14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 6 AĞUSTOS 2008 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 DÜZ YAZI ORHAN BİRGİT AB İçin Tarikat Öğretileri ile Yetişmek Bakanlar Kurulu’nun haftalık olağan toplantı- sında, Balcılar faciasının görüşülmediğini söyle- yebiliriz. Bu yargıya en azından, toplantı sonun- da Hükümet Sözcüsü Başbakan Yardımcısı Ce- mil Çiçek’in açıklamalarını okuyarak da ulaşabi- liyoruz çünkü. Oysa ben, Anayasa Mahkemesi’ndeki dava- da Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın iddia- namesinde yer alan kanıtlar arasında bulunan ka- çak Kuran kursları ile ilgili bölümün de gerekçeli kararda AKP’ye yöneltildiği söylenilen uyarıların en güncel olanı olarak pazartesi günü hayata ge- çirildiğinin açıklanmasını beklerdim. O zaman iktidar partisinin Genel Başkanı’nın son günlerde ağzından düşürmediği o “AKP laiklik kar- şıtı değildir, Atatürk’ün yolundadır” tekerlemesi- ninin ciddi olup olmadığı en azından araştırılma- ya değer olurdu. Sayın Cemil Çiçek, Balcılar faciasına değinirken, patlama sonucunda çöken Süleymancılar’ın bi- nasının, daha önceleri bir Kuran kursu olduğunu; ama daha sonra yurt olarak kullanıldığını söylü- yor. Ama o yörede çevresinde hangi ortaöğretim kurumlarına devam eden öğrenciler için böyle bir yurt açıldığını araştırmak gereğinin bile duyulmadığı anlaşılıyor o açıklamadan. Öyle anlaşılıyor ki, Erdoğan ve partisi, laiklik an- layışlarından bir milim bile özveride bulunmaya ya- naşmadan, devletin rotasını tam bir aldırmazlık içinde ağır ağır kendi bildikleri çizgiye getirmek için ısrarda kararlıdırlar! Kimsenin ülkemizde her yurttaşın kendi inanç- ları doğrultusunda özgür yaşama hakkına el uza- tılmasına karşı çıkmasını isteyenlerden değilim el- bette. Dolayısıyla her yurttaş, çocuklarını da o inançlar doğrultusunda yetiştirecektir. Ama bunu devletin denetiminde bulunan okullar ya da kurs- lardan yararlanarak yapacaktır. Oysa bugün söz konusu edilen ve Balcılar faciasında 18 körpe in- sanımızın hayatlarının baharında aramızdan ay- rılmaları ile su yüzüne bir kez daha çıkan sorun, kaçak, yani gizli kurslardır. Hangi tür kurslar? Kaçak ya da gizli ama bulunduğu ilçe müftü- sünün, denetlemekten falanca tarikatın işlerine el atıyor bahanesi ile çekindiğini açık açık söyledi- ği kurslar bunlar. Yöre kaymakamının, valisinin bil- diği, dokunulmazlıkları nedeni ile içlerine adım ata- madığı yuvalar. Kurs olarak açılacak olsa, en azın- dan resmi bir kurumdan belge almak gerektiği için, kapılarına birer “...yurdu” levhası asılarak, yasa- lara uyulmuş görünen yerler. Bizzat AKP milletvekili, eski Diyanet İşleri Başkanı Tayyar Altıkulaç’ın, son af yasası çı- karken “Arkadaşlarımı uyarmıştım” diye bu olay üzerine zorunlu bir vicdan muhasebesi yapmak gereği duyduğu yerler.. İşte Bakanlar Kurulu’nun son toplantısında bir kez daha görmezden gelmeye kalkışarak bütün ülkede binlercesinin diledikleri gibi kendi doğ- rultularındaki eğitimlerini