduğunu biliyoruz. Tariş Zeytin ve
Zeytinyağı ve öbür ürünleri satan Ta-
riş’in birimleri kendi olanaklarıyla
ayakta kalma mücadelesi veriyorlar.
Son gelinen durum nedir? 4572 Sayı-
lı Yasa ne getiriyor, ne götürüyor?
ÇETİN - Kendi adõma konuşmaktan
çekinmem. Ama yeni kanun çõkarken de
doğrusu başõmõza bir bela gelmesinden
çekiniyorum. Şahsõm için değil bunu ku-
rumlarõmõz adõna söylüyorum.
- Bunlar Dünya Bankası’nın ARİP
projesiyle başlamadı mı?
ÇETİN- Evet, bu proje 2000 yõlõnda
başladõ. Şu anda yeni kanun çalõşmasõ
var. Dünyada tarõmda üstünlük müca-
delesi bugüne kadar süregeldi. Tarõm son
derece stratejik bir sektör. Gazetelere ba-
kõyorum. “Tarım savaşları başlıyor” di-
ye manşet atmõşlar. Ne başlõyoru, bitti
bile.
- Siz yıllar öncesinden dünyada ta-
rım savaşları yaşanacağı uyarısında bu-
lunmuştunuz...
ÇETİN- Hep söyledim. Dinleyen ol-
madõ. Ben basit bir çiftçi gözlemiyle bu-
nu söylüyorum. AB bütçesinin yüzde
45’i, 50 milyar Euro tarõm sübvansiyo-
nuna ayrõlõyor. Dünya Ticaret Örgü-
tü’nde (WTO) temel tema tarõmsal ticari
pozisyonlardõr, diye biliyorum. En son
Katar’õn başkenti Doha’da bir toplantõ
yapõldõ. Türkiye, Brezilya gibi geliş-
mekte olan ülkeler, “Şu sübvansiyon-
ları yapın. Üreticimizi öldürüyorsu-
nuz. Genetik mühendisliği tarımsal
m e k a n i -
zasyonuyla bi-
rim alanda çok mik-
tarda elde ediyorsunuz. Ma-
liyeti düşürüyorsunuz. Çok zengin
çiftlikleriniz, çiftçileriniz var. Ürünü
bizim gibi ülkelerin üçte biri fiyatına
satıp tarımımızı bitiriyorsunuz” diye
bağõrõyorlar. AB ve ABD’nin izlediği bu
tarõm politikalarõ tamamõyla bir savaş.
Dünya nüfusunun önümüzdeki 20 yõlda
üç milyar kişi daha artacağõ hesaplanõ-
yor. Bu da daha fazla gõda maddesine ih-
tiyaç duyulacağõ anlamõna geliyor. Böy-
le bir ortamda, tarõmsal alanlarõn daral-
dõğõnõ da dikkate aldõğõnõzda hele de ge-
lişmekte olan ülkelerde tarõmõ AB ve
ABD kendi tarõmsal ekonomilerini güç-
lendirmek adõna bitiriyorlarsa kendi
açõlarõndan
belki bu politika doğ-
ru ama bir de bunun geri dönüşü var.
Çünkü yakõn gelecekte dünya tarõmsal
üretimi ihtiyacõ karşõlamaya yetmeye-
cektir. Büyük bir açlõk meselesi baş gös-
terecektir.
- Tarım Satış Kooperatifleri Birliği
konusuna dönersek?
ÇETİN- Bir ülkenin tarõmõ tarõmsal
rehberlik, yönlendirme, kontrol meka-
nizmasõna ve planlamaya dayanõr.
AB’deki tarõm satõş kooperatifleri bir-
liklerinin düzeyine bakõyoruz. AB ül-
kelerinde 32 bin tarõm satõş kooperatifi
var. AB ülkelerinde ortalama tarõm nü-
fusu yüzde 7.5-8’dir. Orada ciddi süb-
vansiyonlar ve çok ciddi tarõmsal koo-
peratifler var. Bu kooperatiflere hemen
hemen tarõm kesiminin yüzde 75’i or-
taktõr. Bu kooperatiflerin cirolarõ 210 mil-
yar Euro düzeyinde. AB’de üretimin
planlanmasõnda kooperatif politika-
larõ şart. Sizle bir zeytinyağõ üre-
tim tesisini gezdik. Devasa bir te-
sis olduğunu gördünüz. Şimdi,
bunun gibi tesisleri koruyalõm
mõ yoksa bir daha telafisi
mümkün olmayacak biçimde
gözden çõkaralõm mõ? Hangi-
si kolay? Bir bakõşla, “Sen be-
ceremiyorsan özel sektöre
satarız. Özel sektör bunu yü-
rütür” denebilir. Bu tesislerle il-
gili özel sektörün daha iyi istihdam
sağlayacağõ gibi tezler de geliştirile-
bilir. Ama o zaman ülkenin tarõm poli-
tikalarõnõ ve istihdamõ ne yapacağõz? Ça-
lõşan insanlarõn, kooperatif ortaklarõnõn
sağladõğõ avantajlarõ ne yapacağõz? Ba-
kõn, AB, ABD’de liberal piyasa ekono-
misi yürürlükte. Ama AB’de bizdeki
mantõk yok. Orada yüzde 75 tarõmsal faa-
liyetler kooperatiflerin kontrolünde. AB,
tarõmsal politikalarõnõ bunlarõn üzerinden
yürütüyor. Aynõ zamanda kayõt dõşõ
ekonomi kooperatifler aracõlõğõyla kont-
rol altõnda tutuluyor. Bugün Türki-
ye’deki tarõm satõş kooperatifleri birlik-
lerinin en büyük sorunu bu.
2000 yõlõnda ARİP projesi hayata ge-
çirilirken birlikler özelleştirilmeye baş-
landõ. Geçmişte hükümetler popülist
politikalar uygulamõştõ. Devletin hep
kooperatif birliklerinin içinde eli vardõ.
Bugün üreticimiz hâlâ kooperatifleri
devlet olarak algõlõyor.
TarõmõnidamkararõalõndõGõda savaşlarõnõ yõllar öncesinden dile getiren Tariş Zeytin ve Zeytinyağõ Birliği Başkanõ Cahit
Çetin, yanlõş politikalarõ eleştirirken açõklanan rakamlarõn gerçeği yansõtmadõğõnõ söyledi
BU MODEL
‘YÜRÜMEZ’
DEDİK
- ARİP denilen projeyle bir
yeniden yapılanma dönemi he-
defleniyordu. Ne oldu?
ÇETİN- Defalarca söyledik.
“Yeni bir yapı şart. Sürdürü-
lebilir bir kooperatifçilik mo-
deli Türkiye’de sağlanmak is-
teniyorsa 2000 öncesi siste-
min aksayan yönleri düzeltil-
sin. Yeni bir proje geliştirilsin.
Yeni bir model şarttır” dedik.
Ama bu yeniden yapõlanma
sürecine baktõğõmõzda yeni bir
model konulmadõ. 230 milyon
YTL’lik bir havuz oluşturuldu.
O havuzdan bir döner sermaye
yaratõldõ. Şu anda kredi faizle-
rinin geri dönüşleriyle birlikte o
havuzda toplanan para 800 mil-
yon YTL’nin üzerine çõktõ. Ama
birlikler yeni bir kaosun içine
girdi. Bu kaosun nedeni yeni bir
model konulamayõp yeni bir re-
habilitasyon dönemine geçile-
meyişinden, yeni sistemin üre-
ticilerimize iyi anlatõlamayõşõn-
dandõr. AB’nin yeni model ko-
nusunda destekleri ve sübvan-
siyonlarõ kaçõnõlmazdõr. Çünkü
başlõ başõna yeni model oluş-
turmak yetmiyor. Bir alõşkanlõk
döneminden yeni bir sisteme
geçmek için bir adaptasyon dö-
nemine ihtiyaç vardõr. Bu model
ortaya çõktõğõ zaman bunun yü-
rümeyeceğini altõ yõl önce söy-
ledik. Bu işin olmayacağõnõ,
sonra da bize dönüp, “Siz bu işi
beceremediniz” diyeceklerini
en baştan ifade ettik. Bu oldu.
Bugün bize, “Siz başaramadı-
nız” deme eğilimindeler. Yeni
yasa taslağõ birliklerin bu işi
başaramadõklarõ varsayõmõna da-
yanarak hazõrlanmaktadõr. Biz
Sanayi ve Ticaret Bakanlõğõ’na
bu konudaki görüşlerimizi yazõlõ
olarak da bildirdik.
FİSKOBİRLİK
OLAYI
- Peki, bu kooperatifler ne-
den başarılı olamadı?
ÇETİN- Örneğin Fiskobir-
lik olayõna bakalõm. İlk bakõşta
Fiskobirlik başarõsõz gibi lanse
edildi. Tuttular Fiskobirlik’i
Toprak Mahsulleri Ofisi’ne
(TMO) monte ettiler. TMO’nun
fõndõk alõmõ yapmasõnõ sağladõ-
lar. TMO iki katrilyon lira zarar
etti. O zaman bir yanlõş var.
Yanlõşõ düzeltebilmek için,
nerede hata yaptõk, özeleştirisi-
ni yapabilmek lazõmdõr. Bunu ta-
mamõyla birliklerin yöneticile-
rinin hatasõ olarak görmek is-
terseniz hatanõn gerçek hareket
noktasõnõ kaçõrõrsõnõz. Bunu ya-
parsanõz kolaycõlõk olur. Kurban
vermek gerekiyorsa verilir. Ama
Türkiye’deki tarõm satõş koope-
ratiflerini aynõ noktaya getir-
meniz mümkün hale gelmeye-
bilir. Ürünü alacak parayõ bula-
mayõnca birlikler elindeki gay-
rimenkulü elden çõkarõyor.
- Peki, özel sektör ne yapıyor?
ÇETİN- En yakõn rakibimiz
Komili firmasõdõr. Komili aylõk ih-
tiyacõ olan 700 ton ürünü alõr ve
çekilir. Ertesi ay bir 700 tonu bu
sefer düşen fiyatlarla alõr. Ben ne
yapacağõm? Üstelik tarõm satõş
kooperatiflerinde kayõt dõşõlõk da
yoktur. Başkalarõnda olup olma-
dõğõnõ bilemem. Neredeyse top-
luiğneyi bile belgelemek zorun-
dasõnõz. Bu yõl ayçiçeği fiyatlarõ
yükseldi. Elinde ayçiçeği stoku
olan Trakya Birlik gibi birlikle-
rimiz bundan epeyce kazandõ.
Biz de sevindik. Ama fiyatlar
düştüğü zaman da zarar ediyoruz.
İşte, sistemin yanlõşlõğõ burada.
Tariş Zeytin ve Zeytinyağõ Birlik
bana ait bir işletme olsa ben de
Komili’nin yaptõğõnõ yaparõm.
Ama kooperatifçilik bizi bunu
yapmaya mecbur ediyor. Zarar
ettiğimiz için kooperatifler kendi
iş alanlarõ olmayan başka alan-
lara giriyor. Sõrf para kazana-
bilmek için bunu yapõyor.
- Ne gibi iş alanlarına giri-
yorlar?
ÇETİN- Kooperatifler yem,
saman, un satõyor. Bunlarla za-
rarlarõnõ kapatmaya uğraşõyorlar.
Bu ülkeye kooperatifçilik lazõm mõ
değil mi? Önce buna karar vere-
ceğiz. Bakõn, 17 birliğin 17’sinin
de yöneticilerinin hatalõ olduğu-
nu söyleyemezsiniz. Hata, doğru
dürüst bir model konulamayõşõ ve
bunun doğru dürüst uygulana-
mayõşõndan kaynaklanmaktadõr.
‘Yeni kanun çõkarken de başõmõza
bir bela gelmesinden çekiniyorum’
- Türkiye çok mev-
zi kaybetmedi mi?
ÇETİN- Çok mevzi kaybetti, çok geç kaldõ. Yine de bu-
nun telafisi mümkündür. Vergi muafiyeti getirildiği için
DİR’de kaybedilen vergilere bakõn. Bir de teşvikler var. Kaybedilen
vergilerin üçte biriyle tarõm üretimine gerçek destek verilse biz bu zor-
luğa düşmeyiz. 2000 yõlõnda başlayan IMF politikasõndaki tehlikeyi fark
etmek lazõmdõ. Bu ülkede ciddi bir tarõm planlamasõnõn yapõlmasõ zorunludur.
Bir de şunu söylemek istiyorum. Küresel õsõnma tarõmda beklenen sonucu bir yõl
öne çekmiştir. Her tarafa bakõn. Kuraklõktan kõrõlõyor. Diyelim ki küresel õsõnmanõn
etkilerini kaybettirmeyi başardõlar. Yine bu açlõk ve kõtlõk sürecektir. 800 milyon
insan bugün dünyada açlõk sõnõrõnda yaşamaktadõr. Çeşitli vesilelerle, “Üçüncü
Dünya Savaşı tarımda üstünlük savaşlarından çıkacak” demiştim. Şimdi
bana, “Bunu nereden bildin” diye soruyorlar. Ben müneccim filan deği-
lim. Sadece tarõmla uğraşan bir insanõm. Dünyayõ da dikkatle izli-
yorum. Görünen köy kõlavuz istemiyor. Türkiye öncelikle ta-
rõmla ilgili IMF politikalarõnõ terk etmelidir. Kendi özü
ne, kendi değerlerine dönmelidir.
Ç O K M E V Z İ
K A Y B E D İ L D İ
‘
Tariş
benim olsa
ben de
Komili
gibi
yaparõm
’
Midyat’õn
‘rating’i var
tesisi yok
ADNAN AVUKA
MARDİN - Film yapõmcõlarõnõn uğrak
yeri haline gelen Mardin’in Midyat ilçe-
sinde konaklayacak yer bulunmamasõ bü-
yük sorun yaratõyor. Midyat Kaymakamõ
Mustafa Yılmaz, yõllar önce terk edilen ta-
rihi evlerin restore edilerek turizme ka-
zandõrõlmasõnõ istiyor.
Taş işçiliğinin en güzel örneklerinin
sergilendiği Midyat’õn her sokağõ son yõl-
larda bir film platosuna dönüştü. Çok sa-
yõda film ve dizinin bölgede çekilmesi,
özellikle yerli turistlerin bölgeye ilgisini art-
tõrdõ. Ancak ilçede otel ve pansiyon sayõ-
sõ yetersiz kaldõ. Midyat Kaymakamõ Mus-
tafa Yõlmaz da çözümü yõllar önce çeşitli
nedenlerle terk edilen tarihi evlerin resto-
re edilmesinde buldu. Yõlmaz, Midyat’ta
Türk, Kürt, Arap, Süryani, Yezidi ve Er-
menilerin birlik ve beraberlik içinde ya-
şadõğõna dikkat çekerek “Ancak yıllar ön-
ce çeşitli nedenlerle bazı vatandaşlarımız
evlerini terk etmek zorunda kaldı. Şim-
di terk edilmiş o tarihi evler bakımsız-
lık nedeniyle yok olma tehlikesiyle kar-
şı karşıya” dedi. İlçede yüzlerce boş ev
bulunduğunu anlatan Yõlmaz, şöyle ko-
nuştu: “Pansiyon veya butik bir otel
şeklinde hizmet edebilecek çok sayıda ev
var. Köylerden gelen vatandaşlarımız,
bu güzelim evlerde tandırlarını kurarak
ekmek yapıyor. Bu evlerin sahiplerinin
çoğu Avrupa’da yaşıyor. Bu vatandaş-
larımız kaymakamlığa ya da belediye
başkanlığımıza başvursunlar. Evlerini ya
hibe etsinler ya da gelip kendileri hiz-
mete geçirsinler. Bu girişim Midyat il-
çemize hem büyük bir ekonomik hare-
ketlilik getirecek hem de konaklama so-
rununu çözecektir.”
İl müdürüne
‘korsan’
davasõ
ERDOĞAN ERİŞEN
ORDU - Kültür ve Turizm Bakanõ Er-
tuğrul Günay’õn memleketi Ordu’da, İl
Kültür Müdürü Muzaffer Günay hakkõn-
da “korsan yayın” nedeniyle ikinci kez da-
va açõldõ.
Din Dersi ve Ahlak Bilgisi öğretmeniy-
ken AKP iktidarõ tarafõndan kadrosu Kül-
tür ve Turizm Bakanlõğõ’na geçirilen Mu-
zaffer Günay, ardõndan Ordu İl Kültür ve
Turizm Müdürlüğü’ne atandõ. Altõ ayrõ
suçtan sabõkasõ bulunan Günay hakkõnda fo-
toğraf sanatçõsõ Mehmet Şenocak’a ait fo-
toğraflarõ kendi adõna bastõrdõğõ “Fotoğ-
raflarla Kültürü ve Doğası ile Ordu” ad-
lõ kitapta izinsiz ve habersiz yayõmladõğõ için
dava açõldõ. Günay, geçen yõl Ordu 1. As-
liye Ceza Mahkemesi’nce 2 yõl hapis ve 50
bin YTL para cezasõna çarptõrõldõ ancak ce-
zasõ ertelendi. Mahkeme tarafõndan Gü-
nay’õn Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 51/3
maddesi uyarõnca 1 yõl 8 ay süre ile dene-
tim altõna alõnmasõna da karar verildi.
Günay, kararõn temyizi için üst mahke-
meye başvurdu. Ancak Yargõtay daha tem-
yizi görüşmeden Günay, ceza almasõna
neden olan kitabõn ikinci baskõsõnõ çõkarõnca
Ordu Cumhuriyet Savcõlõğõ yeniden so-
ruşturma başlattõ. Ordu Cumhuriyet Sav-
cõlõğõ’nõn 1. Asliye Ceza Mahkemesi’ne
gönderdiği iddianamede, Günay’õn 6 yõla
kadar hapis ve 300 bin YTL’ye kadar pa-
ra cezasõ ile cezalandõrõlmasõ ve kitabõn top-
latõlmasõ istendi. Asli görevlerinden olan
korsanõ yayõncõlõğõ önlemek yerine bu suç-
tan bir mahkûmiyet alan, 6 ayrõ suçtan da
sabõkasõ bulunan İl Kültür ve Turizm Mü-
dürü Muzaffer Günay’õn kendi memleke-
tinde görev yapmasõndan rahatsõz olan
Kültür ve Turizm Bakanõ Günay’õn parti içi
baskõdan dolayõ il Kültür Müdürü’nü gö-
revden alamadõğõ ileri sürüldü.
Cahit Çetin, Leyla
Tavşanoğlu’nun
sorularını yanıtladı.
KÜLTÜR BAKANLIĞI
DİZİLER İLGİYİ ARTTIRDI
Taş işçiliğinin en güzel örnekleri Midyat’ta..