23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 6 AĞUSTOS 2008 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA 17 Haber başlığı: Enflasyon kontrolden çıktı! Sadece enflasyon mu? Duygu El karar Memduh Menekşe: “Devletin, rejim düşmanları tarafından yönetilmesinin devamında sakınca görülmemiştir!” Uygunluk Vahdi Bingöl: “İran Cumhurbaşkanı, Anıtkabir’i ziyaret etmek istemediği için görüşme şeriata uygun şekilde İstanbul’da yapılacaktır!” YağmurDeniz - İlk kez ihraç olmamış... “Olursa da bundan sonra ulusalcılara olur!” ÜÇÜNCÜ sınıf Amerikan filmlerinde “kötü polis”in bulaştığı pislikler vardır hani; sonra “iyi polis” gelip haraca bağlanan mahalleyi kurtarır. Film boyunca “iyi polis”in de “kötü polis”in de yakalaması gereken ama yakalamayıp elinin altında tuttuğu birtakım sabıkalıları da görürüz. Filmin her yanından kalitesizlik akar, falan filan. Güngören’de mahalle ortasında yaşanan katliamdan sonra Meclis kürsüsüne çıkan İçişleri Bakanı Beşir Atalay, “İnşallah olayı aydınlatacağımızı, failleri bulacağımızı tahmin ediyoruz” diyor. Allah, duasını tez elden kabul etmiş olmalı ki Bakan dört gün sonra yanına Emniyet Genel Müdürü Oğuz Kağan Köksal, İstanbul Valisi Muammer Güler ve İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah’ı alıp gazetecilerin karşısına geçiyor. Bakan, “katliamın bütün boyutlarıyla, kesin tespitlerle, güçlü delillerle, tereddüde yer bırakmayacak şekilde aydınlatıldığını ve faillerin büyük bölümünün de yakalandığını” açıklıyor. Fakat birkaç saat sonra mahkemeye sevk edilen şüphelilerden bir kısmı serbest bırakılıyor, bir kısmı ise yasadışı bir örgüte üye olmak savıyla tutuklanıyor. Bakana göre “bütün boyutlarıyla”, “kesin tespitlerle”, “güçlü delillerle” “tereddütsüz” yakalanan şüphelilerin Güngören katliamını yaptığına ilişkin en küçük bir iddia kırıntısı bile mahkemeye sunulmuyor. Mahkeme şüphelileri Güngören’de katliam yaptıkları için değil, bölücü terör örgütüne üye oldukları için tutukluyor. Ama iktidar yalakası medyada “Bir haftada kıskıvrak! Güngören canileri adalete teslim edildi” manşetleri atılıyor. Yalaka medya görevini yerine getiriyor ve infial halindeki toplumun gazı alınıyor! Laiklik karşıtı eylemlerin odağı haline geldiği yüce yargı kararı ile tescil edilen AKP iktidarının, “Güngören katliamını çözen” İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın en ilginç özelliği ne? Türkiye’de irticai faaliyetleri nedeniyle görevine son verilen ilk ve tek rektör olması! Laiklik karşıtı eylemlerin odağının da odağı! Bakanın bu özelliğinin bu olayla ne ilgisi var diyebilirsiniz. İlgisi yok! Alman Federal İstihbarat Servisi Başkanı Ernst Uhrlau’nun Güngören katliamını İslamcı terör örgütü El Kaide’ye bağlaması kadar ilgisiz bir konu! İlgisiz PANO DENİZ KAVUKÇUOĞLU “Durum Vahim” Yıl 1954. Ayını da gününü de anımsamıyorum; o zamanlar Cihangir’de oturuyoruz, “Taksim’e çıka- yım” dedim. Ama ne mümkün? Sıraserviler Cadde- si tıka basa insan dolu, herkesin elinde bayraklar, pankartlar, dövizler… Bağırış çığırışlar, müthiş bir uğultu. Tek anladığım, Kıbrıs diye bir yer olduğu ve orası neresiyse Türk kalması gerektiği, bir de her tür- lü kötülüğün başını, hem kızıl hem de kara olan, ay- nı zamanda da hiç durmadan cinayet işleyen Ma- karios adında bir papazın çektiği ve mutlaka kah- rolması. 