sürdürmelerine devam için bir tür göz kırptığı yerler. Süleymancılar, Nur- cular ya da Menzilciler. Tarikatların öğreti merkezleri. Nasıl bir öğreti ol- duğunu anımsamak için sadece şu son faciada yitirilmiş o 17 çocuk, bir öğretmen genç kızın ar- kasından, ana ve babaları dahil hiçbir yakınının hak aramaya cesaret edemediği, ölenlerin din uğru- na ve din yolunda verilmiş şehitler olduğu tesel- lisi ile avunmayı yeterli saymanın belletildiği yer- ler. Demek ki dünkü yazımda bir meslektaşımın yaz- dıklarına dayanarak Başbakan’ın İçişleri Bakanı’na “sonuna kadar gidin” dediğini söyleyip ardından “bu talimat doğru ama eksiktir” demiş ol- mamda haklı imişim. Gerçekten eksik bir tali- matmış ve öyle olmasını da bizzat o sözün sahi- bi istemiş. Yani, İçişleri Bakanı, Balcılar patlamasında ku- sur sahibi olan varsa o gizlenmesin türünden bir talimat almış olacak. Ya kaçak kurslar... Onlar bildikleri gibi bayrak gösterecekler. Yirmi birinci yüzyılda Türkiye’ye akıl- cı düşünme yerine, skolastik öğretinin egemen ol- masını isteyenlerin yetişmelerine katkı sürdüre- cekler. Öylece AKP’ye yeni ve güçlü seçmenler yetiş- tirecekler. O seçmenler sandığa giderken tarikat emirlerini oya döndürmekten başka hiçbir şey dü- şünmeyen makine adamlar gibi hareket edecek. Ve AB şayet bir gün kapılarını Türkiye için açar- sa, hurafelerle beyinleri yıkanmış milyonlarca in- sanı da bağrına basmayı kabullenmeyi göze al- mış olacak. Faks: 0 216 302 82 08 obirgit@e-kolay.net ‘Gülen’de hile mubah’İstanbul Haber Servisi - Yaşamõnõ 10 yõla yaklaşan süredir ABD’de sürdüren vaiz Fethullah Gülen için Ankara İl Emniyet Müdürlüğü’nce hazõrlanan “gizli” ibareli rapor Er- genekon iddianamesine yansõrken, Gülen hareketinin laik, demokratik re- jim için nasõl bir tehdit oluşturduğu ve teokratik devlet hedefine ulaşmak için benimsediği “takıyye” yöntemi geniş yer buldu. Raporda, Gülen’in “Şeriat yerine İslam”, “Cumhuriyet dönemi yerine talihsiz karanlık ya da upuzun hicranlı dönem”, “mili- tan yerine hizmet erleri, ışık süva- rileri”, “Laik kesimler yerine kar- şı cephe”, “Cumhuriyet dönemi yöneticileri yerine o kafalar”, “Ata- türk ya da İsmet İnönü dönemi için ise ‘mabede giden yollarõn kapa- tõldõğõ zaman dilimi’ ”, “Atatürk için deccal” dediği öne sürülüyor. Ankara İl Emniyet Müdürlüğü’nün hazõrlayõp, dönemin Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’na gönderdiği “Işık Ta- rikatı İllegal Örgütlenmesi” adlõ “gizli” ibareli raporda Gülen hareke- tinin teokratik devlet kurma amacõ ve örgütlenme biçimi ilginç ifadelerle Er- genekon iddianamesinde genişçe yan- sõtõldõ. Ergenekon iddianamesinin ek belgelerinde şüpheli Adnan Akfı- rat’a ait belgeler arasõnda çõkan ve Gü- len cemaatinin gerçek amacõnõ gözler önüne seren raporda Gülen portresi ve “takıyye anlayışı” özetle şöyle çizi- liyor: “Gülen, alışılmış bir ‘din adamõ’ profilinden uzak, din adına farklı söylemleri bulunan, kimi zaman ‘sfenks’ kadar sessiz, kimi zaman Atatürk’ü övmeye gerek duyan, ki- mi zaman 8 yıllık eğitime destek ve- recek kadar reformcu, rejim yan- daşı ve aydın bir düşünür; kimi za- manda farklı dinlerin temsilcileri- ne dünya barışı adına çağrılar ya- pacak hatta Papa ile fikir teatisin- de bulunabilecek kadar da enter- nasyonal yanı güçlü biri olarak gö- rüntüler vermektedir. Tarikat men- supları da başimam Fethullah Gü- len’den aldıkları fetvalar doğrultu- sunda davranışları ile kendi dü- şüncelerinin zıtazıt olanlara karşı ‘hile mübahtõr’ yöntemi ile tedbirler geliştirmektedirler.” Gençler hedefte... Gülen hareketinin gelecekteki amaç- larõnõ gerçekleştirmek için “gençleri hedef aldığı” vurgulanan emniyet raporunda, “... Türkiye sathını mü- cadele alanı olarak değerlendiren ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni yıkma, parçalama en hafifinden Cumhuriyetin temel niteliklerini değiştirme veya kendine göre yön verme ya da devlet içinde hâkim güç olma sevdasındaki bu gibi organi- ze suç yapılanmalarını dünlerde olduğu gibi bugünlerde de etkileyip kullanmada ön planda tuttuğu, he- def kitlenin başında aktiviteleri, heyecanları, coşkuları ile gençleri- mizin gelmesi son derece düşün- dürücüdür” ifadeleri dikkat çeki- yor. Raporda, 28 Şubat sürecinin ar- dõndan cemaatin savunmaya geçtiği vurgulanarak, “Şer’i esaslara daya- lı devlet kurmayı hedeflediği de- ğerlendirilen Gülen ve yandaşları, 28 Şubat kararlarının alınmasının ardından, özellikle soruşturma ile il- gili yazışmaların başlamasıyla, bir- çok örgüt evini boşaltmış, faaliyet- lerini mevzi koruma kurallarına uyarlamıştır. Şu anda birçok örgüt mensubu, aile evlerinde örgütsel faaliyetlerini sürdürmektedir. Gü- len’in örgütlenmesinin ekonomik boyutu da göz önüne alındığında, gelecekte ülkemizi bekleyen tehli- kenin büyüklüğü endişe verici bo- yuttadır” deniliyor. İstihbarat birimleri hedefte Raporda, ayrõca Gülen’in sürekli as- keri terminolojide kullanõlan kõşla, er, cephe, ordu, mevzi, kuvvet, nefer, asker gibi kelimeleri kitaplarõnda “özenle” seçerek “sıkça” kullanma- sõnõn da dikkat çekici olduğu belirti- lerek, kitaplarõnda “ışık evleri, ışık kışlaları veya ışık süvarileri , ışık er- leri” gibi tabirleri sõk sõk kullanma- sõnõn bir örgütsel yapõlanma içerisin- de olduğuna kuvvet kazandõrdõğõ vur- gulanõyor. Gülen’in “Bir yandan düşman cepheyi mükemmel işleyen haber alma teşkilatıyla içinden ta- nırken, öte yandan hasım cephenin aynı faaliyetleri kendi içimizde sür- dürmesine müsadee edilmemeli...” mantalitesi ile de emniyet ve istihba- rat birimlerini ele geçirme teşebbü- sündeki niyeti açõkça ortaya çõktõğõna dikkat çekiliyor. Para verirse Gülen için de çalışırım MELTEM YILMAZ Ergenekon terör örgütüne ilişkin da- vanõn kilit ismi Tuncay Güney, id- dianamede yer alan “Yeşil’in Veli Kü- çük olduğu” yönündeki iddialarõ doğ- ruladõ. Güney, “Ben bir burjuvayım, ücretimi verene çalışırım” diyerek geçmişte Fethullah Gülen’in özel kalemliğini yapmadõğõnõ, ancak bugün böyle bir teklif gelse yapabileceğini söyledi. Güney, “Mesleğim gereği ha- yatım boyunca üst düzey insanlar- la görüştüm, uluslararası strate- jistlerle aynı masaya oturdum, Or- tadoğu’ya seyahat edip analizler yaptım. Tabii ki bu belgeler bana ge- lecek” dedi. Evinden alõnan 6 çuval belgenin arasõnda yalnõzca Ergenekon terör örgütüne dair bilgilerin yer al- madõğõnõ söyleyen Güney, “Bugün deşifre olması gerektiği için yal- nızca Ergenekon’un deşifre oldu- ğunu” söyledi. Güney ayrõca, Erge- nekon’un köklerini Türkiye’de ara- manõn yanlõş olduğunu kaydetti. Ergenekon operasyonunun kilit is- mi Tuncay Güney, yaşam tarzõ, siya- si görüşü, gazetecilik hayatõ, kurduğu üst düzey ilişkileri, Ergenekon iddia- namesiyle davasõna ilişkin görüşleri- ni Cumhuriyet’e anlattõ. - Sayın Güney, hakkınızda çok fazla bilgi var. Sizden dinlemek is- tiyoruz. Tuncay Güney kimdir? 1972 Çorum doğumluyum. 1993- 1996 yõllarõnda aralarõnda Samanyo- lu Televizyonu, Milliyet, Sabah ve Ak- şam gazeteleri, Yeni Strateji dergisi ol- mak üzere birçok yayõn organõnda ça- lõştõm. Üniversite mezunu değilim, ya- bancõ dil olarak Amerika’ya geldi- ğimde İngilizce öğrendim. Daha ön- ce ikinci bir dil bilmiyordum. İmam hatip mezunu değilim. 1997 yõlõnda as- kere gittim ancak daha sonra asker- likten muaf tutuldum. Ben Türki- ye’de gazetecilik yaptõğõm yõllarda Or- tadoğu ülkelerine seyahat ettim. Or- tadoğu’da birçok insanla tanõştõm. Ortadoğu’yu gezdikten sonra bak- tõm, bütün peygamberler buradan çõkmõş. Savaşlar, kavgalar burada. Bu ülkeler üzerine çok iyi analizler yap- tõm ve buranõn üst düzey insanlarõy- la görüştüm. Talabani ve Barzani ile de görüştüm. Türkiye’deki işadamlarõ, elçilikteki insanlar bunlarla ilişkim her zaman çok iyi olmuştur. Türkiye’de 7 gün gazeteye giderdim. Herkesten önce gazeteye gider çalõ- şõrdõm. Çok kitap okurum, dergiler, mahkeme dosyalarõnõ takip ederdim. Polisin sorgu sistemine, kimin nerde yalan söylediğine özellikle dikkat ederdim. Bunlar benim ilgi alanõm. - Siyasi görüşleriniz? Kendinizi ideolojik olarak nerede konumlan- dırıyorsunuz? Ben sosyalist, komünist ya da dev- letçi değilim. Hiçbir partiye hiçbir der- neğe üye olmadõm. Ben bir burjuva- yõm. Taksim’deki yasak kulüplere girmeyi severdim. Travesti kulüple- rine, komünist kulüplere giderdim. Saplantõlõ bir ideolojim yok. Ne sol- cuyum, ne sağcõyõm ne de dinciyim. Hele ki dinle bir ilgim hiç olamaz. Uçuk bir insanõm. Altõn takõlar, pahalõ güneş gözlükleri kullanmayõ seve- rim. Lüks hayata düşkünüm. Yasak olan her şeyi severim, yasaklarõn üze- rine giderim. Örneğin İran konsolo- suyla gazetecilik yõllarõmda travesti ku- lübünde buluşurdum. Çünkü o dö- nemlerde takip edilirdim, istihbarat bi- rimleri oraya giremeyeceği için bu tip yerlerde görüşürdüm. - Hakkınızda Fethullah Gülen’in özel kalemi, CIA ajanı olduğunuz yönünde iddialar var. Bu iddiaların çıkış noktası ne olabilir? Samanyolu TV’de yaptõğõm prog- ramdan ötürü bana Fethullah Gü- len’in özel kalemi dediklerini düşü- nüyorum. Ha, teklif gelse Gülen’in özel kalemliğini yapar mõydõm, evet yapardõm. Bugün gelse yapar mõyõm? Şartlar müsait olursa, kendime uygun bulursam yaparõm. Neden yapmaya- yõm? Cumhuriyet gazetesine de çalõ- şõrõm hiç fark etmez. Ben ücretime ba- karõm. ‘Veli Küçük’ün kod adı Yeşil’ - Veli Küçük’le ilişkinize gelirsek? Siz bir gazeteciydiniz, nasıl başladı bu ilişki? Veli Küçük kariyerli bir adamdõr, entelektüel bir adamdõr fakat diplomasi bilmez. Milliyetçi ya da ülkücü falan değildir. Direkt Atatürkçüdür. Ben birçok üst düzey insanla olduğu gibi Veli Küçük’le de tanõştõm. Bana çok güvenirdi. Fikirlerime çok önem ve- rirdi. Ama bu “Yeşil” meselesinde, ya- ni Veli Küçük’ün Yeşil olduğu me- selesinde, hayret bu savcõ çok iyi ça- lõşõyor... Veli Paşa’nõn bir özelliği vardõr, hayali insanlar yaratõr. Gider halktan bir tane elektrikçi bulur, ona dinleme cihazõ bağlar, sonra onunla ar- kadaş olur. Nâzım Hikmet’in “Ta- ranta-Babu’ya Mektuplar” diye bir kitabõ var. O kitapta Cezayirli bir ço- cuğa mektup yazõlmõştõr, ancak böy- le bir çocuk yoktur ki. Bu yazarõn ha- yalinde kurmuş olduğu bir şeydir. Veli Küçük de aynen bunu yapardõ. - Sizin Ergenekon davasında ta- nık ya da sanık olmamanız da hu- kuka dair bir ironi değil mi? Neden olayõm? Bir ülkenin kendi emniyet müdürü bilgi kararttõysa... Ben tanõk olabilirim belki, ama bana güven verilmesi lazõm. Beni zorla Türkiye’ye getirirlerse belki. Ama beni sanõk ya- pamazsõn. Ben hüviyeti olacak bir adam değilim, global bakarõm. - Çevrenizde bu denli üst düzey insanlar varken sizden şüphelenen olmadı mı? Ben çoğu zaman salağõ oynardõm. Duymamam gereken şeyler olduğun- da ben zaten salak bir insanõm, ne de- diğinizi anlamõyorum derdim. “Siz be- ni o zaman tanısaydınız, şu adama bak, bununla konuşan herife ben..” der küfrederdiniz. Bana o zaman der- lerdi: “Seni gazeteci yapanın ben..” diye. Ama şansa bakõn ki bu kadar önemli dosyalar bana geliyordu. - Yalnızca Ergenekon belgesi miy- di bunlar? Hayõr, ne yalnõzca Ergenekon bel- gesiydi ne de yalnõzca Veli Küçük’ten geliyordu. Altõ çuval belgem alõndõ be- nim. Orada sadece Ergenekon dosya- sõ mõ vardõ sanõyorsunuz? Ben haya- tõm boyunca Ergenekon’la mõ uğ- raşmõşõm? Bugün sadece deşifre olanlar bunlar. Neden deşifre ol- dular siz ona bakõn. Bugün, Erge- nekon’un ortaya çõkmasõ gerektiği için yalnõzca bu belgeler deşifre ol- dular. ‘Kafamı çarptım hatırlamıyorum’ - Başka ne tür belgeler vardı? Susurluk olayõnda Urfalõ millet- vekilinin dediği gibi: “Kafamı çarptım ve hatırlamıyorum.” Bunlarõn hepsini unuttum ben. Tür- kiye’den ayrõlalõ 7 yõl oldu. - Bu durumda kullanıldığınızı hiç düşünmediniz mi? Hayõr ben güvenilir bir insandõm. Sadece Veli Küçük değil. Bugün in- sanlar sadece Küçük’ü biliyor. Kul- lanõldõğõmõ düşünmüyorum. Ben 24 yaşõnda bir gazeteciydim ve bu insanlar çok önemli bilgilerini be- nimle paylaştõlar. Ben hayatõm bo- yunca kõrmõzõ halõlar üzerinde yü- rüdüm. Eğer ortada bir kullanõlan varsa General Küçük ya da diğer in- sanlar kullanõlmõştõr. ‘Ergenekon’u Türkiye dışında aramak lazım’ - Buraya kadar mıdır Ergene- kon? Gerisi gelir mi? Ergenekon’un çalõşma planlarõna bir bakõn. Ergenekon meselesi Tür- kiye içerisinde, yani Misaki Milli sõ- nõrlarõ içerisinde bir hareket değil- dir. Amerika’ya, Ortadoğu’ya uza- nõr bu ilişki. Amerika şu an bastõ- rõyor bu işin açõklanmasõ için. Bir öz vardõr: “İngilizler adamı gı- dıklayarak öldürür”. Amerika da aynen bunu yapõyor. Türkiye’yi gõdõklayarak öldürüyor. Ben gaze- teleri okurken gülüyorum. Ergene- kon’u Türkiye içinde aramalarõ çok komik. - Türkiye’nin Ergenekon’un köklerini yanlış platformda ara- dığını söylüyorsunuz. Evet özellikle gazeteciler. Me- seleyi içeriğe gömülmüş toprakta arõyorlar. İnsanlar böyle bakarken biz de Ergenekon’u anlatamõyoruz. Neden anlatamõyoruz? Çünkü yasak var. Ülkede demokrasi yok, insan haklarõ yok. Bu işi kapatan gazete- ciler. MASAK, 56. numaralõ şüpheli Kerinçsiz’in hesaplarõnõ incelemeye başladõ Hesabına 4 yılda 1.5 milyon YTL yattı İstanbul Haber Servisi - Ergenekon iddianamesin- de 56 numaralõ şüpheli olarak yer alan avukat Kemal Kerinçsiz, ağõrlaştõrõlmõş müebbet ve 67 yõla kadar ha- pis cezasõ istemiyle yargõlanacak. BDDK’nin incele- mesi üzerine avukat Kerinçsiz’in son 4 yõlda banka he- saplarõna 1.5 milyon YTL’lik nakit girişi olduğu tespit edildi. Yatõranõn ve çekenin kimliğinin belli olmadõğõ bu yüksek meblağ nedeniyle MASAK tarafõndan ince- leme başlatõldõğõ bilgisi de iddianamede yer aldõ. Ergenekon iddianamesinde, Hrant Dink, Orhan Pamuk ve Elif Şafak’õn 301. maddeden yargõlandõğõ davalardaki suçlamalarõ ve yaptõğõ protesto gösterileri ile tanõnan avukat Kemal Kerinçsiz’e tam 80 sayfa ay- rõldõ. İddianamede, Kerinçsiz’in banka hesaplarõ üze- rinde BDDK tarafõndan yapõlan inceleme sonucunda hazõrlanan raporda, “Kerinçsiz’in münferid ya da or- tak hesaplarına son 4 yıl içinde, hesap ekstresi açık- lamalarında yatıran ya da çekilen kişinin isminin belirtilmediği net olarak 1.5 milyon YTL tutarında nakit girişi gerçekleşmiştir. Anılan tutarın yüksek olması nedeniyle, ilgili para hareketlerinin ‘Suç Ge- lirlerinin Aklanmasõ’ mevzuatı ile vergi mevzuatı açısından yetkili kurum ve kuruluşlar tarafından ilave incelemeye tabi tutulmasının gerektiğinin” ifade edildiğine dikkat çekildi. Kerinçsiz’in hesaplarõ üzerinde Mali Suçlarõ Araştõrma Kurulu (MASAK) ta- rafõndan inceleme başlatõldõğõ belirtildi. Aramalar sõra- sõnda şüphelinin evinde; A4 kâğõda kendi el yazõsõ ile yazdõğõ “K.çekmece Bed... Ö...., Fen işlerinde şef Muşlu Bölücü akrabaları ile örgütlü çalışıyor” şek- lindeki istihbari bilginin de Kerinçsiz’in fişleme yaptõ- ğõnõ gösterdiği belirtildi. 4 Aralõk 2007 tarihinde İstan- bul Adliyesi’nde görevli olan ve iddianamenin şüphe- lilerinden Atilla Aksu’nun, Abdullah Unakıtan, Ali Ülker, Murat Ülker, Şenol Çelik, Metin Çilci ve Türk İntikam Tugayõ’nõn tehdit mektubu gönderdiği, bazõ şahõslara ait soruşturma dosyalarõnõ Kerinçsiz’e vermek istediğini söylemesi üzerine, Kemal Kerinç- siz’in “İyi sen bana telefonda söyleme de ben sana adam göndereyim” dediği bildirildi. Müvekkilliğini yapmadõğõ kişilere ait dosyalar ve bilgileri temin etme- sinin ve bu gibi konularõn telefonda görüşülmemesi gerektiğini söylemesinin Kerinçsiz’in gizli bir iş yaptõ- ğõnõ ortaya koyduğu belirtildi. Kerinçsiz’in aynõ kişi- den Atilla Yayla, Kiptaş, Perihan Mağden, PKK, THKP/C ile ilgili kendisinin tarafõ veya vekili olma- dõğõ kişilere ait davalarõ, olaylarõ örgüt adõna takip etti- ği, bilgi topladõğõ ifade edildi. Elinden alõnan belgelerle Ergenekon dõşõnda birçok olayõn deşifre edilebileceğini iddia eden Güney gazetemize konuştu: İstanbul Haber Servisi - Ergenekon iddianame- si sanõklarõndan İşçi Partisi (İP) Genel Başkan Yar- dõmcõsõ ve Ulusal Kanal Genel Yayõn Yönetmeni Fe- rit İlsever, geçirdiği akciğer rahatsõzlõğõ nedeniyle önceki gün tutuklu bulunduğu Tekirdağ F Tipi Ce- zaevi’nden Trakya Üniversitesi Tõp Fakültesi Has- tanesi’ne nakledildi. Ergenekon soruşturmasõ kapsamõnda 24 Mart’tan bu yana tutuklu bulunan İlsever’in sağlõk durumu gi- derek kötüleşiyor. Tekirdağ Cumhuriyet Savcõlõğõ’nõn girişimi sonucu Trakya Üniversitesi Tõp Fakültesi Hastanesi Göğüs Cerrahisi bölümünde tedavi altõna alõnan İlsever’in akciğer ve böbreğinde kitle tespit edildi. İP Genel Başkan Yardõmcõsõ Erkan Önsel, dün yaptõğõ açõklamada, İlsever’in tutuklanmadan ön- ce akciğer tedavisi gördüğünü anõmsatarak, tutuklu bulunduğu yaklaşõk 5 aylõk süre içinde tedavisinin aksatõldõğõna dikkat çekti. İlsever’in akciğerindeki kitlenin kanser riski taşõdõğõnõ da belirten Önsel, “Doktor raporlarına göre İlsever’in kontrol al- tında tedavisinin sürdürülmesi gerekiyor. Birkaç gün hastanede yatırılıp tekrar cezaevine gönde- rilmesini istemiyoruz. Bu talebi mahkemeye sunduk. Mahkemenin birkaç gün içinde tahliye kararını görüşmesini bekliyoruz” dedi. İlsever hastaneye nakledildi G Ü L E N H A R E K E T İ N İ N Ö R G Ü T L E N M E M O D E L İ Raporda, Gülen hareketinin bizzat kendisi tarafõndan çizilen örgütlenme modeli satõrbaşlarõyla şöyle:  Işõk evleri: Kapõlarõna kilit vu- rulan tekkelerin görevini yapan ev- ler.  Işõk evlerine girişler gizli  Her evden bir ‘imam’ sorumlu  İmamlar, 6 ay ya da bir yõlda değiştiriliyor.  İmamlar, evlerin maddi konula- rõyla ilgileniyor  Evlerde Gülen’in kasetleri izle- niyor.  Her evde 4 ya da 5 kişi yaşõyor.  Evlerde kalan öğrencilerden birkaç ay sonra yeni aday kazandõr- masõ isteniyor.  Yeni ilişki kurulan öğrenciler ders çalõşmak bahanesiyle evlere da- vet ediliyor.  Evlerde yeni öğrencilere sesli ve görüntülü kasetler izlettiriliyor, Gülen’in kitaplarõ okutuluyor. Kerinçsiz için ağırlaştırılmış müebbet ve 67 yıla kadar hapis cezası isteniyor. Akfõrat’a ait belgeler arasõnda çõkan emniyet raporu Gülen cemaatinin gerçek amacõnõ gözler önüne seriyor
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle