Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
6 AĞUSTOS 2008 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
17
Haber başlığı:
Enflasyon
kontrolden çıktı!
Sadece
enflasyon mu?
Duygu
El karar
Memduh
Menekşe:
“Devletin, rejim
düşmanları tarafından
yönetilmesinin
devamında sakınca
görülmemiştir!”
Uygunluk
Vahdi Bingöl: “İran
Cumhurbaşkanı,
Anıtkabir’i ziyaret
etmek istemediği için
görüşme şeriata
uygun şekilde
İstanbul’da
yapılacaktır!”
YağmurDeniz
- İlk kez ihraç olmamış...
“Olursa da bundan
sonra ulusalcılara olur!”
ÜÇÜNCÜ sınıf Amerikan filmlerinde “kötü
polis”in bulaştığı pislikler vardır hani; sonra “iyi
polis” gelip haraca bağlanan mahalleyi kurtarır.
Film boyunca “iyi polis”in de “kötü polis”in de
yakalaması gereken ama yakalamayıp elinin
altında tuttuğu birtakım sabıkalıları da görürüz.
Filmin her yanından kalitesizlik akar, falan filan.
Güngören’de mahalle ortasında yaşanan
katliamdan sonra Meclis kürsüsüne çıkan İçişleri
Bakanı Beşir Atalay, “İnşallah olayı
aydınlatacağımızı, failleri bulacağımızı tahmin
ediyoruz” diyor.
Allah, duasını tez elden kabul etmiş olmalı ki
Bakan dört gün sonra yanına Emniyet Genel
Müdürü Oğuz Kağan Köksal, İstanbul Valisi
Muammer Güler ve İstanbul Emniyet Müdürü
Celalettin Cerrah’ı alıp gazetecilerin karşısına
geçiyor. Bakan, “katliamın bütün boyutlarıyla,
kesin tespitlerle, güçlü delillerle, tereddüde yer
bırakmayacak şekilde aydınlatıldığını ve faillerin
büyük bölümünün de yakalandığını” açıklıyor.
Fakat birkaç saat sonra mahkemeye sevk
edilen şüphelilerden bir kısmı serbest bırakılıyor,
bir kısmı ise yasadışı bir örgüte üye olmak
savıyla tutuklanıyor.
Bakana göre “bütün boyutlarıyla”, “kesin
tespitlerle”, “güçlü delillerle” “tereddütsüz”
yakalanan şüphelilerin Güngören katliamını
yaptığına ilişkin en küçük bir iddia kırıntısı bile
mahkemeye sunulmuyor.
Mahkeme şüphelileri Güngören’de katliam
yaptıkları için değil, bölücü terör örgütüne üye
oldukları için tutukluyor. Ama iktidar yalakası
medyada “Bir haftada kıskıvrak! Güngören
canileri adalete teslim edildi” manşetleri atılıyor.
Yalaka medya görevini yerine getiriyor ve infial
halindeki toplumun gazı alınıyor!
Laiklik karşıtı eylemlerin odağı haline geldiği
yüce yargı kararı ile tescil edilen AKP iktidarının,
“Güngören katliamını çözen” İçişleri Bakanı
Beşir Atalay’ın en ilginç özelliği ne?
Türkiye’de irticai faaliyetleri nedeniyle görevine
son verilen ilk ve tek rektör olması! Laiklik karşıtı
eylemlerin odağının da odağı! Bakanın bu
özelliğinin bu olayla ne ilgisi var diyebilirsiniz.
İlgisi yok!
Alman Federal İstihbarat Servisi Başkanı Ernst
Uhrlau’nun Güngören katliamını İslamcı terör
örgütü El Kaide’ye bağlaması kadar ilgisiz bir
konu!
İlgisiz
PANO
DENİZ KAVUKÇUOĞLU
“Durum Vahim”
Yıl 1954. Ayını da gününü de anımsamıyorum; o
zamanlar Cihangir’de oturuyoruz, “Taksim’e çıka-
yım” dedim. Ama ne mümkün? Sıraserviler Cadde-
si tıka basa insan dolu, herkesin elinde bayraklar,
pankartlar, dövizler… Bağırış çığırışlar, müthiş bir
uğultu. Tek anladığım, Kıbrıs diye bir yer olduğu ve
orası neresiyse Türk kalması gerektiği, bir de her tür-
lü kötülüğün başını, hem kızıl hem de kara olan, ay-
nı zamanda da hiç durmadan cinayet işleyen Ma-
karios adında bir papazın çektiği ve mutlaka kah-
rolması. 11’imi daha doldurmamışım, korkudan As-
lanyatağı Sokağı’nın başında kalakaldım. Eve dön-
düm, anneme gördüklerimi anlattım. Neyse, on da-
kikalık bir konuşmadan sonra ‘devlet ve milletçe’
Kıbrıs diye bir sorunumuz olduğunu anlar gibi ol-
muştum.
Aradan bir yıl geçti, 6-7 Eylül günlerinde birtakım
azgın kalabalıklar İstanbul’daki Müslüman olmayan
azınlıkların evlerine, işyerlerine, ibadethanelerine
saldırıp yağmaladılar, alıp götüremediklerini parça-
ladılar. Resmi verilere göre, İstanbul’da ilk, orta ve
lise derecesinde 32 Rum ve 8 Ermeni okulu tahrip
edilmişti. İstanbul’da 74 kilise vardı. 70’i aynı za-
manda yakılıp yıkılmıştı. Kiliseler dışında bir Havra,
8 Ayazma, 2 Manastır, 3 bin 584’ü Rumlara, diğeri
Ermeni ve Musevilere ait 5 bin 538 gayrimenkul ta-
mamen yakılmıştı. Bu olay karşısında en sık duy-
duğum, “Durum vahim” sözcükleriydi.
Aradan 53 yıl geçti ve geçen yıllarla birlikte bu
sözcükler ikiye, beşe, ona katlanarak kullanılır oldu.
6-7 Eylül 1955 olayları 27 Mayıs 1960 darbesinden
sonra kurulan Yüksek Adalet Divanı’nda dava ko-
nusuydu. Mahkeme bu olayların ‘devlet eliyle’ dü-
zenlendiğini saptayarak içlerinde devrik Cumhur-
başkanı Celal Bayar, Başbakan Adnan Mende-
res, Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu’nun da bu-
lunduğu 11 kişinin yargılanmasına karar verdi. Ne
var ki bu vahim durum içinde ondan daha da vahim
bir durum vardı. Olayların başlamasına Atatürk’ün
evine bomba atılması ve bu ‘menfur hadise’nin, Mit-
hat Perin’in Demokrat Parti yanlısı İstanbul Ekspres
gazetesinin özel baskısıyla duyurulması neden ol-
muştu. Bombayı atanlar Yunan polisi tarafından tu-
tuklanmıştı. İki kişiydiler, işledikleri suçun sabit ol-
ması gerekçesiyle yargılanıp hapse mahkûm ol-
muşlardı. Bunlardan biri Türkiye’ye kaçmıştı, Yük-
sek Adalet Divanı Başsavcısı Altay Ömer Egesel
tarafından davaya dahil edildi, fakat ne olduysa(!)
aklandı.
Biz, bu ülkenin yurttaşları bu ‘ne olduysa’ duru-
munu ancak uzun yıllar sonra Gazeteci Fatih Gül-
lapoğlu’nun 1991 yılında Özel Harp Dairesi eski
Başkanı Em. Orgeneral Sabri Yirmibeşoğlu ile
Tempo Dergisi için yaptığı bir röportajdan öğrendik.
Em. Orgeneral, 6-7 Eylül 1955 olaylarının “Özel Harp
Dairesi’nin başarıya ulaşmış mükemmel bir işi oldu-
ğunu” söylüyordu. Yunan Yargısı tarafından yargı-
lanıp cezaya çarptırılan, fakat Yüksek Adalet Diva-
nı tarafından aklanan kişi ise bu arada devlet tara-
fından okutulmuş, emniyet örgütüne alınmış, emni-
yet müdürlüğüne kadar yükselip oradan da bir ken-
te vali olarak atanmıştı.
Belki bu kişinin adını niçin vermediğimi merak et-
mişsinizdir; 10 yıl önce bir yazımda vermiştim, o ki-
şi hakkımda dava açtı, yargılandım, iş Yargıtay’a ka-
dar gitti, fakat sonunda elimdeki onca belgeye ve
Özel Harp Dairesi eski Başkanı Em. Org. Yirmibe-
şoğlu’nun, “Bizim işimizdi” deyip, ad da vermesine
karşın o kişi Yüksek Adalet Divanı’nda aklanmış ol-
duğu için para cezasına mahkûm oldum. Bir kez da-
ha mahkûm olmaktan korktuğum için adını vermi-
yorum.
O günden beri Yüksek Adalet Divanı’ndan başla-
yarak, Sıkıyönetim Mahkemeleri, Devlet Güvenlik
Mahkemeleri gibi ‘özel mahkemelerin’ adil karar ve-
rebileceklerine inanmıyorum. Yargıtay’ın bir özel
mahkeme kararına dayanarak bir suçluyu aklama-
sı yürürlükteki hukuk düzenine olan inancımı sar-
sıyor. Sayın Savcı Zekeriya Öz’e de, gerçekten
‘derin devlet’i ortaya çıkarmak gibi bir niyeti var-
sa Ümraniye bombalarından İlhan Selçuk’un,
Mustafa Balbay’ın odalarına değil de 1955 yı-
lında ilk ‘mükemmel’ eylemini yapan odaklara
uzanmasını öneriyorum.
www.denizkavukcuoglukitaplari.blogspot.com
dkavukcuoglu@superonline.com
Türkiye’nin “Egenekon”la,
“AKP’yi kapatma”yla, “te-
rör”le, şehitleriyle, orman yan-
gõnlarõyla bunaldõğõ günlerde,
tam 3 bakan “çok önemli” bir
ortak basõn toplantõsõ yaptõlar.
(24 Temmuz 2008)
İçişleri Bakanõ Atalay, Sağ-
lõk Bakanõ Akdağ ile Çevre ve
Orman Bakanõ Eroğlu’nun
“su” açõklamalarõ medyamõzda
“canlı” yayõmlandõ... Uzun ko-
nuşmalardan akõlda kalan ise
“sudan belediyelerin sorumlu
olması” ile sõk sõk “ellerimizi
yıkamamız” gerektiğiydi!
Bakanlar, “halka temiz su
sağlamayan” belediyeleri
“mahvedeceklerini” açõklar-
ken, geçenlerdeki su genelge-
sinde de “eskimiş boruların ye-
nilenmesi”ni istemekle yetin-
diler...
Ellerini yõkamayanlar içinse
henüz bir yaptõrõm önermedi-
ler...
Keşke sorulabilseydi
O gün 3 bakanõ TV’de izler-
ken, gazetecilerin sormamasõna
hayõflandõm. Büyük kentleri-
mizdeki susuzluğun temel ne-
deni, “merkezi hükümetin ye-
ni yasalarla da teşvik ettiği ka-
çak yapılaşmanın su havzala-
rındaki olağanüstü yığılması”
değil midir?
Örneğin İçişleri Bakanlõğõ,
belediyesi bile kaçak yerleşme-
leri “ilçe” yaparak, suyumuzun
içine eden yasadõşõ kentleşmeyi
“kutsuyor”.
Baraj göllerini kuşatan “imar-
sız imar mikrobu salgını”,
Sağlõk Bakanlõğõ’nõn umurunda
değil; ruhsatsõz hastanelere bi-
le göz yumuyor...
Çevre ve Orman Bakanlõğõ da
bu kepazeliğe en fazla karşõ
çõkmasõ gerekirken hâlâ “2B”
peşinde... Havzalarõ dereleriyle
besleyen “orman alanlarının
kaçak işgalleri”ne parayla ta-
pu dağõtma hevesinde...
Söyler misiniz, böylesine “üst
düzey kayırma”larla gerçek-
leşen su havzasõ yağmasõndan
geriye “su” kalabilir mi?
Peki, bu üç sayõn bakan yan
yana oturmuşlar, ne diyorlar?
Kendi görevlerini tavsatõrken
belediyeleri tehdit etmekte ne-
den bu denli hõrslõlar? Özellik-
le de “suyun kirli” diye tuttur-
duklarõ İzmir’e karşõ!
Efemçukuru’nda “altın”!
Sorunun yanõtõnõ düşünürken
de Av. Arif Ali Cangı’dan İz-
mir’deki “Efemçukuru”yla il-
gili açõklama gelmesin mi?
Aynõ bakanlar, kentte suyun
yüzde 40’õnõ karşõlayan “Tah-
talı Barajı” havzasõnda ve 300
bin kişiye su sağlayacak “Çam-
lı Barajı”nõn su toplama böl-
gesinde, yani Efemçukuru’nda
“altın madenciliği”ni onayla-
yan Bakanlar Kurulu kararõnõ da
meğer bir güzel imzalamõşlar!
Cangõ özetle diyor ki; “Ar-
seniksiz tek su kaynağı, bu-
ranın yüzeysel sularıdır. Hü-
kümetin desteklediği altın ma-
deni işletmesi ise yeraltı ve
yerüstü sularını arsenikli ha-
le getirecek...”
İzmir işte böylesi bir umar-
sõzlõğõn yaratacağõ “susuzluk”
felaketine “hükümet onayıyla”
sürüklenirken, altõncõlar Efem-
çukuru köyündeki madende
“galeri ağzı”nõ bile çoktan aç-
mõşlar.
Bunun için de İzmir Büyük-
şehir Belediyesi’nden gerekli
yasal izinleri olmadõğõ gibi, yi-
ne hükümetin altõn şirketine
arazi tahsisi için aldõğõ “acele
kamulaştırma” kararõ da hõzla
sürdürülüyor...
Seçime doğru...
İşte bütün “sorumsuzlukla-
rın sorumlusu” olanlarõn be-
lediyeye “suyun kirli” diye
yüklenmelerini “yerel seçim
öncesinde rakibi yıpratmak”
şeklinde yorumlayanlar çoğalõ-
yor.
Ancak, yine de kavrayama-
dõğõm bir durum var. Bir kentin
suyunu altõncõlar uğruna gözden
çõkaranlar, yarõn aynõ kentin
insanlarõndan “hangi yüz”le
oy isteyebilir ki?
Soruyu yönelttiğim İzmirli
dostlar güldüler ve dediler ki;
“Anayasa Mahkemesi’nin
kestiği 22.5 milyon YTL’lik
açığı kimler kapatacak? Altın
imparatorluğunun seçim ön-
cesinde halka neler dağıtaca-
ğını hep beraber göreceğiz..”
Doğalca
ÇED KÖŞESİ
OKTAY EKİNCİ
“Su” bakanlarõ ve İzmir
Nami Tepe:
“Doğalgaza
memur maaşının on
katı zam yapıldı. Türk
insanının gazı alındı,
doğal değeri
düşürüldü!”
Mennan Esener:
“Laiklik karşıtı
eylemlerin odağı
bir partinin başbakanı
ve cumhurbaşkanı
tarafından terfi ettirilip
komutan olmak nasıl
bir duygu acaba!”
Yüksek Yerilim Hattı
erdincutku@yahoo.com
“Gizli” tanıklarla mı ulaşacağız
“açık” demokrasiye!
Ferit İlsever’i cezaevinde öldürecekler!
ABD’NİN onayı ile demokrasinin
askıyla alındığı 12 Mart ve 12 Eylül
gibi ara rejimlerin ortak bir yanı
vardı: İnsanlar ne ile suçlandıklarını
bilmeden topluca gözaltına alınır,
sonunda beraat edecekleri
davalardan yıllarca
cezaevlerinde yatırılır ve bazı
insanların da cezaevi
koşullarında ölümlerine çanak
tutulurdu.
Aynen bugün Ergenekon’da
Kuddusi Okkır’ın ölümü gibi.
Aynen bugün Ergenekon’da Ferit
İlsever’in öldürülme olasılığı gibi!
Avukat Ayşegül Şahin, aylardır
tutuklu bulunan İşçi Partisi Genel
Başkan Yardımcısı İlsever’in
ağzından kan geldiğini, halsizlik ve
kilo kaybı yaşadığını ve tetkiklere
göre kanser riski taşıdığını bildirip
iyi bir hastanede tedavi edilmesi
gerektiğini söylüyor ve “Sağlık
sorunları nedeniyle yaptığımız
tahliye talepleri reddediliyor” diyor.
ABD’nin Türkiye’ye “Ilımlı İslam”
gömleği giydirmeye çalıştığı 2008
yılının yazı 12 Mart’lara ve 12
Eylül’lere o kadar çok benziyor ki...
Eskiden ABD’nin paşaları vardı
şimdi ABD’nin maşaları... Katiller
hiç değişmiyor!
SESSİZ SEDASIZ (!)
ekinci@cumhuriyet.com.tr
KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak yahoo.com.tr
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN www.mumtaz-arikan.com
HARBİ SEMİH POROY
6 Ağustos BULMACA SEDAT YAŞAYAN
SOLDAN SAĞA:
1/ Daha çok Mar-
mara Bölgesi’nde
yetiştirilen, beyaz
tüylü ve ince kuy-
ruklu koyun cinsi.
2/ Asya’da bir
göl... Yunan mito-
lojisinde aşk tanrõ-
sõ. 3/ Bir noktanõn
deniz yüzeyinden
olan yüksekliği...
Oğlak burcundaki
yõldõzlar kümesi. 4/ Bir
süs ve gölge ağacõ...
Stronsiyum elementinin
simgesi. 5/ Moritanya’nõn
başkenti. 6/ Motorlu ta-
şõtlarõn elektriğini sağla-
yan aygõt... Ünlü bir Os-
manlõ tarihçisi. 7/ Arala-
rõnda dil, kültür ve töre
ortaklõğõ bulunan insan
topluluğu... Yeni. 8/ Sof-
ralõk bir üzüm cinsi. 9/ Eskiden uzay boşluğunu dol-
durduğu varsayõlan esnek madde... Su taşkõnõ.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Uzun boyunlu ve kulpsuz rakõ sürahisi. 2/ Asya’da
bir ülke... Briç, poker, okey gibi oyunlarda oyunu oy-
nayan dört kişilik grup. 3/ Osmanlõlarda zamanõn olay-
larõnõ saptamakla görevli devlet tarihçisi. 4/ Batman’õn
Hasankeyf ilçesini sular altõnda bõrakacak olan baraj...
“ --- kapõlõ bir handa/Gidiyorum gündüz gece” (Âşõk
Veysel). 5/ Asya’da bir ülke. 6/ AB ülkelerinde ve Tür-
kiye’de bir ürünün güvenli olduğunu belirtmek için ko-
nulan simge... Büyük kardeş, ağabey. 7/ Karakter... Ya-
põsõna girdiği sözcüğe “bilen, anlayan” anlamõ katan bir
sonek. 8/ Süzülmüş et ya da tavuk suyu. 9/ Karaman-
Mut karayolunda yüksek bir dağ geçidi.
1 2 3 4 5 6 7 8 9
1
2
3
4
5
6
7
8
9
M Ü Ş K Ü L E A
U L A S E D İ R
R Ü Y A Y A Ğ I
A Ş A M A T İ
K K A D I N E
K A N A R D İ N
A L K O V A K A
P E S E N T Y
H U Ş T E A T İ
1 2 3 4 5 6 7 8 9
1
2
3
4
5
6
7
8
9
İzmirliler, su düşmanı altıncılara yerel basın desteğiyle direniyor...
VİZE İZALE-İ ŞÜYUU SATIŞ MEMURLUĞU’NDAN
GAYRİMENKUL AÇIK ARTTIRMA İLANI
SAYI: 2007/15
Satõlmasõna karar verilen gayrõmenküllerin adedi, evsafõ;
TAPU KAYDI: 1-Vize İlçesi, Devlet Mahallesi, Bahçeler Mevkii, 49 ada, 2 parsel sayõlõ, 3067,50 m2 miktarõndaki taşõnmaz, İmar planõ içeri-
sinde kalmakta olup, Arsa vasfõndadõr. İmar Kanunun 18. Madde uygulamasõ sonucu oluşmuştur. İmar planõna göre parsel ortadan imar yolu ile
ikiye ayrõlmaktadõr. İnşaat nizamõ 4 kat serbest nizamdõr. Taşõnmazõn tamamõnõn değeri 245.400.00 YTL olup, satõş saati: 10.00-10.10 arasõnda-
dõr. 2-Vize İlçesi, Devlet Mahallesi, Bahçeler mevkiinde, 217 ada, 15 parsel sayõlõ, 405,82 m2 miktarõndaki taşõnmaz, imar planõ içinde kalmakta
olup, arsa vasfõndadõr. İnşaat nizamõ 4 kat serbest nizamdõr. Taşõnmazõn tamamõnõn değeri: 24.349,20 YTL olup, satõş saati: 10.30-10.40 arasõn-
dadõr.
3- Vize İlçesi, Evren mahallesi, Aktoprak Mevkiinde, 133 ada, 77 parsel sayõlõ, 3688,00 m2 miktarõndaki taşõnmaz, tarla vasfõndadõr. Taşõnma-
zõn tamamõnõn değeri: 6040.94 YTL. olup, satõş saati: 10.50-11.00 arasõndadõr. 4- Vize İlçesi, Evren mahallesi, Bostancõçeşmesi Mevkiinde, 144
ada, 17 parsel sayõlõ, 7350,00 m2 miktarõndaki taşõnmaz, tarla vasfõndadõr. Taşõnmazõn tamamõnõn değeri: 19.332,18 YTL. olup, satõş saati: 11.10-
11.20 arasõndadõr. 5- Vize İlçesi, Evren mahallesi, Bostancõçeşmesi Mevkiinde, 144 ada, 16 parsel sayõlõ, 5900,00 m2 miktarõndaki taşõnmaz, tar-
la vasfõndadõr. Taşõnmazõn tamamõnõn değeri: 16.213,20 YTL. olup, satõş saati: 11.30-11.40 arasõndadõr.
SATIŞ ŞARTLARI: 1.Yukarõda vasõflarõ, Hisse durumu ve kõymetleri belirtilen gayrimenkuller satõşa sunulmuş olup, birinci satõş 07.10.2008
günü, yukarõda belirtilen saatler arasõnda VİZE ADLİYESİ İLÇE SEÇİM MÜDÜRLÜĞÜ ODASINDA açõk arttõrma suretiyle yapõlacaktõr. Bu art-
tõrma tahmin edilen bedelin %60'õnõ ve rüçhanlõ alacaklõlar varsa alacaklarõn mecmuunu ve satõş masraflarõ geçmek şartõ ile ihale olunur. Böyle bir
bedel ile alõcõ çõkmazsa en çok arttõran taahüdü baki kalmak şartõ ile 17.10.2008 günü, aynõ yer ve saatlerde ikinci arttõrmaya çõkarõlacaktõr. Bu ar-
tõrmaca tahmin edilen kõymetin %40'õnõ veren ve rüçhanlõ alacaklarõn alacağõnõ ve satõş masraflarõnõ geçmesi şartõ ile en çok arttõrana ihale olunur.2-
Arttõrmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen kõymetin %20'si nispetinde pey akçesi veya bu miktar milli bir bankanõn teminat mektubu vermele-
ri lazõmdõr. Satõş peşin para iledir. Alõcõ istediğinde 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. Tellaliye resmi ihale pulu, tapu harç ve masraflarõ
KDV alõcõya aittir. Birikmiş vergiler satõş bedelinden ödenir. 3-İpotek sahibi alacaklõlarla diğer ilgililerin (*) bu menkul üzerindeki haklarõnõ, hu-
susõyla faiz ve masrafa dair olan iddialarõnõ, dayanağõ belgeler ile 15 gün içersinde dairemize bildirmeleri lazõmdõr. Aksi takdirde haklarõ tapu si-
cili ve sabit olmadõkça paylaşmadan hariç bõrakõlacaktõr. 4-Satõş bedeli, hemen veya verilen mühlet içerisinde ödenmemesi ise İcra İflas kanunu
133.maddesi gereğince ihale feshedilir. İhaleye katõlõpta daha sonra ihale bedelini yatõrmamak sureti ile ihalenin feshine sebep olan, tüm alõcõlar
ve kefiller, teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasõndaki farktan müteselsilen sorumludurlar. İhale farkõ ve temerrüt faizi ayrõca hükme hacet
kalmaksõzõn dairece tahsil olunur. Bu fark öncelikle teminat bedelinden tahsil olunur. 5-Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için
dairede açõk olup, masrafõ verildiği takdirde isteyen alõcõya bir örneği gönderilebilir. 6-Satõşa iştirak edenler, şartnameyi görmüş ve münderecatõ-
nõ kabul etmiş sayõlacaklarõ, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2007/15 satõş sayõlõ dosya numarasõ ile memurluğumuza başvurmalarõ ilan olunur.
18.07.2008 (*) İlgililer tabirine irtifak hakkõ sahipleri de dahildir. (Basõn: 43319)