11’imi daha doldurmamışım, korkudan As- lanyatağı Sokağı’nın başında kalakaldım. Eve dön- düm, anneme gördüklerimi anlattım. Neyse, on da- kikalık bir konuşmadan sonra ‘devlet ve milletçe’ Kıbrıs diye bir sorunumuz olduğunu anlar gibi ol- muştum. Aradan bir yıl geçti, 6-7 Eylül günlerinde birtakım azgın kalabalıklar İstanbul’daki Müslüman olmayan azınlıkların evlerine, işyerlerine, ibadethanelerine saldırıp yağmaladılar, alıp götüremediklerini parça- ladılar. Resmi verilere göre, İstanbul’da ilk, orta ve lise derecesinde 32 Rum ve 8 Ermeni okulu tahrip edilmişti. İstanbul’da 74 kilise vardı. 70’i aynı za- manda yakılıp yıkılmıştı. Kiliseler dışında bir Havra, 8 Ayazma, 2 Manastır, 3 bin 584’ü Rumlara, diğeri Ermeni ve Musevilere ait 5 bin 538 gayrimenkul ta- mamen yakılmıştı. Bu olay karşısında en sık duy- duğum, “Durum vahim” sözcükleriydi. Aradan 53 yıl geçti ve geçen yıllarla birlikte bu sözcükler ikiye, beşe, ona katlanarak kullanılır oldu. 6-7 Eylül 1955 olayları 27 Mayıs 1960 darbesinden sonra kurulan Yüksek Adalet Divanı’nda dava ko- nusuydu. Mahkeme bu olayların ‘devlet eliyle’ dü- zenlendiğini saptayarak içlerinde devrik Cumhur- başkanı Celal Bayar, Başbakan Adnan Mende- res, Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu’nun da bu- lunduğu 11 kişinin yargılanmasına karar verdi. Ne var ki bu vahim durum içinde ondan daha da vahim bir durum vardı. Olayların başlamasına Atatürk’ün evine bomba atılması ve bu ‘menfur hadise’nin, Mit- hat Perin’in Demokrat Parti yanlısı İstanbul Ekspres gazetesinin özel baskısıyla duyurulması neden ol- muştu. Bombayı atanlar Yunan polisi tarafından tu- tuklanmıştı. İki kişiydiler, işledikleri suçun sabit ol- ması gerekçesiyle yargılanıp hapse mahkûm ol- muşlardı. Bunlardan biri Türkiye’ye kaçmıştı, Yük- sek Adalet Divanı Başsavcısı Altay Ömer Egesel tarafından davaya dahil edildi, fakat ne olduysa(!) aklandı. Biz, bu ülkenin yurttaşları bu ‘ne olduysa’ duru- munu ancak uzun yıllar sonra Gazeteci Fatih Gül- lapoğlu’nun 1991 yılında Özel Harp Dairesi eski Başkanı Em. Orgeneral Sabri Yirmibeşoğlu ile Tempo Dergisi için yaptığı bir röportajdan öğrendik. Em. Orgeneral, 6-7 Eylül 1955 olaylarının “Özel Harp Dairesi’nin başarıya ulaşmış mükemmel bir işi oldu- ğunu” söylüyordu. Yunan Yargısı tarafından yargı- lanıp cezaya çarptırılan, fakat Yüksek Adalet Diva- nı tarafından aklanan kişi ise bu arada devlet tara- fından okutulmuş, emniyet örgütüne alınmış, emni- yet müdürlüğüne kadar yükselip oradan da bir ken- te vali olarak atanmıştı. Belki bu kişinin adını niçin vermediğimi merak et- mişsinizdir; 10 yıl önce bir yazımda vermiştim, o ki- şi hakkımda dava açtı, yargılandım, iş Yargıtay’a ka- dar gitti, fakat sonunda elimdeki onca belgeye ve Özel Harp Dairesi eski Başkanı Em. Org. Yirmibe- şoğlu’nun, “Bizim işimizdi” deyip, ad da vermesine karşın o kişi Yüksek Adalet Divanı’nda aklanmış ol- duğu için para cezasına mahkûm oldum. Bir kez da- ha mahkûm olmaktan korktuğum için adını vermi- yorum. O günden beri Yüksek Adalet Divanı’ndan başla- yarak, Sıkıyönetim Mahkemeleri, Devlet Güvenlik Mahkemeleri gibi ‘özel mahkemelerin’ adil karar ve- rebileceklerine inanmıyorum. Yargıtay’ın bir özel mahkeme kararına dayanarak bir suçluyu aklama- sı yürürlükteki hukuk düzenine olan inancımı sar- sıyor. Sayın Savcı Zekeriya Öz’e de, gerçekten ‘derin devlet’i ortaya çıkarmak gibi bir niyeti var- sa Ümraniye bombalarından İlhan Selçuk’un, Mustafa Balbay’ın odalarına değil de 1955 yı- lında ilk ‘mükemmel’ eylemini yapan odaklara uzanmasını öneriyorum. www.denizkavukcuoglukitaplari.blogspot.com dkavukcuoglu@superonline.com Türkiye’nin “Egenekon”la, “AKP’yi kapatma”yla, “te- rör”le, şehitleriyle, orman yan- gõnlarõyla bunaldõğõ günlerde, tam 3 bakan “çok önemli” bir ortak basõn toplantõsõ yaptõlar. (24 Temmuz 2008) İçişleri Bakanõ Atalay, Sağ- lõk Bakanõ Akdağ ile Çevre ve Orman Bakanõ Eroğlu’nun “su” açõklamalarõ medyamõzda “canlı” yayõmlandõ... Uzun ko- nuşmalardan akõlda kalan ise “sudan belediyelerin sorumlu olması” ile sõk sõk “ellerimizi yıkamamız” gerektiğiydi! Bakanlar, “halka temiz su sağlamayan” belediyeleri “mahvedeceklerini” açõklar- ken, geçenlerdeki su genelge- sinde de “eskimiş boruların ye- nilenmesi”ni istemekle yetin- diler... Ellerini yõkamayanlar içinse henüz bir yaptõrõm önermedi- ler... Keşke sorulabilseydi O gün 3 bakanõ TV’de izler- ken, gazetecilerin sormamasõna hayõflandõm. Büyük kentleri- mizdeki susuzluğun temel ne- deni, “merkezi hükümetin ye- ni yasalarla da teşvik ettiği ka- çak yapılaşmanın su havzala- rındaki olağanüstü yığılması” değil midir? Örneğin İçişleri Bakanlõğõ, belediyesi bile kaçak yerleşme- leri “ilçe” yaparak, suyumuzun içine eden yasadõşõ kentleşmeyi “kutsuyor”. Baraj göllerini kuşatan “imar- sız imar mikrobu salgını”, Sağlõk Bakanlõğõ’nõn umurunda değil; ruhsatsõz hastanelere bi- le göz yumuyor... Çevre ve Orman Bakanlõğõ da bu kepazeliğe en fazla karşõ çõkmasõ gerekirken hâlâ “2B” peşinde... Havzalarõ dereleriyle besleyen “orman alanlarının kaçak işgalleri”ne parayla ta- pu dağõtma hevesinde... Söyler misiniz, böylesine “üst düzey kayırma”larla gerçek- leşen su havzasõ yağmasõndan geriye “su” kalabilir mi? Peki, bu üç sayõn bakan yan yana oturmuşlar, ne diyorlar? Kendi görevlerini tavsatõrken belediyeleri tehdit etmekte ne- den bu denli hõrslõlar? Özellik- le de “suyun kirli” diye tuttur- duklarõ İzmir’e karşõ! Efemçukuru’nda “altın”! Sorunun yanõtõnõ düşünürken de Av. Arif Ali Cangı’dan İz- mir’deki “Efemçukuru”yla il- gili açõklama gelmesin mi? Aynõ bakanlar, kentte suyun yüzde 40’õnõ karşõlayan “Tah- talı Barajı” havzasõnda ve 300 bin kişiye su sağlayacak “Çam- lı Barajı”nõn su toplama böl- gesinde, yani Efemçukuru’nda “altın madenciliği”ni onayla- yan Bakanlar Kurulu kararõnõ da meğer bir güzel imzalamõşlar! Cangõ özetle diyor ki; “Ar- seniksiz tek su kaynağı, bu- ranın yüzeysel sularıdır. Hü- kümetin desteklediği altın ma- deni işletmesi ise yeraltı ve yerüstü sularını arsenikli ha- le getirecek...” İzmir işte böylesi bir umar- sõzlõğõn yaratacağõ “susuzluk” felaketine “hükümet onayıyla” sürüklenirken, altõncõlar Efem- çukuru köyündeki madende “galeri ağzı”nõ bile çoktan aç- mõşlar. Bunun için de İzmir Büyük- şehir Belediyesi’nden gerekli yasal izinleri olmadõğõ gibi, yi- ne hükümetin altõn şirketine arazi tahsisi için aldõğõ “acele kamulaştırma” kararõ da hõzla sürdürülüyor... Seçime doğru... İşte bütün “sorumsuzlukla- rın sorumlusu” olanlarõn be- lediyeye “suyun kirli” diye yüklenmelerini “yerel seçim öncesinde rakibi yıpratmak” şeklinde yorumlayanlar çoğalõ- yor. Ancak, yine de kavrayama- dõğõm bir durum var. Bir kentin suyunu altõncõlar uğruna gözden çõkaranlar, yarõn aynõ kentin insanlarõndan “hangi yüz”le oy isteyebilir ki? Soruyu yönelttiğim İzmirli dostlar güldüler ve dediler ki; “Anayasa Mahkemesi’nin kestiği 22.5 milyon YTL’lik açığı kimler kapatacak? Altın imparatorluğunun seçim ön- cesinde halka neler dağıtaca- ğını hep beraber göreceğiz..” Doğalca ÇED KÖŞESİ OKTAY EKİNCİ “Su” bakanlarõ ve İzmir Nami Tepe: “Doğalgaza memur maaşının on katı zam yapıldı. Türk insanının gazı alındı, doğal değeri düşürüldü!” Mennan Esener: “Laiklik karşıtı eylemlerin odağı bir partinin başbakanı ve cumhurbaşkanı tarafından terfi ettirilip komutan olmak nasıl bir duygu acaba!” Yüksek Yerilim Hattı erdincutku@yahoo.com “Gizli” tanıklarla mı ulaşacağız “açık” demokrasiye! Ferit İlsever’i cezaevinde öldürecekler! ABD’NİN onayı ile demokrasinin askıyla alındığı 12 Mart ve 12 Eylül gibi ara rejimlerin ortak bir yanı vardı: İnsanlar ne ile suçlandıklarını bilmeden topluca gözaltına alınır, sonunda beraat edecekleri davalardan yıllarca cezaevlerinde yatırılır ve bazı insanların da cezaevi koşullarında ölümlerine çanak tutulurdu. Aynen bugün Ergenekon’da Kuddusi Okkır’ın ölümü gibi. Aynen bugün Ergenekon’da Ferit İlsever’in öldürülme olasılığı gibi! Avukat Ayşegül Şahin, aylardır tutuklu bulunan İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı İlsever’in ağzından kan geldiğini, halsizlik ve kilo kaybı yaşadığını ve tetkiklere göre kanser riski taşıdığını bildirip iyi bir hastanede tedavi edilmesi gerektiğini söylüyor ve “Sağlık sorunları nedeniyle yaptığımız tahliye talepleri reddediliyor” diyor. ABD’nin Türkiye’ye “Ilımlı İslam” gömleği giydirmeye çalıştığı 2008 yılının yazı 12 Mart’lara ve 12 Eylül’lere o kadar çok benziyor ki... Eskiden ABD’nin paşaları vardı şimdi ABD’nin maşaları... Katiller hiç değişmiyor! SESSİZ SEDASIZ (!) ekinci@cumhuriyet.com.tr KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak yahoo.com.tr TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN www.mumtaz-arikan.com HARBİ SEMİH POROY 6 Ağustos BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDAN SAĞA: 1/ Daha çok Mar- mara Bölgesi’nde yetiştirilen, beyaz tüylü ve ince kuy- ruklu koyun cinsi. 2/ Asya’da bir göl... Yunan mito- lojisinde aşk tanrõ- sõ. 3/ Bir noktanõn deniz yüzeyinden olan yüksekliği... Oğlak burcundaki yõldõzlar kümesi. 4/ Bir süs ve gölge ağacõ... Stronsiyum elementinin simgesi. 5/ Moritanya’nõn başkenti. 6/ Motorlu ta- şõtlarõn elektriğini sağla- yan aygõt... Ünlü bir Os- manlõ tarihçisi. 7/ Arala- rõnda dil, kültür ve töre ortaklõğõ bulunan insan topluluğu... Yeni. 8/ Sof- ralõk bir üzüm cinsi. 9/ Eskiden uzay boşluğunu dol- durduğu varsayõlan esnek madde... Su taşkõnõ. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Uzun boyunlu ve kulpsuz rakõ sürahisi. 2/ Asya’da bir ülke... Briç, poker, okey gibi oyunlarda oyunu oy- nayan dört kişilik grup. 3/ Osmanlõlarda zamanõn olay- larõnõ saptamakla görevli devlet tarihçisi. 4/ Batman’õn Hasankeyf ilçesini sular altõnda bõrakacak olan baraj... “ --- kapõlõ bir handa/Gidiyorum gündüz gece” (Âşõk Veysel). 5/ Asya’da bir ülke. 6/ AB ülkelerinde ve Tür- kiye’de bir ürünün güvenli olduğunu belirtmek için ko- nulan simge... Büyük kardeş, ağabey. 7/ Karakter... Ya- põsõna girdiği sözcüğe “bilen, anlayan” anlamõ katan bir sonek. 8/ Süzülmüş et ya da tavuk suyu. 9/ Karaman- Mut karayolunda yüksek bir dağ geçidi. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 2 3 4 5 6 7 8 9 M Ü Ş K Ü L E A U L A S E D İ R R Ü Y A Y A Ğ I A Ş A M A T İ K K A D I N E K A N A R D İ N A L K O V A K A P E S E N T Y H U Ş T E A T İ 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 2 3 4 5 6 7 8 9 İzmirliler, su düşmanı altıncılara yerel basın desteğiyle direniyor... VİZE İZALE-İ ŞÜYUU SATIŞ MEMURLUĞU’NDAN GAYRİMENKUL AÇIK ARTTIRMA İLANI SAYI: 2007/15 Satõlmasõna karar verilen gayrõmenküllerin adedi, evsafõ; TAPU KAYDI: 1-Vize İlçesi, Devlet Mahallesi, Bahçeler Mevkii, 49 ada, 2 parsel sayõlõ, 3067,50 m2 miktarõndaki taşõnmaz, İmar planõ içeri- sinde kalmakta olup, Arsa vasfõndadõr. İmar Kanunun 18. Madde uygulamasõ sonucu oluşmuştur. İmar planõna göre parsel ortadan imar yolu ile ikiye ayrõlmaktadõr. İnşaat nizamõ 4 kat serbest nizamdõr. Taşõnmazõn tamamõnõn değeri 245.400.00 YTL olup, satõş saati: 10.00-10.10 arasõnda- dõr. 2-Vize İlçesi, Devlet Mahallesi, Bahçeler mevkiinde, 217 ada, 15 parsel sayõlõ, 405,82 m2 miktarõndaki taşõnmaz, imar planõ içinde kalmakta olup, arsa vasfõndadõr. İnşaat nizamõ 4 kat serbest nizamdõr. Taşõnmazõn tamamõnõn değeri: 24.349,20 YTL olup, satõş saati: 10.30-10.40 arasõn- dadõr. 3- Vize İlçesi, Evren mahallesi, Aktoprak Mevkiinde, 133 ada, 77 parsel sayõlõ, 3688,00 m2 miktarõndaki taşõnmaz, tarla vasfõndadõr. Taşõnma- zõn tamamõnõn değeri: 6040.94 YTL. olup, satõş saati: 10.50-11.00 arasõndadõr. 4- Vize İlçesi, Evren mahallesi, Bostancõçeşmesi Mevkiinde, 144 ada, 17 parsel sayõlõ, 7350,00 m2 miktarõndaki taşõnmaz, tarla vasfõndadõr. Taşõnmazõn tamamõnõn değeri: 19.332,18 YTL. olup, satõş saati: 11.10- 11.20 arasõndadõr. 5- Vize İlçesi, Evren mahallesi, Bostancõçeşmesi Mevkiinde, 144 ada, 16 parsel sayõlõ, 5900,00 m2 miktarõndaki taşõnmaz, tar- la vasfõndadõr. Taşõnmazõn tamamõnõn değeri: 16.213,20 YTL. olup, satõş saati: 11.30-11.40 arasõndadõr. SATIŞ ŞARTLARI: 1.Yukarõda vasõflarõ, Hisse durumu ve kõymetleri belirtilen gayrimenkuller satõşa sunulmuş olup, birinci satõş 07.10.2008 günü, yukarõda belirtilen saatler arasõnda VİZE ADLİYESİ İLÇE SEÇİM MÜDÜRLÜĞÜ ODASINDA açõk arttõrma suretiyle yapõlacaktõr. Bu art- tõrma tahmin edilen bedelin %60'õnõ ve rüçhanlõ alacaklõlar varsa alacaklarõn mecmuunu ve satõş masraflarõ geçmek şartõ ile ihale olunur. Böyle bir bedel ile alõcõ çõkmazsa en çok arttõran taahüdü baki kalmak şartõ ile 17.10.2008 günü, aynõ yer ve saatlerde ikinci arttõrmaya çõkarõlacaktõr. Bu ar- tõrmaca tahmin edilen kõymetin %40'õnõ veren ve rüçhanlõ alacaklarõn alacağõnõ ve satõş masraflarõnõ geçmesi şartõ ile en çok arttõrana ihale olunur.2- Arttõrmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen kõymetin %20'si nispetinde pey akçesi veya bu miktar milli bir bankanõn teminat mektubu vermele- ri lazõmdõr. Satõş peşin para iledir. Alõcõ istediğinde 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. Tellaliye resmi ihale pulu, tapu harç ve masraflarõ KDV alõcõya aittir. Birikmiş vergiler satõş bedelinden ödenir. 3-İpotek sahibi alacaklõlarla diğer ilgililerin (*) bu menkul üzerindeki haklarõnõ, hu- susõyla faiz ve masrafa dair olan iddialarõnõ, dayanağõ belgeler ile 15 gün içersinde dairemize bildirmeleri lazõmdõr. Aksi takdirde haklarõ tapu si- cili ve sabit olmadõkça paylaşmadan hariç bõrakõlacaktõr. 4-Satõş bedeli, hemen veya verilen mühlet içerisinde ödenmemesi ise İcra İflas kanunu 133.maddesi gereğince ihale feshedilir. İhaleye katõlõpta daha sonra ihale bedelini yatõrmamak sureti ile ihalenin feshine sebep olan, tüm alõcõlar ve kefiller, teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasõndaki farktan müteselsilen sorumludurlar. İhale farkõ ve temerrüt faizi ayrõca hükme hacet kalmaksõzõn dairece tahsil olunur. Bu fark öncelikle teminat bedelinden tahsil olunur. 5-Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açõk olup, masrafõ verildiği takdirde isteyen alõcõya bir örneği gönderilebilir. 6-Satõşa iştirak edenler, şartnameyi görmüş ve münderecatõ- nõ kabul etmiş sayõlacaklarõ, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2007/15 satõş sayõlõ dosya numarasõ ile memurluğumuza başvurmalarõ ilan olunur. 18.07.2008 (*) İlgililer tabirine irtifak hakkõ sahipleri de dahildir. (Basõn: 43319)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle